Blog

  • 100. YIL KİTAP KULÜBÜ’NÜN İLK KONUKLARI ZEYNEP ORAL VE GÜLCE BAŞER OLDU

    100. YIL KİTAP KULÜBÜ’NÜN İLK KONUKLARI ZEYNEP ORAL VE GÜLCE BAŞER OLDU

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Cumhuriyetin yüzüncü yılına ithafen kurduğu 100. Yıl Kitap Kulübü’nün ilk buluşması, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde düzenlendi. Kitap Kulübü’nün onur konukları, gazeteci-yazar Zeynep Oral ve şair Gülce Başer oldu.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi, Müzeler ve Kütüphaneler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen 100. Yıl Kitap Kulübü, ilk buluşmasını bir söyleşi etkinliğiyle yaptı. Kulübün ilk konukları Zeynep Oral ve Gülce Başer’di. Şair Gülce Başer’in kolaylaştırıcılığını üstlendiği söyleşisinin konusu ise Zeynep Oral’ın yakın zamanda yayınlanan kitabı “Anadolu’da Bir Devrimci Prenses” oldu.

    KULÜP KATILIMCILARINA KİTAP HEDİYESİ

    İzmir Gençlik Belediyesi Meclis Üyeleri ve “Genç İzmir” gönüllülerinin de katılımıyla yapılan söyleşiye, kötü hava koşullarına rağmen yoğun ilgi vardı. Kitapseverler tarafından dikkatle izlenen söyleşide, 100. Yıl Kitap Kulübü katılımcılarına Zeynep Oral’ın kitabı da hediye edildi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi, Müzeler ve Kütüphaneler Müdürü Adalet Okhan, söyleşi sonunda Zeynep Oral ve Gülce Başer’e 100. yıla özel olarak üretilmiş kahve fincanlarını takdim etti. Kitap Kulübü katılımcısı olarak etkinliğe katılan Gençlik Belediyesi Başkanı Kaan Levent Bozdağ ve Başkan Yardımcısı Şengül Özgüler de onur konuklarına çiçek verdi. 

    “YENİ ETKİNLİKLERİ İPLE ÇEKİYORUZ”

    100. Yıl Kitap Kulübü ve söyleşi etkinliğine dair düşüncelerini sorduğumuz Kaan Levent Bozdağ, “Cumhuriyet kenti İzmir’de 100. yıla özel böyle bir kulübün kurulması ve gençlerin bu kulübe katılımda öncülük etmesi çok önemli. Bugün Zeynep Hanım ile 19. Yüzyıl Avrupası ve Anadolu’su üzerine harika bir sohbet gerçekleştirdik. Daha nice söyleşileri ve buluşmaları heyecanla bekliyoruz” dedi. Şengül Özgüler ise düşüncelerini, “Zeynep Oral ile kitabı vasıtasıyla bize tanıştırdığı Prenses Cristina üzerine sohbet etmek çok keyifliydi. 100. Yıl Kitap Kulübü’nün bundan sonra başka yazarlara, başka kitaplara ve hikâyelere ev sahipliği yapacağı yeni etkinlikleri iple çekiyoruz” diye konuştu.  

    HERKES OKUSUN DİYE

    Söyleşinin ardından, 100. Yıl Kitap Kulübü etkinliklerinin panel, söyleşi, imza günleri, edebiyat yarışmaları, müze, kütüphane gezileri, çocuklar için okuma atölyeleri gibi birbirinden renkli ve keyifli buluşmalarla devam edeceği duyuruldu ve tüm kitapseverler 100. Yıl Kitap Kulübü’ne katılmaya davet edildi. 
    Başta çocuklar ve gençler olmak üzere tüm yaş gruplarında kitap okuma alışkanlığını kazandırmak ve kütüphane kültürünü aşılamak amacıyla hayata geçirilen 100. Yıl Kitap Kulübü için kayıtlar devam ediyor. 7 yaş üzeri okurların katılımına açık Kitap Kulübü’ne https://www.izmir.bel.tr/tr/KitapKulubu/Index/4151 kayıt linki ya da bizizmir.com üzerinden başvuru yapılabiliyor.

  • ERDOĞAN: 3-5 OY ALACAĞIZ DİYE BÖLÜCÜ HAİNLERE KAPI KULU OLANLARA MEYDANI ASLA BIRAKMAYACAĞIZ

    ERDOĞAN: 3-5 OY ALACAĞIZ DİYE BÖLÜCÜ HAİNLERE KAPI KULU OLANLARA MEYDANI ASLA BIRAKMAYACAĞIZ

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı ikinci pistinin açılış töreninde; “Terör saldırılarıyla milletimizi bölme planlarının raf ömrü tükenmiştir. Türkü, Kürdü, Arabı, Alevisi ve Sünnisiyle 85 milyonun kardeşliğine kastedilmesine, aramıza nifak sokulmasına kesinlikle izin vermeyiz. Terörle bizi yıldıracaklarını, özellikle bu vehme kapılanlara şu ikazı yapmakta fayda görüyorum: Son 21 yılda defalarca hüsrana uğradınız, inşallah yine kaybedeceksiniz. Bir kez daha rezil ve zelil olmaktan kurtulamayacaksınız. Oyunlarınızı biliyoruz, emellerinizi biliyoruz, kim olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Ömrümüz yettiği sürece, nefesimiz yettiği sürece aziz milletimizin desteği bizimle olduğu müddetçe sizinle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Terörle yol yürüyenlere, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara, iradesini Kandil’deki alçaklara teslim edenlere, 3-5 oy alacağız diye bölücü hainlere kapı kulu olanlara meydanı asla bırakmayacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanı ikinci pist açılış törenine katıldı. Erdoğan, burada şöyle konuştu:

    “SENE SONUNDA YOLCU SAYISININ 37 MİLYONU AŞACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ”

    “Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın kullanım oranı ve yolcu trafiği sürekli yükseliyor. Havalimanımız 2021 yılında iç ve dış hatlarda yaklaşık 181 bin uçuş trafiğiyle 25 milyon yolcuyu ağırladı. 2022 yılında bu sayı 31 milyon yolcuya ulaştı. 2023 yılının ilk 11 ayında 280 bin uçuş trafiğiyle yolcu sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21’lik artışla 34 milyona yükseldi. Bugün Sabiha Gökçen, İstanbul Havalimanı ve Antalya Havalimanı’ndan sonra yolcu trafiğinin en çok olduğu üçüncü havalimanıdır. Sene sonunda, havalimanımızdan seyahat eden yolcu sayısının 37 milyonu aşacağını öngörüyoruz. Sektördeki büyüme ve havalimanının gelişim planları çerçevesinde ihtiyaç duyulan ikinci pistin inşaatı için 2012 yılında karar aldık. Ardından çalışmalara başlayarak toplam 970 milyon doları bulan yatırım tutarıyla ikinci pisti ve mütemmim işlerini tamamladık. Havalimanımızın trafik kapasitesini ikiye katlayacak pistimizin uzunluğu 3 bin 540 metredir. Ayrıca, 3 bin 520 metre, 3 bin metre ve 2 bin 400 metre uzunluğunda üç adet paralel taksi yolu vardır. Toplam 62 uçak kapasiteli 650 bin metrekarelik orta apronu ve 40 uçak kapasiteli 300 bin metrekarelik kargo apronuyla Havalimanımız rakiplerine göre çok iyi ileri özelliklere sahiptir.

    Kimi çevrelerin ısıtıp ısıtıp, daha olmayan yere tünel yaptılar diye yalan yanlış paylaşımlarda bulunduğu tünel, işte bu TEM bağlantı tünelidir. Havalimanımızda tüm bu altyapı ile birlikte hava trafik kontrolü kulesi, teknik blok, gümrük, itfaiye ve garaj binası gibi 19 bin metrekare kapalı alana sahip tüm üst yapı tesislerini de en son teknolojiyle yeniledik.

    Hava trafiği açısından maksimum kapasiteyi sağlamak için yeni pisti iniş, eski pisti ise kalkış amacıyla kullanacağız. Böylece Havalimanımızın hava trafik kapasitesini iki katına çıkaracağız. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yeni pistin de devreye girmesiyle yıllık 85 milyondan fazla yolcuyu ağırlayacak kapasiteye erişecektir.

    “RAHMETLİ ÖZAL HAKSIZ, İNSAFSIZ VE VİZYONSUZ ELEŞTİRİLERİN MUHATABI OLMUŞTUR”

    Sabiha Gökçen Havalimanı’nın hikayesi aynı zamanda Türkiye’ye dair iki tasavvurun, iki farklı yaklaşımın, birbirine zıt iki anlayışın da hikayesidir. Buranın inşası ile ilgili ilk çalışmayı başlayan rahmetli Özal siyasi hayatı boyunca haksız, insafsız ve vizyonsuz eleştirilerin muhatabı olmuştur. Türkiye’nin çeyrek asırlık, yarım asırlık hedefleri doğrultusunda attığı her stratejik adımda merhum Özal belli çevreler tarafından hedef alınmış, ülkenin kaynaklarını israf etmekle suçlanmıştır.

    ‘Parayı betona gömüyorlar’ dediler. ‘Yola, köprüye, tünele, baraja, hastaneye ne gerek var’ dediler. ‘Yolla karın mı doyar’ diyerek kendilerini komik duruma düşürdüler. Hatta öyle zamanlar oldu ki, ‘Uçak inmeyen yere havalimanı inşa ettiler’ dediler, bu iftirayı atacak muvazeneyi kaybettiler.

    “TÜRKİYE’DE MUHALEFETİN TARİHİ İCRAAT DÜŞMANLIĞININ DA TARİHİDİR”

    Türkiye’de muhalefetin tarihi sadece seçim hezimetlerinin, sadece seçim skandallarının değil, aynı zamanda icraat düşmanlığının da tarihidir. Değerli kardeşlerim, yapılan işe takoz koymak, milletin hayrına olan her projeye çamur atmak CHP ve siyasi akrabalarının milli sporudur. Değerli arkadaşlar, Tarih bizi haklı, onları ise haksız çıkarmıştır. Dile getirdikleri eleştirilerin tamamen safsatadan, tamamen kötü niyetli bir temenniden ibaret olduğu zamanla anlaşılmıştır.

    “TÜRKİYE’Yİ DUBLE YOLLAR, OTOYOLLAR, DEMİRYOLLARIYLA DONATMASAYDIK NE İHRACATIMIZ 255 MİLYAR DOLARA ÇIKARDI NE TURİST SAYIMIZ 50 MİLYONU AŞARDI”

    Engellemek için Gezi olayları dahil sokak terörüne başvurdukları İstanbul Havalimanı, Avrupa ve dünyanın en iyi havalimanlarından arasında gösteriliyor. Bu havalimanımız daha geçen hafta 5 ödül birden aldı. Aynı durum çamur attıkları diğer yatırımlarımız için de geçerlidir. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu olmasaydı bugün İstanbul trafiği çok daha kötü durumda olurdu. Şayet Türkiye’yi duble yollar, otoyollar, demiryollarıyla donatmasaydık ne ihracatımız 255 milyar dolara çıkardı ne turist sayımız 50 milyonu aşardı. Bu karşılaştırmaları uzatmak pekala mümkün. Yani, CHP zihniyetinin ‘gereksiz’ dediği, ‘ne gerek var’ dediği, ‘israf’ dediği ne kadar yatırım varsa hepsi misyonunu fazlasıyla yerine getirmiş, hatta bir müddet sonra yetersiz kalmaya başlamıştır.

    Biz son 21 yılda ne yaptıysak, neyi başardıysak CHP ve koro üyelerinin ‘istemezükçü’ nakaratlarına rağmen başardık. Özellikle havacılık alanında büyük bir dönüşüm gerçekleştirdik. Aktif havalimanı sayımızı 26’dan 57’ye, terminal kapasitemizi 55 milyon yolcudan 337 milyon 450 bin yolcuya çıkarttık.

    2022 Aralık ayında Esenboğa Havalimanımızın ilave yatırım ve 25 yıllık işletmesini kapsayan kamu-özel işbirliği ihalemizi gerçekleştirdik. Esenboğa’ya devletimizin kasasından bir kuruş harcamadan yaklaşık 300 milyon euroluk yatırım yapıyoruz. Bu yatırımlar tamamlandığında havalimanımızın kapasitesi yıllık 30 milyon yolcuya yükselecek ve Havalimanımız üçüncü pistine kavuşacak.

    “SON 21 YILDA DEFALARCA HÜSRANA UĞRADINIZ, YİNE KAYBEDECEKSİNİZ. BİR KEZ DAHA REZİL VE ZELİL OLMAKTAN KURTULAMAYACAKSINIZ”

    Darbecisinden, vandalına, teröristinden beşinci kol elemanına kadar milletin muazzez iradesine saldıranların heveslerini kursaklarında bıraktık. İçinde bulunduğumuz kritik dönemde de aynısını yapacağız. Gözlerimizi hedeflerimizden bir an olsun ayırmayacağız. Ne Kandil ve Suriye’deki terör baronlarının ne de bu hainlerin yularını ellerinde tutanların bizi yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmeyeceğiz. Burada sizlerin vasıtasıyla bir gerçeği tekrar ifade etmek istiyorum: Terörle ülke siyasetinin şekillendirildiği eski Türkiye artık geride kalmıştır. Terör saldırılarıyla milletimizi bölme planlarının raf ömrü tükenmiştir. Türkü, Kürdü, Arabı, Alevisi ve Sünnisiyle 85 milyonun kardeşliğine kastedilmesine, aramıza nifak sokulmasına kesinlikle izin vermeyiz. Her kim kalleşlerin eylemlerini kendine siper ederek birliğimize, beraberliğimize saldırıyorsa terörün amaçlarına hizmet ediyor demektir. Bu konuda, bilhassa gençlerimizin çok dikkatli olmalarını, provakatörlere asla itibar etmemelerini bekliyoruz. Terörle bizi yıldıracaklarını, özellikle bu vehme kapılanlara şu ikazı yapmakta fayda görüyorum: Son 21 yılda her şeyi denediniz, her yola başvurdunuz, fakat bizim kutlu yolculuğumuza set çekemediniz. Değerli kardeşlerim, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına da engel olamayacaksınız. Son 21 yılda defalarca hüsrana uğradınız, inşallah yine kaybedeceksiniz. Bir kez daha rezil ve zelil olmaktan kurtulamayacaksınız. Oyunlarınızı biliyoruz, emellerinizi biliyoruz, kim olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Ömrümüz yettiği sürece, nefesimiz yettiği sürece aziz milletimizin desteği bizimle olduğu müddetçe sizinle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Terörle yol yürüyenlere, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara, iradesini Kandil’deki alçaklara teslim edenlere, 3-5 oy alacağız diye bölücü hainlere kapı kulu olanlara meydanı asla bırakmayacağız. Teröriste ‘terörist dememek için 40 takla atan, 40 farklı kılığa giren siyasi bukalemunların maskelerini indirmekte kararlıyız.

    Vatanımızın bekası, devletimizin bütünlüğü, milletimizin istiklal ve istikbali için can veren kahraman askerlerimizi rahmetle yad ediyorum. Yaralı askerlerimize Mevla’dan acil şifalar diliyorum. Hudutlarımız içerisinde ve sınır ötesinde kahramanca görev yapan tüm Mehmetçiklerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

     

  • MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, 2014’TEN BU YANA KENTE 6 MİLYAR 768 MİLYON 327 BİN TL’LİK YATIRIM YAPTI

    MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, 2014’TEN BU YANA KENTE 6 MİLYAR 768 MİLYON 327 BİN TL’LİK YATIRIM YAPTI

    Muğla Büyükşehir Belediyesi, kentin gelişimi için 2014 yılından bu yana altyapıdan, yola, sağlıktan, tarıma, yenilenebilir enerjiden, sosyal hizmetlere kadar çok çeşitli alanlarda 6 milyar 768 milyon 327 bin TL yatırım yaptı. Büyükşehir Belediyesi’nin 2 milyar 817 bin TL’lik yatırımı da devam ediyor.

    2014 yılında Büyükşehir olan iller arasında olan Muğla’da kısa sürede kuruluşunu tamamlayarak 13 ilçe, 569 mahalleye yatırımlarına başlayan Büyükşehir Belediyesi kısa sürede Muğla’ya en fazla yatırım yapan kurum oldu. 2014-2023 Aralık ayına kadar il genelinde 6 milyar 768 milyon 327 bin TL yatırımı hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi’nin 2 milyar 289 milyon 817 bin TL’lik yatırımı da devam ediyor.

    BÜYÜKŞEHİR 1 MİLYAR 201 MİLYON TL DE BORÇ ÖDEDİ

    Muğla Büyükşehir Belediyesi, 2014 yılından 2023’e kadar da büyük yatırımlarının yanı sıra devrolan 1 milyar 201 milyon 788 bin TL borç ödedi. Büyükşehir Belediyesi ilçelerden devrolan borçlardan sadece 215 milyon TL ödemesi kaldı. İlçelerden devrolan borçlar listesinde de Marmaris, Bodrum ve Milas ilk üçü oluşturuyor.

    BAŞKAN GÜRÜN: “VATANDAŞLARIMIZIN HER KURUŞUNU BU ŞEHRE YATIRIM OLARAK AKTARDIK, KENTİMİZİN DOĞASINA SAHİP ÇIKTIK”

    Muğla’ya kendi öz kaynakları ve sağladığı kredilerle birlikte en fazla yatırım yapan kurum olan Büyükşehir Belediyesi, sağlam mali yapısı ile de Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in yedi değerlendirmesinden de en yüksek not olan AAA aldı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, kentte önem ve aciliyet sırasına göre hizmetleri belirlediklerini ve yatırımlar yaptıklarını belirterek, vatandaşların her kuruşuna sahip çıktıklarını bunu yatırım olarak kente geri kazandırdıklarını söyledi.

    Başkan Gürün, “Muğla, Bodrum, Fethiye, Marmaris, Milas, Menteşe, Ula, Ortaca ve diğer ilçelerimizle dünyanın en önemli turizm merkezlerine sahip bir şehir. Bu nedenle yerleşik halkımızın yanı sıra birçok vatandaşımızı da burada misafir ediyoruz. Özellikle alt ve üstyapıları ile örnek bir kent yaratmak için 2014 yılında hizmetlerimize ve projelerimize başladık. Büyükşehir olunca diğer ilçelerimizden devrolan borçları da yapılandırarak düzenli ödemelerini gerçekleştirdik. Bugüne geldiğimizde Muğla’ya en fazla yatırım yapan kurum olmanın ve sağlam mali yapımızla da uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından da en yüksek notları alıyoruz. Güçlü mali yapımız ve güven veren bir disiplinle hizmet ettik ve Muğla’nın her kuruşuna sahip çıktık. Kentimizi geleceğe hazırlamak için doğal güzelliklerini yaşatmak, katlı yapılara karşı çıkarak doğal sirkülasyonu sağlamak ve deprem güvenlikli bir kent oluşturmak, maviyi korumak ve yenilenebilir enerji yatırımları yapmak gibi önemli projelere imza attık. Bu nedenle çok gururlu ve mutluyuz” dedi.

     

  • İMAMOĞLU: “TERÖRÜ LANETLİYORUZ”

    İMAMOĞLU: “TERÖRÜ LANETLİYORUZ”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremde en çok hasar gören şehirlerden Hatay’da faaliyet gösteren 21 farklı sivil toplum kuruluşunun temsilcileriyle buluştu. Konuşmasının başında bölücü terör örgütü PKK ile girilen çatışmalarda şehit düşen 12 askeri rahmetle anan İmamoğlu, “Terörü lanetliyoruz ve umut ederiz ülkemizde; iyiliklerle, huzurla, barışla süren, coğrafi olarak bunun teminatı olduğu bir dönemi yakalarız. Türkiye, bulunduğu konum itibariyle, bulunduğu coğrafyanın tüm iyilikler noktasındaki teminatı olmak zorunda olduğu bir ülke. Türkiye, bu coğrafyada barışın teminatı, huzurun teminatı, demokrasinin teminatı, hak ve özgürlüklerin teminatı, adaletin teminatı olmak durumundadır” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremde en çok hasar gören şehirlerin başında gelen Hatay’da faaliyet gösteren 21 farklı sivil toplum kuruluşuna mensup üyelerle bir araya geldi. İmamoğlu, Hatay’dan gelen toplam 69 kişilik heyeti, İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde bulunan tarihi Meclis Salonu’nda ağırladı. Toplantıda İmamoğlu’na, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar ve Erdal Celal Aksoy eşlik etti. Konuşmasının başında, bölücü terör örgütü PKK ile girilen çatışmalarda şehit olan 12 askeri anan İmamoğlu, “Hafta sonu hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyorum. Terörü lanetliyoruz ve umut ederiz, ülkemizde hiçbir zaman böylesi hepimiz derinden üzen haberlerle değil; iyiliklerle, huzurla, barışla süren, coğrafi olarak bunun teminatı olduğu bir dönemi yakalarız” dedi.

    İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

    “SON DÖNEMDE DAHA KARMAŞIK BİR SÜRECİN AYAK İZLERİNİ, AYAK SESLERİNİ DUYUYORUZ: Türkiye zor bir coğrafyada bulunduğuna dikkat çekmek istiyorum. Özellikle son dönemde daha karmaşık bir sürecin ayak izlerini, ayak seslerini duyuyoruz. Bu da bizi hem üzüyor hem tedirgin ediyor, ama bir o kadar da aslında sorumluluk sahibi yapıyor. Çünkü Türkiye, bulunduğu konum itibariyle, bulunduğu coğrafyanın tüm iyilikler noktasındaki teminatı olmak zorunda olduğu bir ülke. Türkiye, bu coğrafyada barışın teminatı, huzurun teminatı, demokrasinin teminatı, hak ve özgürlüklerin teminatı, adaletin teminatı olmak durumundadır. Türkiye, bu coğrafyaya yüzyıllar boyu liderlik yapmış, imparatorlukların, 20. ve 21. Yüzyılda -ki inşallah ilelebet yaşayacak- Cumhuriyetin var olduğu noktadayız ve onun evlatlarıyız. Böylesi bir sorumluluğumuz vardır. Tabii ki bu tarz çatışmalar ve terörist faaliyetler, en fazla da bu coğrafyada bizim canımızı yakıyor, bizim insanlarımızın hayatına mal oluyor. Sona ermesi en büyük dileğimizdir.

    ATATÜRK’ÜN MİRASI, ‘YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ’ FELSEFESİ HİÇBİR ZAMAN ESKİMEYECEK: Bu anlamda en tutarlı, en sürdürülebilir, en kalıcı iç ve dış politika süreçlerini yönetmek durumunda olan da bir ülkeyiz. Bu bağlamda, Atatürk’ün bize mirası, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ felsefesinin hiçbir zaman eskimeyeceğini ve bunun üzerine çok şey konduğunda, çok değerli bir felsefe olduğunun da altına hepinizin huzurunda çizmek isterim. Zira belki de ‘En derin konuşulacak topluluk kimdir’ deseniz, herhalde Hataylılar olur. Çünkü Hatay, çok özel bir şehrimiz ve içinde barındırdığı değerler, inançlar, etnik gruplar, çok yönlü baktığımızda aslında dünyaya bile servis edilip, anlatılabilecek bir kadim kültürü temsil ediyor. Bu yönüyle, ‘Türkiye’nin niçin bu coğrafyada az önce bahsettiğim meselelere önderlik etmesi gerekir’in belki de net bir özetidir Hatay. Bu yönüyle çok yönlü yaşamı, kültürü, tarihi, o derinlikleriyle biraz da İstanbul ve Hatay da birbirine benzeyen ki kadim şehir.

    6 ŞUBAT DEPREMLERİ, HATAY VE İSTANBUL ARASINDA YENİ VE DERİN BAĞLAR KURDU: 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri Hatay ve İstanbul gibi iki kadim kent arasında yeni ve derin bağlar kurdu. Bu oluşan bağların sürekli ve sürdürülebilir olması, aynı zamanda iki şehir arasındaki bu ilginin, Hatay ayağa kalkana kadar, bütün sorunlarını çözene kadar devam etmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Depremde en büyük zararı gördüğünü net olarak bildiğimiz şehir Hatay’ın yaralarını sarması noktasında yeterli çaba ve özenin gösterilmesi elbette ki isteğimizdir, talebimizdir. Ama bir gerçeğin altını çizelim. Bugüne kadar, bu kadar derin tahribat yaşanmış ve bu tahribat yaşandığı zaman diliminde daha çok özen gösterilmesi gerektiği ortada olan, özellikle yapısal, tarihsel geçmişine baktığınızda böyle bir hakka sahip olduğunu düşündüğüm Hatay’da, ne yazık ki yeterli çaba ve özenin gösterildiğini söylemek mümkün değil. Başta barınma, beslenme, sağlık gibi temel sorunlar olmak üzere, birçok problem yaşanıyor ve kabul edelim ki önümüzde zor da bir kış dönemi daha var. Bu konularda tüm yetkili kurumlar, görevlerini eksiksiz yerine getirmek ve daha fazla sorumluluk üstlenmek, daha büyük bir koordinasyonla hareket etmek durumundadır.

    YENİ VE CESUR BİR ANLAYIŞ İÇERİSİNDE HEP BİRLİKTE HAREKET ETMEK GEREKİYOR: Bazen sözler yetersiz kalıyor. Çok fazla laf kurunca, aslında sizler iş üretmek yerine, laf üretme pozisyonuna düşebiliyorsunuz. Ben, bu pozisyona asla düşmek istemem. İş üretmek zorundayız Hatay’da. İşin neti bu. İş üretmek zorundayız ve Hataylıların sorunlarına çözüm olmak durumundayız. Oradaki toplumun, insanların beklentilerinin karşılamak için koordineli planlı, abur cubur değil, bir işi düzeltirken başka bir yıkıcılığı var etmek değil, tam aksine çok bilimsel, teknik bir çalışmanın önünü açmak gerekir. ‘Devletin gücü nasıldır, nasıl ölçülür’ derseniz, çağdaş kavramlarla, aslında vatandaşın sorunlarını çözme kapasitesinden devletin gücünü anlarsınız. Ve bu, insanların devletine dönüp duygularını, daha morali yüksek hale getirir. Vatandaşlarımızın, net olarak o coğrafyada devletin çözüm üreten gücünü, en yüksek seviyede hissetmek istediğini görüyorum. Ve bunu talep ediyor. Haklı olarak tercih ediyor. Karşımızda tek bir yöneticinin ya da bir grup yöneticinin bilgisi ve becerisiyle çözülemeyecek, çok boyutlu sorunların olduğu bir bölgedeyiz. Ve yaşananlar, bu sorunların ancak ve ancak böyle çözülebileceğini bize gösteriyor. Her adımı, aklın ve bilimin öncülüğünde ve yol göstericiliğinde yönetmemiz gereken, hassas bir ortamla karşı karşıyayız. Bu süreç, yanlış alışkanlıklardan kurtulmayı, yeni ve cesur bir anlayış içerisinde hep birlikte hareket etmeyi de gerektiriyor.

    90 BİN İBB ÇALIŞANLARININ DA KATKILARIYLA KIRIKHAN’DA OKUL YAPIYORUZ: Biz, İBB olarak, depremle ilgili bilgileri alır almaz, hep birlikte koordine olduk, organize olduk. AFAD’ın İstanbul şehrini, Hatay’la eşleştirdiğini öğrenir öğrenmez, kendi Afet Koordinasyon Merkezi’mizde, arkadaşlarımızla toplantı yapıp, hızlıca bir afet yaklaşım planı hazırladık Hatay’a dönük. Ve ilk an itibariyle, konunun uzmanlarıyla; ilk hafta, ilk ay, ilk yıl içinde yapmamız gerekenleri ortaya koyduk. Bu doğrultuda da elimizden geleni yapmaya çalıştık ve devam ediyoruz. Yani uzaktan izlemiyoruz, birebir içine girmeye, içine dalmaya gayret ediyoruz. O çerçevede şehrimizin yanındayız. Çok yakın bir zaman diliminde, 90 bin İBB çalışanlarının da katkılarıyla, Kırıkhan Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi’nin inşaatına başlayacağız. ‘Her anında nasıl bir fırsat doğururuz ki, Hatay’ın yanında oluruz’ diye de düşünce üretiyoruz. Hiç hafızamızın dışında olmadı, olmayacak.

    HATAY’I VE DEPREMDE ZARAR GÖRMÜŞ DİĞER ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRMAK ZORUNDAYIZ: Depremden etkilenen şehirlerimizin yeniden inşası önemli bir konu. Tabii ki kayıplarımızı, canlarımızı geri getiremiyoruz. Ama bundan sonra olabilecek afetlere çok çok çok dayanıklı bir şehir var etme konusunda da önemli bir sorumluluk eşiğindeyiz. Bu bağlamda faaliyete geçirdiğimiz, Şehir Planlama Ofisimiz ve mühendislerimiz ile Hatay’da çalışmaya devam ediyoruz. Ortak çalışma ofisi kurduk Hatay Büyükşehir Belediyesi’yle. Biliyoruz ki Antakya’sı, Defne’si, İskenderun’u, Samandağ’ı, Dörtyol’u, birçok yöresiyle birlikte Hatay, bir günde kurulmadı. Binlerce yılın oluşturduğu bir şehir. Gerisinde eşsiz ve muazzam bir tarih var. Büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmanın da haklı gururu var hem Hataylılarda hem bütün ülkemizde. Nice acılar, nice badireler atlatmış, yine de hayata bağlılığını, insanlığını yitirmemiş bir coğrafya olmanın da haklı gururunu taşıyor Hatay. İşte tam da bu yönüyle Hatay’ın ortak aklının ne düşündüğünü, örgütlü gücünü yansıtan isimlerini, kuruluşlarını, kanaat önderlerini dinlemek, onlarla birlikte üretmek, onlarla birlikte çözüm bulmak ve can kulağıyla her anını dinleyerek, hissetmek zorunda yöneticiler. Biz de Hatay’a dönük bakışımızı bu duygularla yönetiyoruz. Hatay’ı ve depremde zarar görmüş diğer şehirlerimizi ayağa kaldırmak zorundayız. Bu bir zorunluluktur. Birinci derecede sorumluluktur.”

    HATAY HEYETİNDEN İMAMOĞLU’NA: “DEPREMİN EN UĞURSUZ ANINDA YEŞEREN TAVRINIZLA GÖNÜLLERİMİZİ FETHETTİNİZ”

    İmamoğlu’nun ardından Hatay heyeti adına, Antakya Samandağ İskenderun Kültür Yardımlaşma Dayanışma ve Çevre Gönüllüleri Derneği (ASİ-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tevfik Usluoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Nesrin Erçelen söz aldı. Hatay adına; görüş, öneri ve taleplerini paylaşan Dr. Usluoğlu ve Prof. Erçelen, deprem felaketini yaşayan kentlerini yalnız bırakmayan İmamoğlu’na teşekkür ederek, özetle şunları dile getirdi:

    “Aramilerden başlayarak; Türklerin, Süryanilerin, Arapların tüm değerlerini bir araya getirip, akıl ve bilimle, uygarlık gerçekleriyle bugüne kadar getirmiştik. Ancak ne yazık ki akıl ve bilimden uzaklaştıkça, felaketler yaşamaya başladık. Ve 6 Şubat’ta, 20 Şubat’ta olmak üzere 4, toplamda da binlerce depremi yaşayan kadim Antakya’nın çocukları, Asi’nin çocukları olarak, bir felaketle karşı karşıya kaldık. Ve bu felaket; bizde bir umutsuzluk yarattı. Ciddi kayıplar yaşadık. Ve bir umutsuzluk içindeyken, saygıdeğer Başkanım sizler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, bize umut oldunuz, bize destek verdiniz, bize onur verdiniz. Tüm emekleriniz için müteşekkiriz. Depremin en uğursuz anında yeşeren bu tavrınızla gönüllerimizi fethettiniz. Hatay halkının, kadim Antakya’nın ve Asi’nin çocuklarının saygı ve selamlarını size getirdik. Sayın Başkanım, inanıyoruz ki aramızda sarsılmaz bir sevgi bağı oluştu. Ve bu bağla, daha büyük dayanışma içerisinde olacağınıza eminim” dedi. 

    “HAYATIMDA BELKİ DE EN DEĞERLİ ÖDÜLLERDEN BİRİSİ”

    “Sizin söylediğiniz sözler üzerine, sadece şunu söylemek isterim” diyerek tekrar söz alan İmamoğlu, duygularını şöyle dile getirdi: 

    Gerçekten koordineli bir sürece ihtiyacımız var. Bizim orayla zaten bağlarımız, kurumsal olarak devam edecek Hatay Büyükşehir Belediyemizle. Ama burada da hem Erdal Bey olsun, Gülay Hanım olsun, Genel Sekreterimiz nezdinde bütün kurum kuruluşlarımız olsun, biz bu bağlantıyı daha güçlendirerek devam edelim istiyoruz. Zaten gözümüz, kulağımız orada; hiç bırakmayacağız. İnşallah hep birlikte, tahminimizin de üzerinde bir hızla, o kadim kentimizi ayağa kaldıracağız. Bana gerçekten çok büyük bir gurur verdi şu an yaşadığım olay. Aslında biz görevimizi yapıyoruz. Ama böylesi bir gönül bağlılığı olduğunu hissetmek, benim hayatımda belki de en değerli ödüllerden birisi. Bunu hayatım boyunca hiç unutmayacağım. Nerede olursak olalım, bu şehri ve o kadim bölgeyi ayağa kaldırma konusunda kendimi sorumlu olarak hissedeceğim.”

     

  • DEĞİŞİK DOĞAL TAŞ TASARIM YARIŞMASI’NA BAŞVURULAR DEVAM EDİYOR

    DEĞİŞİK DOĞAL TAŞ TASARIM YARIŞMASI’NA BAŞVURULAR DEVAM EDİYOR

    Doğal taş sektörünün en büyük küresel buluşmalarından Marble İzmir Fuarı kapsamında düzenlenen 6. Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması’na başvurular, 28 Ocak 2024’e kadar devam edecek. Geçen yıl yarışmaya, 15 ülkeden genç tasarımcı adayları toplam bin 72 özgün projeyle katılmıştı. Doğal taş sektörünün uluslararası piyasada rekabet gücünü artırarak genç ve yaratıcı tasarımcıları teşvik etmeyi hedeflenen yarışmaya, üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğrenciler, doğal taş ya da doğal taş artıklarından üretilecek dekoratif ev eşyası tasarımlarıyla katılabiliyor.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İzfaş tarafından 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında 29. kez düzenlenecek Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı,  sektöre katkı sağlamaya, Türk doğal taşının dünyaya açılan kapısı olmaya devam edecek. Fuar kapsamında düzenlenen 6. Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması’yla da sektörün tasarım ve mimariyle desteklenerek katma değeri yüksek ürünler ortaya çıkarılarak doğal taş ihracatının artması, Türk doğal taşının pazarda yenilikçi yüzünün ortaya konulması hedefleniyor. Serüvenine ulusal katılımla başlayan yarışma, geçtiğimiz yıl yurt dışı başvurularının da yapılmasıyla uluslararası bir boyut kazandı. Yarışmada geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da firma özel ödülleri de yer alıyor. Böylece tasarımcılar ile genç yetenekleri destekleyen firmaların buluşması amaçlanıyor. Yarışma ile ayrıca, çevre dostu ve sürdürülebilir projeler geliştirmek, sektörün gelişimine ve rekabet gücünü katkı sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunmak da amaçlanıyor. 

    ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BEKLİYOR

    Yarışma, üniversitelerin, mimarlık, mühendislik, mimarlık ve tasarım, sanat ve tasarım, güzel sanatlar ve tasarım fakültelerinin lisans bölümlerine, üniversitelerin tasarımla ilgili diğer lisans ve ön lisans programı öğrencilerinin katılımına açık. Yüksek lisans ve doktora eğitimi gören adaylar da yarışmaya başvurabiliyor. Akademisyenlerden tasarımcılara ve sektör profesyonellerine kadar birçok önemli ismin jüride yer aldığı yarışmaya 28 Ocak 2024 tarihine kadar başvuru yapılabiliyor. Yarışmayla ilgili çeşitli üniversitelerin ilgili bölümlerindeki öğrencileri için düzenli aralıklarla tanıtım toplantıları da gerçekleştiriliyor. 

    Toplam ödül miktarının 540 bin TL olduğu yarışmada; ilk üç projenin ödüllendirilmesinin yanı sıra Ege İhracatçılar Birliği Yurt Dışı Fuar Katılım Ödülü, firma özel ödülleri, tasarımların tescili ödülü, tasarımların üretimi ödülü, staj ödülü, tatil ödülü gibi çeşitli ödüller de verilecek. Yarışmaya en çok öğrencinin başvuru yaptığı üniversiteye de 3D yazıcı hediye edilecek. Yarışmayla ilgili detaylı bilgilere www.degisiktasarimyarismasi.com/tr adresinden ulaşılabilir.

    Yarışmada, jüri toplantısı 12 Şubat 2024 günü yapılırken 16 Şubat 2024’te eleme sonuçları açıklanacak. Firma ve tasarımcı buluşma toplantısı 20 Şubat, final ve ödül töreni ise 17 Nisan 2024’te Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı açılış gününde gerçekleştirilecek. 

    AKADEMİSYEN, TASARIMCI VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ JÜRİDE 

    Yarışmanın jürisinde ise İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Dr. A. Can Özcan, Endüstriyel Tasarımcı Adnan Serbest, Endüstriyel Tasarımcı Ahmet Toplu,  İç mimar Atilla Kuzu, Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşem G. Başar, İzmir Akdeniz Akademisi Tasarım Koordinatörü Dünya Tasarım Örgütü Türkiye İrtibatı İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Elif Kocabıyık, İç Mimar Esra Kazmirci, Sektör Temsilcisi Danışman Prof. Dr. Faruk Çalapkulu, Mimar Gökhan Karakuş, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Koray Gelmez, Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Lütfi Hidayetoğlu, Endüstriyel Tasarımcı Meltem Parlak, Varşova Güzel Sanatlar Akademisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Michal Stefanowski, Haliç Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Önder Küçükerman, Mimar Öznur Turan Eke, Çizgi Mermer Kurucusu Remzi Boncuk, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Meltem Şen, Ege Antik Mermer Kurucusu S. Sabri Bora, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Güneş ve Endüstriyel Tasarımcı Şule Koç yer alıyor. 

  • TEPEBAŞI’NDA ATIK KAĞITLARDAN EL EMEĞİ YILBAŞI HEDİYELERİ

    TEPEBAŞI’NDA ATIK KAĞITLARDAN EL EMEĞİ YILBAŞI HEDİYELERİ

    Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi tarafından ‘Atık Kağıtlardan Yaratıcı Hediyeler Atölyesi’ düzenlendi.

    Tepebaşı Belediyesi’nin kardeş şehri Treptow-Köpenick Belediyesi iş birliğinde hayata geçirdiği Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi, gerçekleştirdiği eğitim ve etkinlikler ile gençlerin ufkunu genişletmeyi sürdürüyor.

    Bu kapsamda Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü iş birliği ile ‘Atık Kağıtlardan Yaratıcı Hediyeler Atölyesi’ düzenlendi.

    Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi’nde endüstriyel tasarım öğrencilerinin yürütücülüğünde gerçekleşen atölye iki gün sürdü. Atölyenin ilk gününde atık kağıtlar, tutkal ve nişasta ile yeniden şekillendirilerek, kağıt yapımı gerçekleştirildi. Kurumaya bırakılan kağıtlar, atölyenin ikinci gününde ‘kurabiye adam, kardan adam, yılbaşı ağacı ve süsü gibi’ şekiller verilerek hediyeye dönüştürüldü.

    Tepebaşı Sosyal Kuluçka Merkezi’nden aldığı destekler ve sosyal girişimcilik eğitimleriyle Bangu Markasını kuran Bengisu Hekim Kantarcı da kendi üretimi esnasında çıkan atık Antep kutnu kumaşlarını getirerek tasarımlara katıldı. Öte yandan, Tepebaşı Geri Dönüşüm Atölyesi’nin açtığı stantta kağıt yapımı anlatılarak, yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verildi.

  • İZTAŞIT 1 OCAK’TA BERGAMA’DA YOLA ÇIKIYOR

    İZTAŞIT 1 OCAK’TA BERGAMA’DA YOLA ÇIKIYOR

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, çevre ilçelerin toplu ulaşım ağına entegre edilmesi amacıyla başlattığı “İZTAŞIT” kolaylığında 6’ıncı durak Bergama için eğitim süreci ve hazırlıklar tamamlandı. Türkiye’ye örnek İZTAŞIT modeli, 1 Ocak’ta 4 hatta 16 araçla hizmete başlayacak. İZTAŞIT Bergama’nın tanıtım toplantısı yarın saat 10.00’da Bergama’da Başkan Tunç Soyer’in ev sahipliğinde yapılacak.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, kentin her yerinde güvenli, konforlu ve ekonomik toplu taşıma hizmeti sunmak için Seferihisar, Kiraz, Menemen, Yeni Foça ve Ödemiş Kaymakçı’da başlattığı İZTAŞIT projesinin 6’ıncı durağı Bergama olacak. İZTAŞIT Bergama’nın lansmanı yarın saat 10.00’da Bergama’da Başkan Tunç Soyer’in ev sahipliğinde yapılacak.
    İzmir Büyükşehir Belediyesi ile S.S. Bergama Şehir İçi Karayolu Yolcu Taşıma Kooperatifi arasında imzalanan sözleşme sonrasında İZTAŞIT Bergama’da faaliyet gösterecek araçlar ESHOT standartlarına uygun bir şekilde hazırlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1 Ocak 2024 Pazartesi günü sefere çıkacak İZTAŞIT Bergama şoförlerini Fuar İzmir’de eğitim sürecinden geçirdi. Eğitimlerde şoförlerin İZTAŞIT uygulamasına geçişteki uyumu, İzmirim Kart ve validatör sistemi, kurumsallık üzerine eğitimler verildi.

    16 ARAÇLA HİZMET VERECEK

    İmzalanan sözleşme sonrası çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanı Kadir Efe Oruç, “Bergama, İzmir için çok önemli bir destinasyon. İZTAŞIT projesi de başarısına çok inandığımız bir proje. 6’ıncı durağı Bergama olacak. Bergama’da halihazırda 24 minibüsle kent içi ulaşım sistemi sağlanıyor. Biz bunu şimdi ESHOT Genel Müdürlüğümüzle daha güvenli, daha konforlu bir hale getirerek toplam 14 midibüs ve 2 yedek araç olmak üzere 16 araçla toplu ulaşım sağlayacağız” diye konuştu.

    “İZMİRİM KART AVANTAJLARIYLA PLANLI BİR TOPLU ULAŞIM HİZMETİ”

    Kadir Efe Oruç, “İZTAŞIT projesinin çok büyük avantajları var. Öncelikle planlı bir toplu ulaşım hizmeti. Hangi otobüsün nereden, hangi saatte geçeceği bilgilerine hakim olarak yurttaşlarımız bu hizmetlerden faydalanabilecek. 60 yaş üstü, öğrenci, öğretmenler indirimli olarak, engelli ve gazilerimiz/şehitlerimiz ile refakatçileri ve yakınları ücretsiz kart hizmetinden yararlanabilecekler. Taşımacılık yapan araçlarımız engelli erişimine uygun araçlar. Birçok bileşeniyle birlikte minibüsle sağlanan ulaşımdan çok daha yüksek konforda bir ulaşım hizmeti sağlayacağız. Bergama’da 1 noktada İzmirim Kart yüklemesi mümkün iken, şu an 6 noktada yükleme yapmak mümkün olacak. Aynı zamanda İZTEK, mobil yükleme hizmetini de devreye aldı” ifadelerini kullandı.

    “BERGAMA’NIN TRAFİK SIKIŞIKLIĞINI AZALTACAK”

    Oruç, “Uygulamanın diğer bir artısı ise kent içerisindeki trafik yoğunluğu. Bergama tarihi bir kent merkezi ve ulaşımda zaman zaman trafik sıkışıklıkları yaşanıyor. Minibüslerde de yolcuyu gördüğü yerden alma kültürü vardı. O da artık son bulmuş olacak. Duraklardan araçların ne zaman geçeceğinin bilgisi daha önceden paylaşılacağı için büyük bir kolaylık sağlayacak. Bergama’nın ardından dış ilçelerimizden başlayarak merkeze doğru bu projeleri geliştirmek istiyoruz. Kooperatifimiz, üyeleriyle birlikte yaklaşık 35 kişiye istidam sağlayacak. Düzenli bir şekilde Belediyemiz kilometre başına ödeme yaparak hem orada istihdam sağlamış olacak hem de taşıma sistemi daha düzenli hale getirildi” şeklinde konuştu.

    “HEM BERGAMALILAR İÇİN HEM BİZİM İÇİN BİR LÜTUFTUR”

    İZTAŞIT uygulaması, yolculara sağladığı konforun yanı sıra yarattığı kolaylık ve sistemle şoför esnafının da yüzünü güldürüyor. Sözleşmeyle ESHOT denetiminde ve modern araçlarla ulaşım hizmeti sağlayacak Bergama Şehir İçi Karayolu Yolcu Taşıma Kooperatifi şoförlerinden Erbil Baltacıoğlu, “İZTAŞIT birçok şeyi değiştiriyor. Son model arabalarla çalışıyoruz. Kartlı sisteme geçildi. Daha ekonomik bir ulaşım sağlanacak. Bundan daha iyi bir şey olamaz. Her şeyde yardımcı oldular bize. Kilometre karşılığı ücret alacağız, bizim için daha iyi bir sistem bu. Diğer ilçelerde görmüştük. Sağ olsun bize de referans oldular. İZTAŞIT’ın Bergama’da olması hem Bergamalılar için hem bizim için bir lütuftur” dedi.

    “HERKES FAYDALANACAK” 

    Şoför Mustafa Keskin ise, “Bergama şehir hatlarında şoförlük yapıyordum, şimdi İZTAŞIT’a geçtik, sağ olsun Tunç Başkan’ımız. Yolcu açısından daha iyi olacak. Artık para olayı kalkıyor, kartlar var. Bedava binişler, indirimli binişler var. Herkes faydalanacak. Şoförün de para derdi kalmıyor. Bize daha çok faydasının olacağını düşünüyorum. Yolcularımız çoğalacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    “BERGAMA’DA 4 HATTA HİZMET VERECEK”

    Bergama’da hizmet vermekte olan bireysel taşımacıların İZTAŞIT ile toplu ulaşıma entegrasyonu için İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı, ESHOT Genel Müdürlüğü, Bergama Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası, S.S Bergama Şehir İçi Karayolu Yolcu Taşıma Kooperatifi ile ortak çalışma yürütüldü. Bergama İZTAŞIT otobüsleri; “Öğretmenevi – Otogar, Tepeköy – Otogar, Yıldızevler – Otogar, Devlet Hastanesi – Dikili Sultan” hatlarıyla hizmet verecek.

  • İZMİT BELEDİYESİ, 2. KISA MOLA MERKEZİ İÇİN HAREKETE GEÇTİ

    İZMİT BELEDİYESİ, 2. KISA MOLA MERKEZİ İÇİN HAREKETE GEÇTİ

    İzmit Belediyesi, özel gereksinimli yakını veya çocuğu bulunan ailelerin günlük işlerini rahatça gerçekleştirebilmeleri için Kuruçeşme Yaşam Merkezi’nde hizmete açtığı Kısa Mola Merkezi’nin 2’ncisi için harekete geçti.
     
    İzmit Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde Kuruçeşme Yaşam Merkezi’nde faaliyet gösteren ve özel gereksinimli çocuklar ve ailelerin gözdesi olan Kısa Mola Merkezi’nin yeni şubesi için hazırlıklar başladı. Kısa Mola Merkezi’nde, özel gereksinime sahip çocuklar randevular doğrultusunda kaliteli şekilde vakit geçirirken, aileleri de çocuklarının kaliteli şekilde vakit geçirdiğini bilmenin gönül rahatlığıyla gündelik işlerini ve randevularını kolayca gerçekleştirebiliyorlar. 
     
    ENGELLİ DERNEKLERİ İLE FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPILDI
     
    İzmit Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü ile İzmit Kent Konseyi Engelli Meclisi’ne bağlı dernekler toplantı yaparak, ikinci şube üzerine fikir alışverişinde bulundular. Engellilere yönelik birimlerin ve faaliyetlerin öncesinde katılımcı bir bakış açısıyla faydalanıcı grubun isteklerini ve önerilerini dinleyen Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü, Kısa Mola Merkezinin açılış süreci, mekânın görselleri ve yapım aşamasına yönelik detayları Engelli Dernekleri ile paylaşarak onların önerilerini dinledi.
     
    ENGELLİ MECLİSİ’NDEN TAM DESTEK
     
    İzmit Kent Konseyi Engelli Meclisi’ne bağlı derneklerle yapılan toplantı sonunda Engelli Meclisi üyeleri bu tür merkezlerin artmasına katkı sunan ve katılımcı politikaları dolayısıyla kendilerine söz hakkı veren Başkan Hürriyet ve ekibine teşekkürlerini iletti. Özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin sosyal yaşamla bağını güçlendiren bu güzel projenin ikinci şubesi için hayırlı olsun temennilerinde bulundular.
  • TBMM’DE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ… MÜSAVAT DERVİŞOĞLU: TÜRKİYE’DE BUGÜN TARTIŞILACAK BİR KONU VARSA BU, 50 ARTI 1 MESELESİDİR, UCUBE CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN TA KENDİSİDİR

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde; “Türkiye’de siyaset sistemi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi düzeninde ittifakların adeta esiri olmuştur. Bu ittifak sistemi milletimizi iki yumruk arasında sıkışmaya mahkum etmiştir. Biz siyasi iktidarın ve muhalefetin rakiplerinin bir gölgesi olduğu iktidar ve muhalefetin yarışarak değil birbirlerini besleyerek varlıklarını idame ettirdikleri bu düzeni kabul etmiyoruz. İYİ Parti olarak birilerinin siyasi kariyer basamaklarını tırmanması amacıyla kurulmadık. Biz 50 artı 1 düzeninde matematiksel denklemi eşitleyen bir rakam olarak değil Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetmeye namzet olan bir siyasi hareket olarak bu ülkede siyaset sahnesine çıktık. Türkiye’de bugün tartışılacak bir konu varsa bu İYİ Parti’nin hür ve bağımsız siyasi mücadele azmi değil 50 artı 1 meselesidir. Tartışılması gereken mesele bütün siyasal mekanizmayı o artı 1’e mahkum eden ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ta kendisidir” dedi.

    TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. TBMM Genel Kurulu’nda bugün 2024 bütçesi üzerindeki son konuşmalar yapılıyor. İYİ Parti Grubu adına Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, söz aldı.

    Dervişoğlu, şunları söyledi:

    “MUHATAPLARIMIZIN İDRAK VE MUHAKEME GÜCÜ NOKSAN GELSE DE BİZ TÜRK İSTİKLALİNİ VE CUMHURİYETİNİ ÖZÜYLE, SÖZÜYLE SONUNA KADAR MUHAFAZA VE MÜDAFAA EDECEĞİZ”

    “Cumhuriyet fazilettir. Tüm iradesini bir kişiye teslim etmiş liyakat ve cesaretle değil sadakat ve itaatle siyasi konumlar etmiş, sözde siyasetçiler, cumhuriyeti ve onun faziletlerini idrak edemezler. Maaşlı medya tetikçileri, sarayın kadrolu şakşakçıları Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin, demokrasinin ve hukuk devletinin yüksek faziletlerini idrak etmekte zorlanırlar. Bakanlarının cumhurbaşkanı izin vermeden konuşamadığı, parti mensuplarının onurlu istifa hakkına dahi sahip olmadığı, yalnızca af dileyebildiği bu siyasi hareketin mensupları Cumhuriyet’in temel umdelerini anlayamazlar idrak edemezler. Türkiye Cumhuriyeti’dir ki tartışmayı, uzlaşmayı, istişareyi Türk milleti, vatanı için en iyiyi bilmeyi kendisine ülkü edinmiştir. Muhataplarımızın idrak ve muhakeme gücü noksan gelse de biz Türk istiklalini ve cumhuriyetini özüyle, sözüyle sonuna kadar muhafaza ve müdafaa edeceğiz.

    “ADALETE SUSAYAN NESİLLER, MEMLEKETİ TERK ETMEYİ DÜŞÜNENLER KALIN VE BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM”

    Ben Türk gençliğini şimdi moda olduğu haliyle x,y,z gibi dönemlere taksim etmeyi doğru bulmuyorum. Bu sebeple onlara ‘Ey Türk Gençliği’ diye sesleniyorum. Genç arkadaşlarım hükümet öyle davransa da siz Türkiye’de kiracı değilsiniz, öz yurdunuzda garip, parya değilsiniz. Sizler bu memleketin gerçek sahiplerisiniz. Umutlarını kaybetmiş ve yurt dışına gitmiş genç kardeşlerim, vatanınıza geri dönünüz bu vatan sizin vatanınızdır. Hükümetin aymazlıklarından yorulan gençler, adalete susayan nesiller, memleketi terk etmeyi düşünenler kalın ve birlikte mücadele edelim. Kalın ve Atatürk’ün size emanet ettiği bu büyük ülkeye sahip çıkın.

    “AN SİNMEK VE YENİLGİYİ KABULLENMEK ANI DEĞİLDİR”

    Türkiye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile geriye düşmüştür. Ekonomide geriye düşmüş, Türk lirası değersizleşmiş, memleketin evlatları bugüne ve istikbaline dair umutlarını kaybetmiştir. Hukukta geriye düşmüş, terazi hep güçlüden yana tartar olmuştur. Parti devletleşirken, devlet partileşmiş, sadakat ve itaat liyakat ve kabiliyeti yok etmiş, devlet kadroları adeta paralize edilmiştir. Eğitim de dış politika da geriye düşmüştür. İçinde bulunduğumuz zaman ölçüsü bize şunu gösteriyor; an sinmek ve yenilgiyi kabullenmek anı değildir. Büyük Atatürk’ün gençlik yıllarında defterine yazdığı gibi; cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır, korkak kalp daima mağluptur.

    “TÜRKİYE’DE BUGÜN TARTIŞILACAK BİR KONU VARSA BU İYİ PARTİ’NİN HÜR VE BAĞIMSIZ SİYASİ MÜCADELE AZMİ DEĞİL 50 ARTI 1 MESELESİDİR”

    Türkiye’de siyaset sistemi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi düzeninde ittifakların adeta esiri olmuştur. Öyle bir düzen ki partiler istedikleri için değil zorunda kaldıkları için ittifak yapıyor. Seçmen de arzu ettiği için değil mecbur kaldığı için oy veriyor. Bu ittifak sistemi milletimizi iki yumruk arasında sıkışmaya mahkum etmiştir. Böyle bir siyasi düzende seçimler artık vatandaşlarımızın hür iradesini yansıtan kolektif tercihler değil, adeta bir nüfus sayımı mahiyetinde gerçekleşmiştir. Biz siyasi iktidarın ve muhalefetin rakiplerinin bir gölgesi olduğu iktidar ve muhalefetin yarışarak değil birbirlerini besleyerek varlıklarını idame ettirdikleri bu düzeni kabul etmiyoruz. Belki de bu müesses nizama karşı durduğumuz için hem iktidarın hem de muhalefetin kadrine uğruyoruz. İYİ Parti olarak birilerinin siyasi kariyer basamaklarını tırmanması amacıyla kurulmadık. Biz 50 artı 1 düzeninde matematiksel denklemi eşitleyen bir rakam olarak değil Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetmeye namzet olan bir siyasi hareket olarak bu ülkede siyaset sahnesine çıktık. Türkiye’de bugün tartışılacak bir konu varsa bu İYİ Parti’nin hür ve bağımsız siyasi mücadele azmi değil 50 artı 1 meselesidir. Tartışılması gereken mesele bütün siyasal mekanizmayı o artı 1’e mahkum eden ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ta kendisidir.

    “TÜRKİYE BÖLGEMİZİ HIZLA YENİDEN ŞEKİLLENDİREN BU BOP’TA MASADA BİR AKTÖR DEĞİL IRAK, SURİYE, FİLİSTİN GİBİ MENÜDE OLAN BİR ÜLKEDİR”

    Erdoğan’ın Türk milletinin önüne ısrarla getirmeye gayret ettiği anayasa tartışmalarının mahiyetine ve gayesine dair konuşmanın vakti de artık gelmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin yeni anayasa hevesini anlayabilmek için geriye dönüp bakmaya mecburuz. Orta Doğu’da son 20 yılda fiziki sınırlar değişmemiştir ancak o sınırların siyasi ve demografik yapısı emperyalizm eliyle dönüştürülmüştür. Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) kapsamında bugün Filistin’in de sınırlarının demografisiyle birlikte tüm dünyanın gözleri önünde dönüştürüldüğüne şahit oluyoruz. Erdoğan yıllar evvel ‘Ben BOP Eş Başkanıyım’ derken yanılmıştı. Çünkü Türkiye bölgemizi hızla yeniden şekillendiren bu BOP’da masada bir aktör değil Irak, Suriye, Filistin gibi menüde olan bir ülkedir.

    “DÜNYA’DA 193 ÜLKE VAR, TÜRKİYE’DE BULUNAN SIĞINMACI VE KAÇAK SAYISI BU 193 ÜLKENİN 98’İNİN NÜFUSUNDAN DAHA FAZLA”

    AKP hükümetleri döneminde; ilk önce 2006’dan itibaren Ergenekon Kumpas Davalarıyla sivil direnç alanları, daha sonra Balyoz Kumpas Davalarıyla askeri direnç alanları yok edilmiştir. 2007’de Atatürk döneminde hazırlanmış İskan Kanunu AKP Hükümeti tarafından değiştirilmiştir. İktidar eliyle İskan Kanunu’nun içinden mahallelerde, ilçeler ve illerde yüzde 10 yabancı kotası kaldırılmıştır. Türkiye hukuki olarak demografik bir istilaya hazır hale getirilmiştir. 2010’a gelindiğinde hükümet Türkiye’nin Suriye sınırındaki mayınları aniden temizleyeme karar verdi, 1 yıl sonra Suriye iç savaşı başladı ve Türkiye’ye yönelik büyük bir kitlesel göç Suriye toprakları üzerinden cennet vatanımıza doğru harekete geçti. 2015 yılında Suriye’den gelerek Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen sığınmacı sayısı 880 bindi, 2016 yılında AKP hükümeti AB ile bu rezil Geri Kabul Anlaşmasını imzaladıktan sonra 1 yıl içinde Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen sığınmacı sayısı 880 binden 30 binlere düşmüştür. Sadece bu veri bile AKP hükümetinin Türkiye’yi nasıl da bilerek, isteyerek hendek ülke haline getirdiğinin açık bir kanıtıdır. Dünya’da 193 ülke var, Türkiye’de bulunan sığınmacı ve kaçak sayısı bu 193 ülkenin 98’inin nüfusundan daha fazla. Milletimize söz veriyoruz; emperyalistlerle, 2. Cumhuriyetçilerle Türk milletinin içeride ve dışarıdaki hasımlarıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün kurduğu Türk devletine, oluşturduğu Türk milli kimliğine yönelik işaret ettiğim bu somut tehditler şimdi yeni Anayasa adı altındaki çalışmalarla son safhaya geçmiştir.

    “AMAÇ ANAYASA’NIN DEĞİŞMEZ MADDELERİNİ DEĞİŞTİREREK TÜRKİYE’Yİ ÇOK ULUSLU BİR ANADOLU DEVLETİNE DÖNÜŞTÜRME HEVESİ İSE YILDIRIM OLUR ÜZERİNİZE YAĞARIZ”

    Erdoğan, milletin çeşitliliğini yansıtacak bir anayasaya yapacağız demiştir. Çeşitlilik türlü yemeğinde olur, bu topraklarda millet tektir adı da Türktür. O büyük Türk milletinin varlığını, egemenliğini, onurunu temsil eden tel bir bayrak vardır o da şanlı Türk bayrağıdır. O şanlı Türk bayrağının temsil ettiği tek bir devlet vardır o da Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Amaç anayasanın değişmez maddelerini değiştirerek Türkiye’yi çok uluslu bir Anadolu devletine dönüştürme hevesi ise yıldırım olur üzerinize yağarız, yanardağ oluruz ve Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okuyanların karşısında patlarız. Tartışılması gereken cumhurbaşkanının yüzde kaç oyla seçileceği değil, Türkiye’yi her geçen gün tek adamlığa sürükleyen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bizatihi kendisidir. Ve Türkiye daha fazla zaman kaybetmeden bu hilkat garibesinden kurtulmalıdır.

    “DEVLETİN GÜVENLİK GÜÇLERİNİN BÜTÇELERİ HARİÇ OLMAK ÜZERE 2024 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUN TEKLİFİNE, ALEYHTE OY KULLANACAĞIZ”

    Bu bütçe; sivil toplum kuruluşları, uzmanlar ve toplumun her kesimine yönelik, şeffaf ve katılımcı bir bütçe yaklaşımıyla hazırlanmamıştır. Bu bütçe; eğitim, sağlık ve içtimai yardımlar gibi sosyal politika alanlarına erişen bir bütçe olma vasfından uzaktır. Bu bütçe; kadın, genç, çocuk, yaşlı, engelli vatandaşlarımızın; emeklinin, işçinin, esnafın, memurun; en nihayetinde toplumun tüm kesimlerinin sorunlarını çözecek hedeflerden yoksundur. Bu bütçe; yoksulluğu, yasakları ve yolsuzlukları bitirmeyi ilke edinecek bir siyasi anlayışa sahip değildir. İYİ Parti Grubu hiçbir zaman bütçeyi sadece mali bir araç olarak görmemiş, onu aynı zamanda büyük Türk milletinin emaneti olarak kabul etmiştir. Bu mesuliyetle milletimizden alınan her bir kuruşun takibini yapmak ve her bir kuruşun hesabını sormak yüce Türk milletine borcumuzdur. Bu gerekçelere dayanarak, devletin güvenlik güçlerinin bütçeleri hariç olmak üzere 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifine, aleyhte oy kullanacağımızı büyük Türk milletine arz ederim.”

     

  • 1’İNCİ MİTOLOJİ FİLM FESTİVALİ KARABAĞLAR’DA SONA ERDİ

    1’İNCİ MİTOLOJİ FİLM FESTİVALİ KARABAĞLAR’DA SONA ERDİ

    Bu yıl ilki gerçekleştirilen ve 3 gün boyunca devam eden 1. Uluslararası Mitoloji Film Festivali, Karabağlar Belediyesi Yıldız Kenter Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen ödül töreniyle sona erdi.

    Türk Musiki Araştırma Vakfı(TÜMAV) tarafından düzenlenen festivalin son gününde “Bedenimi Kaybettim”, “Prenses Mononoke”, “Valhalla Rising” adlı filmler izletildi. Gösterimlerin ardından düzenlenen ödül törenine Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, TÜMAV Başkanı Filiz Ulusoy, Festival Direktörü Yazar Gülşah Elikbank, Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Can Ersoy, Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Ayla Sert ve TÜMAV yönetim kurulu üyeleri katıldı.

    Törenin açılış konuşmasını yapan TÜMAV Başkanı Filiz Ulusoy,  her kadim kültürün bir mitolojisi olduğunu ifade ederek, “Türk Mitolojisi kayıt altına alınamamış, gençlere yeni kuşaklara aktarılamamış. Çok zengin bir mitolojimiz var, o yüzden kendi değerlerimize sahip çıkmamız, kendi kültürümüzü kendi tarihimizi korumamız ve mitolojilerimizle ilgili konuşmalar yapmamız gerekiyor. O yüzden bu proje bizi heyecanlandırdı. Görevimiz gençlerimizi Türk Mitolojisiyle tanıştırmak” diye konuştu. Ulusoy konuşmasının sonunda, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na ve festival boyunca destek ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

    Festival kapsamında izletilen filmlerin kısa fragmanlarının gösteriminin ardından Zeynep Duru Güleç’in arp dinletisi yer aldı. Prof. Dr. Akın Ersoy da, “İzmir ve Mitoloji” konulu konuşmasını yaparak Akdeniz Bölgesi mitolojileri hakkında bilgiler verdi. Festival kapsamında Ozza Medya grubuna partner ödülü verilirken, Mergen Ödülü’ne Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Ülgen Ödülü’ne de Yönetmen Ezel Akay değer görüldü.