Blog

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… SEVDA KARACA DEMİR: “YOKSUL ETİ YİYİP KAN İÇİYORSUNUZ… BU BÜTÇE ÇOLAK İŞÇİLERİN SAYISINI, İŞÇİ KATLİAMLARINI ARTTIRMA BÜTÇESİDİR”

    EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir; TBMM Genel Kurulu’nda; “Yoksul eti yiyip kan içiyorsunuz… Bu bütçe, sırtınızı iktidarınıza yaslayıp işçilerin kanına girenlerin, emekçiler hiçbir hakları olmadan köle gibi çalışsın diye valiyle, jandarmayla, müftüyle, belediyeyle, sarı sendikacılarla kalkan olduğunuz Özak patronunun, Özakgillerin bütçesidir. Bakın buraya, o ellerin karşısında ‘Ne pahasına olursa olsun dönecek’ denilen çarklara kurban edilmiş işçi elleri var, sizin barbar sömürü düzeniniz var. Bu bütçe çolak işçilerin sayısını, işçi katliamlarını arttırma bütçesidir” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 6. maddesi görüşüldü. Madde üzerine söz alan EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, Şanlıurfa’daki Özak tekstil direnişindeki işçilere jandarma müdahalesi sırasında kendisine yapılan müdahaleyi, çamurlu paltosunu göstererek tepki gösterdi.

    Karaca, şunları söyledi:

    “YOKSUL ETİ YİYİP KAN İÇİYORSUNUZ”

    “Cumhur İttifakı’nın hiç de gizli olmayan patron seviciliği, sermaye bekçiliği, halk düşmanlığı bu bütçede de zuhur etti bir kez daha. Şu sıralarda oturanlar gayet iyi biliyor ki bu bütçe bir avuç sermayedarın bütçesidir. Seçim ekonomisi kasayı boşalttı. Bütçe açığı arşa vardı. İç ve dış borç büyüyor. Bu açıkları kapatmak için halkın son hak kırıntılarını da tümüyle ortadan kaldıran bir bütçeyi konuşuyoruz burada. Yoksul eti yiyip kan içiyorsunuz, bu sofrada vergi indirimi, muafiyeti, kaynak aktarımı, garanti ödemeleriyle semirttiğiniz patronlarla birlikte oturuyorsunuz, yiyorsunuz, doymuyorsunuz. Burada küçük bir azınlık zenginliğini katlarken, yoksul halk cehennemi bu dünya da yaşasın, tevekkül etsin, sesini çıkarmasın, çıkarırsa da gazla, copla, tazyikli suyla bastırılsın diye yapılan bir bütçeden bahsediyoruz.

    “BU BÜTÇE ÖZAK PATRONUNUN”

    Bu bütçe, sırtınızı iktidarınıza yaslayıp işçilerin kanına girenlerin, emekçiler hiçbir hakları olmadan köle gibi çalışsın diye valiyle, jandarmayla, müftüyle, belediyeyle, sarı sendikacılarla kalkan olduğunuz Özak patronunun, Özakgillerin bütçesidir. İşte, alın bakın, insan gibi yaşamak için yirmi yedi gündür direnen, Özak işçilerine reva gördüğünüz barbarlığı gösteriyor bu palto ve bu palto, işçiler, ekmeğinin, anayasal sendika seçme hakkının peşindeyken, onlara destek olan milletvekillerinin yerlerde sürüklenmesinin nişanesi olarak, size utanç vesikası olarak getirdim. ‘Haklar, özgürlükler, demokrasi’ diye nutuk atarken üstünüze giyerseniz artık.

    “BU BÜTÇE ÇOLAK İŞÇİLERİN SAYISINI, İŞÇİ KATLİAMLARINI ARTTIRMA BÜTÇESİDİR”

    Bu paltonun üstünde Meclis bahçesinde tüttürdüğünüz mangalın kokusu yok AKP’li vekiller, bunun üstünde işçilere valilik emriyle sıktırdığınız biber gazının kokusu var ama siz bunu bilmezsiniz tabii. Ha bire bu kürsüden ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ nutku atıyorsunuz ama halkın cebinden, devletin kasasından eli hiç çıkmayan patronların karşısında da el pençe divan duruyorsunuz.

    Bakın buraya, o ellerin karşısında ‘Ne pahasına olursa olsun dönecek’ denilen çarklara kurban edilmiş işçi elleri var, sizin barbar sömürü düzeniniz var. Bu bütçe çolak işçilerin sayısını, işçi katliamlarını arttırma bütçesidir. Halkı derin yoksulluğa iten, sermaye politikalarını daha da barbarlaştırma bütçesidir.

    “HER TÜRLÜ YOLLA MİLYONLARI SOYANLARIN, AKLA HAYALE GELMEYECEK ZENGİNLİK BİRİKTİREN BU ÇÜRÜMÜŞLERİN EN YAKIN DOSTLARISINIZ”

    Maşallah, ağzınızdan hiç ahlak, namus düşmüyor sizin ama bakıyoruz yarattığınız çürüme kokusu her gün ayrı bir yerden yükseliyor. Somali Cumhurbaşkanının oğlunun, katil oğlunun en alttan en tepeye korunması, tefeci faizinin şehvetine kapılıp milyonlarca dolar kaptıran futbolcular, sosyal medya fenomenlerinin akladığı paralar, bunların bahis şirketleriyle bağlantıları, insan, para, uyuşturucu kaçakçılarının, çetelerin, mafyaların, dolandırıcıların sizin iktidarınızda rutin hâle gelmesi, hükmü geçmeyen Anayasa Mahkemesi kararları, yargıdaki rüşvet pazarlıkları, tarikat, cemaatler arasındaki güç savaşları, kırk haramiler misali her türlü yolla milyonları soyanların, akla hayale gelmeyecek zenginlik biriktiren bu çürümüşlerin en yakın dostlarısınız.

    “ÖFKESİ BURNUNA GELEN HALKI SİNDİRMENİN, HALKIN SESİNİ KESMENİN BÜTÇESİDİR BU, KABUL ETMİYORUZ”

    Yediğinizin içtiğinizin ayrı gitmediği Türkiye’nin en zengin 100 kişisinin serveti bu ülkedeki milyonlarca insanın sahip olduğunun katbekat fazlası ama siz, zenginlerin borçlarını, milyarlarının vergisini bir kalemde silerken en az ücretle geçinmek zorunda olanların sırtından da kamçıyı indirmiyorsunuz. Sadece bu bütçeyle değil üstelik, orta vadeli programla, On İkinci Kalkınma Planı’yla emekçi halka da kader planı yapıyorsunuz. Vites yükselttiğiniz sömürü politikaları nedeniyle Türkiye ekonomisi yüksek faizi, yüksek enflasyonu, yüksek işsizliği bir arada yaşayacak, sömürü de yoksulluk da katmerlenecek ve siz yükselecek öfkeyi çok iyi bildiğiniz için, halkın tepesine inecek demir yumruklarınıza gani gani pay ayırmışsınız. Çocuklara okullarda bir öğün ücretsiz yemek yok, şiddeti önlemeye bütçe yok ama muhalif kesimleri, ses çıkaranları ‘terörist’ diye damgalamak, sindirmek için kullanacağınız iç ve dış güvenlik kalemleri tüm zamanların en yüksek rakamına ulaşıyor. Öfkesi burnuna gelen halkı sindirmenin, halkın sesini kesmenin bütçesidir bu, kabul etmiyoruz.

    “BU BARBARLIĞA İTAAT ETMEYİN, SESSİZ KALMAYIN, BOYUN EĞMEYİN. SEN ÖRGÜTLÜ OLURSAN BU BARBARLIK DÜZENİ YENİLECEK, İŞÇİ SINIFI VE HALKLAR KAZANACAK”

    Bu halk düşmanı bütçeyle hayatı ipotek altına alınan milyonlarca emekçiye seslenmek istiyorum ben burada: Ülkede emek örgütsüz, sendikaların bir kısmı sermayeyle iş birlikçi olmuş, iktidar elindeki tüm olanakları başını kaldıranı ezmeye kullanıyor, milyonlarca insan büyük bir hızla yoksullaşıyor, patronların kârı büyüyor ama bununla beraber, hamaset, din istismarı, milliyetçilik de yükseliyor. Onun için, işte bu iktidarın ruhban sınıfına, kara propaganda aygıtlarına ayırdığı pay Bakanlıklarından bile fazla. Hesap soran, haklarını, üretimden gelen gücünü kullanan, dayanışan emekçiler yoksa, örgütlü bir işçi sınıfı yoksa işte bütçenin de ücretlerin de gelir dağılımının da vergi yükünün de demokrasinin de Meclisin de memleketin de hâli ortada arkadaşlar. Bu hâli ancak siz değiştirebilirsiniz. Bu barbarlığa itaat etmeyin, sessiz kalmayın, boyun eğmeyin. Sen örgütlü olursan bu barbarlık düzeni yenilecek, işçi sınıfı ve halklar kazanacak.”

     

     

     

  • SEMRA DİNÇER: “BU BÜTÇE, ASGARİ ÜCRETLİ GÜNLÜK 380 LİRAYLA YAŞAMAYA MAHKUM EDİLMİŞKEN, SARAYDA GÜNLÜK 33 MİLYON LİRA HARCAYARAK İTİBARDAN TASARRUF ETMEYEN ERDOĞAN’IN BÜTÇESİDİR”

    CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, TBMM Genel Kurulu’nda; “Bu bütçe karnı aç çocukların değil, AK çocukların bütçesidir. Asgari ücretli günlük 380 lirayla yaşamaya mahkûm edilmişken, Saray’da günlük 33 milyon lira harcayarak itibardan tasarruf etmeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın bütçesidir” dedi. 

    CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe kanun teklifi üzerinde konuştu. Dinçer, şunları söyledi:

    “Bu bütçe emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin, gençlerin, kadınların, engelli bireylerin bütçesi değildir. Vatandaşa porsiyonları küçültme önerisi yapıp 50 bin dolarlık çanta takanların bütçesidir. Faiz lobilerinin önünde el pençe divan duranların, üç kuruş dolar için Arap çöllerinde bedevi gibi dolaşanların bütçesidir. Nisan ayında; ‘Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez’ diyerek ülke ekonomisini allak bullak edip, 8 ay içerisinde faizi yükseltenlerin bütçesidir.

    “BU BÜTÇE, DEPREMZEDELERİ HALA ÇADIRLARDA VE KONTEYNERLERDE YAŞATANLARIN BÜTÇESİDİR”

    Okullarda uyuşturucu kullanımı ve akran zorbalığının arttığı bir ortamda psikolojik danışman ve rehber öğretmen atamak yerine, manevi danışman atayarak çocuklarımızı tarikatların kucağına atanların bütçesidir. Bu bütçe, depremin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen depremzedeleri hala çadırlarda ve konteynerlerde yaşatanların bütçesidir. Vatandaş başını sokacak ev bulamazken; ülkenin tüm sermayesini betona gömüp milletin parasını yandaş müteahhitlere aktaranların bütçesidir.

    “MİLYONLARCA EMEKLİ 7 BİN 500 LİRA MAAŞLA YAŞAMAYA ÇALIŞIRKEN, 13 TANE UÇAĞI OLANLARIN BÜTÇESİDİR”

    Maden işçileri yerin yedi kat dibinde emekleri, alın teriyle çalışıp hayatlarını kaybederken, maden alanlarında gerekli önlemleri almayıp, yüzlerce işçinin ölümüne sebep olarak servetine servet katanların bütçesidir. Bu bütçe, rüşvet olarak milyonluk saat alanların, ayakkabı kutularında para saklayanların, kara para aklayanların bütçesidir. Bu bütçe; gecekondularda yaşayıp bu vatan için şehit olanların bütçesi değil; vatan millet edebiyatı yapan ama çocuklarını çürük raporlarıyla askerden kaçıranların bütçesidir. Milyonlarca emekli 7 bin 500 lira maaşla yaşamaya çalışırken, 13 tane uçağı olanların bütçesidir. Asgari ücretli günlük 380 lirayla yaşamaya mahkûm edilmişken, Saray’da günlük 33 milyon lira harcayarak itibardan tasarruf etmeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın bütçesidir.”

    Filistin halkına destek vermek için bu ülkenin çocukları Mavi Marmara gemisinde öldürülürken, kendi çocukları İsrail’e gemicikleriyle ticaret yapmaya devam edenlerin bütçesidir. Binlerce öğretmen atama beklerken, laik eğitimi baltalayıp STK adı altında çocuklarımızı gerici tarikat ve cemaatlere teslim etmek için protokol yapanların bütçesidir.

    “BU ÜLKENİN GENÇLERİ KURTLANMIŞ YEMEK YERKEN, KENDİ ÇOCUKLARINA LÜKS VE ŞATAFATLI HAYATLAR YAŞATANLARIN BÜTÇESİDİR”

    Derme çatma bir gecekonduda çocuklarını saç kurutma makinasıyla ısınsınlar diye bir odaya koyan ve diğer odada intihar eden anneler varken, Saray’ın bahçesine ektiği hurma ağaçları üşümesin diye yurt dışından ısıtma tertibatı getirenlerin bütçesidir. Bu ülkenin gençleri, KYK yurtlarında kurtlanmış yemek yerken, bakımı yapılmayan asansörlerde hayatlarını kaybederken, kendi çocuklarına lüks ve şatafatlı hayatlar yaşatanların bütçesidir. Yeni değil bu hikaye. Bu oyun 21 yıllık eski bir oyun.

    “BU BÜTÇE HARAM MI HELAL Mİ DÜŞÜNMEDEN HEMEN YUTANLARIN BÜTÇESİDİR”

    ‘Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını, hayatını, ümidini, hayalini; hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.’ İşte bu bütçe haram mı helal mi düşünmeden hemen yutanların bütçesidir.”

  • CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: “31 MART’TA İSTANBUL’UN FETRET DEVRİNİ KAPATACAĞIZ, İRTİFA KAYBINA SON VERECEĞİZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yerel yönetim ile merkez arasındaki vizyon, inanç birlikteliğinin önemini hepimiz biliyoruz. Fırsat buldukça belediyeye uğrayan, zihni ve kalbi başka yerlerde olan idarecilerin şehirlerini nasıl geriye götürdüklerini 2019 yılında el değiştiren belediyelerde hep beraber tecrübe ettik. Son 5 yılını temel atmama törenleri ile, engelleniyoruz yalanları ile nasıl heba edildiğinin şahidiyiz. 31 Mart’ta İstanbul’un fetret devrini kapatacağız. İrtifa kaybına son vereceğiz. İstanbul’u emanet edip, sevecek, bu şehrin insanlarını kucaklayacak olan adayımızı yakında açıklayacağız” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada özetle şu açıklamaları yaptı:

    “PENÇE HAREKÂTI BÖLGESİ İLE SURİYE’NİN KUZEYİNDE ŞİMDİYE KADAR 12 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLMİŞTİR”

    “Sözlerimin hemen başında, dün Irak’ın kuzeyinde, bölücü hainler tarafından gerçekleştirilen saldırılarda şehit olan kahraman askerlerimize, Allah’tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralı Mehmetçiklerimize Mevla’dan acil şifalar temenni ediyorum. Şehitlerimizin ruhu şad, mekanları cennet, makamları ali olmasın. Mehmetçiklerimizin kanı yerde kalmamış, bölücü alçaklardan döktükleri kanın hesabı misliyle sorulmuştur ve sorulmaktadır. Pençe Harekâtı bölgesi ile Suriye’nin kuzeyinde şimdiye kadar 12 terörist etkisiz hale getirilmiştir.

    “TÜRKİYE NE PAHASINA OLURSA OLSUN; IRAK’IN VEYA SURİYE’NİN KUZEYİNDE BİR TERÖR YAPILANMASINA MÜSAADE ETMEYECEKTİR”

    Terörü kaynağında kurutmak… Bu stratejimizi uygulamayı son terörist de bertaraf edilene kadar kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye ne pahasına olursa olsun; Irak’ın veya Suriye’nin kuzeyinde bir terör yapılanmasına müsaade etmeyecektir. Emperyalistlere taşeronluk yapan kiralık katil sürüleriyle mücadelemizden kesinlikle geri adım atamayacağız. Hem eli kanlı caniler hem de bölücü örgüte destek verenler; bölgemizin geleceğinde teröre yer olmadığını er ya da geç anlayacaklardır. Sınırlarımız içinde ve dışında teröristlere nefes aldırmayan tüm güvenlik güçlerimize yüce Allah’tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Rabbim, kahraman askerlerimizi muzaffer eylesin.

    “İSTANBUL’DA 100 YILIN DÖNÜŞÜMÜ PROJEMİZE START VERİYORUZ”

    Bugün İstanbul’u depreme hazırlamaktaki tarihi adımları atmanın gururunu yaşıyoruz… Bugün atacağımız bir diğer kritik adım, İstanbul kentsel dönüşüm yıkım programının başlatılmasıdır. Şehrimizdeki kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında toplam 17 yapıda yer alan 261 bağımsız bölümün yıkımını gerçekleştireceğiz. Bugün ayrıca; Bağcılar’da 371, Gaziosmanpaşa’da 1096, Tuzla’da 1570 olmak üzere toplam 3 bin 37 konutun temellerini atıyoruz. Bugünkü programımız ile imza, yıkım, yapım dahil; tüm aşamaları ile İstanbul’da 100 yılın dönüşümü projemize start veriyoruz.

    “81 VİLAYETİMİZE YAPACAĞIMIZ EN BÜYÜK İYİLİK KENTSEL DÖNÜŞÜM HAMLELERİ”

    Depreme karşı hazırlık yapmak bizim için tercihten öte zorunluluktur çünkü coğrafi olarak biz depremle burun buruna yaşayan bir ülkeyiz. 6 Şubat depremlerinin Türk ekonomisine maliyeti 104 milyar dolardan fazladır. Tartışmasız bir şekilde Türkiye’nin birincil meselesi, yapı stoğunun süratle yenilenmesidir. Bu sebeple başta İstanbul olmak üzere 81 vilayetimize yapacağımız en büyük iyiliğin kentsel dönüşüm hamleleri olduğunu düşünüyoruz.

    “31 MART’TA İSTANBUL’UN FETRET DEVRİNİ KAPATACAĞIZ”

    Milletimizin tüm kesimleri ile aramızdaki bağı siyasetteki en büyük sermayemiz olarak görüyoruz. Bu ilişkiyi daha da güçlendireceğiz. Başkaları gibi bol keseden atıp göreve gelince unutanlardan, verdiği sözlere beton dökenlerden olmayacağız. Yerel yönetim ile merkez arasındaki vizyon, inanç birlikteliğinin önemini hepimiz biliyoruz. Fırsat buldukça belediyeye uğrayan, zihni ve kalbi başka yerlerde olan idarecilerin şehirlerini nasıl geriye götürdüklerini 2019 yılında el değiştiren belediyelerde hep beraber tecrübe ettik. Son 5 yılını temel atmama törenleri ile, engelleniyoruz yalanları ile nasıl heba edildiğinin şahidiyiz. 31 Mart’ta İstanbul’un fetret devrini kapatacağız. İrtifa kaybına son vereceğiz. İstanbul’u emanet edip, sevecek, bu şehrin insanlarını kucaklayacak olan adayımızı yakında açıklayacağız. Sabırla, kararlılıkla 31 Mart akşamına kadar çalışacağız.”

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZEL’DEN, ŞEHİT PİYADE TEĞMEN RAMAZAN GÜNAY’IN AİLESİNE TAZİYE ZİYARETİ

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZEL’DEN, ŞEHİT PİYADE TEĞMEN RAMAZAN GÜNAY’IN AİLESİNE TAZİYE ZİYARETİ

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Irak’ın kuzeyinde PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olan Piyade Teğmen Ramazan Günay’ın İzmir Buca’daki ailesini ziyaret etti, taziye dileklerini iletti.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Irak’ın kuzeyinde PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olan Piyade Teğmen Ramazan Günay’ın İzmir Buca’daki ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Özel’e, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu eşlik etti. 

  • JALE NUR SÜLLÜ: “TERCİHLERİNİ HALKTAN YANA KULLANMAYAN AKP İKTİDARI NE YAZIK Kİ HALKIN TÜM DENGELERİNİ BOZMAKTADIR”

    JALE NUR SÜLLÜ: “TERCİHLERİNİ HALKTAN YANA KULLANMAYAN AKP İKTİDARI NE YAZIK Kİ HALKIN TÜM DENGELERİNİ BOZMAKTADIR”

    CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulu’nda; “Tercihlerini halktan yana kullanmayan AKP iktidarı ne yazık ki halkın tüm dengelerini bozmaktadır. Gider dağılımını adaletli sağlayamayan iktidar yönetiminde, vatandaşın da gelir-gider dengesi bir türlü tutmamakta, terazinin kefeleri sürekli sallanmaktadır. Yüksek enflasyon altında ufacık zamlar cebine girmeden erimekte; hayatta dengede durmakta zorlanmaktadır” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, dün TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin “denge” başlıklı 3. maddesi üzerine söz aldı. Elinde terazi ile kürsüye çıkan Süllü, bu bütçenin “dengesiz” olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “GELİR VERGİSİNİN YÜZDE 70’İ ÜCRETLİ ÇALIŞAN İŞÇİ VE MEMUR MAAŞLARINDAN GELİYOR”

    “2024 yılı bütçesinde 8 trilyon 437 milyar lira gelir, 11 trilyon 89 milyar lira gider öngörülüyor. Aradaki 2 trilyon 652 milyar fark, bütçe açığı olarak dengeyi bozdu. Faiz dışı açığın 1 trilyon 397 milyar olduğu görülüyor. Gerçekleşmeler düşünüldüğünde açık daha da büyüyebilir. Vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 53’ünün dolaylı, yüzde 47’sinin gelir ve servet vergisi olarak gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Gelir vergisinin yüzde 70’i ücretli çalışan işçi ve memur maaşlarından geliyor. Bu da hep yakınılan ücretliler üzerinde oluşan vergi baskısının büyüklüğünü gösteriyor.

    “ALINMAYAN VERGİLER, ÜCRETLİNİN, DAR GELİRLİNİN SIRTINA BİNDİRİLİYOR”

    Teşvik ve vergi muafiyeti sağlanan, borçları silinen yandaş şirketlerin ödeyecekleri bu kefeye girmiyor. Kur Korumalı Mevduatlar için kurumlar vergisi mükelleflerine sağlanan vergi istisnasıyla 2024 yılı için vazgeçilen 20 milyar liralık vergi yine burada yok. Onlar burada olsa belki bu açık bu kadar fazla olmayacak. Alınmayan vergiler, ücretlinin, dar gelirlinin sırtına binmekte; dengeyi bozarak vergi adaletsizliğine de yol açmaktadır.

    “TERCİHLERİNİ HALKTAN YANA KULLANMAYAN AKP İKTİDARI NE YAZIK Kİ HALKIN TÜM DENGELERİNİ BOZMAKTADIR”

    2024 giderlerinde borç faizi ödemeleri 1 trilyon 254 milyar lira var. Şehir hastaneleri ve karayolları, köprüler gibi geçiş garantili kamu- özel işbirliği projelerine ödenecek 162.435 milyar, bakanlıkların bütçelerinde yatırım harcamaları içinde, gizlenmiş olarak var. Faiz ödemelerinin giderlerdeki oranı yüzde 11 iken, sosyal yardımların oranı sadece yüzde 4,4’lük yer tutmaktadır. Yoksul halka verilmesi gereken sosyal desteğin rant ve faize ayrılması, bütçenin nasıl sermayedarlara kaynak aktarmanın aracı haline geldiğini göstermektedir. Tercihlerini halktan yana kullanmayan AKP iktidarı ne yazık ki halkın tüm dengelerini bozmaktadır. Gider dağılımını adaletli sağlayamayan iktidar yönetiminde, vatandaşın da gelir-gider dengesi bir türlü tutmamakta, terazinin kefeleri sürekli sallanmaktadır. Yüksek enflasyon altında ufacık zamlar cebine girmeden erimekte; hayatta dengede durmakta zorlanmaktadır.

    “BOZULAN DENGELERİN HANGİ BİRİNİ SAYALIM”

    Gelirleri giderlerini karşılayamayan vatandaşlarının çoğunluğu oluşturduğu bir toplumda, düzen olur mu? Sadece ekonomide değil; hiçbir alanda denge tutmaz. Çünkü siyasi denge yok. Bozulan dengelerin hangi birini sayalım? Hayat pahalılığı ile çocukların, gençlerin bozulan beslenme dengesi ile artan bodurluk ve kronik açlığı mı? Bozulan kiracı-ev sahibi- komşuluk ilişkileri? Yoksa, tükenen yer üstü kaynakları ile yer altına dikilen gözlerle bozulan doğanın dengesini mi? Kaz Dağları, Akbelen Ormanları, şimdi de şehrim Eskişehir’de İç Anadolu’nun Çukurovası Sakarya Vadisi’ne göz diken Cengiz Holding muhteşem doğayı, iklimi ve insan sağlığını tehdit edecek madencilik projenin peşinde.

    “HALKIN RUHSAL DENGESİ, PSİKOLOJİK DENGESİ BOZULDU. KİMSE MUTLU DEĞİL ARTIK”

    Ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman ve başöğretmen olarak ayrıştırarak yaratılan dengesizlikleri mi? Atanamayan öğretmenleri mi, ses yükselten kamu mühendislerini mi, aile hekimlerini mi, polisleri mi, hangi birini sayalım? İtibarsızlaştırılmaya çalışılan şiddete uğrayan doktorları, sağlıkçıları mı? Kamu hastanelerinden tıp fakültelerinden ayrılmak zorunda kalan doktor öğretim üyelerini mi? Bozulan tıp eğitimini mi yoksa eğitim sisteminin tamamını mı? Ya da belki hani reform yaptık dediğiniz sağlıkta özel hastaneler ağırlığı ile metalaştırılan sağlık sisteminin bozulan dengelerini mi, hastanelerden randevu alamayan; ameliyat olamayan hastaları mı? Dengesizliklerin yol açtığı yozlaşmaların yansıması sosyal fenomenler, sporcu fonları, on milyonların önünde hakemlerin öldüresiye yumruklanması gündemine olan yoğun ilgiyi mi? Dengesizlik virüs gibi yayılıyor. Ama bozulan dengelerden en kötüsü ne biliyor musunuz; halkın ruhsal dengesi, psikolojik dengesi bozuldu. Hiç kimse mutlu değil bu ülkede artık; Yurt dışına kaçıp kurtulmak isteyenlerin sayısı azımsanacak gibi değil. Ülkede artık nefes alamaz hâle geldik. Biliyorsunuz, bir de oksijen dengesi var, evrendeki yaşamın ve bizim devamımız, vazgeçilmezimiz olan. Az olduğunda boğulacağımız, çok olsa kavrulacağımız, burayı ateş topuna çevirecek olan oksijen dengesi, incecik bir çizgideyiz; işte, bu çizgide yaşamın her alanında bozulan bu dengeler için, bu denge maddesine de dengesiz bütçesine de CHP olarak ‘hayır’ oyu kullanacağız.”

     

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZEL, CHP BUCA İLÇE BAŞKANI ÇAĞDAŞ KAYA’NIN ANNESİ İÇİN DÜZENLENEN CENAZE TÖRENİNE KATILDI

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZEL, CHP BUCA İLÇE BAŞKANI ÇAĞDAŞ KAYA’NIN ANNESİ İÇİN DÜZENLENEN CENAZE TÖRENİNE KATILDI

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya’nın hayatını kaybeden annesi Halise Kaya için Buca Cemevi’nde düzenlenen cenaze törenine katıldı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel bugün İzmir’de; CHP Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya’nın hayatını kaybeden annesi Hali Kaya için Buca Cemevi’nde düzenlenen cenaze törenine katıldı.

     

  • 3. ANTALYA ULTRA MARATONLA KONYAALTI’NI KEŞFETTİLER

    3. ANTALYA ULTRA MARATONLA KONYAALTI’NI KEŞFETTİLER

    Konyaaltı Belediyesi 3. Antalya Ultra Maraton heyecanı başladı. Maratonun ilk gününde 31-57 ve 85 kilometrelik parkurlarda koşan sporcular, Konyaaltı’nın doğal güzelliklerini koşarak keşfetme fırsatı yakaladı.

    Konyaaltı Belediyesi’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Antalya Ultra Maraton’da ilk gün parkurları tamamlandı. Maratonun ilk günü, sporcuların 31, 57 ve 85 kilometrelik parkurları koşarak bitiş çizgisine gelmeleriyle sona erdi. 23 Aralık Cumartesi sabahı saat 04.30’da 57 ve 85 kilometrelik parkurların startı verilirken, saat 08.00’de ise 31 kilometrelik parkurun startı verildi. Yoğun bir katılım ile başlayan uzun etaplar, Konyaaltı Sahili’nden başlayıp, sırasıyla Geyikbayırı ve Saklıkent şeklinde sona erdi. 85 kilometrelik parkur ise yine Geyikbayırı’nda tamamlandı. 39 ülkeden 1720 sporcu Konyaaltı’nın doğal güzelliklerini koşarak keşfetti. Akdeniz’in mavisiyle başlayan maraton, Torosların karlı dağlarında sona erdi.

    MARATONA KATILIM HER GEÇEN YIL ARTIYOR

    ‘‘Maviden Beyaza’’ sloganıyla düzenlenen maratonun 85 kilometrelik etabında, geçen yılı da birinci olarak tamamlayan Sergey Sokolov 8:52:41’lik derecesiyle yine birinci olarak tamamladı. Maratonun ikinci uzun parkuru olan 57 kilometrelik yarışın galibi 6:24:48’lik derecesiyle Denis Torshin olurken, 31 kilometrelik parkurda da Artem Popov 2:19:52’lik derecesiyle rakiplerine üstünlük sağlayarak birinciliğin sahibi oldu.

    Birbirinden zorlu üç parkuru tamamlayarak bitiş çizgisine ulaşan sporcuları tebrik eden Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri maratona dünyanın birçok ülkesinden yoğun katılım sağlanmasından memnun olduklarını ifade etti.

    “SAYILI MARATONLAR ARASINDA YER ALACAĞIZ”

    Sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da sayılı maratonlar arasında yer almak için her yıl daha çok gayret ettiklerinin altını çizen Başkan Esen, ‘‘Bu tip organizasyonlar düzenleyerek ve destek olarak kentimizin spor turizmine de katkı sağlıyoruz’’ dedi.

    İlk gün kıyasıya mücadelelere sahne olan Konyaaltı Belediyesi 3. Antalya Ultra Maraton, 24 Aralık Pazar günü 5 ve 12K koşuları ve Pati Run parkurları sonrasında ödül töreni ile sona erecek.

     

     

     

  • ANTALYA BÜYÜKŞEHİR’İN 2.ETAP KONYAALTI SAHİL PROJESİ’NDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

    ANTALYA BÜYÜKŞEHİR’İN 2.ETAP KONYAALTI SAHİL PROJESİ’NDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Boğaçayı Köprüsü ile Liman arasında kalan 1 km uzunluğundaki alanı yeni bir yaşam alanına çevirmek için  çalışmalarını hummalı bir şekilde sürdürüyor. 200 milyon liralık bedelle hayata geçirilen proje, 23 bin metrekaresi yeşil alan olmak üzere yaklaşık 74 bin metrekarelik alandan oluşuyor. 2. Etap Konyaaltı Sahil Projesi kapsamında devam eden çalışmaların kısa sürede tamamlanarak, yaz aylarında halkın kullanımına sunulması hedefleniyor. 

    Konyaaltı Sahili Çevre Düzenleme Projesi kapsamında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar son hızıyla sürüyor. Boğaçayı ile Liman arasını kapsayan alanda onlarca kamyon ve iş makinesi çalışıyor. 

    23 BİN METREKARE YEŞİL ALAN 

    Çalışmalar hakkında bilgi veren Antalya Büyükşehir Belediyesi Fen İşler Daire Başkanı Serkan Temuçin, Boğaçayı ile Liman arasında kalan yaklaşık 1 km uzunluğundaki bir alanda Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kendi öz kaynaklarıyla 2. Etap Konyaaltı Sahil Projesi’ni hayata geçirdiklerini söyledi. Çalışmaların hızla sürdüğünü söyleyen Temuçin, “Burada çevre düzenlenme projesi yapıyoruz. Projemiz 74 bin metrekarelik bir alandan oluşuyor ve 23 bin metrekarelik yeşil alan var. Ayrıca projemizin içerisinde koşu yolu, bisiklet yolu gibi alanlar da var. Park alanları, seyir terasları var. KDV dahil 200 milyon liralık bir proje bedeliyle yapıyoruz” dedi.

    BELEDİYE’NİN ÖZKAYNAKLARIYLA YAPILIYOR

    Yolun hem kuzeyinde hem güneyinde düzenleme yaptıklarını söyleyen Temuçin, şu bilgileri verdi:

    “Yolun güney tarafında karoyla bir çevre düzenlemesi projesi yaparken kuzey tarafında da eski beton taşları sökerek yerine doğal taş kaplaması yapıyoruz. Projemiz tamamlandığı zaman Antalya’nın en güzel sahillerinden biri olan Konyaaltı sahilimizde güzel bir projeyi tamamlamış olacağız. Boğaçayı ile Liman arasında kalan alan iki sefer ihaleye çıktı yap-işlet-devret modeli ile başkanımız belediyenin öz kaynaklarıyla yapılması talimatı verdi. Vatandaşlarımızın keyifle denize girebileceği keyifli bir alan yaratma gayretindeyiz. Mart ayı içerisinde projeyi tamamlayarak açmayı düşünüyoruz.” 

    OTOPARK VE BÜFELER OLACAK

    Proje içerisinde 370 araç kapasitesine sahip cep otoparklar ayrıca otobüsler için ayrı bir otopark alanı olacak. Kıyı kanununa uygun olarak 150 metre arayla 5 adet büfe ve şezlong yeri, 1000 metre koşu, 1000 metre bisiklet yolu da olacak.

     

     

     

  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… VELİ AĞBABA: “DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEĞİM DİYE DOLANDIRICI, NAMUSSUZ İNSANLARI MEMLEKETİN BAŞINA BELA ETTİNİZ”

    CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu’nda; “İnsanlar artık, çalışarak, üreterek, ihracat yaparak zenginleşmekten umudunu kesmiş. Ne yapacak örnekleri var yarattığınız Tosuncuk, Toreks, Dilan-Engin, Eylül var. Benim gibilerle alakası yok bunlar sizin siyasi akrabalarınız. Bunları siz yarattınız. Bunlarla bir tane CHP’linin fotoğrafı yok ama sizin albümünüz var. Dizi-film olur sizin yaptıklarınız. Dindar nesil yetiştireceğim diye dolandırıcı, namussuz insanları memleketin başına bela ettiniz” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 7. maddesi üzerine CHP adına Malatya Milletvekili Veli Ağbaba konuştu.

    Ağbaba, kürsüye elinde fotoğraflarla çıktı. İlk olarak dün Pençe Kilit Operasyonu sırasında şehit olan 6 askerden biri olan Piyade Er Yasin Karaca’nın Tokat’taki evinin fotoğrafını Genel Kurul’a gösteren Ağbaba, şunları dile getirdi:

    “MİLYONLARCA MÜLTECİYE BAKARLAR AMA KENDİ VATAN TOPRAĞINI KORUMAK İÇİN ŞEHİT OLAN ASKERLERİMİZE BAKAMAZLAR”

    “Şu fotoğrafa hepiniz ibretle bakın, bu fotoda yoksulluk, ibretlik bir vaka var. Suriyelilere ev yaparlar İdlib’te, milyonlarca mülteciye bakarlar ama kendi vatan toprağını korumak için şehit olan askerlerimize bakamazlar. Türkiye’nin fotoğrafıdır bu, bunların tek özelliği bundan da siyaset yaparak şehit tabutları üzerinde konuşmaktır.

    Ülkenin düşmüş olduğu durum bu; Bursa Uludağ Kadın Basketbol takımına vize verilmemiş. Avrupa hedefleyenler bugün Avrupa’nın gözünde üçüncü sınıf Afrika ülkesine düşmüş durumdalar.

    “MÜLAKAT KALDIRILDI MI KALDIRILMADI. ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ, UMUDUNU YOK ETTİNİZ”

    Bu seçimden sonra yapılan ilk bütçe, fakir fukaranın çocuğu mülakat kaldırılacak diye size oy verdi. Mülakat kaldırdı mı kaldırılmadı. Çocuklarımızın geleceğini, umudunu yok ettiniz. Ev hanımlarına emeklilik priminin 3’te 1’ini kim ödeyecekti? Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AKP ödeyecekti. Var mı bir gelişme yok. Aile Destekleri Sigortası, CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nun projesi… Her eve en az bir asgari ücret girecek dediler, oldu mu olmadı. 15 Temmuz gazilerine maaş bağlanamamış, Türkiye’nin geldiği durum bu.

    “FAİZ, İŞSİZLİK DÜZELİR AMA AHLAKI YOK ETTİNİZ”

    Faiz, işsizlik düzelir ama ahlakı yok ettiniz. Mafyadan lideri ile barışmaya çalışan İçişleri Bakanı utanmaz. Mafyadan maaş alan milletvekili utanmaz. İBB’den burs değil servet alan vekilleriniz utanmaz. Utanma duygusu yok. 22 yılda yarattığınız şey sosyal çürüme. Tik Tok denilen uygulamada ev kadınları vücutlarını teşhir ederek para kazanıyor. Meşhur din adamları ne yapıyor. Diyor ki 90 km’den fazla kadın yol yapamaz diyor, Kızıl Goncalar dizisi yasaklansın diye uğraşıyorlar. Be utanmaz tarikatçılar, din adamları gibi konuşanlar şu ahlakı düzeltmek için bir şeyler söyleyin.

    “DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEĞİM DİYE DOLANDIRICI, NAMUSSUZ İNSANLARI MEMLEKETİN BAŞINA BELA ETTİNİZ”

    Dünyada ne kadar namussuz, kaçakçı varsa Türkiye’de. Türk pasaportunu satıyorsunuz ya 400 bin dolara adamlar İstanbul’un göbeğinde efelik yapıyorlar. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın deyimiyle söylüyorum; ‘Türkiye suç örgütü cenneti oldu.’ Kim yaptı, biz mi yaptık? İnsanlar artık, çalışarak, üreterek, ihracat yaparak zenginleşmekten umudunu kesmiş. Ne yapacak örnekleri var yarattığınız Tosuncuk, Toreks, Dilan-Engin, Eylül var. Benim gibilerle alakası yok bunlar sizin siyasi akrabalarınız. Bunları siz yarattınız. Bunlarla bir tane CHP’linin fotoğrafı yok ama sizin albümünüz var. Dizi-film olur sizin yaptıklarınız. Dindar nesil yetiştireceğim diye dolandırıcı, namussuz insanları memleketin başına bela ettiniz.

    “DİLİ BİLMEYEN AKADEMİDEN HABERİ OLMAYAN SELMAN ÖĞÜT’Ü REKTÖR YAPTINIZ”

    Siz dünya siyasi tarihine gelen en yetenekli siyasi hareketsiniz. Dili bilmeyen akademiden haberi olmayan Selman Öğüt’ü rektör yaptınız. Bir başka iktidar yapabilir mi? Hayvanat Bahçesi Müdürünü TUBİTAK’a atıyorlar, müthiş yetenekler. Sizi kutlarım, siz pehlivandan bankacı yarattınız. Türkiye Uzay Ajansı’na 2 yıllık Sebze Üretim Tekniği mezunu AKP’li İlyas Haliloğlu atanmış. Sanki uzayda hıyar, domates yetiştirecek.”

  • DENİZ DEMİR: “1 TL’NİN MALİYETİ 3 TL’YE YAKLAŞTI”

    DENİZ DEMİR: “1 TL’NİN MALİYETİ 3 TL’YE YAKLAŞTI”

    CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, madeni paraların basımındaki madenlerin fiyatının yükselmesine yönelik yaptığı açıklamada “1 TL’nin maliyeti 3 TL’ye yaklaştı. Bu durum fırsatçılara gün doğurdu, piyasaya çıkar çıkmaz paraları toplayıp hurdacılara satarak haksız kazanç sağlama yoluna gittiler. Ekmeğin 10 lira olduğu yerde 50 kuruş ve 1 TL gibi paralar tam anlamıyla değerini yitirmiştir.” ifadelerini kullandı.

    CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, yaptığı çalışmada madeni paraların basımındaki madenlerin fiyatının yükselmesi ile para maliyetinin yükseldiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demir, bozuk paralarda kullanılan alaşımların maliyetlerini belirlerken, madeni paralarda bakır, nikel ve çinko madenleri kullanıldığına dikkat çekti.

    Merkez Bankası’na 25 kuruşun maliyetinin 1.64 TL, 50 kuruşun maliyetinin 2.31 TL ve 1 TL’nin maliyetinin de 2.77 TL olduğunu belirten Demir, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

    “Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, maliyetleri düşürmek için gramajı düşürme yoluna gitti. Kullanılan bakır, çinko ve nikelin oranları değişirken, üretimde ise yüzde 30 tasarruf sağlandı. 1 TL’lik madeni para 8,2 gramdan 6,6 grama geriledi. 50 kuruşun ağırlığı ise 6,8 gramdan 5,5 grama düştü. Ancak artan döviz metal paralarda kullanılan alaşımlara da yansıdı. 1 TL’nin maliyeti 3 TL’ye yaklaştı. Bu durum fırsatçılara gün doğurdu, piyasaya çıkar çıkmaz paraları toplayıp hurdacılara satarak haksız kazanç sağlama yoluna gittiler. Ekmeğin 10 lira olduğu yerde 50 kuruş ve 1 TL gibi paralar tam anlamıyla değerini yitirmiştir.”