Kategori: Magazin

Havaların soğumasıyla beraber gribal enfeksiyonlarda artış beklendiğini ifade eden Levent, özellikle hamileler, çocuklar, 65 yaş ve üzeri kişiler, gebeler, kronik böbrek, karaciğer, kalp, kanserli hastaların ve bağışıklık sistemleri düşük olan hastalara bu mevsimde taze meyve ve sebzeyi tüketmelerini önerdiklerini belirtti.

Havaların soğumasıyla insanların kapalı mekânlara yöneldiğine dikkat çeken Levent, çocukların hasta olduğu süre içerisinde bulaş olmaması için evde istirahat etmesinin hem onun hem de okul arkadaşları için çok önemli olduğuna dikkat çekti.

“Gribal enfeksiyonlardan korunmanın en iyi yolu kişisel hijyen ve temizlik”

Gribal Enfeksiyonlarda kişilerin nasıl bir yol izleyeceği ve ne yapabileceğine dikkat çeken Levent, “Öncelikle gribal enfeksiyonlardan korunmanın en iyi yolu kişisel hijyen, temizlik kurallarına riayet etmektir. Bunların başında ellerimizi sık bir şekilde sabunla yıkamak, kirli ellerle ağız, burun ve gözlerimize temas etmememiz, kalabalık ve kapalı yerlerde çok durmamamız, eğer bir kişi hasta ise onunla teması azaltmamız gerekiyor. Özellikle okulda okuyan çocuğumuz varsa hasta olduğu süre içerisinde bulaş olmaması amacıyla evde istirahat etmesi hem onun hem de okul arkadaşları için çok önemli.” ifadelerini kullandı.

“Bu mevsimde taze meyve sebze tüketmeyi ve sağlıklı beslenmeyi öneriyoruz”

Kişinin hasta olmadan önce dengeli ve doğal beslenmesi gerektiğine dikkat çeken Levent, “Bu önlemler gribal enfeksiyonlardan koruduğu gibi üst solunum enfeksiyonlarına karşı da koruyucudur. Gribal enfeksiyonlarda risk grubu dediğimiz hastalar 6 aydan büyük 2 yaşından küçük çocuklar, 65 yaş üstü yaşlılar, gebeler, kronik böbrek, karaciğer, kalp, kanserli ve bağışıklık sistemleri düşük olan hastalarımıza bu mevsimde taze meyve ve sebzeyi tüketmelerini öneriyoruz.” diye konuştu

FİTO Terapi görmüş doktorların tavsiyesi olmadan bitkisel ilaçları kullanmaları tehlikeli olabilir

Gribal enfeksiyonlardan korunmak için halkın aktarlardan aldığı bitkisel ve takviye ürünlerine dikkat etmesi gerektiğine dikkat çeken Levent, Sağlıkta esas olan şeyin hastalığı tedavi etmek değil hastalığa yakalanmamak olduğuna dikkat çekti.

FİTO Terapi görmüş doktorların tavsiyesi olmadan bitkisel ilaçları kullanmanın tehlikeli olabileceğine dikkat çeken Levent, “Mutlaka onların tavsiyelerine uymaları gerekiyor. Bu ilaçların muhakkak etkisi olabilir ama kanıta dayalı olmalıdır. Her önüne gelen ben bu bitkisel çayı içeyim hastalığıma iyi gelebilir demesin, çünkü bitkisel ilaç hastanın kullandığı ilaçlarla bir etkileşim yapabilir. Bunun için bir FİTO Terapi eğitimi görmüş doktorun tavsiyesi eşliğinde kullanmaları daha uygun olacaktır.” dedi. (İLKHA)

Araştırmalara göre ortalama her 3 erişkinden biri kalp hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Sağlıklı beslenme, spor ve kilo kontrolü gibi kişisel olarak alınan basit ama etkili önlemlerle kalp hastalıkları riskinin azaltılabileceğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ersin Özen, 29 Eylül Dünya Kalp Günü özelinde kalbi korumanın yollarını anlattı.

Özen, kalbi korumanın 6 yolunu şöyle sıraladı:

Kilo kontrolünüzü sağlayın

“Kalori açısından düşük, yağsız, karbonhidrattan fakir Akdeniz mutfağını tercih etmek kilo kontrolü için en doğrusu. Ayrıca şeker hastalığını engellemek kalp hastası olma riskini de azaltıyor. Fazla şeker tüketiminin bırakılması, şekerin yaratacağı fazla kilo ve obezite riskini de engellediği gibi kalp hastalıklarından da büyük oranda korunmaya yardımcı oluyor.

Hareketli olun

Düzenli olarak spor yapmak da kilo kontrolü için çok önemli. Her akşam yarım saatlik yürüyüşler kalp sağlığı için oldukça faydalı. Dans etmek, bahçeyle uğraşmak, alışveriş için markete yürüyerek gidip gelmek, kısaca günlük hayatta hareketli olmak gerekiyor. 

Sigaradan uzak durun

Sigara içmeyi bırakmak kalp hastalıkları riskini önemli oranda azaltıyor. Özellikle kadınlar bu konuda daha çok önlem almalı. Sigara içmek menopoz öncesi kadınlarda kalp hastalıkları riskini 4-5 kat artırıyor. 

Ölçülü ve dengeli beslenin

Yapılan çalışmalar, sebze ve meyvelerden zengin, az yağlı beslenmenin de kan basıncının düşürülmesinde etkili olduğunu gösteriyor. Bu tip beslenmede potasyum, magnezyum, kalsiyum daha fazla, sodyum ve zararlı yağ türleri daha az tüketiliyor. 

Aşırı gıdadan kaçınmak ve tüketimine dikkat etmek oldukça önemli. Alınması gereken ideal oranlar yüzde 50-60 karbonhidrat, yüzde 20-30 protein ve yüzde 10-15 yağ olarak belirtiliyor. Proteinlerin üçte ikisinin bitkisel gıdalardan alınması, hayvansal proteinde de balığa daha fazla yer verilmesi önemli. Kızartma gibi yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı. 

Aşırı tuza dikkat edin

Aşırı tuz tüketimi yüksek tansiyona neden olarak kalp sağlığımızı tehdit ediyor. Ürünlerin etiketlerini incelemeyi mutlaka bir alışkanlık haline getirmemiz, sofraya tuzluk koymamamız, az tuzlu peynir ve zeytin almamız önemli. Market alışverişlerimizde sürekli aldığımız gıdaları tuz açısından da inceleyerek zararlı olabilecekleri alışveriş listesinden çıkarmalıyız. Hipertansiyon hastaları ise tuz tüketimini günde 6 gramın altına indirmeli. 

Stresinizi kontrol edin 

Stres ve korkular hastalandıktan sonra iyileşme sürecini de yavaşlatmakla kalmıyor, kalp hızını, ritmini ve tansiyonu da olumsuz etkiliyor. Son dönemlerde oldukça popüler olan mindfullnes egzersizleri, nefes terapileri ve yoganın, tansiyon düşürülmesine yardımcı olduğu görülmüştür.” (İLKHA)

Grip aşıları, e-Nabız sistemi üzerinden uygulamaya açıldı. Kişiler, e-Nabız üzerinden öncelikli risk durumlarını kontrol edebilecek.

Sistemde aşı tanımlanan 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan kişiler, hekimlerine reçetelerini yazdırıp, bu reçeteyle aşıyı eczanelerden temin edebilecek. (İLKHA)