Blog

  • ERDOĞAN, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYINI 7 OCAK PAZAR GÜNÜ AÇIKLAYACAKLARINI DUYURDU

    ERDOĞAN, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYINI 7 OCAK PAZAR GÜNÜ AÇIKLAYACAKLARINI DUYURDU

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi önünde bir gazetecinin “İstanbul adayınızı pazar günü İstanbul’da duyacak mıyız” sorusuna “Duyacaksınız” yanıtını verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının 15 Ocak’ta Ankara’da yapılacak toplantıda açıklanacağını söyleyen Erdoğan, “Seçim beyannamesini burada açıklayacağız” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün AKP Genel Merkezi’nde yapılacak aday belirleme komisyonu toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Bir basın mensubunun, “Ömer Çelik dün açıkladı. Dedi ki, ‘Pazar günü İstanbul’da adaylarımızı açıklayacağız’. İstanbul adayınızı pazar günü İstanbul’da duyacak mıyız” sorusu üzerine, “Duyacaksınız” yanıtını verdi. Erdoğan, “Bizim yapacağımız açıklamalarda A’dan Z’ye hepsi hem sürprizdir hem de inşallah partimizin yerel yönetim seçimlerindeki kazanma azminin ifadesi olacak hepsi” dedi.

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayını 15 Ocak’ta açıklayacaklarını kaydeden Erdoğan, “Onu da Ankara’da açıklayacağız. Seçim beyannamesini burada açıklayacağız” dedi. “Siz zaten bizden önce bunları öğrenmişsiniz” diyen Erdoğan, “Hem güzel salonumuzu göreceksiniz, o güzel salonumuzda sizlere strateji belgemizi açıklayacağız” ifadesini kullandı.

    Erdoğan, pazar günü kaç adayın açıklanacağının sorulması üzerine “Hemen hemen yarıya yakınını açıklarız. Kavga yok ama” yanıtını verdi.

     

     

  • BELEDİYE BAŞKANVEKİLİ SUBAŞI VATANDAŞLARI BİLGİLENDİRİCİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

    BELEDİYE BAŞKANVEKİLİ SUBAŞI VATANDAŞLARI BİLGİLENDİRİCİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

    Bilecik Belediye Başkanvekili Melek Mızrak Subaşı, 2 Ocak Pazartesi günü gerçekleştirilen belediye meclis toplantısında oy çokluğuyla reddedilen “İç Borçlanma’’ konusuyla ilgili vatandaşları bilgilendirici açıklama yaptı.

    Açıklamasında; birçok konu hakkında detaylı bilgiler veren Başkanvekili Subaşı, “2 Ocak 2024 tarihinde düzenlenen Belediye Meclis Toplantısında gündemimize aldığımız ve meclisimizin oy çokluğu ile reddettiği ‘İç Borçlanma’ ile ilgili gündem maddemiz sonrasında yaşanan tartışmalar ve oluşturulmaya çalışılan ucuz ve yapay siyasi algılara karşı açıklama yapma gereği duymaktayım. Bildiğiniz gibi her yılın sonunda açıklanan yıllık bütçemizin yıl sonuna doğru enflasyon karşısında erimesi olasılığına karşın halkımızın hizmetlerimizden mahrum kalmaması adına her yıl düzenli olarak rutin bir şekilde iç borçlanma konusunda meclisimizden yetki alınmaktadır. Bizler bu uygulamanın ne ilk uygulayıcısı olduk ne de sonuncusu olacağız. Bizden önceki dönemlerde bu uygulama nasıl yapıldıysa bizler de aynı şekilde bu uygulamayı halkımız adına hayata geçirmek için meclisimize sunduk. Ancak siyasi oyunlar uğruna hizmetlerin aksamasını göze alan bu zihniyet, bu karar ile Bilecik halkını yok saymış ve halkımızı cezalandırmıştır. Bu kararı siz değerli halkımızın vicdanına havale ediyorum. Şüphesiz ki en yüce mahkeme sizlerin vicdanıdır” dedi.

    “SEL VE SU BASKINI GÖRÜNTÜLERİNİ TARİHE GÖMDÜK’’

    Hizmet döneminde gerçekleştirdikleri güçlü altyapı çalışmasıyla sel ve su baskını görüntülerini tarihe gömdüklerini ifade eden Subaşı, “15 yıllık belediyecilik dönemlerinde yapamadıkları çalışma ve projeleri yapmamızın acısını halkımızdan çıkartmaya çalışanlar, sosyal medya siyaseti yapmaya çalışarak bugüne kadar halkımıza götürdüğümüz hizmet ve projelerimizin insan odaklı olduğunu göremeyecek kadar hırslarında boğulmakla meşguller. Yıllarca ihale ve beton belediyeciliğine mahkûm edilen vatandaşlarımız şeffaf ve sosyal belediyecilikle tanışarak rahat bir nefes almıştır.  Sokakları göl olan, altyapı haritası dahi çıkartılamayan şehrimizin altyapı sorununu çözmemizle birlikte her yıl yaşanan sel ve su baskını görüntülerini tarihe gömdük” diye konuştu.

    “BÜYÜKŞEHİRLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLARAK HALKIMIZ ADINA 9 MİLYON TASARRUFTA BULUNDUK’’

    Bilecik Belediyesi olarak yoğun girişim ve teşebbüsler doğrultusunda büyükşehirlerle dayanışma içinde olarak, halkımız adına 9 milyon tasarrufta bulunduklarına dikkat çeken Subaşı, “Büyükşehir Belediyeleriyle birlikte ortak çalışmalara imza atarak halkımızın parasını korumamız ve halkımızın parası olan yaklaşık 9 Milyon lirayı tasarruf etmemizin, harcamaya ve âtıl bırakmaya düşkün olan siyasi anlayışınızla örtüşmemesi gayet normaldir. Halkımızın milyonlarca lirasıyla ihale edip yaptırdığınız ve sonrasında çürümeye bıraktığınız tesislere hayat vererek halkımızın olanı halkımıza kazandırdık” dedi.

    SOSYAL BELEDİYECİLİK ANLAMINDA ÖRNEK UYGULAMALARI HALKIMIZLA BULUŞTURDUK’’

    Açıklamasında “Sosyal belediyecilik anlamında örnek uygulamaları halkımızla buluşturduk’’ ifadesini  kullanan Subaşı, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “İnsanlara iyi anlamda dokunmaya özen gösterdiğimiz çalışmalarımızla halkımızın her zaman yanında olduk ve olmaya devam ediyoruz. Halkın Esnafı gibi bir projeyle hem esnafımızın hem de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanında olduk. Bi’genç Üniversiteli ile öğrencilerimize 4 Bin TL’lik eğitim desteği sağladık. Milyonlarca lira vermek yerine büyükşehir belediyelerimizle iş birliği yaparak 2 adet otobüsü öz malımız yaptık. Yüksek donanımlı araçları ücretsiz bir şekilde büyükşehir belediyelerimizden tesis ederek halkımızın hizmetlerine sunduk. 2016 yılından beri atıl duruma terk ettiğiniz Atıksu Arıtma Tesisini faaliyete geçirdik. 11 yıldır halkımızın çözüme kavuşmasını beklediği 18 Uygulamasını çözüme kavuşturduk. Atatürk Ormanını aydınlattık, rekreasyon çalışmaları yaptık ve vatandaşlarımız için hem kullanışlı hem de güvenli bir Sosyal Donatı Alanı haline getirdik. Ramazan Ayında binlerce vatandaşımızla soframızı paylaştık. Yaşadığımız deprem felaketi sonrasında şehrimizle bütünleştik Hatay ve Kahramanmaraş’a yardım eli olduk. Güzel Market, Belediye Marketlerimiz ve Halk Ekmek Büfelerimizle halkımızın bütçesine katkı sağladık. Öğrencilerimize her sabah sıcak çorba ikram ettik.”

    ‘’MAHALLELERİMİZİ ÇOCUK SOSYAL TESİSLERİNE KAVUŞTURDUK’’

    Bilecik Belediyesi olarak birçok mahallede çocuk sosyal tesisleri yaptıklarını hatırlatan Başkanvekili Subaşı, yaptıkları çalışmalardan örnekler vererek şunları söyledi:

    “Çocuk Sosyal Tesislerimizin sayısını 2’den 5’e çıkardık. Âtıl tesisleri halkımızın kullanımına kazandırdık. Bilecik’in ilk belediye kütüphanesini açtık. Şehrimizin ilk sanat galerisini hizmete açtık. Bilecik’in ilk Bebek ve Çocuk Atölyesini ailelerimiz için şehrimize kazandırdık. +1 Mutluluk Kafemizde özel çocuklarımıza istihdam sağladık ve onların güvenle sosyalleşmelerini teşvik ettik. Toplam 600 Bin sebze fidesini halkımıza dağıttık. 30 ton meyve sebzeyi başta ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız olmak üzere halkımıza ulaştırdık. Ücretsiz kültür turlarımız ile binlerce vatandaşımızı tarihsel ve kültürel bir yolculuğa çıkardık. Eğitime destek kurslarımızla binlerce çocuğumuza eğitim anlamında destek olduk. Kadınlara yönelik mesleki eğitimlerle kadınların üretimde daha çok yer almalarına destek olduk. Kardeş şehir sayılarımızı artırdık ve şehrimizin daha iyi hizmet alması için iş birliklerine ağırlık verdik.’’

    HALKIMIZDAN ALDIĞIMIZ DESTEKLE YENİ DÖNEMDE YENİ PROJELERİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ’’

    Açıklamasında halktan aldıkları destekle yeni dönemde yeni projeleri gerçekleştireceklerinin altını çizen  Subaşı,”Burada sayamadığımız daha birçok çalışma ve projeye Bilecik için birlikte imza attık ve atmaya da devam ediyoruz. Bizler halkımızdan aldığımız güç ve destekle daha birçok önemli ve anlamlı çalışmaları halkımızla birlikte gerçekleştireceğiz. Halkımızın bize duyduğu güven ve teveccüh için teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Çamur at izi kalsın anlayışı ile hareket eden siyasi zihniyete karşı en güzel cevabı yaptığımız hizmet ve çalışmalarımızla vermeye devam edeceğiz. Vatandaşlarımızı bu bilgilerle bilgilendiriyor, saygılarımı sunuyorum’’ ifadelerini kullandı.

     

  • KIRSAL MAHALLELERİN YOLLARI, EFELER BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZELTİLİYOR

    KIRSAL MAHALLELERİN YOLLARI, EFELER BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZELTİLİYOR

    Efeler Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, ilçe genelinde bozulan yolların iyileştirilmesi için yoğun mesai harcıyor. Vatandaşların sık kullandığı yollar, modern ve dayanıklı malzemeler kullanılarak parke taşı döşeme ve asfaltlama çalışmalarıyla restore edilirken; kırsal mahallelerdeki bozuk yollarda da düzeltme işlemi yapılıyor.

    Bu kapsamda Fen İşleri ekipleri son olarak Baltaköy Mahallesi’nde çalışma yaptı. Vatandaşların tarım arazilerine ulaşmak için sıklıkla kullandığı yol Efeler Belediyesi’nin çalışmalarıyla iyileştirildi. Ekipler, dolgu malzemeleri kullanarak yolu düzeltip, mahalleliye daha sağlıklı ulaşım imkânı sağladı.

     

     

  • BAŞKAN ATAÇ: “SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”

    BAŞKAN ATAÇ: “SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”

    Tepebaşı Belediyesi, Tepebaşı ve Mihalgazi ilçelerinde yapılacak maden arama ve faaliyetlerine ilişkin bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Başkan Ataç, “Eskişehir’imiz, dağlarımız, tepelerimiz, ovalarımız hepsi çok kıymetli. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

    Tepebaşı Belediyesi tarafından, Cengiz Holding’e bağlı ETİ Bakır A.Ş’nin Tepebaşı ve Mihalgazi ilçelerinde maden arama ve çıkarma faaliyetlerine ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda düzenlenen toplantıya Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Eskişehir Kıymetlidir Platformu üyeleri, Büyükşehir Belediyesi temsilcileri, mahalle muhtar ve azaları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Tepebaşı Belediyesi ilgili müdürlükler katıldı. Toplantıda ilk olarak TEMA Vakfı temsilcisi, Tepebaşı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü yetkilileri, maden aranacak alanda çekilen görüntüler üzerinden arama faaliyetleri başladığında doğaya vereceği zararlardan söz etti.

    “ŞEHRE SAHİP ÇIKMAK ÇOK DEĞERLİ”

    Sunumların ardından konuşan Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, “Böyle bir dönemde birlikte olmamız son derece anlamlı. Çünkü hatırlarsanız 6-7 yıl önce Gündüzler’de bir termik santral mücadelesi vermiştik. Önce kömür arama sondajları ile başladı. Sonra termik santralin yerinin tespitine kadar her şey yapıldı. Biz o zaman yine aynı ekiple çalıştık. Hukuk mücadelesi verdik. 8 davamız vardı ve 6 tanesini kazanmıştık. Bakanlar Kurulu kararı ile o bölge büyük ova ilan edildi. Oraya farklı bir şey yapılmayacak, sadece hayvancılık, tarım gibi faaliyetler yer alacak dendi. Ama yine aynı irade kendi eliyle farklı bir iş yapmaya kalktı. Bu nasıl iradedir anlayamıyoruz. Bu ülkeden, bu topraklardan, havamızdan, suyumuzdan ne istiyorlar anlamıyorum. Toprak o kadar kıymetli ki, oluşması yüzyılları buluyor. Bunları kirletmenin veya yok etmenin anlamı yok. Onun için bizim Bozdağ’ımız çok kıymetli. Bir arkadaşımız dedi ki biz bir ağaç kessek başımız belaya giriyor. Ama şimdi orada onlarca ağacı kesecekler. Onun için buraların kıymetini bilelim. Eskişehir’imiz, dağlarımız, tepelerimiz, ovalarımız hepsi çok kıymetli. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Dava ise dava. Hep birlikte mücadele edip direnirsek kazanırız. Şehre sahip çıkmak çok değerli. Denetimsiz, vahşi madenciliğe karşıyız. Bu topraklar kolay kazanılmadı. Şehitlerimizin kazandığı bu toprakları kimse satamaz” diye konuştu.

    “BİZ 25 YILDIR DİRENİYORUZ”

    CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü ise, “Bu projenin Eskişehir’de gerçekleştirilmek istenmesinden dolayı çok üzgünüz. Eskişehir’imizin her yeri çok değerli ve Eskişehir çok kıymetlidir. Burada bizim size ihtiyacımız var. Burayı hep birlikte koruyacağız. Orada sizlerin, halkın olması çok önemli. Halk direnirse, toprağına, sağlığına sahip çıkarsa öyle kurtarırız. Sizler bizimle birlikte olursanız, biz her türlü mücadeleye varız. İnanın belediye başkanlarımız Ahmet Ataç ve Yılmaz Büyükerşen olmamış olsaydı bugün Eskişehir’in pek çok alanı talan olurdu. Biz 25 yıldır direniyoruz” diye konuştu.

    Toplantıya katılan STK temsilcileri de maden arama ve çıkarma faaliyetlerinin, siyanürlü havuzların halk sağlığına, tarıma, hayvancılığa, toprağa ve çevreye ne gibi zararları olacağını anlattı. Katılımcılar da merak ettiklerini temsilcilere sorarak maden arama faaliyetlerinin doğaya ve insan sağlığına etkileri üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

    12 ARALIK’TA ÇED BAŞVURUSU YAPILDI

    Sondaj çalışmaları neticesinde Eskişehir’de altın-gümüş madeni bulan ETİ Bakır, Tepebaşı ve Mihalgazi ilçeleri, Alpagut, Atalan ve Tekeciler Mahalleleri Mevkii’nde, altın-gümüş maden ocağı, cevher zenginleştirme tesisi, hazır beton tesisi ve su temin göleti yapmak için Çevresel Değerlendirme Raporu (ÇED) için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na 12 Aralık’ta başvuru yaptı. ÇED dosyasında yer alan bilgilere göre proje için 4,5 milyar TL harcanacak ve 672 hektar yani 941 futbol sahası büyüklüğündeki ormanlık alanda faaliyet yürütülecek.

  • ATAKUM, ATA SAHNESİ’NE KAVUŞUYOR

    ATAKUM, ATA SAHNESİ’NE KAVUŞUYOR

    Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, 2012 yılında Çok Amaçlı Salon olarak planlanan ve yapımı yarım kalarak yıllar içerisinde atıl hale gelen yapıyı, Ata Sahne Sanat Merkezi olarak Atakum halkına kazandırmak için başlatılan çalışmalarda sona gelindiğinin müjdesini verdi.

    Kentte atıl durumda bırakılmış belediye yapılarını Atakum halkına kazandıran önemli projelere imza atan Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, Atakum’u cazibe merkezi iddiasını sürdürecek Ata Sahne çalışmalarında sona gelindiğini söyledi. 

    YÜZDE 90 TAMAMLANDI 

    Çok Amaçlı Salon olarak 2012 yılında planlanan ancak aradan geçen yıllar içerisinde, ilgisizlikten kaynaklı tahribatlar nedeniyle neredeyse kullanılamaz hale gelen yapı, Atakum Belediyesi Etüt Proje Müdürlüğü mühendisleri ve mimarları tarafından yeniden modern, çağın şartlarına uygun ve Atakum’un ihtiyaç duyduğu şekilde projelendirildi. Atıl duruma gelmeden önce yüzde 40 oranında inşaatı tamamlanan yapıda, hızla çalışmalar başlatılarak yüzde 90 seviyesine getirildi.

    SANATIN KALBİ ATAKUM’DA ATACAK

    En kısa sürede tamamlanarak Atakum halkına kazandırılacak Ata Sahne Sanat Merkezi içerisinde tiyatro, konser ve sanat etkinliklerinin düzenlenebileceği akustik ve profesyonel ses ışık sistemi projeleri ile gerekliliklerinin tümü karşılanmış olan 550 kişilik konferans salonu, kütüphane ve imza günler gibi etkinliklerin düzenlenebileceği sergi salonu, uygun sayıda ve yeterlilikte sanatçı soyunma odaları, teknik ve idari ofislerin yer aldığı, tüm faaliyetler için uygun fuaye alanları yer alacak. 

    CAZİBE MERKEZİ ATAKUM

    2012 yılında yapımına başlanan ancak tamamlanamayan atıl haldeki Çok Amaçlı Salonun ihtiyaca yönelik olarak Ata Sahne Sanat Merkezi adıyla yeniden projelendirdiklerini belirten Başkan Deveci, şunları söyledi:

    “Atıl bir yapının halkın kullanımına kazandırması ve verdiği fayda açısından çok başarılı bir örnek olan Hasan Ali Yücel Gençlik, Bilim ve Sanat Merkezi’nin ardından kentimize Ata Sahne’yi kazandıracağımız için çok heyecanlıyız. Ata Sahnet Sanat Merkezi’nin Atakum’un kültür, sanat ve turizm hayatına katkı sunarak kentimizin cazibe merkezi olma özelliğini güçlendireceğini ve kente farklı bir renk katacağını biliyorum. Bu merkez, Atakum’un kültürel zenginliğini artırırken, sanatseverler için önemli bir buluşma noktası olacak. Aynı zamanda, ulusal ve uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaparak turistlerin ilgisini çekecek ve bölgemizin tanıtımına katkı sağlayacak. Kentimiz, hem ulusal hem de uluslararası olarak sanatın birçok dalına ev sahipliği yaparak; sadece Samsun için değil, ülkemiz için de önemli bir örnek teşkil ediyor. Ata Sahne, hem komşuluk hukukumuzun hem de sanat dallarımızın kentimizde gelişmesi için oldukça değerli. Merkezimizi en kısa sürede komşularımızın hizmetine sunacağız.”

     

  • KADINLARDAN MEDENİ KANUN ÇALIŞTAYI’NA KARŞI EYLEM: “MEDENİ KANUN’A EL UZATMAK DEMEK, HİLAFET ÇAĞRILARININ YAPILABİLDİĞİ BUGÜNLERDE LAİKLİĞE SAVAŞ AÇMAK DEMEKTİR”

    KADINLARDAN MEDENİ KANUN ÇALIŞTAYI’NA KARŞI EYLEM: “MEDENİ KANUN’A EL UZATMAK DEMEK, HİLAFET ÇAĞRILARININ YAPILABİLDİĞİ BUGÜNLERDE LAİKLİĞE SAVAŞ AÇMAK DEMEKTİR”

    Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri, Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı’nı protesto etti. İstanbul Taksim’de çalıştayın yapıldığı otelin önünde konuşan Platform Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Medeni Kanun’a öyle ya da böyle el uzatmak demek; hilafet çağrılarının yapılabildiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayıldığı bugünlerde laikliğe savaş açmak demektir. Medeni Kanun, medeniyet demektir” dedi.

    Adalet Bakanlığı, İstanbul Taksim’deki bir otelde bugün, Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Medeni Kanun Çalıştayı düzenledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da konuşmacı olarak katıldığı çalıştayın yapıldığı sırada Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri üyeleri, otelin önünde eylem yaptı. “Korkma, Medeni Kanun’a dokunamayacaklar” yazılı pankartın açıldığı protestoda, “Eşitlik yok, yoksulluk çok, nafakaya dokunamazsın”, “Anayasa’yı, Medeni Kanun’u, 6284’ü uygulatacağız” ve “Şiddetin arabuluculuğu olmaz” yazılı dövizler taşındı.

    Burada konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, kadın haklarının yeniden tartışmaya açılacağını belirterek şunları söyledi:

    “BU TOPLANTIYA KİMLERİN KATILACAĞINI BİLE GİZLEDİLER: Bugün bu otelde, Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı gerçekleştiriliyor. Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, birçok bakanlık var içeride. Cumhuriyet’in 100. yılında Medeni Kanun ile ilgili, en fazla ne kadar ileri bir Medeni Kanunumuz var diye konuşulabilir. Uygulamama sorumluluğu, bu toplantıdaki bakanlıklarındır. Bu toplantıya kimlerin katılacağını, ne konuşulacağını bile gizlediler. Neden burada protesto ettiğimizi merak ediyor olabilirsiniz. Yarın öbür gün Medeni Kanun’a el uzatacakları zaman tüm tarafları ile görüştük diyecekler, herkesi davet ettik diyecekler; inanmayın. Bu yüzden kanıt olsun diye buradayız.

    LAİKLİĞE BİZ SAHİP ÇIKACAĞIZ: Biz istedik ki, yılların deneyim ve mücadelesini yeni bakanlarla paylaşalım, hayatın içinden kadınların yaşadıklarını, sorunları ve çözümleri anlatalım istedik ama Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı aylardır bize randevu bile vermedi. Dilekçemize bir olumlu ya da olumsuz yanıt bile vermedi. O yüzden buradan fikrimizi tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz. Burada nelerin konuşulacağını tahmin ediyoruz. Hem bu çalıştaydakileri uyarıyoruz hem de bizi dinleyen kadınlara sesleniyoruz. İlk olarak şunu söylemek isteriz. Medeni Kanun’a öyle ya da böyle el uzatmak demek; hilafet çağrılarının yapılabildiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayıldığı bugünlerde laikliğe savaş açmak demektir. Medeni Kanun, medeniyet demektir. Korkma. Laikliğe, medeniyete biz sahip çıkacağız. Medeni Kanun’a dokunamayacaklar.

    NAFAKA HAKKINA DOKUNAMAZSINIZ: İkinci olarak, kadınlar boşandıklarında yoksulluğa düşüyorlarsa bu yoksulluğu ortadan kaldırmak önce devletin sorumluluğudur ama hâlâ işsiz kadınlar, hâlâ kadınlara ‘Evde otur’ diyorlar, hâlâ eğitim alamıyor tüm kız çocukları. Bu sorunları çözmüyorlar ama ‘Nafakadan mağdur olan erkekler var’ diyorlar. Yoksulluk çok, eşitlik yok. Nafaka hakkına dokunamazsınız. Korkma. Eşitçe okuyup çalışmak için, o evlerin içerisinde eşitlikçi ilişkiler için mücadele edeceğiz ve bunu sağlayana kadar da nafaka hakkından asla vazgeçmeyeceğiz.

    BİZİ ŞİDDET FAİLLERİ İLE KİMSE BARIŞTIRAMAYACAK: Üçüncü olarak, şimdi diyecekler ki, ‘Aile ara buluculuğunu zorunlu yapalım, yuvalar dağılmasın’. Boşuna aile şuraları yapılmadı. Her mahallede kadın danışma merkezleri yokken irşat büroları açanlar, kadınları anca köle olacakları evlere hapseder. Öldürülen kadınların yüzde 41’i evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü. 30 kadın boşanma aşamasındaydı. Kadınların ihtiyacı olan korunmak, yani 6284’ün etkin uygulanmasıdır. Şiddetin olduğu yerde ara buluculuk söz konusu olamaz. Korkma. Bizi şiddet failleri ile kimse barıştıramayacak, geleceğimizi karartamayacak.

    ‘BOŞANMALARI KOLAYLAŞTIRACAĞIZ’ YALANINA KANMAYACAĞIZ: Dördüncü olarak, ‘Boşanmaları kolaylaştıralım’ diye kulağa güzel gelen bir çalışma da yapmaya kalkabilirler. Gerçek anlamda boşanma, tarafların hakları korunduğunda olabilir. Gündeme getirdikleri konularla ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak alt konumda görülen kadınların haklarının dikkate alınmaması gibi riskler söz konusu oluyor. Haklar bir bütündür. Birini, diğerine ikame etmeden haklarımızla şiddetsiz yaşamaya ve boşanmaya hakkımız var. Korkma. ‘Boşanmaları kolaylaştırıyoruz’ yalanına kanmayacağız, her bir hakkımızın takipçisi olacağız.

    O EVLERDE KADINLARI KÖLE EDEMEYECEKLER: Son olarak, bu çalıştayda ‘aile hukukunu sil baştan ele alacağız’ diyenler burada. Eğer aile hukukunu ele alacaksanız önce mücadele edenlerin aileleriyle uğraşmayı kesin. 2 gün önce TEM otoyolunda intihar girişiminde bulunan Zelal’in hesabını verin. Ağabeyleri tarafından istismar edilmiş ve intihara zorlanmış. Önce H.K.G’nin ailesinin hesabını verin. Hani aile diyorsunuz ya, önce 2023 yılında öldürülen 162 kadının çocuklarına hesap verin. Hangi aileden konuşalım istersiniz, hepsine dair görülecek çok hesabımız var. Korkma. Tekrar o evlerde kadınları köle edip erkekleri reis dikemeyecekler. Aile kurup kurmayacağımıza, neye aile diyeceğimize karışmayacaklar.”

  • BUCA BELEDİYE LOKANTASI AÇILDI

    BUCA BELEDİYE LOKANTASI AÇILDI

    Buca Belediyesi öncelikle öğrencilere ve dar gelirli vatandaşlara hizmet verecek Belediye Lokantası’nı açtı.  Lokantada 4 çeşit yemek 90 liradan satışa sunulurken öğrenciler ise aynı menüden 45 liraya yararlanacak.

    Buca Belediyesi, sosyal dayanışma alanında farkındalık yaratacak yeni bir projeye daha imza attı. Belediye, kent merkezinde ihtiyaç sahipleri, esnaf ve öğrencilerin düşük ücretlerle sağlıklı gıdaya ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla Demokrasi Meydanı’na çok yakın bir noktada, Uğur Mumcu Caddesi’nde,  Belediye Lokantası’nı hayata geçirdi.  Her gün 500 kişiye hizmet verecek lokanta, hafta içi  11.30 ila 15.00 saatleri arasında açık olacak.

    “KAR AMACI YOK”

    Bu hizmetten hiçbir kâr amaçlarının olmadığını vurgulayan Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, şunları söyledi:

    “Buca bir üniversite kenti. Öncelikle öğrenciler ve maddi imkansızlıklar içerisindeki vatandaşlarımız bu lokantadan faydalanabilecekler. Üniversite öğrencilerimiz maalesef çeşitli nedenlerden dolayı sağlıklı beslenemiyorlar. Öğrencilerimiz karbonhidrat ağırlıklı besleniyorlar. Sabah gevrek, öğlen poğaça yiyorlar.  Onlara tüm vitaminlerini dengeli bir şekilde alabilecekleri bir menü sunuyoruz”.

    İLÇE BAŞKANI KAYA’DAN KILIÇ’A TEŞEKKÜR

    Buca Belediye Lokantası’nın açılışına katılan Cumhuriyet Halk Partisi Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya, projede emeği geçen herkese teşekkür ederek,  “Başkanımız Erhan Kılıç’ın yaptığı bu proje ile sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerinden birini hayata geçirdiğini görüyoruz. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Buca halkına çok önemli bir tesis kazandırdı”  diye konuştu.

    ÖĞRENCİLER MEMNUN KALDI

    Belediye Lokantası’nın ilk günkü menüsü öğrencilerden tam not aldı. Hem kaliteli hem de sağlıklı gıdaya ulaşabilmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten öğrenciler, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’a teşekkür etti.

  • ADALET BAKANI TUNÇ: “SON DÖNEMDE AİLEYİ HEDEF ALAN EN BÜYÜK TEHDİDİN, KÜRESEL GÜÇ ODAKLARININ TEŞVİK ETTİĞİ CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKASI OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

    ADALET BAKANI TUNÇ: “SON DÖNEMDE AİLEYİ HEDEF ALAN EN BÜYÜK TEHDİDİN, KÜRESEL GÜÇ ODAKLARININ TEŞVİK ETTİĞİ CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKASI OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

    Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı’nda; evlilik birliğinin yalnızca kadın ve erkek arasında kurulabileceğine ilişkin anayasa değişikliğinde kararlı olduklarını belirterek “Son dönemde aileyi hedef alan en büyük tehdidin, küresel güç odaklarının teşvik ettiği cinsiyetsizleştirme politikası olduğunu biliyoruz. Bunun artık herkes farkında. İnsan fıtratını ve ailevi değerleri savunanların küresel ölçekte ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak baskılanmasını ise reddediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi Türkiye ve Türk milleti, küresel cinsiyetsizleştirme dayatmalarına kesinlikle boyun eğmeyecektir. Aile yapımızın dinamitlenmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi. 

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Taksim’de bir otelde bugün düzenlenen Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı’na katıldı. Açılış konuşmasını yapan Tunç, şunları söyledi:

    “BATI TOPLUMLARI, AİLEYİ GÜÇLENDİRMENİN YOLLARINI ARAMAYA BAŞLADI: “Aile hukuku hükümlerini kanunlaştıran 1917 tarihli Hukuku Aile Kararnamesi, medeni hukukumuz açısından önemli bir hukuk metnidir. Bununla birlikte Hukuku Aile Kararnamesi, dönemin şartları itibarıyla gereği gibi uygulanamamış ve kısa bir süre sonra da yürürlükten kalkmıştır. Aile hukuku, medeni hukukun en önemli alanlarından biridir. Hem geleneğimize hem inancımıza hem de hukuka bakışımıza göre toplumun temel taşı ailedir. Aile, toplumun yapı taşı olduğundan sağlıklı bir toplum da sağlıklı ailelerin varlığına bağlıdır. Ailenin korunması aynı zamanda toplumun korunması ve varlığını sürdürebilmesi bakımından vazgeçilmez öneme sahiptir. Aile bağlarının zayıfladığı, ailenin gücünü kaybettiği toplumların yıkıma uğraması kaçınılmazdır. Toplumun özünü teşkil eden, aileyi tahribe yönelik her girişim toplumu da tahrip edecektir. Güçlü aile, güçlü toplum; güçlü toplum ise güçlü devlet demektir. Nitekim aileye yeterince önem vermeyen bazı Batı toplumlarında yıkıcı sonuçların ortaya çıkmasıyla birlikte bu toplumlar aileyi güçlendirmenin yollarını aramaya başlamışlardır.

    KADIN HAKLARININ KORUNMASI, AİLE KURUMUNUN GELECEĞİ İÇİN ÖNEMLİ: Ailenin kurucusu olan kadın ve erkek arasındaki hukuki statünün belirlenmesi, özellikle kadının haklarının etkin bir şekilde korunması, aile kurumunun geleceği için son derece önemlidir. Nitekim Türk Medeni Kanunu hazırlanırken 1926 tarihli Türk Kanunu Medenisi’nde kadın-erkek eşitliğinin tam olarak sağlanamadığı yönündeki eleştiriler ve yeni ihtiyaçların ortaya çıkması, bu hassas ilişkinin yeni bir boyut kazanması göz önünde bulundurulmuştur. Bu nedenle yeni Medeni Kanun ile yapılan en önemli değişiklikler, aile hukuku alanında olmuştur. Bu kapsamda ailenin yönetimi, evlilik birliğinin temsili, evin seçimi, velayetin kullanılması, evin ve çocukların geçimi, evlenme yaşı gibi hususlarda kadın-erkek arasındaki eşitlik sağlanmıştır. Son 21 yılda anayasal düzeyde kadınlar ve çocuklar lehine önemli değişikliklere imza atılmıştır. Bu çerçevede 2004 yılında kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ve devletin, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü olduğunu hüküm altına almıştır.

    BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE SAĞLAYAN DÜZENLEME GEREKLİ: 2010 yılında da devletin bu amaçla alacağı tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağını hükme bağlamıştık. Pozitif ayrımcılık dediğimiz maddeyle kadınlara ve çocuklara yönelik, şehit-gazi ailelerine yönelik düzenlemelerin, uygulamaların, eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamayacağına yönelik pozitif ayrımcılık dediğimiz düzenlemeyi yapmıştık. Yine özgürlükleri korumak maksadıyla başörtüsüne anayasal güvence sağlayan düzenlemeyle ailenin korunmasına ilişkin düzenlemeyi içeren anayasa değişikliği teklifimizi de Meclisimize sunmuştuk. Tabi bu teklifte evlilik birliğinin ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabileceği ve eşler arasındaki eşitliğe dayanacağı hususları yer almaktaydı. Bu son derece hayırlı olduğunu düşündüğümüz düzenlemeler, o dönemde komisyon çalışmalarında bulunmuştum. Komisyon çalışmaları sonuçlanmıştı ama Genel Kurul aşamasına gelindiğinde de gerek muhalefet partilerin birtakım farklı görüşleri, sonrasında 6 Şubat depremiyle karşı karşıya kalmamız ve sonrasında da seçim sürecinin araya girmesi nedeniyle bu iki önemli değişiklik, başörtüsüne anayasal güvence sağlayan, kılık kıyafet özgürlüğünü anayasal güvenceye kavuşturan ve bütün tartışmaları sona erdirecek olan bir düzenleme ve yine ailenin korunması başlıklı 41’inci maddede de evlilik birliğinin yalnızca kadın ile erkek arasında kurulabileceği yönünde ve yine çocukların korunmasına yönelik maddeler de tabi akabinde var.

    İKİ MADDE KONUSUNDAKİ DEĞİŞİKLİKTE KARARLIYIZ: Bu maddede de önemli bir değişiklik teklifimiz olmuştu ama 27’nci yasama döneminde de uzlaşma sağlanamamıştı ve araya seçimlerin girmesiyle beraber akamete uğramıştı. Bu iki değişiklik konusunda yine biz kararlı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu iki madde değişikliği, tabi Anayasa’nın tümden değişmesi noktasındaki çalışmalar, uzlaşma girişimleri elbette ki devam edecektir ama bu iki maddenin tekrar Meclis gündemine getirilmesi konusunda da kararlı olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Çünkü son dönemde aileyi hedef alan en büyük tehdidin, küresel güç odaklarının teşvik ettiği cinsiyetsizleştirme politikası olduğunu da biliyoruz. Bunun artık herkes farkında. İnsan fıtratını ve ailevi değerleri savunanların küresel ölçekte ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak baskılanmasını ise reddediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi Türkiye ve Türk milleti, küresel cinsiyetsizleştirme dayatmalarına kesinlikle boyun eğmeyecektir. Aile yapımızın dinamitlenmesine asla izin vermeyeceğiz. Sürekli reform irademizi koruyoruz ve canlı tutuyoruz. Sürekli yeninin, daha iyinin peşinde koşuyoruz. Bu kapsamda medeni hukuk alanını doğrudan ilgilendiren çalışmalarımızdan biri, aile ara buluculuğu sistemidir. Bunun da iki gün sürecek olan çalıştaylarda da tartışılacağını ve konuşulacağını tahmin ediyoruz ve buradan çıkacak görüşler, sonuçlar da bizler için önemli.

    UYUŞMAZLIKLARIN ARA BUCULUK SİSTEMİYLE ÇÖZÜMLENMESİ AMAÇLANMAKTADIR: Nitekim kısa bir süre önce, 10’uncu yılında Türkiye’de ara buluculuk sempozyumuyla Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin desteğiyle Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen Uluslararası Aile Hukuku Sempozyumlarını gerçekleştirmiştik. Söz konusu bilimsel toplantılarda, şiddet olgusu içermeyen uyuşmazlıklarda mahkeme temelli aile ara buluculuğu sistemi etraflıca masaya yatırıldı. Çok önemli değerlendirmeler ve sonuçlar elde ettik. Bu minvalde yaşanan uyuşmazlıkların adliye koridorlarına taşınmadan, tarafların ortak yararını gözeten ve bireysel beklentilerini olabildiğince karşılayan ara buluculuk sistemiyle çözümlenmesi amaçlanmaktadır. O sempozyuma, bu anlamda uluslararası alanda kariyer yapmış hukukçular da katılmıştı. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’yle ortaklaşa düzenlemiştik ve bu sempozyumda da özellikle aile ara buluculuğunun lehinde, tabi kadına karşı şiddeti içermeyen, o hariç olmak üzere önemli görüşler ifade edilmişti. Lehinde çok sayıda görüş ifade edildi. Tabi bu sempozyumda da akademisyenlerimizi, uygulayıcılarımızı dinleyeceğiz ve bu çalıştaylarda çıkacak görüşler doğrultusunda da yine bu alandaki yol haritamızı inşallah belirleyeceğiz.”

     

  • TİP: ANAYASA’YI AYAKLAR ALTINA ALMAYA CÜRET EDEN YARGITAY ÜYELERİ, ONLARI TEŞVİK EDEN AKP İLE MHP YÖNETİCİLERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAKTIR

    TİP: ANAYASA’YI AYAKLAR ALTINA ALMAYA CÜRET EDEN YARGITAY ÜYELERİ, ONLARI TEŞVİK EDEN AKP İLE MHP YÖNETİCİLERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAKTIR

    Türkiye İşçi Partisi (TİP) Merkez Yürütme Kurulu ve Parti Meclisi, Yargıtay’ın cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararının hukuki değeri olmadığına ve uyulmamasına karar vermesi üzerine bugün toplandı. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, “TBMM Genel Kurulu’nun en kısa sürede, Anayasa darbesine karşı olağanüstü toplantıya çağrılması için muhalefet partileri ve Meclis Başkanlığı ile temasa geçilmiştir. Anayasa’yı ayaklar altına almaya cüret eden Yargıtay üyeleri, onları bu darbeci eylemlerinde teşvik eden Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır” denildi.

    TİP Merkez Yürütme Kurulu ve Parti Meclisi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin cezaevindeki TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararının hukuki değeri olmadığına ve uyulmamasına karar vermesi üzerine durum değerlendirmesi yapmak ve bundan sonra atılacak adımları görüşmek üzere bugün toplandı. TİP, toplantıda alınan kararları yaptığı yazılı açıklama ile duyurdu. TİP’in açıklaması şöyle:

    “- Türkiye İşçi Partisi, halk iradesinin yok sayılmasını, Anayasa’nın açık hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının tanınmamasını, halkın vekillerinin veya siyasi görüşleri nedeniyle yurttaşlarımızın tutsak edilmesini kabul etmeyecektir. Zorbaca uygulamalar normalleştirilemez, Türkiye’nin bir diktatörlüğe dönüşmesine seyirci kalınamaz, kalmayacağız. Yargı darbesine karşı tüm ülke sathında kararlıkla ve kitlesel şekilde mücadele edeceğiz.

    – Tüm muhalefet güçlerinin ve yurttaşlarımızın, siyasi parti, demokratik kitle örgütleri ve hukuk örgütlerinin Anayasa darbesine dur demek üzere, adalet ve özgürlük talebiyle bir araya geleceği ortak bir demokrasi kürsüsünün yaratılması için çalışmalar başlatılmıştır.

    -TBMM Genel Kurulu’nun en kısa sürede, Anayasa darbesine karşı olağanüstü toplantıya çağrılması için muhalefet partileri ve Meclis Başkanlığı ile temasa geçilmiştir.

    -Anayasa’yı ayaklar altına almaya cüret eden Yargıtay üyeleri, onları bu darbeci eylemlerinde teşvik eden Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır.”

  • CHP BORNOVA GENÇLİK ÖRGÜTÜ’NDEN BORNOVA ANADOLU LİSESİ ÖNÜNDE EYLEM… “BORNOVA ANADOLU LİSESİ’NİN ANAOKULUNA İHTİYACI YOKTUR”

    CHP Bornova Gençlik Örgütü, Bornova Anadolu Lisesi koruluğunda mülteciler için anaokulu yapıldığı iddiaları üzerine lise önünde eylem yaptı. Açıklamada, “Bornova Anadolu Lisesi’nin anaokuluna ihtiyacı yoktur. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün acilen bu karardan dönerek, bu projenin okulumuzun ihtiyacı olan laboratuvar projesiyle değiştirilmesi gerekmektedir” denildi.

    Bornova Anadolu Lisesi koruluğunda Suriyeli mülteciler için anaokulu yapıldığı iddialarına ilişkin tepkiler sürüyor. CHP Bornova Gençlik Örgütü, Bornova Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:

    “Bizler her daim haksızlığın karşısında duran, mağduriyetlere karşı hızlıca örgütlenip tepki gösteren, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine bağlı asırlık çınar Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bornova Gençlik Örgütüyüz. Yaklaşık bir haftadır ülke gündemini de yakından ilgilendiren Bornova’mızın simgelerinden biri olan Bornova Anadolu Lisesi’yle ilgili devam eden sürecin ilk günden beri içerisindeyiz. Bugün de burada Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in de mezun olduğu ve daha birçok akademisyen, milletvekili, hukukçu, bilim insanı yetiştiren Bornova Anadolu Lisesi önündeyiz. Gönül isterdi ki bugün buraya öğrenci kardeşlerimizin derslerine yardımcı olmak ve bir üniversite öğrencisi olarak liseli kardeşlerimize tecrübelerimizi aktarmak için gelelim. Fakat bugün buraya liseli kardeşlerimizin haklı mücadelesine destek olmak, seslerine ses katmak için geldik.

    Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin gençlik örgütleri olarak kazı ya da yapılacak inşaatın yasal süreciyle ilgilenmiyoruz, gerekli açıklamaları Cumhuriyet Halk Partisi yönetimindeki sosyal belediyecilik anlayışıyla yönetilen Bornova ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlarımız yapmıştır. Bizim derdimiz İzmir’imize damga vurmuş, birçok değeri ülkemize katmış, bu nadide eğitim kurumunda okuyan öğrenci arkadaşlarımızın fikir ve görüşleri hiçe sayılarak liseyle bağdaşmayan bir anaokulu yapımı projesinin başlatılmasıdır. Biz Bornova Anadolu Liseli kardeşlerimizin sesine ses katarak buradan açıkça haykırıyoruz: Bornova Anadolu Lisesi’nin anaokuluna ihtiyacı yoktur. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün acilen bu karardan dönerek, bu projenin okulumuzun ihtiyacı olan laboratuvar projesiyle değiştirilmesi gerekmektedir. Günlerdir gerek liseli arkadaşlarımızla, gerek mezunlarımızla, gerek belediyelerimizle yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde çok net bir şekilde görüyoruz ki; bu meselenin seçimlere 3 ay kala ortaya çıkması Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimizin sorumlu tutulması, açıkça partimizin ve belediyelerimizi yıpratma çabasıdır”