MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Eğitim-İş Samsun Şubesi tarafından düzenlenen 2. Geleneksel Eğitim-İş Samsun Şube İlkadım Onur Ödülü bu yıl gazeteci Saygı Öztürk’e verildi. Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı Volkan Erken, "Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşadığımız bugünlerde Atatürk’ün çağdaş ülkesini orta çağ karanlığına sürükleyenlerle mücadelemize devam ediyoruz. Bu mücadelemiz hala daha sürüyor. Bu salonda bulunan pırıl pırıl insanlarla birlikte bu mücadelemize devam edeceğiz ve emin olun, biz kazanacağız. Eğitim-İş bir emek örgütü, ancak sadece bir emek örgütü değil, Cumhuriyetimizin, Atatürk ilke ve devrimlerinin, laik, bilimsel, eşit, nitelikli ve karma eğitimin ülkede tesis edilmesi içinde mücadele eden, yegane örgüttür" dedi.
Samsun Eğitim-İş Şubesi tarafından düzenlenen 2. Geleneksel 'Eğitim-İş Samsun Şube İlkadım Onur Ödülü' töreni yapıldı. Düzenlenen geceye Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ, katıldı. Bu yılki İlkadım Onur Ödülü, Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk’ün oldu.
"EĞİTİM-İŞ’İN UMUTSUZ OLMA LÜKSÜ YOK"
Eğitim-İş Samsun Şubesi’nin geleneksel 'Eğitim-İş Samsun Şubesinin İlkadım Onur Ödülü' gecesinde konuşan Şube Başkanı Volkan Erken, “Bir çift mavi gözün izinde laik, bilimsel, nitelikli ve karma eğitim hakkı için mücadelemizde yoldaş olduğumuz cesur yürekli Eğitim-İş’in onurlu üyeleri hoş geldiniz, şeref verdiniz. İyi ki varsınız, iyi ki bizimlesiniz. Umutsuzluk yok umutsuzluk. Okul geziyorum, gözlerde, arkadaşlarımızın gözlerinde, kollarında, ellerinde bir kırgınlık görüyorum. Umutsuzluk yok, Eğitim-İş’in umutsuz olamaz, umutsuz olma lüksümüz yok. Tıpkı Adnan Yücel’in söylediği gibi. 'O saraylar saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter, menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da güler, bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler. Ey her şey bitti diyenler, korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler ne dağlarda direnen çiçekler ne kentlerde devleşen öfkeler, henüz elveda demediler. Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek'” dedi.
"EĞİTİM-İŞ UMUTTUR, DİRENİŞTİR"
“Bu salonda bulunan pırıl pırıl insanlarla birlikte bu mücadelemize devam edeceğiz ve emin olun, biz kazanacağız” diyen Volkan Erken sözlerini şöyle sürdürdü:
“17 Ekim’de çıktığımız bu yolda, birçok engelle karşılaştık. Sürgün edildik, cezalar aldık, yok sayıldık, ama yılmadık. Umudumuzu hiç yitirmedik. Çünkü Eğitim-İş umuttur umut. Çünkü Eğitim-İş direniştir. Çünkü bizler yıkılmış bir imparatorluğun enkazından ışıl ışıl parlayan bir ülke yaratan, Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleriyiz. Yılmayız, korkmayız, onun gibi onurlu mücadele ederiz. Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşadığımız bugünlerde Atatürk’ün çağdaş ülkesini orta çağ karanlığına sürükleyenlerle mücadelemize devam ediyoruz. Bu mücadelemiz hala daha sürüyor. Bu salonda bulunan pırıl pırıl insanlarla birlikte bu mücadelemize devam edeceğiz ve emin olun, biz kazanacağız. Eğitim-İş bir emek örgütü, ancak sadece bir emek örgütü değil, Cumhuriyetimizin, Atatürk ilke ve devrimlerinin, laik, bilimsel, eşit, nitelikli ve karama eğitimin ülkede tesis edilmesi içinde mücadele eden, yegane örgüttür.
"SAMSUN’DA YETKİLİ SENDİKA OLMAYA KOŞUYORUZ"
Eğitim-İş eğitim emekçileri örgütlenmelerinin zapt edilememiş tek kalesidir. Bizler sınıf bilincimize emeğimize sahip çıkarken, aynı zamanda ulus bilincimizle ülkemize ve yurttaş bilincimizle de Cumhuriyetimize sahip çıkıyoruz. Yaptığımız tüm sendikal çalışmalarla eğitim emekçilerinin hemen her sorunuyla ilgili mücadele alanları açarak, dürüst ve samimi örgütçülüğümüzle bugün üye sayımızı 150 binlere taşımayı başardık. Önünden baktığınız da arkasını görebileceğimiz, yegane sendikadır, Eğitim-İş yegane. Birçok ilde ve ilçede yetki aldık. Artık Türkiye’nin yetkili sendika olmaya en yakın adayı Eğitim-İş’tir. Samsun’da da göreve geldiğimiz 9 Ekim 2021’den bu yana, yani 24 ayda bu mücadelemize katılan 2 bin yeni üyemizle, 3 bin 500 sayısına ulaştık. Samsun ilinde de yetkiye koşuyoruz. Kavak ilçemizde aldığımız yetki, il geneli yetkisinin müjdesi olmuştur. Kavak örgütümüzü alkışlıyorum. Bu başarıda emeği geçen, başta şube yöneticilerimiz ve ilçe başkanlarımız olmak üzere, ilçe yöneticilerimize okul temsilcilerimize ve her bir üyemize yürekten teşekkür ediyorum yürekten.”
SAYGI ÖZTÜRK’E ONUR ÖDÜLÜ EĞİTİM-İŞ ŞUBEDE VERİLDİ
TÜYAP 8. Karadeniz Kitap Fuarı’na kitaplarını imzalamak için gelen Sözcü gazetesi yazarı Öztürk’e ödülünün şube binasında verildiğini söyleyen Volkan Erken; “Geçen yıl birincisini tarihçi yazar, Sinan Meydan’a verdiğimiz Eğitim-İş Samsun Şube İlkadım Onur Ödülüne bu yıl Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk layık görülmüştür. Saygı Bey cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine bağlı, Eğitim-İş değerleriyle omuzdaş, çağdaş bir gazeteci ve yazardır. Bugün aramızda değil, önceden planlamış olduğu bir yurt dışı seyahati nedeniyle ancak, geçen hafta kendisini Samsun Kitap Fuarına geldiğinde konuk ettik. Ödülünü şubemizde, şube büromuzda takdim ettik. Ben ve Emel başkanım o törende olamadık. Çünkü Ankara’da Eğitim-İş’in yüksek öğretim çalıştayın da bulunuyorduk. Burada bulunan yöneticilerimiz, Birleşik Kamu-İş başkanı Onur Gündüz, önderliğinde Saygı Öztürk’ü misafir ettiler. Kendisine ödülünü takdim ettiler.”
"ÖRGÜTLENMEK İÇİN ÇOK AHA FAZLA ÇALIŞMALIYIZ"
Gecede CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan’da yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Aranızda bulunmaktan, eğitimini Atatürk’ün neferleri olan, öğretmenlerimizden alarak buraya kadar gelmiş olmaktan büyük bir onur ve iftihar duyuyorum. Hepinizin emeklerine sağlık. Kavak’tan başlayan süreçle, Samsun’un genelinde İlkadım şehrinde, kuruluşun ve kurtuluşun şehrinde yetkiyi ele geçireceği bilgisini almış olmaktan ayrı bir keyif duydum. Bunun çok yakında gerçekleşeceğine olan inancım sonsuzdur. Sayın başkanlarımızı emeklerine teşekkür ediyorum. Bu arada 150 bin kişiye ulaşmış, Eğitim-İş Sendikası üyeleri hepimizi bir kez daha umutlandırdı, bu anlamda da ayrı bir mutluluk ve keyif yaşadığımı söylemeliyim. Ancak tek adam rejiminin otoriter ve totaliter tek adam rejimi bırakın 150 bin kişinin sözünü dinlemeyi şurada toplumun yarısından çoğunun sözünü dinleyecek bir mütekabiliyete ulaşmış olmadığı için yine az önce Volkan başkanımın belirttiği gibi çok daha fazla çalışmalıyız. Umutlarımızı hiçbir şekilde elden bırakmamalıyız. Daha büyük bir azimle önümüzdeki dönemde bu rejimi tekrardan emin ellere cumhuriyetin ellerinde, cumhuriyetin yetiştirdiği nesillerin ellerine geçirilmesi için var gücümüzle çalışmalıyız.”
ŞİDDETİN ASLA TEK FAİLİ YOKTUR
Eğitim-İş Samsun Şubenin İlkadım Onur Ödülü gecesine gelen Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da şunları söyledi:
“Bizler inandığı mücadele için bir araya gelmiş, bu mücadele içerisindeki bütün baskılara rağmen, bugün Cumhuriyet’ten bize emanet edilmiş, birçok kazanım, tek tek yok edilirken, kendi şahsi çıkarı uğruna oraya buraya eğilmeyen teslim olmayan onurlu dik duruşuyla tarihe not düşen, yürekleriz, yoldaşlarız. Ben bugün tekrar geçen yılda gelmiştim. O günde sizden büyük bir heyecan almıştım. Bugün yine bu heyecanı görüyorum. O nedenle ben çok teşekkür ediyorum. Bu güzel karşılamanız heyecanınız için, tekrar tazeliyor bizleri. Toplumsal eşitsizlik o kadar çok artmış ki, yaşamın her alanın da maddi manevi artan eşitsizlik var adaletsiz. Bu da beraberinde neyi getiriyor, herkesin kendi hukukunu inşa ettiği sokaklarını adeta mafyalara teslim olduğu insanları bu toplumsal eşitsizlik sebebiyle şiddete daha sık başvurduğu yaşamın her alanın da şiddet arttı. Bakın daha bugün, Türkiye’nin birçok yerinde maalesef ki öğretmen arkadaşlarımızın nasıl bir şiddet uğradığını sanırım görenler olmuştur. Peki bu neden oluyor? Hep şunu söylüyorum, şiddetin, cinayetin asla tek bir faili yoktur. Onun arkasında bir zihniyet vardır. Onu besleyen bir zihniyet. O zihniyetledir bizim mücadelemiz. O bataklığı karartmakla, o bataklığı kurutmakladır bizim mücadelemiz. Bugün bu ülkede eğer insanlar, hani o eli öpülesi dediği çocuklarını emanet ettiği öğretmene şiddet uyguluyorsa bunun arkasında bir zihniyet vardır. Eğer bugün yaşamını emanet ettiği doktoruna şiddet uyguluyorsa bunun arkasında bir zihniyet vardır. O da toplumu ayrıştıran, ötekileştiren zihniyettir. Şimdi bunları neden söylüyorum? 21 yıllık siyasi iktidarın, toplumu nereye getirdiğini hepimiz biliyoruz.”
"KARMA EĞİTİMDEN RAHATSIZ OLAN BİR ZİHNİYET VARSA O SAPIKTIR"
Özbay konuşmasının devamında şunları söyledi.
“Bakın geçen gün Milli Eğitim Bakanı şöyle bir cümle kullanıyor. Diyor ki, 'Biz biz olmaktan çıktık' diyor. 'Biz kendi köklerimize dönmeliyiz' diyor. Şimdi ben buradan sormuş olayım. Biliyoruz ki neyi kastediyor. İşte bir Neo Osmanlıcılık hayranı var ya, bir Cumhuriyet alerjisi var ya, bir Atatürk alerjisi var ya aslında samimi olup söyleyemedikleri. Peki diyorum ki, ‘Siz hangi Osmanlıdan bahsediyorsunuz?’ Ben söyleyeyim ne diyor. Kardeş katlinin olduğu Osmanlıdan mı? Yoksa matbaayı kabul etmeyip, reddedip, sanayi devrimini çağı kaçıran Osmanlıdan mı? Evet söyleyelim siz o günde yaşasaydınız çağ dışıydınız, bugünde çağ dışısınız. Bakın çok net, o diyor ya hani, 'Biz biz olmaktan çıktık'. Evet o günde yaşasaydınız, o matbaayı reddenlerle beraber olurdunuz. O çağın gereklerini reddenlerle beraber olurdunuz. Siz o günde çağdışı olurdunuz, bugünde çağdışısınız. Neden bunu söylüyorum yıl olmuş 2023 öğretmeni, eğitim çalışanı meslek olarak tüketilmiş, ekonomik olarak tüketilmiş, adam diyor ki ‘önlük giydireceğim’ diyor, önlük hediye edeceğim diyor. Diyor ki Milli eğitim Bakanı dünya da başöğretmenin andığı tek bir lider varmış Mustafa Kemal Atatürk, onun emanetini yaşatacak Milli Eğitim Bakanı kadın erkek eşitliği temelinde yükselmiş olan Cumhuriyet'te karma eğitimi tartışmaya açıyor. Ben bir kez daha altını çizeyim. Eğer 7 yaşındaki kız ve erkek çocuğun yan yana gelmesinden rahatsız olan bir zihniyet varsa o sapıktır. Bakın ben adını çok net koyuyorum. Sen 7 yaşında rahatsız oluyorsan sen gördüğün her kadına, her insana nasıl baktığın ortadadır. Bir insan gökkuşağı gördüğünde aklına hep başka bir şey geliyorsa, onun zihninde sorun vardır. Tıbbi vakalar aslında. Ama maalesef ki bugün, ülkenin yönetim kademeleri. Yine geçen gün eğitim-öğretim başlangıcında hatırlarsanız Bilal Erdoğan’ın bir açıklaması oldu. Dedi ki, ‘öğretmenler yeteri kadar, idealist değildir’ dedi. Bana da sordular. Dedim ki, tabii şimdi baba her konuda konuşabiliyor, her konuya hâkim, annede yeri geliyor tıp profesörlerine bile konuşma yapabiliyor. Çocuk da doğal olarak, her konuda konuşabileceğini düşünüyor. Tabii ki ben Cumhuriyet aydınlanmasına inanan, demokrasiye inan bir insanım. Ben kişilerin kavgasını değil, fiziki kavgaları değil, fikirsel çatışmayı, fikirsel kavgayı, fikirsel tartışmayı önemseyen bir insanım. Gerekirse fikirlerimiz savaşsın diyen bir insanım. O nedenle ben herkesin beğeneyim, beğenmeyeyim düşüncesine saygı duyuyorum. Bilal Erdoğan’da düşüncesini ifade etmekte tabii ki özgür. Tabi Cumhurbaşkanı'nın oğlu olmak dışında ne gibi katkıları var bilmiyoruz. Ama bizim eğitimde bir amacımız var. Bizim eğitimde ki amacımız Bilal Erdoğan gibi değil. Öğretmenleri mesleki olarak tükenmişliğini, ekonomik olarak tükenmişliğini bütün bu yoksulluğu görmeyip de idealist öğretmenler yok diyor ya, işte bizde bu tarz zihniyetler olmasın diye bu eğitimi görüşüyoruz.”
Yorum yazarak Odak Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Odak Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Odak Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Odak Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Odak Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Odak Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Odak Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Odak Haber değil haberi geçen ajanstır.