Blog

  • İBB ADAY TANITIM TOPLANTISI… EKREM İMAMOĞLU: “BU AZİZ ŞEHRE İHANET EDİLMESİNE BİR DAHA İZİN VERMEYECEĞİZ. İSTANBUL SON KALEDİR”

    Haber: OKTAY YILDIRIM – ÇAĞATAN AKYOL / Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanlığı’na yeniden adaylığının duyurulduğu tanıtım toplantısında; “Bu aziz şehre ihanet edilmesine bir daha izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul’a ihanet eden Türkiye’ye ihanet eder. İstanbulluları bir kez daha liyakati ve İstanbul’u ileriye taşıyacak ekibi seçmeye davet ediyorum. İstanbul son kaledir. İstanbul’u birilerinin hırslarına kurban etmeyelim. Gelin, birlikte bu muhteşem şehri geleceğe taşıyalım. Eminim ki, 31 Mart 2024 akşamı, bir kez daha İstanbullular tercihini yapacak. Ekrem İmamoğlu ile tam yol ileri diyecek. İstanbul’a hizmette tam yol ileri” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yeniden adaylığının duyurulduğu tanıtım toplantısı, Haliç Kongre Merkezi’nde “İstanbul’a hizmette tam yol ileri” sloganıyla düzenlendi. Programa CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile çok sayıda partili katıldı.

    İmamoğlu’nun konuşması, sık sık “Korkma Erdoğan, adayını açıkla” sloganıyla kesildi. Konuşmasına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10’uncu yıl nutkundaki “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık fakat asla yaptıklarımızı kâfi göremeyiz. Çünkü çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz” sözlerini hatırlatarak başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

    “2019’DA KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM BAŞARDIK: Aziz Atatürk’ten aldığımız ilhamla her türlü engele rağmen az zamanda çok ve büyük işler başardık. Bunca engele rağmen başardıklarımız bize güven ve cesaret veriyor. İşte bu cesaretle bir kez daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday tanıtım toplantısı için karşınızdayım. Beni oy birliğiyle aday ilan eden partimizin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, PM üyelerimize ve yetkili karar organlarında bulunan dava arkadaşlarıma gösterdikleri büyük güven için teşekkür ederim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olabilmek için kendinize güvenmeniz yetmez. Ekibinize, partinize, örgütünüze, vizyonunuza, İstanbulluların aklına ve vicdanına da güvenmeniz gerekir. Öncelikle bana bu güveni hissettirdiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Sizlerin iradesiyle 2019’da bu şehirde köklü bir değişim başardık. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça onlar 25 yılda yaptıklarını bizim 4,5 yılımızla kıyaslamak zorunda kaldılar.

    İSTANBUL BAŞARDI: Başarı, hepimizin başarısıdır. Başarı, İstanbul’un başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum ki, İstanbul olarak başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024’te sizlerin iradesiyle İstanbul’u yeniden kazanacağız ve Allah’ın izniyle da daha büyük işler başaracağız. Çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik, tecrübe kazandık. Önümüze çıkartılan zorlukları ve engelleri aşa aşa ustalaştık. Başarıya nasıl ulaşacağımızı artık çok iyi biliyoruz. İstanbul başardı. Daha çok ve daha büyük işler başarmaya devam edecek. Artık İstanbul senin. ‘İstanbul benim’ diyen tek kişiden kurtuldu. İstanbul, 16 milyonun. 5 yıl evvel yola çıktığımızda İstanbul durmuştu, bezgindi. İstanbul değişim, yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir vizyon istiyordu. İstanbullunun iradesi değişimle sonuçlandı.

    ONLAR ‘TOPAL ÖRDEK YAPACAĞIZ’ DEDİKLERİNDE BİZ ATOM KARINCA OLDUK: Peki, işlerine gelince millet iradesini ağızlarından düşürmeyenler ne yaptılar? Demokrasi tarihimizin en büyük utancına imza attılar. Milletimizin iradesini çiğnediler. 16 milyonun kul hakkını yediler. 16 milyon İstanbullu bizi ikinci defa ve çok daha büyük bir farkla iş başına getirdi. Bu büyük millet, o gün sadece demokrasiye sahip çıkmadı. İstanbul’da çok güçlü bir değişim talep ettiğini de dünyaya ilan etti. Biz de o günden itibaren ‘Bir marifet, bin mazeretten iyidir’ diyerek işe koyulduk. Mazeret yerine marifet göstermek için var gücümüzle çalıştık. Onlar ‘Seni topal ördek yapacağız’ dedikçe biz atom karınca olduk. Onlar ayağımıza pranga bağladıkça biz zincirleri kırdık. Onlar ‘Meclis çoğunluğu bizde, sana İstanbul’u yönettirmeyeceğiz’ dedikçe biz ahlâklı yeni yollar bulduk. Onlar milleti bölmeye çalıştıkça biz birleşmeye, kucaklaşmadan yana olduk ve İstanbul’a hizmette tarihin en hızlı koşucusu olduk.

    HER GÜN BİZE KARŞI ALGI OPERASYONU YAPTILAR: Bizi durduramayacaklarını anladıkça kızgınlıkları arttı. O kadar kızdılar ki, Ankara’da ne kadar müfettiş varsa üzerimize gönderdiler. Onlarca yıl kapısından tek denetçi geçmemiş birimlerimiz ve iştirak şirketlerimiz, müfettişlerin yeni, daimi mesai mekânı oldu. Durmadılar. Daha önce kazandığımız konularda bile yeni davalar açtılar. Beylikdüzü’ne gittiler, 30 yıllık iş yaşamımım içine girmeye çalıştılar. İçi boş gerekçelerle davalar açıp özel görevlendirilmiş hakimlerle kararlar verdirmek için kumpas kurdular. Bakanından milletvekiline, gazetecisinden bürokratına her gün yeni bir yalana sarıldılar. Her gün bize karşı başka yeni bir algı operasyonu yapmaya devam ettiler. İftira üstüne iftira attılar. Her sabah yeni bir iftirayla uyandık. Peki, biz ne yaptık? Tüm engellemelere inat biz işimize baktık. Kazanan İstanbul, İstanbullu, Türkiye oldu. Yine de ilk başkanlık dönemimiz kolay olmadı. Görevi devraldığımızda İstanbul neredeyse durmuştu. Bizden önceki yönetim, iktidarla aynı partiden olduğu hâlde hizmet üretmekten uzaklaşmıştı. İsraf düzeni, İstanbul’un kaynaklarını tarumar etmişti.

    YANLIŞ POLİTİKALARLA ÜLKEMİZ KRİZİN İÇİNE SOKULDU: Bizim devraldığımız belediyede metro projeleri durdurulmuş, iştirak şirketleri vergi borcuna batırılmış ve ihale yasaklısı olmuş. Müteahhitlere karşı boynu bükük ve otobüsüne aldığı akaryakıtın borcu icralık olmuş bir belediyeydi. Kasasında sadece 6 milyon lira bırakılmış bir belediye teslim aldık. Bu rakamın ne anlama geldiğini merak ediyorsanız söyleyeyim sizlere. O tarihte 6 milyon lira İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir günlük değil, sadece bir saatlik gideri bile değildi. Nasıl bir kasa devraldığımızı anlayın. Ardından tüm dünya, insanlık tarihinde görülmemiş bir salgın geçirdi. Yanlış ve kasıtlı politikalarla ülkemiz çok ağır bir ekonomik krizin içine sokuldu. Covid salgını ülkemiz ve şehrimizi kasıp kavururken dahi boş durmadık. Aksine krizi fırsata, şerri hayra, musibeti nimete çevirdik. Sokakların ve trafiğin boşalmasını fırsat bildik. İstanbul’un altyapısına tüm zamanların en büyük yatırımını yaptık. Tam 130 noktada su baskınlarına karşı çözüm geliştirdik.

    YÜRÜTTÜĞÜMÜZ HER PROJENİN MALİYETİ KATLANDI: Hatırlayınız. Her büyük yağışta çok sayıda vatandaşımızı İstanbul’un orta yerinde sel afetine kurban verirdik. Yalnızca 2009’da yaşadığımız sel felaketinde, İkitelli ve Halkalı’da 31 vatandaşımızı sele kurban verdik. Bugün yaşadığımız afet niteliğinde yağışlara rağmen Allah’a çok şükür can kaybı yaşamıyoruz. Yaşamıyoruz çünkü biz yılların ihmal edilmiş meselelerini çözmek için kolları sıvadık. Çalıştık ve başardık. Pandemi salgınıyla başa çıkmaya çalışırken bilimden uzaklaşan iktidarın inatla ve üst üste yaptığı hatalar yüzünden tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden biri patladı. Enflasyon, döviz kurları ve işsizlik aldı başını gitti. Milletçe fakirleştik, satın alma gücümüz ciddi biçimde düştü, düşmeye devam ediyor. Biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu süreçte ciddi biçimde fakirleştik. Çalıştığımız her işin, yürüttüğümüz her projenin maliyeti katlandı ama israfı bitirdiğimiz için bütçemizin bereketi arttı.

    ONLARIN ÜRETTİKLERİNİN İKİ KATINI YARI BÜTÇEYLE BAŞARDIK: Onların ürettiği işlerin iki katını, onların harcadıkları bütçenin yarısına bitirmeyi başardık. Onlar taksi sorununu çözmemizi engellerken, onlar 300 metrobüs satın almamız ve Beylikdüzü-Sefaköy Metrosu’nun başlatabilmemiz için 2 yıldır tek bir imza bile atmazken, onlar Allah’ın her günü devasa medya güçleriyle tek bir ağızdan ‘İstanbul için ne yaptınız, neyi başardınız’ diye algı operasyonları yaparken biz İstanbul’da her gün yeni temeller attık, her gün projeler tamamladık. Çok şükür içim rahat. Çok çalıştık ve başardık. 5 yılda İstanbul’da başlattığımız büyük atılım hamlelerimizi burada tek tek sayacak değilim. Buna vaktimiz de yok. 5 yılda yaptıklarımızı 5 başlıkta özetlemek isterim. Tüm zamanların en büyük ulaşım atılımını başlattık. Bizimle birlikte İstanbul, raylı sistemlerde bir dünya rekoruna imza attı.

    İSTANBUL’UN KANGRENLENMİŞ ALTYAPI SORUNUNU ÇÖZDÜK: Aynı anda 10 hat inşasıyla tarihin en büyük atılımını başlattık. Mart ayında açacağımız 2 yeni hattımızla birlikte göreve geldiğimizden bugüne raylı sistemlerde 65,1 km yeni hat ve 62 istasyon tamamlamış olacağız. Bu da yıllık ortalama 13 kilometreye tekabül ediyor. Gururla ifade ediyorum ki, bizden önceki 25 yılın ortalamasının 4 katından daha fazla metro hattını her yıl İstanbul’a kazandırdık. Bu atılım sayesinde bugün İstanbul’un toplu ulaşımında yolculuk sayıları bakımından raylı sistemlerin payını yüzde 35’ten yüzde 42’ye çıkardık. 2025 yılı sonuna kadar toplam 45,7 km daha yeni hattı hizmete sunacağız. Karayolu ulaşımına yaklaşık 9 milyar liralık yatırım yaptık. Trafiği rahatlatması için 155 kavşak tamamladık. 232 caddeyi sil baştan yeniledik. İstanbul’un kangrenleşmiş altyapı sorunlarını çözdük. İstanbul’un altyapısına 43 milyar lira yatırımla 3 bin 100 kilometre içme suyu hattı, 2 bin 290 kilometre atık su hattı tamamladık. Bu sayede medya kurban bayramlarında ‘Boğaz kana büründü’ haberleri yapamaz oldu.

    614 BİN ANNEYE ÜCRETSİZ ULAŞIM HAKKI TANIDIK: Terkos’tan aldığı ham suyu İkitelli Arıtma tesisimize taşıyan 33,6 km uzunluğundaki Terkos-İkitelli isale hattını tamamlayarak devreye aldık. Bu hat tam 33 kilometrelik bir metro tüneli gibi hattır. Aralarında ileri biyolojik arıtma tesisi, biyolojik atık su arıtma tesisi, içme suyu arıtma tesisleri olan 6 büyük altyapı tesisini hizmete açtık. İstanbul’un daha adil bir şehir olmasını sağladık. İlk kez bizim başlattığımız Halk Süt uygulamasıyla 257 bin çocuğa 24 milyon litre süt dağıttık. 388 bin dar gelirli aileye nakdi destek verdik. İlk kez bizim başlattığımız Anne Kart hizmetimizle 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye ücretsiz ulaşım hakkı tanıdık.”

    İmamoğlu, daha sonra ceketini çıkararak gömleğinin kolunu sıvadı ve konuşmasına şöyle devam etti:

    “6 MAYIS’TA ÇIKARDIĞIMIZ GÖMLEĞİ, İKTİDAR OLANA KADAR GİYMEYECEĞİZ: 6 Mayıs’ta çıkardığımız ceketi hiç giymedik, iktidar olana kadar da giymeyeceğiz. İlk kez bizim dönemimizde 300 bin üniversiteliye burs, 350 bin ilk ve orta öğretim öğrencisine eğitim desteği verdik. 14 yurtta 5 bini aşan üniversiteliye güvenli ve sağlıklı barınma hizmeti vermeye başladık. Halk Ekmek üretimi konusunda da dev bir adım attık. Avrupa’nın en büyük ekmek fabrikalarından Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nı hizmete açtık. Bugün İstanbul’a günlük 2 milyona yakın Halk Ekmek üretiyoruz. İstanbul’un daha yeşil bir şehir olması için dev yatırımlar başlattık. 2019’dan bugüne, İstanbul’a halkın kullanabildiği 8 milyon 830 bin metrekare yeni yeşil alan kazandırdık. Sadece kent ormanlarımız değil, Eminönü-Alibeyköy hattında Haliç’e kazandırdığımız yeşil alan, tarihimizin en büyük hizmetlerinden biri oldu. İstanbul’a tam 10 yeni Yaşam Vadisi kazandırdık. 11 tanesinin ise imalatı devam ediyor.

    İSTANBUL’UN DİRENCİNİ ARTIRDIK: ‘Yeşil Çözüm’ adını verdiğimiz çevre dostu yatırımlarımıza 1 milyar dolarlık büyük bir bütçe ayırdık. Atıktan enerji üretimini 3 katına çıkardık. Bugün 2,5 milyon insanın elektriği çöpten karşılanıyor. İstanbul’un krizlere ve afetlere direncini artırdık. 4 yılda 91 nazım imar planı güncelledik. Bu sayede binlerce vatandaşımız 40-50 yıldır bekledikleri tapularına kavuştu. Böylece depreme dayanıklı yapılaşma süreçleri de buralarda başlamış oldu. 36 ilçemizde vatandaşlarımızın imar haklarını koruyarak binalarını dönüştürmenin önünü açtık. İBB ve iştirak şirketleri, bu zamana kadar 19 milyar liralık yatırımla 52 projesini tamamladı. İştirak şirketimiz KİPTAŞ, 4 yılda 9 bin 498 konutu tamamladı, 7 bin 949 konutun inşaat ve proje aşaması devam ediyor. Toplamda vatandaşımıza 18 bine yakın yeni konut kazandırdık. Listemiz böyle uzar gider.

    2019’DA SEÇİLMESEYDİK İSRAF DÜZENİ DEVAM EDERDİ: Özetle yeni bir hizmet, yeni bir fayda sunmadığımız, geçmişte almakta olduğu hizmetin kalitesini ve miktarını artırmadığımız tek bir yurttaşımız kalmadı. Hangi kriterle bakarsanız bakın, her alanda bizden önceki 25 yıllık dönemin ortalamasından çok daha fazla yatırım ve çok daha hızlı icraat yaptık. Çok daha az bütçeyle bu şehrin her ilçesine, her mahallesine çok daha fazla çözüm ürettik. Bütün bunlar, Türkiye tarihinde benzeri görülmemiş adil, halkçı ve demokrat uygulamalar oldu. Yaptığımız her işte, aldığımız her kararda İstanbul’un muhafızı olma bilinciyle hareket ettik. 2019’da biz seçilmemiş olsaydık neler olurdu bir düşünün. Bu şehrin halka çevrilmiş kaynakları israf düzeni temsilcilerinin ceplerine akmaya devam ederdi. Bu şehrin gurur kaynağı olan halkçı belediyecilik yerine ‘Ben yaptım oldu belediyeciliği’ çevreyi talan etmeye devam ederlerdi.

    İSTANBUL MODELİ, KALICI ÇÖZÜM ÜRETEN BELEDİYECİLİKTİR: Biz seçilmemiş olsaydık bu halkın çocukları, ücretsiz süt içebilir miydi? Burs, yurt ve kreş gibi kamusal desteklerden mahrum kalınırdı. İstanbullu, kendi hakkına sahip çıkmasaydı şimdiye bunlar çoktan beton kanal ile İstanbul’u baştan başa yarmış, temiz su kaynaklarımızı kirletmiş, İstanbul’un Trakya’yla bağlarını koparmış, kentimizi kocaman yalnız bir ada hâline getirmişlerdi. Sadece bununla da kalmaz, kamu kaynaklarını, atalarının emanetini saçıp savuran bir mirasyedi gibi har vurup harman savururlardı. İstanbul’da kamucu, halkçı, sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla bir ‘İstanbul Modeli’ geliştirdik ve büyük bir değişimin hep birlikte temellerini attık. İstanbul Modeli sadece hizmet değil, adil hizmet belediyeciliğidir. İstanbul Modeli sadaka dağıtan değil, her vatandaşa haysiyetli yaşam sürme imkanları üreten belediyeciliktir. İstanbul Modeli günübirlik değil, kalıcı çözüm üreten belediyeciliktir.

    TÜRKİYE SÜREKLİ GERİLİRKEN İSTANBUL YÜKSELİYOR: İstanbul Modeli, mağdurlar yaratan ve çevreyi katleden bir kalkınma anlayışı yerine, her insanı eşit derecede önemseyen, doğayı ve insani kalkınmayı esas alan belediyeciliktir. Başlattığımız halkçı ve emekçi dostu belediyecilik, darda olanın yardımına koşan, herkese adil ve erişilebilir çözümler üreten anlayıştır. Bizim anlayışımız, devasa, akıl dışı inşaat projeleriyle kaynakları israf etmek yerine, hizmeti vatandaşın ayağına kadar götürme anlayışıdır. 5 yıla yakın bir süredir İstanbul’un dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz sayısız projeyle katılımcı, planlı halkçı bir kalkınma programı uyguluyor, şehrimizi ve insanımızı güçlendiriyoruz. Bu anlayış sadece yaşam kalitesini değil, şehrimizde bireysel mutluluğu da artıran bir anlayıştır. O nedenledir ki, son yıllarda yapılan global mutluluk endeksi araştırmalarında Türkiye sürekli gerilerken İstanbul sürekli yükseliyor.

    MECLİSTE BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KAZANACAĞIZ: 5 yılın özeti olarak büyük bir gururla diyoruz ki, İstanbul’da israfı bitirdik, hizmeti getirdik. İstanbul başardı. İstanbul’a adalet ve bereket geldi. İstanbul yatırımlarla güçlenmeye, geleceğe güvenle bakmaya başladı. Bu, hiçbir kimsenin, hiçbir kurumun tek başına üstlenemeyeceği kadar büyük bir başarıdır. Bu, hepimizin başarısıdır, 16 milyon İstanbullunun başarısıdır. Bizim için ilk dönem önemli bir değişim ve başarıyla sonuçlandı. 31 Mart 2024’te oylarınızla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik engellemelerin yol açtığı israfı da bitireceksiniz. İnanıyorum ki, büyük bir çoğunlukla bize yeniden ve çok güçlü bir onay vereceksiniz. İBB Meclisi’nde iş yapmamızı kolaylaştıracak büyük çoğunluğu hep birlikte kazanacağız. Daha fazla ilçeyi bizim yönetmemizi sağladığınızda, İBB ile ilçenizin belediyesi ortaklaşa ve çok daha hızlı çözüm üretecek, proje tamamlayacak. İstanbul’da hizmet ziyafeti başlayacak.

    İRADESİNİ YOK SAYANLARI MİLLET DE YOK SAYACAK: Sizlerin kararlı iradesi görüldükten sonra iktidar, vatandaşla daha fazla inatlaşamayacak. Biz de hiçbir komplekse kapılmadan, hiçbir siyasi hesabı düşünmeden, zaten ilk günden beri talep ettiğimiz şeyi yapacağız. Hükümetle birlikte daha yakın ve daha çok çalışacağız. Bu işin başka bir yolu yok. Hiçbir iktidar, ülkenin en büyük şehrinin açık ve net iradesini yok sayamaz. Yok sayarsa milet de onları yok sayacak, gönderecek. Biz siyasetçiler bu milletin hizmetkârlarıyız. Ben belediye başkanı olarak tüm milletime, tüm İstanbul’a hizmet ediyorum. Halka hizmet etmenin Hakk’a hizmet etmek olduğuna da çok iyi biliyorum. İnançlı bir ananın babanın inançlı bir evladı olarak yürekten inanıyorum. İktidar bugün yetişmiş insan kaynağımız ve milletin ortak değerleriyle kavga içinde. Milletin yetişmiş evlatlarını elitlikle suçlayıp milli olmamakla ötekileştirirken ülkemiz yetersiz insan kaynağı ile yönetilmeye mahkûm ediliyor.

    TÜRKİYE BUNU HAK ETMİYOR: Türkiye bunu hak etmiyor. Çağımızda bir şehri aklınıza estiği gibi tek başınıza aldığınız kararlarla yönetemezsiniz. Hele İstanbul’u hiç yönetemezsiniz. Önce şehrinizi nereye taşıyacağınıza karar vermelisiniz. Biz şehrimizi stratejik bir plan dahilinde yönetiyoruz. Dünya krizde, bölgemiz krizde, ülkemiz siyasal, ekonomik ve toplumsal olarak krizde. Bundan 100 yıl önce Atatürk ve arkadaşları muasır medeniyeti hedeflerken elimizde bir model, örnek vardı. Bizim iddiamız yalnızca İstanbul için değil dünyaya, bölgeye ve ülkeye örnek ve öncü bir İstanbul vizyonu hayata geçirmektir. Çünkü İstanbul hem bu ülkenin hem de dünyanın gözdesi. İstanbul Planlama Ajansı’nı bunun için kurduk. Biz yalnızca bugünün acil sorunlarına çözüm bulmak ve günü kurtarmakla ilgilenmiyoruz. Biz çocuklarımıza bırakacağımız bir şehri planlıyoruz. 31 Mart 2024’te İstanbul’da 5 yıl önce başlattığımız büyük yolculuğun hızlanacağı yepyeni bir dönemin başlangıcı olacak.

    GELECEĞİ ÖNGÖREMEYENLER BUGÜNÜ TASARLAYAMAZLAR: İstanbul, gelecek güzel günlere doğru daha sağlam, daha kararlı, daha hızlı adımlarla yürüyecek. 2019’da çıktığımız bu yolculuğun hedefi İstanbul’u 2050’ye taşımaktır. Biz, 5 yıldır İstanbul’un yalnızca bugününü değil, geleceğini de gözeten bir anlayışla çalışıyoruz. Şehrin yol haritasını belirleyerek, geleceğimizi planlayarak, projelendirerek hareket ediyoruz. Bir dönem daha İstanbul’u yönetme kararlılığıyla yola koyulurken, benim gündemimde, İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi’ni hayata geçirmek var. Bizim gayet güçlü bir İstanbul vizyonumuz, bilimsel ilkelere dayalı bir yönetimimiz, ihtiyaçlara dayalı bir icraat anlayışımız var. Bizim için vizyon bugünden geleceğe bakmak değildir. Bizim için vizyon olası bir gelecek senaryosundan bugüne bakmaktır. Bugünü o geleceğe göre tasarlamaktır. Gelecekte neler olup biteceğini öngöremeyenler bugünü tasarlayamazlar.

    20 BİNDEN FAZLA İSTANBULLUNUN EMEĞİ VAR YOL HARİTASINDA: Günübirlik kararlarla günü kurtaranlar geleceği karşılayamazlar. 2050 Strateji Belgesi’ni, farklı uzmanlık alanlarından bilim insanları, sivil toplum örgütleri kamu ve özel sektör temsilcileri ile gündeminde İstanbul olan çok çeşitli paydaşların katılımıyla 2 yıldan uzun bir sürede hazırladık. 20 binden fazla İstanbullunun emeği var bu yol haritasında. Her ilçeden ve her uzmanlıktan İstanbulluların bizzat kendilerinin belirlediği öncelikler var. Tam anlamıyla katılımcı, ortak akla ve rızaya dayanan bu vizyon; küresel rekabette İstanbul’u güçlendirecek, İstanbulluların refahı ve mutluluğunu artıracak hedefler çalışması oldu. Dünyanın en gelişmiş şehirleri geleceklerini nasıl şekillendiriyorsa biz de öyle şekillendireceğiz. İstanbul’da kendimizle de yarışacağımız büyük ilerleme hamlesi başlatacağız. ‘İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri’ diye tarif ettiğimiz ana hedeflerimiz şunlar olacak. Daha adil bir İstanbul için tam yol ileri diyoruz.

    İSTANBUL, ADİL FIRSATLAR SUNAN KENT OLACAK: Yeni dönemde İstanbul, ihtiyaç sahiplerini daha çok gözeten, yoksullukla daha kapsamlı mücadele eden, herkes için adil fırsatlar sunan bir kent olacak. Gençlerimiz ve kadınlarımız için İstanbul daha adil, daha güvenli ve daha sosyal bir şehir olacak. Yoksullara, yaşlılara, bakıma muhtaç olanlara ve çocuklara kamunun şefkatli ve sürdürülebilir desteğini hissettirecek. Şehrimizde yaşayan her bir vatandaşımızın insan haysiyetine yaraşır biçimde hayat sürdürebilmesi için çözümler üreteceğiz. Devlet fırça atmaz, şefkatini gösterir. Daha yeşil İstanbul için tam yol ileri. Bizim önceliğimiz İstanbul’u aktif yeşil alanlarıyla yaşanabilir bir kente çevirmektir. Devam eden yaşam vadilerimizi etap etap tamamlayıp yenilerini de ekleyerek 2029 yılına kadar şehrimize yeni 10 milyon metrekare daha aktif yeşil alan kazandıracağız. Bu alanlarda aileler, gençler, yaşlılar, tüm İstanbullular temiz hava alacak, sporunu yapacak ve sevdikleriyle kaliteli zaman geçirecek.

    İSTANBUL’UN ALTINI DEMİR AĞLARLA ÖRMEYE DEVAM EDECEĞİZ: İstanbul, bundan böyle doğayı iyileştiren, mümkün olan her alanda doğayla barışık uygulamalar geliştiren bir şehir olacak. Önümüzdeki haftalarda Anadolu yakasında hizmete açacağımız Şile Kömürcüoda Çöp Sızıntı Arıtma Tesisi alanında dünyanın en hızlı tamamlanmış tesisi olacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak açacağımız bu tesis, Avrupa’nın ikinci en büyük tesisi olacak. Bu sayede her gün 400 ton atıktan yakıt türetecek ve çöpten enerji üretme kapasitemizi tam iki katına çıkaracağız. Daha özgür İstanbul için tam yol ileri. Yeni dönemde İstanbul, yerel demokrasinin her geçen gün güçlendirildiği, birbirini dinleyen, birlikte üreten, birlikte kendini güçlü hisseden bireylerin şehri olacak. İstanbul’u yönetirken demokratik katılım kanallarının sonuna kadar geliştirildiği, her fikrin ve sesin şehrin yönetime katılabildiği kalıcı çözümler geliştireceğiz. Daha ulaşılabilir İstanbul için tam yol ileri. İstanbul’un altını demir ağlarla örmeye devam edeceğiz.

    CUMHURBAŞKANI, METRO İÇİN İMZA ATANA KADAR HERKESE ŞİKÂYET EDECEĞİM: İstanbul’u bir uçtan bir uca bağlayacak yeni nesil ekspres metro hattı HIZRAY projemizi hayata geçireceğiz. Sabiha Gökçen Havalimanı-Beylikdüzü arasındaki 74,5 kilometrelik mesafede 13 istasyonla hizmet verecek bu yeni nesil ekspres metro hattı ile 20 noktada diğer metro hatlarımıza entegrasyon sağlayacağız. HIZRAY Projesi hayata geçtiğinde İstanbul raylı sistem ağının ana arteri olacak. Çevreci, hızlı, konforlu ve dakik bu sistemle İstanbul’da trafik ve ulaşım çilesi sona erecek. HIZRAY sayesinde İstanbulluların zamandan tasarruf etmesi sağlanacak ve İstanbul daha konforlu ve daha yaşanabilir bir şehir hâline gelecek. Ayrıca Sefaköy-Beylikdüzü TÜYAP Metro hattı bir imza bekliyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nı, imzayı atana kadar herkese şikâyet edeceğim. Kredisi hazır.

    KAOS YERİNE HAYATI KOLAYLAŞTIRACAĞIZ: Yenidoğan-Çekmeköy-Söğütlüçeşme Metro Hattı, Eyüpsultan Bayrampaşa Tramvay hattı ve Kadıköy-Maltepe-Cevizli Tramvay hattı gibi birçok yeni raylı sistem projelerini başlatacağız. 2029’da toplu ulaşımda raylı sistemlerin payını yüzde 50’nin üzerine çıkaracağız. Metro hatlarını kullanan vatandaşlarımızın çeşitli ihtiyaçlarını giderebilecekleri çok daha fazla alan, meydan ve yeşil alanlar, park et devam et istasyonları, otoparklar yapacağız. Böylece İstanbul’da kent içi ulaşım daha ucuz, daha konforlu ve daha kolay hale gelecek, Bugün daha fazla projelere girmek istemiyorum ama adına ‘Bulut’ adını verdiğimiz yeni projelerimizle Gayrettepe, Esentepe, Levazım ve Balmumcu gibi keşmekeşe dönmüş alanlarda yollar üstü yaya kaldırım sistemi kuracağız. Yaya teması kopmuş tüm hatları birbirine bağlayacak, tüneller, geçitler, asansörler ve köprülerin yarattığı kaos yerine yoğun bölgelerde hayatı kolaylaştıracağız.

    HER İLÇEYE KAPSAYICI ÇÖZÜMLER GETİRECEĞİZ: Krizlere ve afetlere daha dayanıklı İstanbul için tam yol ileri diyoruz. Yeni dönemde kentsel dayanıklılığı artırmak için bir taraftan bireysel çözümler üretirken diğer taraftan kalıcı ve her ilçeye kapsayıcı çözümler getireceğiz. Kriz anlarında toplumsal dayanışmayı hızla örgütleyecek, birlikte mücadele kurumlarımızı ve kültürümüzü güçlendireceğiz. Deprem ve afet konusunda önerdiğimiz, başta İstanbul’a özel afet yasası olmak üzere politikaların hayata geçmesi için hükümetimizle çalışacağız. Girişimciliğin ve yaratıcılığın merkezi İstanbul için tam yol ileri. 8 bin yıldır insanlığın gözde şehirlerinden biri olmayı başarmış eşsiz İstanbul’u uluslararası yatırımlar için güçlü bir çekim merkezi hâline getireceğiz. İlk dönemimizde İstanbul’un yaratıcılığı açığa çıkaracak projelere istediğimiz kadar ağırlık veremedik. Yeni dönemde öncelikli hedeflerimiz arasında bu da var. Dünyanın yaratıcı sermayesinin bir kısmının İstanbul’a akması için çalışacağız. Bugüne dek 165 bin vatandaşımızın yararlandığı Bölgesel İstihdam Ofislerimizi yaygınlaştıracağız ve 500 bin vatandaşımıza iş imkanı yaratacağız.

    ŞEHRİMİZİ DÜNYANIN EN ÖNEMLİ ÇEKİM MERKEZLERİNDEN BİRİ YAPACAĞIZ: 2027 Avrupa Oyunları ve 2036 Olimpiyatları başta olmak üzere İstanbul’u her alanda bölgesel ve küresel etkinliklerin merkezi hâline getireceğiz. Tarihi mirasa sahip çıkan İstanbul için tam yol ileri diyoruz. İstanbul tarihinde tarihi mirasa en çok yatırım yapan yönetim biz olduk. Yerebatan Sarnıcı, Müze Gazhane ve Yedikule Gazhanesi başta olmak üzere 25 ilçede 42 rotada bin 321 kültür varlığımızı, müze, sanat eseri, çeşme ve tarihi eseri değerine kavuşturduk. Yeni dönemde İstanbul’un pek çok yerinde unutulmuş ve yok olmaya yüz tutmuş pek çok mirası kurtaracak; endüstriyel alanların dönüşümünü tamamlayacak ve şehrimizi dünyanın en önemli çekim merkezlerinden biri hâline getireceğiz. Gençlere eşit fırsatlar sunan İstanbul için tam yol ileri diyoruz. Biz gençleri ve çocukları, en önemli yatırım alanı ve kamusal görev alanı olarak kabul ediyoruz. İstanbul’da gençleri karar mekanizmalarının ve kentsel organizasyonların çok daha önemli bir paydaşı yapacak ve gençlerin sesine çok daha fazla kulak vereceğiz.

    BİZ, ADALETLİ VE ATATÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ: Bu nedenle yeni dönemde İstanbul’u yönetirken yurtlar, burslar ve kütüphaneler gibi gençlere yönelik hizmetlerimizi kat kat artıracak, gençlerimizi dünyadaki akranlarıyla her alanda yarışabilecek donanımlarını güçlendireceğiz. Biz İstanbul’da geride bıraktığımız bu 5 yılda işleri rayına oturttuk. İstanbul, bu sağlam raylar üstünde ilerliyor, daha da ilerleyecek. Çünkü biz başarısı sınanmış, denenmiş bilimsel ilkelerle çalışıyoruz. Şehrimizi ortak akılla yönetiyoruz. İkinci dönemimizde daha kolay başaracağız ve çok daha büyük işler başaracağız. ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyenler o makamlara bir daha oturamayacak. İkinci dönemimiz İstanbul’un her anlamda yükseleceği, güçleneceği bir dönem olacak. Önümüzdeki günlerde bu vizyon çerçevesinde hazırladığımız somut projelerimizi detaylarıyla sizlerle paylaşacağız. O zaman göreceksiniz ki, İstanbul’u yönetmek için çok hazırlıklı ve çok kararlıyız. Bizim bir farkımız var. Biz adaletli, halkçı, Atatürk milliyetçisiyiz.

    SUÇSUZ YERE İÇERİ ATTIĞINIZ MUHALİFLERİ SERBEST BIRAKIN: Biz bu ülkeye yurttaşlık bağlarıyla bağlı her vatandaşımızı aynı derecede eşit, onurlu ve saygın kabul eden insanlarız. Biz söz verip yapanlardanız. Biz 7-8 yıldır ‘Ha bu yıl şahlanıyoruz, ha öteki yıl şahlanıyoruz, olmadı ertesi yıl şahlanıyoruz’ diyenlerden değiliz. Son şahlanış da 2024’e kaldı galiba. Onlardan bir isteğim var. İsraf düzeni olarak bize engel olmak, itibar suikastı yapmak ve İstanbul’un kaynaklarına göz koymak yerine gelin, ekonomiyi düzeltin, enflasyonu düşürün. 10 milyonlarca vatandaşımızı inim inim inleten şu derin yoksulluğa son verin. İlaçtan tedaviye kadar alarm veren sağlık sistemini düzeltin. Gelin, hukukun üstünlüğünü yeniden hakim kılın. Bu ülkeye adaleti geri getirin. Suçsuz yere içeri attığınız muhalifleri serbest bırakın.

    İSTANBUL’UN MUHAFIZI OLACAĞIZ: Sırf maddi nedenlerle ailesini, okulunu, ülkesini ve geleceğini terk eden gençlere gelecek borcunuz var. Siz önce onu ödeyin. Hiçbir şey yapamıyorsanız gelin, Türkiye’nin güvenlik ve sığınmacı sorununu el birliğiyle çözelim. Sahi uyguladıkları akıl dışı politikalarla Türkiye’de güvenlik sorunlarına neden olmuş eski yöneticilerinize de dava açacak mısınız? 5 yıl önce olduğu gibi bizim yine büyük hayallerimiz var. Bizim hayalimiz, ana gibi merhametli, şefkatli, adaletli, yüreği gibi temiz, kucağı gibi huzurlu, anamızın gönlü gibi zengin bir İstanbul’dur. O ana ki bize, önce atamız Fatih Sultan Mehmet’in, sonra da büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. İstanbul’u başımızı yasladığımız annemizin sinesi kadar huzurlu, çocuklarının mürüvvetini görmüş annemiz kadar mutlu etmek vazifemizdir. İstanbul hepimizin evidir ve evi olmaya devam edecek. Ey aziz İstanbul, sana söz; biz yeni dönemde de durmadan, dinlenmeden çalışacağız. Ey aziz İstanbul, sana söz; seni refahın ve adil paylaşımın huzur ve mutluluk dolu şehri yapacağız. Sevgili peygamberimiz ‘İşi ehline bırakınız’ demiş. Siz kendi işinize bakın ve halka hizmet işini ehline bırakın. İstanbul emin ellerde yönetiliyor, yönetilmeye devam edecek. İçiniz rahat olsun, İstanbul’un muhafızı olacağız.

    İSTANBUL’U BİRİLERİNİN HIRSLARINA KURBAN ETMEYELİM: Bu aziz şehre ihanet edilmesine bir daha izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul’a ihanet eden Türkiye’ye ihanet eder. Sözlerime son verirken başta benim partim CHP olmak üzere her siyasi partiye üye olan, her siyasi görüşten İstanbulluları bir kez daha liyakati ve İstanbul’u ileriye taşıyacak ekibi seçmeye davet ediyorum. Kadınları, gençleri, esnafları, iş insanlarını bu tarihi yolculuğa destek olmaya davet ediyorum. Her yaştan, her sektörden çalışanları, üreticileri, emekçileri, kadınları ve gençleri bir kez daha tarih yazmaya davet ediyorum. İstanbul son kaledir. İstanbul’u birilerinin hırslarına kurban etmeyelim. Gelin, birlikte bu muhteşem şehri geleceğe taşıyalım. Birlikte, omuz omuza ileri diyelim. Eminim ki, 31 Mart 2024 akşamı, bir kez daha İstanbullular tercihini yapacak. Ekrem İmamoğlu ile tam yol ileri diyecek. İstanbul’a hizmette tam yol ileri.”

     

     

  • CHP, TBMM’Yİ 9 OCAK’TA OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRDI: “YARGI KRİZİNDEN DEVLET KRİZİNE EVRİLEN GELİŞMELERİN ARKASINDA YATAN NEDENLERİN ARAŞTIRILMASI KAÇINILMAZ BİR ZORUNLULUK”

    CHP, TBMM’Yİ 9 OCAK’TA OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRDI: “YARGI KRİZİNDEN DEVLET KRİZİNE EVRİLEN GELİŞMELERİN ARKASINDA YATAN NEDENLERİN ARAŞTIRILMASI KAÇINILMAZ BİR ZORUNLULUK”

    CHP; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin cezaevindeki milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ikinci hak ihlali kararına da uymamasının ardından Genel Görüşme yapılması için 9 Ocak’ta TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırdı. Önergenin gerekçesinde; “Hiçbir organ, kurum ya da kişi Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamama yetkisine, hak ve hürriyetine sahip değildir…  Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet ilkesini bozan, demokratik siyasetin önünü tıkayan süreç, yalnızca politik değil, ekonomik sonuçlar da doğurabilecek bir içerik taşımaktadır… Yaşanan bu gelişmeler karşısında TBMM’nin tutum ve davranışının belirlenmesi, yargı krizinden devlet krizine evrilen gelişmelerin arkasında yatan nedenlerin araştırılması ve bu tür hukuk dışı girişimlerin önlenmesi için gereken düzenlemelerin kararlaştırılması kapsamında bir Genel Görüşme açılması kaçınılmaz bir zorunluluktur” değerlendirmeleri yapıldı.

    CHP, 9 Ocak Salı günü TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırdı.  

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin cezaevindeki milletvekili Can Atalay’ın hakkındaki ikinci ihlal kararına da uymamasının ardından CHP Parti Meclisi’nin aldığı kararları açıklamıştı. Özel, “TBMM’yi kendi iradesine karşı yapılan bu darbe girişimi için önümüzdeki salı günü saat 15.00’te olağanüstü toplantıya çağırıyoruz” demişti.

    CHP Grup Başkanvekilleri Burcu Köksal, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır imzasıyla bugün TBMM Başkanlığı’na Genel Görüşme Önergesi sunuldu. Önergenin gerekçesinde şu değerlendirmeler yapıldı:

    “REJİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEZAHÜRÜ”

    Son yıllarda rejim değişikliğinin bir tezahürü olarak bazı siyasetçiler, Anayasa’ya sadakat andını hiçe sayarak yaptığı konuşmalarda Anayasa Mahkemesince verilen kararları eleştirmenin ötesine geçerek Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması gerektiğine dair açıklamalarda bulunmuş, Anayasamızı hiçe sayarak demokratik hukuk devletini zedeleyici bir yaklaşım sergilemişlerdir. Yargı organları da benzer şekilde hukuksuz kararlara imza atmış, Anayasa’nın 153’üncü maddesinde açıkça tanımlanan kuralı ihlal edici uygulamalarda bulunmuşlardır. Bunun son örneği de 28. Dönem Milletvekili olarak seçilen Şerafettin Can Atalay’ın yaşadığı hukuksuzluklara ilişkindir.

    Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi, Şerafettin Can Atalay’ın Anayasa’nın 67’nci maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile 19’uncu maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiş; kararın bir örneğini hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştir. (25.10.2023 tarihli ve 2023/53898 Bireysel Başvuru Numaralı Kararı). Anılan karar, on beş üyeden oluşan Mahkemenin dokuz üyesinin olumlu oyu ile alınmıştır.

    Bu çerçevede ilk derece mahkemesine gönderilen Can Atalay hakkındaki ceza dava dosyası, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tek hakim imzasıyla Yargıtay’a iletilmiştir. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, 08.11.2023 tarihli ve 2023/12611 E. sayılı dosya üzerinden; Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu ihlal kararına hukuki değer ve geçerlilik izafe edilemeyeceğinden cihetle uyulmayacağına; Can Atalay’ın TBMM tarafından milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğine ve yetki aşımı yapan AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.

    Anayasa Mahkemesi ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle 24.11.2023 tarihinde yapılan ikinci başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi 2023/99744 başvuru numaralı ve 21.12.2023 tarihli kararıyla, Şerafettin Can Atalay dosyasında verdiği ihlal kararını yinelemiş olup, sözü edilen karar 27.12.2023 tarih, 32412 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

    “YARGITAY 3’ÜNCÜ CEZA DAİRESİ, AYM KARARLARINI, ‘TERÖR ÖRGÜTLERİ SÖYLEMLERİ İLE UYUM GÖSTEREN’ ŞEKLİNDE NİTELEMEKTEN DE ÇEKİNMEMİŞTİR”

    Kararda, başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Buna karşın, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı yeniden Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne göndermiş, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi ise Anayasa Mahkemesi’nin kararına hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği cihetle, uygulanması gereken bir kararın bulunmadığı, kesinleşen ve infazı kabil bir hükmün mevcudiyeti karşısında Anayasa Mahkemesi’nin kararının uyulmasına yer olmadığına yönelik karar kurmuştur. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi kararlarını, ‘terör örgütleri söylemleri ile uyum gösteren’ şeklinde nitelemekten de çekinmemiştir. 

    “HİÇBİR ORGAN, KURUM YA DA KİŞİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINI UYGULAMAMA YETKİSİNE, HAK VE HÜRRİYETİNE SAHİP DEĞİLDİR”

    Anayasa’nın 153’üncü maddesi açık olup, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişiler üzerindeki bağlayıcılığını betimler. Hiçbir organ, kurum ya da kişi Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamama yetkisine, hak ve hürriyetine sahip değildir.

    “SADECE YARGI ORGANLARI ARASINDAKİ İHTİLAF OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ”

    Bir yargı organının mensuplarının ‘Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı’ şeklindeki Anayasa’nın Başlangıç hükmüne ve 6’ncı maddesinde belirtilen ‘Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz’ hükümlerine açık bir şekilde aykırı olan bu yetki aşımını kullanmaları sadece bir yargı organları arasındaki ihtilaf olarak değerlendirilemez. Nihayetinde bu durum, Yargıtay marifetiyle yargı organının yasama organı üzerinde tahakkümünü doğurmakta; kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal etmektedir. Kaldı ki, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyeleri bununla da yetinmemiş ve hukuka aykırı bir karar alarak Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına da karar vermişlerdir.

    Ne var ki Anayasa’nın 148’inci maddesi ve 6216 sayılı Kanun gereğince bir AYM üyesini, AYM Genel Kurulu Yüce Divan sıfatıyla yargılayabilir; bunun için on beş üyeden onunun olumlu oyuyla soruşturma izni vermesi gerekir. Bu kadar açık bir Anayasa hükmünün yüksek yargı organı üyesi sıfatını taşıyan hakimlerce göz ardı edilemeyeceğinden dolayı bu karar hukuk devleti ilkesi içerisinde ele alınamaz.

    Yukarıda sayılan gelişmeler, sorunu bir yargı krizi olmanın ötesine taşımış ve bir devlet krizi şekline dönüştürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet ilkesini bozan, demokratik siyasetin önünü tıkayan süreç, yalnızca politik değil, ekonomik sonuçlar da doğurabilecek bir içerik taşımaktadır.    

    “TBMM’NİN, SİYASAL PARTİLERİN VE MİLLETVEKİLLERİNİN ORTAYA ÇIKAN GELİŞMELER KARŞISINDA SORUMLULUK ALMASI VE YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMESİ GEREKMEKTEDİR”

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en temel görevi, her milletvekilinin de ettiği yeminde de belirtildiği üzere Anayasa’ya sadakat ve demokratik hukuk devletini korumaktır. Bu çerçevede TBMM’nin, siyasal partilerin ve milletvekillerinin ortaya çıkan gelişmeler karşısında sorumluluk alması ve yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. 

    Yukarıda anlatılan nedenler ve gerekçelerle, yaşanan bu gelişmeler karşısında TBMM’nin tutum ve davranışının belirlenmesi, yargı krizinden devlet krizine evrilen gelişmelerin arkasında yatan nedenlerin araştırılması ve bu tür hukuk dışı girişimlerin önlenmesi için gereken düzenlemelerin kararlaştırılması kapsamında bir Genel Görüşme açılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.”

     

  • ÇEŞME BELEDİYESİ KARAKILÇIK BUĞDAYI ÜRETİMİNE DEVAM EDİYOR

    ÇEŞME BELEDİYESİ KARAKILÇIK BUĞDAYI ÜRETİMİNE DEVAM EDİYOR

    Karakılçık buğdayının kaybolmaya yüz tutmuş olan tohumunu bulup çoğaltan ve taş değirmenlerde öğüterek “Ata Ekmeği”ni yapan Çeşme Belediyesi’nin Karakılçık buğdayı üretimine devam ediyor.

    Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran üreticilere yönelik desteklerini sürdürüyor. Çeşme Belediyesi geçtiğimiz yıllarda ilk hasadını yaptığı 2 bin yıllık ata tohumu karakılçık buğdayı üretimini sürdürüyor.

    Çeşme Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü tarafından mibzerle karakılçık buğdayı ekimi yapılıyor. Çiftçilerin üreterek hem toprağında kalmasını hem de bölgeye ekonomik girdi sağlamayı hedefleyen Başkan Oran, ‘Başka bir tarım mümkün” diyerek kadim buğday Karakılçık buğdayını üreterek, unutulmaya yüz tutmuş bir lezzeti yeniden sofralara taşıdı.

    Üreticiye geri alım garantisi vererek ata tohumuna sahip çıkan Başkan Oran, “Ziraat Odası kayıt belgesini sunmak kaydıyla en fazla 10 dönüme kadar ekim yapıyoruz. Bu ekimlerden Ortalama 200/ 250 kg verim alıyoruz.Toprak mahsülleri ofisinin belirlediği buğday fiyatının iki katı fiyatla geri alım garantisi veriyoruz. Değirmenlerde öğüttümüğümüz Karakılçık ekmeklerini belediye şirketi ÇEŞTUR Halk Ekmek Fabrikası’nda satışa sunyoruz” diye konuştu.

    YERLİ ÜRETİCİMİZİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Başkan Oran, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Amacımız ata tohumumuz karakılçık buğdayının ekim alanı ve üretiminin ilçemizde artmasıdır. Şimdi az miktarda olan karakılçık buğdayımızın üretimi daha da artacak ve Halk Ekmek Fabrikası’nda vatandaşlarımızın soflarına sağlıklı bir şekilde ulaşacak. Böylece hem üreticimizi destekleyecek hem de vatandaşlarımızın sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamış olacağız” dedi.

     

     

     

  • BORNOVA’DA PARKLAR YENİLENİYOR

    BORNOVA’DA PARKLAR YENİLENİYOR

    Bornova Belediyesi ‘Daha Yeşil Bornova’ yaratma hedefiyle imza attığı önemli çalışmalara 2023 yılında da aralıksız devam etti. Parklar, yeşil alanlar ve ağaçlandırma sahaları artırıldı. İlçenin dört bir yanına iklime uyumlu bitkiler ekilerek farklı kent mobilyaları yerleştirildi. Çocuk oyun alanları yenilenirken, bazı parklara Bornovalı minikler için uçak temalı oyun grupları yerleştirildi.

    Bornova Belediyesi, 2023 yılında ilçenin farklı noktalarında bulunan yaklaşık 1.928.331 metrekare alanı kapsayan 564 adet yeşil alan ve parkta hizmet verdi. Parkların, düzenli bakım onarım ve yenileme hizmetleri, gerçekleştirilirken, ilçeye 1 yeni park ve yeşil alan ile 3 ağaçlandırma sahası kazandırdı. 241 adet parkın yenileme ve revizyonu yapıldı. 1 parkın çocuk oyun alanı, kauçuk malzeme ile kaplandı. Bornova’nın 3 farklı noktasında toplam 4 bin 309 metrekarelik alan ise ağaçlandırılarak, yeşil alana dönüştürüldü.

    SEVİMLİ UÇAKLAR PARKLARDA

    Oyun alanlarında yapılan yenileme çalışmalarında çocukların eğlenceli vakit geçirdikleri alanlar daha estetik ve kullanışlı hale getirildi. İlk olarak Büyükpark içinde bulunan oyun alanına konulan uçak şekilli kaydıraklar Çamdibi Atatürk Parkı ve Yeşilova Mahallesi Muhtarlık ofisi arkasındaki parka da yerleştirildi. Bornovalı miniklerin ilgi odağı olan sevimli uçaklar çocukların en çok tercih ettiği oyuncak oldu.

    AZ SU TÜKETİMİ

    Parklardaki yeşillendirme çalışmalarında daha az su tüketen bitkilerin ekimi yapıldı.Pınarbaşı’nda bulunan Bornova Belediyesi Fidanlığı’nda üretilen lavanta, ateş dikeni, sarı papatya, Meksika petunyası, şimşir, kartopu, alev çalısı, taflan ve zakkum gibi iklimle uyumlu 10 bin 920 adet bitki ilçe geneline dikildi.

    KENT MOBİLYALARI

    Bornova Belediyesi, ilçe genelinde bulunan parklarda kullanılan kent mobilyaları kendi imkanları ile üretiyor. 2023 yılında Park ve Bahçeler Müdürlüğü atölyelerinde 46 adet kent mobilyası üretimi yapıldı. Park ve yeşil alanlardaki elektrik tesisatları, aydınlatma ve sıhhi tesisatların bakım ve onarımlarına da daha hızla müdahale edebilir hale getirildi.

    Ayrıca 2023 yılında 181 adet kamu kurumuna destek verilirken, okul, cami gibi kamu kurumlarına da park mobilyası, çocuk oyun grupları, ağaç budama gibi çeşitli yardımlarda bulunuldu.

    PARKLAR DAHA KEYİFLİ HALE GETİRİLİYOR

    Kişi başına düşen yeşil alan miktarını arttırarak, park ve yeşil alanları daha keyifli bir hale getirmek istediklerini belirten Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, “2022 yılında Dünya Sağlık Örgütü standartlarının da üzerine çıkarılarak kişi başına düşen yeşil alan miktarını 14,1 metrekareye yükselttik. 2023 yılında da yeşil alan çalışmalarımız devam etti. İlçemize yeni parklar kazandırırken, mevcut parklarımızı da çocuklarımızın güvenliği ve sağlığı için yeniledik ve yinilemeye devam ediyoruz”dedi.

     

  • ÇİĞLİ’DE BİR RÜYA GERÇEK OLUYOR

    ÇİĞLİ’DE BİR RÜYA GERÇEK OLUYOR

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehri demir ağlarla örmeye devam ediyor. Deneme seferleri önümüzdeki günlerde yapılacak Çiğli Tramvayı’nın şubat ayının başında hizmete gireceğini müjdeleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bir rüya gerçek oluyor” dedi. 

    Raylı sistem yatırımlarını hız kesmeden sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çiğli Tramvayı’nda sona yaklaştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, son dokunuşların yapıldığı Çiğli Tramvayı’nda incelemelerde bulundu.  Raylı Sistemler Dairesi Başkanı Mehmet Ergenekon’dan bilgi alan Başkan Soyer, alınacak araçlarla 183 milyon euro yatırım bedeli olan Çiğli Tramvayı’nda ayın 15’inde deneme seferlerinin başlayacağını söyledi. Başkan Soyer,  “Bir rüya gerçek oluyor. Ay sonuna doğru kesin tarihi belirliyoruz. Şubat ayının ilk haftasına Çiğli Tramvayı’nı yetiştiriyoruz” diye konuştu.  

    11 KM’LİK HAT, 14 DURAK

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, çevreci ekonomik ve konforlu kent ulaşımına yeni bir soluk kazandıracak önemli projelerinden Çiğli Tramvayı’nın inşaatı kapsamında hattı Karşıyaka Tramvayı’na bağlayacak yaya ve bisiklet yolunu da içeren 750 metre uzunluğunda viyadük, 6 trafo binası, 14 adet durak ve 11 kilometrelik hat imalatını (22 bin 600 metre ray montajı) tamamladı. Hatta çevre düzenlemeleri ve sinyalizasyon çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor.

    RİNG YAPACAK
    Çiğli Tramvayı hattının temeli 2021 yılının Şubat ayında atıldı. 11 kilometre uzunluğunda ve 14 istasyondan oluşan hat, Ata Sanayi Bölgesi, Çiğli Devlet Hastanesi, Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ne hizmet verecek. İZBAN ile yolcu entegrasyonunun yapılacağı Semra Aksu Caddesi yayalaştırıldı. Çiğli Tramvay Hattı’nın Karşıyaka hattı ile bağlantısı Karya Kavşağı’nda sağlandı. Hat, yapılan viyadük üzerinden Ekol Kavşağı’na, oradan da Atatürk Caddesi’ne doğru ilerleyecek. Atatürk Caddesi’nden Semra Aksu Caddesi’ne, oradan da Eski Havaalanı Caddesi ile Doğa Koleji kavşağına, devamında Çiğli Devlet Hastanesi ve Ata Sanayi Bölgesi’nden geçerek Evka-5 kavşağına gelecek. Oradan da Atatürk Organize Sanayi Bölgesine ulaşılacak. AOSB içerisinden Katip Çelebi Üniversitesi’ne ulaşan hat, AOSB içerisinde devam ederek Nazım Hikmet Ran Caddesi’ne ve yeniden Ekol Kavşağı’na gelerek ringini tamamlayacak. Çiğli Tramvayı bölgeye nefes aldıracak, trafiği rahatlatacak, bölgedeki hastane, üniversite ve sanayiye ulaşımı kolaylaştıracak.

  • EKMEK ZAMMININ ARDINDAN MARMARİS’TE HALK EKMEK BÜFESİNE İLGİ ARTTI

    EKMEK ZAMMININ ARDINDAN MARMARİS’TE HALK EKMEK BÜFESİNE İLGİ ARTTI

    Ekmek zammının ardından Marmaris’te Belediye’nin Halk Ekmek Büfeleri’ne ilgi arttı. Geçen haftalarda ortalama 3000 olan günlük satış miktarı 4000’e çıktı.

    Marmaris’te ekmeğin yeni yılla birlikte 10 lira olmasının ardından Marmaris Belediyesi’nin Halk Ekmek Büfeleri’ne ilgi daha da arttı. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde ekmek fiyatının 7.5 lira olduğu büfelerin önünde kuyruklar oluşmaya başladı. Geçtiğimiz haftalarda ortalama 3000 olan günlük satış miktarı 4000’e çıktı.

    2,5 LİRALIK FARK

    Halkın talepleri doğrultusunda Marmaris’te ilk defa geçen Ağustos ayında halk ekmek büfesi açılmıştı. Talebin ve ihtiyacın artması ile ikinci büfe de Beldibi Mahallesi’nde açılmıştı. Fırınlardan alınan uygun fiyata alınan ekmeklerin piyasadan daha ucuza satıldığı büfelerde günlük olarak ortalama 3000 adet ekmek satışı gerçekleşiyordu.

    Ancak yılbaşından hemen sonra Marmaris’te ekmeğe 2 lira zam yapıldı ve ilçede ekmeğin fiyatı 10 lira oldu. Bu durum bir adet ekmeğin 7.5 liraya satıldığı Halk Ekmek Büfelerine ilgiyi de arttırdı. Aradaki 2,5 liralık fark büfeler önünde kuyruklar oluşmasına neden oldu. Pazartesi’den itibaren büfelerde günlük yaklaşık 4000 adet ekmek satılmaya başlandı.

    “HALKIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ”

    Ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle böyle bir ihtiyaç doğduğunu dile getiren Marmaris Belediye Başkanı Başkan Oktay, “Marmaris’te gerçekten böyle bir ihtiyaç doğabileceği aklımıza gelmezdi. Ama açtığımız iki büfede de ciddi oranda satış oluyor. Ekmeğe yapılan zammın ardından ilgi daha da arttı. Bizler de halkçı belediyecilik anlayışıyla yurttaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

     

  • ADANA’NIN KURTULUŞ BAYRAMI TÖRENLERLE KUTLANDI

    ADANA’NIN KURTULUŞ BAYRAMI TÖRENLERLE KUTLANDI

    5 Ocak Adana’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 102’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’nda çelenk koyma töreni düzenlendi.

    Törene, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, 6. Kolordu Komutanı Tümgeneral Mehmet Özeren ile sivil ve askeri erkan katıldı. Ardından Uğur Mumcu Meydanı’nda Geçit Töreni gerçekleştirildi.  

    Geçit töreninde Bayrak Şiiri okundu, halk oyunları ekibi gösteri yaptı, isim ve şiir yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi, Jandarma Genel Komutanlığı Tüfekli  Hareketler Bölüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Bölüğü gösteri yaptı, Pozantı Kaymakamlığı’ndan alınan ve bisiklet sporcularının getirdiği “Atatürk’ün Mücahitlerinden Adana’ya” isimli bayrak, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’e teslim edildi.

    “EN BÜYÜK GURUR GÜNÜMÜZ”

    Törende konuşan Başkan Zeydan Karalar, 5 Ocak’ın en büyük gurur günü olduğunu belirterek, kuruluşun ve kurtuluşun gerçeklerini anlattı. Başkan Zeydan Karalar, “Mustafa Kemal Atatürk, Liman Von Sanders’ten komutayı devraldıktan sonra ve Sanders’in ‘Bizim için her şey bitti’ demesinin ardından ‘Bizim için her şey yeni başlıyor’ mesajı verir. Akabinde 11 gün Adana’da kalır ve kentin ileri gelenleriyle toplantılar yapar, halkla buluşur. Sonrasında Kurtuluş Savaşı’nı yapmaya karar verir. Daha sonra 15 Mart 1923’te Adana ziyaretinde, ‘Bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur’ der. Adanalılar olarak Mustafa Kemal Atatürk’e Kurtuluş Mücadelesi hissini vermiş olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz” diye konuştu.

    “ADANALILAR CANLARI PAHASINA DÜŞMANA DİRENDİ, FRANSIZLARI GERİLETTİ”

    Birinci Dünya Savaşı sonrasında Fransızların Adana’yı işgal etmesiyle, kentte milli mücadelenin de başladığını belirten Başkan Zeydan Karalar, Kuvayi Milliye’nin bölgede mücadele eden güçleri toparlayarak, Fransızlar’ı gerilettiğini anlattı. Bu gerilemenin ardından, Fransızların önceden tehcir edilen Ermenileri Adana’ya geri getirdiğini ve onların da halka çok zulmettiğini belirtti. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Pozantı’da direnç yuvaları kurun’ emrinden sonra büyük kahramanlıklar gösterildiğini belirten Başkan Zeydan Karalar, şöyle devam etti:

    “Fransızlar, Adanalıların kahramanca direnişi karşısında geriler ve barış ister. Sinan Tekelioğlu barış isteğinin kabul edilmemesini talep eder ama Mustafa Kemal Atatürk ileriyi çok iyi gören bir deha olduğu için Fransızların barış isteğinin kabul edilmesi konusunda kesin emir verir. Böylece genç TBMM ilk kez tanınmış olacaktır. Adanalılar TBMM’nin uluslararası alanda tanınması konusunda da öncelikli rol oynar. Milletimiz ülkemizin kurtulması için çok bedel ödemiş, canı pahasına savaşmıştır.”

    Başkan Karalar, konuşmasını, “Ülkemizi düşmandan kurtaran, başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz” diyerek tamamladı.

     

  • GAZETECİ FATİH ALTAYLI ADLİ KONTROL KARARIYLA SERBEST BIRAKILDI

    Sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, yurt dışı çıkış yasağı ve imza şartını içeren adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Altaylı hakkında İstanbul’da 1 Ocak’ta düzenlenen “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” yürüyüşünün ardından İsmail Aydemir’e yumruklu saldırıda bulunan zanlı E.A’ya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı “Eline sağlık” paylaşımıyla ilgili “suçu ve suçluyu övme” suçundan resen soruşturma başlatmıştı.

    Öte yandan, Başsavcılıkça Altaylı hakkında, video paylaşım platformu üzerinden 24 Aralık 2023’te yayınladığı videoda, Ankara’da gerçekleştirilen “İsrail ve PKK’ya Lanet Mitingi”ne katılanlara yönelik kullandığı sözler dolayısıyla “halkın bir kesimini kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılama” suçundan da resen ayrı bir soruşturma açılmıştı.

    Başsavcılık, Altaylı’yı soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmıştı. Altaylı, bugün sabah saatlerinde savcılığa gelerek ifade verdi. Altaylı’ya destek olmak için Prof. Dr. Celal Şengör de savcılığa geldi. 

    FATİH ALTAYLI’YA YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞI

    Yaklaşık 1 saatlik ifadesinin ardından Fatih Altaylı, yurt dışı çıkış yasağı ve imza şartı şeklinde adli kontrol talebiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik, Fatih Altaylı’yı yurt dışı çıkış yasağı ve imza şartı şeklinde adli kontrol kararıyla serbest bıraktı.

     

  • TERÖR SALDIRISINDA HAYATINI KAYBEDEN ŞEHİT FETHİ SEKİN VE MUSA CAN İÇİN İZMİR ADLİYESİ’NDE ANMA TÖRENİ DÜZENLENDİ

    TERÖR SALDIRISINDA HAYATINI KAYBEDEN ŞEHİT FETHİ SEKİN VE MUSA CAN İÇİN İZMİR ADLİYESİ’NDE ANMA TÖRENİ DÜZENLENDİ

    HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

    İzmir Adliyesi önünde 7 yıl önceki terör saldırısında hayatını kaybeden şehit polis memuru Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can için anma töreni düzenlendi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Onların emanetleri bizim şerefimiz. Bizler bu ülkenin huzurunu bozmak isteyen, milletimizin güvenliğini tehdit eden her türlü şer şebekesiyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Onların destekçileriyle, terör örgütlerini destekleyen siyasi uzantılarıyla da mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

    İzmir Adliyesi önünde 5 Ocak 2017 tarihideki terör saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can için İzmir Adliyesi’nde anma töreni düzenlendi. Törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Selin, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun da katıldı.

    “ONLAR EN YÜKSEK MERTEBEYE ULAŞTILAR”

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan anma töreninde şehitler için dua okundu. Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şunları söyledi:

    “Bugün çok anlamlı bir tören için sizlerle bir aradayız. Şehitlerimiz 7 yıl önce kahramanca mücadele ederek İzmir Adliyesi’ni, İzmir Adliyesi’nde çalışanları, özellikle bombalı bir eylemle şehit etmek için gelen teröristlerle mücadele ederken, kahramanca mücadele ederken kendi hayatını feda eden şehit polis memurumuz Fethi Sekin ve adliye çalışanımız, çok kıymetli müşabirimiz Musa Can’ı rahmetle anmak için sizlerle bir aradayız. Öncelikle şehit polisimiz Fethi Sekin ve mübaşirimiz Musa Can’ı rahmetle, minnetle anıyorum. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Onlar en yüksek mertebeye ulaştılar, inşallah onların emanetine sahip çıkabilme mücadelesini milletçe hep beraber vermenin gayreti içerisinde olacağız.

    “TERÖRLE MÜCADELEMİZ KESİNTİSİZ SÜRECEK”

    Şehit Fethi Sekin bir trafik polisi. Trafik polisi olarak adliyenin önünde görev yaparken o tehlikeyi fark edip İzmir Adliyesi’nde bir bombalı eylem yapma girişimini fark edip hemen canı pahasına oradaki teröristleri etkisiz hale getirmek için yaptığı mücadele sırasında şehit oldu ve buradaki büyük bir terör eylemini, bugün adliyemizin içerisinde bu törende anmak için burada olan adliye personelimiz buradaki canların kurtarılmasına vesile oldu, kahramanca mücadele etti. Trafik polislerinin aslında terörle mücadele noktasında böyle bir çalışması olmamasına rağmen o hemen silahına sarıldı, kahramanca mücadelesini yaparak büyük bir faciayı, büyük bir terör eylemini burada önlemiş oldu. Musa Can abimiz, mübaşirimiz burada görev başında, görev yaparken o hain kurşunlara maruz kalarak şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Terörle mücadelemiz kesintisiz sürecek.

    “ONLARIN EMANETİ BİZİM ŞEREFİMİZ”

    40 yıldan bu yana bölücü terör örgütüyle mücadele ediyoruz ve terörün her çeşidiyle mücadele etmeye devam ediyoruz. Bu ülkenin huzurun, kardeşliğin, birlik beraberliğini bozmayı hedef alan, ülkemizin bölünmesini isteyen hain terör örgütleriyle mücadelemizden, kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Terör insanlık suçudur, terör yaşam hakkının düşmanıdır. Ülkemiz üzerinde hain emeller besleyenler, bölgemiz üzerinde hain emeller besleyenler, Türkiye’nin güneyinde, Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurmak isteyen hainlere ve onların maşalarını tutan küresel güçlere hiçbir zaman fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Kahramanca mücadele eden ve 40 yıldan bu yana şehitlerimiz bu ülkenin birlik bütünlüğü, vatandaşlarımızın huzuru, çocuklarımızın geleceği için canlarını feda ettiler. Onların emaneti olan ülkemize, onların emaneti olan geleceğimize hep beraber sahip çıkacağız inşallah. Onların emanetleri bizim şerefimiz.

    “TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIYINCAYA KADAR BU MÜCADELE DEVAM EDECEK”

    Bizler bu ülkenin huzurunu bozmak isteyen, milletimizin güvenliğini tehdit eden her türlü şer şebekesiyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Onların destekçileriyle, terör örgütlerini destekleyen siyasi uzantılarıyla da mücadele etmeye devam edeceğiz. Milletimizin birlik bütünlüğünü hiçbir zaman bozdurmayacağız ve ülkemiz inşallah terörün kökünü kazıyıncaya kadar bu mücadele devam edecek. Türkiye yüzyılında ülkemizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, milletimizi huzurlu bir geleceğe inşallah milletçe hep beraber taşıyacağız. Bugün İzmir’imizde 5 Ocak 2024. 7 yıl önce şehit verdiğimiz Fethi Sekin polis memuruz ve adliye çalışanımız, mübaşirimiz Musa Can ağabeyimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyoruz. Mekanları cennet olsun. Bu vatan uğruna canlarını feda eden başta Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu ülke için Kurtuluş Savaşı’ndan itibaren her dönemde gerek terörle mücadelede, gerek güvenliğimiz açısından savaşlarda bu ülke için canlarını feda eden şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum. Onların emanetine her daim sahip çıkacağımızı buradan İzmir’den bir kez daha belirtmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizi terörden arındırarak, terörün her türlüsünden arındırarak ülkemizi huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde hiç durmadan çalışacağımıza, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılının çok daha huzurlu bir gelecekte ülkemizi dünyanın huzurlu, lider ülkeleri arasında yer alması mücadelemizden taviz vermeyeceğimizi belirtmek istiyor, tekrar şehitlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum”

    Konuşmanın ardından Fethi Sekin ve Musa Can’ın şehit düştüğü yere karanfiller bırakıldı.

  • GÖKÇE GÖKÇEN’DEN ADALET BAKANI YARDIMCISI RAMAZAN CAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

    GÖKÇE GÖKÇEN’DEN ADALET BAKANI YARDIMCISI RAMAZAN CAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, torpil yaptığı iddiasıyla gündeme gelen Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can hakkında suç duyurusunda bulundu. Gökçen, “Yüzlerce genç gecesini gündüzüne katıp sınavlara, mülakatlara hazırlanıyor. Anne babalar kendi hayatlarından, yediklerinden içtiklerinden kısıp çocuklarının sınavlara hazırlanmasına destek olmaya çalışıyor. Ancak birileri elinde telefonuna gelen bir mesaj ile yüzlerce gencin, anne babanın emeğini yok sayıyor. Biz tam da bu düzenin, bu pişkinliğin karşısındayız” dedi.

    CHP Adalet Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, torpil yaptığı iddiasıyla gündeme gelen Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can hakkında suç duyurusunda bulundu. Gökçen konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

    BİZ TAM DA BU DÜZENİN KARŞISINDAYIZ”

    Bizim tek kriterimiz liyakat diyorlar. Gelen talepleri ‘Bizim de işimiz düşüyor’ notuyla iletiyorlar. Bunu da mülakatları kaldırma vaadiyle seçime girdikten yalnızca birkaç ay sonra yapıyorlar.

    Yüzlerce genç gecesini gündüzüne katıp sınavlara, mülakatlara hazırlanıyor. Anne babalar kendi hayatlarından, yediklerinden içtiklerinden kısıp çocuklarının sınavlara hazırlanmasına destek olmaya çalışıyor. Ancak birileri elinde telefonuna gelen bir mesaj ile yüzlerce gencin, anne babanın emeğini yok sayıyor. Biz tam da bu düzenin, bu pişkinliğin karşısındayız.”

    NE OLMUŞTU?

    Milletvekili olduğu dönemde “FETÖ’yü ziyaret ettim. Siyaset ve bürokraside yükselme o yolla oluyordu” açıklaması ile gündeme gelen Adalet Bakanı Yardımcısı Ramazan Can, görevde yükselme mülakatına girecek bazı personeller için gelen torpil isteklerini özel kalem müdürüne ilettiği Fox muhabirleri tarafından görüntülenmişti. Can’a gelen torpil talepleri mesajlarından birisini AKP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin attığı görülmüştü.

    Gelen mesajlardan bazıları şöyle:

    Sayın Bakanım iyi günler dilerim, az önce Yargıtay binasında Abdullah Murat Başkanım vesilesiyle sizinle tanışma fırsatı bulmuştum, Türkiye Adalet Akademisinde Sosyal Hizmetler Uzmanı olarak görev yapıyorum, görevde yükselme sınavına girdiğimi söylemiştim, bilgilerimi atmamı istemiştiniz, iletiyorum, saygılarımla”,”Çalıştığı Birim: İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı Yazılı Sınav Puanı 89, Başvurulan Pozisyon İzmir Yazı İşleri Müdürlüğü Görevde yükselme sınavı Mülakat Tarihi 26.01.2024 Cuma Saat:14:30 Mülakat Yeri: Adalet Bakanlığı (Eski Başbakanlık) C Kapısı Büyük Toplantı Salonu” AKP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’den gelen mesaj”,”Abi notunuzu aldık, takip edeceğiz inşallah, selamlar, saygılar”,”Notumuzu aldık takip edeceğiz inşallah”,” Büro MEMURSEN Isparta İl Başkan Vekili Müdür Adayımız”,”Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı önemli, bizim de işimiz düşüyor”