Blog

  • BAKAN GÜLER, TSK KOMUTA KADEMESİ İLE SINIR HATTINA GİTTİ

    BAKAN GÜLER, TSK KOMUTA KADEMESİ İLE SINIR HATTINA GİTTİ

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi ile Irak sınır hattına gitti.

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kuzey Irak’ta 12 askerin şehit olduğunu açıklamıştı. MSB’den yapılan son açıklamada, Bakan Güler’in sabah saatlerinde Irak sınır hattına gittiği kaydedildi. MSB’nin açıklaması şöyle:

    “Gece boyunca Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden operasyonları yöneten Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, sabahın ilk ışıklarıyla beraber sınır hattına gitti. Bakan Güler’in beraberinde TSK Komuta Kademesi de bulunuyor.”

  • TRABZONSPOR BAŞKANI ERTUĞRUL DOĞAN: “HAKEMLERLE ALAKALI KONULARIN BİR AN ÖNCE ÇÖZÜMLENMESİ GEREKİYOR”

    Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, yeni yılda hakemlerle ve ekonomik olarak problemlerin çözümlenmesi gerektiğini belirterek “Ocak ayının içerisinde özellikle hemen başında bence ekonomiyle beraber Türk futbolundaki önemli problem olan hakemlerle alakalı konuların bir an önce çözümlenmesi gerekiyor” dedi.

    Bugün basın toplantısı düzenleyen Trabzonspor Başkanı Doğan, dün akşam Irak’ın Kuzeyi’nde yürütülen operasyonda şehit olan askerlerin ailelerine başsağlığı diledi.

    “OCAK AYININ BAŞINDA BUNLARI ÇÖZÜMLEMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

    “Üzücü bir gün, 6 askerimiz şehit oldu. Ailelerimizin hepsinin başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin. Dün de Kulüpler Birliği vardı. Değerli Gençlik ve Spor bakanımız da katıldı, Kulüpler Birliği başkanımız, federasyon başkanımız ve kulüp başkanlarımızla beraber, öncelikle yeni yılda mevcut yılda oluşan problemlerin ortaya çıkmamasına daha olumlu ve pozitif ortamda sezonun devamının gelmesini konuştuk. İnşallah bunu hep gerçekleştirebileceğiz. Tabii belli başlı sorunların da acil olarak çözülmesi gerektiği konusunda hem kulüpler hem de federasyon başkanımız da hemfikir. Ocak ayının içerisinde özellikle hemen başında bence ekonomiyle beraber Türk futbolundaki önemli problem olan hakemlerle alakalı konuların bir an önce çözümlenmesi gerekiyor. İnşallah ocak ayının başında bunları çözümlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.

    “ÇOK CİDDİ SIKINTILAR ÇOK ÖNEMLİ, MALİYETLER VAR”

    İkinci önemli konu tabii ekonomi; burada federasyonumuzun ve yönetim kurulunun çok önemli çalışmaları var dün de bahsettik orada özellikle sponsorluklar konusunda özellikle naklen yayın ilahesi konusunda umarım Federasyon Başkanı ve ekibi bu konuda önemli girişimler yaparak önemli sonuçlar elde edecek çünkü Türk futbolunda daha önce de bahsettiğim gibi artık konu çıkılmaz noktaya gelmiştir tüm kulüpler açısından. Çok ciddi sıkıntılar ve çok önemli maliyetler var kulüplerin katlanamadığı bunun dışında naklen yayında gelinen nokta ortada. İddia gelirlerinde gelinen nokta ortada bunların hepsinin umarım düzeleceği yeni bir yıl yaşayacağız.”

     

  • VOLKAN DEMİR: “SİSTEM, PRİM BORÇLARINI ÖDEMEYENİ EMEKLİLİKLE ÖDÜLLENDİRİRKEN BORÇLARINI DÜZENLİ ÖDEYENİ CEZALANDIRIYOR”

    VOLKAN DEMİR: “SİSTEM, PRİM BORÇLARINI ÖDEMEYENİ EMEKLİLİKLE ÖDÜLLENDİRİRKEN BORÇLARINI DÜZENLİ ÖDEYENİ CEZALANDIRIYOR”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, “Sistem, prim borçlarını ödemeyeni emeklilikle ödüllendirirken prim borçlarını düzenli ödeyen sigortalıyı, prim borçlarını ödemeyen sigortalıdan 10 yıl fazla prim ödemesine rağmen cezalandırıyor. Mağduriyetin kısmen ve hemen çözümü için önerimiz; Bağ-Kur prim hizmet sürelerinin kadınlarda 7 bin 200 günden 5 bin 400 güne, erkeklerde 9 bin günden 7 bin 200 güne çekilmesidir” dedi.

    CHP Ticaret Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, esnafın emeklilikte yaşadığı sorunlarına ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. Demir’in açıklaması şöyle:

    “BAĞ-KUR PRİM BORÇLARININ SİLİNMESİ BİR KESİMDE CİDDİ MAĞDURİYET YARATIRKEN BİR KESİMDE DE AVANTAJA DÖNÜŞTÜ”

    “Bilindiği gibi ilk olarak 5510 sayılı yasa ve sonrasında 6645, 6736, 7256, 7326 sayılı yasalarda, Bağ-Kur prim borcu olanların borçları yapılandırılıp ödenmediği durumda durdurulması hüküm altına alındı ve ödenmeyen dönemlere ait prim borçları ve hizmetler silindi. Bağ-Kur sigortalıları, güncel bedel üzerinden bu dönemlere ait hizmetlerini güncel prim tutarı üzerinden ihya etme haklarına her zaman sahipler. Bu hizmetlerin silinmesi bir kesimde ciddi mağduriyet yaratırken bir kesimde de avantaja dönüştü. 2829 sayılı hizmet birleştirme kanunun gereği kişinin tüm hizmetleri emeklilik aşamasında birleştirilir ve kişi son 7 yıllık (2 bin 520 gün) süre içinde en fazla hangi statüde hizmeti geçtiyse o statü şartlarına göre emekli edilir. Reel bir örnek olarak 1993 yılında sosyal güvenlik sistemine dahil olmuş ve 2012 yılına kadar 5 bin gün SSK sigortalısı, 2013 yılından sonra işyeri açıp Bağ-Kur statüsüne dahil olur ve işyeri kaydı halen faal, 4b (Bağ-Kur) sigorta primlerini düzenli ödüyor. Emekli olması için 9 bin günü doldurmalı yani 2024 Kasım; 4b (Bağ-Kur) sigorta primlerini hiç ödememiş. 2013-1 Mayıs 2021 arası primleri silinir. Sadece 1 Mayıs 2021-8 Mart 2023 arası Bağ-Kur hizmetlerini 7440 sayılı yasadan da yararlanarak faizsiz öder, ödemediği Bağ-Kur primleri sayesinde Bağ-Kur hizmet süresi 1260 günün altında kaldığından 4a SSK kapsamında emekli olur. Bağ-Kur primlerini düzenli ödeyense 10 yıl fazla prim yatırdığı halde 20 ay geç emekli olacaktır.

    “SİSTEM, PRİM BORÇLARINI ÖDEMEYENİ EMEKLİLİKLE ÖDÜLLENDİRİRKEN BORÇLARINI DÜZENLİ ÖDEYENİ CEZALANDIRIYOR”

    Sistem, prim borçlarını ödemeyeni emeklilikle ödüllendirirken prim borçlarını düzenli ödeyen sigortalıyı, prim borçlarını ödemeyen sigortalıdan 10 yıl fazla prim ödemesine rağmen cezalandırıyor. Mağduriyetin kısmen ve hemen çözümü için önerimiz; Bağ-Kur prim hizmet sürelerinin kadınlarda 7 bin 200 günden 5 bin 400 güne, erkeklerde 9 bin günden 7 bin 200 güne çekilmesidir. Buna ek olarak primlerini hiç ödemeyenler, bu şekilde sadece 1 Mayıs 2021-8 Mart 2023 arası hizmetlerini ödeyenler diğer hizmetleriyle 4a kapsamında emekli olurken diğer taraftan hizmetleri silinen ve emeklilik için silinen hizmetlerinin sadece bir kısmına ihtiyaç duyan sigortalıların kısmi ihya talepleri reddedilmekte ve esnafımız silinen hizmetlerin tamamını ödemeye zorlanmaktadır. Ayrıca 4 Ekim 2000 tarihli KHK ve 1 Ekim 2008 tarihli 5510 sayılı yasalarda, Bağ-Kur kaydı olmayanlara 6 ay süre verildi ve 6 ay içerisinde Bağ-Kur tescillerini yaptırmayanların geriye dönük tescil hakları sonlandırıldı. Bu nedenle bu durumdaki kişiler gerek 4 Ekim 2000 gerekse de 1 Ekim 2008 öncesi Bağ-Kur hizmet tescilleri hiç olmadığı için bu hizmetlerini ihya hakları bulunmamaktadır. Bu da yaşları emeklilik dönemine geldiği halde geriye dönük hizmetlerini satın alamayan esnafların emekli olmalarını engellemektedir. Anayasa’nın 60. maddesiyse herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğunu, devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı belirtilmiştir.

    “SİGORTALILIK VE EMEKLİLİK KONUSUNDA SİSTEME OLAN GÜVEN YENİDEN TESİS EDİLMELİDİR”

    Anayasa, sosyal güvenlik hakkının kaçınılamaz ve vazgeçilemez bir hak olarak kabul etmiştir. Anayasamız, kanun yoluyla yapılan sınırlamaların Anayasa’nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağını belirttiğinden, sosyal güvenlik hakkının kullanılmasıyla yasalarla kendilerine tanınan emeklilik haklarından faydalanması ve çalışmalarının sonucunda emekli döneminde rahat bir yaşam sürmelerinin teminidir. Aksi halde sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakıldıklarında emeklilik döneminde rahat bir yaşam tarzı bulmaları mümkün olmayacağından mağdur duruma düşeceklerdir. Yapısal reformlardan bir tanesi de bu konudur. Sigortalılık ve emeklilik konusunda sisteme olan güven yeniden tesis edilmelidir. Sistem içerisinde haksızlık doğuran uygulamalar kaldırılmalıdır.”

     

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL VE İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER ALMANCA ÖĞRETMENLERİYLE KARŞILAŞTI… ASUMAN ÖĞRETMEN: İKİSİYLE DE GURUR DUYUYORUM

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL VE İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER ALMANCA ÖĞRETMENLERİYLE KARŞILAŞTI… ASUMAN ÖĞRETMEN: İKİSİYLE DE GURUR DUYUYORUM

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Özel’in İzmir programında Bornova Anadolu Lisesi’nden Almanca öğretmenleri Asuman Ünal ile karşılaştı. Ünal, Özel’in Almanya’daki Sosyal Demokrat Partisi (SPD) kongresinde Almanca konuşmasına tam not verdi. Ünal, Öğrencileri Özel ve Soyer için “İkisiyle de gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Menemen’de 93 yıl önce katledilen Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşlarının anma töreninde Bornova Anadolu Lisesi’ndeki Almanca öğretmeni Asuman Ünal ile karşılaştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de öğretmenliğini yapan Ünal, Özel ve Soyer ile birlikte CHP İzmir İl Başkanlığı’na geldi.

    ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, öğretmeni Asuman Ünal’ın öğrencilik yıllarında iyi olduğunu söylemesi üzerine şöyle konuştu:

    “Hocam yalan söyleme. Bornova Anadolu Lisesi’nde 1985’teki ilk almanca öğretmenim benim. Hazırlık, sonra da yıllarca okuttu. İlk Almancayı ondan öğrendim. İlk aldığım not ‘ein viertel minus’, çeyrek eksi verdi bana. Eksi bile alamadım yani. Dünyanın en disiplinli Almanca öğretmenidir, tam Alman disipliniyle”

    ALMANCA ÖĞRETMENİ ÜNAL, ÖZEL’İN SPD KONGRESİNDEKİ KONUŞMASINA TAM NOT VERDİ

    Genel Başkan Özel, öğretmeni Ünal’a Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) kongresinde Almanca konuşmasını beğenip beğenmediğini sordu. Ünal, “Beğendim, beğendim” yanıtını verdi. Özel bunun üzerine “Dört yerde hata tespit etmiş” deyince Öğretmen Ünal gülerek, “Bir iki yerde okuma hatası var, olur öyle” dedi.

    Özel, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Asuman Ünal, Bornova Anadolu Lisesi’nin çok efsane öğretmenlerinden bir tanesidir, çok uzun yıllar. Bugün de Menemen’de karşılaştık. Hem benim hem Tunç Başkanın da okuldan öğretmenimiz olduğu için bugün birlikteydik. Kalabalıktan çekiniyor, ‘seni meşhur edeceğim gel’ dedim, geldi. Çok iyi bir Atatürkçü’dür. Biz bugünlere geldiysek onun sayesinde geldik. Her sene 24 Kasım’da -ilk başlarda telefonu yoktu, edindikten beri 4-5 yıldır- arıyorum. Bir eczane açılışında karşılaştık, her sene konuşuyoruz 24 Kasım’larda.

    ÖĞRETMEN ÜNAL: İKİSİYLE DE GURUR DUYUYORUM 

    “İki öğrencinizin bugün bu konumda olması size ne hissettiriyor?” sorusunu yanıtlayan Ünal ise “Çok mutlu ediyor. Ama bizim öğrencilerimizin çoğu bu şekilde, hepsiyle çok gurur duyuyoruz. Okulumuzla da gurur duyuyoruz, ikisiyle ayrıca gurur duyuyoruz” diye konuştu.

     

  • BİRLEŞİK KAMU-İŞ SENDİKASI SAMSUN ŞUBESİ: “ASGARİ ÜCRETE TEK SEFERLİK ZAM YAPILMASI KABUL EDİLEMEZ. ÜÇER AYLIK SÜRELERLE ZAM YAPILMALIDIR”

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    Birleşik Kamu-İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Kubilay Altuntaş; “Bugünkü haliyle asgari ücret açlık ücreti haline gelmiştir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, milyonlarca asgari ücretlinin yaşamını belirleyecek herhangi bir rakam şu ana kadar belirleyememiştir. Bunun yanında 2024’te asgari ücrete tek seferlik zam yapılması kabul edilemez. Asgari ücrete, yüksek enflasyon koşullarında üçer aylık sürelerle zam yapılmalıdır” dedi.

    Birleşik Kamu İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Kubilay Altuntaş dün akşam sendika binasında bir basın açıklaması yaparak TBMM’de görüşülmekte olan 2024 yılı bütçesini eleştirdi. Altuntaş, özetle şunları söyledi:

    “Bizler için Bermuda şeytan üçgeni olan yalancı TÜİK, sarı sendikalar ve emek körü hükümetin kurduğu toplu iş sözleşmesi masasından bizlere enflasyon artışıyla bile kıyaslanamayacak trajik zamlar yapıldığı yetmezmiş gibi, şimdi de TBMM’den geçirilmek üzere olan 2024 bütçesiyle bir darbe daha vurulacaktır. Enflasyon yerinde durmadığı halde artık yılda sadece bir kere zam yapılacak olan asgari ücretli, memur, işçi ve emekli maaşları, bir seçim aracı haline getirilecektir. Sanılmasın ki bu bütçe, bu kapıdaki düşman, sadece kamu emekçisinin sorunudur; bu tüm çalışan nüfusumuzun, onların ailelerinin yani topyekûn memleketin sorunudur. Memleket sorunudur.

    “BU BÜTÇE AYNI ZAMANDA DEMOKRASİ MESELESİDİR”

    Bütçe, bir yıl boyunca devletin yaptığı ekonomik planlamadır. Bütçe, ekonomik rotadır. O yüzden bütçe, hepimizin meselesidir. Sizin bir yıl boyunca ne kadar vergi ödeyip elinizde ne kadar para kalacağını, hala konteynırlarda kara kışla boğuşan depremzedelerin daha ne kadar evsiz kalacağını, daha kaç annenin bebeğine mama alamadığı için savaş zamanlarındaki gibi muhallebiyle suyu karıştırıp yalancı mama yapacağını belirleyen şey, işte bizim gündemde tutmaya çalıştığımız bu bütçedir. Bu yüzden bütçe, sadece ekonomik haklarımız açısından bir mücadele konusu değil, aynı zamanda bir demokrasi meselesidir.

    “BUNU KABUL ETMİYORUZ”

    Bu bütçe ‘Ülkenin 8’de 1’i işsiz ama benim buna dair bir planlamam yok’ diyor. ‘Bundan önce maaşlara zaten kendi uydurduğum enflasyon oranlarına göre zam yapıyordum, artık enflasyon tahminlerime göre yapacağım ve siz bir sene boyunca buna katlanacaksınız’ diyor. Bu bütçeyi oluşturanlar asgari yaşam pazarlığına girmeleri utançtır. Milyonlarca asgari ücretli perişan koşullarda yaşamaktadır. Ülkemizde işçilerin çok büyük bölümü asgari ücret ve asgari ücrete yakın bir ücretle çalışmaktadır. Asgari ücret bırakın geçinmeyi, açlık sınırının bile oldukça altında kalmaktadır.  Bugünkü haliyle asgari ücret açlık ücreti haline gelmiştir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, milyonlarca asgari ücretlinin yaşamını belirleyecek herhangi bir rakam şu ana kadar belirleyememiştir. Bunun yanında 2024’te asgari ücrete tek seferlik zam yapılması kabul edilemez. Asgari ücrete, yüksek enflasyon koşullarında üçer aylık sürelerle zam yapılmalıdır.”

     

  • PİYADE ER SEMİH YIMAZ’IN ŞEHADET HABERİ ÇORUM’DA YAŞAYAN AİLESİNE ULAŞTI

    PİYADE ER SEMİH YIMAZ’IN ŞEHADET HABERİ ÇORUM’DA YAŞAYAN AİLESİNE ULAŞTI

    ERKAN KARACA

    Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerin sızma girişimi sırasında çıkan çatışmada şehit olan Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesi nüfusuna kayıtlı Piyade Sözleşmeli Er Semih Yılmaz’ın şehadet haberi Çorum’da Akkent Mahallesi Akkent 2. Cadde’de ikamet eden ailesine ulaştı.

    Şehidin şehadet haberini Çorum İl Müftülüğü’nde imam hatip olarak görev yapan baba Ramazan Yılmaz ve anne Meryem Yılmaz’a Çorum İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Albay Naim Çetinkaya ve askeri yetkililer verdi. Şehidin evinin bulunduğu apartmana Türk bayrakları asıldı.

    Çorum Vali Yardımcısı Erdoğan Kanyılmaz, İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın ve belediye başkan yardımcıları da şehit evini ziyaret ederek, aileye başsağlığı dileğinde bulundu.

    Şehit Piyade Sözleşmeli Er Semih Yılmaz’ın naaşının ailesinin kararıyla Kırıkkale’de toprağa verileceği öğrenildi.

  • ERDOĞAN TOPRAK: “DAHA ÖNCE ‘ALDATILDIK’ DEYİP AF DİLEYEN İKTİDAR; YİNE CEMAAT-TARİKATLARLA KOL KOLA YÜRÜYOR”

    ERDOĞAN TOPRAK: “DAHA ÖNCE ‘ALDATILDIK’ DEYİP AF DİLEYEN İKTİDAR; YİNE CEMAAT-TARİKATLARLA KOL KOLA YÜRÜYOR”

    CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Daha önce ‘aldatıldık’ deyip af dileyen iktidar; yine cemaat-tarikatlarla kol kola, yürüyor. Kamuda, üniversitelerde, Milli Savunma Üniversitesi ve kurmay okullarında bu yapılara alan açıp kaynak akıtarak, yeni bir karanlığın altyapısını hazırlıyor. Milletimiz, çocuklarının geleceğinin yok edilmesine izin vermeyecektir” dedi.

    CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Haftalık Değerlendirme Raporu’nu bugün yayınladı. Toprak’ın raporunda yer alan değerlendirmeler şöyle:

    “SENDİKA VE TOPLU SÖZLEŞME HAKKI, SENDİKACI VE İŞÇİLER GÖZALTINA ALINARAK ENGELLENMEK İSTENİYOR”

    2003’te yüzde 58 olan sendikalı işçi oranı 2023’te yüzde 14’e geriledi. İktidarın sendika karşıtlığını gösteren zihniyetle; işçilerin ücret ve sosyal hak mücadelesine güvenlik güçleri tarafından müdahale ediliyor. Anayasa güvencesindeki sendika ve toplu sözleşme hakkı, sendikacı ve işçiler gözaltına alınarak engellenmek isteniyor.

    Bakanlığın resmi rakamları bile iktidarın 20 yılda sergilediği işçi ve sendika karşıtlığıyla daha iyi ücret ve sosyal olanaklar sağlayan toplu sözleşme hakkının nasıl yok edildiğini, milyonlarca işçinin asgari ücretle güvencesiz çalışmaya mahkum edildiğini gösteriyor.

    “AYM, TÜRK CEZA KANUNU İLE İLGİLİ VERDİĞİ İPTAL KARARINDA KRİTİK BİR ADIM ATTI”

    Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu ile ilgili verdiği iptal kararında kritik bir adım attı. Özellikle terör örgütü ile ‘iltisak ve irtibat’ gerekçesine dayandırılan, terör örgütü üyesi olmadığı halde üyelikten ceza alan binlerce kişi için ağır hak ihlalini ortadan kaldıran bu iptal kararı, çok sayıda tahliye kararını beraberinde getirecek.

    Asıl dikkat çeken nokta; AYM, iptal kararını 26 Ekim’de almasına rağmen kararın 1,5 ay gecikmeyle 8 Aralık’ta resmi gazetede yayınlanması. Oysa AYM kararlarının Resmi Gazete’de hemen yayınlanması Anayasa’nın 153’üncü maddesinin hükmü. Tüm bu boşluklara rağmen AYM’nin gerek Can Atalay hakkındaki ihlal gerekse TCK ile ilgili iptal kararları, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti adına hayati önemdeki kararlardır.

    “DAHA ÖNCE ‘ALDATILDIK’ DEYİP AF DİLEYEN İKTİDAR; YİNE CEMAAT-TARİKATLARLA KOL KOLA, YÜRÜYOR”

    ‘Dünyanın en iyi 500 üniversitesi 2023-2024’ listesinde Türkiye’deki 208 üniversiteden hiçbiri yer alamadı. Milli Eğitim Bakanının tarikat ve cemaatlerle protokollere devam edeceklerini ifade etmesi, bunun planlı-bilinçli bir iktidar politikası olduğunu sergiliyor. Kaynak yok diye çocuklardan esirgenen bir öğün ücretsiz yemek bütçesinin kat kat fazlası cemaat ve tarikatlara akıtılıyor.

    Daha önce ‘aldatıldık’ deyip af dileyen iktidar; yine cemaat-tarikatlarla kol kola, yürüyor. Kamuda, üniversitelerde, Milli Savunma Üniversitesi ve kurmay okullarında bu yapılara alan açıp kaynak akıtarak, yeni bir karanlığın altyapısını hazırlıyor. Milletimiz, çocuklarının geleceğinin yok edilmesine izin vermeyecektir.

    “İKTİDARIN GÖZDEN UZAK TUTMAK İSTEDİĞİ GERÇEĞİN 500 TL BANKNOT BASIMINA YÖNELİK HAZIRLIKLAR OLDUĞU ANLAŞILIYOR”

    Cumhuriyet’in 100. Yılı için ‘hatıra’ diyerek 100 milyon adet madeni 5 TL piyasaya sürüldü. 200 TL’nin toplam likidite içindeki oranı yüzde 70’e, 100-200 TL’nin toplamı yüzde 93’e ulaştı. Uluslararası uygulamaya göre aynı anda en fazla 6 farklı değerde kağıt para tedavülde yer alıyor. 5 TL, madeni paraya çevrilerek 500 TL’ye yer açılıyor.

    Tüm bu tartışmalar arasında, iktidarın gözden uzak tutmak istediği gerçeğin 500 TL banknot basımına yönelik hazırlıklar olduğu anlaşılıyor. Ülke nüfusundan 15 milyon daha fazla hatıra para basılması, dünyada örneği olmayan bir uygulamadır. Önemli günler, yıllar ve anmalar için hatıra para, pul, kalem, rozet, poster vb. uygulamalarda basılan adet 10-50-100 bin adet arasındadır. Anma amaçlı materyallerin hatıra özelliği sayıca az ve değerli olmasından kaynaklanır. İnsanlar bunu hatıra olarak saklar ya da koleksiyonerler toplar. 100 milyon adet hatıra madeni para basımı ve kullanım için tedavüle sürülmesi, amacın hatıra olmadığını gösteriyor.

    “YATIRIM-PORTFÖY DANIŞMANLIĞI MERKEZ BANKASI BAŞKANININ GÖREVİ DEĞİLDİR”

    Merkez Bankası (MB) Başkanı’nın son açıklamaları, yasal misyonu, görevi ve yetkileri dışında bir tutumu benimsediğini gösteriyor. Tasarruf sahipleri ve yabancı yatırımcıların tercihlerini yönlendirici bir söylem, yatırım-portföy danışmanlığı MB Başkanı’nın görevi değildir. MB yasasına aykırıdır.

    Ayrıca Merkez Bankası Başkanı’nın Cumhurbaşkanı’na ‘Bize üç alan söyleyin şahlandıralım’ talebinde bulunması başlı başına MB kaynaklarına ve politikalarına müdahale zemini açmaktır. MB bir yatırım, ticari kredi bankası değildir. Siyasi iktidara MB kasasını ardına kadar açmak, ‘talimat verin istediğinizi yapalım’ demek kabul edilemez. Bu tavır; MB Başkanının görevi, misyonu olmadığı gibi kurumsal saygınlığı yok eden, siyasete yaranan, biatçı bir yaklaşımdır.

    “MB İSTATİSTİKLERİ, TÜRKİYE’NİN YURT DIŞINA ‘NET DOĞRUDAN YATIRIMCI’ KONUMUNA GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR”

    Türkiye’nin en büyük 500 sanayi şirketi arasında yer alan köklü holdinglerinden birisi daha sanayi tesislerini sökerek ABD’ye taşıma, üretimine ABD’de devam etme kararı aldı. Merkez Bankası istatistikleri, Türkiye’nin yurt dışına ‘net doğrudan yatırımcı’ konumuna geldiğini gösteriyor.

    Kapanan fabrikalar, artan işsizlik, yoksullaşma ve beyin göçüne şimdi yerli yatırım sermayesi göçü ekleniyor. Gelen sermayenin çoğunun gayrimenkul karşılığı vatandaşlık olmak üzere kara para, aklanmak istenen suç gelirleri olduğu son operasyonlarla açığa çıkıyor

    “2016’DAN İTİBAREN KREDİ NOTUNDA KESİNTİSİZ DÜŞÜŞ SÜRECİNE GİRİLDİ”

    Kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin kredi notunu güncellemek için yerel seçim sonrasını bekliyor. Moody’s, ücret zamlarının hedef enflasyona göre belirlenmesini şart koştu. Yurt dışı finansörler, reyting kuruluşlarının yerel seçim sonrası vereceği not sinyaline göre yön belirleyecek.

    Türkiye, 2012’de aldığı ‘yatırım yapılabilir’ notuyla yıllık 17-20 milyar dolara varan doğrudan yatırım sermayesi girişleri sağladı. 2016’dan itibaren kredi notunda kesintisiz düşüş sürecine girildi. 2018’de tek kişilik yönetim sistemine geçiş sonrasında uygulamaya konulan irrasyonel ekonomi kararları, 5 kez değişen MB Başkanı, 7 kez değişen TÜİK başkanı, 3 kez değişen Hazine ve Maliye bakanlarıyla çivisi çıkan ekonominin not karnesi adeta dibe vurdu.

    “TÜM DÜNYADA GIDA VE TARIM HIZLA ÖN PLANA ÇIKARKEN, TÜRKİYE’DE TARIMSAL DESTEKLER SONLANDIRILIYOR”

    Tüm dünyada gıda ve tarım hızla ön plana çıkarken, Türkiye’de tarımsal destekler sonlandırılıyor. Tarımsal sulamada enerji desteği 31 Aralık’ta yürürlükten kalkıyor. Çiftçiye elektrik desteğinin kesilmesi, dağıtım şirketiyle icralık olan ve elektrikleri kesilen milyonlarca üreticinin üretimsizliğe ve kaderine terk edilmesidir.

    Sadece 6 ille (Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) sınırlı bu desteğin, ülkenin en yoksul nüfusunun yaşadığı, işsizliğin ve göçün en yoğun olduğu bölgesinde kaldırılması akıl dışı olmanın ötesinde vicdansızlıktır. İktidar; ekonomik, insani ve vicdani akıldan yoksun bu karardan dönmeli, Güneydoğu’daki tarımsal sulamaya yönelik elektrik desteği Cumhurbaşkanı kararıyla sadece 5 yıl değil kalıcı şekilde uzatılmalıdır.

    “NETANYAHU HÜKÜMETİ İSRAİL’E GELEN ‘TİCARİ GEMİ LİSTESİNİ GİZLEME’ KARARIYLA İKTİDARA JEST YAPTI”

    F-16 için ABD’nin İsveç’e onay şartını kabul eden iktidar, Avrupa’dan 45 Eurofighter alabilmek için Airbus’a 355 yolcu uçağı sipariş etti. Gazze’de İsrail’e tepki gösterip arka kapıdan İsrail ile ticaretini sürdüren iktidar, köşeye sıkıştı. Netanyahu hükümeti İsrail’e gelen ‘ticari gemi listesini gizleme’ kararıyla iktidara jest yaptı.

    Tam bu aşamada Netanyahu hükümetinin, geçen haftadan itibaren İsrail limanlarına gelen ticari gemilerin, geldikleri ülke ve getirdikleri malların gizli tutulması, liman işlemlerinin gizlilikle yürütülmesi kararı alması dikkat çekici! Muhtemelen bu karar, iki yüzlü Gazze-Filistin-İsrail politikası ve İsrail ile arka kapı pazarlıklarıyla karşı karşıya kaldığı siyasi sıkışmışlıktan iktidarı kurtarmak, Türkiye’den giden gemilerin açığa çıkmasını önlemek için İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı bir jest.

    “PETROL, GÜÇ SAVAŞLARI YAŞANAN KERKÜK’TE, YENİ BÖLGESEL ÇATIŞMA, MÜCADELE VE İSTİKRARSIZLIKLARIN FİTİLİNİ ATEŞLEYEBİLİR”

    Irak’ta 10 yıldan bu yana yapılamayan Vilayet Meclisleri Yerel Seçimlerinde; Kerkük’te Talabani ailesinin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) önde çıkarken, Türkiye destekli Türkmen Cephesi 2 sandalye kazanabildi. Sonuçlar; başta petrol olmak üzere güç savaşları yaşanan Kerkük’te, yeni bölgesel çatışma, mücadele ve istikrarsızlıkların fitilini ateşleyebilir.

    Petrol-doğalgaz ve yeraltı zenginlikleriyle ABD’nin yanında, yerel ve bölgesel güçlerin mücadelesine sahne olan Kerkük, önümüzdeki dönemde yeni krizlere, silahlı çatışmaya varabilecek gelişmelere sahne olabilir. Türkiye’nin en yüksek kapasiteli petrol boru hattının bağlı olduğu Kerkük’teki bu tablo ve iktidar içindeki tartışmalar, izlenen dış politikalardaki öngörüsüzlük ve zafiyetin işaretleri olarak görülmelidir.”

     

  • İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN TARİHE SAYGI ÖDÜL TÖRENİ

    İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN TARİHE SAYGI ÖDÜL TÖRENİ

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 19’uncusunu düzenlediği “Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri” törenle sahiplerini buldu. 27 başvurunun ödüle değer bulunduğu törende konuşan Başkan Tunç Soyer, “İzmir için çok kıymetli bir şey yapıyoruz. Kültürümüze de tarihimize de sahip çıkıyoruz” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkmak amacıyla düzenlediği “Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri” 19’uncu kez törenle sahiplerini buldu. 27 başvurunun ödüle değer bulunduğu tören İzmir Devlet Opera ve Balesi Elhamra Sahnesi’nde yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Ozan Yılmaz, Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Milli Bayramları Kutlama Kurulu Başkanı Ulvi Puğ, seçici jüri üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve ödül sahiplerinin yer aldığı tören def ustası Sami Hosseini’nin gösterisi ile başladı.

    Tarihi bilmenin önemine değinen ve Mustafa Kemal Atatürk’ün daha Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk Tarih Kurumu’nu kurduğunu hatırlatan Başkan Tunç Soyer, “Gelecekte de kimliğini koruyabilen şehirler varlığını sürdürebilecek. Tam da bu noktada tarihsel birikimin korunması öne çıkıyor. Şehrin kimliği dediğiniz zaman birçok unsuru var. Mimarisi, ekonomisi, hatta bireylerin kültürel anlamda yüzlerce yıldır var ettikleri yaşam deneyimleri. Burada bulunuşumuz o yüzden son derece kıymetli. Hele ki bu projeyi 19 senedir sürdürüyor olmak son derece önemli. İzmir için çok kıymetli bir şey yapıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak uzun yıllardır İzmir’deki tüm arkeolojik kazılara Bakanlıktan daha fazla destek veriyoruz. Biz kültürümüze de tarihimize de sahip çıkıyoruz” dedi.

    Başkan Soyer, Tarihi Yapıda Yaşam Ödülünü alan Nilgün Dicle Derin (Alsancak) ve  Tarihi Mekânda Geleneksel Zanaatların Yaşatılması Ödülünü kazanan tenekeci Süleyman Fidan’a (Menemen) ödüllerini takdim etti.

    “ÜLKENİN TÜM İLLERİNE ÖRNEK OLABİLECEK BİR PROJE”

    Bu sene Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri’nin 19. yılını kutladıklarını dile getiren Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Yasa Yaman, “Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri adı gibi saygın bir organizasyon. Böyle bir konuyu önemsemesi, ödül komitesinin değişik disiplinlerden son derece ayrıntılı bir biçimde şartname hazırlaması ve yıllara göre güncellemesi kuşkusuz bu organizasyon jürisinde yer alan kişilerin işini kolaylaştırıyor. Ülkenin tüm illerine de örnek olabilecek ve bence tarihi yaşamamız ve anlamamız gereken bir proje. Benim için çok değerli ve heyecan verici bir çalışmaydı. Bu coğrafyayı ve bu kültürel zenginliği dolaşarak İzmir’i ilçeleriyle birlikte gezmek ve orada tarihi koklamak son derece önemliydi” diye konuştu.

    27 ÖDÜL SAHİPLERİNİ BULDU

    Türkiye’de bir ilk olan ve 19 yıllık deneyimi ile İzmirlilerin tarihi değerlere göstermiş olduğu duyarlılığının simgesi olan Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri, 2021 Yılında Europa Nostra Ödülleri’nden “Eğitim, Öğretim ve Bilinçlendirme Dalında” jüri özel ödülü almıştı.
     
    JÜRİNİN YAPTIĞI DEĞERLENDİRMELER SONUCUNDA ÖDÜLLER VE KAZANANLAR ŞU ŞEKİLDE: 
     
    TARİHİ YAPIDA YAŞAM ÖDÜLÜ KATEGORİSİ

    Nilgün Dicle Evi – Alsancak
    İsmail ve Zuhal Paya Evi – Karşıyaka
    Ali ve Meral Şaşal Evi – Bornova
    Biray ve Tümay Tavukçu Evi – Menemen
     
    TARİHİ MEKANDA GELENEKSEL ZANAATLARIN YAŞATILMASI ÖDÜLÜ KATEGORİSİ

    Sami Hosseini (Def Ustası) – Kemeraltı
    Feridun Emre (Saz Ustası) – Basmane
    İbrahim Şahbaz (Yorgancı) – BergamaHatice Çakıroğlu (Çaput Kilim Dokumacısı) – Bergama
    Süleyman Fidan (Tenekeci) – Menemen
    Halil İme (Demirci) – Menemen

    ÖZGÜN İŞLEVİN KORUNDUĞU ESASLI ONARIM ÖDÜLÜ KATEGORİSİ

    Sobacı Evi – Foça (Proje Müellif: Fevzi Bozkır, Neşe Sarıoğlu Bozkır, Ercüment Kuyumcu
    (Mal Sahibi ve Yüklenici:  Tülin Sobacı)

    EMEK ÖDÜLÜ KATEGORİSİ

    Sobacı Evi Demir İşleri ile Doğan Kalyoncu
    Sobacı Evi Ahşap İşleri ile Kemalettin Güler

    TARİHİ ÇEVRE VE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA DALINDA KATKI ÖDÜLÜ KATEGORİSİNDE JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ 

    Günseli Baki – Yücel Tunca “Fabrika – Sümerbank Bergama Tekstil Fabrikası”
    Tarihi Çevre Ve Kültür Varlıklarını Koruma Dalında Katkı Ödülü Kategorisi
    Figen Koşar “Vourla – Öteki Kıyı” Kitabı
    Oktay Özengin “İşgal Yıllarında Menemen” Kitabı
    Albert N. Contente& Selim Bonfil “İzmir’den Hikayeler” Kitabı
     
    TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRAS KONULU OKUL PROJELERİ TEŞVİK ÖDÜLÜ KATEGORİSİNDE JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ

    TED Aliağa Koleji Vakfı Özel Lisesi “Yerelden Evrensele Aliağa’nın Unutulmaz Lezzetleri” Tarihi Ve Kültürel Miras Konulu Okul Projeleri Teşvik Ödülü Kategorisi
    İzmir Özel Tevfik Fikret İlköğretim Okulu “Benim Kentim İzmirim”,
    İzmir Türk Koleji “Rotamız İzmir”,
    Özel Kent Koleji “Efes’i Gezen Küçük Tarihçiler”
    İzmir Bahçeşehir Koleji Güzelbahçe Kampüsü “İzmir Şehir Rehberi Müzesi”,
    UKEB Okulları “Adım Adım Efes Kenti”
    Orion Eğitim Vakfı Özel Piri Reis Okulları “Miras Değil Emanet: İzmir’in Tarihi Hanları”
    TED İzmir Koleji Anadolu Lisesi “El Dorado Anadolu ve Tarımsal Kalkınmada Bir İlk Bornova Ziraat”
    Övgü Terzibaşıoğlu Anadolu Lisesi “Fotoğrafa Adanmış Bir Ömür; Hamza Rüstem”
    Özel Bornova Türk Fen Lisesi “İzmir’in Havraları ve İzmir’de Sefarad Hayatı”

    SEÇİCİ KURULDA KİMLER YER ALDI?

    Ödüller belirlenirken Seçici Kurul Başkanlığı görevi Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Yasa Yaman tarafından yerine getirildi. Asil üyeler arasında ise Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. F. Feyzal Avcı Özkaban, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Şehircilik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilmi Evren Erdin, Koruma Mimarı, Uygulamacı Cengiz Kabaoğlu, Yüksek Şehir Plancısı, Uygulamacı Özden Alıcıgüzel ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü’nden Ar. Gör. Dr. Keziban Müge Çelik yer aldı.
    Cumhuriyet dönemini kapsayan çalışmalara odaklanan 2023 programında; Cumhuriyet değerlerini gündeme taşıyan, ödüle değer bulunan çok özel çalışmalar ve başvurular dikkat çekti. Tarihi Yapıda Yaşam, Tarihi Mekânda Geleneksel Zanaatların Yaşatılması, Esaslı Onarım, Emek Ödülü, Tarihi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Dalında Katkı, Tarihi ve Kültürel Miras Konulu Okul Projeleri Teşvik Ödülü kategorilerinde kültür mirası için her yaştan ve kesimden İzmirlilerin katkısı sergilendi.

  • İZMİR’DE HALK TAŞIT 5 YILDIR YÜZDE 50 İNDİRİM SAĞLIYOR: VATANDAŞIN CEBİNE 338 MİLYON TL’LİK KATKI

    İZMİR’DE HALK TAŞIT 5 YILDIR YÜZDE 50 İNDİRİM SAĞLIYOR: VATANDAŞIN CEBİNE 338 MİLYON TL’LİK KATKI

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Halk Taşıt uygulaması belirli saatlerde tüm toplu ulaşım araçlarında yüzde 50 indirimli hizmet vermeye devam ediyor. 5 yıldır kesintisiz bir şekilde yürütülen uygulamayla vatandaşın cebine 338 milyon TL’lik katkı sağlandı.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, göreve gelir gelmez başlattığı Halk Taşıt uygulaması, Türkiye’de her geçen gün derinleşen ekonomik darboğaza rağmen 5 yıldır çalışan emekçiler ve öğrenciler başta olmak üzere tüm yurttaşlara yüzde 50 indirimli toplu ulaşım imkânı sunuluyor.

    Her gün 05.00-07.00 ve 19.00-20.00 saatleri arasında geçerli olan Halk Taşıt uygulaması sayesinde, İzmirliler, tüm toplu ulaşım araçlarından yüzde 50 indirimli yararlanıyor.  Kesintisiz devam eden Halk Taşıt uygulaması sayesinde, Nisan 2019’dan bu yana vatandaşların cebinde kalan toplam tasarruf tutarı yaklaşık 338 milyon TL’yi buldu.

    TAM TARİFEDE HER AY 684 TL TASARRUF

    İş günlerini kapsayan 5 gün hesaplandığında, Halk Taşıt uygulamasıyla her hafta yaklaşık 1 milyon biniş yapılıyor. Tam tarifeyle biniş yapan yolcuların günlük ilk biniş ve aktarma ücretleri hesaplandığında her binişin 7,14 TL’si İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanıyor. Böylelikle tam biniş tarifesiyle seyahat eden vatandaşların aylık toplu ulaşım giderinin 684 TL’si ceplerine kalmış oluyor. Öğrenciler ise Halk Taşıt saatlerinde yaptıkları binişlerle aylık 150 TL tasarruf ediyor.

     

  • İŞTE İZMİR’İN FARK YARATAN MUHTARLARI

    İŞTE İZMİR’İN FARK YARATAN MUHTARLARI

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Fark Yaratan Muhtarlar” etkinliği kapsamında bu yıl ödüle layık görülen muhtarlar belli oldu. Ödül törenine katılan Başkan Tunç Soyer, “Birlikte şehrimizi çok daha güvenli ve huzurlu bir hayatla buluşturacağımıza bütün kalbimle inanıyorum” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentin mahallelerini uyumlu, içten, neşeli ve bereketli bir hayatla buluşturmak için düzenlediği “Fark Yaratan Muhtarlar” ödüllerinin sahipleri açıklandı. Fuar İzmir’deki ödül törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Beydağ Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Şükran Nurlu, Ertuğrul Tugay, Suphi Şahin, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, kentin çeşitli ilçelerinden bin 200’ü aşkın muhtar, sivil toplum kuruluşları, odalar ile derneklerin başkanları ve temsilcileri katıldı.  

    İLK İZMİR ŞEHİR KARTI MUHTARLARA

    Muhtarlara “Sizleri çok özlemişim” diyerek konuşmasına başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmirlilerin başta belediye hizmetleri olmak üzere tüm harcamalarında, bankacılık işlemlerinde ve dünyanın her yerindeki alışverişlerde kullanılabilmesine imkân sunacak İzmir Şehir Kartı’nın ilk olarak bin 293 muhtara dağıtılacağını açıkladı. Başkan Soyer, “Birbirimizle ancak iyilikte yarışabiliriz. Muhtarlarımız kimselere ses etmeden ‘bir elin verdiğini, diğer ele göstermeden’ İzmir için hizmet üretiyor. İşte biz de sizlerin yürüttüğü bu çalışmaların değeri daha çok bilinsin, yaptıklarınızı tüm İzmir duysun istiyoruz. Fark Yaratan Muhtarlar Ödülü’nü bu yüzden hayata geçirdik. Geçtiğimiz sene başlattığımız bu hareketin, bugün daha da büyüdüğünü görmek onur verici. Bu yılki ödül törenimizde ayrıca geçtiğimiz Eylül ayında tanıtımını yaptığımız İzmir Şehir Kartı’nı muhtarlarımıza takdim ediyoruz. İlk kullanıcısı sizler olacaksınız. İzmir Şehir Kartı projemizi yalnızca toplu ulaşımda değil, banka kartlarıyla aynı mantıkla çalışan bir ‘mobil cüzdan’ olarak İzmirlilere hizmet vermek amacıyla oluşturduk. Belediye hizmetleri başta olmak üzere tüm harcamalarınızı, online alışveriş ve para transferlerinizi yapacağınız İzmir Şehir Kartı, tüm muhtarlarımıza hayırlı, uğurlu olsun” diye konuştu.

    “SICACIK BİR GÜLÜMSEMENİN ÇÖZEMEYECEĞİ SORUN YOK”

    Birlikte çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Başkan Tunç Soyer, “Hep söylediğim gibi siz benim en büyük rehberimsiniz ve sizin için ne yapsak az. Çünkü hayatın içinde vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını en iyi bilen ve onların derdiyle hemhal olan sizlersiniz. Birlikte şehrimizi çok daha güvenli ve huzurlu bir hayatla buluşturacağımıza bütün kalbimle inanıyorum” dedi. Göreve seçildiğinde ilk olarak en az oy aldığı Kiraz’ın Dokuzlar köyüne gittiğini hatırlatan Başkan Soyer, “Sıcacık bir gülümsemenin, can kulağıyla birbirimizi dinlemenin çözemeyeceği hiçbir sorun yok. Nisan 2019’dan bu yana en merkezi mahalleden en uzak köylerimize kadar ilimizde görev yapan bin 293 muhtarımızın her biriyle buluşmaya, konuşmaya, onları dinlemeye gayret ettim. Çünkü bizim için siyaset, yaşamı iyileştirme sanatıdır” diye konuştu.

    “ŞEHRİMİZDE UYUMU BÜYÜTÜYORUZ”

    Mahallelerin sorunlarına hızla çözüm üretmek üzere kurulan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her daire başkanlığından ve şirketlerinden temsilcileri bünyesinde barındıran Acil Çözüm Ekibi’ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Soyer, “Sizlerle birlikte omuz omuza çalışmak benim için büyük bir mutluluk. Ayağınıza taş değmesin. Sizler demokrasinin temelisiniz. Bu şehrin ortak aklı ve ortak vicdanı sizsiniz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, muhtarlık müessesine büyük sorumluluklar düşüyor. Hiçbir zaman köhneleşmiş bir düzeni sürdüremeyiz. Yaşamdan kopuk bir idarecilik anlayışıyla hareket edemeyiz. İzmir’de asla işin kolayına kaçmıyoruz. Hayatın her anında, her adımında muhtarlarımızla birlikte fark yaratmak için çalışıyoruz. Şehrimizde uyumu büyütüyoruz” dedi.

    “BU GECE İZMİR’DE DEMOKRASİNİN NE DENLİ ÖNEMSENDİĞİNİ GÖSTERİYOR” 

    Konak Yeşiltepe Mahalle Muhtarı Ayşin Eker, “Bu gecede hep beraber buluştuk, Tunç Soyer’e çok teşekkür ederim. Birbirimizi özlemişiz. Her zaman yanımızdasınız, çok teşekkürler” şeklinde konuştu. Çiğli Egekent Mahalle Muhtarı Müge Kaplan, “Şehrimizin yüzlerce muhtarının bir araya getirildiği bu anlamlı gece İzmir’de demokrasinin ne denli önemsendiğini gösteriyor” dedi.
     
    4 KATEGORİDE ÖDÜL VERİLDİ 

    Fark Yaratan Muhtarlar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Döngüsel Kültür” stratejisi uyarınca ödüllerini dört kategoride aldı. “Birbirimizle uyum” kategorisinde Konak Millet Mahallesi Muhtarı Şener Doğan, “Doğa ile uyum” kategorisinde Çiğli İzkent Mahallesi Muhtarı Hatice Karaağaçlıgil, “Değişimle uyum” kategorisinde Karabağlar Aşık Veysel Mahallesi Muhtarı Ahmet Tuna, “Geçmişimizle uyum” kategorisinde ise Konak Konak Mahallesi Muhtarı Tamer Yıldırım ödül aldı.