Blog

  • İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI ATİLA, İLÇE ZİYARETLERİNİ TAMAMLADI: “ANKETLERDE AÇIK ARA BİRİZ”

    İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI ATİLA, İLÇE ZİYARETLERİNİ TAMAMLADI: “ANKETLERDE AÇIK ARA BİRİZ”

    KERİM UĞUR

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Olgun Atila, seçim çalışmaları kapsamında sürdürdüğü ilçe ziyaretlerini ilk durağı olan Bornova’da sonlandırdı. Miting havasında geçen halk buluşmasında konuşan Olgun Atila, “Aday adaylığımıza başvurmadan önce önümüzde seçenekler vardı. Eğilim yoklaması, anket ve ön seçim. Biz bunların hepsini bilerek size inanarak bir yola çıktık. Şimdi bütün anketlerde sizler sayesinde ve değerli hemşerilerimiz sayesinde açık ara biriz. Bize bu onuru yaşattığınız için hepinize minnettarım” dedi.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Olgun Atila, ilçe ziyaretlerini ilk durağı olan Bornova’da sonlandırdı. Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen buluşmaya CHP Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın’ın yanı sıra çok sayıda partili ve Bornovalı yurttaş katıldı. Atila, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

    “30 ilçemizde bizim hep söylediğimiz ve yönetim tarzında farklılık ortaya koyduğumuz ortak akıl bizim birinci maddemiz. Ortak akıl toplantıları yaptık, bütün hemşerilerimizle dertleştik. Beslendik. Onları dinledik. Biz kendimizi anlattık. Düşüncelerimizi anlattık. Ve otuz ilçe arasında birlik ve beraberliğimizi arttırıp birbirimizi dinleyip ve bütün bu dönemler sonunda da inşallah bunu da dolu dolu bir hizmet dönemiyle kavuşmayı özlemle ve sabırla bekliyoruz. Siyasetimizde yeni bir ses, yeni bir nefes ve yeni bir siyaset anlayışını ortaya koyuyoruz. İnanın bu siyaset anlayışı Türkiye’deki değişimin de öncülüğünün olacağına yürekten inanıyorum. Sayın Genel Başkanımız hemşehrimiz, değerli Özgür Özel’in CHP’de genel başkan seçilmesiyle başlayan değişimin Türkiye siyasetini de Türkiye’nin gençliğini de,kadınlarını da liyakatli insanların daha fazla yer almasına da öncülük edeceğine yürekten inanıyorum. Siyaset bir iddia işidir. Şimdi mesleki birikimimizi, gençliğimizi, enerjimizi geçmişte yapmış olduğumuz doğru deneyimlerimizi, çalışkanlığımızı ortaya koyacağız. Ve seçildiğimiz takdirde inşallah İzmirimizin plakası olan 35. belediye başkanı olmanın onurunu birlikte yaşayacağız. Seçildiğimiz takdirde İzmir’de seçilmiş en genç belediye başkanı olma gururunu da hep birlikte yaşayacağız” dedi.

    SUDDİ ARABİSTAN’DA YAŞANANLAR KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL”

    Konuşmasında Suudi Arabistan’da yaşanan olaylara da dikkat çeken Olgun Atila, İzmir’de de stat sorunu olduğunu belirterek “Geçtiğimiz hafta Türkiyemizin iki tane güzide kulübü Galatasaray’ımızla Fenerbahçe’miz hangi akla hizmetse Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Suudi Arabistan’a gitmek zorunda kalıp ve milli maç müsabakası için buralara gitmek zorunda kaldılar. Şimdi buradan bir kere daha söylüyorum. Bizim bütün güzide kulüplerimiz hepsi bizim renklerimiz, hepsi bizim değerlerimiz. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında, İzmir’de, Türkiye’nin diğer kentlerinde yapılması gereken süper kupa maçının yanlışlıkla oraya götürülmesi ve bunun üstüne de Atatürk’ümüzün İstiklal Marşımızın tartışılmasını kabul etmiyoruz. Ve bütün dünyanın saygı duyduğu, ulu önderimizi, Türk milleti olarak 2023 yılının son günlerinde bir kere daha özlemle, saygıyla, minnetle andık. Bundan da büyük gurur duyuyoruz. Şimdi, İzmir’imizde milli müsabakaların yapılabileceği, Avrupa Şampiyonası’nda yapılabilecek bir stadyumumuz yok. Güzel ülke Sivas’ta, Bursa’da, Konya’da pek çok kentte çok güzel statlarımız var. Şimdi 35 bin kişilik, 40 bin kişilik İzmir’e yakışır, hep birlikte spor bakanlığımızın da herkesin katkı sunduğu bir İzmir Atatürk Stadı’na ihtiyacımız var. Ve Türkiye’nin ve Avrupa’nın takımlarının finaller oynadığı ve bizim çocuklarımızın burada en iyi şekilde temsil edildiği bir dönem olsun istiyoruz” diye konuştu.

    SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL EL GÖRMEYECEK”

    Sosyal belediyecilik anlayışını yine Türkiye’nin marka değeri yapacaklarını belirten Atila, Bornova Beeldiye Başkanı olduğu dönemde hayata geçirdiği dost market uygulamasının İzmir’in bütün ilçelerinde uygulamaya geçireceklerinin sözünü vererek şöyle konuştu:

    “Sağ elin verdiğini sol el görmediği, din dil ırk ayrımı yapmadan bütün hemşehrilerimize, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza, paydaşlarımızla Hemşehrilerimizle iyilikleri çoğaltacağız. Kentteki geçim sıkıntısını ve sosyal adaletsizliğe birlikte azaltıp yok etmek için mücadele edeceğiz. Bütün projelerimizde ortak akıl birinci ilkemiz ve en önem verdiğimiz şey katılımcılık. Katılım olmadan hiçbir şey olmaz. Her yaptığımız iş çok büyük katılımlar olacak. Her projemizde insanlarımızla birlikte karar vereceğiz. Beş milyonluk büyük bir kentte en az bir milyon insanımızla gencimizle, kadınımızla birlikte yönetmenin de sözünü veriyorum keyfiliğe dayanmayan, toplumsal denetime açık, demokratik sözleşmeleri önemseyen bir belediye başkanlığı yönetimi sözü veriyorum. Geçmişte görev yaptığımız süre içindeki şeffaflık gibi belediyemizin bütün projelerindeki gerçekleşme oranlarını, müdürlüklerimizin harcama giderlerine kentimizin meydanlarındaki bilboardlarında ortaya koyarak siyasete daha çok gencin, daha çok nitelikli insanın kazanması için siyasetin saygınlığının ve şeffaflığının ortaya çıkması lazım. Kentle ilgili bütün önemli kararlarda gerekirse referandum veya anket çalışmasıyla sizlerin görüşlerini alarak yolumuza devam edeceğiz. Ve şeffaflık olmalı ki, kimin ne kadar parasının, vatandaşımızın tüyü bitmemiş yetimin hakkının hesabını verebilmek için hepsini şeffaf bir şekilde ve siyasete daha çok temiz ve dürüst insanların katılmasına da imkan sağlamış olacağız. Ortak aklın gereği her gittiğim ilçede söz verdiğim en az bir kere, bir büyükşehir belediye meclisi her ilçede yapacağız. Beydağ’da yapacağız, Bergama’da yapacağız, Kınık’ta yapacağız, Tire’de yapacağız, Karşıyaka’da yapacağız, Bornova’da, Buca’da bütün ilçelerimizde yaparak gerçekten ortak aklı sağlayacağız. Dolayısıyla bizim için en önemli konu katılım ve katılımcılık. Bunu her projemizde ortaya koyacağız.”

    KENTSEL DÖNÜŞÜM

    İzmir’in kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğunu söyleyen Atila, şunları söyledi:

    “Kentsel dönüşüm gerçekten günümüzün, İzmirimizin her ilçemizin en önemli sorunları arasında gelmekte. Hem çarpık kentleşme, hem de sağlıklı ve güvenilir yapılarda yaşamak, dirençli kentler ortaya koymak, deprem ve doğal afet bölgesinde iklim krizi gibi su krizi gibi bütün sorunları çözmek için planlamacılarımızla, meslek odalarımızla ve en büyük paydaşımız üniversitelerdeki hocalarımızla birlikte yola çıkacağız. Ve yerinde dönüşümü sağlayıp parklarımızı, yollarımızı, okullarımızı, hastanelerimizi, sosyal donatı alanlarınıza yakışır şekilde İzmirlimize yakışır şekilde insanımıza yakışır şekilde sorunların hepsini birer birer çözmenin çözmenin sözünü veriyorum”

    MİTİNGE DAVET

    Atila, Bornovalıları CHP’nin 14 Ocak tarihinde yapacağı “Anayasa’ya Saygı Mitingi”ne davet ederek “Haftaya 14 Ocak saat:13:00’te ‘Anayasa’ya Saygı Mitingi’nde Tandoğan’a en çok biz İzmirliler olmalıyız. Anayasa’ya sadakatin topluma saygının ve bütün değerlerimize geleceği sen çıkmak için hep birlikte orada olacağız. Hepinizi oraya davet ediyorum” dedi.

    2024 YEREL SEÇİMLERİ GENEL SEÇİMLERİNDE ALTYAPISI OLACAK”

    2024 seçimlerinin önemine de değinen Atila, “2024 yerel seçimleri sadece bir yerel seçim olarak değerlendirilmemeli. Bu yerel seçimde ortaya koyduğumuz başarının 2027 veya 2028’de yapılacak olan genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için de çok önemli bir altyapısı olduğunu ve burada da kazandığımız büyükşehir belediye başkanlıklarını, ilçe belediyelerini daha çok kazanmamız lazım. Ben evveli gün söylemiştim Aliağa’da, İzmir sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi değil, Türkiye’nin de son kalesi demiştik. Dün de Ekrem İmamoğlu Belediye Başkanımız İstanbul’da son kalemiz demişti. Türkiye’nin bütün seksen bir vilayeti bizim kalemiz ve bizim evimiz. Dolayısıyla bu seçim 2019 seçimlerinden daha zor bir seçim. Bu seçim sorumluluğumuz daha çok. Bir ittifakımız yok. 2023’ün yüzüncü yılın motivasyonu vardı 2019’da. Şimdi yeni en motivasyonlar koyacağız. Şimdi çocuklarımız için, geleceğimiz için hep birlikte hem Cumhuriyetimize sahip çıkacağız, hem partimize sahip çıkacağız, hem de hep birlikte daha çok hizmet etmenin onurunu birlikte yaşayacağız” ifadelerini kullandı.

    ANKETLERDE BİRİNCİYİZ

    Atila, konuşmasının sonunda anket sonuçlarını da değerlendirerek şunları söyledi:

    “Aday adaylığımıza başvurmadan önce önümüzde seçenekler vardı. Eğilim yoklaması, anket ve ön seçim. Biz bunların hepsini bilerek size inanarak bir yola çıktık. Şimdi bütün anketlerde sizler sayesinde ve değerli hemşerilerimiz sayesinde açık ara biriz. Bize bu onuru yaşattığınız için hepinize minnettarım. Ayrıca Allah nasip eder, aday da olduğumuz takdirde her kesimden oy alacağımıza, adayda iş birliği sağlayacağımıza, bizim dünya görüşümüzden, partimizden olmayan bütün hemşerilerimizi kucaklayacağımıza söz veriyorum. 31 Mart saat: 17:00’a kadar bütün İzmirlilerin hem oyuna hem gönlüne talibim. Bütün annelerimizin de dualarına talibim.”

     

  • HATAY DEPREMZEDE DERNEĞİ: “DEPREMİN ÜZERİNDEN NEREDEYSE 1 YIL GEÇMEK ÜZERE. SORULARIMIZ VE SORUNLARIMIZ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”

    Hatay Depremzede Derneği, 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da artarak devam eden sorunlarla ilgili; “Ortak yaşam alanlarında su ve elektrik sorunları sık yaşandığından uyuz, parazitoz, influenza, impetigo, ağız-el-ayak hastalığı gibi bulaşıcı hastalıklar artarak devam ediyor. Hava koşullarından kaynaklı konteynerlerde yangınlar, çökmeler arttı. Bir an önce kalıcı konutlara geçmek istiyoruz. Kentin farklı noktalarında 40 bin civarında kalıcı konut inşa edildiği söyleniyor fakat yıkılan ve yıkılacak bina sayısının 300 bine yakın olduğunu biliyoruz. Şu an yapılan konutlar bile tamamlanmamışken geriye kalan 250 bin konut ne zaman yapılacak? Depremin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmek üzere. Sorularımız ve sorunlarımız her geçen gün artıyor” açıklamasını yaptı.

    Hatay Depremzede Derneği, 6 Şubat depremlerinden sonra Hatay’da yaşanan sorunların artarak devam etmesine tepki gösterdi. Uğur Mumcu Meydanı’nda yapılan açıklama şöyle:

    “ELEKTRİK VE SU KESİNTİLERİNİN NEDENLERİ NEYSE BUNLARIN ACİLEN ÇÖZÜME KAVUŞTURULMASI GEREKMEKTEDİR”

    “Tedaş ve HATSU yetkilileriyle yaptığımız görüşmede, birbiriyle sağlıklı iletişim kurması gereken kurumların bu iletişimi kuramadıklarını gördük. Bazı kurumlar, maddi yetersizlik nedeniyle bu sorunların üstesinden gelemediğini aktardı. Bu iletişimsizlik ve maddi yetersizlik böylesi hassas konularda bizlere sebep olarak gösterilemez. Bugün elektrik ve su sıkıntısını derinden yaşayan bu halkın ağır hasarlı binalarına geçmişe dönük elektrik ve su faturaları göndererek, zorlayıcı ekonomik koşularda deprem bölgesi için hiçbir iyileştirme, kolaylaştırma yapmayarak düşündüğünüz ne ise bir kez daha Hatay halkı olarak yineliyoruz: Depremin 11. ayında buradayız ve gitmiyoruz. Elektrik ve su kesintilerinin nedenleri neyse bunların acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

    “HASTANELER ÇOK KALABALIK, RANDEVU ALMAK ÇOK UZUN ZAMAN ALIYOR”

    Ortak yaşam alanlarında su ve elektrik sorunları sık yaşandığından uyuz, parazitoz, influenza, impetigo, ağız-el-ayak hastalığı gibi bulaşıcı hastalıklar artarak devam ediyor. Yaşam şartlarının; soğuğun, yağmurun, çadırın, konteynerin olumsuz etkilerinden kaynaklı solunum yolları enfeksiyonu daha da dirençli hale gelmiş durumda. Aile Sağlığı Merkezleri hâlâ konteynerlerde hizmet veriyor. Hastalar soğukta uzun süre sıra bekliyor. Üçüncü basamak sağlık hizmeti ise verilememekte. Hastaların takip ve tedavileri aksamakta, hastalar başka ilçe/illere yönlendirilmekte. Çocuk izlemleri yeterli olmadığı için büyüme ve gelişme geriliğinin ne durumda olduğu bilinmiyor. İnternet sıkıntısından kaynaklı aşı takibi de yapılamıyor. Hastaneler çok kalabalık. Randevu almak çok uzun zaman alıyor. Randevu alsak da yoğunluktan kaynaklı muayene süreleri çok kısa. Muayene sonrası eczaneye gittiğimizde istediğimiz ilaçları bulmakta ciddi sorunlar yaşıyoruz, çoğu zaman ilacın muadiline dahi ulaşamıyoruz. Kentimiz için tam teşekküllü hastane talebimizde ısrar ediyoruz. Buradan sağlık emekçilerinin yaşadığı barınma sorununa da değinmek istiyoruz. Sağlık emekçileri barınma sorunundan kaynaklı gün içinde kilometrelerce yol gidiyor. Sağlık Bakanlığı’nın Hatay halkının sesini duyması için daha ne kadar haykırmamız gerekecek?

    “EN KISA ZAMANDA OKULLARIN GÜÇLENDİRME VE TADİLATININ YAPILMASINI, HIZLA EĞİTİME KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ”

    Birinci dönemin sonuna geldik ısrarla talep etmemize rağmen hâlâ hasarlı okulların güçlendirilmesi ile ilgili hiçbir hazırlık yok. Kentteki okulların yüzde 15’i bu durumda. Az hasarlı okulların da bina analizi yapılmadı. Okul binalarını birden fazla okul kullanıyor. Hal böyle olunca öğrenciler ya sabah ya da akşam karanlığında eğitim görüyor. Okul binalarının ikinci dönemde hazır hâle getirilmesini istemiştik buna dair herhangi bir adım atılmadığını gördük. En kısa zamanda okulların güçlendirme ve tadilatının yapılmasını, hızla eğitime kazandırılmasını istiyoruz. Deprem sonrası derinleşen eşitsizlikle ortak ve merkezi sınavlara hazırlanan depremzede öğrenciler için ek puan yada ek kontenjan gibi çözümler hızlıca geliştirilmelidir.

    “ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİN OKULLARA ÜCRETSİZ ULAŞIM TALEBİMİZİ YİNELİYORUZ”

    Ağır aksak ilerletmeye çalıştığımız eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimimiz de neredeyse imkansız. Öğrencilerimiz için okullara ücretsiz ulaşım talebimizi yineliyoruz. Bazı mahallelerde hâlâ dolmuş yok. Şehir içi ulaşım koşullarının da iyileştirilmesini, belediye dolmuşlarının hat sayısının arttırılmasını, saatlerin yeniden düzenlenmesini ve güzergahın mahallelere göre planlanmasını istiyoruz. Şehir içi ulaşımda Hatay Büyükşehir Belediyesi, öğrencilerin ücretsiz taşınmasında ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü, atması gereken adımları acilen atmalıdır.

    “SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLMEDİKÇE HATAY HALKI OLARAK HAYKIRMAYA, SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Soğuk ve yağışlı günlerden geçiyoruz ve sert kış koşulları bizi bekliyor. Nedeni ne olursa olsun çadırlarda yaşayanların bu koşullarda neler yaşayabileceğini öngörmek zorundasınız. Son zamanlarda çadırlarda yaşayan insanların içinde eşyaları da bulunan çadırlarından kabul edilmeyecek şekilde çıkarıldıklarına dair duyumlar alıyoruz. Peki bu insanlara yer gösteriliyor mu? Gösteriliyorsa da gösterilen konteynerkentlerin lokasyonu, bu insanların kendi mahallelerine uzaklığı düşünülüyor mu? Daha ne kadar enkazlar ve molozlar arasında yaşayacağız? Hava koşullarından kaynaklı konteynerlerde yangınlar, çökmeler arttı. Bir an önce kalıcı konutlara geçmek istiyoruz. Kentin farklı noktalarında 40 bin civarında kalıcı konut inşa edildiği söyleniyor fakat yıkılan ve yıkılacak bina sayısının 300 bine yakın olduğunu biliyoruz. Şu an yapılan konutlar bile tamamlanmamışken geriye kalan 250 bin konut ne zaman yapılacak? Bu halk daha ne kadar çadırlara ve konteynerlere mahkum bırakılacak? Depremin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmek üzere. Sorularımız ve sorunlarımız her geçen gün artıyor. Sorunlarımız çözülmedikçe Hatay halkı olarak haykırmaya, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yetkilileri uyarıyoruz ve sorularımıza ivedilikle cevap vermelerini bekliyoruz.”

     

  • MSB: “IRAK’IN KUZEYİNDEKİ METİNA, GARA, HAKURK, KANDİL VE ASOS BÖLGELERİNE YAPILAN HAVA HAREKATLARI İLE 15 HEDEF İMHA EDİLMİŞTİR”

    MSB: “IRAK’IN KUZEYİNDEKİ METİNA, GARA, HAKURK, KANDİL VE ASOS BÖLGELERİNE YAPILAN HAVA HAREKATLARI İLE 15 HEDEF İMHA EDİLMİŞTİR”

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), “Irak’ın kuzeyindeki Metina, Gara, Hakurk, Kandil ve Asos bölgelerinde bulunan terörist hedeflerine 6 Ocak 2024 saat 17.30’da hava harekâtları icra edilmiş, icra edilen hava harekâtlarıyla bölücü terör örgütü tarafından kullanılan ve içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak ve depolardan oluşan 15 hedef imha edilmiştir” açıklamasını yaptı.

    MSB, Irak’ın kuzeyindeki Metina, Gara, Hakurk, Kandil ve Asos bölgelerine bugün yapılan hava harekatına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bakanlık’tan yapılan açıklama şöyle:

    “PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hâle getirerek Irak’ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla; Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak’ın kuzeyindeki Metina, Gara, Hakurk, Kandil ve Asos bölgelerinde bulunan terörist hedeflerine 6 Ocak 2024 saat 17.30’da hava harekâtları icra edilmiş, icra edilen hava harekâtlarıyla Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) tarafından kullanılan ve içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak ve depolardan oluşan 15 hedef imha edilmiştir.

    İcra edilen harekâtlarda azami oranda yerli ve millî mühimmat kullanılarak çok sayıda terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

    Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin ve milletimizin beka ve güvenliği için terörle mücadeleye tek bir terörist kalmayıncaya kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.

    Bu harekât sırasında; masum sivillerin, dost unsurların, tarihî ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmıştır.”

     

     

  • İYİ PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AKALIN: “GÖÇMENLER TÜRKİYE’NİN GERÇEK BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR”

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, “2050 yılına kadar dünya üzerinde 218 milyon insan Birleşmiş Milletler raporuna göre siyasi sebeplerle ve ekonomik sebeplerle göçmen olacak. Buraya kadar bir sorun yok. Sorun şurada başlıyor; bunların 110 milyonu Türkiye üzerinden batıya gidecek. 30 yıl içerisinde 110 milyon insanın Türkiye üzerinden batıya yürümesinden bahsediyoruz. Göçmenler geçmişte Roma’yı yıktılar bizi affetmezler. Bu Türkiye’nin gerçek bir milli güvenlik sorunudur” dedi.

    İYİ Parti Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, Osmaniye’de Muhtarlar Derneği’ni ziyaret etti. Ziyarete İYİ Parti Göç Politikaları Başkan Yardımcısı Hüseyin Evren Kavas, İYİ Parti Osmaniye İl Başkanı Serat Kılıç, İYİ Parti Osmaniye Belediye Başkan Adayı Alpaslan Koca ve çok sayıda partili katıldı. 

    “110 MİLYON İNSAN TÜRKİYE ÜZERİNDEN BATIYA GÖÇ EDECEK”

    Mehmet Tolga Akalın şunları söyledi:

    “Biz İYİ Parti olarak göçmenleri geri gönderme planı hazırladık. Biz bu iş yaparken herkesin bir geri gönderme temennisi var ama bir planları yok. Soruyoruz iktidara ne yapacaksınız siz bu sığınmacıları geri gönderme işini diye bize verdikleri cevap göndereceğiz diyorlar. Peki nasıl yapacaksınız diyoruz, Esad’la anlaşacaz diyorlar. Soru şu; ya anlaşamazsanız diye soruyoruz cevap veremiyorlar. Biz İYİ Parti olarak beş kademeli bir geri gönderme planı ortaya koyduk. İkincisi de şu; resmi olarak Türkiye’de ortalama 4 milyon sığınmacı var ama daha büyük bir sorun var. 2050 yılına kadar dünya üzerinde 218 milyon insan Birleşmiş Milletler raporuna göre siyasi sebeplerle ve ekonomik sebeplerle göçmen olacak. Buraya kadar bir sorun yok. Sorun şurada başlıyor; bunların 110 milyonu Türkiye üzerinden batıya gidecek. 30 yıl içerisinde 110 milyon insanın Türkiye üzerinden batıya yürümesinden bahsediyoruz. Göçmenler geçmişte Roma’yı yıktılar bizi affetmezler. Bu Türkiye’nin gerçek bir milli güvenlik sorunudur. PKK’da, Türkiye için bir milli güvenlik sorunu olmakla birlikte taktik bir tehdittir, stratejik bir tehdittir. 

    “AK PARTİ ULU ÖNDER ATATÜRK’ÜN ÇIKARDIĞI İSKAN KANUNU’NU KALDIRDI”

    Atatürk 1934’de İskan Kanunu’nu çıkarıyor ve o kanuna bir madde ekliyor. Bir belde de bir bölgede toplam yaşayan yabancıların oranı, yerlilerin yüzde 10’unu geçemez diyor. 1934’de olan İskan Kanunu bunu diyor. Bu madde ne zaman kalktı biliyomusunuz 2006’da AK Parti kaldırdı. Başka ne oldu; Türkiye Ortadoğu sözleşmesinde kara mayınların temizlenmesinde çekince koymuştu. 2003 yılında geldiler yine Avrupa Birliği uyumu adı altında Suriye sınırına kadar mayın temizlenmesi, ruhsatı şöyle yapılacak, verimli arazileri tarıma açacağız dediler. Mayınlı arazilerin temizlenmesi 2010 yılında bitti. 2011 yılında Suriye iç savaşı başladı 6 ay sonra.”

  • TRABZON EMEKLİLER DERNEĞİ BAŞKANI BAYRAKTAR: “EĞER MİLLETVEKİLİNİN MAAŞINI 127 BİN LİRAYA ÇIKARTIYORSAN EMEKLİYİ DE AÇLIK SINIRINDA BIRAKMAYACAKSIN”

    ESRA NUR PERVAN

    Trabzon Emekliler Derneği Başkanı Burhan Bayraktar, “Eğer parlamentoda görev yapan bir milletvekilinin 2024 yılında 127 bin liraya maaşını çıkartıyorsan 26 yıl 8 ay çalışmış bir emekliyi de açlık sınırı ve asgari ücretin altında bırakmayacaksın. Üstelikte de şu anda 160’a yakın milletvekili, milletvekili olup parlamentoda görev yapanlar şu anda 230 bin lira maaş alıyorlar. Paranın değeri yok” dedi.

    Trabzon Emekliler Derneği Başkanı Burhan Bayraktar, emekli maaşlarına yapılacak zamla ilgili açıklama yaptı. Bayraktar, şunları söyledi:

    “EMEKLİLER ARASINDA YENİ BİR UÇURUM YARATMIŞTIR”

    “Açıklanan TÜİK verilerinin garabet kurum olan TÜİK verilerinin yaptığı bu açıklama, çifte standart emekliyi karpuz gibi ortadan ikiye bölen daha önce kullandığımız gibi işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin üvey evlat muamelesine tabi kılan bir tanesi yüzde 37, öteki yüzde 59,25 farklı zam emekliler arasında yeni bir uçurum yaratmıştır. Şimdi bizim ülkemizin emeklileri dünya ülkesindeki emeklilerden çok daha kalitesiz değildir. Aslında emekli devletin aynadaki resmidir. Emekli gerçekten saygı duyulması gereken bir dönemde ekonomik işkenceye tabi tutulmuştur. Şimdi dünyayla değil de kendi ekonomik şartlarımızda TÜİK’in verisi bir yıllık enflasyon yüzde 64,77 fakat bağımsız kuruluşların iki katından daha fazla yaptığı veri yani 127 ve üzeri. Peki bu kadar garabet bir ortamda Türkiye’nin en pahalı kentinde bu verilerle yaşamak, hayatını idame ettirmek en yüksek maaş alan 2002’deki emekli olarak aldığım tazminatta bir daire, hatta köyde bir katta ev yaptıran birisi olarak şimdi benim kadar çalışanları şu anda tazminatlarıyla o evin balkonunu alamıyor.

    Ancak günümüzde şimdi emekli maaşını değerlendirirsek çok önemli bir şey söylemek istiyorum; emekli maaşı ben şu anda 17 bin 2 lira olan asgari ücretin altında kaldım. Kendim için söylemiyorum. Şu anda 84 bin emekli özellikle asgari ücretin altında kaldı. Altında maaş alır oldu. Asgari ücretin altında bir paraya bizi layık gören hiçbir vicdanı tasvip etmiyorum, kabullenmiyorum. Bu utanç verici bir durumdur. Dünyaya bakıyorum, dünyada gördüğüm şu Lüksemburg’da 2 bin 500 euro, İsveç’te 2 bin 30 euro, Almanya’da bin 840 euro, Fransa’da bin 740 euro emekli maaşı ortalama Türkiye’de 230 euro. Şimdi bu utancın arasında perişan oluruz.

    “MUTLU OLDUĞUNU SÖYLEYEN HİÇBİR EMEKLİ YOKTUR”

    Enflasyon noktasında bir bakalım bizim ülkemize. Bakıyoruz ekonomistim diyenler bunu lütfen sorgulasınlar. Türkiye’de yüzde 64,7, Sırbistan’da yüzde 8, Macaristan’da 7,9, İzlanda’da 7,7, Rusya’da 7,5 enflasyon. Şimdi bizim ülkemizde enflasyon böyleyken, yıllar yılı çalışmış emeklileri ortadan ikiye bölmek memur emeklileri, işçi emeklileri diye ayrılarak gerçekten zulüm zammıyla, memur ve işçi ve BAĞ-KUR emeklilerini gerçekten çok aşağılara kadar getirmek bir defa hiç insaflı değil. Anlaşılabilir hiç değil. Bu ücret yaşanabilir ücret falan da değil. şimdi bir an önce özellikle hükümetimizden ve siyasi iktidarımızdan şunu bekliyoruz; bir defa refah payıyla bu düzelmez. Seyyanen zam yapıldıktan sonra bir refah payı verilmelidir. Seyyanen zammın dışında mümkün değildir. Türkiye’de açıklanan 14 bin 431 lira açlık sınırı ve emeklinin yüzde 50’ye yakını bu açlık sınırında maaş alır da bu ülkede huzurlu, mutlu olduğunu söyleyen hiçbir emekli yoktur çünkü akıl hastası değildir. Akıl hastası olsa söyleyecektir ve önümüzde akıl sağlığı ile yerel seçimlere gidecek emekliye uygun görülen bu hareket hiç iyi bir hareket değildir. Çok acilen seyyanen artışlar ile emekli aylıkları yeniden güncellemeli diyoruz ve Trabzon TEFE- TÜFE’de Türkiye’nin en pahalı kenti olarak bu kentte yaşamak zor oldu artık. Bu zorluğa inanıyoruz. Bu yeniden siyasi iktidarımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız lütfen ama lütfen bunu değerlendirsin. Eğer parlamentoda görev yapan bir milletvekilinin 2024 yılında 127 bin liraya milletvekilinin maaşını çıkartıyorsan 26 yıl 8 ay çalışmış bir emekliyi de açlık sınırı ve asgari ücretin altında bırakmayacaksın. Üstelikte de şu anda 160’a yakın milletvekili, milletvekili olup parlamentoda görev yapanlar şu anda 230 bin lira maaş alıyorlar. Paranın değeri yok. Belki doğru olabilir de ya peki bu artışlar altışar aylık veriden artışlar. Peki 6 aylık daha yaşamadan şu anda verdiklerini elimizden aldıktan sonra nefes alır, nasıl dersiniz, denilmez. Onun için emekli devletin aynadaki resmi ise büyük önder Atatürk’ün söylediği gibi derhal ve seyyanen bir artış yapılarak emeklinin aylıkları yeniden güncellenmeli diyorum. Bu acıyı bize daha fazla yaşatmayın istiyorum.”

     

  • TURGUTLU GELENEKSEL DEVE GÜREŞLERİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

    TURGUTLU GELENEKSEL DEVE GÜREŞLERİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

    Turgutlu Belediyesi ve Turgutlu Deveciler Derneği iş birliğiyle düzenlenen “Geleneksel Deve Güreşleri” etkinliği, renkli görüntülere sahne oldu.
     
    Turgutlu Belediyesi ve Turgutlu Deveciler Derneği iş birliğinde düzenlenen “Geleneksel Deve Güreşleri” büyük ilgi gördü. Irlamaz Rekreasyon Alanı 2. Etapta saat 09.00’da başlayan Turgutlu Belediyesi Geleneksel Deve Güreşleri’ne Turgutlu halkı yoğun ilgi gösterirken, aynı zamanda çevre il ve ilçelerden de pek çok deve güreşisever katıldı. Yaklaşık 100 pehlivan devenin nefes kesen mücadelesini vatandaşlar büyük bir ilgiyle izledi.
     
    Heyecan dolu anların yaşandığı Geleneksel Deve Güreşleri’nde dereceye giren develerin sahiplerine kupaları takdim edildi.
     
    “BÜTÜN SÖZLERİ TUTARAK SİYASET YAPMAYA, NAMUSLU BİR ŞEKİLDE BU TURGUTLU’YU YÖNETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
     
    Verdiği sözleri tutmanın onuru ve gururuyla halkının karşısında olduğunu belirten Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, “Seçim sahalarında sizlere sözler vermiştik. ‘Ata sporlarımızı, milli bayramlarımızı onlara layık bir biçimde coşkuyla yakışır bir şekilde kutlayacağız’ demiştik. Göreve geldiğimizden bugüne kadar at yarışları, cirit müsabakaları, yağlı pehlivan güreşleri ve olmazsa olmazımız deve güreşlerimizi de geleneksel hale getirdik. Ben bu sözü tutmanın haklı gururu ve onuruyla karşınızdayım. Bundan sonraki süreçte de sizlere verdiğimiz bütün sözleri tutarak siyaset yapmaya, namuslu bir şekilde bu Turgutlu’yu yönetmeye devam edeceğiz. Hepinizden desteklerinizi bekliyorum. Deve güreşlerine gönül vererek bizleri yalnız bırakmayan hemşerilerimize ve bu güzel organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.
     
  • ÖZGÜR ÖZEL, CHP İSTANBUL İL GENÇLİK KOLLARI YÖNETİM KURULU TOPLANTISINA KATILDI

    ÖZGÜR ÖZEL, CHP İSTANBUL İL GENÇLİK KOLLARI YÖNETİM KURULU TOPLANTISINA KATILDI

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda İl Gençlik Kolları Yönetim Kurulu toplantısına katıldı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda İl Başkanı Özgür Çelik ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik ile birlikte İstanbul İl Gençlik Kolları Yönetim Kurulu toplantısına katıldı.

  • MİMAR SEDAT YALÇINKAYA, CHP’DEN BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OLDUĞUNU DUYURDU

    MİMAR SEDAT YALÇINKAYA, CHP’DEN BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OLDUĞUNU DUYURDU

    Mimar Sedat Yalçınkaya, CHP’den Bakırköy Belediye Başkan aday adayı olduğunu duyurdu.

    Mimar Sedat Yalçınkaya, CHP’den Bakırköy Belediye Başkan aday adayı olduğunu duyurdu. CHP Bakırköy İlçe Başkanlığında başkan yardımcısı olarak yürüttüğü görevinden istifa eden Sedat Yalçınkaya, “Şimdi Bakırköy’ü ruhen ve fiziken yeniden inşa etme zamanı” dedi. Yalçınkaya, Bakırköy’ün afetlere karşı dirençli hale gelmesi, yaşayan tüm canlıların haklarının korunması ve modern bir görünüme kavuşması için yola çıktığını belirtti.

    “HERKESİ KUCAKLAYAN BİR BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞIMA SÖZ VERİYORUM”

    Mimar Sedat Yalçınkaya, seçimleri kazandığı takdirde Bakırköy Belediyesi’nin her yönüyle şeffaf, halkın denetimine açık, kültürel değerlerine sahip bir ilçe oluşturma hedefini benimseyen bir belediyecilik anlayışına sahip olacağını söyledi. Öncelikliğinin kentsel dönüşüm olduğunun altını çizen Yalçınkaya, Botanik Park, Leyla Gencer Opera Merkezi ve bir çok kültür merkezi ile modern bir ilçe olan Bakırköy’e hak ettiği değeri kazandıracağını, yaşam ve düşünce tarzlarına saygılı, emekten yana bir belediyecilik anlayışı benimsediğini, bu anlayışın Bakırköy’den tüm Türkiye’ye yayılması adına çalışacağını belirtti.

    Belediyeciliğin makam ve mevki hırsıyla değil, yaşanılan kente karşı kendini adama hissiyle yapılması gerektiğini vurgulayan Yalçınkaya, “Göreve geldiğimizde anlayışın tamamen değişeceği bir döneme şahitlik edeceksiniz. Bakırköylülerin haklarını koruyan, yaşam kalitesini arttıran, şeffaf ve katılımcı bir belediyecilik anlayışı ile yola çıkıyorum. Aynı zamanda kadına, gençlere, yaş almış büyüklerimize ve hayatı birlikte paylaştığımız sokak canlarımıza değer veren, tarihi değerlerine ve kültürüne sahip çıkan, eğlenceden eğitime birçok alanda herkesi kucaklayan bir Belediye Başkanı olacağıma söz veriyorum” dedi.

  • USTA SANATÇI AYLA ALGAN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

    USTA SANATÇI AYLA ALGAN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

    Haber: EDDA SÖNMEZ/ Kamera: ADEM KARABAYIR 

    Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle 86 yaşında yaşamını yitiren usta tiyatrocu, yönetmen ve eğitmen Ayla Algan son yolculuğuna uğurlandı. Algan’a veda için ilk tören Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde yapıldı. Algan, Teşvikiye Camii’nde öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Ömrünün son dönemine kadar İstanbul Drama Sanat Akademisinde eğitim veren Ayla Algan için ilk tören Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde yapıldı. Algan’ın dostları ve öğrencilerinin katıldığı törende; Polonya’daki Sopot Festivali’nden görüntülere de yer verildi. 

    ORHAN ALKAYA: AYLA’YA GİDELİM DEDİK, GİDEMEDİK

    Törende konuşan, Orhan Alkaya şunları söyledi:

    “Tören başlamadan önce büyük bir gürültü koptu. Bir arkadaşımız demir profile takılıp düşmüş. O anda hatırladım. Ayla’nın üstüne dekor düşmüştü. Ayla’nın şu sözünü hatırlıyorum: Önemli değil canım, tiyatroda olur böyle şeyler.  Olağanüstü oyunculardandı. Sonsuz bir arayış, sonsuz bir yeni bir şey öğrenme istediği, bir şeyi tamamlama konusunda daimi bir kaygı. Ayla her şeyden heyecanlanabilen, her yeni ile yeniden düşünmeye başlayan, parçayı bütün olarak görenlerden biriydi. Çok acı artık onunla konuşamayacak olmak.

    Çok saçma şeyler yapıyoruz. Macit ile otururken ‘Ayla’ya gidelim dedik’ bir türlü yapmadık. Sonra burada ağlıyoruz. Bu da bize özel bir şey galiba. Bir oyuncuyu, bir arkadaşı, bir dostu, anaç bir enerjiyi kaybettik. Sadece başımız sağ olsun demek yetersiz olacak. O yüzden susuyorum.”

    HALİT ERGENÇ: ALLAH KOLAYLIK VERSİN HEPİMİZE

    Halit Ergenç ise şunları söyledi:

    “Benim için zor bir konuşma. Kendimi onun yanındayken bir okyanusun yanındaymış gibi hissediyordum. Size bulaşmaması mümkün değil o bilginin, birikimin, insanlığın… Ne mutlu ki size bulaşabilmiş o su. Gecenin bir yarısı arardı bizi ‘Ali’ye şunu yapın’ derdi. ‘Merhaba, nasılsın’ demezdi. Direkt konuya girerdi. Çünkü çoktan sizin yerinize düşünmüş olurdu. Dizi çekerken arardım ‘Sıkışıklık hissediyorum, ne yapayım’ derdim. 2-3 cümle ile bana bir alan açardı. Allah kolaylık versin hepimize. Çünkü telefonun ucunda değil artık. İnsan 3 kez ölürmüş, öldüğü zaman, toprağa verildiği zaman, üçüncüsü de ismi son kez zikredildiği zaman… Ben Ayla Abla’nın öleceğini düşünmüyorum”

    ALİYE UZUNATAĞAN: BAŞIM SIKIŞINCA KİME TELEFON EDECEĞİM BEN?

    Aliye Uzunatağan, “Ben onu gülerek, severek, ona hayran büyüdüm. Aliye abla tam bir sanatçıydı. Bana ölümden korkmamayı Ayla Abla öğretti. Ölüm bir uyku bak Shakespeare’e kaç yıl öncesinden derdi. Sonra büyüdük, arkadaş olduk. Kadınca konuları konuşmaya başladı. İnsanın iyi bir oyuncu olmayı için egolarını yok etmesi gerektiğini söylerdi. Ben de yok ettim. O kadar çok soru sormayı öğretti ki.. O benim hem hocam oldu, hem ablam oldu. O kadar güzel sesi vardı ki… O kadar iyi bir insandı ki… Saf insandı. Nurlarda uyusun. Ödülleri çok umursamazdı, bana da ‘umursama’ derdi. Bunlar bizi şımartabilir, egomuzu büyütebilir derdi. Ben de ortaya koymam ödüllerimi… O kadar çok şey öğrendim ki ondan. Seni çok çok özleyeceğim. Başım sıkışınca kime telefon edeceğim ben? Canım benim” dedi.

    Ayla Algan’ın kızı Sevi Algan annesine veda ederken duygu dolu anlar yaşandı. Algan şunları söyledi:

    KIZI SEVİ ALGAN: BEN ANNEMİ HEP PAYLAŞMAK ZORUNDA KALDIM

    “Ben annemi hep paylaşmak zorunda kaldım. Almanya’daki işçilerle, çocuklarla… Onlar da Türk tiyatrosunu öğrensinler derdi. Çok erken büyümek zorunda kaldım. 5 yaşında kendi başıma uçakla seyahat ediyordum. Hastanede hasta yatarken annem yanımda olurdu. Biri gelip anneme selam verdiğinde annem onlarla ilgilenmekten beni unuturdu.

    Kolay tarafları da vardı, zor tarafları da. Sahne onun eviydi. Evliliği de tiyatro gibiydi. Yataktan kalktım. Zangır zangır titriyor.. Deprem oluyor herhalde diye düşündüm. Aşağıya indim annemle babam tiyatro kavgası yapıyorlar. Gündelik hayatı bile böyle yaşardı. En kötü kokan yere bile gül gibi kokuyor derdi. Ben de öğrendim büyüdükçe. Öğrenmek zorunda kalıyorsun.

    Çok güzel bir yılbaşı geçirdik. İyi ki de geçirdik. Çok hızlı gitti. Belki de böyle olması gerekiyordu. Doktorlarla konuşmasını duysanız. Kendisini yatakta görmek olmazdı. Onun için böyle oldu galiba. İnşallah onun yolundan gidebildiğimiz kadar gideriz. İnşallah onun aktarıcısı olabiliriz. Başımız sağ olsun. Anneciğim… Onların sesini duyabiliyorum şuan annem, babam ve Muhsin Hoca çoktan tiyatro kavgasına başlamışlardır”.

    NEDİM SABAN: BENİ BIRAK, AYLA ALGAN’A GİT

    Nedim Saban, “Bugün sadece Ayla Algan’ı değil, Muhsin Ertuğrul’un çocuğunu uğurluyoruz. Kendisi ile 1982 yılında tanışmıştım. 15 dakika konuştum, hayatımı değiştirdi o konuşma benim. Üniversitede hocalık yaptığımda öğrencime ‘Benim dersimden istediğin kadar kaç, Ayla Algan’a git’ dedim. Muhsin Ertuğrul’un çocuğu olmak ne demek? Tiyatronun ışığını yansıtabilmek demek… Ben öğrencilerine şunu söylemek istiyorum, Ayla Algan’ın yapmak istediklerini yaparak devam edin” diye konuştu.

    Algan, Teşvikiye Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.

     

     

  • CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ABD DIŞİŞLERİ BAKANI BLINKEN İLE GÖRÜŞTÜ

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ABD DIŞİŞLERİ BAKANI BLINKEN İLE GÖRÜŞTÜ

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Vahdettin Köşkü’nde bir araya geldi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bugün Vahdettin Köşkü’nde bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i Vahdettin Köşkü’nde kabul etti. Kabulde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın da hazır bulundu” ifadelerine yer verildi.

    FİDAN-BLINKEN GÖRÜŞMESİ

    ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Erdoğan ile görüşmesinden önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Görüşmede, Gazze’deki savaş, insani kriz, İsveç’in NATO’ya katılım süreci, ikili ve bölgesel konular ele alındı” denildi.