Blog

  • TARSUS BELEDİYE BAŞKANI BOZDOĞAN: “MERSİN’İN KADERİNİ TARSUS BELİRLEYECEK”

    TARSUS BELEDİYE BAŞKANI BOZDOĞAN: “MERSİN’İN KADERİNİ TARSUS BELİRLEYECEK”

    Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, ilçede sürdürülen çalışmaları, projeleri ve tüm gelişmeleri değerlendirdi. Başkan Bozdoğan, “Tarsus nasıl geçmişte tarihiyle dimdik durduysa, geleceğiyle de bu ekonomik duruşuyla da dik duracak bir kent. Bu kent 500 bin nüfus potansiyeliyle Türkiye’nin önde gelen ilçesi değil, ili olacak. Tarsus’un büyümesinin önünde kimse duramayacak” dedi.

    Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Flash Haber TV kanalında, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sertaç Eş’in ve CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut’un konuk olduğu Gündem Özel programında siyasi gündemi değerlendirdi. Başkan Bozdoğan, Tarsus’un son kez ilçe sıfatıyla seçimlere etki ediyor oluşunun altını çizerek, “Mersin’in kaderini Tarsus belirleyecek” sözleriyle yerel seçimlerin kritik önemini vurguladı. 

    Yapılan anketlerde Tarsus’un en başarılı CHP’li ilçeler sıralamasında 8. sırada çıkmasının, kent ve siyasi çevrelerde nasıl yankı bulduğunu değerlendiren Başkan Bozdoğan, seçmenin beklentilerini anlamak adına bu sonuçların önemine dikkat çekti. Başkan Bozdoğan, 2024 yılında il yapılması planlanan Tarsus’un CHP saflarına kazandırılması için son seçime giriyor olmanın altını çizdi. 25 yıl sonra kazanılmış bir belediyenin “il” olma potansiyelinin kaybedilme risklerini konuşarak, Tarsus’un artık bir il olarak Mersin’in büyükşehir statüsündeki kaderine etki edebileceğini söyledi. Devam eden, tamamlanan projeler hakkında bilgi veren Bozdoğan, 2024 yılında yapılacakları da anlattı. 

    “VATANDAŞIN PARASI CEBİNDE KALSIN”

    Tarsus Belediyesi’nin yaptığı hizmetlere değinen Başkan Bozdoğan, “Ramazan ayında 210 gram ekmek 1 TL’ydi. Vatandaşlarımızın ekonomik durumlarının ne olduğunu bildiğimizden dolayı, her ne kadar zararda etsek te onlara 1 TL’ye çektiğimizde vatandaşlarımızın karı olacak. Tarım alanında da ata tohumu her zaman önceliğimiz oldu. Zaten 84 tane ata tohumumuz vardı. Sadece kendimiz ekmiyoruz, köylülerimize de ata tohumunu dağıtıyoruz. Biz sudan atık bedeli almayan tek belediyeyiz. O yüzden içme suyu olarak en ucuz suyu içen yer Tarsus’tur.  Vatandaşın parası cebinde kalıyor” dedi.

    “201 TANE CİDDİ ESERİ ORTAYA KOYDUK”

    Başkan Bozdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Burası 500 bin nüfuslu bir kent. Bu kentin 180 tane mahallesi var. Yerel yönetim neden burada çok önemli? Çünkü gerek ekonomik anlamda gerekse kültürel anlamda kentin önünün açılması gerek. Biz toplamda 201 tane ciddi eseri ortaya koyduk ve şu an çok büyük 4 tane yatırım var. Ekmek fabrikası bitti. Fabrikada bittikten sonra 120 bin ekmek üreteceğiz. Bunların bütün köylere ulaşmasını sağlayacağız. Diğer tarafta kent meydanı var ki kentler meydanlarıyla anılır. Bu kentin bir meydanı yoktu. Ayrıca proje ödülümüzü de aldık.”

    “5. ÇALIŞTAYIMIZI YAPACAĞIZ”

    5’inci kez düzenlenecek çalıştaydan bahseden Başkan Bozdoğan, “Tarsus’ta çok önemli bir İşsağlığı, İş Güvenliği ve SporcuSağlığı Yerleşkesi yapılıyor. Burada hem tarım laboratuvarının olduğu hem tıbbi laboratuvarlarının olduğu önemli bir yer burası. Türkiye’de ve Dünyada bir ilk. Eminim tüm büyükşehir belediyelerinin takip edeceği örnek olarak alacağı bir sağlık yerleşkesi. Çünkü işçilerimize karşı iş güvenliği diyoruz, onların sağlığı, canı diyoruz. Ama bununla ilgili temelde alınan hiçbir önlem yoktu. Çalıştıkları yerlerde bile aldıkları kimyasallardan, vücutlarına aldıkları ve uzun yıllar tarımla ilgili kullanılan ilaçlardan bile çok büyük etkilendiklerini biliyoruz. Hacettepe’den çok değerli profesörler başında. Ayın 26’sında 5. çalıştayımızı yapacağız” diye konuştu.

    “BU KENTİN RANTINI HALK YARATIYOR”

    Tarsus halkının ücretsiz bir şekilde sağlık kontrollerini yaptığını vurgulayan Başkan Bozdoğan, “Ben yaklaşık 36 yıldır bu kentte doktorluk yapıyorum. Belediye başkanıyken de devam ettim. Her pazar muayenemi yapıyorum. Bazen hafta içerisinde hastalarımız fazla olduğunda öğlen arası da hasta muayene ediyorum. Yani kentin durumunu halkımı çok iyi bilen bir insanım. Dik durmadığımız takdirde bu kentin rantını belli bir kesime, yandaşlara ya da müteahhitlere dağıttığınız zaman belki siz çok başarılı olabilirsiniz ama bizim tek bir niyetimiz var. Bu kentin rantını halk yaratıyor. O da halka eşit dağıtılmalı” dedi.

    “BENİM DÖNEMİMDEKİ BULGU BİR BUÇUK TANE”

    Müfettiş raporlarıyla ilgili konuşmalarına devam eden Başkan Bozdoğan, “Belediye kendi kendine yetebilmeli. Yoksa iller bankasından gelen para geçen yılda hiç değişmedi, hatta daha azaldı ve o gelen para benim personelimin maaşına anca yetiyor. Ek kaynakları iyi bir şekilde uygulamazsak emin olun ki belediyeler durmadan borca girer. 2018 yılında müfettiş raporu vardı. 207 tane bulgu vardı. Yani hatalı yapılan işlemler vardı. Tüm Mersin bölgesindeki ilçelerde, büyükşehirde dahil en az bulguyu buldular. Tarsus Belediyesi’nin benim dönemimdeki bulgusu bir buçuk tane. Çünkü diğerleri hep önceden olan yani 2019’dan önce olan bulgular. 2010 yılından beri emlak vergilerini ödenmeyen vatandaşlara icra yoluyla tebligat yapacaksın dediler, yapmam dedim.  2010 yılından beri bu adamın parası olsa zaten öder. Bu insanların parası olmadığı için ödeyememişler” diye konuştu.

    “TÜRKİYE’NİN ŞU AN EN ÖNDE GELEN İLİ DİYORUM ARTIK İLÇESİ DEĞİL”

    Tarsus’un potansiyelinden bahseden Başkan Bozdoğan, “Bizim şu an hızla devam eden bitmek üzere olan Kültür Merkezi de var, 29 yıl ruhsatsız kullanılan bir yerdi. Daha sonra kapatıldı burası. Defalarca ihaleye çıktılar ama hiçbir şekilde yapılamadı. Kültür Bakanlığından Tarsus Belediyesi olarak burayı devraldık tamamı ve şuanda da çok hızlı bir şekilde inşaatı devam ediyor. 13 yıldır tamamlanmayan bir havalimanımız var. Ben Tarsus’u tarif ederken tarihiyle kültürüyle mirasıyla ve ekonomik potansiyeli ile Türkiye’nin şu an en önde gelen ili diyorum artık ilçesi değil burası 500 bin nüfusu bulan bir yere ilçe denilemez artık. Nasıl geçmişte tarihiyle dimdik durduysa, geleceğiyle de bu ekonomik duruşuyla da dik duracak bir kent” dedi.

    “BU KENTİN ŞU ANDA ÖNÜNÜN AÇILMIŞ OLMASI BİZİM İÇİN TAM BİR GURUR KAYNAĞI”

    Tarsus’ta 2019’dan bu yana yaşanan büyük değişimlere dikkat çeken Başkan Bozdoğan, “Kentin şu anda önünün tamamen açılmış olması bizim için tam bir gurur kaynağı. Göreve geldiğimde borçlu bir belediyeydi. İlk göreve geldiğimizde nasıl ödeyeceğiz bunları diye düşündük ama o kadar güzel tasarruf tedbirleri alındı ve biz işçi de çıkarmadık tam tersi teknik kadromuzu daha çok güçlendirdik. Yani geçen sayı olarak baktığımda 884 tane yeni personel alınmış. Ya da işçiler, mühendisler öylesine bir teknik kadro olarak güçlendirdik ki, belediyeyi daha önceki personelin yaklaşık 2 katına ulaştık. yeni istihdam sahaları açtık” diye konuştu.

    AYHAN BARUT: “TARSUS’UN İL OLMASI GEREKİYOR”

    CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Tarsus’un il olmasına destek verdiğini belirterek, “Tarsus’tan küçük yerler il oldu, Tarsus’un belki şansızlığı Adana ve Mersin’in ortasında olması. Adanalılar birbirlerinin ilçesi diye bilir. Gerçekte Tarsus il olmayı çoktan hak etti. Tarihiyle, turizmiyle önemli bir ilçe. Böyle bir yerin il olması gelişimiyle tarımıyla turizmiyle hak etmiş bir yer destekleyelim kanun teklifini” dedi.

    “GELİŞMEYE ADAY SAHİL KENT TARSUS”

    Tarsus’un gelişmeye aday sahil kenti olduğunu belirten Başkan Bozdoğan, “Tarsus’un gelişen ve gelişmeye devam eden bir kent olduğuna değinen Başkan Bozdoğan, “Biz Büyük Tarsus hareketi başlattık. Denize 30 km ile girebiliyorken, şimdi toplam 7 dakika da sahile gidiyoruz. Yat limanı projesi bakanlıkta bekliyor. Dünyanın en önemli plajlarından biri Beyaz Kum Plajı. Golf Tatil Köyü ayrıca Hilton Otel yapılıyor. Gelişmeye aday sahil kent projesi ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığına gönderdiğimiz strateji planımızın çok üstünde yaptık. Planlama dâhilinde devam ediyoruz. İlk olarak disiplin yönetmeliği yoktu, sosyal hizmetler yönetmeliği yok, arşiv yok. Sistemi tamamladık. Bütün projelerimizin tamamlanması için 3 yıla ihtiyacımız var. Tarsus inanılmaz büyüyor” diye konuştu.

    “TARSUS’TA İNANILMAZ ÇALIŞMALAR YAPILDI”

    Bozdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

    “4 mevsimi yaşayan bir kent, bütün yatırımcıların gözdesi olan bir yer. Ben son bir aydır herhalde sadece Ankara’dan gelen 46 tane yatırımcıyı misafir ettim. Her birinin yeni yeni istekleri var. Bu rantı oluşturan benim Tarsus halkım. Yani o halkıma da iyi dağıtılması gerekiyor. Bunun yani alınacak olan hizmetlerin yapılacak olan yatırımın da ciddi bir şekilde onlara dağıtılması gerekiyor. Bu kadar önü açık olan bir kentin de bir an önce il olmazsa en büyük temennimiz. Hak ediyor ve buradaki büyük tarz hareketinde de yaptığımız projelerde aslında hani eğiten, üreten, sağlıklı, kültürlü, Tarsus. Yani eğitim konusunda da ciddi anlamda çalışmalar ortaya konuldu. Bebek Kütüphanesi’nden tutun üniversiteye gidene kadar açılan dershaneler, etüt merkezleri, öbür tarafta kreşler, öbür tarafta bu öğrencilere verilen maddi destekler, eğitim konusunda belediyenin ne kadar iddialı olduğunu ortaya koyduk. Üretim konusunda sadece tarım alanında yaptıklarımız bile çok değerlidir. Sağlıklı bir kent olması için covid döneminde Tarsus’ta inanılmaz çalışmalar yapıldı. Yani kendi dezenfektanınızı öğrettik. Eldivenlerimizi ürettik. O kooperatifteki kadınlarımızın çabasını hiçbir zaman unutmuyorum. Yani kimse maske bulamıyordu. Kadınlarımız bizim dikiş makinelerin başındaydı.” 

     

  • CAVİT ARI: “DEPREMDE CİDDİ MALİYET VAR. DAHA VATANDAŞIMIZIN BARINACAĞI EVİ YAPAMAMIŞSINIZ AMA AFAD İÇİN 350 MİLYON TL’LİK BİR OTEL PROJESİ YAPIYORSUNUZ. FİNİKE’DEN ELİNİZİ ÇEKİN”

    CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, TBMM Genel Kurulu’nda; “Bir deprem yaşadık, depremde ciddi bir maliyet var. Daha vatandaşımızın barınacağı evi yapamamışsınız ama ne yapmaya çalışıyorsunuz ben size söyleyeyim: Denize sıfır bir alanı var Finike’nin, işte, o bahsettiğim yerin hemen önünde denize uzanan noktaya AFAD için 350 milyon TL’lik bir otel projesi yapıyorsunuz. Depremzede sokakta ama siz 100 odalı, hamamı olan, saunası olan, fitness salonu olan, spor tesisi olan AFAD oteli yapıyorsunuz. Birleştirdiğinizde burası tatil köyü amacı taşıyacak. Finike’nin, Antalya’nın değerlerini yok etmeye, gasbetmeye çalışmayın, Finike’den elinizi çekin” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda bugün Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde konuşan CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, şunları kaydetti:

    “9 TRİLYON 404 MİLYARLIK BİR GELİR BÜTÇESİNİN İSE HEMEN HEMEN TAMAMI VERGİDEN OLUŞMAKTA”

    “2024 yılı bütçe gideri 11 trilyon 89 milyar, gelir ise 9 trilyon 404 milyar yani 2024 yılı bütçesine başlarken, daha başlangıçta bütçe açığıyla başlıyorsunuz. 9 trilyon 404 milyarlık bir gelir bütçesinin ise hemen hemen tamamı vergiden oluşmakta. Bu vergi ise çoğunlukta da dolaylı vergi sistemiyle toplanan yani bizim gariban vatandaşın, emekçinin, çalışanın, işçinin, işsizin yaptığı harcamalarla, ödediği vergilerle oluşan gelir. Yani kısacası, geçen yıl bu bütçeyi düzenlerken, 2023 yılı bütçesini düzenlerken ve sonrasında ek bütçe yapmak zorunda kaldığınız bütçeyle beraber 4 trilyon 929 milyarlık bir 2023 yılı bütçesi vardı. Sonuçta, bugünkü gelen rakam neredeyse 2 katına yaklaşıyor. Bu ne demek? Bu, bizim vatandaşımızın omuzlarına yük demek; bu, çalışanımızın vergi ödemesi demek, emeklimizden kesinti yapılması demek, dolayısıyla da yaşam koşullarının her geçen gün ağırlaşması demek.

    “KAYALARIN, BETONLARIN, TAŞLARIN ARASINDA HANGİ ATA BİNECEKSİNİZ, BEN SİZE SORUYORUM. OKÇULUK SPORU YAPILACAKMIŞ”

    Antalya, tarımıyla, turizmiyle, gelişen ticaretiyle, sanayisiyle gerçekten genel bütçeye çok önemli katkılarda bulunan, genel bütçeye büyük vergiler ödeyen bir şehir ama Antalya’ya yapılmak istenen yatırımlar, örneğin, Alanya-Antalya çevre yolu yıllardır bekleniyor; işte ‘Yıllardır seçimlerde malzeme yaptınız, meze yaptınız’ dedik. Şimdi, bu yolun göstermelik -işte seçim geldi- ihalesi yapıldı ama Antalya’ya ayıracağınız 76 milyar liranız yok. Benim vatandaşıma kamu-özel iş birliğiyle bir çevre yolu yapılması ihale edildi; eğer bu yol yapılırsa geçen de bunun parasını verecek, geçmeyen de vermek zorunda kalacak. Buradan soruyorum: Antalya’ya harcayacağınız 76 milyarınız yok mu? Niye kamu-özel iş birliğiyle bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz? Antalya genel bütçeye bu kadar vergi gönderen bir şehir. Evet, bu yol ihtiyaç ama toplam maliyeti 76 milyar; gerçek, reel maliyetinin ne olduğunu sorduk, bakalım cevabı gelirse bu gerçeği öğreneceğiz. İşte, bu iktidarın Antalya’ya bakış açısı bu. Bu kadar bir parayı ayıramadı ve kamu-özel iş birliğiyle bu yolu yapıyor ama iktidarın Antalya’ya bir başka bakış açısı daha var. ‘O da ne?’ derseniz, bakın, bizim Antalya’da en güzel ilçelerimizden bir tanesi Finike ilçesi. Bu iktidar Finike’yi inanın yemek için uğraşıyor. Nasıl mı? Bakın, denize sıfır, hemen denizin dibinde, liman kenti olarak geçen Finike’de tepede bir yer var. Toplam 90 bin metrekarelik bu yeri önce ‘kültürel sporlar, geleneksel sporlar’ adı altında… Bakın, buradan size söylüyorum: 1 metrekare dahi düz alan yok, burada atçılık sporu yapacaksınız. Ya, kayaların, betonların, taşların arasında hangi ata bineceksiniz, ben size soruyorum. Okçuluk sporu yapılacakmış.

    “AFAD İÇİN 350 MİLYON TL’LİK BİR OTEL PROJESİ YAPIYORSUNUZ”

    Şimdi, bakın, buradaki amaç ne? Şimdi, yeni bir proje ortaya çıkınca amacın ne olduğunu daha iyi gördük. Bir deprem yaşadık, depremde ciddi bir maliyet var. Daha vatandaşımızın barınacağı evi yapamamışsınız ama ne yapmaya çalışıyorsunuz ben size söyleyeyim: Bu alana, denize sıfır bir alanı var Finike’nin, işte, o bahsettiğim yerin hemen önünde denize uzanan noktaya AFAD için 350 milyon TL’lik bir otel projesi yapıyorsunuz. Sayın iktidar temsilcileri, AFAD için ‘eğitim tesisi’ adı altında atçılık ve okçuluğu da birleştirdiğinizde, işte, Finike’nin değerlerini resmen gasbedeceğiniz bir proje yapmak üzeresiniz.

    “FİNİKE’DEN ELİNİZİ ÇEKİN”

    Depremzede sokakta ama siz 100 odalı, hamamı olan, saunası olan, fitness salonu olan, spor tesisi olan AFAD oteli yapıyorsunuz. Birleştirdiğinizde burası tatil köyü amacı taşıyacak. Ben size söylüyorum: Finike’nin, Antalya’nın değerlerini yok etmeye, gasbetmeye çalışmayın, Finike’den elinizi çekin diyorum.”

  • AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU: “BAŞLANGIÇ ÖDENEĞİNE GÖRE EN AZ GERÇEKLEŞMENİN OLDUĞU İDARE AFAD. AFAD’IN KULLANABİLECEĞİ 445 MİLYAR DOLARLIK ÖDENEK BULUNMAKTA “

    CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda; bütçe gerçekleştirmelerinde rekorun Milli Saraylar İdari Başkanlığı’nda olduğunu belirterek, “Başlangıç ödeneğine göre en az gerçekleşmenin olduğu idare ise AFAD. Şimdi düşünün büyük bir deprem olmuş. On binlerce yurttaşımızı bu depremde kaybetmişiz. 100 milyar doların üzerinde bir maddi kayıp var. Bu sebeple 1 trilyon liralık bir ek bütçe çıkartılmış ve bu bütçenin aslan payı depremin yaralarını sarması için AFAD’a ayrılmış ancak yıl sonu gelmiş olmasına rağmen bütçe gerçekleşmesi yüzde 32’de kalmış. Yani AFAD’ın kullanabileceği 445 milyar dolarlık bir ödenek bulunmakta” dedi. 

    CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda; Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerinde konuştu. Bakıroğlu, şunları söyledi:

    “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte Mili Saraylar TBMM’den alınmış saraya bağlanmıştı. Bu durumu CHP sıralarındaki arkadaşlarımız zaman içerisinde oldukça eleştirmişlerdi. Ancak şimdi düşünüyordum eleştirilerimizde oldukça haksızmışız. Düşünsenize Cumhurbaşkanı’nın 1150 küsur odalı bir sarayda oturduğu bir ülkede Milli Saraylar’ın oraya bağlanmasından da doğal bir şey olamaz, layığı buydu, bu yapıldı.

    Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, 2022 yılı kesin hesabına baktığımızda başlangıç ödeneğinin 277 milyon lira olduğunu ancak yıl sonunda gerçeklenen harcamaların 1 milyar 357 milyon lira olduğunu görmekteyiz. Benzer durum 2023 bütçesinde de olmuş. 670 milyon lira olan başlangıüç ödeneği olan başkanlığın harcaması kasım ayında 2 milyar 133 milyon lirayı bulmuş. Yani bütçe gerçekleşme oranı yüzde 318, rekor milli saraylarda. Başlangıç ödeneğine göre en az gerçekleşmenin olduğu idare ise AFAD. AFAD’ın 8 milyar lira olan başlangıç ödeneği yaşanılan deprem sonrası ek bütçe ile 490 milyar liraya, ek ödeneklerle birlikte 661 milyar liraya çıkartılmış ancak kasım ayı itibarıyla AFAD’ın toplam harcaması sadece 216 milyar lira. Şimdi düşünün büyük bir deprem olmuş. On binlerce yurttaşımızı bu depremde kaybetmişiz. 100 milyar doların üzerinde bir maddi kayıp var.

    “AFAD’IN KULLANABİLECEĞİ 445 MİLYAR DOLARLIK ÖDENMEK BULUNMAKTA”

    Bu sebeple 1 trilyon liralık bir ek bütçe çıkartılmış ve bu bütçenin aslan payı depremin yaralarını sarması için AFAD’a ayrılmış ancak yıl sonu gelmiş olmasına rağmen bütçe gerçekleşmesi yüzde 32’de kalmış. Yani AFAD’ın kullanabileceği 445 milyar dolarlık bir ödenek bulunmakta.

    “SİZİ GİDİ FAİZCİLER”

    Biz bu bütçeye ‘faiz bütçesi’ dediğimiz zaman iktidar sıralarından homurdanmalar oluyor. Bize kızıyorlar. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, bütçenin lehine söz alıp da yapmış olduğu konuşmada bu bütçenin faiz bütçesi olduğunu örneklerle anlatmıştı. Tuhaf bir şekilde AKP sıraları da bunu alkışlamıştı. Sayın genel başkanın bir tek rahmetli babası gibi AKP sıralarına dönerek ‘sizi gidi faizciler sizi’ demediği kalmıştı. Hadi onu da ben söyleyeyim sizi gidi faizciler sizi

     

     

     

     

     

  • AKHİSAR BELEDİYE BAŞKANI DUTLULU, KIRSAL MAHALLE ZİYARETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

    AKHİSAR BELEDİYE BAŞKANI DUTLULU, KIRSAL MAHALLE ZİYARETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

    Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, kırsal mahalle ziyaretlerine kaldığı yerden devam ediyor. Bu kapsamda Selvili ve Çobanhasan Mahalleleri’ni ziyaret eden Başkan Dutlulu, mahalle halkıyla bir araya gelerek vatandaşların talep ve önerilerini dinledi.

    Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, sık sık gerçekleştirdiği kırsal mahalle ziyaretlerine devam ediyor. Başkan Dutlulu ve ekibi, ilk olarak Selvili Mahallesi’ni ziyaret ederek burada Mahalle Muhtarı Fikret Bozkurt ve vatandaşlar tarafından karşılandı. Başkan Dutlulu, mahalle sakinleriyle birlikte Cuma namazını kıldıktan sonra Muhtar Fikret Bozkurt ve mahalle halkı ile çay içip sohbet etti.

    Başkan Dutlulu, daha sonrasında Çobanhasan Mahallesi’ne geçerek burada da Mahalle Muhtarı Gazi Kara ve mahalle halkının davetine katıldı. Başkan Dutlulu, “Hem merkezde hem de köylerde, insan odaklı belediyecilik anlayışımızla her zaman halkımızın yanındayız. Selvili ve Çobanhasan Mahallelerimizi ziyaret ederek, mahalle halkımızın çay davetine katıldık, görüş ve önerilerini dinledik. Mahallelerimize kazandırdığımız hizmetlerden halkımızın memnun olması bizleri de fazlasıyla mutlu ediyor. Halkımızın diğer isteklerinin de notunu aldık. Bunları da en hızlı şekilde gidereceğiz. Akhisar’ımız için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Mahallelerine yapılan hizmetlerden dolayı memnun olduklarını dile getiren Çobanhasan Mahalle Muhtarı Gazi Kara ve mahalle sakinleri, yapılan hizmetlerden dolayı Başkan Dutlulu ve ekibine teşekkür etti.

  • AKOM’DAN İSTANBUL İÇİN FIRTINA UYARISI

    AKOM’DAN İSTANBUL İÇİN FIRTINA UYARISI

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi’nin (AKOM) meteorolojik değerlendirmesine göre İstanbul’da rüzgarlı havanın yarın akşam saatlerine kadar etkili olması bekleniyor. AKOM, fırtınaya karşı tedbir alınması yönünde uyarıda bulundu.

    AKOM İstanbul için fırtına uyarısı yaptı. AKOM verilerine göre, rüzgârın yarın öğle saatlerinden itibaren batılı yönlerden kuvvetlenerek kısa süreli hamlelerle fırtına şeklinde (50-80km/s) esmesi bekleniyor. Rüzgarla birlikte kısa süreli sağanak yağmur geçişlerinin yaşanacağı da tahmin ediliyor. 

    AKOM’dan yapılan açıklamada, yarın akşam saatlerine kadar etkili olması beklenen fırtına nedeniyle yaşanabilecek olumsuzluklara (ağaç, direk devrilmesi, çatı ve tabela uçması) karşı hazırlıklı ve tedbirli olunmasını istedi.

     

  • OĞUZ KAAN SALICI: “SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANLIĞI GİBİ GÜVENLİK AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR YERDEN BAHSEDİYORUZ. BIRAKIN BİR DİNİ VAKFIN ORADA ÖRGÜTLENMESİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNDEN ÜYELERİN BELLİ BİR YERDE ÖBEKLEŞMESİ BİLE MİLLİ GÜVENL

    CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, TBMM Genel Kurulu’nda; “Savunma Sanayi Başkanlığı gibi güvenlik açısından önemli bir yerden, 10 iştiraki olan ya da destek verdiği şirketlerden bahsediyoruz. Bırakın bir dini vakfın orada örgütlenmesi, herhangi bir sivil toplum örgütünden üyelerin belli bir yerde öbekleşmesi bile milli güvenliğe tehdittir. Bırakın sivil toplum örgütünün herhangi bir hemşehri örgütünden o kadar kişi, o kuruluşun içinde olsun, o da tehdittir. Buralar göz bebeği gibi korunması gereken yerlerdir. Devlet içinde farklı hiyerarşik yapılara niçin müsaade ediyorsunuz? Bu kişilerin talimatı, kurum amirinden mi, yoksa o yapının manevi önderinden mi alacağından, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Hain darbe girişiminden sonra FETÖ’cülere ‘Kendi aklını kiraya vermiş’ diyordunuz. Siz, başka tarikatlardaki kişilerin hepsinin kendi aklıyla hizmet eden kişiler olduğunu mu zannediyorsunuz” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda bugün Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Savunma Sanayi Başkanlığı bütçesi üzerinde konuştu. Salıcı, şunları söyledi:

    “TEI’DE 6 KİŞİ ÜST DÜZEY GÖREVLERDE BULUNUYOR GAYE VAKFINDAN”

    “Ben, bütçe tarafından değil de Savunma Sanayi Başkanlığı’nda yürütülen bir yapılanma üzerine konuşmak istiyorum. Şimdi size 3 tane vakıf ismi söyleyeceğim: Biri Gaye Vakfı, Savunma Sanayii Başkanımız burada. Biri Erkam Vakfı, biri de Hayra Davet Vakfı. Bu 3 vakfın iki tane ortak noktası var. Birincisi, Nakşibendi tarikatının farklı kollarında hizmet ediyor olmaları. İkincisi, Savunma Sanayi Başkanlığı’nın desteklemiş olduğu TEI, TUSAŞ, ASELSAN gibi şirketlerde önemli mevkilerde kurucularının ya da üyelerinin bulunuyor olması. Birkaç örnek vereyim. Örneğin Gaye Vakfı, TEI’de 6 kişi üst düzey görevlerde bulunuyor Gaye Vakfı’ndan. Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit, Gaye Vakfı lideri Mustafa Cevat Akşit’in oğlu. Mustafa Kemal Baldöktü, TEI’nin İnsan Kaynakları Başkanı, Gaye Vakfı 2’nci Başkanı Mehmet Baldöktü’nün kardeşi. Bekir Evcil, TEI’de Tesisler Bakım Müdürü, vakfın yayınevinden sorumlu. Ender Dur, TEI Tesisler ve Güvenlik Müdürü. Levent Tüfekçi, TEI İnsan Kaynakları Müdürü. Gürsel Boz, Eskişehir’de kurulu Erkam Vakfı üzerinden TEI Programlar Müdürü. Savunma sanayisi şirketlerinde çalışan bu arkadaşların dışında örneğin bir Bekir Batuk var. Bu Bekir Batuk evrakta sahtecilik yapıyor, 16 ay ceza alıyor. Fakat buna rağmen TEI’de altı yıl çalışıyor ve güvenlik danışmanı olarak çalışıyor. Ne ilginçtir ki Savunma Sanayi şirketlerinde çalışan kişilere Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından verilen NATO Güvenlik Belgesi’ne sahip. Bu belge, önüne gelene verilmeyen bir belge. Evrakta sahtecilikten 16 ay ceza almış bir kişiye bu belge nasıl veriliyor?

    Soner Şevket Özcan, bu kişi de TEI’de Bilgi İşlem Müdürü. Bu kişi de Turboşaft Motor Geliştirme Programı’ndaki bilgileri dışarı sızdırırken yakalanıyor, aynı yapılanmanın içinde. Şimdi, biz bunları ifade ettiğimiz zaman, dönem dönem bize hep şunlar söylendi: ‘Bunlar milli ve manevi değerlere bağlı insanlar. Bu insanlar suç işlemezler, bu insanlar bir yanlış yapmazlar, bu insanlar alnı secdeye giden insanlar.’ Bizim alnı secdeye giden insanlarla, milli, manevi değerlere sahip arkadaşlarımızla, kardeşlerimizle bir sorunumuz yok ama şunu ifade edeyim. Madem bu kadar milli ve manevi değerlere bağlı olan arkadaşlar… Örneğin bu, Soner Şevket Özcan, Milli Savunma Bakanlığı’nın isteğiyle görevden alınıyor. Özcan, 2017’den bu tarafa yasaklanan bilgileri temin suçundan yargılanıyor.

    “HAYRA DAVET VAKFI’NIN 29 KURUCUSU VAR. BU, 29 KURUCUSUNDAN 7’Sİ SAVUNMA SANAYİ, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI, ASELSAN VE SAVUNMA SANAYİ PROJELERİNİ DESTEKLEYEN TÜBİTAK’TA YA GÖREV YAPMIŞ YA DA GÖREV YAPIYOR”

    Hayra Davet Vakfı. Hayra Davet Vakfı’nın 29 kurucusu var. Bu, 29 kurucusundan 7’si Savunma Sanayi, Milli Savunma Bakanlığı, ASELSAN ve Savunma Sanayi projelerini destekleyen TÜBİTAK’ta ya görev yapmış ya da görev yapıyor. Bu kuruculardan birisi Savunma Sanayi Başkanımız Haluk Görgün. Bir diğeri, önceki Savunma Sanayi Başkanımız İsmail Demir yani bir tür, aynı vakfın iki kurucusu görev değişimi yapmışlar. Ben şunu merak ediyorum. Gelecek olan üçüncü Savunma Sanayi Başkanı şu anda vakfın içinde bir yerde hazırlanıyor da biz mi bundan haberdar değiliz? Gelecek olan kişi bu vakıf üzerinden mi gelecek?  Burada el verir gibi bir görev dağılımı olmuş. Devam edeyim Hayra Davet Vakfına. Celal Sami Tüfekçi şu anda Milli Savunma Bakan Yardımcısı, vakfın kurucularından. Abdullah Erol Aydın eski adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı Daire Başkanı. Eray Yasan ASELSAN’da Kıdemli Müdür. Selman Nas GSATCOM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı TUSAŞ’ın, eski Genel Müdür Yardımcısı. Orkun Hasekioglu TÜBİTAK Başkan Danışmanı eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı.

    “BIRAKIN BİR DİNİ VAKFIN ORADA ÖRGÜTLENMESİ, HERHANGİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNDEN ÜYELERİN BELLİ BİR YERDE ÖBEKLEŞMESİ BİLE MİLLİ GÜVENLİĞE TEHDİTTİR”

    İsmail Demir Beyefendi -önceki Savunma Sanayi Başkanı- bir dönemde Türk Hava Yollarında teknik müdürlük yapıyor. O dönemden kalma bazı arkadaşları da Türk Hava Yolları’nda örgütlenmiştir, onların da isimleri bende, süremiz yeterli olmadığı için onları izah etmeye fırsat bulamayacağım. Savunma Sanayi Başkanlığı gibi güvenlik açısından önemli bir yerden bahsediyoruz. 10 iştiraki olan ya da destek verdiği şirketlerden bahsediyoruz. Bırakın bir dini vakfın orada örgütlenmesi, herhangi bir sivil toplum örgütünden üyelerin belli bir yerde öbekleşmesi bile milli güvenliğe tehdittir. Bırakın sivil toplum örgütünün herhangi bir hemşehri örgütünden o kadar kişi, o kuruluşun içinde olsun, o da tehdittir. Buralar göz bebeği gibi korunması gereken yerlerdir. Burada birkaç sorumuz var, bunlardan birisi şu. Devlet içinde farklı hiyerarşik yapılara niçin müsaade ediyorsunuz? Bu kişilerin talimatı, kurum amirinden mi, yoksa o yapının manevi önderinden mi alacağından, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Hain darbe girişiminden sonra FETÖ’cülere ‘Kendi aklını kiraya vermiş’ diyordunuz. Siz, başka tarikatlardaki kişilerin hepsinin kendi aklıyla hizmet eden kişiler olduğunu mu zannediyorsunuz?”

  • TURGUTLU BELEDİYESİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ’NİN İKİNCİSİ İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLANDI

    TURGUTLU BELEDİYESİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ’NİN İKİNCİSİ İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLANDI

    Turgutlu Belediyesi’nin Albayrak Mahallesi’ne kazandıracağı Çocuk Kültür Sanat Merkezi için çalışmalara başlandı.

    Turgutlu Belediyesi’nin Mustafa Kemal Mahallesi’nde hizmete açtığı okul öncesi eğitim ve 3 öğün beslenme programının ücretsiz uygulanarak Türkiye’de ilke imza attığı Çocuk Kültür Sanat Merkezi’nin ikincisi, Albayrak Mahallesi’ne kazandırılıyor. Albayrak Mahallesi’nde mevcut düğün salonunun Çocuk Kültür Sanat Merkezi’ne dönüştürülmesi için hazırlıklara başlandı. Okul öncesi eğitimin ve 3 öğün beslenmenin ücretsiz olacağı Albayrak Mahallesi Çocuk Kültür Sanat Merkezi’nin en kısa sürede tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor.

    “ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİM HAKKINDAN MAHRUM KALMAMASI ADINA PROJELER ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Eğitimin her kademesinde fırsat eşitliğinin sağlanması için projeler hayata geçirdiklerini belirten Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, “Anaokulundan üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde fırsat eşitliğini sağlamanın sözünü vermiştik. TURBEM ve Çocuk Kültür Sanat Merkezi projelerimizle bu sözümüzü tuttuk. Hiç geliri olmayan veya dar gelirli ailelerimizin çocuklarının en iyi ve sağlıklı şartlarda eğitim alması adına Mustafa Kemal Mahallemizde açtığımız Çocuk Kültür Sanat Merkezimizin ikincisini Albayrak Mahallemize kazandıracağız. Çalışmalarımız hızlı bir şekilde ilerliyor. Amacımız Çocuk Kültür Sanat Merkezimizi tamamlayarak çocuklarımızın bir an önce eğitimlerine başlamalarını sağlamak. Turgutlu’muzda çocuklarımızın eğitim hakkından mahrum kalmaması adına çalışmaya, yeni projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi.

  • TİP, CAN ATALAY İÇİN ÇAĞLAYAN’DAKİ İSTANBUL ADLİYESİ’NDE: “13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ, KARAR VERMEK İÇİN AYM’NİN GEREKÇELİ KARARINI BEKLEDİĞİNİ SÖYLEDİ”

    Haber: EDDA SÖNMEZ – Kamera: ADEM KARABAYIR 

    Türkiye İşçi Partisi (TİP) Parti Meclisi üyesi avukat Özgür Urfa, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi davası tutuklusu Hatay Milletvekili Can Atalay’ın seçilme ve kişi hakkının bir kez daha ihlal edildiğine hükmetmesinin ardından bir karar vermek için “gerekçeli kararı” beklediğinin kendilerine iletildiğini söyledi. Urfa, “Bir dakika bile gecikmeden Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararını yazmalı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de tahliye kararını vermelidir” dedi.

    Anayasa Mahkemesi’nin, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay‘ın seçilme hakkının ve kişi hakkının bir kez daha ihlal edildiğine hükmetmesi üzerine yerel mahkemenin vereceği karar bekleniyor. Karar öncesi Çağlayan Adliyesi’nde Atalay’ın avukatları, arkadaşları ve hukukçular nöbet tutmaya başladı. TİP’in çağrısıyla çok sayıda partili de Çağlayan Adliyesi’nin önünde buluştu. TİP Parti Meclisi üyesi avukat Özgür Urfa, hukuki sürece ilişkin adliye önünde şunları söyledi:

    “AYM KARARI RESMİ OLARAK MAHKEMEYE TEBLİĞ EDİLDİ. BU KARARIN YERİNE GETİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ: Bildiğiniz üzere Anayasa Mahkemesi tarafından dün ikinci kez Can Atalay başvurusu ile ilgili ihlal kararı verildi. Saat 15.00 itibariyle dün bu karar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kalemine gönderildi. Resmi olarak tebliğ edildi. Bu kararın yerine getirilmesini beklemekteyiz. Dün akşam 17.00 itibariyle mahkeme heyeti mesaileri bitti bahanesiyle adliyeyi terk edip gittiler. Akşam saat 20.00 sıralarına kadar beklememiz devam etti ancak mahkeme heyeti geri dönmedi.

    BURADA OYUN OYNAMIYORUZ, SİZLER BİRER DEVLET KURUMUSUNUZ, CİDDİYETLE ÇALIŞMAK ZORUNDASINIZ: Bugün saat 10.00 itibariyle adliyede avukatları olarak beklemeye başladık. Mahkeme başkanının saat 11.30 kadar adliyede olmadığı söylendi. Öğlen saatlerinde geldiği belirtildi. Bu saatten sonra bize ulaştırılan tek bilgi ve güncel bilgi şu şekilde; Mahkeme başkanı ‘Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını beklediği ve herhangi bir karar vermeyeceği’ şeklinde bir bilgi iletmiş durumda. Anayasa Mahkemesi tarafından şu an itibariyle gönderilmiş bir gerekçeli karar bulunmuyor. Anayasa Mahkemesi kararı yazdığı ve bittiği anda göndereceği şeklinde bir bilgiye sahibiz. Şu an itibariyle burada bekleyişimiz sürüyor. Karar yazılıncaya kadar 13. Ağır ceza Mahkemesi kararını verene kadar beklememiz sürecek. Ama bir uyarıyı da yapmadan geçemeyeceğiz. Hem Anayasa Mahkemesi’ne hem de 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne. Burada oyun oynamıyoruz. Sizler birer devlet kurumusunuz ve bu ciddiyetle çalışmak zorundasınız. Keyfiniz geldiğinde adliyeden gidip keyfiniz geldiğinde gelme hakkına sahip değilsiniz.    

    HİÇ KİMSE TAHLİYE KARARI DIŞINDA BİR KARAR VERMEYİ AKLININ UCUNDAN GEÇİRMESİN: Can Atalay 222 gündür cezaevinde siyasi bir esir olarak tutuluyor. Dün bu husus ikinci kez tescillendi. Artık bu keyfiyete son verilmek zorunda. Herkes oturduğu makamın koltuğu sorumluluğuyla hareket etmek zorunda. Bu ülkeyi daha büyük krizlere, siyasi krizlere, ekonomik krizlere sürüklemeye hiç kimsenin hakkı ve yetkisi bulunmuyor. Herkes bu ciddiyetle işini yapsın. Biz buradayız. Yargı darbesine bugüne kadar nasıl direndiysek bugünden sonra da direnmeye devam edeceğiz. Hiç kimse tahliye kararı dışında bir karar vermeyi aklının ucundan geçirmesin.

    ÜLKEYİ BÖYLE BİR TEHLİKEYE KİMSENİN SÜRÜKLEME HAKKI, YETKİSİ YOK: Anayasayı yok saymak, anayasa mahkemesinin kararını tanımıyorum demek biz bu ülkede artık rejimi ortadan kaldırdık, hukuku ortadan kaldırdık canımız ne isterse onu yapacak demek olacaktır. Bunu ilan etmek demek olacaktır. O zaman birileri Anayasa’yı tanımıyorsa, birileri mahkemeye kararlarını tanımıyorsa bu hak herkes için doğar. Ülkeyi böyle bir tehlikeye kimsenin sürükleme hakkı, yetkisi yok. Herkes sorumlulukla hareket etmeli. Bir dakika bile gecikmeden Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararını yazmalı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de tahliye kararını vermelidir. Biz buradayız. Bugüne kadar nasıl direndiysek bundan sonra da direnmeye devam edeceğiz.”

  • TBMM BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ: “SİZİ HER FIRSATTA GERÇEKLERLE YÜZLEŞTİRECEĞİZ VE DENETLEYECEĞİZ Kİ BU ÜLKENİN GÜVENLİK KURUMLARINA PARALEL YAPILANMALAR BİR DAHA GİRMESİN”

    CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, TBMM Genel Kurulu’nda;  “Bugün bu ülkede sizin çizdiğiniz mutluluk tablosunun aksine derin bir yoksulluk sorunu, iç ve dış güvenlik sorunları, hukuksuzluk ve antidemokratik uygulamalar bulunmaktadır. Sizi her fırsatta gerçeklerle yüzleştireceğiz, yüzleştireceğiz ve denetleyeceğiz ki bu ülkenin güvenlik kurumlarına paralel yapılanmalar bir daha girmesin, bu kurumlar suç örgütlerinin malzemesi olmasın. Ne yaptığınızın farkında olduğumuzu ve buna izin vermeyeceğimizi bilin” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde konuşan CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öner Derici, şunları kaydetti:

    “ANTİDEMOKRATİK VE OTORİTER UYGULAMALARLA YÖNETİLEN ÜLKEMİZDE BUGÜN KURUMLARDA GÖZLEMLEDİĞİMİZ TARİKAT VE CEMAAT KADROLAŞMASINDAN MUAF OLMADIĞI AŞİKÂRDIR”

    “Otoriter rejimler, iktidarlarının devamlılığı için güvenlik kurumlarını kendi istedikleri biçimde dönüştürmeye ihtiyaç duyarlar. Bu husus olmazsa olmazlarıdır. Güvenlik kurumları ve bu kurumlardan en çok da istihbarat teşkilatları eleştirilemez ve denetlenemez algısı yaratılır, her şeyin yolunda olduğu imajı çizilir. İktidar önce demokratik değerlere bağlı güvenlik kurumlarını itibarsızlaştırır, sonra kendi amacına hizmet edecek şekilde dönüştürür. Yaşadığı güç zehirlenmesi sonucunda güvenlik kurumlarının kendisinin bir uzantısı olduğunu zanneder; iktidarını koruyabilmek için sindirme, kutuplaştırma gibi yöntemlerle korku iklimi oluşturur. Nihai amaç halkta iktidardan yana bir refleks yaratmaktır.

    Dünyada bir de demokrasiden ve hukuktan yana yönetimler vardır. Bu yönetimler gerçek gücün ideolojik kadrolaşmadan değil, liyakatten geçtiğini bilir. Kurumlarının yapısını bilime, demokrasiye, liyakate uygun olarak tasarlar; bu kurumlar şeffaf ve denetlenebilirdir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında her gün biraz daha antidemokratik ve otoriter uygulamalarla yönetilen ülkemizde bugün kurumlarda gözlemlediğimiz tarikat ve cemaat kadrolaşmasından, liyakate dayanmayan yönetimden güvenlik kurumlarının muaf olmadığı aşikârdır. Nitekim bu kadrolaşmaların, bu sürekli yanılan ve aldatılan iktidarın milletimize nelere mal olduğunu yakın tarihimizden, 15 Temmuzdan biliyoruz.

    “GÜVENLİK PERSONELİNİN MADDİ VE MANEVİ HUZURU DAHA VERİMLİ ÇALIŞABİLMELERİ İÇİN ZARURİDİR”

    İktidarın yönetemediği kurumların bütçelerine elbette onay vermeyeceğiz. Devletçi geçinen iktidar vekillerine sesleniyorum: Asker, polis, jandarma ve diğer memurlara yapılmasını teklif ettiğim kira yardımı kanun teklifi yakında Meclise geldiğinde ‘evet’ oylarınızla teklifi geçirmenizi bekliyorum. Zira tayin, terfi, özlük, emeklilik hakları ve her konuda sıkıntı içinde olan güvenlik güçlerimiz bir nebze rahat etmeyi çoktan hak ediyor. İleriki süreçte bu kapsamlarda vereceğim kanun tekliflerine de aynı şekilde ‘evet’ oyu bekliyorum çünkü güvenlik personelinin maddi ve manevi huzuru daha verimli çalışabilmeleri için zaruridir.

    CHP olarak ‘devlet’ ve ‘iktidar’ ayrımını biliriz; ordu, emniyet, jandarma ve istihbaratın devletin ve milletin bekası için hayati olduğunu biliriz; iktidarı ve yöntemlerini eleştirirken kurumlarımızı korumaya özen gösteririz. Elbette güvenlik kurumlarımızı güçsüzleştirecek, iktidarın ideolojik menfaatlerine uygun olarak dönüştürülmesine neden olacak her türlü müdahalenin karşısında duracağız, şeffaflığı ve denetlenmesini savunacağız.

    “NE YAPTIĞINIZIN FARKINDA OLDUĞUMUZU VE BUNA İZİN VERMEYECEĞİMİZİ BİLİN”

    Belli ki yaşadığınız güç zehirlenmesiyle sanal bir gerçekliğe inanıyorsunuz. Bugün bu ülkede sizin çizdiğiniz mutluluk tablosunun aksine derin bir yoksulluk sorunu, iç ve dış güvenlik sorunları, hukuksuzluk ve antidemokratik uygulamalar bulunmaktadır. Sizi her fırsatta gerçeklerle yüzleştireceğiz, yüzleştireceğiz ve denetleyeceğiz ki bu ülkenin güvenlik kurumlarına paralel yapılanmalar bir daha girmesin, bu kurumlar suç örgütlerinin malzemesi olmasın. Ne yaptığınızın farkında olduğumuzu ve buna izin vermeyeceğimizi bilin.”

  • YÜKSEL MANSUR KILINÇ: MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKTERİ YEMEK TEDARİKÇİSİ TAŞERON BİR ŞİRKETİN YÖNETİM KURULUYLA MEŞGUL

    CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılıç, “Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri’nin asıl görevini yapmak yerine ne işle meşgul olduğunu biliyor musunuz? Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, yemek tedarikçisi taşeron bir özel şirketin yönetim kuruluyla meşgul. Dahası yönetiminde yabancı uyruklu kişilerinden bulunduğu şirketin imza yetkili temsilciliğini yapıyor” dedi. 

    CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılıç, TBMM Genel Kurulu’nda; Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği üzerinde konuştu. Kılıç, şunları söyledi:

    “2024 yılında güvenlik ve savunma alanına 1 trilyon lirayı aşan bir bütçe ayırıyoruz. Güvenlik ve savunma alanında görev yapan insan kaynağımız 1 milyon kişiyi aşmaktadır. Güvenlik ve savunmamız için büyük bir insan gücü büyük bir bütçe kullanıyoruz. Buna rağmen kevgire dönmüş sınırlarımızdan geçen milyonlarca kaçak göçmen, insan kaçakçıların insafına terk edilen yüzbinlerce gencimiz, suç örgütlerinin çatışma alanına dönen mahallerimiz sokaklarımız uyuşturucu çeteler tarafında şehit edilen polisimiz, askerimiz… 

    Saray eliyle ihlal edilen ulusal egemenlik haklarımız, kara para aklamanın aracı haline gelen güzellik salonları vatandaşlık satın alan çeteler. Ülkemizin uluslar arası itibarını zedeleyen suç ekonomisi listeleri. Devletin gözü önünde başkentimiz Ankara’yı bile haraca bağlayan suç örgütleri. Daha vahimi Kara Kuvvetlerimizin güzide eğitim kurumunda toplu iğne bulamadığını belirten, müritler…

    2023 Türkiye’sinde karşı karşıya olduğumuz güvenlik tablosu bu. Ülkemizin güvenlik kurumları bu çürümeyi hak etmiyor. Saray ve tek adam yönetimi kurumları çürüttü. devleti çürüttü Şimdi evlerimizde, Sokaklarımızda, mahallelerimizde büyük bir toplu sal çürüme riski ile karşı karşıyayız. Ülkemizin bu güvensiz yapının kaynağı olan sarayın etrafında yuvalanan narkopolitik yapının tehditlerinden kurtarılması gerekmektedir.

    Sayın Cumhurbaşkanı yardımcısı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin asıl görevini yapmak yerine ne işle meşgul olduğunu biliyor musunuz? Milli Güvenlik Kurlu genel Sekreteri, yemek tedarikçisi taşeron bir özel şirketin yönetim kuruluyla meşgul. Dahası yönetiminde yabancı uyruklu kişilerinden bulunduğu şirketin imza yetkili temsilciliğini yapıyor.”