İZMİR BAYRAKLI ŞEHİR HASTANESİ’Nİ ZİYARET EDEN SES İZMİR ŞUBE EŞ BAŞKANI BATMAZ: “ÇALIŞAN ARKADAŞLARIMIZIN YILLIK İZİN HAKLARINA DAHİ ENGEL OLUNDUĞUNA DAİR BİLGİLER GELİYOR. YILLIK İZİN HAKKI GASP EDİLEMEZ, BUNU KABUL ETMİYO
SULTAN EYLEM KELEŞ
İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ni ziyaret eden ve sağlık emekçilerinin şikayetlerini dinleyen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, hastanede çalışan sağlık emekçilerinin yıllık izne çıkmalarının engellendiği, yıllık izin dilekçelerinin kabul edilmediğine ilişkin şikayetler aldıklarını belirterek, “Bunlarla ilgili somut verileri topluyoruz. Yıllık izin hakkı bir çalışanın dinlenme hakkıdır, buna dahi şu an için el konulduğu, yıllık izin dilekçelerinin kabul edilmediği ve verilmeyeceğine dair net veriler geliyor. Bu kabul edilemez” dedi. Hastanenin yetersiz personel, tıbbi donanım ve malzeme ile açıldığını belirten Batmaz, “Ameliyathanelerde kullanılan çok basit bir dikiş malzemesi bile bulunamıyor. Verilen sağlık hizmeti durma noktasına geldi” diye konuştu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi, 2013’de temeli atılan ve açılışı birkaç kez ertelendikten sonra 16 Ekim 2023’te hizmete açılan Bayraklı Şehir Hastanesi’ni ziyaret etti. Sağlık emekçilerinin şikayet ve taleplerini dinleyen SES İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, Anka Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
“TEPECİK’TEN, BOZYAKA’DAN, YEŞİLYURT’TAN GELEN ARKADAŞLARIN ÇOCUKLARINI VEREBİLECEKLERİ BİR KREŞ OLMAMASI, ARKADAŞLARIMIZI ÇOK ÇOK MAĞDUR ETTİ”
İzmir’deki diğer devlet ve araştırma hastanelerinde çalışan sağlık emekçilerinin Bayraklı Şehir Hastanesi’nde görevlendirildiğini söyleyen Batmaz, “Bayraklı Şehir Hastanesi ansızın açıldı ve ansızın çalışanlar belli hastanelerden bir mantığı olmadan buraya çekildi. Elbette çok öncesinden talep formu oluşturulmuştu ama o talep formları dahi göz önüne alınmadan birçok hastaneden, gelişigüzel şekilde arkadaşlarımız çekildi. Bozyaka’dan, Çiğli’den, Yeşilyurt Hastanesi’nden arkadaşlarımız çekildi ve birçok hastaneden çekiliyor. Biz ziyarete gittiğimizde ilk olarak ulaşım sorununu dile getirdiler. Hatta ilk açıldığı haftanın ikinci günü bir sağlık emekçisi arkadaşımız yolda küçük bir kaza geçirdi çünkü çok uzak bir mesafe ve işe gidip gelmelerin büyük bir sorun olduğunu iletmişlerdi. Gittiğimizde de şunu gördük; evet, çok büyük bir hastane ama yatak kapasitesi açısından çok düşük. Planladıklarının -açıkçası kapatabilecekleri hastaneleri düşündüklerinde- çok yetersiz olduğunu gördük. Atıl alanların çok fazla olduğunu gördük. Özellikle hemşire odalarının, pansuman ve bakım odalarının, ilaçların hazırlandığı tedavi odalarının çok çok küçük olduğunu gördük. Mesela hematoloji biriminde 22 yatağın olduğunu gördük ama Bozyaka ve Tepecik Hastanesi’ni düşündüğümüzde, özellikle Tepecik’in toplam hematoloji yatak sayısı 75. Bunun karşılanamayacağını oradaki arkadaşlarımız iletti. Yani yatak kapasitesi yetersiz. Çok fazla geniş bekleme alanları var ama çok fazla atıl alanlar bunlar, bunu gördük. Oraya giden arkadaşlarımız hastanede kreş olmadığını fark ettiler ve kreş sorunu çok hayati bir sorun bizler için. Uzaktan gelen, özellikle Tepecik’ten, Bozyaka’dan, Yeşilyurt’tan gelen arkadaşların çocuklarını verebilecekleri bir kreş olmaması, zaten hastanenin şehir dışı bir hastane gibi dağın tepesinde oluşu arkadaşlarımızı çok çok mağdur etti. Bu bağlamda bir an önce oraya da başvurularımızı yaptık, kreşin açılmasıyla ilgili gerekli görüşmeleri de İl Sağlık Müdürlüğü’yle yaptık.
“SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN YILLIK İZİN DİLEKÇELERİ KABUL EDİLMİYOR, YILLIK İZİN HAKLARI GASP EDİLİYOR”
Şimdi yeni gelen şikayetler de orada çalışan arkadaşlarımızın yıllık izin haklarına dahi engel olunduğuna dair bilgiler geliyor. Bunlarla ilgili somut verileri topluyoruz. Yine yönetim kurulundan arkadaşlarımız bugün ve yarın da gezecek, hatta bugün şu an oradalar, yine veriler topluyoruz. Yıllık izin hakkı bir çalışanın dinlenme hakkıdır, buna dahi şu an için el konulduğu, yıllık izin dilekçelerinin kabul edilmediği ve verilmeyeceğine dair net veriler geliyor. Bu kabul edilemez. Bu sorunun da, bu sorunlarının da hepsini biriktirip önümüzdeki günlerde hem yazılı hem sözel olarak ifade edeceğiz” dedi.
“AMELİYATHANEDE DİKİŞ MALZEMESİ BİLE BULUNAMIYOR”
Hastanenin tam kapasite çalışamadığını, en temel tıbbi malzemelerin dahi hastanede bulunmadığını öne süren Batmaz, şunları söyledi:
“Bir hastanede olması gereken tüm birimler aktif bir şekilde çalışmıyor. Kurulma aşamasında olduğu için biz bunu anlayabiliriz ama asıl sorun şu; malzeme dahi olmadan, alelacele, telaşla açılmasının bir mantığını biz göremiyoruz. Daha bugün İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün Bayraklı Şehir Hastanesi’nde çok fazla cerrahi operasyonun başarıyla yapıldığına dair bir açıklaması oldu. Elbette ki yapılıyordur; bunda yine de orada özveriyle çalışan sağlık emekçilerinin, bizlerin emeğiyle bunun başarılıyor. Ama inanın içeridekiler kan ağlıyor, özellikle malzeme sorununda. Bugün çok basit bir ameliyathane parçası, stapler dediğimiz dikişlerde kullanılan malzemenin dahi bulunamadığını, oradan buradan, diğer hastanelerden getirtildiğinin haberini alıyoruz. Diğer birçok cerrahi operasyonlarda, kliniklerde kullanılan malzemelerde de çok fazla eksik var. Yani arkadaşlarımız şunu söylüyor; iş yükünden çok malzeme temini konusunda muazzam bir yükümüz var. Nasıl malzeme buluruz, nereden getiririz... Malzeme olmayınca elimiz ayağımız, her şeyimiz durma noktasına geliyor yani verdiğimiz hizmet aksama noktasına geliyor. Bu bağlamda malzeme eksiği çok çok net bir şekilde bize iletilen sorunlar arasında. Yani bahsedilen gibi, tam bir aktif, yüzde 100 çalışma zaten yok. Var olan çalışan birimlerde de bu malzeme sıkıntısından dolayı maalesef tam randımanlı nitelikli bir sağlık hizmeti üretilemiyor”
“HALKIN SAĞLIK HAKKINA DARBE İNDİRİLMİŞTİR, BU İZMİR HALKINA YAPILMIŞ BİR YANLIŞTIR”
Batmaz, hukuka aykırı personel görevlendirilmesi yapıldığı iddialarıyla karşı karşıya kalan Bayraklı Şehir Hastanesi’nde personel ataması yapılmadığı ve bu nedenle kentteki diğer hastanelerden personellerin Bayraklı’ya çekildiği için İzmir’deki diğer hastanelerde de nitelikli sağlık hizmetinin kesintiye uğratıldığını belirtti. Batmaz, atama usulüyle sağlık emekçilerinin sayısının tamamlanması için yetkililere seslenerek şunları kaydetti:
“Bununla ilgili çok ivedi bir şekilde oraya bir atama yapılması gerekiyor. Bozyaka’dan, Tepecik’ten yani bugün İzmir’de sayabileceğimiz birçok hastaneden irili ufaklı çalışanlar çekiliyor. Taşıma suyla değirmen dönmez, bunun altını çok önemle çizmek gerekiyor. Hem Yeşilyurt’ta, hem Bozyaka’da hastaneler hizmete devam ediyor ama iş yükünün her geçen gün arttığı bir şekilde. Çünkü beraber çalıştığınız ekip arkadaşınız gidiyor. Zaten çok yoğun bir iş yüküyle karşı karşıya kalmış bir sağlık emekçisi var, biz bunu sürekli dile getiriyoruz. Bunun üzerine 3 kat, 4 kat daha yoğun çalışılan bir sistem var. Hem hastanesinde kalan sağlık emekçileri için hem de bugün Bayraklı Şehir Hastanesi’nde çalışmaya yollanan, orada çalışmaya başlayan sağlık emekçisi arkadaşlarımız için muazzam bir eksik var. Çalışan sayısını toparlayabilmesi için daha planlı, daha programlı bir açılışın organize edilmesi gerekiyordu ama maalesef bir sabah bir uyandık ki bir arkadaşımız yarın Şehir Hastanesi’nde olacağını öğrendi. Zaten çok az kişiyle inanılmaz bir yoğun iş temposu içindeydik, şimdi katlanılamaz bir hale geldi. Maalesef bu da malpraktis dediğimiz hataları, şiddeti ve niteliksiz bir sağlık hizmetini doğurmakta. Bugün biz başarılı bir sağlık hizmeti üretebilmek için sadece malzemeden veya teknik donanımdan bahsedemeyiz; çalışan emek gücünden bahsetmemiz gerekiyor. Bugün her azaltılan her hastanedeki, her birimdeki, her ameliyathanelerdeki, kliniklerdeki tüm çalışanların şunu görmesi lazım; bu İzmir halkına yapılmış bir hatadır, yanlıştır. Bu sadece gösteriş amaçlı büyük bir hastane açıldığının gösterişini yapmaktan öteye geçmez, hiç kimseye de yararı yoktur. Bugün oluşan durum artık katlanılacak gibi değil. Yıllık izinleri engellemek demek, çalışanın dinlenme hakkını gasp etmek demektir. Bu kabul edilemez. Bir an önce atama usulüyle, hızlı atamalar yapılması gerekiyor. Hem çekilen hastanelerdeki sağlık emekçisi sayısını hem de Şehir Hastanesi’ndeki sağlık emekçisi sayısının tamamlanması gerekiyor; yoksa bugün üretilecek her emek bize şiddet olarak, bize malpraktis olarak, bize niteliksiz bir sağlık hizmeti olarak geri dönecek ve biz bunun bir parçası olmak istemiyoruz. Bizim SES olarak talebimiz her zaman iki başlıkta olur; birincisi, sağlık emekçilerinin hakları, ikincisi de halkın sağlık hakkı. Halkın sağlık hakkına ulaşması konusunda da mücadele pratiğimiz ortadadır ve bugün gelinen nokta halkın sağlık hakkına büyük bir darbe indirmiştir. Çünkü hem Bozyaka ve hem diğer hastaneler ve o bölgede yaşayan halkımız için sağlığı ulaşılamaz ve niteliksiz hale çevirmiştir. Yeni Şehir Hastanesi’yle beraber oraya gidecek vatandaşlarımız için de aynı kaygı söz konusu. Çünkü malzeme eksikliği ve çalışan eksikliğiyle beraber sağlık hizmeti artık daha da ne kadar kötü olabilir dediğimiz noktaya geldi. Maalesef bu tüm İzmir halkının sağlık hakkını engellemeye girmiştir, o seviyeye gelmektedir. Çünkü hiçbir yerde, tam bir şekilde üretilemeyen bir sağlık hizmeti düşünün. Ne Bozyaka ne Tepecik hala tam randımanlı çalışabiliyor, zaten kapatılmaları düşünülüyor, ne de Şehir Hastanesi. Bu boşluk, bu geçiş aşamasını başarısız bir şekilde yönetmenin bedelini yine halkımız sağlık hakkına ulaşamayarak maalesef ödüyor”
"İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ, HASTANENİN AÇILIŞINDAN BİR HAFTA ÖNCE BİZE AÇILIŞIN ERTELENDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİ"
Açılışı defalarca kez ertelenen Bayraklı Şehir Hastanesi’nin, inşaatı bitmeden, tıbbi donanım ve yeterli personel temin edilmeden apar topar açılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Batmaz, şunları söyledi:
“Açılıştan yaklaşık bir hafta önce İl Sağlık Müdürlüğü’nde Şehir Hastanesi’nden görevli bir müdürle görüştük. Orada bize açılışın bir süre ertelendiğini açık açık kendisi bize dile getirmişti. O dönem bir söylenti çıkmıştı; temelde kayma mı oldu, bir sorun var, inşaat devam ediyor, tamamlanamadı gibi. Biz de bu soru işaretlerini gidermek için açıkçası orayla bizzat görüşmeye gittik ve bize açıklanan bunların bir şehir efsanesi olduğu inşaatın devam ettiği ama hastanenin kısa bir süre sonra açılacağıydı. Ama ayın 16’sında açılacağıyla ilgili kesinlikle bir vurgu yapılmadı ve açılışın daha da ertelendiğine dair net bilgi verildi. Akabinde açılış yapıldı. Bunun nedeni de şu; şehir hastanelerinin temel oluşum sistemi kamu özel ortaklığı. Yani, aslında sağlık sisteminin her geçen gün özelleştirilerek sermayeye peşkeş çekilmesi, yap-işlet-devret sistemiyle hastaların birer müşteri olarak görülmesi ve oradaki karın büyük firmalara peşkeş çekilmesi... Açıkça söylemek gerekirse; bunu sağlıkta dönüşümün son projesi, kamu özel işbirliğini de sağlıkta dönüşümün, piyasalaşmanın son aşaması olarak görüyoruz. Sağlığın özelleşmesi, ücretli hale gelmesinin de son basamağı... Zaten karşı olduğumuz sistem bu. Bazen yanlış anlaşılıyor; biz yeni hastaneler açılmasına karşı değiliz. Tam tersine; yeni hastanelerin kendi öz kaynaklarımızla açılmasını, ücretsiz sağlığın daha da yaygınlaşmasını talep eden mücadele eden bir sendikayız. Ama yapılan iş ortada. 25 yıllık geleceğimizi ipotek altına almış bir özel işletmeden bahsediyoruz. Orada çalışanlar özellikle bakım hasta bakım personelinden yemekhanesine, temizliğine birçok kurum özel şirkete bağlı, orayı yapan şirketin elemanı. Yani her şeyin yavaş yavaş özelleştiği bir durum var. Şöyle basit anlatayım, yani aslında şehir hastanesinin mantığı bir hekimin bir hemşirenin özel bir hastanede çalıştırılması gibi bir durum bu. Bu bağlamda her geçen günün kamu zararı olduğunu biz zaten dile getiriyorduk. Özellikle bütçe görüşmeleri sürecinde, şehir hastanelerine ayrılan bütçenin çok büyük olduğunu, o bütçenin biz sağlık emekçilerine ve ücretsiz sağlığa yatırılabileceğini ve bununla daha da büyük hastaneler yapılacağını altını çiziyorduk. Bugün şehir hastanesine harcanan parayla aynı büyüklükte 11 tane devlet hastanesi açılabileceğini dile getiriyorduk. Bunların hepsini birleştirdiğinde, bir an önce hastaneyi açma ihtiyacı aslında şundan kaynaklanıyor; bu zararın neresinden dönersek kardır ve biliyorsunuz bir kira bedeli var, devletin o taşeron, yüklenici firmaya ödediği kira bedeli var. Açıkçası bir anda, alelacele açılmasında bir gerçeklik göremiyoruz. Halkın sağlık hakkına veya biz sağlık emekçilerine bir yararını göremiyoruz. Tamamen sağlığın bir an önce özelleştirilerek, ücretsiz sağlığın ortadan kaldırılıp halkın artık parayla satın alınıp birer müşteri haline dönüştürdüğü bir sağlık kurumuna yavaş yavaş değil, bir an önce geçilmesi için açılışın hızlandırıldığını düşünüyoruz”