Blog

  • GÜLİSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT: “GELİN BU DARBEYE HEP BERABER DİRENELİM”

    GÜLİSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT: “GELİN BU DARBEYE HEP BERABER DİRENELİM”

    DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Yargıtay’ın tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararıyla ilgili “Ya hep beraber bu ülkedeki yurttaşlar olarak, bu ülkedeki siyasetçiler olarak, bu ülkedeki her bir yurttaşın temel hak ve özgürlüklerini savunacağız, anayasal devlet düzenini savunacağız ya da bu büyük karanlık, bu büyük kötülük kendini gittikçe büyütecek ve bütün ülke sathına yayılarak yeni bir anayasal düzeni bize dayatacak ve bunun içerisinde her birimiz kaybolup gideceğiz. Biz çağrımızı bütün Türkiye halklarına yapmak istiyoruz; gelin bu darbeye hep beraber direnelim” dedi. Koçyiğit, ayrıca TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a, “Asla ama asla Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararı bu Meclis’te okunmamalıdır. Sizden de Meclis iradesine sahip çıkacak bir tutumu takınmanızı beklediğimizi ifade etmek istiyoruz” çağrısında bulundu.

    DEM Parti’nin yeni Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Koçyiğit, şunları söyledi:

    “SALDIRIYA UĞRAYAN ÖĞRENCİNİN OKULDAN UZAKLAŞTIRILDIĞINI AMA SALDIRGANLAR İÇİN BİR SÜREÇ İŞLETİLMEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

    “5 Ocak tarihinde katledilen Seve Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar, Silopi’de ablukalar sürecinde katledilen 3 kadın arkadaşımızı anarak sözlerime başlamak istiyorum.

    Koç Üniversitesi’nde bir üniversite öğrencisinin Alevi ve Kürt olması nedeniyle oda arkadaşları tarafından darp edilmesi ve bir ırkçı saldırıya, bir nefret saldırısına maruz kalmasına ilişkin haberleri hep beraber takip ettik. Ne yazık ki bu sürecin de aslında hiçbir şekilde gereğinin yerine getirilmediğini, sürecin akamete uğratıldığını, saldırıya uğrayan öğrencinin okuldan uzaklaştırıldığını ama saldırganlar için hiçbir şekilde gerçek anlamda bir yaptırım ve bir süreç işletilmediğini görüyoruz. Genç öğrenci arkadaşımızla milletvekili arkadaşlarımız irtibat hâlindeler. Öncelikle kendisine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz. Bu olayların münferit olmadığını, bu ülkedeki şiddetin aslında sistematik olduğunu ve bu şiddeti üretenlerin en başında da AKP-MHP iktidarının geldiğini biliyoruz. Her gün Kürt’e, Alevi’ye, sosyaliste, devrimciye, kadına yönelik, LGBT artı bireylere yönelik nefret söylemlerinin bu ülkedeki şiddeti olağanlaştırdığını, bu ülkedeki şiddeti yaygınlaştırdığını ve yaşamın her alanının şiddetle kuşatıldığını göstermesi açısından da çok önemli.

    Can Atalay’ın avukatları yeniden Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bir bireysel başvuru yaptılar ve AYM bir kez daha hak ihlali kararı verdi. Anayasa’nın 153/6 fıkrasına, yani Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme, yargı, gerçek ve tüzel kişileri bağladığına ilişkin fıkrasına atıf yaparak bu kararın derhal uygulanması gerektiğini ifade etti. Ama ne yazık ki bu karara da yine 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi uymak, bunun gereğini yerine getirmek yerine topu bir kez daha Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne attı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi de bir yargısal darbeye imza koyarak, haddini ve sınırlarını aşan bir karara imza koymuş oldu.

    “HDP’Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRILMASAYDI BUGÜN BELKİ DE BUNLARI KONUŞMUYOR OLACAKTIK”

    Bu ülkede Kürtlerin, demokratların, sosyalistlerin ittifakıyla 80 milletvekilinin Meclis’e girmesi, müesses nizamı ve onun bekçilerini oldukça ürküttü. Hızlı bir şekilde kırmızı alarm vererek Kürt düşmanı bir ittifakı hayata geçirdiler ve o gün bugündür de başta Kürt halkı olmak üzere demokratik siyasete ve tüm alanlara saldırılar olduğunu biliyoruz. Ne yapıldı? 20 Nisan 2016 tarihinde bu Meclis Anayasa’ya aykırı olduğu hâlde milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. O zaman ‘Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz’ diyenlerin, bugünkü anayasal krizde, devlet krizinde emekleri olduğunun, payları olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. O gün bu yargısal darbeye, bu hukuksuzluğa geçit verilmeseydi; sırf Kürt’tür diye, sırf demokratik siyaseti temsil ediyor diye HDP’li milletvekillerinin, bizim arkadaşlarımızın dokunulmazlıkları kaldırılmasaydı bugün belki de bunları konuşmuyor olacaktık.

    “MEHMET UÇUM AYM’YE PARMAK SALLIYOR, AYM’Yİ TEHDİT EDİYOR”

    Kürtlerin, Gezi Davası eliyle Türkiye’deki muhaliflerin, Boğaziçi Üniversitesi ile bu ülkenin aydınlarının ve demokratik yüzlerine yönelik bütün bu saldırılar bugün artık sona gelmiş durumda. Mehmet Uçum’un muştuladığı hâliyle ifade edersek, satır aralarından okuduğumuz, ‘Biz başkanlık sistemine geçtik, kendimiz açısından yeni bir düzeni kurduk ama bu düzenin içerisinde hali hazırda önümüzde engeller var. AYM bazen bizim hoşumuza gitmeyen kararlar alıyor. Onun için AYM’nin de Anayasa’nın da değiştirilmesi gerekiyor.’ AYM’nin itibarsızlaştırılması, yetkilerinin gasp edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Peki, Mehmet Uçum bunu kimin adına söylüyor? Çünkü dün AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in bir açıklaması vardı. Daha önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da aynı şekilde yaptığı açıklaması vardı, ‘Ben bu tartışmada, bu çelişkide, iki yüksek yargı arasındaki sorunda hakemim’ diyordu. Öncelikle şunu söyleyelim. Bu bir maç değil. Eğer bu bir maçsa bile topluma karşı oynadığınız bir maç. Bütün toplumun, bütün demokratların, bütün muhaliflerin elini kolunu bağlamışsınız, kaleciyi kale duvarına sabitlemişsiniz ve tek taraflı olarak oynadığınız şikeli bir maç olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Ama eğer hakemler ise Mehmet Uçum’un açıklamaları kim tarafından yazılıyor, Mehmet Uçum kim adına konuşuyor sorusunu da sormamız gerekiyor. Çünkü Mehmet Uçum, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin ilk verdiği 8 Kasım kararında da son kararında da açık ve net bir şekilde AYM’ye parmak sallıyor, AYM’yi tehdit ediyor.

    Bu tartışmanın içerisinde sarayın nerede durduğunu biz çok iyi biliyoruz. Saray bizzat taraftır. Kendi yeni rejimini kurmak açısından, gerçekten tek adam rejimini sağlamlaştırmak açısından ve bu iktidara dikensiz gül bahçesi yaratmak açısından sarayın taraf olduğunu, Recep Tayyip Erdoğan’ın taraf olduğunu çok iyi biliyoruz. Tek taraf olanlar onlar değil. Özellikle grup konuşmalarında, kürsü konuşmalarında AYM’ye parmak sallayanlar, partimizin kapatılması için oradan emir verenler, talimat verenler ve bugün aslında Yargıtay’ın birçok dairesinde ama özellikle 3’üncü Ceza Dairesi’nde etkin olduğunu bildiğimiz siyasi partinin de bu işin bir tarafı olduğunu, siyasi mühendislik yaparak ülkeyi başka bir yere taşımaya çalıştığını da çok iyi biliyoruz.

    “ANAYASASIZLIK HÂLİ İLAN EDİLDİ”

    Artık ortada bir anayasasızlık hâli ilan edilmiştir. Biz bunu çok açık ve net ifade ediyorduk. Çok uzun süredir anayasasızlık hâli var. Ne yazık ki AYM’de bu anayasasızlaştırma meselesinde bir taraftı, bu sürece katkı koydu, bu sürecin parçalarını oluşturan bir yerde duruyordu. Ama gördüğümüz, artık meselenin çok daha ileri boyuta gittiğini ve Yargıtay’ın sadece AYM’ye değil aynı zamanda halka, aynı zamanda Meclis’e, aynı zamanda Meclis Başkanı’na da parmak sallayan, had bildiren bir noktaya taşındığını görüyoruz. Bunu kabul etmek, buna sessiz kalmak mümkün değil. Biz de bunu asla ama asla kabul etmeyeceğiz ve buna sessiz kalmayacağız.

    Yapmak istedikleri şey, yeniden aslında 12 Eylül Anayasası’nı da aratacak daha otokratik, daha despotik, bütün temel hak ve özgürlükleri daha fazla tırpanlayan bir anayasa yapmak istiyorlar. Bu yeni yönetimi daha kalıcı hâle getiren, faşizmi gittikçe kurumsallaştıran bir anayasa yapmak istiyorlar.

    “BU DARBEYE HEP BERABER DİRENELİM”

    Şimdi yeni bir yol ayrımındayız. Ya hep beraber bu ülkedeki yurttaşlar olarak, bu ülkedeki siyasetçiler olarak, bu ülkedeki her bir yurttaşın temel hak ve özgürlüklerini savunacağız, anayasal devlet düzenini savunacağız ya da bu büyük karanlık, bu büyük kötülük kendini gittikçe büyütecek ve bütün ülke sathına yayılarak yeni bir anayasal düzeni bize dayatacak ve bunun içerisinde her birimiz kaybolup gideceğiz. Biz çağrımızı bütün Türkiye halklarına yapmak istiyoruz; gelin bu darbeye hep beraber direnelim. Bu çağrımızı Meclis’e yapmak istiyoruz. Meclis iradesine, halkın kendisine verdiği temsile sahip çıkması gerekiyor. Meclis’in onuruna sahip çıkması gerekiyor. Bugün Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi Meclis’e parmak sallıyor, Meclis’e had bildirmeye çalışıyor. Bugün Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi Meclis’e kayyum olarak atanmak isteniyor. Bu kayyumcu anlayışa karşı biz Meclis’in de onuruna, haklarına toplum adına Türkiye halkları adına sahip çıkması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

    Sayın Numan Kurtulmuş’a buradan bir kez daha çağrı yapmak istiyoruz: Asla ama asla Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararı bu Meclis’te okunmamalıdır. Sizden de Meclis iradesine sahip çıkacak bir tutumu takınmanızı beklediğimizi ifade etmek istiyoruz.

    “HATAY MİLLETVEKİLİ CAN ATALAY’IN DERHAL SERBEST BIRAKILMASI ÇAĞRIMIZI YİNELEMEK İSTİYORUZ”

    Bütün bu sürecin mağduru olan, Hatay halkının iradesi olan Can Atalay var. Can Atalay hâli hazırda hepimiz gibi milletvekili olarak seçildi ama ne yazık ki yeminini edemedi, milletvekili görevlerini yerine getirmiyor. Cezaevinde tutuluyor. Niçin tutuluyor? AKP’nin aslında emelleri için, AKP’nin yeni Türkiye inşası için cezaevinde rehine pozisyonunda tutulmaya devam ediyor. Bir kez daha AYM kararının derhal uygulanması ve Hatay Milletvekili Can Atalay’ın derhal serbest bırakılması çağrımızı yinelemek istiyoruz.”

     

  • BÜRO-İŞ’TEN TABUTLU PROTESTO… SENDİKA BAŞKANI ALAY HAMZAÇEBİ: “MAAŞ ARTIŞLARI VE YAŞAM ŞARTLARI EMEKÇİYİ DİRİ DİRİ MEZARA GÖMECEK POLİTİKALARDIR”

    Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’na bağlı Büro İş Sendikası, bugün Ankara’da memur ve emekliye yapılan zammı tabutla protesto etti. Büro İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, “Refahta değil, en düşük maaşta, sefalette, yoksullukta eşitleme yapılıyor. TÜİK’in uydurulmuş enflasyon oranlarını ve buna göre belirlenen maaş artış zamlarını kabul etmiyoruz. Bu maaş artışları ve yaşam şartları emekçiyi diri diri mezara gömecek politikalardır. İstedikleri sırtımıza yükledikleri zamlarla beraber sessiz sedasız mezara girmemiz. Bir kere daha ilan ediyoruz. Kamu emekçileri olarak bu sefil yaşam koşullarını kabul etmiyoruz” dedi.

    Büro İş Sendikası, bugün Ankara’da sendika genel merkez binasının önünde memur ve emekliye yapılan zammı tabutla protesto etti. Sendika üyeleri, “Mülakat kalksın, liyakat gelsin”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganlarını attı. Emekçiler, “Düşük ücretler”, “Yoksulluk”, “Açlık”, “Liyakatsiz atamalar”, “Sefalet” yazılı dövizleri koydukları tabutu omuzlarına alarak alanda gezdiler.

    Hamzaçebi, yapılan basın açıklamasında şunları söyledi:

    “MEMURUN BU AY İSTANBUL’DA ÖDEYECEĞİ YEMEK FİYATI 21.50’DEN 56.10 LİRAYA YÜKSELTİLMİŞ. DEMEK OLUYOR Kİ YEMEK ÜCRETLERİ YÜZDE 160 ARTIRILMIŞ”

    “Hükümet, TÜİK’in uydurulmuş enflasyon oranları ile memurun, emeklinin canına okumaya devam ediyor. TÜİK, aralık ayı enflasyonunu yüzde 2,93, yıllık yüzde 64,77 olduğunu açıkladı. ENAG ise, aylık yüzde 4,12 yıllıkta yüzde 127,21 açıklamış bulunmaktadır. Bize göre de gerçek oranlar ENAG’ın açıkladığı rakamlardır. Geçenlerde asgari ücretin yüzde 49 artışla 17 bin 2 Lira olarak açıklanmasıyla her şeye en az yüzde 49 zam geldi. Marketlerin o gece sabaha kadar mesai yaptırıp etiketleri değiştirdiğini hatta bu iş için özel personel çalıştırdıklarını hepimiz biliyoruz. Marketler zamları yaparken biz aynı maaşları almaya devam ettik.

    Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in 2023 Aralık ayı hesaplamalarına göre açlık sınırı 17 bine, yoksulluk sınırı ise 47 bine dayanmış. Bu ülkede okula aç giden çocuklar var, geçinemediğinden intihar eden aileler var. Ankara da son bir yılda çok sayıda genç geleceksizlikten intihar etti. Peki memur ? Memur karnını doyuramıyor, kirasını ödeyemiyor, kısacası geçinemiyor. Bu yüzden emekli de olamıyor, emekli olanların durumu ise çok daha vahim. Memurun bu ay İstanbul’da ödeyeceği yemek fiyatı 21.50’den 56.10 liraya yükseltilmiş. Demek oluyor ki yemek ücretleri yüzde 160 artırılmış. Bu zammı yapan devletin kurumu olan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’dır. Memurun maaşına yüzde kaç zam yaptınız da yemeğini yüzde 160 zam yapıyorsun?

    “BU ZAM KENDİ AYARLADIKLARI ENFLASYONA GÖRE GEÇMİŞ DÖNEMLERE AİT ENFLASYON FARKIDIR”

    Yeni yılda köprü ve otoyollara yüzde 76’lara, vergi ve harçlara yüzde 60’a yakın zam yapan hükümetin memura 2024 yılı için toplamda yüzde 25 zam vermesini kabul etmiyoruz. Yüzde 50 zam verdik diye algı yapıyorlar. Bu zam kendi ayarladıkları enflasyona göre geçmiş dönemlere ait enflasyon farkıdır. Zam, enflasyonun üzerinde olur. Refahtan bir pay olursa zam olur. Bu zamları kabul etmiyoruz. Emekçileri piyasanın insafına bıraktığınız yetmedi, uydurulmuş enflasyon oranları baz alınarak yapılan maaş zamları ile oylamaya çalışıyorsunuz.

    Gelir vergisi dilimi yıllar içerisinde brüt asgari ücret ile eşitlenmeye doğru gidiyor. 2001 yılında ilk gelir vergisi dilimi 2 bin 800 TL iken, brüt asgari ücret aylık 167 TL idi, 2024 yılında, şimdi ise ilk gelir dilimi 110 bin TL, brüt asgari ücret ise aylık 20 Bin 2 TL olmuş. Rakamları oranlayıp sadeleştirirsek Gelir vergisi ilk dilimi 2001 yılında brüt asgari ücretin 16 katı iken bu yıl 5,5 katına gerilemiş. Bu tablonun özeti; Türkiye’de vergi yükü tabana yayılmamış, emekçinin sırtına yüklenmiştir.

    “EMEKLİLER İLE ÇALIŞANLAR ARASINDAKİ MAAŞ ARTIŞ ORANI FARKLILIKLARININ GİDERİLMESİ GEREKİYOR”

    Bir başka husus gerek emekliler gerekse emekliler ile çalışanlar arasındaki maaş artış oranı farklılıklarının giderilmesi gerekiyor. Markete, pazara gidince emekli veya çalışan, ekmeğe, domatese, ya da elektriğe doğal gaza farklı ücret mi ödüyor? Hayır. Geçenlerde Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla, kumar işlerinden alınan vergi oranlarına yüzde 50 indirim yapıldı. Bu indirimin amacı yoksullaşan halkın umutlarını kumara bağlamasını sağlamak ve özendirmektir. Bir başka amaçta, bu fırsatı değerlendirip yandaşlara özelleştirilen şans oyunlarının sahibi şirketlerin karlarını artırmaktır.

    İşiniz kumarın vergisini düşürmek değil, sabit gelirli memurun, emekçinin vergi dilimini düşürmek olsun. Oranı yüzde 10’da sabitleyin. Buradan sizlerin aracılığıyla taleplerimizi hükümete duyurmak ve kamuoyuna açıklamak istiyoruz. En düşük emekli maaşı 25 bin 500 TL olmalı. En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerinde olmalı. İlk olarak 8.077 TL olarak verilen ve maaş artış oranı ile 12 bin 55-TL olacak seyyanen zam başta olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine sayılmalı. 3600 Ek Gösterge bütün birinci dereceye gelmiş memurlara emsallerine veriliş tarihi itibariyle geriye dönük olarak verilmeli. Maaşlarımız reel enflasyon üzerinden aylık ve refah payı eklenerek ödenmeli.

    “BİZ KİME GÜVENECEĞİZ”

    En düşük memur maaşı 22 bin lira olacak dendi; oysa 20 bin 300 TL ödendi. Fark geçmişe dönük faiziyle birlikte ödenmeli. Cumhurbaşkanı tarafından genel seçim öncesi söz verilen ısrarla ve haklı şekilde talep ettiğimiz mülakatlar kaldırılmalıdır. Ne kadar haklı olduğumuz, Adalet Bakanı Yardımcısının özgür basın tarafından suçüstü yakalanması ile ispatlanmış oldu. Ve bu suç, adaleti sağlaması gereken Adalet Bakanlığı’nda yapılıyor. Biz kime güveneceğiz peki? Hakkımızı nere de arayacağız?

    Adalet Bakanlığı, şu anda devam eden en son yapılan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği yazılı sınavını kazanan adayların mülakatlarında torpil ve haksızlık yapılmadığını ispat etmek zorundadır. Bunun için sıralama en yüksek puan alan adaydan başlayarak yapılmalıdır. Elektrik, doğalgaz, köprüler, tüneller, otoyollar, eğitim ve hastaneler devletleştirilmeli. Öncelikle işe geliş gidişler ücretsiz servis hizmeti ile sağlanmalı, sağlanamayanlara yol ücreti merkez taşra ayrımı yapılmadan herkese ödenmelidir. Yemekler ücretsiz olmalı. Dışarıda yoklama, icra, keşif gibi görev yapan memurlara da yemek bedeli nakden ödenmelidir.

    “REFAHTA DEĞİL, EN DÜŞÜK MAAŞTA, SEFALETTE, YOKSULLUKTA EŞİTLEME YAPILIYOR”

    Refahta değil, En düşük maaşta, sefalette, yoksullukta eşitleme yapılıyor. TÜİK’in uydurulmuş enflasyon oranlarını ve buna göre belirlenen maaş artış zamlarını kabul etmiyoruz. Bu maaş artışları ve yaşam şartları emekçiyi diri diri mezara gömecek politikalardır. İstedikleri sırtımıza yükledikleri zamlarla beraber sessiz sedasız mezara girmemiz. Bir kere daha ilan ediyoruz. Kamu emekçileri olarak bu sefil yaşam koşullarını kabul etmiyoruz. Hakkımızı alana kadar emeğimiz mücadele etmeye devam edeceğiz. Bütün emekçileri, emeklileri örgütlü olarak mücadele etmeye çağırıyoruz.”

  • KUMLUCA BELEDİYESİ, 493 ÇİFTİN MUTLULUKLARINA ORTAK OLDU

    KUMLUCA BELEDİYESİ, 493 ÇİFTİN MUTLULUKLARINA ORTAK OLDU

    Kumluca Belediyesi, 2023 yılında evlilik kararı alan 493 çiftin dünya evine ilk adım attıkları nikah törenlerini gerçekleştirdi.

    Kumluca Belediyesi Evlendirme Dairesi’ne başvurarak evlilik kararı alan 493 çiftin nikahları, Kumluca Belediyesi evlendirme memurları tarafından kıyıldı. Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu da birçok çiftin nikah merasimlerini gerçekleştirerek, çiftlere mutlu bir yuvada yaşayacakları aile saadetinin ömür boyu süreceği mutlu bir yuva temennisinde bulunarak çiftlerin mutluluklarına ortak oldu.

    Başkan Köleoğlu, “Mutlu yuvalarını kurmak için Belediyemize başvuru yapan ve nikah merasimlerini gerçekleştirdiğimiz tüm çiftlerimizin aile saadetlerinin ömür boyu devam etmesini temenni ediyorum. Gerçekleştirdiğimiz tüm projelerimizde Büyük Aile kavramına çok önem veriyoruz. Bu sebeple aile olmak kuşkusuz hepimiz için çok kıymetli. Çiftlerimizin bu mutlu anlarına şahitlik etmek ve mutluluklarına ortak olmak çok güzel bir duygu” dedi.

  • BAŞKAN TUGAY’DAN KARŞIYAKALI ÇINAR’A ZİYARET

    BAŞKAN TUGAY’DAN KARŞIYAKALI ÇINAR’A ZİYARET

    Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka’da yaşayan 98 yaşındaki Yusuf Çobanoğlu’nu evinde ziyaret etti. Keyifli anların yaşandığı ziyarette Yusuf Çobanoğlu, Başkan Tugay’a İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığı için şans diledi ve her zaman yanında olduğunu belirtti. Başkan Tugay, “Sizin gibi tecrübeli büyüklerimizden her zaman destek gördüm ve görmeye de devam ediyorum. İzmir’imizi hep birlikte daha sürdürülebilir, daha yaşanabilir, daha güzel bir kent yapacağız” diye konuştu.

    Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka’nın nerdeyse bir asırlık amcası 98 yaşındaki Yusuf Çobanoğlu’nu ziyaret etti. Başkan Tugay ve Çobanoğlu’nun cumhuriyet ve Karşıyaka üzerine sohbeti keyifli anlara sahne oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde verdiği hizmetin ardından emekli olarak Karşıyaka’ya yerleşen Çobanoğlu, hiç bitmeyen vatan sevgisini anlattı. Cumhuriyet’in 100. yılını görmenin kendisini mutlu ettiğini söyleyen Yusuf Çobanoğlu, “Karşıyaka’dan asla ayrılmadık. Çünkü burada vatan sevgisi, bayrağa olan saygı çok büyük. Ben de neredeyse Cumhuriyet kadarım, onunla büyüdüm. Bizler Atatürk heykelinin önüne gelince dua ediyoruz. Çünkü biz bu topraklarda bu yaşa gelebildiysek onun sayesindedir. 100. yılı bence bir yıl boyunca coşkuyla kutlanılmalı sönük kalmamalı. Benim beklentim bu sene için bir kanun çıkartılmasıydı ama yapan olmadı. Atatürk’ün emanetine sahip çıkmak da gençlerin elinde, iyi ki varlar. Kötü eller, kötü emeller bu taşları yerinden oynatamayacak. Karşıyaka da bu taşın dayanağıdır. Karşıyaka Belediyesi çalışanları ve başkanım siz bu değere sahip çıkıyorsunuz iyi ki varsınız. Ben ve ailem hep yanınızdayız, sizden çok memnunuz İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak umarım seni göreceğiz” dedi.

    “YEREL SEÇİM ÇOK ÖNEMLİ”

    Yusuf Çobanoğlu’nun sözlerini ilgiyle dinleyen Başkan Dr. Cemil Tugay, “Karşıyaka’mızın, Karşıyakalıların, cumhuriyet kazanımlarını, Atatürk devrimlerine verdiği değer her zaman göğsümüzü kabartıyor. Biz cumhuriyete olan bağlılığımızı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgimizi Yusuf amca gibi büyüklerimizden öğrendik, bu sevgiyi onlardan devraldık. Şimdi genç nesillere aktarmak, bu değerleri yaşatmak için çalışıyoruz. Ne mutlu ki Yusuf amcamız Cumhuriyetimizin 100. yılını gördü. Hissettiği mutluluğu, ifade etmesine hiç gerek yok çünkü sohbet ederken hissedebiliyorsunuz. Önümüzdeki yerel seçim çok önemli. Önemli olduğunun da farkına, ayırdına varmalıyız. Bu görev ve sorumluluk, çok ciddi şekilde özellikle Cumhuriyet Halk Partililerin omuzlarındadır. Biz bunun bilincindeyiz ve bu görev anlayışıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sizin gibi tecrübeli büyüklerimizden her zaman destek gördüm ve görmeye de devam ediyorum. İzmir’imizi hep birlikte daha sürdürülebilir, daha yaşanabilir, daha güzel bir kent yapacağız” ifadelerini kullandı.

  • TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANI ATAÇ: “GENÇLERİMİZ BİZE CUMHURİYET’İN EMANETİ”

    TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANI ATAÇ: “GENÇLERİMİZ BİZE CUMHURİYET’İN EMANETİ”

    Tepebaşı Belediyesi Melih Savaş Yaşam Köyü’nde hazırlanan ve 2023-2024 eğitim öğretim yılında hizmete açılan Muazzez İlmiye Çığ Kız Öğrenci Misafirhanesi öğrencilere sıcak bir yuva olurken, aileleri de çocuklarını güvenilir bir yere yerleştirmenin rahatlığını yaşıyor. Başkan Ahmet Ataç, “Gençlerimiz bize hem ailelerinin hem Cumhuriyetin emaneti” dedi.

    Cumhuriyetin 100. yılında üniversiteli kız öğrenciler için anlamlı bir desteğe imza atan Tepebaşı Belediyesi, üniversite öğrencilerinin en temel gereksinimlerinden biri olan barınma ihtiyacına, Başkan Ahmet Ataç’ın talimatıyla hayata geçirdiği Muazzez İlmiye Çığ Kız Öğrenci Misafirhanesi ile çözüm oluyor.

    Üniversite öğrencilerine sabah saatlerinde 19 Mayıs Gençlik Merkezi önünde sıcak çorba ikramı, akşamları verilen ücretsiz yemeğin ardından kız öğrencilerin konaklama ihtiyacının giderilmesi amacıyla hazırlanan Muazzez İlmiye Çığ Kız Öğrenci Misafirhanesi, yeni eğitim öğretim yılında hizmete açıldı. Misafirhane, kız öğrencilere aile ortamı sunarak sıcak bir yuva olurken aileleri de çocuklarını güvenilir bir yere yerleştirmenin rahatlığını yaşıyor. 

    Aşağı Söğütönü Mahallesi Melih Savaş Yaşam Köyü’nde yer alan ve deprem yönetmeliğine uygun olarak 2 katlı inşa edilen misafirhaneden 33 kişi faydalanabilecek. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeğinin de olduğu ve 2 ile 3 kişilik odaların yer aldığı misafirhanede öğrencilerin rahatlıkla ders çalışabilecekleri etüt odası, kütüphane, beraber vakit geçirebilecekleri salon, ücretsiz internetin yanı sıra çamaşır makineleri, kurutma makineleri ve ütü gibi gereçler de yer alıyor. Ayrıca misafirhanenin çevresinde bulunan kamera sistemi ile öğrencilerin 7/24 güvenliği sağlanıyor.

    “GENÇLERİMİZ BİZE CUMHURİYETİN EMANETİ”

    Misafirhane ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Ataç, şunları söyledi:

    “Üniversite öğrencilerine Tepebaşı Belediyesi olarak birçok konuda destek olmak için çalışmalar yapıyoruz. Sabahları gençlik merkezlerimiz önünde sıcak çorba dağıtıyoruz, akşamları yemek desteğinde bulunuyoruz, düzenlenen ücretsiz kurslarla eğitimlerine destek olarak bütçelerine bir nebze de olsa katkı sunmaya çalışıyoruz. Ancak üniversite öğrencilerinin birçoğu barınma problemi ile karşı karşıya kalıyor. Yaşanan barınma probleminden dolayı biz de Tepebaşı Belediyesi olarak öğrencilerimize destek olmak istedik. Bu hassasiyet ile ülkenin birçok ilinden Cumhuriyet kenti Eskişehir’imize gelen kız öğrencilerimize aile sıcaklığını hissettirebilmek için hayata geçirdiğimiz öğrenci misafirhanemiz yeni eğitim öğretim yılında hizmete başladı. Tepebaşı Belediyesi olarak tüm imkanlarımız ile gençlerimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü gençlerimiz bize hem ailelerinin hem de Cumhuriyetin emaneti.” 

    KAYITLAR DEVAM EDİYOR

    Misafirhaneye, şehit ile gazi yakını,  yüzde 40 ve üzeri engeli olan öğrenciler ile lise ve dengi öğrenimlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı yetiştirme yurtlarında tamamlayan veya devlet koruması altında olan öğrenciler öncelikli olarak kayıt yaptırabiliyor. Misafirhaneden oda + kahvaltıdan faydalanmak isteyenler 3 bin 500, oda + kahvaltı + akşam yemeğinden faydalanmak isteyenler ise 5 bin lira ücret ödüyor.
    Kayıtların devam ettiği kız öğrenci misafirhanesi hakkında bilgi almak isteyenler 0 (222) 211 40 00/8008 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor.

  • ESKİŞEHİR’DE VATMAN ADAYLARI EĞİTİMLERE BAŞLADI

    ESKİŞEHİR’DE VATMAN ADAYLARI EĞİTİMLERE BAŞLADI

    Eskişehir’de toplu taşımanın kalbi olan ve günlük 120 binden fazla yolcu taşıyan ESTRAM’da yeni vatman adayları eğitimlere başladı.

    ESTRAM’a yapılan başvurular değerlendirilmesi sonrası ön mülakatları geçen 23 vatman adayının katıldığı eğitimler başladı.

    İlk aşamada teorik sınavı geçen vatman adayları, pratik eğitimlere katılmaya hak kazanacaklar. Eğitimlerin sonunda Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) standartlarında düzenlenen sınavlarda başarı gösteren adaylar tramvay sürücü belgesi alacaklar. İşe alınacak adaylar stajyer sürücü olarak görev yapacaklar.

  • SEFERİHİSAR’IN ATA EKMEĞİ TÜBİTAK LİSTESİNDE

    SEFERİHİSAR’IN ATA EKMEĞİ TÜBİTAK LİSTESİNDE

    Seferihisar’ın atalık buğdayı topan karakılçıktan yapılan Ata ekmeği, Tübitak 4006 projesi arasına girdi. Seferihisar Belediyesi Ata Ekmeği’ni liselerde tanıtarak geleneksel tarım ürününü yeni nesiller arasında yaşatmayı hedefliyor.
     
    TÜBİTAK’ın 2023 yılının projeleri arasında sunulan ‘’Ata Ekmeği’’ liseli öğrenciler arasında da merak uyandırdı.  Ata ekmeğinin elde edilme ve üretim süreci aynı zamanda özellikleri yönünden zenginliği tartışılan bir konu oldu. 
    Ata Ekmeği’ni anlatmak üzere, Şehit Mustafa Yaman Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne konuk olan Seferihisar Belediyesi’nin Tarım Danışmanı Tuncer Beybağ, öğrencilere sunum gerçekleştirdi. Ata ekmeğini  öğrencilere ikram eden Beybağ, sunumun ardından gençlerin sorularını da yanıtladı. Beybağ, ‘’Okulun gastronomi kulübünün Tübitak yarışmasına katıldığı bu konu ile ilgili anlattıklarım çok kıymetli. Umarım gençlerimizin bilinçlenmesine katkım olmuştur’’ sözlerini ekledi.
     
    FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ
     
    Anadolu’nun atalık buğdaylarından biri olan Seferihisar’a özgü topan karakılçığın faydalarını öğrencilere anlatmak üzere okula konuk olan 
    Seferihisar Belediyesi Tarım Danışmanı Tuncer Beybağ, ’’Günümüz beslenmesinin cazibe merkezi haline gelen Seferihisar toprakları doğal lezzetleri ile değerini katlamaya devam ediyor. Topan karakılçık buğdayımız içerisindeki A,E,B,K vitaminleri ve zengin magnezyum, çinko, demir, kalsiyum minerallerinin besleyici gücüyle doyumu sağladığı gibi ekmek tercihinde de hızla artış gösteren bir lezzet haline geliyor’’ dedi.
  • ESENYURT BELEDİYESİ’NDEN İSTİHDAMA KATKI

    ESENYURT BELEDİYESİ’NDEN İSTİHDAMA KATKI

    İlçedeki işsizlik sorununa çözüm bulmak amacıyla her gün onlarca firma ve yüzlerce vatandaşla görüşme yapan Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi (ESBİM), 2019 yılından bu yana 58 bin 529 kişiyi işe yerleştirdi.

    ESBİM, iş arayanlarla ilçede faaliyet gösteren sektörün öncü firmalarını buluşturarak mülakatlar gerçekleştiriyor. Birim, 2019 yılından bu yana mülakatlara katılanlar arasından 18 bin 159 kadın ve 429 engelli olmak üzere 58 bin 529 vatandaşın; sağlık, lojistik, gıda, tekstil, kimya, mobilya, kozmetik, inşaat, sanayi ve özel güvenlik gibi çeşitli sektörlerde istihdamını sağladı.

    VATANDAŞLAR MESLEKİ EĞİTİMLERLE DESTEKLENİYOR

    Sanayinin aradığı nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak için istihdam öncesi vatandaşlara çeşitli branşlarda eğitim verdiklerini söyleyen Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, şöyle konuştu:

    “35 kişilik bir ekip kurduk. Bu arkadaşlar 2 bin 700 firmayla görüşerek firmaların taleplerini aldı ve Esenyurtlu hemşehrilerimizle paylaştı. Bu şekilde 58 bin 529 kişiyi işe yerleştirdik. Bazı alanlarda istihdam sağlayamıyoruz. Onun için EMEĞİM bölümünü oluşturduk. Bu birim üzerinden sanayinin ihtiyacı olan insan kaynağını yetiştirmek üzere 24 ayrı branşta kurs veriyoruz. Bu kurslar üzerinden yaklaşık 4 bin 200 arkadaşımıza sertifikalı eğitim vererek onları işe yerleştirdik.”

  • MUĞLA BÜYÜKŞEHİR’DEN BODRUM’DA 18 KİLOMETRE SICAK ASFALT YAPILDI

    MUĞLA BÜYÜKŞEHİR’DEN BODRUM’DA 18 KİLOMETRE SICAK ASFALT YAPILDI

     

    Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum’un Akyarlar, Gümüşlük, Geriş ve Turgutreis Mahalleri’nde başlattığı 18 kilometre sıcak asfalt çalışmasını tamamlarken, Gündoğan Mahallesi’nde 7 kilometrelik çalışma başlattı.

    Büyükşehir Belediyesi, il genelinde ihtiyaç duyulan ilçelerde alt ve üstyapı çalışmalarını sürdürüyor. Muğla’nın önemli turizm merkezlerinden biri olan Bodrum’da, Büyükşehir Belediyesi 103 kilometre uzunluğunda kanalizasyon çalışması gerçekleştirmişti. Kanalizasyon çalışmalarının ardından ekipler bölgede sıcak asfalt çalışması başlattı.

    Bodrum yarımadasında birçok faklı mahallede gerçekleştirilecek olan üstyapı çalışmaları 131 milyon 992 bin TL’ye mal olacak. Ekipler bu kapsamda Akyarlar, Gümüşlük, Geriş, Turgutreis Mahalleleri’nde 18 kilometre sıcak asfalt çalışması gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi ekipleri Gündoğan Mahallesinde sıcak asfalt çalışmalarına başladı. Gündoğan’da 7 kilometre sıcak asfalt dökümü yapılacak.

    Muğla Büyükşehir Belediyesi Gündoğan Mahallesi’nde başlattığı 7 kilometre sıcak asfalt çalışmasını tamamladıktan sonra Yalıkavak ve Bağla Mahallelerinde 8 kilometre sıcak asfalt çalışması gerçekleştirecek. Ekipler toplamda 26 kilometre sıcak asfalt çalışmasının yanı sıra kaldırım çalışması gerçekleştirecek.

  • KÜTAHYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 8 TABANCA ÇALINDI, BİR POLİS AÇIĞA ALINIP İADE EDİLDİ HAKKINDA AÇILAN DAVAYA 15 AY SONRA BAŞLANDI

    KÜTAHYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 8 TABANCA ÇALINDI, BİR POLİS AÇIĞA ALINIP İADE EDİLDİ HAKKINDA AÇILAN DAVAYA 15 AY SONRA BAŞLANDI

    SİNAN TARTANOĞLU

    Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü’nde muhafaza edilen sekiz adet ruhsatlı tabancanın çalındığı ortaya çıktı. Tabancaların eksikliği 13 Eylül 2022’de tespit edildi. 30 Ağustos 2022’de Av ve Spor Silahları Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Hasan Önder’in, silahların bulunduğu odaya elleri boş bir şekilde girdiği ancak bir poşet ile çıktığı tespit edildi. İdari soruşturma kapsamında açığa alınıp yedi ay sonra görevine iade edilen polis, hakkında açılan davada “bina içerisinde muhafaza altına alınmış eşya hakkındaki hırsızlıkla” suçlandı. Polis savunmasında; poşet içinde annesi için aldığı çini malzemelerinin olduğunu söyledi, “Daha iyi markalı tabancalar varken bunları mı çalacağım ben? Ayrıca çalınan tabancaların toplam fiyatı 2-3 aylık maaşım eder, hatta etmez bile. Silahların boyutları göz önüne alındığında bu poşete sekiz tane silahın girmesi mümkün değildir” dedi. Olaydan yaklaşık 15 ay sonra, 30 Kasım 2023’te yapılan ilk duruşmada, polisin avukatı; sadece bir günün değil Mayıs 2022 – Ocak 2023 arasındaki tüm kamera görüntülerinin incelenmesini istedi, mahkeme bu talebe ilişkin değerlendirme yapmadan duruşmayı 2 Nisan’a erteledi.

    Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü’nde, haklarında adli soruşturma açılan sekiz kişiye ait sekiz adet ruhsatlı tabancanın çalındığı ortaya çıktı. Tabancaların olması gereken yerde olmadığı, 13 Eylül 2022’de tespit edildi. 30 Ağustos 2022 tarihli kamera görüntülerinde yola çıkarak; bir polisin silahların bulunduğu odaya elleri boş bir şekilde girdiği, ancak elinde beyaz bir poşetle çıktığı öne sürüldü.

    Görüntülerdeki polisin, Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü Av ve Spor Silahları Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Hasan Önder olduğu iddia edildi. Önder, hakkında açılan idari soruşturma kapsamında açığa alındı. Yaklaşık yedi ay sonra görevine iade edildi, şimdi başka bir ilde görevini sürdürüyor.

    KAYIP TABANCA SORUŞTURMASI YAKLAŞIK 5 AYDA TAMAMLANDI

    Tabancaların çalınması ile ilgili soruşturma, olaydan yaklaşık beş ay sonra Şubat 2023’te tamamlandı, Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesi 3 Şubat 2023’te Kütahya Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

    Polis hakkındaki iddianamede, kendilerine ait olduğu iddia edilen tabancaları çalınan sekiz kişi müşteki olarak yer aldı.

    İLK DURUŞMA YAKLAŞIK 15 AY SONRA YAPILDI

    Polisin yargılanmasına, olaydan yaklaşık 15 ay sonra; 30 Kasım 2023’te, Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. İddianameye ve birinci duruşmanın tutanaklarına göre olay şöyle oldu:

    BİR TABANCANIN EKSİK OLDUĞU TESPİT EDİLDİ, YAPILAN SAYIMDA SEKİZ SİLAH EKSİK ÇIKTI

    Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü Silah ve Patlayıcı Maddeler Şube Müdürlüğü Silah Bulundurma ve Taşıma Büro Amirliği’nde bulunan sekiz adet ruhsatlı tabancının 13 Eylül 2022’de muhafaza edildiği yerde olmadığı tespit edildi. Silahlar, haklarında soruşturma açılan sekiz kişiye aitti. Bir kişinin teslim edilmesi gereken silahı, olması gereken yerde bulunamayınca yapılan kontrolde diğer yedi silahın da kayıp olduğu anlaşıldı.

    BİR POLİS, BİR NOT KÂĞIDI BULDU

    Tespit üzerine Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturmanın devam ettiği 26 Eylül 2022 tarihinde, o dönem Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü Av ve Spor Silahları Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Hasan Önder, bir banko üzerinde bir not kâğıdı buldu. Notun bulunması ile ilgili tutanak tutuldu. Tutanağa göre, Hasan Önder tarafından bulunan not kağıdının üzerinde; “7 Ekim Cuma günü silahlar sizde olacak amir bey. Bu notu sizin haricinizde bir kişi duyarsa, öğrenirse veya herhangi bir şikâyetiniz olursa silahlar gelmeyecek” ifadelerinin yazıldığı tespit edildi.

    AMİRİN, ‘SONRA BAKACAĞIZ’ DEDİĞİ İDDİASI

    Polis Hasan Önder, daha sonra verdiği ifadesinde; notu amirine söylediğini, amirinin kendisine “Bunu şu an şubede kimse bilmesin, sonra bakacağız” dediğini ileri sürdü.

    Önder, “Normal görevime devam ettim. Sonraki gün konu ile ilgili soruşturma açıldı. Bu not yazılı kağıdı kesinlikle ben bırakmadım. Zaten benim tarafımdan yazılmış ve katlanmış olsa benim parmak izimin çıkmaması mümkün değildir” dedi.

    NOT KÂĞIDI, KRİMİNALDE İNCELENDİ

    Bursa Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü, not kâğıdı üzerinde kriminal inceleme yaptı. İnceleme sonuçları, 21 Ekim 2022 tarihinde raporlaştırıldı. Buna göre not kağıdının Hasan Önder’e ait olup olmadığı belirlenemedi. Raporda, “Tetkik konusu belge üzerinde bulunan harflerin çizgisel hatlar kullanılarak köşe şekilde yazıldığı ve durumun inceleme konusu belge üzerinde bulunan yazılar üzerinde şahıs aidiyetinin belirlenmesinde esas alınacak şahsa ait itiyatların, kaligrafik ve karakteristik unsurların tespitini engellemek amacıyla yazım aşamasında bilinçli olarak yapıldığı” değerlendirildi. Raporda, “Tetkik konusu belge üzerindeki yazıların mukayeseye konu yazılarla müspet veya menfi bir kanaat beyan edilmesinin mümkün olmadığı” ifadeleri kullanıldı.

    30 AĞUSTOS’TA KAYDEDİLEN GÖRÜNTÜLERDEKİ POLİSİN HASAN ÖNDER OLDUĞU İDDİA EDİLDİ

    Soruşturma kapsamında Silah ve Patlayıcı Maddeler Şube Müdürlüğü’nü gösteren kamera kayıtları incelendi. 4 Kasım 2022’de tarihli İnceleme Tutanağından; 30 Ağustos 2022 tarihinde sivil giyimli bir erkek şahsın elleri boş olarak girdiği ve bir poşetle çıktığı belirlendi. Kamera görüntülerindeki erkek şahsın, Av ve Spor Silahları Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Hasan Önder olduğu iddia edildi.

    GÖRÜNTÜLERDEKİ POLİS, NOT KAĞIDINI BULAN POLİSTİ

    Hasan Önder, bir banko üzerinde, “7 Ekim Cuma günü silahlar sizde olacak amir bey. Bu notu sizin haricinizde bir kişi duyarsa, öğrenirse veya herhangi bir şikâyetiniz olursa silahlar gelmeyecek” ifadelerinin yazılı olduğu bir not kâğıdı bulmuştu.

    ‘BEYAZ POŞET İÇİNDE ÇİNİ HAM MADDELERİNİN OLDUĞUNU’ SÖYLEDİ

    Soruşturma aşamasında, Hasan Önder’in ifadesine başvuruldu. Önder; “Kamera görüntülerindeki şahsın kendisi olduğunu, elinde bulunan beyaz renkli poşet içerisinde çini ham maddelerinin bulunduğunu, bu malzemeleri annesinin çini kursuna gitmesi sebebiyle daha önce alarak silah dolabının bulunduğu odaya koyduğunu, izne ayrılacağından bu malzemeleri almak için resmî tatil olan 30 Ağustos 2022 tarihinde sivil olarak emniyet müdürlüğüne geldiğini, silahları kendisinin almadığını” söyledi.

    Kütahya Sulh Ceza Hakimliği, 10 Kasım 2022’de Hasan Önder’in “iletişiminin denetlenmesine” karar verdi. Herhangi bir şüpheli görüşmenin yapılmadığı belirlendi. Hakimlik ayrıca; 5 Ocak 2023 tarihinde Önder’in evinin aranmasına karar verdi, herhangi bir suç unsuruna rastlanmadı. Farklı bankalara ait hesap hareketlerinde dikkat çeken bir para giriş çıkışı bulunmadı.

    1 GÜN GÖZALTINDA KALDI

    Önder, 5 Ocak 2023’te gözaltına alındı. 6 Ocak 2023’te adli kontrol tedbiri ile serbest bırakıldı. Önder hakkındaki iddianame, gözaltına alınmasından yaklaşık bir ay sonra 3 Şubat 2023’te tamamlandı. İddianamede, şu değerlendirmeler yapıldı:

    “Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü Av ve Spor Silahları Büro Amirliği’nde görevli polis memuru olan şüpheli Hasan Önder’in 30 Ağustos Zafer Bayramı sebebiyle resmi tatil olan 30 Ağustos 2022 tarihinde sivil kıyafetler ile görev yaptığı Silah ve Patlayıcı Maddeler Şube Müdürlüğü Av ve Spor Silahları Büro Amirliği’nin yan kısmında bulunan Silah Bulundurma ve Taşıma Büro Amirliği’ne gelerek çalınan silahların bulunduğu anahtarların bulunduğu (…) masanın çekmecesini açarak ve daha sonra silah dolabının bulunduğu depo olarak kullanılan odaya elleri boş halde girip elinde beyaz renkli bir poşet ile odadan çıkarak olay yerinden ayrılması… hususun kamera görüntüleri ve CD inceleme tutanağı ile sabit olması… şüphelinin bahse konu tabancaları alarak üzerine atılı suçu işlediğini gösterdiği…

    Yine şüphelinin savunmalarında, elindeki poşette daha önce annesine aldığı çini ham malzemelerinin bulunduğu iddia etmiş ise de (…) çini malzemelerini görev yaptığı il emniyet müdürlüğü binasına getirerek arşiv odasında muhafaza etmesinin olağan hayatın akışına aykırı olduğu gibi, şüphelinin görevli olduğu zaman diliminde iddia ettiği malzemeleri alması mümkün iken özellikle resmi tatil olması sebebiyle şubede görevli kimsenin olmadığı zaman diliminde gelerek söz konusu iddia ettiği çini malzemelerini almasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu… şüphelinin suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmediği ve…

    30 Ağustos 2022 tarihinde Kütahya Emniyet Müdürlüğü’ne gündüz vakti olan zaman diliminde gelerek müştekilere ait olan Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü’nce muhafaza edilen 8 adet tabancı almayı şeklindeki eylemin ‘Bina İçerisinde Muhafaza Altına Alınmış Eşya Hakkında Hırsızlık’ suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı…”

    “HIRSIZLIK SUÇUNUN SEKİZ KEZ İŞLENDİĞİ…”

    İddianamede, polis memuru Hasan Önder; “bina içerisinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık’ yapmakla suçlandı. Suçun, silahları çalınan sekiz mağdura yönelik ayrı ayrı olmak üzere sekiz kez işlendiği ileri sürüldü.

    HASAN ÖNDER: “DAHA İYİ MARKALI TABANCALAR VARKEN BUNLARI MI ÇALACAĞIM BEN?”

    Hasan Önder hakkındaki yargılamanın ilk duruşması, 30 Kasım 2023 tarihinde Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya, sanık Hasan Önder de katıldı. Önder, duruşmada şunları söyledi:

    “Kayıp olan tabancalar çok maliyetli olmayan tabancalardır. ‘Kırıkkale’ marka tabancalardır. Daha iyi markalı tabancalar varken bunları mı çalacağım ben? Ayrıca çalınan tabancaların toplam fiyatı 2-3 aylık maaşım eder, hatta etmez bile. Çalınan tabancaların mali değeri yoktur. Kimseye satamazsınız.

    “BU POŞETE SEKİZ TANE SİLAHIN GİRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

    Emniyetin içinde kameraların olduğunu biliyorum. Neden bile bile böyle bir şey yapayım. Silahların boyutları göz önüne alındığında bu poşete sekiz tane silahın girmesi mümkün değildir.

    Bu olaydan dolayı benim hakkımda soruşturma yürütülmüş. 7 ay kadar süre açığı alındım. Ancak ben daha sonrasında Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından göreve iade edildim.”

    ÇALINAN SİLAHLARDAN BİRİNİN SAHİBİ: “2013 YILINDA HAKKIMDA SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMÜŞTÜ”

    İlk duruşmada, bazı silah sahiplerinin beyanları da alındı. Bir müşteki, “Benim 2013 yılında hakkımda soruşturma yürütülmüştü. Soruşturma sonuçlanıncaya kadar silahıma el konularak Emniyet’te duruyordu. Daha sonra benim soruşturmam beraatle sonuçlandı. Ancak ben gidip Emniyet’ten silahımı teslim almadım. Silahımın ruhsat süresinin dolup dolmadığını şu anda hatırlamıyorum. Ben, silahımı çalan kişilerden şikayetçiyim” dedi.

    ÖNDER’İN AVUKATI, TÜM KAMERA KAYITLARININ İNCELENMESİNİ TALEP ETTİ

    Hasan Önder’in avukatı, “Çalınan silahların bulunduğu dolabın olduğu oda, herkes tarafından kullanılmaktadır. Müvekkilin atılı suçla karşı karşıya kalmasının tek sebebi, kamera kayıtlarındaki arşiv odasından elindeki bir poşetle çıkmasından ötürüdür. Bu ise tek başına atılı suçu işlediğini göstermez. Mayıs ayından itibaren müvekkilin gözaltına alındığı tarihe kadarki tüm kamera kayıtlarının getirilerek incelenmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

    Avukatın tüm kamera görüntülerine ilişkin talebi karşısında bir değerlendirme yapmayan mahkeme; silahları çalındığı iddia edilen kalan altı müşteki ile birlikte altı tanığın daha dinlenmesine karar verdi. Duruşma, 2 Nisan 2024 tarihine ertelendi.