Blog

  • PENÇE-KİLİT OPERASYONU’NDA ŞEHİT OLAN ASKERLER İÇİN ŞIRNAK’TA TÖREN DÜZENLENDİ

    PENÇE-KİLİT OPERASYONU’NDA ŞEHİT OLAN ASKERLER İÇİN ŞIRNAK’TA TÖREN DÜZENLENDİ

    Pençe-Kilit Operasyonu’nda şehit olan P. Uzm. Çvş. Abdulkadir İyem, P. Uzm. Çvş. Ahmet Arslan, P. Söz. Er Semih Yılmaz, P. Söz. Er Enis Budak, P. Söz. Er Kemal Aslan ve P. Söz. Er Cebrail Aslan için Şırnak’ta 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığı’nda tören düzenlendi.

    Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde şehit olan P. Uzm. Çvş. Abdulkadir İyem, P. Uzm. Çvş. Ahmet Arslan, P. Söz. Er Semih Yılmaz, P. Söz. Er Enis Budak, P. Söz. Er Kemal Aslan ve P. Söz. Er Cebrail Aslan için Şırnak’taki 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanlarının katıldığı törenin ardından şehitlerin naaşları memleketlerine uğurlandı.

  • ELAZIĞ’DA YIKIM KARARI OLAN AĞIR HASARLI EVE, ELEKTRİK VE SU ABONELİĞİ VERİLMESİNE TEPKİ GÖSTEREN EV SAHİBİ HIDIR BAL: “BURANIN BİR AN ÖNCE YIKILMASI GEREKİYOR”

    Elazığ’da 6 Şubat depremlerinde ağır hasar oluşan eve, elektrik ve su aboneliği verilmesine tepki gösteren ev sahibi Hıdır Bal, yıkım kararı verilen ağır hasarlı evden kiracılarını çıkaramadığını belirterek “Burası depremde ağır hasar aldığı halde, kiracılara elektrik ve su aboneliğini vermişler. Abonelik verildiği için kiracılar evden çıkmıyorlar. Kiracıları çıkartmak için uğraşıyorum, çıkmıyorlar. Buranın bir an önce yıkılması, buradaki kiracıların çıkarılması gerekiyor. Bunun için yetkililere sesleniyorum. Buranın yıkım kararını 2020’den beri vermişler” dedi.

    Elazığ’da 2020 yılında meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremde, Ulukent Mahallesi’nde bulunan tek katlı evin ağır hasar alması nedeniyle ev hakkında yıkım kararı verildi. 6 Şubat depremlerinde ise evde derin yarıklar oluşması sonrasında tedbir amaçlı evin duvarına ‘yıkılacak boşalt’ yazısı yazıldı.

    “BU EVE NASIL ABONELİK VERİLMİŞ BİLMİYORUM”

    Ağır hasarlı ev olmasına rağmen kiracılara elektrik ve su aboneliği verildiğini belirten ev sahibi Hıdır Bal şunları söyledi:

    “Burası depremde ağır hasar aldığı halde, kiracılara elektrik ve su aboneliğini vermişler. Abonelik verildiği için kiracılar evden çıkmıyorlar. Kiracıları çıkartmak için uğraşıyorum, çıkmıyorlar. Buranın bir an önce yıkılması, buradaki kiracıların çıkarılması gerekiyor. Bunun için yetkililere sesleniyorum. Buranın yıkım kararını 2020’den beri vermişler. Ancak Kahramanmaraş depremlerinden sonra daha da açılmış. Duvarlar kötü olmuş, su temellere iniyor, ancak kiracılara anlatamıyoruz. Eve de yanaşamıyoruz. Devletin bir an önce bunlara bir konteyner verip, bunları yerleştirmesi lazım. Buraya elektrik ve su aboneliği nasıl verilmiş bilmiyorum. Abonelikler benim üzerimdeyken ben kestirdim. Sonra da elektriği yer altından çekmişler. Kendi üzerilerine nasıl almışlar bilmiyorum. Şimdi elektrik, su abonesi kendi üzerilerine olduğu için çıkmıyorlar. Ben buranın ağır hasarlı olduğuna dair dilekçe verdim. Bir an önce buraların sökülmesi lazım. Bu insanları buradan çıkarılması lazım. Tuvalet, banyo yok her taraf yıkılmış. Evde hangi gözde, nerede oturuyorlar bilmiyorum.”

    “GİDECEK YERİMİZ YOK”

    Ağır hasarlı ve evin duvarına ‘yıkılacak yazısı’ yazan ev içerisinde yaşayan kiracılar ise, kış şartları ve gidecek yerlerinin olmaması nedeniyle evden çıkamadıklarını belirtti. Yaşadığı sorunla ilgili valilik ve belediyeye başvuruda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını söyleyen kiracı, yıkılma tehlikesi olan evde zorunlu olarak kaldığını kaydetti.

     

     

     

  • MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ: “16 YIL BOYUNCA YABANCI DİL EĞİTİMİ VERİYORSUNUZ, ÇOCUKLARIMIZ, ‘HOW ARE YOU’ SEVİYESİNDE. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TARİKATLARLA YAPTIĞI PROTOKOLLERİ SAVUNUYOR”

    DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, TBMM Genel Kurulu’nda; “Sekizinci sınıfa gelmiş öğrencilerin yüzde 16’sı dört işlemi bilmiyor. Bu Milli Eğitim Bakanlığı’nın verisi. 16 yıl boyunca yabancı dil eğitimi veriyorsunuz, çocuklarımızın yabancı dil seviyesi ‘How are you’ seviyesinde. Bu kadar eğitimin durumu tam olarak bu. Buna karşı Milli Eğitim Bakanlığı tarikatlarla yaptığı protokolleri savunuyor. ‘Çocukların dağa çıkmasını engelliyoruz’ diyor. Sanırsınız vakıflarla yaptığı protokoller Şırnak’ta, Hakkari’de. Bu protokoller Sakarya’da, Kocaeli’nde vakıflarla yapılan protokoller. Açıkça ‘Ben bu tarikatlarla işbirliği yapıyorum deyin” dedi. 

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin 14’üncü maddesi üzerine konuşan DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek şunları söyledi: 

    “İki aylık bütçe maratonun sonuna geldik. Binlerce konuşma yapıldı. Benim katıldığım altıncı bütçe ve altı bütçenin tamamında teknik olanlar dışında hiçbir değişiklik yapılmadı. Muhalefet vekillerinin onlarca yıllık birikimlerine, müktesebatına dayanarak yaptıkları önerinin hiçbirisini ciddiye almadınız. Bu süre içerisinde hep bir hikaye anlatıyorsunuz. ’21 yıldır girdiğimiz her seçimi kazanmıyoruz halk bize güveniyor’ sığındığınız tek liman maalesef bu. Ben bu hikayenin edebi yanının olmadığını yalan üzerine kurulmuş saltanatı olduğunu sıralayacağım.

    İki protesto etkinliğine katılan insanlara ‘silahlı terör örgüt üyesi’ diyerek 6 yıl hapis cezası veriyorsunuz. Yargı içerisindeki en büyük düzen hukuk değil rüşvet düzeni. Ülkede eğitim ve sağlık yerlerde sürünüyor. Sosyal güvencesi olan yurttaşların kanser ilaçlarını bile ‘karşılamayacağım’ diyorsunuz.

    Sekizinci sınıfa gelmiş öğrencilerin yüzde 16’sı dört işlemi bilmiyor. Bu Milli Eğitim Bakanlığı’nın verisi. 16 yıl boyunca yabancı dil eğitimi veriyorsunuz, çocuklarımızın yabancı dil seviyesi ‘How are you’ seviyesinde. Bu kadar eğitimin durumu tam olarak bu. Buna karşı Milli Eğitim Bakanlığı tarikatlarla yaptığı protokolleri savunuyor. ‘Çocukların dağa çıkmasını engelliyoruz’ diyor. Sanırsınız vakıflarla yaptığı protokoller Şırnak’ta, Hakkari’de. Bu protokoller Sakarya’da, Kocaeli’nde vakıflarla yapılan protokoller. Açıkça ‘Ben bu tarikatlarla işbirliği yapıyorum deyin.”

  • BAŞKAN UYSAL: “ESNAF MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİDİR”

    BAŞKAN UYSAL: “ESNAF MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİDİR”

    Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, yapımı ve yenilemesi tamamlanan 108 taksi durağının toplu açılış törenini Doğu Garajı Taksi Durağı’nda gerçekleştirdi. Başkan Uysal, açılış konuşmasında “Esnaf milli ekonominin temelidir” dedi.

    Muratpaşa Belediyesi’nin Antalya Şoförler Odası işbirliğiyle hayata geçirdiği Muratpaşa ilçesinde bulunan 108 taksi durağının yenileme çalışmaları tamamlandı. Duraklara parke, bordür çalışması, duba, boyama, bank, çevre peyzaj çalışmaları, bekleme yeri, cep çalışması, durak depolama düzenlemesi, asfalt ve teknik arıza desteği gibi konularda destek verildi. Tamamlanan durakların toplu açılış töreni Çaybaşı Mahallesi’nde Doğu Garajı Taksi Durağı’nda gerçekleşti. Açılışta Başkan Uysal’ın yanısıra Antalya Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan, CHP İl Başkanı Nail Kamacı ve yönetimi, Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin ve yönetimi yer aldı.

    Başkan Uysal konuşmasında, esnafın ekonominin temel taşı olduğuna vurgu yaptı. Uysal, “Esnafın kazandığı para şehirde, milli ekonominin içinde kalır, iş olarak aş olarak herkese dağılır. Merkezi kartellerin eline geçmez. Paralel, elden ele dolaşır. Yerleşim biriminde refah üretir, dengeli bir paylaşıma neden olur esnaf. Küçük, orta ölçekli esnaf milli ekonominin temelidir” diye konuştu. “Yaptığımız bütün çalışmalarda bir esnaf parantezimiz var” diyen Başkan Uysal“Esnafı anlamadan ne siyasetle uğraşmak mümkün ne kamu yönetimini kavramak mümkün ne de tam manasıyla gelecekle ilgili plan yapmak mümkün. Esnafı anlamadan iktisat yönetmek, kaynak yönetmek, ülkeleri, şehirleri idare etmek asla mümkün değil” dedi.

    Açılış konuşmalarının ardından Oda Başkanı Alkan, Başkan Uysal, İl Başkanı Kamacı ve İlçe Başkanı Şahin’e teşekkür hediyesi takdim etti.

  • ÇİLEK KURS MERKEZİ ÖĞRENCİLERİ, MERCAN 100. YIL İKLİM VE ÇEVRE BİLİM MERKEZİ’Nİ ZİYARET ETTİ

    ÇİLEK KURS MERKEZİ ÖĞRENCİLERİ, MERCAN 100. YIL İKLİM VE ÇEVRE BİLİM MERKEZİ’Nİ ZİYARET ETTİ

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Eğitim ve Öğretimi Destekleme Kurs Merkezi öğrencileri, ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’ni ziyaret etmeye başladı. ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ ilkesiyle öğrencilere farklı alanlarda deneyimler kazandırmaya öncülük eden Büyükşehir Belediyesi, derslerin haricinde de pek çok alanda fırsatlar sunuyor.

    Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından ilk olarak, Çilek Eğitim ve Öğretimi Destekleme Kurs Merkezi’nde LGS hazırlığı gören öğrenciler İklim ve Çevre Bilim Merkezi ile buluştu. Önümüzdeki günlerde de diğer merkezlerdeki öğrenciler düzenli aralıklarla merkeze ziyaretlerini sürdürecek.

    Merkeze, Çilek Eğitim ve Öğretimi Destekleme Kurs Merkezi’nden toplam 120 LGS hazırlık öğrencisi gelerek, 6 gruba ayrıldı ve her bir gruba birer eğitmen eşlik etti. Eğitmenler; iklim, bilim ve çevre ile ilgili düzenekler hakkında öğrencileri bilgilendirirken, deney olanakları da sundular. İlk olarak planetaryumda astronotla alakalı film izleyen öğrenciler, ardından deney alanlarını gezdi. Öğrenciler böyle bir deneyime ortak olmanın mutluluğunu yaşarken, merkezi de çok beğendiklerini ifade etti.

    MERKEZ, BUGÜNE KADAR  TOPLAM 17 BİN 100 KİŞİYİ AĞIRLADI 

    Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı bünyesinde 1 Kasım 2023 tarihinde kapılarını açan ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’, bugüne kadar toplam 17 bin 100 kişiyi ağırladı. Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan merkez, Cumhuriyet’in 100. yılında gençlere ve çocuklara armağan edilmişti. Gençler ve çocuklar, ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’ sayesinde, bilimin ışığında deneyimler elde etmeyi sürdürüyor. İklim ve çevre temasıyla çocuklara çevre konusunda bilinç kazandırılması hedeflenen merkez; 70’den fazla interaktif deney düzeneğinin yanı sıra, Türkiye’nin en büyük kapasiteli ve en büyük perde çapına sahip planetaryumuna sahip. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in öncülüğünde açılan bilim merkezi, randevu sistemi ile öğrencileri ağırlamaya devam ediyor.

    “ÖĞRENCİLERİMİZİN HAYATLARINDA, BU ALANDA BİR DURUM DEĞİŞİKLİĞİ YARATMAYI HEDEFLİYORUZ” 

    Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı İklim ve Çevre Bilim Merkezi Şube Müdürü Onur Sevin, “İklim ve Çevre Bilim Merkezimizde bugüne kadar 17 bin 100 misafirimizi ağırlamış bulunuyoruz. Bunlardan 12 bini çocuk yaş gruplarında olup, yaklaşık 5 bin kişi de yetişkin vatandaşlarımızdan oluşuyor” dedi. Merkezde öğrencilere interaktif deney düzenekleriyle beraber, hayatlarında ve okul aşamalarında öğrendikleri deneyimleri somutlaştırarak öğretmeyi hedeflediklerinden söz eden Sevin, “Bilim Merkezi olarak temel hedefimiz; öğrencilerimizin çıktıktan sonra buradaki öğrendikleri bilgilerle, hayatlarında bu alanda bir durum değişikliği yaratmayı hedefliyoruz. İklim ve Çevre Bilim Merkezimize ziyaretler devam ediyor. Randevulu sistemle hafta sonu vatandaşlarımız ve öğrenci gruplarımızı alıyoruz. Hafta içinde de okul gruplarımızı, yine randevulu bir şekilde ağırlamayı sürdürüyoruz” diye konuştu.

    “ÖĞRENCİLER MERKEZDE, YERİNDE GÖZLEM YAPARAK ÖĞRENİYOR” 

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Eğitim ve Öğretimi Destekleme Kurs Merkezi Sorumlusu Umut Demirkan, öğrencilerin bilimle daha yakından ilgilenmeleri amacıyla onları ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’ne getirdiklerini ifade ederek, “Biz bunu düzenli bir şekilde yapacağız. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak öğrencilerimizin sadece okullardaki ödevlerine yardımcı olmakla kalmıyor ya da onları sadece sınavlara hazırlamıyoruz, aynı zamanda akademik farkındalık kazandırmak da istiyoruz. Bu bağlamda da merkezimize getirdik. Merkezimizde planetaryum var. Burada öğrencilerimiz çeşitli gösterimlere tabi oluyor ve bunlarla beraber uzay hakkında bilgi sahibi oluyor. Aynı zamanda güncel sorunları ve soyut olan bazı konuları deneysel aktivitelerle somutlaştırarak, yerinde gözlem yaparak öğreniyorlar” ifadelerini kullandı.

    Merkezi ziyaret eden öğrencilerden Emine Eroğlu, Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’ni oldukça eğlenceli ve teknolojik bulduğunu ifade ederek, “Burada iyi bir eğitim veriyorlar ve neler yapılması gerektiğini söylüyorlar. Gökyüzünü izlerken çok etkilendim ve daha önce uzayı hiç bu kadar detaylı görmemiştim. Filmde de anlatılması gerekenlerin çok iyi anlatıldığını düşünüyorum” dedi. Deney alanlarını oldukça faydalı bulduğunu söyleyen Eroğlu, “Plastik atık, kâğıt ve evde kullandığımız bitkisel yağların nereye gittiğini ve nasıl dönüştüğünü öğrendik. Buraya ilk kez geldim ve çok etkilendim” ifadelerini kullandı.

     

  • İSMAİL BAHA SÜRELSAN KONSERVATUVARI ÖĞRENCİLERİNDEN YENİ YIL KONSERİ

    İSMAİL BAHA SÜRELSAN KONSERVATUVARI ÖĞRENCİLERİNDEN YENİ YIL KONSERİ

    Antalya Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı, ‘Yılbaşı Özel Film Müzikleri’ konseri düzenledi. Yeşilçam ve dünya sinemasının unutulmaz film müziklerinin seslendirildiği konserde konservatuvarın genç yetenekleri performansları ile göz doldurdu.

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın Yıldız Kenter Sahnesi’nde gerçekleştirdiği ‘Yılbaşı Özel Film Müzikleri’ konserine ilgi büyük oldu. İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Enstrüman Eğitimi Bölümü’nde piyano, keman, klasik gitar, yan flüt, çello ve bağlama eğitimi alan öğrenciler yeni yıl konserinde yerli ve yabancı ünlü filmlerin müziklerini sergiledi. Konservatuvarın genç yeteneklerinin sahne aldığı gecede; Çöpçüler Kralı, Keloğlan ve Al Yazmalım gibi Türk Sineması’nın unutulmayan filmleri yanı sıra; Jaws, Harry Potter, Star Wars gibi dünyaca ünlü filmlerin müzikleri de seyircilerle buluştu. Piyano Öğretmeni Öykü Özgül ve Bağlama Öğretmeni Nazlıcan Urun da öğrencilerine ara ara eşlik etti.

    AİLELER GURURLA İZLEDİ

    Genç sanatçılar yetenekleriyle dinleyenlerden tam not aldı. Alkışların bol olduğu gecede hem öğretmenler hem de aileler öğrencilerinin ve çocuklarının performanslarını gururla izledi.

    Gecenin sonunda ise İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Şube Müdürü Okan Atila öğretmenlere çiçek, öğrencilere ise Nutuk hediye etti.

     

     

  • ÇANKAYA’DA AİLELER PSİKODRAMA İLE BİLİNÇLENDİ

    ÇANKAYA’DA AİLELER PSİKODRAMA İLE BİLİNÇLENDİ

    Çankaya Belediyesi, Öğretim Görevlisi ve Psikodrama Grup Terapisti Odise Vuçinas’ı Çankaya’da konuk etti.  Aşık Veysel Engelsiz Yaşam Merkezi’nde  düzenlenen özel gereksinimli bireylerin ailelerine yönelik psikodrama atölye çalışmasına anne ve babalar yoğun katılım gösterdi. 

    Çankaya Belediyesi, özel gereksinimli bireylerin aileleri için hizmete açtığı Aşık Veysel Engelsiz Yaşam Merkezi’nde farklı etkinlikler yapmaya devam ediyor. Alanında önemli çalışmalara imza atan Öğretim Görevlisi ve Psikodrama Grup Terapisti Odise Vuçinas, engelli bireyler ve aileleri için psikodrama atölye çalışması gerçekleştirdi. Engelli bireylerin ebeveynleri eğitime yoğun ilgi gösterdi.  

    Sosyal Hizmet Uzmanı ve Psikodrama Eğitmeni Odise Vuçinas tarafından verilen eğitimde, kişinin grup içinde iyileşmesini amaçlayan ve bunu da tiyatral canlandırmalar yoluyla gerçekleştiren psikodramadan yararlanıldı. Aşık Veysel Engelsiz Yaşam Merkezi’nde düzenlenen atölyede ebeveynlere çocuklarıyla iletişim kurmalarında doğru ve hatalı davranışların neler olduğu bir terapi yöntemi olan psikodramanın çeşitli teknikleriyle anlatıldı. Eğitime engelsiz yaşam merkezi kursiyerlerinin aileleri yoğun katılım gösterdi.  

    DOĞRU İLETİŞİM TEKNİKLERİ ÖĞRETİLDİ 

    Ebeveynlere, gündelik hayatın telaşı içinde, aceleyle düşünmeden, bazen de yanlış öğrenmeler sonucunda, iletişim örüntülerinin istenmeyen sonuçlara götürebildiğinin anlatıldığı etkinlikte, örtük ve açık mesajlar bütünü olan iletilerin bireylerde nasıl karşılık bulduğu ve sonuçları diyaloglarla açıklandı. Etkinliğe ilgiyle katılan veliler, farklı davranışlarla iletişim kurabilme yollarını öğrenmekten memnun kaldılar.

  • MÜLKİYE 68 KUŞAĞI, MÜLKİYELİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN’İ KINAYARAK İSTİFAYA DAVET ETTİ

    MÜLKİYE 68 KUŞAĞI, MÜLKİYELİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN’İ KINAYARAK İSTİFAYA DAVET ETTİ

    Mülkiye 68 Kuşağı, Mülkiye’den mezun olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i, tarikat ve cemaatlere ilişkin açıklamaları dolayısıyla kınayarak istifaya çağırdı. Aralarında eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan’ın da bulunduğu 300’ü aşkın ismin imzayla yapılan açıklamada, “Bu düşünce yapısındaki bir kişinin Cumhuriyet’in Milli Eğitim Bakanlığı’nı yapmasını şiddetle kınıyor ve kendisini istifaya davet ediyoruz. İstifa etmediği takdirde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı göreve davet ediyoruz. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mutlaka görevden alınmalıdır” denildi.

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 17 Aralık’ta TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, “Sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Mülkiye 68 Kuşağı, Mülkiyeliler ve Mülkiye dostları adına 300’ü aşkın imzayla yapılan açıklamada, 1994’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Mülkiyeli Bakan Tekin, istifaya çağrıldı. Yapılan açıklama şöyle:

    “TARİHTE BÜTÜN TÜRK DEVLETLERİ, TARİKATLAR MARİFETİYLE YIKILMIŞTIR”

    “Tarihte bütün Türk devletleri, tarikatlar marifetiyle yıkılmıştır. Büyük Selçuklu Devleti’ni Haşaşi Tarikatı yıkmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti, tarikat kavgalarıyla 18 parçaya bölünmüştür. Osmanlı İmparatorluğu da aynı kaderi paylaşmıştır. Arap dönme ve devşirme ulemanın yuvalandığı tarikat ve cemaatler, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasındaki en temel unsur olmuştur. Tarikat ve cemaatler, hem Kurtuluş Savaşı sırasında hem de cumhuriyetin kuruluşu sonrasında çok sayıda isyan çıkarmış, ancak Mustafa Kemal Atatürk’ü aşamamıştır. Atatürk, tarikat ve cemaatlerin laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti için oluşturduğu tehdidi ortadan kaldırmak konusundaki kararlılığını, 30 Ağustos 1925 günü Kastamonu’da halka hitabında ortaya koymuştur: ‘Efendiler ve ey millet; iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur.’

    “YERALTINA İNEN TARİKAT VE CEMAATLER ZAMAN İÇİNDE VAKIF VE DERNEK OLARAK ÖRGÜTLENMİŞ, SİYASİLERİN OY HESAPLARI PARALELİNDE GİDEREK GÜÇLENMİŞTİR”

    Tarikat ve cemaatler, TBMM’de 30 Kasım 1925 günü kabul edilen 677 sayılı ‘Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Bir Takım Unvanların Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına İlişkin Yasa’ ile kapatılmıştır. Yeraltına inen tarikat ve cemaatler, zaman içinde vakıf ve dernek olarak örgütlenmiş, siyasilerin oy hesapları paralelinde giderek güçlenmiştir. Bu ortamda, önce devlete sızarak kendi paralel devletini kuran Fetullah Gülen Cemaati’nin kalkıştığı 15 Temmuz 2016 darbesi, tüm canlılığıyla hafızalardadır. Yakın komşumuz Suriye’de de tarikat ve cemaatlerin emperyalist batılı devletlerin kışkırtmasıyla önce devlete karşı ayaklanmış, ardından kanlı eylemleriyle milyonlarca insanı katletmiştir. Bu süreçte Suriye parçalanırken ülkenin kuzeyinde Amerika ve himayesindeki PKK/PYD komşumuz olmuştur. Aynı zamanda, 8 milyonun dolayında sığınmacı da ülkemize doluşmuştur.

    “GÜNÜMÜZDE TARİKAT VE CEMAATLERİN HALA SIRTLARI SIVAZLANMAKTA VE DEVLETE YERLEŞMELERİ TEŞVİK EDİLMEKTEDİR”

    Suriye’de yaşananlar, emperyalistlerin en rahat kullanacağı örgütlerin tarikat ve cemaatler olduğunun son canlı kanıtıdır. Yaşanan bunca acı olaya rağmen günümüzde tarikat ve cemaatlerin hala sırtları sıvazlanmakta ve devlete yerleşmeleri teşvik edilmektedir. Bunun son örneği, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in TBMM kürsüsünde tarikat ve cemaatlerle iş birliğine devam edeceğini ilan etmesidir. ‘Sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor’ diyen Tekin, sözlerini şöyle sürdürmüştür: ‘Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütlerimiz, çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buna devam edeceğim.’

    “BU DÜŞÜNCE YAPISINDAKİ BİR KİŞİNİN CUMHURİYETİN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINI YAPMASINI ŞİDDETLE KINIYOR VE KENSİNİ İSTİFAYA DAVET EDİYORUZ”

    Bu konuşmasıyla Bakan Tekin, açıkça Cumhuriyet’e meydan okumuş, Anayasa’yı da ihlal etmiştir. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bilmelidir ki çocuklarımız tarikatlarla dağ arasına sıkıştırılacak varlıklar değildir. Onlar için tek yol, aklı ve bilimi her şeyin üzerinde tutan, tüm halkı kucaklayan demokratik, laik ve sosyal hukuk bir devlet bilincidir. Türkiye’nin bekası da buna bağlıdır. Bakan Tekin’in çağdaş Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları yetiştiren Mülkiyemizin mezunu olması da bizler için ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Bu düşünce yapısındaki bir kişinin Cumhuriyet’in Milli Eğitim Bakanlığı’nı yapmasını şiddetle kınıyor ve kendisini istifaya davet ediyoruz. İstifa etmediği takdirde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı göreve davet ediyoruz. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mutlaka görevden alınmalıdır.”

    Mülkiye 68 Kuşağı, Mülkiyeler ve Mülkiye dostları olarak yapılan açıklamaya imza atan isimler şöyle

    “Sudi Kocaimamoğlu, Uluç Gürkan, Murat Karayalçın, Zerrin Ediboğlu, Nuri Çolakoğlu, Mustafa Yıldırım, Engin Ataç, Yavuz Tekelioğlu, Gürcan Bulat, Ahmet Öziş, Handan Deniz Kum, Cem Kum, Erdem Yörükoğlu, Doğan Sevim, Nurcan Aktürk, Oğuz Akhan, Tuğrul Bilen Ünal, Metin Ecevit, Belma Güner, Sumru Akıncı Noyan, Avni Özcan, Günay Eray Devrimci, Mehmet Ökten, Ali İhsan Hisarcıoğlu, Arslan Kaya, Nezahat Eren, Arslan Eren, Bekir Çakmak, Fahri Uzunefe, Çavlan Süerdem, Hasan Eskil, Berati Arısoy, Arslan Sansar, Ali Demir Akel, Asım Hacımustafaoğlu, Ali Padır, Mehmet Buçukoğlu, Gülbün Kocaimamoğlu, Hürol Sarp, Tanju Baysoy, Rıfkı Güngör, Kaşif Eryalçın, Zeynep Akıncı, Mengü Büyükdavras, Engin Türker, Andaç Atak, Cengiz Divanlıoğlu, Mehmet Yıldırım, Onur Arı, Şensu Yemişçi, Canset Oral, Ülker Serdaroğlu, Temel Ergun, Mehmet Kazım Görkay, Nadir Önen, Ali Akın Erkan, Hasan Kalaycı, Tarık Alpagut, Erdoğan Seyitoğlu, Mertol Göksoy, Gürsel Demirok, Rıza Öztükel Özkan, Tahir Göksoy, Saadet Göksoy, Ayhan Olcay, Taner Akay, Can Ciner, Tülin Alpay, Nevzat Üner, Ülker Akgöl, Ata Aksoy, Seniha Muşkara, Sadık İkizek, Oya Örnek Enç, Orhan Belentepe, Neşe Göker, Yusuf Tayfun Şölen, Vecdi Seviğ, Alp Üner, Hakan Özerkliğ, Cemal Yıldızer, Şükrü Kutluay, Hakan Nuri Veysi Kırklar, Mehmet Kahraman, Mehmet Yılmaz, Regaip Baykal, M.Kemal Öke, Mustafa Akgökçe, Nazife Demirhan, Başak Yılankıran, Aslı Tengiz, Bülent Güngör, Murat Bayhan, Ardahan Totuk, Mustafa Özer, Oya Sügür, Celal Ulusoy, Metin Pınarbaşı, Mustafa Pekdemir, Şahin Ayaz, Nesrin Kaya, Yaşar Engin, Melih Gönenç, Perihan Kökten Uluer, Semay Büyükdavras, Hasan Arslan, İbrahim Dinç, M.HüseyinOrtak, Nejat Kumbasar, Nazime Gürkan, Ceyhan Demir, Ardahan Totuk, Narin Coşar, Yusuf Sarıkaya, Abdullah Ünsal, Bünyamin Günal, Turap Sayınlı, Necla Yüksel, Kenan Yüksel, Şule Vural, Ahmet Balta, Bahattin Büyükşahin, M.Savaş Özkan, Ülkü Sisik, Yalçın Saraçoğlu, Ertan Yaramanoğlu, Erdoğan Gövem, Metin Kazancı, Aynur Güngör, Berrin Eroğul, Hale Baysal, Demet Kayıran, Gülgün Şensoy, Tülay Vargı, Noyan Aydınoğlu, Emine Öztekin, Yıldız Buçukoğlu, Hüner Tuncer, Süha Noyan, Ece Uz, Şaban Özbek, Mefaret Akan, Kamer Diribaş, Zehra Halaçoğlu, Mustafa Sokullu, Funda Tezok, Hasan Özmen, Cemalettin Öztürk, Erden Sezer, Deniz Günay, Deniz Ciner, Erol Akın, Aydın Esen, Nur Esen, Kaya Enderin, Türkan Enderin, Mehmet Kubilay Yıldırım, Handan Topçuoğlu, Suat Orsan, Şemsa Orsan, Bülent Soylan , Gülseven Soylan, Celal Çıplak, Nilüfer Çıplak , Engin Nayman, Betül Nayman, İsmail Belgin, Afet Belgin, Nimet Uzun, Ali Develioğlu, Emine Pamuk, İlhan Küsmenoğlu, Dicle Demirhan, Lale Alev Ertem, Mehmet Saraç, Gülendam Tarhan, Gamze Pınar Özaydın, Mustafa Aydın, Ali Rıza Koçyiğit, Önder Evci, Selin Hakkani, Ahmet Balta, Ahmet Büyükşahin, Aynur Hastürk, Oktem Kalaycıoğlu, Ahmet Akgün, Hüseyin Bölükbaşı Ünan, Gülten Abbas Yavaş, Hikmet Enkür, Erdoğan Gövem, Bülent Foto, Gazi Kaya, Bahattin Öztekin, Betül Özbek, Murat Özbek, Atakan Yumrukçal, Fikret Kasapoğlu, Ali Ertem, Mevlüt Duruoğlu, Şaban Dişli, Uçman Sungur, Ferruh Çelebi, Turan şahin, Fikret Öngen, Sami Tezveren, Sahir Kocak, Elçin Taylan Aşuroğlu, Sezai Tanrıverdi, Mehmet Cengiz Şenocak, Emine Öztekin, Çınar Aldemir, Nurettin Delice, Hamdiye Kök, Orhan Kırlı, Samiye Ayder, Nurcan Tokar, Hüner Tuncer, Mehmet Yıldırım, Gönül Barutçuoğlu, Tarık Lüleç, Orhan Selim Bayraktar, Necla Gürel Alp, Sami Özveren, Güneş Caner, Gülden Dinçer, Bahar Şiir Tunalıgil, Cahit Yılmaz, Özlem Nihan Kayadelen, Arzu Demir, Ayşe Ünver Bol, Hatice Yayla, Filiz Mut, Ayşe Alev Ataç, Cevdet Erkanlı, Cahit Yılmaz, Vildan Tatoğlu, Türkan Canay, Cumhur Ön, Süreyya Muşlular, Tarık Lüleç, Ülkü Kabadayı, Oya Nerse, Didem Bulgurlu, Sevim Foto, Gündüz Nalbantoğlu, Temel Akay, Ülkü Orbay, Seyhan Aydınlıgil, Servet Taşdelen, Hayat Apak, Jale Meriç, Gül Günal Bozacıoğlu, Tuba Kayahan Ayberkin, Güneş Aşkın, Nilgün Turan, Nevzat Sinan, Nedret Taşar, Huldan Dereli, Doğan Dereli, Zeynep Kıymaz, Serdar Şahinkaya, Alev Kılıç Bursalıoğlu, Mehmet Ağbaş, Mustafa Haluk Saygı, Suay Karaman, Yurdanur Aksoylar Çekirge, Nejat Kumbasar, Halil Ataner Topçuoğlu, İzzet Fehmi Güneş, Turgay Erpul, Yılmaz Çimen, Kadriye Kalkan Dalbay, Ayşe Gül Yılmaz, Avni Özcan, Atakan Günay, Murat Şahintuğ, Fikret Gümüşdere, Ayla Kuylu, Ömer Ersun, Selçuk İncesu, Serpil Uluer, Ülkü (Ökçün) Üstünoğlu, Yekta Türkcan, Yavuz Canevi, İmren Erşen, Erol Toksöz, Yüksel Erdoğmuş.”

     

  • AHMET EŞREF FAKIBABA: “DOKTORLAR, HEMŞİRELER GİBİ AKADEMİSYENLER DE YURT DIŞI ARAYIŞLARINA GİRMİŞLERDİR”

    İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, TBMM Genel Kurulu’nda; akademisyenlerin yaşadıkları sorunları gündeme getirdi. Fakıbaba, “Doktorlar, hemşireler ve mühendisler gibi akademisyenler de insanca yaşayabilmek adına yurt dışı arayışlarına girmişlerdir. Toplam 10 yıllık eğitimini tamamlayan daha sonrasında iki tez ve birçok yayın yapan bir öğretim görevlisi 2023 yılı itibarıyla ortalama 35-40 bin lira maaş almaktadır” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 14’üncü maddesi üzerine konuşan İYİ Parti Ankara Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, şunları kaydetti:

    “Bugün özellikle akademisyenlerin sorunlarından bahsetmek istiyorum. Maaşlarının yoksulluk sınırının altında oluşu ve ücretlerinde hiçbir iyileşme yapılmaması mesleğin cazibesini yitirmesine sebep olmuş ve akademiden kopuşlar başlamıştır. Doktorlar, hemşireler ve mühendisler gibi akademisyenler de insanca yaşayabilmek adına yurt dışı arayışlarına girmişlerdir.

    Lise eğitimi sonrasında üniversiteyi kazanarak 4 yıllık lisans iki yıllık master, 4 yıllık doktora toplam 10 yıllık eğitimini tamamlayan daha sonrasında iki tez ve birçok yayın yapan bir öğretim görevlisi 2023 yılı itibarıyla ortalama 35-40 bin lira maaş almaktadır.
    Üniversite mezunu bir devlet memuru 4800 ek göstergeye sahipken aynı üniversiteden mezun akademisyen olmayı tercih etmiş bir kişinin ek göstergesi 4200’dür. Sizce bu adil mi? Ülkemize olumlu katkı sağlayan akademisyenlerin sayısı düşecek, ülke teknoloji, bilim ve ilim alanlarında geri kalmaya devam edecektir.”

  • SAMSUN’DA PSAKD’DEN MARAŞ KATLİAMI ANMASI

    MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

    Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Samsun Şube Başkanı Cem Sultan Ermiş, Maraş katliamının 45. yılı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, “Nasıl unuturuz ki evlerimiz yıkıldı, gelinlerimiz, gelinlik kızlarımız, babalarımız, delikanlılarımız, dedemiz, ninemiz yedi gün yedi gece linç edildi” dedi.

    Maraş katliamının 45. yılı dolayısıyla PSAKD Samsun Şubesinde dün akşam basın toplantısı düzenlendi. Başkan Cem Sultan Ermiş, şunları söyledi:

    “Analarımız, kardeşlerimiz, bacılarımız kesildi yedi gün yedi gece. Okuldaki çocuğumuz, beşikteki yavrumuz, kundaktaki bebemiz hançerlendi yedi gün yedi gece. Tüm Alevi katliamlarında olduğu gibi, uzun süren hazırlıkların ardından, o gün de camilerden anonslar yapılarak Aleviler hedef alındı. Önceden hazırlanmış silahlar, baltalar, benzin bidonları katil sürüsüne dağıtılarak kentte Alevi katliamı başladı. Bu katliamda tıpkı diğer Alevi katliamları gibi devletin gözetiminde gerçekleşti. Şehirdeki kolluk kuvvetleri, herhangi bir müdahalede bulunmayarak katliama ortak oldu. Maraş’ta yaşlı, genç, çocuk yüzlerce insan sadece Alevi oldukları için hunharca katledildi. Tüm bunlar o dönemde, ‘Allah için savaşa’ diye slogan atan ve bugün AKP ile birlikte ülkeyi yöneten MHP öncülüğünde, devlet gözetiminde gerçekleşti.

    “HER TÜRLÜ IRKÇILIĞA KARŞI LAİKLİĞİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Alevilere bu kadar düşman olmak, kin duymak hangi aklın ve inancın ürünüdür? Yıllarca komşuluk yaptıkları insanları, çocukları vahşice katletmek hangi vicdana sığar? 90 yaşındaki Cennet anayı işkenceyle katletmek hangi ahlakın ifadesidir? Alevilere kin ve nefret duyanlar nasıl bir psikoloji içindedir? Biz tüm bunların cevabını biliyoruz. Onun için örgütleniyor, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve laiklik mücadelesi veriyoruz. Aradan geçen bunca zamana karşın hiçbir şey değişmedi. Tam tersi bu 45 yılın 25 yılında iktidar olan AKP’de Alevi düşmanlığının odağı haline geldi. Herkesin Türk ve Sünni olduğunu iddia eden ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı devletin merkezine alanlar, tüm itirazlarımıza rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Alevi Bektaşi Başkanlığını kuranlar huzurdan, adaletten, eşitlikten bahsedemezler. Bugün ülkede tek bir Alevi bakan, ordu komutanı yokken Alevi güzellemesi yapılması tam da AKP pişkinliği ve yüzsüzlüğüdür. Tarih boyunca Alevileri katledenler, bugün dedelere maaş, cemevlerine ise ‘kültür merkezi’ gömleğini giydirerek Alevileri katletme ve asimile etme peşindeler. Bu vesileyle belirtelim ki, devletten maaş alan ya da alacak olan dedeler, Kerbela’da Ali Askeri, Maraş’ta Ali Tıraş’ı, Madımakta Koray Kaya’yı katledenlerle el sıkışmış sayılacaktır. Biz Aleviler, şeriata, ırkçılığa ve her türlü gericiliğe karşı Laikliği savunmaya devam edeceğiz. Başta Alevi katliamları olmak üzere hiçbir katliamı unutmadık, unutturmayacağız.”