Bilal Erdoğan: Bir ülke borçlanarak büyüyebilir

Bilal Erdoğan: Bir ülke borçlanarak büyüyebilir
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan Konya'da bir ödül töreninde açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında "Bir ülke borçlanarak büyüyebilir. Türkiye bu modeli uzun süre denedi" dedi.

Girişimci İş Adamları Vakfı tarafından Konya’da yapılan Türkiye Girişimci Buluşması Zirvesi ödül törenine katılan İlim Yayma Vakfı Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, girişimcilik projelerinde dereceye girenlere ödüllerini takdim etti.

Bilal Erdoğan, burada bazı açıklamalar da yaptı. Erdoğan, “Genç arkadaşlarıma bunu vurgulamak istiyorum. Bir ülke borçlanarak büyüyebilir. Türkiye bu modeli uzun süre denedi. Cari açık vererek, dünyadan borç toplayarak dünyadan yatırımcı gelmeksizin, yani finans sektöründe olsun gerçek somut yatırımlarda olsun yatırımcının gelmesi borç vermesine dayalı bir modeli bugüne kadar denedik. Bugüne kadar belli başarıları da yakaladık” dedi.

Törende açıklamalar yapan Erdoğan, şunları kaydetti;

"İHRACATTA 220 MİLYAR DOLARI AŞTIK"

"Bugün Türkiye ihracatta 220 milyar doları aştı. Konya’nın nasıl 3 milyar dolara geldiğinden bahsedildiyse, Türkiye de ihracat 20 yıl önce 30 milyar dolar cirolarındaydı.

Bugün öyle bir hızla ilerliyoruz ki, öyle bir fırsat penceresini Türkiye yakalamış durumdaki muhtemelen yakın zamanda, 6 ay, 1 yıl sürmeden Türkiye her iş gününde 1 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline gelmiş olacak.

"BİR ÜLKE BORÇLANARAK BÜYÜYEBİLİR"

Bir ülke borçlanarak büyüyebilir. Türkiye bu modeli uzun süre denedi. Cari açık vererek, dünyadan borç toplayarak, dünyadan yatırımcı gelmeksizin, finans sektöründe olsun gerçek somut yatırımlarla olsun yatırımcının gelmesi, borç vermesine dayalı bir büyüme modelini bugüne kadar denedik.

Bugüne kadar bununla belli başarıları da yakaladık. Şu anda geldiğimiz nokta Türkiye’nin altyapıda yaptığı birçok yatırımlar var."

Türkiye’nin ihracat artışının 500 milyar doları da aşabileceğini kaydeden Bilal Erdoğan, şunları belirtti;

"Geçtiğimiz dönemde özellikle salgın şartlarının getirdiği ekonomik şartlarda gerçekten Türkiye’nin bir fırsat penceresini yakaladığını konuşuyoruz.

Bu artık Türkiye’nin borçlanarak değil cari fazla vererek büyüyen ihracata dayalı büyümenin çok ön plana çıktığı, artık git gide katma değerin yükselerek ihracata yansıdığı, bunun daha kaliteli istihdamla perçinlendiği bir büyüme dönemini yakalamış durumda.

"500 MİLYAR DOLARIN HAYAL OLDUĞUNU SÖYLEYENLER ÇIKACAK"

Bugün 220 milyar dolar olan ihracatın 500 milyar doları yakaladığını düşünün. Muhtemelen 500 milyar doların bugün hayal olduğunu söyleyenler çıkacak karşımızda.

Ama inanın Türkiye 30 milyar dolar yaparken 100 milyar doların hayal olduğunu söyleyenleri ben tanıyordum, görüyordum. Bugün 220 milyar dolar yakalandıysa elbette 500 milyar dolar da yakalanabilir.

Umudum şu; Türkiye’de bir yandan kutuplaşma edebiyatı yapanlar, başka başka kesimlerin birbiriyle çatışmasını gözleyenler, insanları ötekileştirmekten vazgeçsinler. Biraz da plazalarında muhafazakar insanların neden olmadığı konuşulsun arkadaşlar.

"PLAZALARINDA BAŞÖRTÜLÜ ÇALIŞAMIYOR"

Türkiye’de birileri, birilerinin ötekileştirilmesinden bahsederken, Türkiye’nin o büyük firmaları, Türkiye’nin o büyük zenginleri kendi plaza ve binalarında neden bir başörtülünün asla çalışamadığının hesabını versinler.

O zaman kutuplaştırmayı kimin yapıp, yapmadığı daha iyi ortaya çıkacaktır. Ben, yıllarca inançlı diye ötekileştirilmiş bir kesimin çocuğuyum. Ama bugün benim içinde bulunduğum vakıflarda, içinde bulunduğum kurumlarda biz kimseyi ötekileştirmeden herkese ulaşmanın mücadelesini veriyoruz.

Umut ediyorum ki bunlar daha doğru anlaşılır. Daha doğru takdir edilir ve aslında böyle olmayanları da milletimiz daha iyi görür."