Blog

  • ABB, HACIKADIN KENT ORMANI’NI PİKNİKÇİLER İÇİN KIŞ ŞARTLARINA ELVERİŞLİ HALE GETİRDİ

    ABB, HACIKADIN KENT ORMANI’NI PİKNİKÇİLER İÇİN KIŞ ŞARTLARINA ELVERİŞLİ HALE GETİRDİ

    Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 1 milyon 480 bin metrekarelik alanda hizmete açtığı Hacıkadın Kent Ormanı, kış aylarında da Başkentlileri bekliyor. Alanda yapılan yeni düzenlemelerle piknik alanları kış şartlarına uygun hale getirildi. Çardakların içine pelet sobaları yerleştirilirken, açık yerleri de şeffaf çadırlarla kaplandı.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Orman Genel Müdürlüğü’nden 25 yıllığına kiralayarak Başkentlilerin kullanımına kazandırdığı Hacıkadın Kent Ormanı, kış aylarında da misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

    Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BelPlas Ankara Termoplastik ve Bakım Onarım Hizmetleri AŞ, piknikçilerin ve ziyaretçilerin soğuktan olumsuz etkilenmelerinin önüne geçmek için çardakların içine pelet sobaları yerleştirirken, açık yerlerini ise şeffaf çadırla kapladı. Böylece çardaklar, kullanıcılar için kış şartlarına uygun hale getirildi.

    3 KİLOGRAM PELET YAKLAŞIK 4 SAAT BOYUNCA YANIYOR

    Şehrin merkezinde doğayla iç içe zaman geçirme imkânı bulan Başkentliler, kış aylarında da Hacıkadın Kent Ormanı’nda mangal yakmak ve piknik yapmanın keyfini çıkaracak.

    1 milyon 480 bin metrekarelik alan üzerine kurulu kent ormanında bulunan 81 çardaktan 40 tanesi şeffaf çadırla kaplandı. Çardakların 20 tanesine ise özel yapım pelet sobası konuldu. Dumandan zehirlenme riskinin olmadığı, çevre dostu ve odununa göre daha verimli bir yakacak türü olan peletin 3 kilogramı yaklaşık 4 saat boyunca yanarak ısı yayıyor. 

    Dört mevsim ayrı güzelliğe bürünen Hacıkadın Kent Ormanı’nın haftanın her günü açık olduğunu belirten BelPlas AŞ Genel Müdür Yardımcısı Ali Tokmak, “Kendi üretimimiz olan peletlerin kullanıldığı özel yapım pelet sobalarını mesire alanımızda bulunan çardaklarda kullanıma açtık. Vatandaşlarımızın daha huzurlu, daha sıcak bir ortamda vakit geçirmeleri için mesire alanımıza bekliyoruz” dedi.         

            

  • RESMİ GAZETE’DE ATAMA KARARLARI: AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCILIĞINA YAVUZ SELİM KIRAN, TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCILIĞINA ABDULKADİR POLAT ATANDI

    RESMİ GAZETE’DE ATAMA KARARLARI: AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCILIĞINA YAVUZ SELİM KIRAN, TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCILIĞINA ABDULKADİR POLAT ATANDI

    Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararlara göre; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcılığına Yavuz Selim Kıran, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcılığına Abdulkadir Polat atandı. 

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcılıklarına atamalar gerçekleşti. Karara göre; Zagreb Büyükelçisi Yavuz Selim Kıran, Aile ve Sosyal Hizmetleri Bakan Yardımcısı ve Devlet Denetleme Kurulu üyesi Abdulkadir Polat ise Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı olarak atandı.   

  • “CASUSLUK OPERASYONUNDA” TUTUKLANMA TALEBİYLE HAKİMLİĞE SEVK EDİLEN 26 ŞÜPHELİDEN 15’İ TUTUKLANDI

    “CASUSLUK OPERASYONUNDA” TUTUKLANMA TALEBİYLE HAKİMLİĞE SEVK EDİLEN 26 ŞÜPHELİDEN 15’İ TUTUKLANDI

    İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddiası ile MİT tarafından düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 34 şüpheliden 26’sının “siyasal ve askeri casusluk” suçlaması ile tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 26 şüphelinin 15’i tutuklanırken 11 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildiği açıklandı.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, İsrail İstihbarat Servisinin Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik keşif, takip, darp ve adam kaçırmaya yönelik amaçlarının olduğu tespit edildi. Uluslararası casusluk faaliyetleri içerisinde olabilecekleri değerlendirilen 46 şüpheli hakkında gözaltı talimatı verilmişti.

    Ekipler, 2 aylık fiziki ve teknik takibin ardından İstanbul merkezli 8 ilde, 57 adrese düzenlenen zincirleme operasyonla 34 şüpheliyi gözaltına almıştı. Operasyonlarda yakalanan şüphelilerin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Şüpheliler, bugün sabah saatlerinde, Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde yapılan sağlık kontrollerinin ardından adliyeye sevk edildi

    15 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

    Savcılıktaki işlemlerinin ardından 34 şüpheliden 26’sının “siyasal ve askeri casusluk” suçlaması ile tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiği bildirildi. 8 şüphelinin ise sınır dışı edilmesi amacıyla İl Göç İdaresine teslim edileceği belirtildi. Hakimlikçe 15 şüpheli tutuklanırken, 11 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildiği duyuruldu.

  • ÖZGÜR ÖZEL: “GÜLİSTAN DOKU’NUN AKIBETİ BİR AN ÖNCE AYDINLATILMALI VE ACILI AİLESİNİN ADALET TALEBİ YERİNE GETİRİLMELİDİR”

    ÖZGÜR ÖZEL: “GÜLİSTAN DOKU’NUN AKIBETİ BİR AN ÖNCE AYDINLATILMALI VE ACILI AİLESİNİN ADALET TALEBİ YERİNE GETİRİLMELİDİR”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen Gülistan Doku’nun akıbetinin aydınlatılması yönünde tek bir umut ışığı yakılmadı. Gülistan Doku’nun akıbeti bir an önce aydınlatılmalı ve acılı ailesinin adalet talebi yerine getirilmelidir” açıklamasını yaptı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 4 yıl önce kaybolan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun hala bulunamamasına sosyal medya hesabından bu akşam yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Özel’in yaptığı paylaşım şöyle:

    “Üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen Gülistan Doku’nun akıbetinin aydınlatılması yönünde tek bir umut ışığı yakılmadı. Gülistan Doku’nun akıbeti bir an önce aydınlatılmalı ve acılı ailesinin adalet talebi yerine getirilmelidir.” 

  • HALKÇI LİSELİLER BORNOVA ANADOLU LİSESİ ÖNÜNDEN SESLENDİ: “BİR LİSENİN BAHÇESİNE ANAOKULU GÖRÜLMÜŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR”

    HALKÇI LİSELİLER BORNOVA ANADOLU LİSESİ ÖNÜNDEN SESLENDİ: “BİR LİSENİN BAHÇESİNE ANAOKULU GÖRÜLMÜŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR”

    Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) bağlı Halkçı Liseliler Bornova Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması düzenledi. Halkçı Liseliler, lisenin anaokuluna değil laboratuvara ihtiyacının olduğunu belirtti.

    Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) bağlı Halkçı Liseliler, korusuna mülteciler için anaokulu yapıldığı iddia edilen Bornova Anadolu Lisesi’ne giderek lise önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada konuşan Halkçı Liseliler Genel Başkan Yardımcısı Tunç Uğursoy, şöyle dedi:

    “BİR LİSENİN BAHÇESİNDE ANAOKULU GÖRÜLMÜŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR”

    “Bornova Anadolu Lisesi’nin korusunun estetiğinin bozulmasına karşıyız. Bizler; yapılacak olan inşaata karşı değiliz, bizler yapılacak inşaatın ve projenin okulun eğitim sistemiyle uyumlu olmasını ve belediyenin ruhsatına uygun bir şekilde yapılmasını istiyoruz. Bir lisenin bahçesinde anaokulu görülmüş bir şey değildir, lisemizin anaokulundan çok laboratuvara ihtiyacı vardır. Günlerdir ülkemizin gündeminden düşmeyen bu konu karşısında Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sessiz kalması ve Bakanlığın hiçbir açıklama yapmaması bizi üzmüştür.

    “BU YANLIŞI HEP BİRLİKTE DÜZELTELİM”

    Günlerdir yaptığımız görüşmeler neticesinde fark ettik ki; yapılacak olan inşaat belediye tarafından verilen ruhsata aykırıdır. Gelin öğrenciler ile, veliler ile, vakıflarla, okul yönetimiyle ortak bir akıl çerçevesinde okulumuzun gerçekten ihtiyacı olan bir yapıyı Bornova Anadolu Lisesi’ne kazandıralım. Bornova Anadolu Lisesi’nin sembolü olan korunun estetiğini bozmadan bu yanlışı hep birlikte düzeltelim. Bu yanlıştan dönüşmediği müddetçe öğrencilerin haklı mücadelesi sonuna kadar devam edecektir”

    Halkçı Liseliler Konak İlçe Balkanı Efe Kemal Babur da şöyle konuştu:

    “BORNOVA ANADOLU LİSESİ’NİN KORUSUNA SAHİP ÇIKMASI GEREKİYOR”

    “Biz buraya öğrenciler olarak geldik ve buradaki iş makinelerinin çalıştığını ve oradaki korunun normal bir koru, düzgün bir koru gibi görünmediğini biz burada geldik ve kendi gözlerimizle görüyoruz. Aynı şekilde ağaca, ormana, doğaya koruya yapılan bu şeylerin 2013’teki Taksim’den bu yana yapıldığının öğrenciler olarak farkındayız. Biz bütün öğrencileri örgütlemeye çalıştık, Bornova Anadolu Lisesi öğrencileriyle görüştük, aynı zamanda buraya gelelim dedik. Bu mücadeleyi, öğrencilerin şikayetçi olduğu bu durumu herkese duyurmamız gerekiyor dedik. Bornova Anadolu Lisesi’nin korusuna sahip çıkması gerekiyor. Bornova Anadolu Lisesi’nin korusuna sahip çıkması için de arkasında başka öğrencilerin, başka gençlerin de olduğunu, bir dayanışma ortamının olduğunu bilmesi lazım. İşte biz tam bu noktada, bu dayanışmayı sağlamak için Halkçı Liseliler örgütü olarak bugün buradayız”

  • EĞİTİM-SEN İZMİR’DEN “KALICI YAZ SAATİ” PROTESTOSU

    EĞİTİM-SEN İZMİR’DEN “KALICI YAZ SAATİ” PROTESTOSU

    Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 5 Nolu Şube üyeleri, yaz saati uygulamasını protesto etti.

    Eğitim-Sen İzmir 5 Nolu Şubesi, yaz saati uygulamasını protesto etmek için bugün akşam Buca Şehit Hüseyin Şimşek Ortaokulu önünde toplandı. “Karanlıkta Eğitim Olmaz” yazılı pankart açan eğitimciler, ellerinde “Sağlıklı uyku her çocuğun hakkı”, “Çocuklar uykusuz aileler huzursuz”, “Karanlıkta değil aydınlıkta eğitim” yazılı dövizler taşıdı.

    Eğitimciler adına basın açıklamasını Eğitim-Sen İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Savaş Candemir yaptı. Candemir açıklamasında “İzmir Türkiye’nin en batısında bulunan illerden bir tanesi olarak yaz saati uygulamasından en çok etkilenen illerden bir tanesidir. Ayrıca İzmir depremi nedeniyle yaklaşık 300 eğitim kurumu hasar almış ve boşaltılmıştır. Bu nedenle başta Buca olmak üzere İzmir merkezin bir çok yerinde okullar birleştirilmiş, aynı binayı birden çok okul kullanmaya başlamıştır. Zaten merkezdeki bir çok okulda ikili eğitim yapılırken bu sayı katlanmıştır. Bazı okullarda eğitim saat 07.20 de başlayıp 20.00 da bitmektedir. Kalıcı yaz saati uygulamasının öğrenciler ve eğitim emekçileri dışında veliler açısından da olumsuz sonuçlarını ne yazık ki bize ulaşan şikâyetlerden görmekteyiz. En önemli şikâyet konusu da güvenlik ve kaygıdır. Çocuklarını okula bırakamayan veya okul çıkışında alamayan velilerde korku ve kaygı had sahaya ulaşmıştır. Bu çağdışı uygulama, herkesi depresif hale getirip, emekçileri, öğrencileri güne karamsar başlatmaktadır.İktidarın iddiasının aksine veriler gösteriyor ki hükümetin yaz saati uygulamasını kalıcılaştırıp, kış saatini kaldırmasıyla elektrik tüketiminde bir artışa neden olduğu görülmektedir” dedi.

    KAMU YARARI KAPSAMINDA DÜZENLEMELER YAPILMASI ZORUNLUDUR”

    Açıklamada yaşanan zorlukları dile getiren Savaş Candemir, “Elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hanelerin enerji tüketimini artırmıştır. Hükümet; hem yurttaşlara sıkıntı veren, hem dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, hem trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen, hem de elektrik tüketiminde tasarruf değil israf yaratan bu uygulamadan bir an önce vazgeçmelidir. Enerji Bakanlığı`nın gereksiz ısrarı nedeniyle zor durumda kalan kurumlar kendileri çözüm üretmeye çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı okul saatlerinin ileri alınması için çalışma başlattığını açıklamıştır.Kişilerin ya da kurumların gereksiz ısrarları ya da elektrik şirketlerine para kazandırmak için değil kamu yararı kapsamında düzenlemeler yapılması zorunludur” ifadelerini kullandı.

    İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE CİDDİ OLUMSUZ ETKİLERİ VAR”

    Kış saatine geçilmemesinin toplum sağlığı üzerine olumsuz etkiler yarattığına da dikkat çeken Başkan Candemir, şunları söyledi:

    “Güneş ışığından daha fazla yararlanarak enerji tasarrufu sağlamak amacıyla uygulanan “yaz saatinin, kış aylarında da sürdürülmenin enerji tüketimi açısından hiçbir ekonomik getirisi olmadığı gibi biyolojik saatin bozulması nedeni ile insan sağlığı üzerine ciddi olumsuz etkileri vardır. Toplumda depresyon, dikkat dağınıklığı, metabolik sorunlar başta olmak üzere pek çok hastalığın yanı sıra kazaların artışı, bu sağlık sorunları ile ilgili hastalık, ölüm ve sakatlıkların da artışı anlamına gelir. Yetkilileri, toplumun sağlığı ve geleceği üzerine etkileri olabilecek kararlarlar alırken çok yönlü değerlendirmeye ve insan sağlığını her şeyin önünde bir değer olarak ele almaya davet ediyoruz. Bizler bu ülkenin aydınlık yüzü olarak İtiraz ediyoruz. Ve Eğitim Sen olarak, aynı bir mum gibi eridikçe etrafımızı aydınlatıyor, bu kalıcı yaz saati uygulamasının kaldırılmasını talep ediyoruz”

  • MERAL AKŞENER: “O KADAR İNANIYORUM Kİ KAZANILACAĞINA VE MİLLETİMİZİN İRFANINA, ONUN İÇİN KELLEMİ ŞURAYA KOYDUM”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Bursa teşkilat buluşmasında; “Cumhuriyet değerlerinin doğru dürüst anlatıldığı ve uygulandığı, Atatürk’e gereken saygının gösterildiği, bu ülkeye emeği geçen herkesin saygıyla anıldığı, milletine derdine çare arandığı, ilk 4 maddeye el uzatanın elinin kırıldığı, bu ülkede federasyonu tartışana ‘Hadi oradan’ denildiği, 40 senede PKK’nın yapamadığını 3-4 senede bu arkadaşların bir noktaya getirdiği yanlışlığın önüne geçildiği bir Türkiye için önce belediyelerde bu iki tayfanın da kulaklarını çekecek aziz milletim. Daha sonra da çalmayan, çaldırmayan; gencinin, yaşlısının yanında olan; istihdam yaratan bir belediyecilik anlayışını gördükten sonra da Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni değiştirecek Cumhurbaşkanı’nın şu hazirun içinden çıkacağına eminim. O kadar inanıyorum ki kazanılacağına, milletimizin irfanına, küçük hesapların gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar haline döneceğine onun için kellemi şuraya koydum. Millet ister tekme atacak, ister geri boynuma yerleştirecek” diye konuştu. 

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Bursa’da teşkilat buluşmasına katıldı. Akşener’e buluşmada İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Oktay Vural da eşlik etti. Buluşmada konuşan Akşener, şunları söyledi:

    “2010’DAKİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMASAYDI TÜRKİYE 15 TEMMUZ’U YAŞAMAZDI”

    “15 Temmuz olmuş, her gün her birimiz tutuklanmak tehdidiyle karşı karşıyayız ve Bursa7da bir toplantı tertip edildi. Arkadaşlarımızla istişare ederek bir cümle çıktı orta yere, 15 Temmuz için bir tanım. ‘Bu millet devleti hem köprüden hem de sokaktan topladı geldi.’ 2010’da ilgililere dedim ki, ‘Bu referandumu yapmayın, anayasa değişikliklerini yapmayın.’ En tepelere giderek ‘Yani sizin 2009’daki yenilgiyi konsolide etmek için insanları kutuplaştırmak işinize geliyor ama Türk milletini birbirine düşürecek bir değişiklik, yol su elektrik olarak da size gelecek’ dedim. Haklı çıktım ve iddia ediyorum 2010’daki anayasa değişikliği yapılmasaydı Türkiye 15 Temmuz’u yaşamazdı. Bunun bedeline her gün hakaret, iftira ve tutuklanma tehdidiyle hepimiz ödedik.

    “BİZİM DIŞIMIZDA HERKES HALİNDEN MEMNUNMUŞ”

    Biz elimizden geleni büyük bir samimiyet içinde yaptık. Bursa’da 2019 seçimlerinde 4 dağ ilçesi hariç her yeri gezdim. Mesele belediye başkanlığını almak değildi, mesel burada bir başarı öyküsü yaratıp 2023’te bu ucube sistemi değiştirecek bir başarıyı elde etmekti. Biz, bunu başaramadık. Suç benimse kabulümdür ama bizim dışımızda herkes halinden memnunmuş.

    Dün Sayın Özgür Özel dedi ki, ‘AK Parti’nin karşısında en güçlü adaya oy verin.’ Üçüncü yolun en güçlüsü biziz, İnşallah Bursa’da CHP’ye gıcık olan da AK Parti’ye gıcık olan da Selçuk Türkoğlu’nu destekleyecek. Çünkü Bursa’yı konuşacak, çünkü dün sendika başkanıyken ne yaptığı ortada, insan gibi insan. İki yumruğa tekrar sıkıştırılıyor. Bunu bozmak üzere cesaret eden biziz. Onun için orası da taşlıyor, burası da taşlıyor ama korkunun ecele faydası yoktur.

    “İSTANBUL’U, ANKARA’YI ALMAK BU UCUBE SİSTEMDEN KURTULMAYA YETMİYORMUŞ”

    Belediyedeki başarının 2023’te tekrarının olacağını düşünüp buna inandığımız için bir yola çıktık, bir başarı da sağlandı ama gördük ki İstanbul’u, Ankara’yı almak bu ucube sistemden kurtulmaya yetmiyormuş. Bu ucube sistemden kurtulmanın yolu, hür ve müstakil olarak bir düzen içerisinde bu seçimlerden memnun olan her iki tarafın da kulaklarının vatandaşımız tarafından çekilmesini sağlamaktır. Bizim bu ucube sistemin varlığına ve sokağa düşürülmüş bütün değerlerimizin çiğnenmesine itirazımız var.

    “HERHANGİ BİR KİŞİ, ‘AK PARTİ’YE KAZANDIRMAK İÇİN BU İŞ YAPILIYOR’ DERSE DÖNÜN ARKANIZI”

    Bursa’nın konuşulmadığı, emeklilerin, kadınların, gençlerin, atanamayan öğretmenlerin; polis memurlarının hali perişan, askerin ve öğretmenlerin kendi içerisinde farklı kadrolara bölündüğü bir Türkiye’nin, insanların çocuğunun geleceğini düşünmekten kendini düşünemediği bir Türkiye’nin sona ermesi için biz bu seçimi kazanacağız. Bu sizin için yapılan bir davranıştır. Arkadaşlarımızın hepsi bu fedakarlığa hazırdır. Dolayısıyla herhangi bir kişi, ‘AK Parti’ye kazandırmak için bu iş yapılıyor’ derse dönün arkanızı. İYİ Parti sizi seçtirmek için mi kuruldu? İYİ Parti bu ülkenin sokağa düşürülmüş değerlerini ayağa kaldırmak, milletinin emrinde olmak ve bu ucube sistemi değiştirmek için kuruldu.

    “CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ’Nİ DEĞİŞTİRECEK CUMHURBAŞKANI’NIN ŞU HAZİRUN İÇİNDEN ÇIKACAĞINA EMİNİM”

    Cumhuriyet değerlerinin doğru dürüst anlatıldığı ve uygulandığı, Atatürk’e gereken saygının gösterildiği, bu ülkeye emeği geçen herkesin saygıyla anıldığı, milletine derdine çare arandığı, ilk 4 maddeye el uzatanın elinin kırıldığı, bu ülkede federasyonu tartışana ‘Hadi oradan’ denildiği, 40 senede PKK’nın yapamadığını 3-4 senede bu arkadaşların bir noktaya getirdiği yanlışlığın önüne geçildiği bir Türkiye için önce belediyelerde bu iki tayfanın da kulaklarını çekecek aziz milletim. Daha sonra da çalmayan, çaldırmayan; gencinin, yaşlısının yanında olan; istihdam yaratan bir belediyecilik anlayışını gördükten sonra da Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni değiştirecek Cumhurbaşkanı’nın şu hazirun içinden çıkacağına eminim. O kadar inanıyorum ki kazanılacağına, milletimizin irfanına, küçük hesapların gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar haline döneceğine onun için kellemi şuraya koydum. Millet ister tekme atacak, ister geri boynuma yerleştirecek.”

  • KILIÇDAROĞLU’NDAN YARGITAY BAŞKANI AKARCA’YA TEPKİ: “SARAYDAN YARGIYA VERİLMİŞ BİR TALİMAT VE KENDİLERİNE VERİLEN TALİMAT ÇERÇEVESİNDE ANAYASAYI ÇİĞNEYEREK SUÇ İŞLEYEN HAKİMLER VAR”

    KILIÇDAROĞLU’NDAN YARGITAY BAŞKANI AKARCA’YA TEPKİ: “SARAYDAN YARGIYA VERİLMİŞ BİR TALİMAT VE KENDİLERİNE VERİLEN TALİMAT ÇERÇEVESİNDE ANAYASAYI ÇİĞNEYEREK SUÇ İŞLEYEN HAKİMLER VAR”

    CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararına ilişkin yaptığı açıklamaya “Anayasadan kaynaklanan görüş ayrılığı ne demek? Bu görüş ayrılığı anayasanın hangi hükmünden kaynaklanıyor? Başka bir anayasaları mı var? Ben söyleyeyim; Anayasadan kaynaklanan hukuki görüş ayrılığı yok. Sadece Can Atalay’ı bırakmayın diye Saraydan Yargıya verilmiş bir talimat ve kendilerine verilen talimat çerçevesinde anayasayı çiğneyerek suç işleyen hakimler var! Dolayısıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay ile ilgili kararlarının hukuksal dayanakları bulunmamaktadır” sözleriyle tepki gösterdi.

    CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam sosyal medya hesabından yayınladığı mesajla Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihali kararına ilişkin yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklama şöyle: 

    “Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, ‘AYM’nin Can Atalay kararına ilişkin anayasadan kaynaklı derin görüş ayrılıklarımız olduğu bir gerçek’ demiş… ‘Derin görüş ayrılıklarının’ Anayasanın hangi maddesindeki hangi hükümden kaynaklandığını Yargıtay Başkanının açıklaması gerekir! Anayasanın 153. Madde ilk cümlesinde; ‘Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir’ şeklinde net bir hüküm bulunmaktadır. Aynı maddenin son cümlesinde de; ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar’ yazmaktadır. Anayasanın hiç bir yerinde AYM’nin şu karaları kesin değildir. Şu kararları Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ni bağlamaz yazmamaktadır! Tam aksine Anayasa; AYM’nin kararları arasında hiç bir ayrım yapmadan, AYM kararları kesindir ve herkesi bağlar demektedir…

    Bu bilgiler karşısında Yargıtay Başkanı Akarca’ya sormak lazım. Anayasadan kaynaklanan görüş ayrılığı ne demek? Bu görüş ayrılığı anayasanın hangi hükmünden kaynaklanıyor? Başka bir anayasaları mı var? Ben söyleyeyim; Anayasadan kaynaklanan hukuki görüş ayrılığı yok. Sadece Can Atalay’ı bırakmayın diye Saraydan Yargıya verilmiş bir talimat ve kendilerine verilen talimat çerçevesinde anayasayı çiğneyerek suç işleyen Hakimler var! Dolayısıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay ile ilgili kararlarının hukuksal dayanakları bulunmamaktadır… Tekrar ediyorum; hukukun değil, orman kanunları benzeri Saray kanunlarının ve isteklerinin uygulandığı bir süreci yaşıyoruz.”

  • GÜLİSTAN DOKU 4 YILDIR KAYIP… GENÇ FEMİNİSTLER KADIKÖY’DE: “ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GENÇ BİR KADIN ETKİN SORUŞTURMA YAPILMADIĞI İÇİN KARANLIKTA BIRAKILIYOR”

    GÜLİSTAN DOKU 4 YILDIR KAYIP… GENÇ FEMİNİSTLER KADIKÖY’DE: “ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GENÇ BİR KADIN ETKİN SORUŞTURMA YAPILMADIĞI İÇİN KARANLIKTA BIRAKILIYOR”

    Haber: OKTAY YILDIRIM / Kamera: ADEM KARABAYIR

    Tunceli Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Gülistan Doku, dört yıldır kayıp… Doku için Kadıköy’de bir araya gelen Genç Feministler Federasyonu üyeleri “Bu ülkede üniversite öğrencisi genç bir kadın, etkin soruşturma yapılmadığı için karanlıkta bırakılıyor. Ailesi tüm yetkililerin kapısını tek tek çaldı, yetkililer ailesine Gülistan’ı bulacaklarına dair sözler verdi. 4 yıldır bu sözlerin hiçbirinin yerine getirildiğini görmedik” açıklamasını yaptı. 

    Kadıköy’de, Genç Feministler Federasyonu, 5 Ocak 2020’de kaybolan Tunceli Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi olan Gülistan Doku için açıklama yaptı. 4 yıldır kayıp olan Gülistan Doku için bir araya gelen Genç Feministler Federasyonu üyeleri adına basın açıklamasını temsilci Güneş Akşahin yaptı. Akşahin açıklamasında şunları söyledi: 

    “NEDEN DOSYADA BAŞ ŞÜPHELİ YOKMUŞ GİBİ DAVRANILIYOR: Bugün yetkililer yapması gerekeni yapmadığı için 4 yıldır kayıp olan Gülistan Doku için buluştuk. Bu ülkede üniversite öğrencisi genç bir kadın, etkin soruşturma yapılmadığı için karanlıkta bırakılıyor. Ailesi tüm yetkililerin kapısını tek tek çaldı, yetkililer ailesine Gülistan’ı bulacaklarına dair sözler verdi. 4 yıldır bu sözlerin hiçbirinin yerine getirildiğini görmedik. Yetkililere soracağımız sorular, yapılacak onlarca şey var. Olayın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra kamuoyu baskısı ile gözaltına alınan Zaynal Abarakov ardından jet hızıyla serbest bırakıldı. 4 yıldır tüm kamera kayıtlarına, mesajlaşmalara, Gülistan’ın arkadaşlarının tanık ifadelerine ve Zaynal Abarakov’un çelişik ifadelerine rağmen neden dosyada baş şüpheli yokmuş gibi davranılıyor? Zaynal Abarakov korunuyor mu? Bu soruların cevabını Gülistan’ın ailesine ve bizlere vermek zorundasınız.

    ÖNEMLİ OLACAK DELİLLERİN ÜZERİNE SAVCI GİTSEYDİ GÜLİSTAN BUGÜN BULUNMUŞ OLACAKTI: Zaynal Abarakov’un annesinin gönderdiği Rusça mesajları dosyaya eklemeyeceğim diyen, Zaynal Abarakov’un evinde ve arabasında kriminal inceleme yapmayan dosyanın ilk savcısı hakkında görevini yerine getirmediği, delilleri görmezden geldiği için hakkında gerekli yaptırımlar uygulanması gerekir. İlk zamanlar önemli olacak delillerin üzerine savcı gitseydi, Gülistan bugün bulunmuş olabilirdi. Vatandaşın ihbarı sonucu Gülistan Doku’nun beyaz bir araca zorla bindirildiği görülüyor. Bu konunun neden üzerine hiç gidilmedi? Geçtiğimiz kasım ayında Gülistan’ın zorla bindirildiği aracın soruşturma başladığında şehir dışına çıkarıldığı ortaya çıktı. 4 yıldır deliller ortaya çıkarken Gülistan’a ne olduğu hala ortaya çıkmadı. Çünkü bu saydığımız hiçbir delilin üzerine gitmediler etkin soruşturma yürütülmedi. Ama bizler bütün bu şüphelerin peşine düşeceğiz, Gülistan Doku bulunana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. 

    ONLARCA  KADIN ÖLDÜRÜLDÜ, HİÇ BİRİNİ HAYATTA TUTMAYA ÇALIŞMADILAR: Gülistan’ın ailesi Dersim valisi ve emniyet müdürlüğüyle tekrar görüşme gerçekleştirdi. 9 Kasım’da dosyanın tekrardan inceleneceğine dair yetkililer söz verdi. Bu sözlerin havada kalmasına izin vermeyeceğiz. Tüm süreç bütünlüklü biçimde yürütülmek zorunda. Bugün İstanbul’da biz Genç Feministler Federasyonu olarak eylemimizi gerçekleştirirken Gülistan Doku’nun ailesi de olayın yaşandığı şehirde Dersim’de “Gülistan Doku nerede” diye soruyor. Onlara burdan selam göndermek isteriz. Ülkenin dört bir yanında “Gülistan Doku Nerede?” sesi yükselmeye devam edecek. Koskoca 4 yılda Gülistan Doku’yu bulmayan yetkililer 1461 gün içerisinde onca hakkımıza saldırdı. İstanbul Sözleşmesinden imzayı geri çektiler, kadınları şiddete açık hale getirdiler. 2020-2023 yılları arasında 1229 kadın cinayeti işlendi, 881 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Gördüğünüz gibi onlarca  kadın öldürüldü, hiçbirini hayatta tutmaya çalışmadılar. Kadınlar şüpheli şekilde yaşamını yitirdi düzgün soruşturmalar yürütmediler. 

    HAKLARIMIZA DOKUNMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ: 6284 el uzattılar, kadınların haklarının gerici ittifaklarıyla  seçim pazarlığı yapmaya çalıştılar. İşte siyasi iktidarın bu politikaları kadınlarla ilgili her alanda sürüyor. Bugün de Medeni Kanun’a saldırdıklarını görüyoruz. Dün ve bugün 4-5 Ocak’ta Adalet Bakanlığı “Türk Medeni Hukuku” çalıştayı düzenledi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak çalıştayın düzenlendiği otelin önündeydik. bugün de Genç Feministler Federasyonu olarak Gülistan için buradayız. Özgürlüklerimize,laikliği, anayasal düzeni ve medeniyetin simgesi Medeni Kanun’a saldıranların yetkililerin esas görevi Gülistan Doku’yu bulmaktır. Haklarımıza dokunmanıza izin vermeyeceğiz. 

    TÜM ÖZGÜRLÜKLERİMİZİ TARTIŞANLARA CEVABI ÖRGÜTLENEREK VERECEĞİZ: Kadınların mücadelesi ile bu haline evrimleşmiş Medeni Kanun’a saldıranlara buradan söylemek istediğimiz şeyler var: Genç feministler o eşitsiz ilişkiler yaratmaya çalıştığınız aile kurumunun içerisinde babasının sözüne bağlı, ona itaat eden bireyler olarak yaşamayacak. Sadece evlilik, yuva kurma hayali kurmayacak. Üniversitelerde erkek öğrencilerin ve akademisyenlerin işledikleri taciz suçuna sessiz kalmayacak. Saçlarımızı, kahkahamızı ve tüm özgürlüklerimizi tartışanlara cevabı örgütlenerek verecek. Tüm üniversitelerde mücadelemizle, fikirlerimizle karşılaşacak ve bizi asla durduramayacaksınız. Burdan tüm genç feministlere seslenmek isterim. Gelin Genç Feministler Federasyo’nunda birlikte mücadele edelim. Bugün Gülistan Doku için kaybolmasının 4. yılında bu eylemi gerçekleştirdik. Gülistan’ın hayallerini kurduğu ama o hayalleri yaşamasına izin vermeyenlerin karşısında mücadelemizi sürdüreceğiz” 

  • TEMEL KARAMOLLAOĞLU, KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU ZİYARET ETTİ.

    TEMEL KARAMOLLAOĞLU, KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU ZİYARET ETTİ.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu çalışma ofisinde ziyaret etti.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu bugün Ankara’daki çalışma ofisinde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, ziyareti sosyal medya hesabından şu notla paylaştı: 

    “Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’na nazik ziyaretinden dolayı teşekkür ediyorum.”