Blog

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ EKONOMİK ZORLUK YAŞAYAN 22 BİN 567 EMEKLİYE BEŞİNCİ KEZ 1000 TL’LİK DESTEK ÖDEMESİ YAPTI

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ EKONOMİK ZORLUK YAŞAYAN 22 BİN 567 EMEKLİYE BEŞİNCİ KEZ 1000 TL’LİK DESTEK ÖDEMESİ YAPTI

    Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), 7 bin 500 TL maaş alıp ekonomik zorluklar yaşayan ve sosyal yardım alma şartlarını taşıyan 22 bin 567 emekli için beşinci kez 1000’er TL destek ödemesi yaptı.

    Büyükşehir Belediyesi’nden bugün yapılan açıklamaya göre, 7 bin 500 TL maaş alıp ekonomik zorluklar yaşayan ve sosyal yardım alma şartlarını taşıyan 22 bin 567 emekli için beşinci kez 1000’er TL destek ödemesi gerçekleştirildi.

    Emeklilerin Başkent Kartlarına ayrıca 400 TL et desteği ve 500 TL doğal gaz desteği de yatırıldı.

  • ERHAN ADEM: “DÜNYADA GIDA FİYATLARI YÜZDE 10 DÜŞTÜ, TÜRKİYE’DE YÜZDE 72 ARTTI. TEMEL NEDEN AKP ZİHNİYETİNDEN KAYNAKLANIYOR”

    ERHAN ADEM: “DÜNYADA GIDA FİYATLARI YÜZDE 10 DÜŞTÜ, TÜRKİYE’DE YÜZDE 72 ARTTI. TEMEL NEDEN AKP ZİHNİYETİNDEN KAYNAKLANIYOR”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de 40 aydır aralıksız artıyor. FAO Gıda Fiyat Endeksi’ne göre 2023 yılında dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre ise aynı dönemde Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 72 yükseldi. ‘Tarım ülkesiyiz, Avrupa’da tarımda birinciyiz’ diyoruz ama dünyada en fazla gıda fiyatı yüksek olan ülkelerden biriyiz. Temel neden AKP zihniyetinden kaynaklanıyor” dedi. 

    CHP Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekti. TÜİK’in açıkladığı gıda endeksini değerlendiren Adem bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:

    “HALKIN HİSSETTİĞİ ENFLASYON YÜZDE YÜZÜ AŞMIŞ DURUMDA: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün, geçtiğimiz gün açıkladığı gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi’ne göre 2023 yılında dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre ise aynı dönemde Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 72 yükseldi. Türkiye, gıda fiyatlarında son bir yıllık dönemde dünya ile tamamen ayrıştı. Dünyada 40 aydır gerileyen gıda fiyatlarının, Türkiye’de artmaya devam etmesi nedeniyle aradaki makas tümden açıldı. Türkiye’de yıllık gıda enflasyonundaki artış oranı bile örtülü TÜİK verilerine göre yüzde 72. Türkiye; Venezuela, Arjantin, Zimbabve, Surinam, Lübnan, Mısır’dan sonra dünyanın en yüksek gıda enflasyonuna sahip 7’nci ülke. Halkın hissettiği enflasyon zaten reelde yüzde 100’ü aşmış durumda.

    TARIM ÜRÜNLERİNDEKİ FİYAT ARTIŞININ EN ÖNEMLİ NEDENİ YÜKSEK GİRDİ MALİYETLERİ: Ülkemizdeki yüksek enflasyonun en önemli etkenlerinden birini yüksek gıda fiyatları oluşturmaktadır. Her ay açıklanan enflasyon verilerinde fiyatı en fazla yükselen ürünler incelendiğinde ilk sırada yer alan 20 ürünün yarısından fazlasını her zaman gıda ürünleri oluşturmaktadır. Tarım ürünlerindeki fiyat artışının en önemli nedeni yüksek girdi maliyetleridir. Ülkemizde mazot, gübre, ilaç tohum başta olmak üzere tarımsal üretimin temel girdilerinin hepsi ya tamamen ya yüzde 80’e yakını ithal ediliyor. Kur artışı oldukça girdi maliyetleri de yükseliyor. Bu da tarımsal ürün fiyatlarını doğrudan etkiliyor.

    TEMEL NEDEN AKP ZİHNİYETİNDEN KAYNAKLANIYOR: Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ürettiğine kota koyup o ürünü dışarıdan alan ve ona pazar oluşturan bir başka ülke yoktur. Tarımda üretimin ithalata dayalı olması ve üretimi gerçekleştirmeye yarayan gübre, ilaç ve mazot gibi ürünler ile ham madde maliyetlerinin yüksek olması. ‘Daha pahalı üretim, daha pahalı tüketime’ yol açıyor. AKP’nin genel hamlesi hiçbir hatayı kabul etmeme üzerine kurulu olduğu için her seferinde ‘sorun yok, hata yok’ deniliyor. O süreç bir şekilde geride bırakılmış gibi oluyor ama sorun çözülmediği için sonrasında tekrar ortaya çıkıyor. Tarım ülkesiyiz’, Avrupa’da tarımda birinciyiz’ diyoruz ama dünyada en fazla gıda fiyatı yüksek olan ülkelerden biriyiz. Temel neden AKP zihniyetinden kaynaklanıyor.”

  • KAZIM KURT SARIKAVAK KÖYÜ CEMEVİ AÇILIŞINA KATILDI

    KAZIM KURT SARIKAVAK KÖYÜ CEMEVİ AÇILIŞINA KATILDI

    Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Sarıkavak Köyü Cemevi’nin açılışına katıldı. Törende konuşan Başkan Kurt, “Cemevleri ibadethanedir” dedi. 

    Alpu’nun Sarıkavak köyünde cemevi açılışı yapıldı. Cemevinin açılışına Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer ve İbrahim Arslan, Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güller, Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan, Alpu Kaymakamı Metin Baskın, cemevinin yapımına katkıda bulunan Bektaş Akbörü ile çok sayıda vatandaş katıldı. 

    Açılış töreninde konuşan Başkan Kurt, Sarıkavak Köyü Cemevi’nin yapımına katkıda bulunan Bektaş Akbörü’ye teşekkür etti. “Cemevleri ibadethanedir” diyen Başkan Kurt, “Bunun altını çize çize vurguluyoruz. Cemevleri Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşlarının ibadetlerini gerçekleştirdikleri bir mekândır. Bu cemevinin yapımına katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.

    Sarıkavak Köyü Cemevi yetkilileri yaptıkları konuşmalarda, katkılarından dolayı Başkan Kurt’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından ise Sarıkavak Köyü Cemevi’nin açılış töreni gerçekleştirildi. 

  • ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN BİRLİK MAHALLESİ’NE KAZANDIRACAĞI YENİ E-SPOR MERKEZİ’NDE ÇALIŞMALAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN BİRLİK MAHALLESİ’NE KAZANDIRACAĞI YENİ E-SPOR MERKEZİ’NDE ÇALIŞMALAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çubuk ve Beypazarı ilçeleri ile Elvankent’ten sonra yeni bir e-spor merkezini Başkent’e kazandırmak için harekete geçti. Çankaya Birlik Mahallesi’ne kazandırılacak merkez; e-spor tutkunlarının tek çatı altında toplarken, her türlü ekipman da ücretsiz olarak kullanılabilecek.

    Ankara’yı teknolojinin de başkenti yapacak çalışmalara hız kesmeden devam eden Ankara Büyükşehir Belediyesi, yeni bir  e-spor merkezini hizmete açmaya hazırlanıyor. Çubuk, Beypazarı ve Elvankent’ten sonra Çankaya ilçesine bağlı Birlik Mahallesi’nde toplam 5 bin 395 metrekare alan üzerine kurulan dördüncü e-spor merkezinde; 7 adet turnuva ve oyun salonu, kafeterya ve otopark yer alacak.

    DÖRDÜNCÜ E-SPOR MERKEZİ İÇİN ÇALIŞMALAR TAM GAZ DEVAM EDİYOR

    Toplam 5 bin 395 metrekare alan üzerindeki çalışmaların tam gaz devam ettiği 7 katlı binanın e-spor merkezi olacak şekilde elektrik, mekanik ve mimari olarak tadilatı da yapıldı.

    Başkentin dördüncü e-spor merkezi olmaya hazırlanan Birlik E-Spor Merkezi hizmet vermeye başladığında; eğitimde fırsat eşitliği kapsamında kendini e-spor alanında geliştirmek isteyen gençlerin oyun bilgisayarları ve ekipmanları kullanacağı ve düzenlenecek olan e-spor turnuvalarına katılabileceği merkez haline gelecek.

     

     

     

  • KONYAALTI SAHİLİ’NDE HUMMALI ÇALIŞMA

    KONYAALTI SAHİLİ’NDE HUMMALI ÇALIŞMA

    Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçayı Köprüsü ile Liman arasında kalan bir kilometrelik alanı yeni bir yaşam alanına çevirmek için başlattığı, ‘Konyaaltı Sahili Çevre Düzenleme Projesi’nde çalışmalar hummalı bir şekilde sürüyor.

    Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kendi öz kaynaklarıyla yapımına başladığı “Konyaaltı Sahili Boğaçayı Köprüsü-Liman Kavşağı Arası Çevre Düzenlemesi” projesi hızla ilerliyor. Boğacağı ve Liman arasındaki 1 kilometre uzunluğundaki alanda ekipler yoğun bir çalışma yapıyor. Ekipler, sahilde bir yandan altyapı çalışması yaparken, bir yandan da tamamlanan alanlarda kaldırım döşemesi yapıyor. Projenin güney tarafında karo, kuzey tarafında da doğal taş kaplaması yapılıyor.

    23 BİN METREKARE YEŞİL ALAN

    Büyükşehir Belediyesi 2. Etap Konyaaltı Sahil Projesi, 74 bin metrekarelik bir alandan oluşurken 23 bin metrekarelik yeşil alanı kapsıyor. Proje içerisinde koşu yolu, bisiklet yolu park alanları ve seyir terasları bulunuyor. Konyaaltı Sahili Çevre Düzenleme Projesi’nde kıyı kanununa uygun olarak 150 metre arayla 5 adet büfe ve şezlong yeri, 1000 metre koşu, 1000 metre bisiklet yolu da olacak. KDV dahil yaklaşık 200 milyon TL’ye mal olacak proje Büyükşehir Belediyesi tarafından hataya geçiriliyor. Proje içerisinde 370 araç kapasitesine sahip cep otoparklar ayrıca otobüsler için ayrı bir otopark alanı olacak.

     

  • İBB’DEN ÖRNEK OLACAK YAYA PROJESİ: ‘BULUT’ İLK OLARAK ZİNCİRLİKUYU’DA UYGULANACAK

    İBB’DEN ÖRNEK OLACAK YAYA PROJESİ: ‘BULUT’ İLK OLARAK ZİNCİRLİKUYU’DA UYGULANACAK

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul trafiğine “yaya” odaklı çözüm getiriyor. İBB Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı İstanbul trafiğine çözüm olacak, yayalara nefes aldıracak, ulaşımı kolaylaştıracak “Bulut” projesini hazırladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ilk olarak Zincirlikuyu’da uygulanacağını duyurduğu “Zincirlikuyu Yaya Sirkülasyonu Fizibilite Çalışması: Bulut Zincirlikuyu” projesinde, yollar üstü yaya kaldırımı ile trafik ve yayalar ayrılacak. Yıllardır, birbirlerine yaya ulaşımı olmayan mahalleler birbirine bağlanacak. 

    İstanbul’un en yoğun ulaşım noktalarından biri olan Zincirlikuyu; metro, metrobüs, otobüs, dolmuş, taksi yolcularının tamamına ev sahipliği yapıyor. Tüm toplu taşıma araçlarının bir araya toplandığı Zincirlikuyu’da günde yaklaşık 100 bin kişi ulaşım modunu değiştiriyor. Zincirlikuyu bir transfer noktası olmasının yanı sıra yayalar için kaotik bir alan haline geliyor.

    TRANSFER MERKEZİ SADELEŞECEK

    Levent-Beşiktaş arasında Büyükdere Caddesi’nin devamlılığını yayalar için kesintiye uğratan büyük bir engelken, öte yandan Gayrettepe, Esentepe, Levazım ve Balmumcu mahallelerindeki yerleşimin birbiriyle ve Büyükdere aksıyla olan yaya iletişimini de koparmış durumda. Zincirlikuyu Transfer Merkezi’nin 17 adet çıkış-varış noktası var. Dolayısıyla Zincirlikuyu Transfer Merkezi içerisinde yüzlerce farklı rota bulunuyor. BULUT projesi; Zincirlikuyu’daki altyapıyı düzelterek, transfer merkezini sadeleştirmeyi hedefliyor.

    BULUT NEDİR?

    Bulut, Zincirlikuyu Transfer Merkezi’ne yayalar için tasarlanmış bir yollar üstü transfer parkı. BULUT Levent-Beşiktaş hattında Zincirlikuyu Transfer Merkezi’nin yarattığı kesintiyi onarmayı öneriyor. Büyükdere Caddesi’ne, kollarını Gayrettepe, Esentepe, Levazım ve Balmumcu mahallelerine uzatan yollar üstü bir yaya kaldırım sistemi kuruyor. Dolayısıyla BULUT, aralarındaki yaya dolaşımı çoktan kopmuş bu mahalleleri ve aksları tekrar birbirine bağlıyor; şehir içi yaya dolaşımını trafikten uzak çalışır hale getiriyor.

    DÜZENLİ, YEŞİL, KONFORLU

    Bulut, otobüs, dolmuş ve taksiden inenlerle yaya olarak buraya ulaşan insanları metrobüs ve metro hattına sağlıklı ve hızlı şekilde bağlayacak. Tüneller, geçitler, asansörler ve köprülerin yarattığı kaosun yerine Bulut kendisini bir ulaşım aracı olarak ortaya koyacak. Aynı zamanda BULUT, bir şehir üstü park olacak. Metro tünellerinden, metrobüs egzozundan, araç gürültüsünden, dar kaldırımlardan kopararak bir süreliğine gökyüzüne çıkaracak, şehrin manzarasına ulaştıracak ve refüjlerdeki, etraftaki yeşili birbirine bağlayacak. Bulut ile D-100 ve Büyükdere üzerindeki 4 otobüs durağı yeniden düzenlenecek. Duraklar konforlu, akıcı ve diğer ulaşım sistemleriyle bağlantıları düzenlenmiş bir hale getirilecek.

    SOSYAL ALANLAR SADECE YAYALAR İÇİN

    Zincirlikuyu’dan geçen, burada buluşan insanlar için temel ihtiyaçlara dair programı taşıyan bir kentsel omurga olan Bulut projesi kapsamında; kafe, çiçekçi, gazeteci, halk ekmek, İBB kitapçısı, akıllı bilet istasyonu gibi alanlar da olacak. Projenin başlangıç tarihinden itibaren 14 aylık bir süre zarfında tamamlanması bekleniyor.

     

  • TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI: 2023 YILINDA KAÇAK AVCILIKLA ELDE EDİLEN 593 TON SU ÜRÜNÜNE EL KONULDU

    Tarım ve Orman Bakanlığı, 2023 yılında; denizlerde ve iç sularda kaçak avcılığın önlenmesine yönelik toplam 171 bin 219 denetim gerçekleştirildiğini ve kaçak avcılıkla elde edilen 593 ton su ürününe el konulduğunu açıkladı. 

    Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada, yasa dışı su ürünleri avcılığının önlenmesine yönelik yıl boyu rutin denetimlere ek olarak ülke genelinde çapraz ve eş zamanlı denetimler de yapıldığı belirtildi. Yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:

    “Denizlerimiz, iç sularımız, karaya çıkış noktalarımız, nakil güzergahları, balıkçı gemileri, balık halleri, balık unu-yağı fabrikaları ve perakende satış yerlerinde denetimlerimiz mesai mefhumu gözetilmeksizin 7/24 esasına dayalı sürüyor. Bu kapsamda, 2023 yılında toplam 171 bin 219 adet denetim gerçekleştirilmiş olup kaçak avcılıkla elde edilen 593 ton su ürününe el konulmuştur.

    “AVLANMA RUHSATI BULUNMAYAN 78 ADET GEMİ VE 3 BİN 563 ADET MUHTELİF AV ARACINA EL KONULDU”

    Yasa dışı avcılık faaliyetinde bulunan ve bu ürünlerin satışını yapan 6 bin 527 kişi/iş yerine toplam 74 milyon TL idari para cezası uygulandı. Ayrıca, avlanma ruhsatına sahip olmayan ve kurallara uygun avlanmayan 78 adet gemi ve 3 bin 563 adet muhtelif av aracına el konularak mülkiyeti kamuya geçirildi.”

     

  • VOLKAN DEMİR: “2023 YILINI, ÜLKEMİZ EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ İÇİN İÇ KARARTICI BİR YIL OLARAK ARKAMIZDA BIRAKIYORUZ”

    VOLKAN DEMİR: “2023 YILINI, ÜLKEMİZ EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ İÇİN İÇ KARARTICI BİR YIL OLARAK ARKAMIZDA BIRAKIYORUZ”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, “2000’li yıllardan itibaren en yüksek enflasyon, cari açık ve Türk lirasından kaçış gibi gerçeklerin 2023 yılında yaşanmış olması gibi gerçeklerden ötürü, 2023 yılını ülkemiz ekonomik görünümü için iç karartıcı bir yıl olarak arkamızda bırakıyoruz. TÜİK’in açıkladığı gerçek hayattan kopuk bu veriler bile geçim sorunlarını örtbas edememektedir. TÜİK verileri baz alındığında dahi OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyonun ve gıda enflasyonunun ülkemizde bulunuyor olması, ülkemiz için hayal kırıklığıdır” dedi.

    Ticaret Bakanlığı’ndan Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, 2023 yılına ilişkin ekonomi ve ticaret değerlendirmelerini içeren yazılı açıklama yaptı. Demir’in bugün yaptığı “Ekonomi ve Ticarette 2024 Yılına Nasıl Girdik” başlıklı açıklaması şöyle:

    “2023 YILINI, ÜLKEMİZ EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ İÇİN İÇ KARARTICI BİR YIL OLARAK ARKAMIZDA BIRAKIYORUZ”

    “2023 yılını, ülkemiz ekonomik görünümü için iç karartıcı bir yıl olarak arkamızda bırakıyoruz. 2000’li yıllardan itibaren en yüksek enflasyon, cari açık ve Türk lirasından kaçış gibi gerçeklerin 2023 yılında yaşanmış olması gibi gerçeklerden ötürü, 2023 yılını ülkemiz ekonomik görünümü için iç karartıcı bir yıl olarak arkamızda bırakıyoruz. Enflasyonun tarihi rekorlar kırdığı 2023 yılında, halkımızın alım gücünün belirgin bir şekilde aşındığına şahitlik ettik. Çarşıya pazara çıktığımızda gördüğümüz fiyatlar, maalesef halkımızın ağır bir geçim yükünü taşımak zorunda kaldığını göstermektedir. Aralık ayı itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 64,77 olması, gıda enflasyonunun yüzde 67’ler üzerinde gerçekleşmesi, halkımızın yaşadığı sorunların sayısal ifadesi olarak değerlendirilmelidir. TÜİK’in açıkladığı gerçek hayattan kopuk bu veriler bile geçim sorunlarını örtbas edememektedir. Farklı araştırma gruplarının yayınladıkları istatistikler, gıda enflasyonunun yüzde 100’ün üzerinde olduğuna işaret etmektedir. TÜİK verileri baz alındığında dahi OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyonun ve gıda enflasyonunun ülkemizde bulunuyor olması, ülkemiz için hayal kırıklığıdır.

    “GIDA ENFLASYONUNDA YAŞANAN MÜTHİŞ BAŞARISIZLIĞIN BİR SONUCU OLARAK ÜLKEMİZDE AÇLIK SINIRI YÜKSELMİŞTİR”

    Özellikle gıda enflasyonunda yaşanan bu müthiş başarısızlığın bir sonucu olarak ülkemizde açlık sınırı yükselmiştir. Açlık sınırı, iki çocuk ve ebeveynlerden oluşan dört kişilik çekirdek bir ailenin hayatlarını idame ettirebilmeleri için tüketmeleri gereken minimum gıda ürünleri baz alınarak yapılan bir hesaplamadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği kriterler uyarınca kalori cinsinden yapılan bu hesaplama, temel gıda maddelerini (süt ve süt ürünleri, et, tavuk, baklagiller, pirinç, sebze ve meyve gibi) içeren bir sepetin kalori cinsinden fiyatını belirlemeye elverişli olduğu için global olarak kabul görmüştür. Bu kaloriyi tüketebilmenin fiyatı, Türk-İş Kasım 2023 araştırmasına göre, 14 bin 25,85 TL’dir. Öte yandan, açlık sınırı kalemlerinin kira, yakıt, elektrik ve ulaşım gibi temel harcamalarının hesaba katılmadığının altı çizilmelidir. Bu harcamalar hesaba katılarak elde edilen yoksulluk sınırı, Türk-İş Kasım 2023 araştırmasına göre, 45 bin 686,81 TL’dir. Mevcut görünüm, vatandaşlarımızın büyük bir kesiminin maalesef yoksulluk sınırının altında hayatlarını idame ettiklerini göstermektedir.

    “ÜLKEMİZ GELİR ADALETSİZLİĞİNİN EN YÜKSEK YAŞANDIĞI ÜLKELERDEN BİRİ OLARAK PARMAKLA GÖSTERİLMEKTEDİR”

    Bunlara ek olarak yüksek enflasyon, gelir dağılımında da bozulmalara sebebiyet vermiştir. Gelir dağılımı adaletsizliğini gösteren Gini Katsayısı, ülkemizde 2014 yılında 0,391 iken 2022 yılında 0,415 olarak kaydedilmiştir. 2023 yılına ilişkin bir veri henüz açıklanmadığı için kesin bir şey söyleyemiyoruz, ancak bu yüksek enflasyonun Gini Katsayısı’nı artırması muhtemeldir. Ülkemizin en yüksek Gini Katsayılı OECD ülkeleri arasında olduğunun belirtilmesinde fayda görülmektedir. Diğer bir deyişle ülkemiz maalesef gelir adaletsizliğinin en yüksek yaşandığı ülkelerden biri olarak parmakla gösterilmektedir.

    “VERİLER, SON 12 AYLIK DÖNEMDE HİÇ CARİ FAZLA VEREMEDİĞİMİZ GERÇEĞİNİ ORTAYA KOYMAKTADIR”

    Cari açık açısından da 2023 yılı kötü bir yıl olarak arkamızda kalmaktadır. Açıklanan son veri olan ekim ayına ilişkin değerler, son 12 aylık dönemde hiç cari fazla veremediğimiz gerçeğini ortaya koymaktadır. Yıllık cari açıktaysa son 5 yılın rekoru kırılarak 2018’den beri yaşanan en yüksek cari açık değeri olan 43,5 milyar ABD dolarına ulaşılmıştır. Burada yüksek teknolojik ürünlerin dış ticaretimizdeki paylarının vurgulanmasında fayda görülmektedir. Bu ürünlerin ihracatımız içindeki payı yüzde 3’lerde ve ithalatımız içindeki payının yüzde 12’lerde olduğundan hareketle, ihracatın niteliğinin sorgulanması gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, cari dengenin temel unsuru, sanayi ürünleri ticaretidir. Açıklanan veriler, burada da iç karartıcı bir resim ortaya koymaktadır. Sanayi sektörünün istihdamı 3’üncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre 225 bin kişiden fazla azalarak son 12 çeyreğin en düşük seviyesine inmiştir. İstihdama negatif katkı veren sanayi sektörünün cari dengeye de beklenen katkıyı veremeyecek olması muhtemeldir.

    “AVM’DE YAŞANAN İNTİHAR VAKASINDA, VEFAT EDEN VATANDAŞIMIZIN SÖYLEDİĞİ ‘İKİ ÇOCUĞUM AÇ’ İFADESİ, 2023 YILINI MÜHÜRLEYEN SÖZ OLACAKTIR”

    Bu ağır geçim yükü ve düşük ücretler, vatandaşlarımızı maalesef derinden sarsmıştır. Bir AVM’de yaşanan intihar vakasında, vefat eden vatandaşımızın söylediği ‘İki çocuğum aç’ ifadesi, uzun süreler boyunca hafızalardan silinmeyecek ve 2023 yılını mühürleyen bir söz olacaktır. Aynı vatandaşımızın söylediği ‘15 bin TL borcum var’ ifadesi de hanelerde yaşanan sorunları ayyuka çıkarmıştır. Zira enflasyon karşısında ezilen vatandaşlarımız hayatlarını idame ettirebilmek için çareyi borçlanmakta bulmaktadır. Bir nevi cüzdandaki borç enstrümanı olarak nitelendirilebilecek kredi kartları kullanımları bu çıkarımı hemen teyit etmektedir. Bir önceki yılın kasım ayıyla kıyaslandığında bu kasımda kredi kartı sayısı yüzde 18 artış göstermiş ve kredi kartlarıyla yapılan işlem hacmi yüzde 124’lük bir sıçrama göstermiştir. Bu sayılar yorumlanıyorken kredi kartlarının kullanım yerlerinin değerlendirilmesi olmazsa olmazdır. Kredi kartlarının geleneksel kullanımı olan taksit amacının yanı sıra, vatandaşlarımızın günlük ihtiyaçlarını dahi bu finansman yöntemiyle karşılayabilmektedir.

    “KOBİ’LERİN TOPLAM İHRACATTAKİ PAYLARININ 10 SENE İÇİNDE YARIYA DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”

    KOBİ’ler tarafında da işlerin pek iyiye gitmediğini söylemek mümkündür. Son 10 yıllık veriler, hiç de iç açıcı olmayan bir resim çizmektedir. KOBİ’lerin toplam ihracattaki paylarının son 10 sene içinde yaklaşık olarak yarıya düştüğünü görüyoruz. Toplam ihracatımız içindeki KOBİ payı 2013 yılında yüzde 59,2 iken yüzde 31,6’ya düşmüştür. Buna ek olarak, KOBİ’lerin toplam cirodaki paylarının son 10 sene içinde yaklaşık olarak üçte bir düştüğünü görüyoruz. Toplam ciro içindeki KOBİ payı 2013 yılında yüzde 63,8 iken 2022 yılında yüzde 42 buçuk olarak gerçekleşmiş. Bütün bunlar, küçük olarak değerlendirilebilecek kesimlerin ekonomideki paylarının azaldığını göstermekte, istihdamın halihazırda yüzde 70’ini sağlayan KOBİ’lerde çalışan kesimin kazançlarının reel olarak azaldığına işaret etmekte ve gelir adaletsizliğindeki uçurumun keskinleştiğine işaret etmektedir.

    “DOĞRUDAN YATIRIM GİRİŞİNDEKİ AZALIŞ TRENDİ, ÜLKEMİZE DUYULAN DIŞ GÜVENİN NE KADAR AZ OLDUĞUNUN BİR GÖSTERGESİ”

    Şirket sayıları perspektifinden de benzer bir tabloyla karşılaşılmaktadır. 2023’ün ilk 11 ayında kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 azalmışken kapanan şirket sayısı yüzde 7,2 kadar artmıştır. Gerçek kişi işletmeleri açısından değerlendirildiğindeyse durum daha kritik bir hal almaktadır. 2023’ün ilk 11 ayında kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,9 azalmışken kapanan şirket sayısı yüzde 44,7 kadar artmıştır. Bu istatistikler, ülkemiz ticari hayatının gerçekleridir ve ticaret ikliminin ne kadar bozulduğunun göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Uluslararası doğrudan yabancı yatırım verileri, 2021 ve 2022 yılları boyunca gayrimenkul hariç uluslararası doğrudan yatırım girişinin sırasıyla 7,6 ve 7,1 milyar ABD doları tutarında olduğunu göstermektedir. Bu azalış trendi, 2023 yılında da devam etmiş ve 2023’ün ilk 8 ayı itibarıyla gerçekleşen giriş miktarı yüzde 16,1’lik bir azalışla 3,65 milyar ABD doları olarak kaydedilmiştir. Bu azalış trendi, ülkemize duyulan dış güvenin ne kadar az olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir.”

     

  • YENİ YİLDA 5 GÜNDE 134 BİN 515 DOSYA DAHA GELDİ VE HALEN İCRA TAKİBİNDE OLAN DOSYA SAYISI 21 MİLYON 328 BİN OLDU

    YENİ YİLDA 5 GÜNDE 134 BİN 515 DOSYA DAHA GELDİ VE HALEN İCRA TAKİBİNDE OLAN DOSYA SAYISI 21 MİLYON 328 BİN OLDU

    Bankalara ve varlık yönetimi şirketlerine borcu yüzünden 1 ve  5 Ocak 2024 tarihlerinde icra dairelerine UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısının geçen yılın aynı haftasına göre yüzde 9,9 oranında artarak 134 bin 515 olduğuna da dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 5 Ocak itibariyle 21 milyon 328 bin oldu” dedi.

    CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bankalara ve varlık yönetimi şirketlerine borçlarından dolayı icra takibi başlatılan vatandaşların durumuna dikkat çekti. Gürer’in bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle:

    11 AYDA 1 MİLYON 197 BİN KİŞİ İCRA TAKİBİNE ALINDI

    “2023 yılının Ocak- Kasım döneminde 780 bin 650 kişinin bankalara olan bireysel kredi borcunu, 767 bin 663 kişinin ise kredi kartı borcunu temerrüt süresinin de sonuna kadar ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alındı. Hem kredi kartı hem de tüketici kredisi borcu yüzünden söz konusu dönemde takibe alınanlar tek kişi sayıldığında 2023 yılının Ocak-Kasım döneminde toplam 1 milyon 197 bin 35 kişi bankalar tarafından icra takibine alındı.

    Önceki yıllarda da bankalar tarafından borcu yüzünden icra takibine alındığı halde borcunu henüz ödeyememiş 2 milyon 337 bin 292 kişi var. 2 milyon 109 bin 51 kişi de varlık yönetim şirketlerinin takibinde icra takibinde bulunuyor.  Hem bankalar hem de varlık yönetim şirketleri tarafından borcu yüzünden takip edilenler tek kişi sayıldığında takipteki toplam vatandaş sayısı Kasım 2023 sonu itibariyle 3 milyon 830 bin 149 kişi olarak hesaplanıyor. Resmi verilere yansıyan borçlarla vatandaşın mağduriyeti artıyor. Bu arada özel ikili ilişkiler ile şahıs, esnaf gibi borçlanılan kesimler bu veriler içinde yer almıyor. Elden alınan borçlarda dikkate alındığında borçlanma daha da artıyor. Örneğin çiftçi borçlarını ödemek için arazi satıp, borç ödüyor. Kimi icralık olmamak ya da sorun yaşamamak için evdeki eşyasını satmak zorunda kalıyor. İkinci el pazarları beyaz eşya ya da mobilya gibi eşyalarla dolu, vatandaş borç ödemek için bu yola başvuruyor. Kayıtlı ve resmi veriler dışında bir de kişiye özel borçlanma olayı gerçeği var. Nüfusun çoğunluğu borçla yaşamaya çalışıyor.

    YEREL SEÇİM SONRASI DAHA DA ZOR

    “Milyonlarca insanın icra takibinde olduğu bir ülkede, sürekli artan yoksullaşma ile karşı karşıyayız. Sofradan ekmek eksilmeye devam ediyor. Yeterli beslenemeyen aile sayısı artıyor. 4 milyon hane sosyal yardımla yaşıyor. Yatağa hiçbir çocuk aç girmesin derken bu iktidarın eseri olarak aileler yatağa aç girer duruma düşürüldü. AKP iktidarlarının yanlış ekonomi politikaları ile yaratılan denge bozukluğu bu zihniyetle düzelmesi zor görülüyor.

    Daha çok kemer sıkma dönemi sürecek. Kamu varlıklarından sonra kamu arazilerinin satışı da durmuyor ama denge tutmuyor. Elinde imar planı yapma yetkisi de bulunan özelleştirme idaresinin 2023 yılında yaptığı 180,9 milyon dolarlık özelleştirmenin 179,1 milyon dolarlık kısmını taşınmaz (arsa-arazi) satışları oluşturdu. 2022 yılında yapılan 504 milyon dolarlık özelleştirmenin de 441 milyon dolarlık kısmını taşınmaz satışından elde edilmişti. Kamu varlıklarında elde ne kaldı ise satmaya devam eden iktidar bir yandan da sürekli zam ve vergi ile gelir sağlamaya vatandaştan almaya devam ediyor. Akaryakıt, gübre ve yem gibi önemli tarımsal üretim girdilerine gelen vergi ve zamlar ile fiyatlar artıyor. Bu sürecin gıda maliyetlerini artıracağı için de rafta ürün fiyatlarına kısa süre sonra yeni artışlar yansıyacak.”

    BİR HAFTA İÇİNDE 134 BİN 515 YENİ İCRA DOSYASI 

    Gürer, 1 ve  5 Ocak 2024 tarihlerinde icra dairelerine UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısının ise geçen yılın aynı haftasına göre yüzde 9,9 oranında artarak 134 bin 515 olduğuna da dikkat çekerek, “UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 5 Ocak itibariyle 21 milyon 328 bin oldu” dedi.

    (Görüntü: Arşiv) 

     

  • MERSİN BÜYÜKŞEHİR BİN DEKAR ARAZİYİ TARIMA KAZANDIRDI

    MERSİN BÜYÜKŞEHİR BİN DEKAR ARAZİYİ TARIMA KAZANDIRDI

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde hayata geçirilen projeler sayesinde Mersin’in üreticisi de tarımı da kalkınıyor. Tarımsal ve hayvansal destekleriyle üreticinin yüzünü güldüren Büyükşehir Belediyesi, Mersin’de farklı nedenlerle boş bırakılan arazileri tarıma kazandırmayı sürdürüyor. Tarıma elverişli olmasına rağmen taşlık olması, nadasa bırakılması, su kaynaklarına uzak olması ya da üreticinin üretecek gücü olmaması gibi farklı nedenlerle işlenemeyen bin dekar araziyi Büyükşehir’in çalışmalarıyla tarıma kazandırıldı.

    Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri, üreticilerle görüşerek ve arazi inceleme çalışmaları yaparak her bölgenin iklimine ve toprak yapısına uygun ürünleri belirleyerek ona uygun projeler yapıyor. Bu projeler sayesinde; Anamur, Aydıncık, Bozyazı, Gülnar, Silifke, Mut, Erdemli, Mezitli, Yenişehir, Toroslar, Akdeniz, Çamlıyayla ve Tarsus’ta farklı mahallelerde atıl halde bulunan arazilerde üretilmesi için lavanta fidesi, nergis soğanı ve adaçayı fidesi dağıtılıyor. Desteklerle girdi maliyetleri düşen üreticiler ekmeğini topraktan çıkarırken, üretmek isteyen ancak cesaret edemeyen vatandaşlara da örnek oluyor.

    Büyükşehir Belediyesi, 2020 yılından bugüne kadar boş arazileri değerlendirmesi için üreticilere toplam 440 bin 312 adet lavanta fidesi, nergis soğanı ve adaçayı fidesi verdi. Bu dağıtımlar sayesinde fideler ve soğanlar bin dekar alanda toprakla buluştu. Boş arazileri tarıma kazandırmak için vatandaşlarla iş birliği yaparak incelemelerini sürdüren ekipler, daha çok alanı tarıma kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

    “YAKLAŞIK BİN DEKAR ALANI TARIMA KAZANDIRDIK”

    Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, tarımın ihtiyacına yönelik projeler ürettiklerini söyleyerek, “Tarımın en büyük sorunu; tarıma elverişli olmasına rağmen işlenemeyen, nadasa bırakılan, sulanamayan ya da çeşitli sebeplerden dolayı boş bırakılan arazilerden oluşuyor. Biz de Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak diğer bitkilere nazaran su isteğinin hiç olmadığı veya diğerlerine göre daha az su isteyen bitkilere, fidelere yöneldik. Bu kapsamda projeler gerçekleştirdik. Böylelikle nergis soğanı, adaçayı fidesi, lavanta fidesi gibi fideleri üreticilerimize dağıtarak yaklaşık bin dekar alanı tarıma kazandırmış olduk” dedi.

    “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAYESİNDE HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİM” 

    Hayali nergis ekmek olan Necla Akciğer, hayalini gerçekleştirmesi için destek olan Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek, “Onların katkılarıyla araziyi bu hale getirdik” dedi. Üretmek isteyen tüm kadınlara seslenen Necla Akciğer, “Harekete geçsinler, geç kalmasınlar. Ben çok geç kaldım, onlar kalmasınlar. Büyükşehir Belediyesi sayesinde hayalimi gerçekleştirdim. Yoksa o nergis soğanını ben alamazdım. Hayalim gerçekleşti. Çok teşekkür ediyorum” diye belirtti.

    Eşinin nergis ekmesine destek olan ve her anında yanında olan İsmet Akciğer, “Eşim nergis çiçeğini çok sevdiğini söylüyordu her zaman. Onu zaten nergissiz bırakmıyordum. Bir yakınımıza nergis ekmek istediğimizi söyledik. O da Değirmençay’da bir tarla olduğunu söyledi. Geldik tarlayı gördük, kiraladık. Tarla kayalıktı. Yaklaşık bir hafta, on gün iş makinesi çalıştırdık. Neticede tarlayı bu hale getirdik. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin de nergis soğanı dağıttığını duyduk, müracaat ettik. Soğanlarımızı aldık, ektik. Eşimin hayalini gerçekleştirmiş olduk” dedi.

    Büyükşehir Belediyesi’nin kendilerinin üretmesine öncü olduklarını söyleyen Akciğer, “Büyükşehir Belediyesi yardımcı olmasaydı yapma şansımız yoktu. Vermiş oldukları soğanlarla, yardımlarla onların sayesinde yaptık. Yani atıl bir dağ başıydı burası. Büyükşehir sayesinde burayı tarıma kazandırdık. Beklediğimiz gibi oldu. İlk sene nergis fazla vermez. Bu zaman geçtikçe çoğalır. Yine de güzeldi. Türkiye genelinde dağıtım yapan bir kooperatife verdik. Yeter ki yapmak iste Büyükşehir Belediyesi her zaman yardım ediyor” ifadelerini kullandı.