Blog

  • HATİMOĞULLARI VE BAKIRHAN, SELAHATTİN DEMİRTAŞ’I ZİYARET ETTİ: “YEREL SEÇİMLERLE İLGİLİ İZLEYECEĞİMİZ STRATEJİLER İLE İLGİLİ FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK”

    HATİMOĞULLARI VE BAKIRHAN, SELAHATTİN DEMİRTAŞ’I ZİYARET ETTİ: “YEREL SEÇİMLERLE İLGİLİ İZLEYECEĞİMİZ STRATEJİLER İLE İLGİLİ FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK”

    DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Edirne Cezaevindeki önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Selçuk Mızraklı’yı ziyaretin sonra; “Demirtaş ve Mızraklı ile her türlü baskı, kumpas davası ve kapatma davasıyla önü alınmak istenen toplumsal muhalefetin daha fazla güçlenmesi için istişarelerde bulunduk. Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin tarihsel ve siyasal sorunlarının çözümü için atılacak adımlar, cezaevlerinde süren açlık grevleri ve yerel seçimlerle ilgili izleyeceğimiz stratejiler ile ilgili fikir alışverişinde bulunduk” açıklamasını yaptı.

    DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, bugün Edirne Cezaevindeki önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etti. Hatimoğulları ve Bakırhan, dün de Kandıra Cezaevini ziyaret ederek önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Gültan Kışanak, Semra Güzel ve Nurhayat Altun’la görüşme gerçekleştirdi.

    DEM Parti Eş Genel Başkanlarının ziyaretlere ilişkin açıklaması şöyle:

    “BAŞTA PARTİ POLİTİKALARI OLMAK ÜZERE ÖNÜMÜZDEKİ YEREL SEÇİMLERE İLİŞKİN DEĞERLİ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİ ALDIK”

    “Kandıra Cezaevinde rehin alınan yoldaşlarımız Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Nurhayat Altun ve Semra Güzel ile 4 Aralık Perşembe günü görüştük. Yoldaşlarımız, büyük bir güç ve umutla direnmeye devam ettiklerini ve tüm Türkiye halklarını selamladıklarını iletti. Yaptığımız görüşmede, bölgede ve Türkiye’de yaşanan son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Siyasal, ekonomik ve toplumsal boyutları olan çoklu krizlerden geçtiğimiz bugünlerde, başta parti politikaları olmak üzere önümüzdeki yerel seçimlere ilişkin değerli görüş ve önerilerini aldık.

    “KAPATMA DAVASIYLA ÖNÜ ALINMAK İSTENEN TOPLUMSAL MUHALEFETİN DAHA FAZLA GÜÇLENMESİ İÇİN İSTİŞARELERDE BULUNDUK”

    Bugün de Edirne Cezaevinde haksız ve hukuksuz yere rehin tutulan yoldaşlarımız Selahattin Demirtaş ve Adnan Selçuk Mızraklı’yı ziyaret ettik. Babası Tahir Demirtaş’ı kaybeden Demirtaş’a partimiz, halkımız, bileşen partilerimiz, ittifak güçlerimiz, STK’lar ve tüm dost çevreler adına başsağlığı dileklerimizi ilettik. Selahattin yoldaşımız, babasının taziyesindeki sahiplenmeden ötürü herkese bir kez daha teşekkürlerini iletti. Demirtaş ve Mızraklı ile her türlü baskı, kumpas davası ve kapatma davasıyla önü alınmak istenen toplumsal muhalefetin daha fazla güçlenmesi için istişarelerde bulunduk. Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin tarihsel ve siyasal sorunlarının çözümü için atılacak adımlar, cezaevlerinde süren açlık grevleri ve yerel seçimlerle ilgili izleyeceğimiz stratejiler ile ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Arkadaşlarımız önerileriyle partimize güçlü katkı sağladılar ve sağlamaya devam ediyorlar.

    Her iki cezaevinde de ziyaret ettiğimiz yol arkadaşlarımızın morali, mücadele inancı ve kararlılığı yüksektir. Önümüzdeki süreçte ortak akılla parti politikalarının belirlenmesi için yoldaşlarımızla görüşmelerimiz devam edecektir. Tüm yoldaşlarımızın özgürlüğü için bütün gücümüzle mücadelemiz sürecek.”

  • BİRLİK SAĞLIK-SEN: “VALİLİK İZNİ OLMADAN CANINIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE 112 AMBULANSLARINI İZMİR’İN BİR UCUNDAN DİĞER UCUNA GÜNÜBİRLİK ÇEKEMEZSİNİZ”

    BİRLİK SAĞLIK-SEN: “VALİLİK İZNİ OLMADAN CANINIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE 112 AMBULANSLARINI İZMİR’İN BİR UCUNDAN DİĞER UCUNA GÜNÜBİRLİK ÇEKEMEZSİNİZ”

    Birlik Sağlık-Sen, 112 ambulans çalışanlarının sorunlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Birlik Sağlık-Sen İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Kadir Cücemen, “Valilik oluru olmadan canınızın istediği şekilde 112 ambulanslarını İzmir’in bir ucundan diğer ucuna günübirlik çekemezsiniz. Yönetim olarak göreviniz ambulansların bölge planlamalarını sağlıklı bir şekilde yapmak, ambulansları acil olmayan vakalarda kullandırmamaktır” dedi.

    Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Birlik Sağlık-Sen), 112 acil sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sendika binasında düzenlenen basın toplantısına Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol da katıldı.

    Birlik Sağlık-Sen İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Kadir Cücemen’in okuduğu basın açıklaması şöyle:

    “Bir zamanlar Türkiye’ye örnek olan İzmir 112 acil sağlık hizmetleri, bugün hizmet binaları, personelin çalışma huzursuzluğu, çalışma şartları, mevzuata uymayan uygulamalar açısından maalesef her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. 112 acil sağlık hizmeti veren çalışanlarımızın hizmet verdikleri fiziki istasyonların olumsuz barınma koşulları, hastalığından dolayı 3-5 gün rapor alan personelin raporunun hakem hastaneye gönderilmesiyle personele yapılan psikolojik baskı (mobbing), hiçbir yasal dayanağı olmadan personeliyle birlikte 112 ambulanslarının çalışanlarının yer değiştirmelerinden 112 istasyonlarının hizmet verdiği bölgelerin plansız kurulmasına kadar onlarca problem tüm çabamıza rağmen çözüme kavuşmamakta ve artarak devam etmektedir.

    “PERSONELİN MEDAİDE OLDUĞU AYLARDA İSTASYONLAR KAPATILIYOR”

    Yaz döneminde bazı günlerde 30 civarında 112 istasyonunun kapanmasının sebebi tam bir yönetim sıkıntısıdır. İstasyonların kapanmasının gerekçesinin, personelin izin veya rapor alması olarak gösterilen yaz döneminde, asıl gerekçe personelin yasal olan yıllık iznini kullanması değil, zor durumda olan personellere verilmeyen yasal yıllık izinleri sonucunda, alınan sağlık istirahat raporlarıdır. Bugün bile genel olarak personelin mesaide olduğu bu aylarda da pek çok istasyon kapatılmaktadır. İhtiyaç olan bölgelere yeni istasyon açılmazken nüfus planlamasından uzak farklı talepler üzerine önceliği olmayan bölgelere yeni istasyonlar açılmaktadır.

    SAĞLIK EMEKÇİSİNE NÖBET BASKISI

    Merkezde yoğunluktan yemeğini yiyemeyen, tuvalete bile gidemeyen bölgeye istasyon açılmazken bir ilçeye ya da bir üniversiteye istasyon açmak hangi aklın ürünüdür anlamak mümkün değildir. Hastalık raporlarından dolayı yaklaşık 40 112 ambulansının tüm personeline “Çalışan sağlığı ve güvenliği komisyonu artan istirahat raporları konusunda toplandı. Personelimizin sık rahatsızlanıp rapor aldığı görülen istasyonlarımızda günaşırı nöbetlerin bunu arttırdığı için bu istasyonlarımızın nöbet listeleri korumaya alınacaktır. Bu istasyonlarımızda bu amaçla ayın başında gönderilen liste dışında nöbet değişimi yapılmayacaktır” diye mesaj atılarak, nöbet değişemezsiniz diye ceza verilmesi, şimdilik ertelenmiş olsa da, tüm personele ayda 8 nöbet tutacaksınız diye ısrar edilmesi ve fazla mesaiyi istediğimiz istasyonda tutacaksınız diye diretilmesinden daha açık bir psikolojik baskı yapılabilir mi?

    “KAPATILAN İSTASYONLARIN FATURASINI SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE VATANDAŞLARIMIZ ÇEKMEKTEDİR”

    Hizmetin aksaması ve çalışanların huzursuzluğunun en önemli sebeplerinden bir tanesi de, personele yapılan psikolojik baskıdır. Baskının yerine diyalog olsaydı, yazın kapanan 112 istasyonu sayısı 30 değil, belki de 3-5 olurdu. Elbette çalışma düzenini idare sağlayacaktır. Ancak, diyalogdan uzak, baskıcı, ben bilirim, ben yaparım siz uyarsınız mantığıyla yapılan uygulamaların sonucunda kapatılan istasyonların faturasını yine sağlık çalışanları ve vatandaşlarımız çekmektedir.

    “112 AMBULANSLARINI İZMİR’İN BİR UCUNDAN DİĞER UCUNA GÜNÜBİRLİK GÖNDEREMEZSİNİZ”

    Yönetimin görevi istirahat raporları artan istasyonlarda, rapor alan personelden ziyade rapor almayan personeli cezalandırmak, personele psikolojik baskı yapmak değildir. Neden bu kadar çok rapor alınıyor diye huzursuzluğun kaynağını tespit etmek için araştırmaktır. Çalışan personellerin moral ve motivasyonunu bozmak değildir. Valilik oluru olmadan canınızın istediği şekilde 112 ambulanslarını İzmir’in bir ucundan diğer ucuna günübirlik çekemezsiniz. Yönetim olarak göreviniz ambulansların bölge planlamalarını sağlıklı bir şekilde yapmak, ambulansları acil olmayan vakalarda kullandırmamaktır.

    Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya yayılan görüntüde öğrenci yurdundaki bir gencin sevgilisine gitmek için ambulans çağırdığını söylemesi tam olarak bizim anlatmak istediğimiz konudur. 112 Ambulanslarının gittiği vakaların yaklaşık yüzde 70’i acil vakalar değildir. İş yoğunluğunu artırmaktadır. Tüm bu yoğun çalışma temposuna rağmen, 112 acil sağlık hizmetinde görev yapan  çalışanlarımıza ödenen ek ödeme (teşvik ödemesi) hastanelerimizde çalışan meslektaşlarının kat be kat altındadır”

     

  • “CASUSLUK OPERASYONUNDA” 26 ŞÜPHELİ TUTUKLANMA TALEBİYLE HAKİMLİĞE SEVK EDİLDİ

    İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddiası ile MİT tarafından düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 34 şüpheliden 26’sının “siyasal ve askeri casusluk” suçlaması ile tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiği açıklandı. Sekiz şüphelinin ise sınır dışı edilmesi için İl Göç İdaresine teslim edileceği belirtildi.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, İsrail İstihbarat Servisinin Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik keşif, takip, darp ve adam kaçırmaya yönelik amaçlarının olduğu tespit edildi. Uluslararası casusluk faaliyetleri içerisinde olabilecekleri değerlendirilen 46 şüpheli hakkında gözaltı talimatı verilmişti.

    Ekipler, 2 aylık fiziki ve teknik takibin ardından İstanbul merkezli 8 ilde, 57 adrese düzenlenen zincirleme operasyonla 34 şüpheliyi gözaltına almıştı.

    Operasyonlarda yakalanan şüphelilerin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Şüpheliler, bugün sabah saatlerinde, Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde yapılan sağlık kontrollerinin ardından adliyeye sevk edildi

    Savcılıktaki işlemlerinin ardından 34 şüpheliden 26’sının “siyasal ve askeri casusluk” suçlaması ile tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiği bildirildi. 8 şüphelinin ise sınır dışı edilmesi amacıyla İl Göç İdaresine teslim edileceği belirtildi.

     

  • İNAN AKGÜN ALP: “KARS-ERZURUM KARA YOLUNDA BU SABAH MEYDANA GELEN KAZANIN SORUMLUSU ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’DIR”

    CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Kars-Erzurum yolunda bu sabah meydana gelen ve 2 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasının sorumlusunun Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu olduğunu belirterek, “Görevini yapmayan Ulaştırma Bakanı’nı istifaya davet ediyorum” dedi.

    CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, bu sabah Kars’ın Sarıkamış ilçesi Karakurt mevkisinde 2 kişinin hayatını kaybettiği, 8 kişinin yaralandığı trafik kazasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Bütçe görüşmeleri sırasında kazanın yaşandığı bölgeye dair Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’na tedbirlerin alınması için uyarılarda bulunduğunu, ancak gerekenlerin yapılmadığını belirten Alp, şunları kaydetti:

    “Kars-Erzurum kara yolunda bu sabah meydana gelen kazanın sorumlusu Ulaştırma Bakanlığı’dır. İlin milletvekili olarak, bu yolda kusurların olduğunu, bu yolun ölüm yoluna dönüştüğünü, özellikle kuzey yamaçlarda kış aylarında buzlanmadan kaynaklanan kazalar olabileceğini, inceleme başlatılması ve tedbir alınması gerektiğini, bütçe görüşmeleri sırasında Ulaştırma Bakanı’nın yüzüne söylememe rağmen gerekli tedbirler alınmadığı için bir kaza daha yaşandı. Görevini yapmayan Ulaştırma Bakanı’nı istifaya davet ediyorum. Meclis açılır açılmaz konuyu tekrar gündeme getireceğim. Bakana soruyorum: Sarıkamış şehitleri anma programı nedeniyle kente çok sayıda otobüs geleceği beklenirken neden yeterli tuzlama yapılmadı ve yolda yeterli trafik önlemleri neden alınmadı? Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.”

     

  • ERDOĞAN: 31 MART İTİBARIYLA İSTANBULLUNUN VERECEĞİ EMANETİ İNŞALLAH MERKEZİ YÖNETİMLE BERABER YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da 6 bin 992 polisin göreve başlaması ve bin 573 yeni aracın hizmete alınması töreninde; “Ülkemizde geri kalmışlığı, altyapı ve hizmet eksikliğini nasıl ortadan kaldırdıysak, çöp, çamur, çukur, bu pisliklerden, bu İstanbul’umuzu nasıl temizlediysek, Allah’ın izniyle 31 Mart itibarıyla yeniden adımları atacak ve İstanbullunun vereceği emaneti inşallah merkezi yönetimle beraber yeniden ayağa kaldıracağız” dedi. 

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki 6 bin 992 polisin göreve başlaması ve bin 573 yeni aracın hizmete alınması törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

    “İSTANBUL’DA GÖREV YAPAN EMNİYET TEŞKİLATI MENSUBU SAYIMIZ 56 BİN 607’YE YÜKSELİYOR”

    “İçişleri Bakanlığımızın İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz hizmetleri için göreve başlattığı 6 bin 992 polisimiz ile bin 573 aracın teşkilatımıza ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Böylece İstanbul’da görev yapan Emniyet Teşkilatı mensubu sayımız 56 bin 607’ye, araç sayımız da 8 bin 894’e yükseliyor.

    İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzün terörle, uyuşturucuyla, organize suç örgütleriyle, göçmen kaçakçılığıyla mücadelede gösterdiği başarıları yakından takip ediyoruz. Pek çok ülkenin nüfusundan daha fazla sayıda insanın yaşadığı, Avrupa’nın, Asya’nın ve Afrika’nın kavşak noktası olan İstanbul’un güvenliği bizim için hayati öneme sahiptir. Bugünkü atamalar ve araç takviyesi ile İstanbul Emniyetimiz Avrupa ülkelerinin tamamının, bırakınız polisini ordularından bile neredeyse daha büyük bir insan gücüne ulaşmıştır. Konumuyla, güzellikleriyle, ticaretiyle, turizmiyle ülkemizin kalbi mesabesindeki İstanbul’un huzurunu güvence altına almak için ne yapsak azdır.

    “ŞEHİT POLİS MEMURU FETHİ SEKİN İLE GÖREVİ BAŞINDA ŞEHİT EDİLEN TÜM KAHRAMAN GÜVENLİK GÜÇLERİMİZİ RAHMETLE YAD EDİYORUM”

    Bugün, şehadetinin 7’nci yıldönümünü idrak ettiğimiz şehit polis memuru Fethi Sekin ile birlikte görevi başında şehit edilen tüm kahraman güvenlik güçlerimizi burada bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Rabbim gayretinizi daim eylesin, Mevla sizleri her türlü kazadan, beladan, musibetten muhafaza eylesin.

    Alparslan’ın Anadolu kapılarını milletimize açtığı günden beri nerdeyse her anımız mücadeleyle geçti. Çok büyük zaferleri de çok büyük acıları da bu topraklarda yaşadık. Milletimizi tarihten silme hesaplarını parçalayıp atarak kurmuş olduğumuz Cumhuriyetimiz döneminde de bu imtihan devam etti. Tek parti faşizminin yol açtığı sancılardan son 40 yılımıza damgasını vuran PKK terörüne ve FETÖ belasına kadar nice sınamalara maruz kaldık. Hamdolsun, bu sınamaların hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Bugün de İstanbul başta olmak üzere vatan topraklarının her karışını envaı çeşit tehdide, tehlikeye, saldırıya, tuzağa karşı savunmanın mücadelesini vermeyi sürdürüyoruz.

    Milletimizi çeşitli bahanelerle bölmek hem birbirine hem devletine karşı kışkırtmak için sayısız denemeye şahit olduk. Gezi olaylarındaki sokak terörü, bunun örneklerinden biriydi. Türkiye’nin gördüğü en büyük ihanet çetelerinden biri olan FETÖ’nün 17-25 Aralık’tan 15 Temmuz’a kadar giriştiği darbe girişimleri bunun örneklerinden biriydi. PKK’nın, terörü bitirmek için gerçekleştirdiğimiz onca reforma rağmen 6-8 Ekim olaylarıyla başlayan çukur eylemleri bunun örneklerinden biriydi. Geçmişte sağcı-solcu, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, Türk-Kürt gibi kavramlar üzerinden yürütülen nifak siyaseti, bunun örneklerinden biriydi. Şimdi de aynı oyunun bir tarafıyla yabancı düşmanlığı, diğer tarafıyla ülkemizin sembollerine ve milletimizin mukaddes değerlerine yönelik saldırılar üzerinden yeniden sahnelenmeye çalışıldığını görüyoruz.

    “31 MART İTİBARIYLA İSTANBULLUNUN VERECEĞİ EMANETİ MERKEZİ YÖNETİMLE BERABER YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

    Ülkemizde geri kalmışlığı, altyapı ve hizmet eksikliğini nasıl ortadan kaldırdıysak, çöp, çamur, çukur, bu pisliklerden, bu İstanbul’umuzu nasıl temizlediysek, Allah’ın izniyle 31 Mart itibarıyla yeniden adımları atacak ve İstanbullunun vereceği emaneti inşallah merkezi yönetimle beraber yeniden ayağa kaldıracağız.

    Terörü tehdit olmaktan nasıl çıkardıysak, şehir eşkıyalarının başını nasıl ezdiysek, organize suç örgütlerinin nasıl tepelerine binmişsek, vatan topraklarının güvenliğini nasıl sınırlarımızın ötesinden başlattıysak, küresel ve bölgesel güçlerin önümüze çıkardığı engelleri nasıl aştıysak, önce 2023 hedeflerimizle, şimdi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla milletimizin ufkunu nasıl genişletip, derinleştirdiysek, medeniyetimizin ve tarihimizin mirası değerlerimize savaş açanların heveslerini de Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmakta kararlıyız. Bu tezgahı inancımıza ve kültürümüze aykırı olmanın yanında milli çıkarlarımıza da darbe vuracak şekilde yabancı düşmanlığı üzerine bina edenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Güvenliğimizden taviz vermediğimiz gibi değerlerimizin ve çıkarlarımızın yıpratılmasına, örselenmesine, çiğnenmesine de rıza göstermeyeceğiz. Tabii biz bu oyunu bozarken en büyük desteği İstanbul’dan, İstanbul’da da sizlerden bekliyoruz. İstanbul’u güvenli, huzurlu, üretken, cazip bir şehir hâline getirmeden Türkiye’nin istikbaliyle ilgili programlarımızı arzu ettiğimiz etkinlikte uygulayamayız.

    “İSTANBUL’A AŞIK OLMAK HER YİĞİDİN KÂRI DEĞİLDİR”

    İstanbul’a hizmet etmek için önce bu şehri maddi ve manevi tüm boyutlarıyla anlamak, kavramak, hak etmek gerekiyor. İstanbul’a aşık olmak her yiğidin kârı değildir. Kendini bu şehrin hadimi değil hakimi gibi görenler ne İstanbul’u anlamış ne de hak etmiş olur. Biz İstanbul’a hakim olmadık, İstanbul’a hadim olduk.

    “İSTANBUL’DAKİ KENTSEL DÖNÜŞÜM HİZMETLERİMİZİ İNŞALLAH MERKEZİ YÖNETİM VE YEREL YÖNETİMLE BİRLİKTE DEVAM ETTİRECEĞİZ”

    İnşallah şehrin depreme dayanıksız tüm binalarının yeniden inşa edilmesi başta olmak üzere İstanbul’a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz. İstanbul’daki tüm kentsel dönüşüm hizmetlerimizi inşallah bundan sonra da merkezi yönetim ve İstanbul’daki yerel yönetimle birlikte kararlı bir şekilde devam ettireceğiz.”

  • TKP GENEL SEKRETERİ KEMAL OKUYAN: “DEFNE’DE BELEDİYE BAŞKANLIĞINI KAZANABİLECEK BİR ETKİYE SAHİBİZ. BU SİSTEMİN SAHİPLERİNİN BECEREMEYECEĞİ BİR YÜKÜ ÜZERLERİNDEN ALACAĞIZ”

    TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “Birkaç yerde belediye başkanı seçtirme gibi bir iddiamız var. Bu konuda en iddialı olduğumuz yerlerden bir tanesi depremin en fazla hasar verdiği ilçe Hatay Defne. Defne’de belediye başkanlığını kazanabilecek bir etkiye sahibiz. Yıkılmış bir kenti ayağa kaldırma iddiası taşıyacağız, bunun da kesinlikle altında kalmayız. Bu sistemin sahiplerinin beceremeyeceği bir yükü üzerlerinden alacağız. İkinci hedefimiz; belediye meclislerine mümkün olduğu kadar çok yerde üye sokmak. Türkiye’de yerel yönetim dendiğinde ihaleler, rant hesapları, imara açılma bütün bunların döndüğü yerlere biz halkın çıkarlarını koruyacak bekçiler dikmek istiyoruz. Bir TKP’linin olduğu Meclis’te dolap çeviremezsiniz” dedi.

    TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, bugün Ankara’da gazetecilerle bir araya gelerek yaklaşan seçim sürecini değerlendirdi, soruları yanıtladı. Öncelikle 14-28 Mayıs 2023’te yapılan genel seçimlere ilişkin konuşan Okuyan, şunları dile getirdi:

    “Türkiye toplumunun çok geniş bir kesiminde ciddi bir umutsuzluk var. Bu kadar önmesenen 100 yılın seçimi denen bir genel seçim, Türkiye’de neredeyse hiçbir şeyi değiştirmedi. Daha öncesinde de işlevini yitirmiş ve son derece umutsuz bir görüntü veren parlamento, daha da karardı Türkiye’de. Biz Türkiye tarihinin en gerici, sağcı parlamentosu olarak nitelendiriyoruz bugünkü mevcut parlamentoyu.

    Bir seçime daha yaklaşıyoruz. ‘Bu seçimde büyükşehirler elden giderse yıkılırız bittik, öldük’ gibi söyleme izin vermemek gerekiyor. Genel seçimler Türkiye’de muhalefetin AKP ya da Erdoğan’a bir alternatif oluşturma, bir iktidar projesi olarak muhalefetin ortadan kalkması anlamına geldi. Türkiye’de eğer Erdoğan’ın sağlığı ile ilgili bir problem olmazsa yakın yıllarda AKP’nin iktidarını tehdit eden, parlamento içerisinde bir denge yok. Türkiye’nin geldiği nokta; sağcılar sağcılarla rekabet ediyorlar. Bugün Türkiye’de sağın sağla karşı karşıya gelmesinin sorumlusu Türkiye soludur çünkü Türkiye solu, solculuğu unuttu çok uzun süredir. Türkiye solunun solculuğu unutmasında en büyük günah CHP’nindir, CHP Türkiye solu üzerine kurduğu baskıyla, üzerine düşürdüğü gölgeyle Türkiye’de solun zaten sınırlı olan etkisini büyük ölçüde ortadan kaldıran bir operasyonun başını çekti. Bu operasyona sonraki yıllarda HDP eklendi, şu anda Türkiye toplumu baktığında sağı görüyor, sonra tekrar sağı görüyor. Şimdi olabilecek en korkunç iki biçimiyle karşımıza çıkıyor bu sağ varyasyonlar, bir tanesi siyasal İslam. Türkiye’de şu andaki ideolojik kutup başlarından bir tanesi siyasal İslamdır, bunun karşı kutbu da milliyetçilik. Eğer Türkiye’de siyasal İslamcılarla ırkçı milliyetçiler karşı karşıya gelirse buradan kazançlı çıkan siyasal İslam olur. Bu karşı karşıya geliş Türkiye Cumhuriyeti’ni dağıtır.

    DÜZEN DIŞI BİR ARAYIŞ İÇİNDE OLAN KESİMLERİN SAYISINDAKİ ARTIŞI GÖRECEK KADAR SAHADAYIZ”

    Türkiye’de son dönemdeki bütün gerilimler Fatih Terim olayı dahil devlet ve AKP içerisindeki bir kavganın dışarı doğru yansıması. Bunu bozmak için çok sert bir ideolojik siyasi duruş gerekiyor, bunu da ancak TKP yapabilir. Karşımızda çok sert argümanları olan iki kutup var, bu iki kutbun karşısındaki yeni alternatifin de çok sert yaklaşması lazım meseleye, biz buna adayız hiçbir şeyden de korkmayız. Türkiye’de toplumun geniş bir kesimi yeni bir alternatif arayışı içinde. Bu genel seçimden önce de vardı ama oya yansımadı. Gücümüzü abartmıyoruz ama Türkiye’de düzen dışı bir arayış içinde olan kesimlerin sayısındaki artışı görecek kadar sahadayız.”

    Okuyan, seçimlere ve ülke siyasetine ilişkin değerlendirmesinin ardından soruları yanıtladı. Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun adının başka ilçelerde aday olarak geçmesine ilişkin soruya Okuyan, şöyle cevap verdi:

    MAÇOĞLU İÇİN İSTANBUL VE İZMİR’DEKİ BAZI İLÇELER İÇİN ADAYLIK DEĞERLENDİRMESİ YAPIYORUZ”

    “Fatih Maçoğlu’nun önce Ovacık sonra Dersim Belediye Başkanlığı, TKP çatısında gerçekleşen bir ittifakın ürünü. Dolayısıyla TKP’nin tek karar verici olmadığı ama 8-9 yıldır süren bir anlayış birliğinin ürünü. Biz bunu devam ettirmek istiyoruz. Maçoğlu, Türkiye toplumunda Komünist Başkan kimliği ile birden fazla şeyi başarmış oldu; Komünizmin meşrulaşması bunlardan bir tanesi. Bir ilin belediyesinin kazanılması, ‘Oluyormuş bu iş’ türünden bir şey ortaya çıkardı. Kadıköy gündemdeki yerlerden bir tanesi, İstanbul’da birkaç ilçe üzerinde daha değerlendirme yapıyoruz, İzmir’de bir iki ilçe üzerinde duruluyor ama birkaç gün içinde zaten bunu şey yapacağız. Sonra da bu ittifak kalıcı olması için kendi hedeflerini, ekibini oluşturacak ve kamuoyuna ilan edeceğiz kararımızı.”

     Okuyan, yerel seçimlere ilişkin TKP’nin yol haritasına dair soruya da şu yanıtı verdi:

    DEFNE’DE BELEDİYE BAŞKANLIĞINI KAZANABİLECEK BİR ETKİYE SAHİBİZ”

    “Bu yerel seçimlerde bir bütünlük içinde üç tane hedefimiz var. Bir tanesi; Maçoğlu’nun adaylığı bir ittifakla olacak ama ona ek olarak Türkiye’de Komünist belediyeciliği daha yaygın ve iddialı hale nasıl getiririz bunun şeylerini arıyoruz. Birkaç yerde belediye başkanı seçtirme gibi bir iddiamız var. Bu konuda en iddialı olduğumuz yerlerden bir tanesi depremin en fazla hasar verdiği ilçe Hatay Defne. Partinin Defne’ye olan ilgisi çok eskilere dayanıyor. Depremden sonra hızlanan bir çalışmamız var, Defne’de belediye başkanlığını kazanabilecek bir etkiye sahibiz. Yıkılmış bir kenti ayağa kaldırma iddiası taşıyacağız, son derece önemli bir iddia olacak, bunun da kesinlikle altında kalmayız. Bu sistemin sahiplerini beceremeyeceği bir yükü üzerlerinden alacağız.

    HER İL VE İLÇEDE ADAY ÇIKARMAYACAĞIZ AMA HER YERDE BELEDİYE MECLİSİNE ADAY GÖSTERECEĞİZ. BÜYÜKŞEHİRLERDEKİ EĞİLİMİMİZ İSE HER YERDE ADAY ÇIKARMAK”

    İkinci hedefimiz; belediye meclislerine mümkün olduğu kadar çok yerde üye sokmak. Türkiye’de yerel yönetim dendiğinde ihaleler, rant hesapları, imara açılma bütün bunların döndüğü yerlere biz halkın çıkarlarını koruyacak bekçiler dikmek istiyoruz. Bir TKP’linin olduğu Meclis’te dolap çeviremezsiniz. Üçüncü meselede belki en önemlisi; Türkiye’nin bu dengelerinde CHP ve HDP’den bağımsız hareket eden, ne dediği belli, sosyalizmi savunan, eşitlikçi, laikliği, bağımsız ve egemen bir ülkeyi savunan bir partinin sesini yükselmesi ve oylarının artması gerekiyor. Bunları gerçekleştirebilecek bir enerjimiz ve örgütlülüğümüz var. İş oya geldiğinde geçmişte istediğimiz sonucu alabilmiş bir parti değiliz ama bu kısır döngüyü bir yerinde kıracağız. Her ilçe ve ilde aday çıkarır mıyız, hayır ama her yerde belediye meclisine aday göstereceğiz. Büyükşehirlerdeki eğilimimiz ise her yerde aday çıkarmak. Türkiye’nin bir kez daha CHP, AKP ikiliği ya da başka ikiliklere teslim olmasını istemiyoruz. Saadet Partisi’nin MHP’nin BBP’nin İYİ Parti’nin bile kadraja giremediği bazı yerleşimlere girmeye başladık. Bunların sayısı şu anda az ama örneklerin artmaya başlaması bile başlı başına çok değerli.

    İSTANBUL VE KRİTİK BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ DE DAHİL BU SEÇİMDE CHP’YE OY VERMEYECEĞİZ”

    Biz Sol Parti, EMEP, TİP, bazı yerlerde eğer gözle görülür bir iddia taşıyorlarsa onların karşılarına aday çıkarmayacağız ve bu partilere oy verilmesi için çağrı yapacağız. Benzer bir şeyi de onlardan bekleriz. Ama yapmayacağımız şey bu seçimde CHP’ye oy vermektir. Bunu hiçbir şekilde yapmayacağız, bu kararımız HDP için de geçerli. Zaten şimdiye kadar TKP, CHP’ye hiçbir seçimde oy vermedi buna İmamoğlu’nun tartışmalı şeyi de dahil. Kılıçdaroğlu’na cumhurbaşkanlığında oy vermemizin şeyi başka bir şeydi, CHP’ye oy vermedik zaten orada bir adaya oy verdik, Erdoğan’ın kazanmasına yardımcı olmamak için. Ama biz her seçimde ‘Aman AKP kazanır’ diye CHP’yi destekleyeceksek zaten kendi varlığımızı ortadan kaldırmamız gerekiyor. CHP’liler oyları bölmesin deyip geçeceğiz, yapacak bir şey yok. Bu kararımıza İstanbul’da, kritik olan büyükşehir belediyeleri de dahil.”

     

  • 16’INCI GELENEKSEL METRİSTEPE ZAFER VE ŞEHİTLERİ ANMA YÜRÜYÜŞÜ, 7 OCAK’TA YAPILACAK

    16’INCI GELENEKSEL METRİSTEPE ZAFER VE ŞEHİTLERİ ANMA YÜRÜYÜŞÜ, 7 OCAK’TA YAPILACAK

    Bozüyük’te 1. İnönü Zaferi’nin 103. yılı anısına düzenlenecek Geleneksel Metristepe Zafer ve Şehitleri Anma Yürüyüşü, 7 Ocak 2024 Pazar günü yapılacak. 

    Bu yıl 16’ncısı düzenlenecek etkinlik, Bozüyük Belediyesi, AKUT ve Kent Konseyi iş birliği ile düzenleniyor.

    16. Geleneksel Metristepe Zafer ve Şehitleri Anma Yürüyüşü için 7 Ocak 2024 Pazar günü sabah saat 09.20’de Cemalettin Köklü Parkı önü ve AKUT operasyon binası önünde toplanılacak. Buradan araçlarla Düzdağ Köyü yolu üzerinde Nanedere mevkiindeki toplanma bölgesine gidilerek saat 10.00’da toplu halde yürüyüşe başlanacak. Metristepe’ye kadar sürecek yaklaşık 8 kilometrelik yürüyüşün ardından katılımcılara Bozüyük Belediyesi tarafından sıcak çorba ve çayın yanı sıra çeşitli ikramlarda bulunulacak. Ardından Türk Bayrağı eşliğinde tüm katılımcılarla Anıta hareket edilecek. Program saygı duruşunda bulunulması ve  İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalar ve şehitler için edilecek dualarla sona erecek.

     

  • ÇİNELİ KADINLARDAN BELEDİYE BAŞKANI KIVRAK’A TEBRİK ZİYARETİ

    ÇİNELİ KADINLARDAN BELEDİYE BAŞKANI KIVRAK’A TEBRİK ZİYARETİ

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çine İlçe Kadın Kolları Başkanı Arzu Yavuz Kocabay ile yönetim kurulu üyeleri, Çine Belediye Başkanı Mehmet Kıvrak’ı ziyaret etti.

    Çine Belediye Başkanı Mehmet Kıvrak, CHP Çine İlçe Kadın Kolları Başkanı Arzu Yavuz Kocabay ile beraberindeki heyeti makamında ağırladı. Merhum Başkan Enver Salih Dinçer’in vefatından sonra belediye meclis üyelerinin oyu ile başkanlığa seçilen, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de yeniden Çine Belediye Başkanlığı’na aday gösterdiği Başkan Mehmet Kıvrak’ı tebrik eden İlçe Kadın Kolları Başkanı Arzu Yavuz Kocabay, “Kadınlar olarak, ilçemizin kalkınmasına katkı sağlamak için el birliğiyle çalışmaya hazırız. Başkanımıza yeni görevinde başarılar diliyor, adaylık sürecindeki tüm çalışmalarında da kolaylıklar diliyoruz” dedi.

    “HER BİR VATANDAŞIMIZIN FİKRİ, ÖNERİSİ VE ELEŞTİRİSİ ÇOK DEĞERLİ”

    Nazik ziyaretleri için ilçe kadın kolları başkan ve yönetimine teşekkür eden Çine Belediye Başkanı Mehmet Kıvrak ise şöyle konuştu:

    “Çine Belediyesi olarak herkesin ihtiyaçlarına yanıt verebilen, adil, şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla hareket etmeye devam edeceğiz. Kadınlarımızın ve gençlerimizin sesini daha fazla duyurabilmek, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için işbirliği içinde çalışacağımızdan emin olabilirsiniz. Bu süreçte, Çine’mizin her bir ferdinin fikirleri, önerileri ve eleştirileri bizim için çok değerli. Hep birlikte, ilçemizi daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için çalışacağız.”

  • SÖKE BELEDİYESİ’NİN GELENEKSEL PİL TOPLAMA YARIŞMASI’NDA ÖDÜLLER SAHİBİNİ BULDU

    SÖKE BELEDİYESİ’NİN GELENEKSEL PİL TOPLAMA YARIŞMASI’NDA ÖDÜLLER SAHİBİNİ BULDU

    Söke Belediyesi ve Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) Derneği iş birliğiyle düzenlenen ‘Geleneksel Pil Toplama Yarışması’ sonuçlandı. Öğrencilerin çevre bilincine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen yarışmada dereceye giren okullara ödülleri verildi.

    Yarışmada, 120 kg atık pil toplayan Çeltikçi Ortaokulu birinci, 119 kg pil toplayan Cumhuriyet Anadolu Lisesi ikinci, 57 kg pil toplayan Hilmi Fırat Anadolu Lisesi üçüncü oldu.

    Dereceye giren okullar başta olmak üzere atık pil toplayıp doğanın korunmasına katkı sağlayan tüm okullara hediye ve belgeleri takdim edildi. Söke Belediye Başkanvekili Mehmet Arif Ceylan beraberinde Söke Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Şefika Katipoğlu ile okulları ziyaret etti.

    Yarışmada 50’şer kg atık pil toplamayı başaran diğer okullar; Behiye Hanım Ortaokulu, Güllübahçe Atatürk İlkokulu, Doğa Koleji, Kocagöz Ortaokulu – Kocagöz Anaokulu, Amerikan Kültür Anasınıfı, Batı Çimento Ortaokulu olarak sıralandı.

    Toplamda 649 kg atık pil toplanarak, çevre dostu bir geleceğe katkı sağlandı. Her 50 kg atık pil toplamış okula iki top seti hediye edilirken, birinci olan Çeltikçi Ortaokulu’na ise özel olarak bir robotik kodlama seti verildi.

     

  • KUŞADASI BELEDİYESİ’NDEN DAVUTLAR’A 64 MİLYON TL’LİK YOL YATIRIMI

    KUŞADASI BELEDİYESİ’NDEN DAVUTLAR’A 64 MİLYON TL’LİK YOL YATIRIMI

    Kuşadası Belediyesi, Davutlar Mahallesi’ne yaptığı 64 milyon 140 bin TL’lik yatırımla 78 sokak ile 8 caddeyi bütünüyle yeniledi. Uzun yıllardır bozuk yollar ve kaldırımlar nedeniyle büyük sıkıntı çeken Davutlar sakinleri ve esnafı, yenilenerek konforlu ve güvenli hale getirilen yollar sayesinde rahat bir nefes aldı.

    Kuşadası Belediyesi, kısa süre içerisinde Davutlar’a 210 bin 77 metrekare yeni yol kazandırdı. Kuşadası Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından sürdürülen kesintisiz mesai ile Yedi Eylül, Mithatpaşa, Kazım Karabekir, İstiklal, Halil Soykut gibi ana arterleri kapsayan 8 cadde ile 78 sokağın yolları, kaldırımları, bordürleri ve yağmur suyu hatları bütünüyle yenilenerek yaya ve sürücüler için çok daha konforlu bir hale getirildi.

    Öte yandan, Cengiz Topel, Menderes, Atatürk ve Menderes caddelerinin kaldırımları yenilenerek modern ve sağlıklı bir yapıya kavuşturuldu.

    Kuşadası Belediyesi tarafından Davutlar Mahallesi’nde son olarak Kazım Dirik ile Hürriyet caddeleri, Kutlu, Küçükyağcı, Bayramoğlu, Muhtar Mehmet Özturan, Uyar, Alimoğlu, 6013, 6651 ve Özturan sokaklarda yürütülen kilit parke çalışması tamamlanarak, yeni yollar kullanıma açıldı.