Blog

  • LÜLEBURGAZ YILDIZLARI SANAT AKADEMİSİ, 2023’TE 78 BİN KİŞİYİ AĞIRLADI

    LÜLEBURGAZ YILDIZLARI SANAT AKADEMİSİ, 2023’TE 78 BİN KİŞİYİ AĞIRLADI

    Lüleburgaz Belediyesi’nin 2022 yılında hizmete açtığı tiyatro, opera, fuar, sergi, atölye çalışmaları, balo, yemek, konferans, konser gibi organizasyonların yapılabildiği Lüleburgaz’ın ve Trakya’nın en modern sanat yapılarından biri olan Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi’ni 1 yılda 78 bin 990 kişi ziyaret etti.

    Lüleburgaz Belediyesi’nin ‘Kentler sanat üretir’ anlayışıyla 2022 yılında hizmete açtığı Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi (LYSA) bugüne kadar 75 binden fazla ziyaretçiyi ağırladı.

    Tiyatro, opera, fuar, sergi, atölye çalışmaları, balo, yemek, konferans, konser gibi organizasyonların yapılabildiği Lüleburgaz’ın ve Trakya bölgesinin en modern sanat yapılarından biri olan Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi, 1 yıl içinde vatandaşların uğrak noktası oldu.

    78 BİN KİŞİYİ AĞIRLADI

    Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi’nde gerçekleştirilen çok sayıda sanatsal etkinlik binlerce vatandaşı bu yapıda buluşturdu.
    LYSA’da düzenlenen etkinliklere 2022 yılının Eylül ayından 2023 yılının Aralık ayına kadar toplam 78 bin 990 kişi katıldı.

    TASARIMI VE TEKNİK ÖZELLİKLERİ İLE ÖN PLANA ÇIKIYOR

    2022 yılında hizmete açılan, tasarımıyla doğa ile yapının iç içe geçtiği Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi, her türlü etkinliğe imkan sunan teknik özellikleri ile de ön plana çıkıyor.

    Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi’nde 619 kişilik Cahit Irgat Salonu, 236 kişilik K. Budak Çal Salonu, 1000 kişilik Çok Amaçlı Salon, derslikler, 15 adet atölye, deneysel sahne, salon dansları atölyesi, kafeterya, sergi salonu, fuaye alanları, açık alan gösteri alanları, kapalı ve açık otopark yer alıyor.

  • ODUNPAZARI BELEDİYE BAŞKANI KURT: “ÜRETEREK DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYORUZ”

    ODUNPAZARI BELEDİYE BAŞKANI KURT: “ÜRETEREK DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYORUZ”

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Seyitgazi ve Mahmudiye’ye gitti. Burada CHP ilçe binalarını ziyaret eden Başkan Kurt, ardından da Seyitgazi ve Mahmudiye Belediyesi’ne giderek Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi tarafından üretilen iş kıyafetlerini teslim etti. Her iki belediye arasında yapılan iş birliği hakkında değerlendirmede bulunan Başkan Kurt, “Tekstil atölyemizde üretilen iş kıyafetlerini çok daha uygun maliyetlerde üretiyor ve tasarruf ediyoruz. Dost belediyelerimize de katkı sunmaya çalışıyoruz. Üreterek dayanışmayı büyütüyoruz” dedi.

    Açtığı tekstil atölyesi ile kendi personelinin iş kıyafetlerini üreterek tasarruf eden Odunpazarı Belediyesi, diğer belediyeler için de iş kıyafetleri üreterek tasarruf dayanışmasını sürdürüyor. Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi, Alpu ve Bilecik Belediyesi için iş kıyafetleri üretmesinin ardından son olarak Seyitgazi ve Mahmudiye Belediyesi personelleri için iş kıyafetleri üretti.

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, iş kıyafetlerini teslim etmek için Seyitgazi ve Mahmudiye’ye gitti. Başkan Kurt’un ilk adresi Seyitgazi oldu. Önce Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Seyitgazi İlçe Binasını ziyaret eden Başkan Kurt, Seyitgazi CHP İlçe Başkanı Selma Sara, İlçe yöneticileri ve partililerle buluştu. Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe’nin de bulunduğu ziyaret sonrasında Başkan Kurt, Tepe ile birlikte Seyitgazi esnafını ziyaret etti. Esnafa hayırlı işler dileyen Başkan Kurt ve Tepe, buradan Seyitgazi Belediyesi’ne geçti. Bir süre Uğur Tepe’nin makamında Tepe ile sohbet eden Başkan Kurt, Tepe’ye Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi’nde hazırlanan iş kıyafeti örneklerini teslim etti. Odunpazarı Belediyesi ve Seyitgazi Belediyesi arasında gerçekleştirilen işbirliği çalışması ile Seyitgazi Belediyesi’nin yazlık ve kışlık personel iş kıyafetleri, Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi tarafından temin edilecek.

    DOST BELEDİYELERİMİZE DE KATKI SUNMAYA ÇALIŞIYORUZ

    Belediyelerin kıt kaynaklarla çalışma ürettiğine dikkat çeken Başkan Kurt, belediyelerin bu nedenle tasarruf yapmak zorunda olduğunu belirtti. Belediyelerin taşeron sistemini sona erdirerek aradaki müteahhitti çıkarması gerektiğini söyleyen Başkan Kurt, “Taşeron sistemi halkçı belediyecilerin işi değil. Odunpazarı Belediyesi’nde biz her alandaki taşeronu sona erdirdik. Net yüzde 25 müteahhit kârını kendi bünyemizde bıraktık. Tekstil Atölyesi’de bunlardan biri” dedi.

    Her iki belediye arasında yapılan iş birliği hakkında de değerlendirmede bulunan Başkan Kurt, “Tekstil atölyemizde istihdam edilen kadınlar tarafından üretilen iş kıyafetlerini çok daha uygun maliyetlerde üretiyor ve tasarruf ediyoruz. Dost belediyelerimize de katkı sunmaya çalışıyoruz ve belediyelerimizin personel kıyafetlerini de bu atölyede üretiyoruz. Üreterek dayanışmayı büyütüyoruz” diye konuştu.

    TEPE’DEN KURT’TA DESTEK TEŞEKKÜRÜ

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un her zaman Seyitgazi Belediyesi’ne destek verdiğinin altını çizen Başkan Tepe, kendilerine verdiği destek için Başkan Kurt’a teşekkür etti.

    HEM ODUNPAZARI HEM SEYİTGAZİ HEM DE MAHMUDİYE KAZANDI

    Başkan Kurt’un Seyitgazi’den sonraki adresi Mahmudiye oldu. Burada da önce CHP Mahmudiye İlçe Binasını ziyaret eden Başkan Kurt, CHP Mahmudiye İlçe Başkanı Gürcan Demircan, ilçe yöneticileri ve partililer ile buluştu. İlçe binasında bir süre Gürcan ve partililerle sohbet eden Başkan Kurt, ardından da Mahmudiye Belediyesi’ne gitti. Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan’ı makamında ziyaret eden Başkan Kurt, Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi’nde hazırlanan iş kıyafeti örneklerini teslim etti. Odunpazarı Belediyesi ve Mahmudiye Belediyesi arasında gerçekleştirilen işbirliği çalışması ile Mahmudiye Belediyesi’nin yazlık ve kışlık personel iş kıyafetleri, Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi tarafından temin edilecek.

    Her iki belediye arasında yapılan iş birliği hakkında de değerlendirmede bulunan Başkan Kurt, üreterek dayanışmayı büyüttüklerini söyledi. Tekstil atölyesinde üretilen iş kıyafetlerini çok daha uygun maliyetlerde üreterek tasarruf ettiklerini kaydeden Başkan Kurt, dost belediyelerin personel kıyafetlerini de bu atölyede ürettiklerini söyledi. Başkan Kurt, “Hem piyasadan uygun fiyata hem de daha hızlı şekilde teminini sağlıyoruz. Bugün de Seyitgazi Belediyemizin ardından Mahmudiye Belediyemizin iş kıyafetlerini teslim ettik. Hem Odunpazarı hem Seyitgazi hem de Mahmudiye kazandı” dedi.

     

  • TEMEL KARAMOLLAOĞLU, YARGITAY’IN ATALAY KARARINA TEPKİ GÖSTERDİ: “ÜLKEMİZİN TEMEL DİREĞİ OLAN ANAYASAL DÜZENİ İLGA ETMEYE YÖNELİK BİR DARBEDİR”

    TEMEL KARAMOLLAOĞLU, YARGITAY’IN ATALAY KARARINA TEPKİ GÖSTERDİ: “ÜLKEMİZİN TEMEL DİREĞİ OLAN ANAYASAL DÜZENİ İLGA ETMEYE YÖNELİK BİR DARBEDİR”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, AYM’nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği kararı yok sayması, ülkemizin temel direği olan anayasal düzeni ilga etmeye yönelik bir darbedir. Yasalar, kişilere göre şekillenemezler ve herkese karşı eşit olmak zorundadırlar” dedi.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından bu akşam yaptığı paylaşımla Yargıtay’ın Can Atalay kararına tepki gösterdi. Karamollaoğlu’nun açıklaması şöyle:

    “Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, AYM’nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği kararı yok sayması, ülkemizin temel direği olan anayasal düzeni ilga etmeye yönelik bir darbedir. Bizler, ‘Her koşulda ve herkes için adalet’ diyoruz. Siyasi olarak düşüncelerimiz farklı olsa da, Yargıtay’ın Can Atalay’a karşı kararını tasvip etmiyoruz. Yasalar, kişilere göre şekillenemezler ve herkese karşı eşit olmak zorundadırlar. Hukuku siyasete alet eden siyasiler ve onların kullanışlı aparatı haline gelen hukuk insanları; toplumların ve devletlerin temeli olan adaleti kökünden sarsmakla ülkemizin bekasını tehlikeye atmaktadır. Ölçü, birilerinin keyfi tutumları değil; adaletin kendisidir. Bugün kendilerini ölçü olarak görenler, er veya geç bozdukları kantarla tartılacaklardır.”

  • YSK: “İLÇE SEÇİM KURULUNDA GÖREV YAPACAK SİYASİ PARTİ ÜYELERİ OCAK AYININ SON HAFTASINA KADAR YENİDEN BELİRLENECEK”

    YSK: “İLÇE SEÇİM KURULUNDA GÖREV YAPACAK SİYASİ PARTİ ÜYELERİ OCAK AYININ SON HAFTASINA KADAR YENİDEN BELİRLENECEK”

    Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), yerel seçimde ilçe seçim kurullarında yer alacak siyası partili üyelerin seçimine dair kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Karara göre, İlçe seçim kurullarında görev alan siyasi partili üyeler, Ocak ayının son haftasına kadar yeniden belirlenecek.

    YSK’nın konuyla ilgili kararı Resmi Gazete’de bu gece yayınlandı. 2024/5 Sayılı YSK kararının ‘Sonuç’ bölümü şöyle:

    “Son milletvekili genel ve ara seçimlerinde kendi listesinden Türkiye Büyük Millet Meclisine seçilmiş en az bir üyeye sahip olan veya 298 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendi gereğince Yüksek Seçim Kurulunca tespit ve ilân edilen siyasi partilerden (tüzükleri aracılığıyla parti adları değişse dahi) o il ve ilçede teşkilatı bulunanlar, il ve ilçe seçim kurullarında birer temsilci bulundururlar.

    1- İlçe seçim kurullarında görev alan siyasi partili üyelerin, 298 sayılı Kanun’un 18 ve 19’uncu maddelerinde yazılı hükümlere göre yukarıda belirtilen usul ve esaslar da gözetilerek, 2024 yılı Ocak ayının son haftasına kadar (29 Ocak 2024 31 Ocak 2024) yeniden belirlenmesine,
    2- Kurulumuzun 13/4/2022 tarihli ve 2022/142 sayılı Kararı uyarınca oluşturulan il seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkan ve Devlet memuru üyeleri ile bu Karar uyarınca yeniden belirlenecek ilçe seçim kurulunun siyasi partili üyelerinin; 298 sayılı Kanun’un geçici 25’inci maddesi uyarınca 2025 yılı Ocak ayının son haftasında, tüm üyelerin yeniden oluşumuna kadar görevlerine devam edeceklerine,
    3- Kurulların oluşumu ile yapılan her değişikliğin kurul önünde tutanağa bağlanıp and içme tutanağı ile birlikte derhal Yüksek Seçim Kuruluna gönderilmesine,
    4- Yüksek Seçim Kurulunun 13/4/2022 tarihli ve 2022/142 sayılı ve 12/1/2022 tarihli ve 2022/16 sayılı kararlarının bu Karara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilmesine 3/1/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

  • ÖZGÜR ÖZEL: “BİNLERCE MENSUBUNDAN BİRİ OLDUĞUM BORNOVA ANADOLU LİSESİ AİLESİNE BUNU YAŞATAMAZSINIZ. BORNOVA ANADOLU LİSESİ EĞİTİM VAKFI’NIN, ÖĞRENCİLERİNİN VE VELİLERİNİN YANINDA BU REZALETİN KARŞISINDAYIZ. GEREĞİ YAPILACAK”

    ÖZGÜR ÖZEL: “BİNLERCE MENSUBUNDAN BİRİ OLDUĞUM BORNOVA ANADOLU LİSESİ AİLESİNE BUNU YAŞATAMAZSINIZ. BORNOVA ANADOLU LİSESİ EĞİTİM VAKFI’NIN, ÖĞRENCİLERİNİN VE VELİLERİNİN YANINDA BU REZALETİN KARŞISINDAYIZ. GEREĞİ YAPILACAK”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nin korusuna Suriyeliler için anaokulu yapıldığı yönündeki tartışmalara tepki gösterdi. Özel, “Binlerce mensubundan biri olduğum Bornova Anadolu Lisesi ailesine bunu yaşatamazsınız. Bu hatadan derhal geri dönülmelidir. Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı’nın, öğrencilerinin ve velilerinin yanında bu rezaletin karşısındayız. Gereği yapılacak” açıklamasını yaptı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ne ait koruya Suriyeliler için anaokulu yapılacağı yönündeki iddialara tepki gösterdi.

    Özel, sosyal medya hesabında; şu paylaşımı yaptı:

    “İzmir Bornova Anadolu Lisesi Türkiye’nin en saygın ve değerli eğitim kurumlarından biridir. Binlerce mensubundan biri olduğum Bornova Anadolu Lisesi ailesine bunu yaşatamazsınız. Bu hatadan derhal geri dönülmelidir. Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı’nın, öğrencilerinin ve velilerinin yanında bu rezaletin karşısındayız. Gereği yapılacak.”

    Özel, paylaşımının sonunda; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ’u etiketledi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer de dün sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda; “Bornova Anadolu Lisesi kampüsüyle ve korusuyla bir bütündür. İzmir’in bu eşsiz mirasının şantiyeye çevrilerek talan edilmesine asla müsaade edemeyiz. Kampüsümüzün yaşaması için direnen tüm öğrencilerin ve velilerin yanındayım” açıklamasını yapmıştı.

  • UKRAYNA’NIN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ VASYL BODNAR: İNGİLTERE’NİN HİBE ETTİĞİ MAYIN TARAMA GEMİLERİ HÂLÂ BRİTANYA’DA BULUNUYOR VE KARADENİZ ÜZERİNDEN GEÇİŞ İZNİ İSTEMEDİLER

    Haber: MELİS YILDIRIM / Kamera: ÜNAL AYDIN

    Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, İletişim Başkanlığı’nın İngiltere’nin Ukrayna’ya hibe ettiği mayın tarama gemilerinin Türk boğazlarından Karadeniz’e geçişine Montrö kapsamında izin verildiği iddiasını yalanlaması üzerine; “Bu gemilerin geçişleri için izin isteyen herhangi bir kaynağa ulaşamadım. Bildiğim kadarıyla gemiler hâlâ Britanya’da bulunuyorlar ve Karadeniz üzerinden geçiş izni de istemediler” değerlendirmesinde bulundu. Büyükelçi Bodnar, Ukrayna’ya yapılan savunma sistemi yardımlarında azalma gördüklerini belirterek, “Ancak bu durum ülkelerin iç siyaseti ile ilgilidir. Ukrayna ve bu ülkeler arasındaki bir sorunun göstergesi değildir” ifadelerini kullandı.

    Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla başlayan savaş, Karadeniz Tahıl Girişimi ve gündemdeki konulara ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

    “SAVAŞ İÇİN ÇOK YÜKSEK BEDEL ÖDESEK DE BAĞIMSIZLIĞIMIZ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMAMIZ GEREKİYOR”

    Bodnar, Rusya’nın 2023 yılının son günlerinde yaptığı saldırılar kapsamında son duruma ilişkin şu bilgileri aktardı:

    “Rusya terör eylemlerine devam ediyor ancak cephede bir başarıya ulaşamıyor. Biz topraklarımızı savunuyoruz.

    24 Şubat’ta savaşın ikinci yıl dönümü olacak. Biz topraklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Gücümüz ne kadar yeterse o kadar savunacağız topraklarımızı. Bu savaş için çok yüksek bedel ödesek de bağımsızlığımız için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bizim için her ne kadar zor olsa da halkımız birlik içerisinde, saldırılara karşı savaşmaya, mücadele etmeye devam ediyoruz. Yaşadığımız acı diğer ülkeler için de örnek olmalı.

    30’dan fazla kişi hayatını kaybetti bu saldırılar sırasında. Farklı şehirlerde 140’tan fazla kişi yaralı. Bu savaş sırasında, 2 sene içerisinde yaklaşık 600 çocuk hayatını kaybetti. Geçenlerde Dnipro’daki bir doğum hastanesine saldırı düzenlendi ve saldırı sırasında bir çocuk dünyaya geldi. Bu da aslında bir semboldür, hayatın ölüme karşı ne kadar güçlü durduğunu gösteriyor bize.”

    Bodnar, Ukrayna’ya yapılan savunma sistemi yardımlarında azalma gördüklerini belirterek, “Ancak bu durum ülkelerin iç siyaseti ile ilgilidir. Ukrayna ve bu ülkeler arasındaki bir sorunun göstergesi değildir” ifadelerini kullandı.

    “BİZİ DÜŞMAN OLARAK GÖRMESELERDİ BİZE SALDIRMAZLARDI”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 1 Ocak 2024 tarihinde yaptığı açıklamada Ukrayna’nın Rusya için düşman olmadığını belirterek, “Sonsuza dek savaşma niyetinde değiliz ancak pozisyonlarımızı da teslim etmeyi düşünmüyoruz” dedi. Büyükelçi Bodnar söz konusu açıklamaya dair şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Açık açık yalan söylüyor çünkü bizi düşman olarak görmeselerdi bize saldırmazlardı. Biz onların ülkelerine saldırmadık, onlar ülkemize gelip saldırdılar ve topraklarımızın bir kısmını aldılar. Binlerce insanı öldürdüler, binlerce insana işkence uyguladılar, tecavüz ettiler, korkunç şeyler yaptılar. Bütün bu işledikleri suçlar için tabii ki de adalete teslim olacaklar. Putin’in kendisi ise cehennemde yanacak. Çünkü savaşı başlatmak onun kararıydı ve sorumluluk da onun, bütün Rusya’nın da sorumluluğu var aynı zamanda. Rusya’da yalan bir devlet politikasına çevrildi. Cephede Rusya yüz binlerce askerini kaybediyor ama bunu tabii ki de söylemiyor.

    Kendi pozisyonlarını teslim etmeyeceklerini söylüyorlar, o zaman biz de onları bu pozisyonlarından çıkaracağız, er ya da geç. Barış ile ilgili Putin’in söylediklerinin asıl cevabı, şu anda gördüğümüz saldırılar. Putin’in görevi Ukrayna’yı dünya üzerinden yok etmektir. Bu savaşı ölüm kalım savaşı olarak değerlendiriyoruz ve bizim tek çözümümüz Rusya’yı ülkemizden çıkarmaktır.”

    “TAHIL KORİDORU İLE İLGİLİ DİĞER TEKLİFLER OLURSA DEĞERLENDİRMEYE HAZIRIZ”

    Karadeniz Tahıl Girişimi kapsamında yeni bir gelişme olup olmadığı sorusu üzerine Bodnar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’ye tahılın diğer ülkelere sevkiyatı konusundaki yardımları için minnettar olduklarını belirtti. Bodnar devamında, “Türkiye ve Ukrayna aslında çok önemli rol üstlendi global gıda güvenliği konusunda. Eskiden beraber çalışıyorduk hâlâ da çalışmaya devam ediyoruz. Ağustos 2023 tarihinden itibaren bu inisiyatif çerçevesinde 400 gemi ülkelere gitti ve 13 milyon ton tahıl götürüldü” bilgisini paylaştı.

    Bodnar, “Tahıl Koridoru ile ilgili diğer teklifler de olursa değerlendirmeye hazırız. Bölgemizde güvenliği ve özellikle gıda güvenliğini sağlamak için elimizden geleni yapmaya çalışacağız” diye konuştu.

    “GEMİLER HÂLÂ BRİTANYA’DA BULUNUYOR”

    Büyükelçi Bodnar, İngiltere’nin Ukrayna’ya hibe ettiği mayın tarama gemilerinin Türk boğazlarından Karadeniz’e geçişine Montrö Sözleşmesi’nin 19. maddesine dayanılarak izin verilmediği yönündeki İletişim Başkanlığı açıklaması üzerine de değerlendirmede bulundu. Savaşın başından beri Boğazları kapatma kararından dolayı Türkiye’ye minnettar olduklarını ifade eden Bodnar, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bu duruş ile ilgili Ukrayna Dışişleri Bakanlığı üzerinden tabii ki de Ukrayna’nın haberi oldu. Bu gemilerin geçişleri için izin isteyen herhangi bir kaynağa ulaşamadım. Bildiğim kadarıyla gemiler hâlâ Britanya’da bulunuyorlar ve Karadeniz üzerinden geçiş izni de istemediler. İletişim Başkanlığı üzerinden böyle bir açıklama yapıldığı için bu tarzda muhtemel fake bir haberle karşı karşıya kalacağımızı önlemek için yapılan bir açıklama da olabilir. Hatırlatırım ki, Montrö Sözleşmesi’nin çalışması için Türk tarafıyla çok yakın temastayız ve bölgemizdeki barışı ve istikrarı sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.

    Şunu da belirtmek isterim ki, şu anda bir Denizcilik Koalisyonu kuruluyor. Britanya ve Norveç girmek istediklerini beyan ettiler. Herhangi bir ülkenin böyle bir inisiyatife el tutmasını memnuniyetle karşılayacağız.”

    “TÜRKİYE İLE STRATEJİK PARTNERLİĞİMİZE DEĞER VERİYORUZ”

    NATO içerisinde Ukrayna’nın geleceğinden bahsetmenin kendileri için hayati önem taşıdığını kaydeden Bodnar, Türkiye’nin NATO’nun en büyük partnerlerinden biri olduğunu söyledi. Bodnar, “Türkiye ile olan stratejik partnerliğimize de çok değer veriyoruz. Ukrayna’nın NATO’ya üye olması aynı zamanda Türkiye’nin de kuzey bölgesini savunması için yardımcı olacaktır, özellikle Rusya’dan bahsediyoruz. Kırım’ın geri alınması ve diğer topraklarımızın işgalden kurtarılması gibi. Ukrayna Türkiye’nin savunma teknolojileri alanındaki partneridir ve ilerideki zamanlarda bu bağlamda birlikte büyük başarılara imza atacağımızdan eminim” diye konuştu.

    Bodnar, İngiltere’nin Ukrayna’ya hibe ettiği mayın tarama gemilerinin Ukrayna’ya nasıl ulaşacağı hususunda, “Bu gemilerle ilgili Komutanlığın hangi planları var onları bilmiyorum. Bu yüzden yorumlayamayacağım” dedi. Montrö’ye saygı duyduklarını ifade eden Büyükelçi Bodnar, “Bunun gibi durumları Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çözeceğiz, çünkü Türkiye’nin izni olmadan Boğazlardan kimse geçemez” dedi.

    “TÜRKİYE’NİN İŞ DÜNYASI, TEKNOLOJİLERİ UKRAYNA’NIN YENİDEN İNŞASINDA BÜYÜK ROL OYNAYACAK”

    Türk vatandaşlarına mutlu yıllar dileyen Bodnar, sözlerini şöyle bitirdi:

    “Hem bizim için hem tüm bölge için Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi çok önemlidir. Biz Türkiye’yi zor zamanlarda bize yardım eden, destekleyen bir ülke olarak görüyoruz ve eminim ki savaştan sonra da ortaklık devam edecektir. Ukrayna’nın yeniden inşası bizim gelecekte büyük planlarımıza yol açacaktır ve büyük projeler üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’nin iş dünyası, Türkiye’nin teknolojileri Ukrayna’nın yeniden inşasında büyük rol oynayacağından eminiz.”

     

  • GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ: “MECLİS KÜTÜPHANESİ’NİN SÜRELİ YAYINLAR ODASI VE MİLLETVEKİLİ OKUMA SALONLARI BOŞALTILDI”

    GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ: “MECLİS KÜTÜPHANESİ’NİN SÜRELİ YAYINLAR ODASI VE MİLLETVEKİLİ OKUMA SALONLARI BOŞALTILDI”

    CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, TBMM’deki yer sıkıntısı nedeniyle tarihi Meclis Kütüphanesi’nin okuma salonlarının boşaltıldığını belirtti. İlgezdi, “Meclis Kütüphanesi’nin tarihi dokusunu bozacak şekilde süreli yayınlar odası ve milletvekili okuma salonları boşaltıldı. Kütüphane için özel olarak tasarlanmış bir alanı bozmak ancak kitaplara düşman bir zihniyetin ürünü olabilir” açıklamasını yaptı.

    CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, tarihi Meclis Kütüphanesi’nin TBMM’deki yer sıkıntısı nedeniyle boşaltıldığını açıkladı. İlgezdi, şu değerlendirmeleri yaptı:

    “Yer sıkıntısı yüzünden ilk gözden çıkarılan yerin TBMM Kütüphanesi olması çok acı ve maalesef okumaya verilen değerin kanıtı. Meclis Kütüphanesi’nin tarihi dokusunu bozacak şekilde süreli yayınlar odası ve milletvekili okuma salonları boşaltıldı. Tören salonundaki boş odaları değerlendirmek yerine kütüphanenin salonları alındı. Kütüphane için özel olarak tasarlanmış bir alanı bozmak ancak kitaplara düşman bir zihniyetin ürünü olabilir.”

    İlgezdi konuyu; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesi ile de Meclis gündemine taşıdı. TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde Akkuş İlgezdi, şu soruları yöneltti:

    “Ülkemizin en değerli kütüphanelerinden olan TBMM Kütüphanesinin tarihi dokusunun bozularak küçültmesi ile başka birimlere yer verilmesi kararı nerede, hangi gerekçe ile alınmıştır? Tarihi TBMM Kütüphanesi dışında oda tasarrufu yapacak yer bulunamamış mıdır? TBMM binası yapılırken kütüphane olarak tasarlanan mevcut yer milletvekillerinin genel kurul aralarında gazete, dergi okumak ve araştırma yapabilmeleri için genel kurul salonuna yakın olması amaçlanmıştır. Milletvekillerinin bir araya gelip sohbet ettiği ve toplantı yaptığı salonlar bu karar ile kapatılmıştır. Milletvekillerinin bu tür ihtiyaçlarını nasıl karşılamayı düşünmektesiniz?

    Süreli yayın ve okuma salonları başka bir alanda oluşturulacak mıdır? Süreli yayın ve okuma salonlarındaki envanter ne olmuştur? Meclis Başkanının plan bütçede bahsettiği içinde kütüphanen de olacağı bina inşa edildiğinde TBMM Kütüphanesi tamamen mi taşınacaktır? Bu planlamalar yapılırken kütüphanedeki uzmanlardan görüş alınmış mıdır? Bu yeni bina kütüphanenin depolarının da taşınabileceği şekilde mi tasarlanacaktır? Kütüphanenin altının otopark sorunun çözmek için personel otoparkı yapılacağı söylentileri mevcuttur. Böyle bir durumda kütüphane depolarının taşınması nasıl mümkün olacaktır?”

  • TUNÇ SOYER: “BORNOVA ANADOLU LİSESİ’NDEKİ İNŞAATIN MÜHÜRLENMESİ İÇİN GEREKLİ TÜM İŞLEMLERİ BAŞLATTIK”

    TUNÇ SOYER: “BORNOVA ANADOLU LİSESİ’NDEKİ İNŞAATIN MÜHÜRLENMESİ İÇİN GEREKLİ TÜM İŞLEMLERİ BAŞLATTIK”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nin korusuna Suriyeliler için anaokulu yapılacağı iddiaları sonrası kampüsteki inşaatın imar mevzuatı açısından eksik ve hatalı olduğunu tespit ettiklerini, inşaatın mühürlenmesi için tüm işlemleri başlattıklarını duyurdu.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, dün X (Twitter) hesabından “Bornova Anadolu Lisesi kampüsüyle ve korusuyla bir bütündür. İzmir’in bu eşsiz mirasının şantiyeye çevrilerek talan edilmesine asla müsaade edemeyiz. Kampüsümüzün yaşaması için direnen tüm öğrencilerin ve velilerin yanındayım” paylaşımında bulunmuştu. Bugün yeni bir paylaşımda daha bulunan Soyer, şunları kaydetti:

    “Bornova Anadolu Lisesi kampüsünde yapılan inşaatla ilgili yasal inceleme sürecimizi tamamladık. Yapılan inşaatın imar mevzuatı açısından eksik ve hataları olduğunu yerinde tespit ettik. İnşaatın ivedilikle mühürlenmesi için gerekli tüm işlemleri başlattık ve Bornova Belediyesi’ne mühürleme işlemini yerine getirmesi için resmi yazımızı ilettik. Kamuoyuna arz ederim”
     

     

     

  • CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, MEMLEKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUHARREM İNCE İLE BİR ARAYA GELDİ

    CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, MEMLEKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUHARREM İNCE İLE BİR ARAYA GELDİ

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. 

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ile CHP Genel Merkezi’ndeki makamında bir araya geldi. Özel’e, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel ile Gül Çiftci eşlik etti.

  • MESLEK HASTALIĞINA YAKALANANLAR GEÇİM SIKINTISI YAŞIYOR…SİLİKOZİS HASTASI ŞENOL GİRGİN: “CUMHURBAŞKANI ALSIN 3 BİN LİRA PARA İLE KENDİSİ GEÇİNSİN”

    CEYLAN SAĞLAM

    Aydın’ın Çine ilçesinde kuvars madeninde çalıştığı için silikozis hastalığına yakalanan işçiler, SGK tarafından kendilerine ödenen ücretlerle geçinemediklerini ifade etti. 49 yaşındaki silikozis hastası Saliha İnce, “İlk madene girdiğimiz zaman burundan kıstırmalı bez maske verildi, sonra normal maskeye döndükten sonra 6 aydan 6 aya değiştirirlerdi… Maske verilmezdi. Yeri gelir eldiveni biz kendimiz parayla alırdık” dedi. Hastalığından dolayı çalışamadığını, SGK’nın verdiği 1100 lira ile geçinemediğini belirten İnce, “Sahipsiz bırakıldık. Biz dışlandık. Tek istediğim emekli olmak, onu da olamadığım için üzülüyorum” dedi. SGK tarafından kendisine silikozis hastalığından dolayı yüzde 41 oranında rapor verilen ve 3 bin lira ücret ile geçinmeye çalışan bir engelli çocuk babası 47 yaşındaki Şenol Girgin, “3 bin lira para ile ev bakılır mı? Bakılmaz. Cumhurbaşkanına söylüyorum, alsın 3 bin lira para ile kendisi geçinsin. Hayata küskünüm” diye konuştu.

    Meslek hastalığına yakalanan işçiler, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden teşhis aldıktan sonra meslek hastalığı ücreti almak için SGK’ya başvurarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı hekim heyetinden hastalık oranı alıyorlar. Sonrasında aldıkları orana göre ücret alan işçiler, geçimlerini o ücretle sağlıyorlar. Mevzuata göre, SGK’nın meslek hastalığına yakalanan işçilere ücret bağlanmasında uygulanan hesaplama şöyle:

    “Geçici iş göremezlik ödeneği, prime esas kazancın günlük tutarının üçte ikisidir. Sürekli iş göremezlik geliri ise meslekte kazanma gücünün en az yüzde 10 oranında azalması durumunda sigortalılara ödenmektedir. Sürekli iş göremezlik geliri meslekte kazanma gücündeki kayba göre hesaplanmaktadır. Sürekli iş göremezlik geliri prime esas kazancın aylık tutarının yüzde 70’idir. Bu tutar tam iş göremezlik geliridir. Meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre kısmi sürekli iş göremezlik geliri hesaplanmaktadır.”

    SALİHA İNCE: “SENİN HASTALIĞIN GEÇİSİ DEMEDİLER, ÖMÜR BOYU KALICI DEDİLER”

    49 yaşındaki silikozis hastası Saliha İnce, 2007 yılında maden ocaklarında çalışmaya başladığını belirterek solunum testinden geçememesi ile hastalığını öğrendiğini anlattı. Yüzde 20 oranında meslek hastalığı raporu alan İnce, şunları söyledi:

    “Senin hastalığın geçici demediler, ömür boyu kalıcı dediler. Kendini üşütmeyeceksin, kendine güzel bakacaksın dediler. Etkiledi… Merdiven çıkamıyorum, yokuş yukarı çıkamıyorum. Çarpıntı yapıyor, düzenli olarak kalp hapı kullanıyorum.

    Şimdi beyin cerrahisine girdim. Beyin doktoruna, göğüs doktoruna muayene oldum. Şimdi benim hem psikolojik rahatsızlığım olduğu için bu hastalığımdan dolayı beynimde şiddetli baş ağrısı oluyor. Oksijen olmadığı için ciğerlerde şiddetli baş ağrısı oluyor dedi bana doktor.”

    MASKE VERİLMEZDİ. YERİ GELİR ELDİVENİ BİZ KENDİMİZ PARAYLA ALIRDIK”

    İnce, çalıştığı maden ocağının çalışma koşullarına ilişkin şu bilgileri verdi:

    “Yeri geldi, torba yaptık 25’er kiloluk. Hem elimizle dikerdik hem kaldırırdık. Yeri gelir rögar çukurlarını temizlettirirler, yeri gelir değirmenlerin içine sokarlar. Denetleme zamanı bütün makineler durdurulurdu; toz oranı görünmesin diye. O gün bize iş yaptırmazlardı. Çukurların içine girerdik, yeri gelir değirmenlerin içine girerdik. Belimizden aşağı çamur içinde kalırdık. Çamur içinde kaldığımız zaman eve ıslak giderdik. İlk madene girdiğimiz zaman burundan kıstırmalı bez maske verildi, sonra normal maskeye döndükten sonra 6 aydan 6 aya değiştirirlerdi… Maske verilmezdi. Yeri gelir eldiveni biz kendimiz parayla alırdık. Haftada bir gün verirlerdi, 15 günde bir eldiven verirlerdi. Üstümüz ıslanırdı, 6 ayda bir kıyafet verirlerdi. Akşama kadar ıslak kıyafetlerle dururduk. Ama her türlü işi yaptırırlardı. Üstünü çırptığın zaman kirpiklerin toz olurdu.”

    HİÇBİR İŞ YAPAMIYORUM”

    SGK’dan yüzde 20 oranında rapor alan ve aldığı rapor sonucu SGK tarafından kendine 1100 lira meslek hastalığı ödeneği bağlandığını belirten İnce, şöyle konuştu:

    “Hiçbir maaşım yok, şu an benim babam vefat ettiği için babamın maaşından yararlanamıyorum. Ben emekli olmak istiyorum, iki sefer başvurdum; iki sefer ret geldi. Rapordaki oranım düşük olduğu için ‘hak edemiyorsun’ dediler bana. Ama benim rahatsız olduğumu bilmiyorlar. Şu an hiçbir iş yapamıyorum. Ufacık terlediğim zaman şu anki gibi hırıltı var. Hırıltıdan duramıyorum.

    Hiçbir iş yapamıyorum. Annem sağ benim. Annem babamın maaşını alıyor, 5 bin lira. O öldüğü zaman hiçbir maaşım yok. Annem sayesinde geçiniyorum. Annem öldüğünde babamın maaşını da alamayacağım. 1100 lira paranın eline kalacağım. Zeytine gidebiliyorum, tarlada hiçbir iş yapamıyorum. Çünkü yoruluyorum. Şuradan şuraya adım atamıyorum.

    BENİM TEK İSTEDİĞİM EMEKLİ OLMAK”

    Benim tek istediğim emekli olmak. Emekli olabilseydim ben iyi kötü geçinirdim tek başıma. Oranı yükseltmek için gittim, olmamış. Ya oranını yükselteceksin dendi SGK’da ya da 1100 liradan maaşını reddedeceksin, sigortalı işte çalışacaksın dediler. Sigortalı işte çalışmam içinde bu 1100 lira maaştan feragat etmem lazım. Rahatsızlığımdan dolayı, iş vermiyorlar. Çünkü yoruluyorum; hastalığımı bildikleri için almıyorlar. 49 yaşındayım, yaştan dolayı da almıyorlar. Çalışsam da artık yapamıyorum.

    Sahipsiz bırakıldık. Biz dışlandık. Her türlü işte çalıştırırken iyiydi de şimdi bizi sahipsiz bıraktılar. Ne aradılar ne sordular. Tek istediğim emekli olmak, onu da olamadığım için üzülüyorum. Bundan başka da gelirim olmadığı için yıprandım.”

    16 YIL MADEN İŞÇİLİĞİ YAPMIŞ VE 9 YILDIR SİLİKOZİS HASTASI SAYIM ÜNAL: “HASTALIK MAAŞI OLARAK 1750 LİRA PARA ALIYORDUM, EMEKLİ OLDUM DİYE 850 LİRAYA DÜŞÜRDÜLER”

    16 yıl maden işçiliği yaptıktan sonra 2013 yılında yakalandığı silikosiz hastalığı yüzünden madende çalışmayı bırakan Sayım Ünal, 9 yıldır hasta olduğunu belirterek kendi imkanı ile hastalığını öğrendiğini söyledi. Ünal, yüzde 16 oranında raporu olduğunu kaydederek şunları anlattı:

    “Sadece ciğerlerde değil, sol omuzda yırtık var. Ağır şartlarda çalıştığımdan bel fıtığı var, bunun gibi bir çok sorun var. Sürekli gürültü ortamda çalıştığım için yüzde 75 sol kulakta, yüzde 35 sağ kulakta sorun var.

    EYT’den emekli oldum ben. Hastalık maaşı olarak 1750 lira para alıyordum, emekli oldum diye 850 liraya düşürdüler. Saçmalık bu resmen. İş bulamadım, bir yere girerken sağlık raporu almak lazım. Biz maalesef sağlık raporu alamadık. Çünkü ciğerlerde sorun olduktan sonra hiçbir yer sağlık raporu vermiyor. Birisi aracılığı ile belediyede çalıştım. 10 yıl belediyede çöpçü olarak çalıştım, aslında zararı var ama mecbur çalıştım. Aşağı yukarı 2 ay önce EYT’den yararlanarak emekli oldum.”

    BİZE HASTAYIZ DİYE BİR MAAŞ BAĞLIYORLAR, EMEKLİ OLDUKTAN SONRA MAAŞIMIZI YARI YARIYA DÜŞÜRÜYORLAR”

    Ünal, madendeki çalışma koşullarına ilişkin ise şunları anlattı:

    “Hastanede kullanılan bez maskelerle çalıştırdılar. Aşağı yukarı bir haftaya yakın hava alamaz duruma geliyorduk, maske getirmiyorlardı. Biz onun esiri olduk. Düzgün çalışma şartları olmuş olsaydı biz bu kadar kötü olmayacaktık. Çine’de dört beş arkadaşım var, onların durumu benden daha kötü. Nefes alamaz durumda çoğu, yatağa mahkum yaşıyor. Acı çeke çeke ölüyorlar. Bu silikozise bir çare bulunmasını istiyorum. Bizim amacımız o. Onun için savaşıyoruz. Biz devletten şunu istiyoruz; silikozis hastasıyız, bize hastayız diye bir maaş bağlıyorlar, emekli olduktan sonra maaşımızı yarı yarıya düşürüyorlar.”

    ZENGİNLER ZENGİN OLUYOR, GARİBANLAR REZİL KEPAZE OLUYOR”

    Hastalığa yakalanan işçilerin SGK’ya başvurmamasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Ünal, şunları dedi:

    “Çoğu kişi korkuyor. Biz daha önce başka birisi ile de röportaj yapmıştım, adamın birisi ‘Siz televizyona çıktınız, benim çocuğum etkilenir’ dedi. Geçenlerde duydum, o çocuğun ağzından burnundan kan gelmeye başlamış. O da meslek hastalığına yakalanmış. Buna biz sesimizi çıkarmadıktan sonra hiç kimsenin sesini çıkaracağı yok. Herkes ‘Benim çocuğum çalışıyor, benim oğlum çalışıyor’ diyerek kimse sesini çıkarmak istemiyor. Zenginler zengin oluyor, garibanlar rezil kepaze oluyor.”

    Meslek hastalığı ödeneğiyle geçinemediğini ifade eden Ünal, şunları söyledi:

    “800 lira ile kim geçinmiş? 16 yıl boyunca çalıştığım şirket arayıp sormadı. Kendi imkanlarımız ile biz tedavi olmaya çalışıyoruz. Bu madenler ölüm saçıyor, başka bir şey değil. Önlemlerinin alınması lazım bu madenlerinin. Önlem alınmadığı sürece kaç arkadaş vefat edecek?.. İşçilere resmen köle muamelesi yapılıyor.”

    3 BİN LİRA İLE GEÇİNMEYE ÇALIŞAN SİLİKOZİS HASTASI ŞENOL GİRGİN: “ENGELLİ ÇOCUĞUM VAR İÇERİDE YATIYOR. ONUN MASRAFI VAR, BEZ PARASI VAR, O VAR BU VAR… MASRAFLAR AĞIR. ŞARTLAR AĞIR. GEÇİNMEK ÇOK ZOR

    SGK tarafından kendisine silikozis hastalığından dolayı yüzde 41 oranında rapor verilen ve bu oran doğrultusunda 3 bin lira ücret tahsis edilen 47 yaşındaki Şenol Girgin, şunları söyledi:

    “2007’nin ekim ayında işe başladım, 2016 yılına kadar çalıştım. Orada maske takıyorduk. Bir şefle aramızda anlaşmazlık oldu. Eşime işi bırakacağım dedim. Çalıştığım için yorgunluğum sürekli artıyordu. Ayaklarım ağrımaya başladı. Eşime ‘Madeni bırakacağım. Bu maden ya beni götürecek ya beni temizleyecek’ dedim. Önlemlerimizi alıyorduk ama maske nereye kadar önlem alacak ki… Boyacı maskesi… Bir çıkarıyorduk maskeyi içinde hep maden tozu.

    Hastalığa yakalandığımı bildim, öğrendim. İş yeri hekimini görmüyorduk ki… Başka bir maden ocağına işe başladıktan üç gün sonra maden ocağının doktoru beni çağırdı. Meğersem benimle ilişkiyi kesmişler, benim işten çıkışımı vermişler. Haberim yok.

    Ege Üniversitesi’ne gittim, muayene ettiler beni. Yüzde 41 rapor verdiler bana. Şu anda emekli de olamıyorum. Günümün eksikliğinden dolayı emekli olamıyorum. 3 bin lira maaş bağladılar bana. Şu anda 3 bin lira ile zor geçinilir. Engelli çocuğum var içeride yatıyor. Onun masrafı var, bez parası var, o var bu var… Masraflar ağır. Şartlar ağır. Geçinmek çok zor.

    Bu kuvars madeni bizim Ege bölgesinde köylülerin içinde herkeste vardır bu hastalık. Bizim köyden üç kişi öldü hastalıktan. Silikozis olduğu kesin ama ne olduğu belli değil, yani raporlarında ne yazdığı belli değil.

    EGE BÖLGESİNDE EN BÜYÜK SORUN İŞSİZLİK

    İşçilerin işverenden neden şikayetçi olmadığı sorulduğunda ise Girgin şu yanıtı verdi:

    “İş yok. Başka çalışacak yer var mı? Organize sanayi yeni faaliyete geçiyor. Adam 20 senedir çalışıyor, emekli olmuş. Daha hala madende çalışıyor. İş yok. Ege bölgesinde en büyük sorun işsizlik.”

    BANA 20 PUAN DAHA VERSELERDİ BEN EMEKLİ OLACAKTIM”

    Hastalığına ilişkin ise Girgin şunları söyledi:

    “Hoca ‘Bu şekilde hastalığın giderse zamanla kaybolursa yaşamaya şansın var. Bir gün kösmüş olan yerler canlanırsa seni götürür’ dedi. Bana 20 puan daha verselerdi ben emekli olacaktım. Yüzde 61 yapıyordu, 20 puan daha verselerdi ben normal emekli olacaktım.”

    HAYATA KÜSKÜNÜM”

    Girgin, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bir kere madende çalışan arkadaşlarıma, ‘Sulu maskeler var, ben onları istiyorum. Almazsanız maden ocağında çalışmayacağım’ diyecekler.

    Bu parayla geçinilir mi? 3 bin lira para ile ev bakılır mı? Bakılmaz. Cumhurbaşkanı’na söylüyorum, 3 bin lira maaş ile ev bakılıyorsa onun aldığını bana versinler, 3 bin lira maaş ile nasıl bakılacağını kendisi görsün. SGK’dan aldığı 2 bin lira maaş ile adam geçinebilir mi? Bana doktor yüzde 20 oranı daha verseydi ben şimdi emekli olacaktım, evimi geçindirecektim. Kimseye muhtaç olmayacaktım. Cumhurbaşkanı alsın 3 bin lira para ile kendisi geçinsin. Hayata küskünüm, bu kadar…”

    ŞENOL GİRGİN’İN EŞİ HÜLYA GİRGİN: “KIZIMA DAHA İYİ BİR GELECEK SUNMAK İSTİYORUM”

    Şenol Girgin’in eşi Hülya Girgin ise yaşadıkları geçim sıkıntısına ilişkin şunları söyledi:

    “Her türlü zorluk var. Tüm yük benim üzerimde. Engelli bir kızım var, o ne istiyorsa benim hayat şartım öyle. Isınma konusunda sıkıntılıyım şu anda. Kömür alsam da odunum yok yakmak için. Havalar soğumaya başladı. Bir kömür aldım 4 bin lira. Benim çocuğumun bezi var. 17 tane bez 200 lira. 17 tane bez bana yetmiyor ki… Çocuğuma yürüyemediği için bez bağlıyorum. Ben şu anda odunu düşünüyorum. Aldığı aylık 3 bin lira. Ben indirimli bezleri takip ettiğim halde indirimli bezler 2 bin lira.  

    Hastalığı belli olunca zor zamanlar geçti. Kuru ekmek, sarımsak yedik. Geçti o günler ama zordu. Bir lira para isteyecekler diye herkes selam sabahı kesti. Selam bile vermediler, aylığı bağlanınca selam vermeye başladılar.

    Yıprandım. Şu an 7 buçuk aylık alsa ben biraz daha oh derim. Gün eksiği var, ne yapabilirim? Hırsızlık mı yapmam gerekiyor? Kızıma daha iyi bir gelecek sunmak istiyorum. Rahat etmesini, sıkıntı çekmemesi için elimden geleni yapıyorum ama bu kış aylarında köy yerinde fakir olduğunda daha zor.”