Blog

  • GAZİ MAHALLESİ’NE KÜTÜPHANE VE YENİMEK KURS MERKEZİ AÇILDI

    GAZİ MAHALLESİ’NE KÜTÜPHANE VE YENİMEK KURS MERKEZİ AÇILDI

    Yenimahalle’nin dört bir yanında yatırım şenliği sürüyor. Yenimahalle Belediyesi, Gazi Mahallesi’nde yapımını tamamladığı Kütüphane ve Yenimek Kurs Merkezini törenle açtı.

    Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın evsahipliğinde düzenlenen törene; CHP Yenimahalle İlçe Başkanı Gökay Yıldırım, Belediye Başkan Vekili Mehmet Kartal, Belediye Başkan Yardımcıları Erhan Aras, Yaşar Neslihanoğlu, Hüseyin Boran, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda mahalle sakini katıldı.

    Açılış öncesi Gazi Mahalle sakinlerine seslenen Başkan Yaşar, “15 yıldır sizin verdiğiniz yetkiyle sizlere hizmet ediyorum. Bugün Türkiye’nin en gelişmiş 5’inci ilçesiyiz. Sizin vergilerinizi size hizmet olarak döndürmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Görevimiz olmamasına rağmen gerek sağlık alanında gerekse eğitim alanında birçok projeyi hayata geçirdik. Aile sağlık merkezleri, etüt merkezleri, kütüphaneler, kreşler yaptık. Biz Yenimahalle Belediyesi olarak her noktaya eşit hizmet ediyoruz. Şunu biliniz. Ben barışın adamıyım. İnsanları farklı görmem, bana oy verdi vermedi demem. Herkesi cumhuriyetin eşit yurttaşı Allah’ın yarattığı bir varlık olarak görürüm. Bugüne kadar böyle yaptık bundan sonra da herkesi kucaklamaya devam edeceğim” dedi.

    Emniyet Mahallesi Muhtarı Halime Turhal ve Gazi Mahallesi Muhtarı Hasan Hüseyin Aslan da Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve ekibine mahallelerine yapılan yatırımlar için mahalle sakinleri adına teşekkür etti.

  • ESKİŞEHİR’DE ‘AHŞAP YAKMA SANATI’ SERGİSİ

    ESKİŞEHİR’DE ‘AHŞAP YAKMA SANATI’ SERGİSİ

    Necdet Mutlukan’ın birbirinden seçkin eserlerden oluşan ‘Ahşap Yakma Sanatı’ sergisi, Büyükşehir Belediyesi Kent Müzeleri Kompleksi Sergi Salonu’nda sanatseverlerle buluştu.

    Eskişehir’in kültür ve sanat hayatını zenginleştiren Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, birbirinden güzel sergilere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Necdet Mutlukan’ın eserlerinden oluşan ‘Ahşap Yakma Sanatı’ sergisi Büyükşehir Belediyesi Kent Müzeleri Kompleksi Sergi Salonu’nda düzenlenen görkemli törenle açıldı.Yapılan açılış törenine Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hasan Ünal, bürokratlar, davetliler ve çok sayıda sanatsever katıldı.

    Açılışta konuşan Başkan Vekili Hasan Ünal, “Ahşap sanatı tarihte bilinen en eski sanat dallarından biri. Hatta kağıdın icadından da öncesine dayanan bir sanat türü. Eski çağda insanlar ahşabın üzerinde duygu ve düşüncelerini ifade ediyorlardı. Necdet Hocam özel bir alanda yürüttüğü çalışmalarla çok güzel eserler ortaya çıkarmış. Tebrik ederim.” dedi. Başkan Vekili Ünal ve açılışa katılan sanatseverlere teşekkür eden Necdet Mutlukan da, “Emekli olduktan sonra hobilerime yöneldim ve 25 yıldır bir emekli olarak eserlerimi bu süreçte yaparak bugün de sizlerin huzurundayım. Bundan sonrası sizlerin takdiri. Katılımlarınız için teşekkür ederim” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından serginin açılışı gerçekleştirildi. Açılış sonrası Başkan Vekili Ünal, Necdet Mutlukan ve sanatseverler eserleri birlikte incelediler. Sergi 7 Ocak 2024 tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.

  • SENFONİ ORKESTRASI’NDAN GÖRKEMLİ KONSER

    SENFONİ ORKESTRASI’NDAN GÖRKEMLİ KONSER

    Eskişehir’de Senfoni Orkestrası bu haftaki konserinde de dinleyicilere müzik ziyafeti verdi. Romantik dönemin en bilinen eserlerinden oluşan program dinleyicilerin ilgisini topladı.

    Bu haftaki konserde Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan, iki başarılı sanatçı sahnede ağırlandı. Orkestra şefliğini usta şef Işın Metin yaptığı gecede, solist ise dünyanın hemen her yerinde sahne almış, başarılı piyano sanatçısı Oliver Jia oldu.

    F. Lizst’in 2. Piyano Konçertosu’yla başlayan konserde, Jia’nın mükemmel icrasına salon adeta hayran kaldı. Bis parçası olarak meşhur piyano bestecisi C. Czerny’nin çeşitlemelerini çalan Jia ayakta alkışlanarak sahneden uğurlandı. Konserin devamında P.I. Tchaikovsky’nin meşhur 5. Senfonisi’ni başarıyla icra eden Senfoni Orkestrası, sanatseverlerin büyük beğenisini toplayarak uzun uzun alkışlandı.

    Senfoni Orkestrası gelecek programda “Yeni Yıl Konseri” ile müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Soprano Meltem Ergin, mezzo soprano Elif Canbazoğlu, tenor Berk Dalkılıç ve tenor Ufuk Toker’in solist olarak yer aldığı konserde birbirinden güzel eserlerle yeni yılın gelişi kutlanacak.
    Konser, 29 Aralık gecesi Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde müzikseverlerin beğenisine sunulacak.

     

  • TEPEBAŞI’NDA SOSYAL GİRİŞİMCİLERE SOSYAL MEDYA EĞİTİMİ VERİLDİ

    TEPEBAŞI’NDA SOSYAL GİRİŞİMCİLERE SOSYAL MEDYA EĞİTİMİ VERİLDİ

    Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi tarafından sosyal girişimciler için Sosyal Medya Eğitimi düzenlendi.

    Tepebaşı Belediyesi’nin kardeş şehri Treptow-Köpenick Belediyesi iş birliğinde hayata geçirdiği Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi gerçekleştirdiği eğitim ve etkinlikler ile sosyal girişimci adayı gençlerin ufkunu genişletmeyi sürdürüyor.

    Bu kapsamda sosyal girişimciler için Dijital Pazarlama Uzmanı Umur Gökhan Çiçek tarafından verilen Sosyal Medya Eğitiminde, sosyal medyada etkilerini görünür kılmak için kullanabilecekleri yöntemleri ve ürün/hizmet satışlarını iyileştirmek için dikkat etmeleri gereken noktalar anlatıldı. Eğitim sonrasında ise katılımcıların sosyal medya verimliliklerinin artırılması bekleniyor.

    Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi hakkında detaylı bilgi almak isteyenler, 0 (538) 876 38 37 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor.

  • MEHMET EMİN EKMEN: “AİLELERİN ‘VATAN SAĞ OLSUN’ DEMELERİ ÇOK KIYMETLİ AMA UNUTULMAMALI Kİ VATAN, SAĞ OLANLARLA DAHA GÜZEL”

    DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulu’nda; Kuzey Irak’ta şehit olan 12 askerin isimlerini kürsüde okuyarak “Ölüm, birer sayı değildir. İstatistik hiç değildir. Her biri can evlattır, babadır, kardeştir, arkadaştır, komşudur. Ailelerin metaneti, buğulu gözlerle ‘vatan sağ olsun’ demeleri çok kıymetli. Ama unutulmamalı ki vatan sağ olanlarla daha güzel. Vatan kaybettikleriyle değil, yaşattıklarıyla daha güzel. Vatan özgür, müreffeh ve geleceğe güvenle bakan gençleriyle daha güzel” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin 15’inci maddesi üzerine konuşan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Kuzey Irak’ta şehit olan 12 askerin isimlerini kürsüde okudu.

    Ekmen şunları söyledi: 

    Dün burada dört siyasi parti grubunun imzası bulunan bir metin, tam dört kez okundu. Sonra başka bir grubumuz kendi metnini okudu. Ama ne acıdır ki 12 şehidimizin adı bir kez dahi okunmadı. Ölüm, birer sayı değildir. İstatistik hiç değildir. Her biri can evlattır, babadır, kardeştir, arkadaştır, komşudur. Ailelerin metaneti, buğulu gözlerle ‘vatan sağ olsun’ demeleri çok kıymetli. Ama unutulmamalı ki vatan sağ olanlarla daha güzel. Vatan kaybettikleriyle değil, yaşattıklarıyla daha güzel. Vatan özgür, müreffeh ve geleceğe güvenle bakan gençleriyle daha güzel.

    “ZENGİNİMİZ BEDEL ÖDER, ASKERİMİZ FAKİRDENDİR”

    Şehit haberlerinin ulaşıp bayrak takılan o evlerin fotoğraflarını görünce hangi birimizin yüreği ikinci kez parçalanmıyor ki? Hiç mi bir rezidansa takılmaz o al bayrak? Hiç mi bir villanın kapısına gitmez o kara haber? Hiç mi güvenlikli bir sitenin kapısında durmaz haberci taşıyan o ambulanslar? Yemen’den bu yana değişmez mi o kara yazgı? Nasıl yakılmıştı o ağıt hatırlayalım. ‘Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir.’”

     

     

     

  • SERAP YAZICI: YABANCI ŞİRKETLER ARTIK TÜRKİYE’Yİ TERK ETME KARARI ALDI. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ TÜRKİYE’Yİ BİR FELAKETE SÜRÜKLEMİŞTİR, ARTIK TÜRKİYE BU UÇURUMDAN YUVARLANMAKTADIR”

    Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, TBMM Genel Kurulu’nda, “Çok uzun yıllardır Türkiye’de olan, üretimde bulunan yabancı şirketler artık Türkiye’yi terk etme kararı aldı. Bunlardan biri British Petrol biri Honda, diğeri Borusan daha çok şirket var. British Petrol 1912’de bu topraklara geldi. Bu ne anlama geliyor? Bu topraklarda Birinci Dünya Savaşı’nı gördü, İstiklal Savaşı’nı gördü, çeşitli darbeleri gördü, çok sayıda krize tanıklık etti ama Türkiye’yi terk etmedi fakat şu anda Türkiye’yi terk etme kararı aldı. Fortis’e yapacağı bir yatırımdan vazgeçti, o yatırımı Türkiye’de gerçekleştirmeyecek. Sanıyorum bu veri demetleri bize bir şey söylüyor. Nedir söylediği? Sizlerin oylarınızla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’yi bir felakete sürüklemiştir, artık Türkiye bu uçurumdan yuvarlanmaktadır” dedi. 

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 15’inci maddesi üzerine konuşan Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, şunları söyledi: 

    “Dünkü gazetelerde belki okudunuz, çok uzun yıllardır Türkiye’de olan, üretimde bulunan yabancı şirketler artık Türkiye’yi terk etme kararı aldı. Bunlardan biri British Petrol biri Honda, diğeri Borusan daha çok şirket var, gazetelere bakarak görebilirsiniz. British Petrol 1912’de bu topraklara geldi. Bu ne anlama geliyor? Bu topraklarda Birinci Dünya Savaşı’nı gördü, İstiklal Savaşı’nı gördü, çeşitli darbeleri gördü, çok sayıda krize tanıklık etti ama Türkiye’yi terk etmedi fakat şu anda Türkiye’yi terk etme kararı aldı. Fortis’e yapacağı bir yatırımdan vazgeçti, o yatırımı Türkiye’de gerçekleştirmeyecek. Sanıyorum bu veri demetleri bize bir şey söylüyor. Nedir söylediği? ‘Sizlerin oylarınızla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’yi bir felakete sürüklemiştir, artık Türkiye bu uçurumdan yuvarlanmaktadır.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de kuruldu. Bu ne demek oluyor? Bu Meclis bir yandan İstiklal Savaşı’nı sevk ve idare ederken diğer yandan modern Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu ve o Meclis’te görev yapan milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarını tüm dünyada alnı açık, başı dimdik bağımsız kişiler olarak ilan etmeyi başardılar. Peki, bugün Türkiye nerede? Pasaportu değersiz hale gelmiş, vize kuyruklarında bekleyen akademisyenleri, sporcuları vize alamadıkları için ulusal arenalara çıkamayan bir ülke.”

     

  • MUSTAFA ADIGÜZEL’DEN BAKAN TEKİN’E: “15 TEMMUZ’DA HAİNLER DAĞDAN İNMEDİ. O ZAMAN DA BUNLARA STK DİYORSUNUZ YUSUF TEKİN”

    CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, TBMM Genel Kurulu’nda; “Yusuf Tekin ağzından şu sözler döküldü, çok tanıdık geliyor. Çocukların dağa çıkmasını önleyecekmiş. Zamanında Fethullahçılar için de aynı cümleyi kurdular, yine aynı ‘STK’ sözünü Fethullah için de kullandılar. 15 Temmuz günü emir veren komutanlar, emri uygulayan alt rütbeliler dağdan mı inmişti? 15 Temmuz’da hainler dağdan inmedi Yusuf Tekin, vaiz kürsüsünden indi, bakanlığınızdaki koltuklardan indi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan tam 35 bin kişi ihraç edildi. Cemaat paketi içinde Silahlı Kuvvetler’e yerleşmiş, oralardan da uçaklardan, helikopterlerden indi, oradan da gelip bu Meclis’in ve milletin tepesine bindi. O zaman da bunlara ‘STK’ diyordunuz Yusuf Tekin” dedi. 

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul’da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin 14’üncü maddesi üzerine konuşan CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek şunları söyledi: 

    “DEMOKRASİ VARMIŞ GİBİ BİR TABLOYU TAMAMLIYORUZ: Genel Kurul’da, TBMM’de bütçe yetkisi yok. Yani şu AKP sıraları da dahil burada hepimiz ‘hayır’ desek bile bu bütçe yine geçecek yani bildiğinizi okuyacaksınız. O yüzden, biz aslında Türkiye’de demokrasi varmış gibi yapmak için bir protokolü, bir tabloyu tamamlıyoruz. İşte, verdiğimiz sözlü soru zaten elimizden alındı, yazılı sorulara cevap bile verilmiyor lütfedilip. Bütçe hakkı zaten ortada. Kanun teklifleri getiriyoruz, reddediliyor. O yüzden, ben bu kıymetli vaktimi, on dakikayı bazı önemli konuları anlatarak geçireceğim.

    YUSUF TEKİN KANKASININ HAKKINI GÖZETİYOR: Bir FETÖ vardı, şimdi onlarca cemaat var, bire on veriyor; en iyi yaptığınız şey de en iyi üretim de bu tarikatlar. Milli Eğitim Bakanı Tekin de diyor ki, ‘Ben bu cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğim.’ Milli Eğitim’e tarikatı sokmak pedagojik bir cinayettir. Yüz binlerce öğretmen atama bekliyor, Yusuf Tekin onlarla protokol yapmıyor. Okullarda can güvenliği sorunu var yani uyuşturucu batağına saplanmış, okul çevreleri güvenliksiz. Tam 30 bin okul güvenlikçisi atama bekliyor, onlarla protokol yapmıyor. Kiminle protokol yapıyor? Bu cemaat ve tarikatlarla protokol yapıyor. Neden? Çünkü kendisi de onlardan biri yani onların kankası olduğu için onların haklarını gözetiyor.

    STK SÖZÜNÜ FETHULLAH İÇİN DE KULLANDILAR: Yusuf Tekin ağzından şu sözler döküldü, çok tanıdık geliyor. Çocukların dağa çıkmasını önleyecekmiş. Zamanında Fethullahçılar için de aynı cümleyi kurdular, yine aynı ‘STK’ sözünü Fethullah için de kullandılar. 15 Temmuz günü emir veren komutanlar, emri uygulayan alt rütbeliler dağdan mı inmişti? 15 Temmuz’da hainler dağdan inmedi Yusuf Tekin, vaiz kürsüsünden indi, bakanlığınızdaki koltuklardan indi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan tam 35 bin kişi ihraç edildi. Cemaat paketi içinde Silahlı Kuvvetler’e yerleşmiş, oralardan da uçaklardan, helikopterlerden indi, oradan da gelip bu Meclis’in ve milletin tepesine bindi. O zaman da bunlara ‘STK’ diyordunuz Yusuf Tekin.

    İŞİNE BAK YUSUF TEKİN: 15 Temmuz’da kapatılan tam 1.500 dernek, 100’ün üstünde vakıf var, onlar senin protokol yaptığın bu çarpma STK’ler gibi değil gerçekten STK’ydi, onlar bile bu devlete ihanet ettiler. O yüzden, Yusuf Tekin, sen o işleri bırak da işini yap. Çocuk istismarı yüzde 1.500 artmış, onlara baksana, çoğu da bu senin tarikat yurtlarından. Çocuklar uyuşturucu batağına gidiyor, çocuklar beslenme bozukluğu yaşıyor, çağdaş ve bilimsel eğitimin uzağına savrulan bir nesil elden gidiyor; sen işine baksana. En bağnaz, en teokratik rejimlerde bile kadın hakları yükselirken işte bu Yusuf Tekin okullarda kız ve erkek öğrencileri ayırmaktan bahsediyor. Bu, organize bir proje. Hani bir ‘paralel yapı’ tanımı vardı, işte, Milli Eğitim’deki paralel yapılar da bu Yusuf Tekin’in sözde STK’leri, işte Diyanet İşleri Başkanı’yla yetkiyi paylaşıyor, bu paralel yapıların koordinatörü de Yusuf Tekin.”

  • CEMAL ENGİNYURT: “GAZZE’DE ÖLENLER İÇİN 3 GÜN, SUUDİ ARABİSTAN KRALI ÖLDÜ DİYE 3 GÜN YAS İLAN EDİLDİ. 12 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU HALA MİLLİ YAS İLAN ETMEDİNİZ”

    Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, TBMM Genel Kurulu’nda, “12 vatan evladı şehit oldu. Gazze’de ölenler için 3 gün yas ilan edildi, Suudi Arabistan kralı öldü diye 3 gün yas ilan edildi. 12 askerimiz şehit oldu hala milli yas ilan etmediniz. Edilmediği gibi Gazze’de ölenler var diye Cumhuriyetin yüzüncü yılında Cumhuriyeti kutlamayan TRT, dün akşam Metin Şentürk diye sarayın nöbetçi bir sanatçısıyla canlı yayına devam etti, türkülerine, şarkılarına devam etti. Böyle mi bu vatan evlatlarının acısını yüreğimizde yaşayacağız? TRT genel müdürüne ‘dur’ diyecek bir ses yok mu? Bu vatan evlatları bunu mu hak etti?” dedi. Enginyurt, dün Meclis’te 4 partinin imzasıyla yayınlanan bildiriye DEVA Partisi’nin ve DP’nin dahil edilmemesini de eleştirdi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin görüşmeleri devam ediyor. Bugün teklifin 15’inci maddesi üzerinde şahsı adına söz olan DP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt şunları söyledi:

    “VATAN İÇİN MÜCADELENİN SÖZLEŞMESİ OLMAZ”

    “Acıları anlatmak zor ama acıları anlatırken yapılan yanlışları söylememek daha zor. 12 vatan evladı şehit oldu. Gazze’de ölenler için 3 gün yas ilan edildi, Suudi Arabistan kralı öldü diye 3 gün yas ilan edildi. 12 askerimiz şehit oldu hala milli yas ilan etmediniz. Edilmediği gibi Gazze’de ölenler var diye Cumhuriyetin yüzüncü yılında Cumhuriyeti kutlamayan TRT, dün akşam Metin Şentürk diye sarayın nöbetçi bir sanatçısıyla canlı yayına devam etti, türkülerine, şarkılarına devam etti. Böyle mi bu vatan evlatlarının acısını yüreğimizde yaşayacağız? TRT genel müdürüne ‘dur’ diyecek bir ses yok mu? Bu vatan evlatları bunu mu hak etti?

    İsimler okunurken sözleşmeli er, sözleşmeli uzman çavuş. MHP’de dahil olmak üzere uzman çavuşlar, sözleşmeli er kavramı kaldırılsın dedik, demeye devam ediyoruz. Çünkü vatan savunmasının sözleşmesi olmaz. Vatan için mücadelenin sözleşmesi olmaz. Kuzey Irak’ta karlı bir havada, kancıkça bir pusuda şehit olmayı kendisine yakıştırdığımız insanları Ankara’da orduevlerine almıyoruz. Vicdanlarımız sızlamıyor mu? Kalplerimiz bu kadar mı karardı? Bu vatan evlatlarına kadroyu bile hala layık görmediysek Milli Savunma Bakanı’na sormak lazım; intikam yeminleri edene kadar bu vatan evlatlarının hakkını ve hukukunu korumayı da bilmelisiniz.

    “18 MİLLETVEKİLİNİ YOK SAYAN İRADE, İRADE DEĞİLDİR”

    Terörle mücadelede kolunu kaybetmiş, gözünü kaybetmiş, elini kaybetmiş 20 bin vatan evladı var. Sakatlanma yüzde 40’ın altında diye gazi sayılmadılar. Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir kafa yapısı? Vatan için can vermeyi göze aldıklarından kurşun yemişler ama maalesef biz bunları MHP’nin, İYİ Parti’nin, CHP’nin ve DP’nin kanun teklifi var, ‘Gazi sayalım’ diyoruz ama hala görmezden gelip, nutuk atılıyor. Bu yanlışı da şiddetle reddediyorum. Dün akşam burada 4 parti bir metne imza atıyorsunuz. CHP’de kendi gerekçeleriyle kendi bir metin imzalıyor. Bu Meclis’te 4 parti mi var? 15 milletvekiliyle DEVA Parti’si, 3 milletvekiliyle DP böyle bir metne imza atmaktan onur duyar, şeref duyar. Ama siz bizi görmezden geliyorsunuz, yazıklar olsun. Bu anlayış ayrımcı bir anlayıştır, bu anlayış ötekileştiren bir anlayıştır. Biz de milletin vekiliyiz, biz de milleti temsil ediyoruz.

    TBMM Başkanını, Sayın Meclis Başkanvekilinin şahsında şiddetle kınıyorum. DEVA Partisi’ni ve Demokrat Parti’yi, 18 milletvekilini yok sayan irade, irade değildir. Bu anlayış adaletli bir anlayış değildir, hukuk anlayışı değildir. Milletimizin ortak acısından bir olmayı başarabilmek için, Hacı Bektaş-i Veli’nin dediği gibi, ‘Bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız.’ Ama bu konuda samimi olmalıyız.”

     

  • BİLECİK’TE TİP ÜYELERİNDEN ‘CAN ATALAY’ ÇAĞRISI: “DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR”

    GÖKAY ŞİMŞEK

    Bilecik’te Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeleri, tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay’ın serbest bırakılması için açıklama yaptı. Açıklamada, “Hatay halkının iradesi olan milletvekilimizin özgürlüğü bir dakika daha gasp edilmemeli ve Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır” denildi.

    Bilecik’te TİP üyeleri, dün akşam Atatürk Parkı’nda toplanarak tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay için açıklama yaptı. Partililer adına açıklamayı okuyan Tuğba Hande Güngör, şunları söyledi:

    “Bugün, Hatay milletvekilimizin Silivri’deki esaretinin 223. günü. Anayasa Mahkemesi 21 Aralık’ta Can Atalay’ın başvurusu hakkında ‘seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı’ ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’ ile ‘Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının’ ihlal edildiğine ve tahliyesine hükmetti. Kararı uygulamakla yükümlü olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise iki gündür dosyayı incelememiş ve hala bir karar verememiş durumda. Üzerinde cübbe bulunan ve hakim koltuğunda oturan kişilerin Anayasa Mahkemesi kararını keyfi şekilde bekleterek uygulamaması kabul edilemez bir sorumsuzluktur.

    Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar. Gelinen noktada hukuki bir tartışmanın kalmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Şimdi yapılması gereken tek şey tahliye kararının uygulanarak Milletvekilimiz Can Atalay’ın tahliye edilmesidir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ni bir kez daha uyarma gereği duyuyoruz. Mahkemeler birer kamu kurumu olup işlerini ciddiyetle yapmakla yükümlüdürler. Sorumsuz ve keyfi davranışlarla Can Atalay hakkındaki tahliye kararı vermekten kaçınma haline derhal son verilmelidir. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasının zorunlu olduğunu ve farklı yönde verilecek her türlü kararın suç teşkil edeceğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Hatay halkının iradesi olan milletvekilimizin özgürlüğü bir dakika daha gasp edilmemeli ve Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır.”

     

  • ALİ MAHİR BAŞARIR, 12 ASKERİN ŞEHİT OLMASIYLA İLGİLİ ORTAK BİLDİRİYE CHP’NİN İMZA KOYMAMASINA AÇIKLIK GETİRDİ: HİÇ KİMSE AKP’NİN KİRLİ SİYASETİNE, YANLIŞLARINA, 21 YILDIR ÜLKEYİ GETİRDİĞİ NOKTAYA ORTAK İMZA ATMAK ZORUNDA DEĞ

    CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de, “CHP grubu tekil olarak 85 milyonun acısını, endişesini dile getirecek bir bildiriyi üç grup başkanvekili ve Genel Başkanımızın imzasıyla kamuoyuyla paylaştı. AKP bu ülkede iktidar olduğunda bölücü terör örgütünün başındaki o yaratık cezaevindeydi. 99-2000-2001-2002 toplam 20 şehit vermişiz. 21 yılda binlerce evladımız şehit olmuş. Ülkeyi terör yuvası haline getiren, sınır güvenliğini ortadan kaldıran bu partinin eylemleriyle artık Meclis’te ortak imzayla kamuoyunun karşısına çıkmak istemiyoruz. CHP bireysel olarak tekil açıklamasını yapmıştır, tepkisini ve önerilerini ortaya koymuştur. CHP ne DEM ne AKP ne de bir başka parti bu hassas konuda iradesini ortaklaştırmak zorunda değil. Hiç kimse AKP’nin kirli siyasetine, yanlışlarına, 21 yıldır ülkeyi getirdiği noktaya ortak imza atmak zorunda değil” dedi. Şehitlerin ve terörün seçim malzemesi olmayacak kadar önemli ve mühim bir konu olduğunu söyleyen Başarır, “Hiç kimse bu ülkedeki şehitleri, terör meselesini seçimler yaklaşırken bir algı operasyonu haline getirmesin” diye konuştu.

    CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP’nin, TBMM’de Kuzey Irak’ta Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde şehit olan 12 asker için diğer siyasi partilerden ayrı olarak bir bildiri yayınlamasına bugün TBMM’de yaptığı basın toplantısıyla açıklık getirdi. Başarır, şunları söyledi:

    “ÜLKEYİ TERÖR YUVASI HALİNE GETİREN BU PARTİNİN EYLEMLERİYLE ARTIK MECLİS’TE ORTAK İMZAYLA KAMUOYUNUN KARŞISINA ÇIKMAK İSTEMİYORUZ”

    “Dün CHP grubu olarak PKK terör örgütünü ve benzerlerini lanetleyen bir bildiri yayınladık. İçimiz acıyor, üzgünüz, endişeliyiz. AKP grubu ortak bir bildiri yayınlamak istedi. Şunu söylemek isterim CHP grubu tekil olarak 85 milyonun acısını, endişesini dile getirecek bir bildiriyi üç grup başkanvekili ve Genel Başkanımızın imzasıyla kamuoyuyla paylaştı. AKP bu ülkede iktidar olduğunda bir; bölücü terör örgütünün başındaki o yaratık cezaevindeydi. 1999-2000-2001-2002 toplam 20 şehit vermişiz. 21 yılda binlerce evladımız şehit olmuş. Ülkeyi terör yuvası haline getiren, sınır güvenliğini ortadan kaldıran bu partinin eylemleriyle artık Meclis’te ortak imzayla kamuoyunun karşısına çıkmak istemiyoruz.

    İdlib’te 36 evladımız şehit oldu. CHP, İYİ Parti, MHP ve AKP ortak bir bildiri yayınladık. Meclis olarak üzüntümüzü dile getirdik. Üzülerek söylüyorum ki bu ülkenin Cumhurbaşkanı terörle mücadele konusunda, bu olayın failleri konusunda her yetkiyi almasına rağmen, desteği almasına rağmen soluğu Putin’in kapısında aldı ve bekletilerek bu ülkeyi, yurttaşları büyük bir üzüntüye boğdu. Aynı şeyler Gar operasyonu, nasıl bir duruş sergiledi? Biz her seçim yaklaşırken aynı olayları, aynı hikayeleri AKP grubundan duymaktan bıktık ve sıkıldık. Terörü lanetliyoruz. Mehmetçik’in tırnağını bile dünyalara değişmeyiz. Ama 21 yılda ülkeyi bu hale getirenler, askerimiz şehit edilirken Rusya’da faillerinin kapısında bekleyenler artık ortak imza konusunda bizden hiçbir şey beklemesin.

    “BUGÜN NÖBETÇİ OLARAK BU MECLİS’TE OLAN BAKAN BAŞSAĞLIĞI DİLEYEMEDİ”

    Ülke nereden, nereye geldi. Çok fazla bir şey istemedik. ‘Neden milli yas ilan edilmiyor’ dedik. Çünkü aynı saatlerde TRT’de müzik programı vardı. Suudi kralı öldüğü zaman milli yas ilan edenler 12 evladımız şehit olmuş niye bu iradeyi ortaya koyamıyor. Milli Savunma Bakanı gelip bir zahmet Meclis’e bilgi versin. Endişeliyiz, daha fazla kaybımız var mı, nasıl bu yaratıklar bu üsse sızabiliyor, nasıl 12 tane askerimizi şehit edebiliyor bunu duymak istiyoruz, bunu açıklamasını istiyoruz. Bugün sabah 11.05 Meclis açıldı bir talepte bulundum. İçtüzük madde 59 gündem dışı konuşma; ‘Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar olağanüstü acele hallerde gündem dışı söz isterlerse başkan bu isteği yerine getirir.’ Milli Savunma Bakanı dün gece gelebilirdi, gelmedi.

    Meclis Başkanı Bekir Bozdağ, şu anda Meclis’te olan Bakan Mehmet Şimşek’e döndü, ‘Bir sözünüz var mı?’ dedi. ‘Yok’ dedi. Bugün nöbetçi olarak bu Meclis’te olan bakan başsağlığı dileyemedi. Kendisi bilgi alıp bakandan, bilgi verebilirdi. 10 dakika konuşabilirdi, biz sorular sorabilirdik. Ama maalesef ki Meclis bu tür iletişimlere kapalı. Dün kamuoyuna üzüntülerimizi, endişelerimizi açıklayan bildirimizi yayınladık, 4 partinin imzasından fazlası var. Artık algılarla bu olayın üzerine gidemeyiz. Şehitlerimiz ve terör seçim malzemesi olmayacak kadar önemli ve mühim bir konudur. Hiç kimse bu ülkedeki şehitleri, terör meselesini seçimler yaklaşırken bir algı operasyonu haline getirmesin. 14 Mayıs’ta gördük bizim paramızla, İletişim Başkanlığı’nın parasıyla Karayılan denen alçağın görüntüleriyle sahte videolar yapıldı. Biz bunu istemiyoruz, biz meselenin özünü ve gerçeğini parlamentoda konuşmak ve çözüm bulmak istiyoruz.

    “HİÇ KİMSE AKP’NİN KİRLİ SİYASETİNE, YANLIŞLARINA, 21 YILDIR ÜLKEYİ GETİRDİĞİ NOKTAYA ORTAK İMZA ATMAK ZORUNDA DEĞİL”

    Her seçim yaklaşırken aynı hikayeleri bu ülkede görmek istemiyoruz. Şehitlerimiz 85 milyon ve bizim için kıymetlidir. Mersin’de ben canımı şehit olarak vermişim, gelmişsiniz burada kimi suçluyorsunuz siz? Bir bakandan bilgi almak istemek çok mu bu Meclis’te? Kapalı oturum yapalım dedik. 12 şehit vermişiz bütçenin maddelerini görüşüyoruz. CHP bireysel olarak tekil açıklamasını yapmıştır, tepkisini ve önerilerini ortaya koymuştur. CHP ne DEM ne AKP ne de bir başka parti bu hassas konuda iradesini ortaklaştırmak zorunda değil. Hiç kimse AKP’nin kirli siyasetine, yanlışlarına, 21 yıldır ülkeyi getirdiği noktaya ortak imza atmak zorunda değil. Bu vatan bu bayrak bu şehitler hepimizin. O yüzden ülkeme, yurttaşlarımıza sesleniyoruz; üzüntülüyüz, acılıyız, sinirliyiz, endişeliyiz. Bu sorunun çözüm noktası da Meclis’tir. Bakan da gelip burada bilgi vermelidir, kapalı oturumda da konuşmalıyız.”

    “BİR ŞEHİT İÇİN BIRAKIN MAKAMI BIRAKIN O CUMHURBAŞKANLIĞI KOLTUĞUNU DÜNYAYI YIKARIZ”

    Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başarır, şunları söyledi:

    “CHP, belki de tarihimizdeki en alçak saldırılardan biri olan 36 askerimiz şehit olduktan sonra İdlib’te bu iradeyi ortaya koydu. Gidip Putin’e hesap sorması için koydu, kapısında 10 dk 20 dk beklemesi için değil. Eğer açıklamamızda bir yanlışlık görüyorsanız, eksiklik görüyorsanız ki fazlası var. Benim dün teklifim her parti çıksın basına açıklamasını, endişelerini, 85 milyona başsağlığını açıklasındı. Hiçbir partiyle de bu konuda ortaklaşmadık. O sebeple alınan karar doğrudur. Bundan sonra bu iktidara kerpiç evlerden, sıvasız evlerden, damsız evlerden giden şehitlerin tabii ki hesabını soracağız. O evi yaptıracaklarmış, şimdi mi aklınıza geldi?

    Benim ailemde de şu anda Güney Doğu’da görev yapan 2 askerimiz var. Bakın evlerine maalesef ki üzülerek söylüyorum Türkiye’nin hiçbir yerinden şehit cenazesi gelmesin. Ama hep neden damsız, sıvasız, kerpiç evlerden geliyor? Birileri bunun üzerinden siyaset yapıyor. Birileri onun katillerinin videosunu paylaşacak kadar seçimlerde alçaklaşıyor. Tüm bildirilere bugüne kadar destek oldu. Ne oldu bunun karşılığında, bir seçim kazanmak adına bu ülkenin vergisiyle, parasıyla, Karayılan’ın sahte videolarını paylaştı bu ülkenin Cumhurbaşkanı. İşte benim içimi acıtan budur. Bir şehit için bırakın makamı bırakın o Cumhurbaşkanlığı koltuğunu dünyayı yıkarız. Biz CHP grubu olarak artık bireysel açıklamamızı yapacağız ve AKP grubuyla asla ortak imza atmayacağız.”

    “MSB VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BU İLLETİN ADINI RESMİ AÇIKLAMALARDA YAZMIYOR, BİZDE YAZMIYORUZ”

    Başarır, ‘Meclis bildirisinin içeriğine dair bir şerhiniz var mı?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:

    “Asla, ne olabilir? Bizim bildirimizle onların bildirisi arasında bir fark görüyor musunuz? Bir kez daha söylüyorum PKK terör örgütü haindir, yaptıkları alçaklıktır. Ama gerek Milli Savunma Bakanlığımız gerek İçişleri Bakanlığımız bu illetin adını resmi açıklamalarında yazmıyor, bizde yazmıyoruz. Ama her yerde de söylüyoruz, söyleriz çünkü bizim üçüncü genel başkanımız bu terör örgütünün başındaki adamı bu ülkeye getirmiştir, cezaevine atmıştır. Onla görüşmek, iş çevirmekte Recep Tayyip Erdoğan’a düşmüştür. Fark bu işte bu yüzden imza atmıyoruz. Artık yeter. Her seçime giderken aynı hikayeyi duymaktan bıktık. Bırakın bunu, şehit meselesi, terör meselesi ortak sorunumuz diyorsanız seçim malzemesi yapmayacaksınız, geleceksiniz hep beraber bu sorunu burada çözeceğiz.”