AVUKATLARDAN, 'CAN ATALAY VE GÜLTAN KIŞANAK TAHLİYE EDİLSİN' ÇAĞRISI: “YARGI KURUMLARINI YÜKSEK MAHKEME KARARLARINA UYMAYA VE SİYASİ İKTİDARIN APARATI OLMAKTAN ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ”
Avukatlar, Ankara Adliyesi önünde TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın yargı kararlarına ve yasalara rağmen tahliye edilmemesine tepki gösterdi. Avukat Doğan Erkan, “Yasa maddeleri çok açık, siyasi iktidarın keyfiyeti veya menfaati uğruna hukukun çiğnenmesine sessiz kalamayız. Eğer anayasada belirtildiği üzere hukuk devletinde yaşıyorsak yargı organları da bu hukuka uymak ve gereğini uygulamak zorundadır. Yargı kurumlarını hukuk devleti ilkesine, anayasaya ve yasalara bağlı olmaya, hukuk düzeni içerisinde alınan yüksek mahkeme kararlarına uymaya ve siyasi iktidarın aparatı olmaktan çıkmaya davet ediyoruz” dedi.
Avukatlar, bugün Ankara Adliyesi önünde AYM’nin hak ihlali kararına rağmen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve en üst tutukluluk süresi dolmasına rağmen tahliye edilmeyen eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’a için basın açıklaması yaptı. Adalet İçin Hukukçular, ÇHD Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, ÖHD Ankara Şube ve Toplumsal Hukuk’un ortak yaptığı açıklamayı Avukat Doğan Erkan okudu. Erkan, şunları ifade etti:
“Anayasa Mahkemesi (AYM), 27.10.2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile Hatay Milletvekili meslektaşımız Şerafettin Can Atalay'ın ‘seçme ve seçilme’, ‘siyasi faaliyette bulunma hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakları’nın ihlal edildiğine karar vermiştir. Bu husus Anayasa Mahkemesi kararında ‘Kararın bir örneğinin hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne (E.2021/178) gönderilmesine’ denilerek açıkça belirtilmiştir.
“CAN ATALAY, AYM KARARI DOĞRULTUSUNDA İHLALİN SONUÇLARI ORTADAN KALDIRILARAK DERHAL TAHLİYE EDİLMELİDİR”
Yargılama süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklar silsilesine AYM kararına uyulmayarak bir yenisi daha eklenmiştir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Can Atalay’ı tahliye etmediği gibi heyetin değil fakat mahkeme başkanının imzası ile dosyayı Yargıtay’a göndermiştir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin hak ihlali kararından sonra görevli olan mahkemedir. Bu husus kararda açıkça belirtilmiştir. Can Atalay, AYM kararı doğrultusunda ihlalin sonuçları ortadan kaldırılarak derhal tahliye edilmelidir. Aksi durum ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarını oluşturur. Yargının taraflı ve bağımlı olmasının yeni bir örneğinin yaşanıyor olması, AYM’nin yoruma açık olmayan hak ihlali ve bu ihlalin giderilmesine ilişkin kararının uygulanmaması karşısında Hatay Milletvekili Can Atalay için sesimizi yükseltmek için bir aradayız.
“AZAMİ SÜRE DOLMASINA RAĞMEN KIŞANAK TAHLİYE EDİLMEDİ”
Bir başka hukuksuzluk durumu ise eski HDP milletvekili ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak hakkında yaşanmaktadır. CMK’nın 102. maddesinin 2. Fıkrasına göre ‘Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; (...) 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda beş yılı geçemez.’ Oysa ki Gültan Kışanak 25.10.2016 tarihinde gözaltına alınmış ve 30.10.2016 tarihinde tutuklanmıştır. CMK’ya göre azami süre geçtiğimiz günlerde doldurulmuş olmasına rağmen Kışanak hakkında tahliye kararı verilmemiştir. Azami tutukluluk süresi dolmakla AYM’ye bu hususta bireysel başvuru da yapılmıştır. Yine meslektaşımız Demirtaş, Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel’in de önümüzdeki günlerde tutukluluk süreleri yasal olarak dolacaktır.
“YARGI KURUMLARINI YÜKSEK MAHKEME KARARLARINA UYMAYA VE SİYASİ İKTİDARIN APARATI OLMAKTAN ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ”
Yasa maddeleri çok açık, siyasi iktidarın keyfiyeti veya menfaati uğruna hukukun çiğnenmesine sessiz kalamayız. Eğer anayasada belirtildiği üzere hukuk devletinde yaşıyorsak yargı organları da bu hukuka uymak ve gereğini uygulamak zorundadır. Halihazırda cezaevlerinde bulunan, hukuka ve kanuna aykırı şekilde tutulan tüm yurttaşlar için çağrımızı yeniliyoruz. Yargı kurumlarını hukuk devleti ilkesine, anayasaya ve yasalara bağlı olmaya, hukuk düzeni içerisinde alınan yüksek mahkeme kararlarına uymaya ve siyasi iktidarın aparatı olmaktan çıkmaya davet ediyoruz.
“HİÇBİR YARGISAL GÖRÜNÜMLÜ YA DA SİYASAL REHİN ALMA İŞLEMİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Meslektaşlarımız, tüm yurttaşlarımız adil yargılanma hakkına kavuşana kadar, anayasal hak ve özgürlükler kağıt üstünde olmaktan çıkıp hayata geçirilinceye, gerçekten anayasaya uygun bir yargılama düzeni kuruluncaya kadar bizler mücadeleye devam edeceğiz. Hiçbir yurttaşın siyasal rehin olmasına izin vermeyeceğiz. Düşman ceza hukuku kurumsallaşıyor, artık yargı muhalefete iktidarın düşmanı gözüyle bakıyor. Hiçbir yargısal görünümlü ya da siyasal rehin alma işlemine izin vermeyeceğiz.”
“ARTIK HUKUKUN UYGULANMASINI VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN BU ÜLKEDE SAĞLANMASINI İSTİYORUZ”
Erkan’ın ardından açıklamaya destek veren Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu da “Bu açıklamalardaki meslektaşlarımızın görüşlerini sürecin başından beri destekliyoruz ve savunuyoruz. Artık hukukun uygulanmasını ve hukukun üstünlüğünün bu ülkede sağlanmasını istiyoruz” dedi.