YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ'NDEN PROF. DR. TEMEL'DEN VELİLERE UYARI: "ETİKETSİZ ÜRÜNLERİN KESİNLİKLE ALINMAMASI GEREKİYOR"
SEYFİ ÇELİKKAYA
Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı ve Çevre Bilincini Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, okulların yeni eğitim öğretim yılının başlamasına günler kala kırtasiye alışverişi yapan velileri uyardı. Temel, "Etiketsiz ürünlerin kesinlikle alınmaması gerekiyor, bu çok önemli bir nokta çünkü eğer siz üzerinde işte TSE, CE, EEN, ISO gibi bir şeyler görmezseniz bunlar gelişigüzel karşımıza çıkmış demektir. Velilerimizden şunu istiyoruz; bu ürünleri alırken kesinlikle bu işaretlere bakmaları ve etiketli olmaları, bunlar çok önemli" dedi. Yozgat’ta 57 yıldır kitap- kırtasiye işi yapan Mehmet Özel ise "Genelde öğrenci velileri sağlığı falan gözü görmüyor. Ucuz olan malzemeleri tercih diyorlar” diye konuştu.
Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı ve Çevre Bilincini Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, kırtasiye alışverişi konusunda uyarılarda bulundu. Temel, şunları söyledi:
"ÜRÜN İŞARELERİNE VE ETİKETLERİNE BAKILMALI"
"Çocuğunuz çok normalken, akşama kadar bu ürünleri kullanmadan sonra akşam bir bakıyorsunuz hiperaktifliğinde bir artma söz konusu olmuş. Sinirlenmiş ya da ellerinde herhangi bir kızarıklık olmuş ya da bakıyorsunuz ileride hormonal problemler karşımıza çıkmış ya da üreme organlarında bir problem çıkmış. Biz bunun nedenlerinde daha çok hem yeme, içme hem de kullandıkları malzemelerden kaynaklandığını söylüyoruz. Gerçekten de bu ürünlere baktığımız zaman ftalatlardan, hani o özellikle yumuşatma özelliği gösteren ftalatlardan, boyama özelliğini göstermesi için azoboyar maddeler, ağır metaller, nikel gibi, açacaklarda veya makaslarda kullanılan nikel gibi metaller, bunların çok fazla kullanıldığını görüyoruz. Bunlara da aslında devlet bir sınırlama getirmiş. Etiketsiz ürünlerin kesinlikle alınmaması gerekiyor, bu çok önemli bir nokta çünkü eğer siz üzerinde işte TSE, CE, EEN, ISO gibi bir şeyler görmezseniz bunlar gelişigüzel karşımıza çıkmış demektir. Velilerimizden şunu istiyoruz; bu ürünleri alırken kesinlikle bu işaretlere bakmaları ve etiketli olmaları, bunlar çok önemli.”
Temel, hamur işiyle uğraşan çocukların mutlaka ders sonunda ellerini sabunla yıkaması gerektiğini belirterek, "Eğer siz hamur işi şeyler kullanıyorsanız, hamurdan oyunlar falan yapıyorsanız çocuklarımızın dersten sonra muhakkak ellerini sabunlu suyla yıkamaları gerekiyor. Hamur içindeki azoboyarlar olsun ister istemez deriyle etkileşim haline gelecek ve su veya ter gibi vesaireyle deride bir etkileşme olacak. Bu ileride Allah muhafaza bir deri kanserine kadar götürecek sizleri” dedi.
"ANAOKULU VE BİRİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİ AĞIZLARINDA DİŞLEYEBİLİYORLAR"
Prof. Dr. Temel, dünyada yapılan bilimsel çalışmalara bakıldığında silgilerde, dörtte üçü kadar bir kimyasal yığınla karşılaşılıp, bir toksik kimyasal yığılmanın olduğuna vurgu yaptı. Temel, "Çocuklarımızın da en fazla muhatap oldukları şeylerden bir tanesi de silgi. Özellikle anaokulu ve birinci sınıf öğrencileri onları ağızlarında dişleyebiliyorlar. Yutabilirler bakın. Eğer silgilerden falan çocuklarınız yutmuşsa büyük bir tehlikeyle karşı karşıyasınız demektir. Vücuda geldiği zaman bunlar ne olacak? Çözünmeyle vücudun değişik organlarına bir yayılma söz konu olacaktır. Buna çok dikkat edelim" diye konuştu.
Kuşun kalemlerde, isminden de belli olduğu gibi kurşun olduğu bilgisini paylaşan Temel, "Bunda da çocuklarımız büyük bir ihtimalle ağızlarına falan götürüyorlar. Çünkü onlar daha yeni alışma devresindeler. Bir kurşun zehirlenme kadar gidebilir. Bu konuda da çok dikkat etsinler. Özellikle anaokulu bizim çıtçıt dediğimiz şeylerden değil de direkt normal herkesin kullanmış olduğu o kurşun kalemleri tercih edilsin” uyarısında bulundu.
"UCUZ DEDİĞİMİZ DEFTERLERDE KLOR İLE BİR ARITMA YAPIYORLAR"
Temel, öğrenci velilerine defterlerle ilgili de şu uyarıları yaptı:
"Bazı çok ucuz dediğimiz defterlerimiz var ki; o ucuz dediğimiz defterlerde klor ile bir arıtma yapıyorlar. Çocuklar sabahtan akşama kadar o beyaz defterlere yazdığından dolayı gözleri tahriş olabiliyor. Akşam çocuklarınız gözlerini ovuşturmaya falan başlamışsa ya da göz problemleri karşımıza çıkmışsa bu şu demektir; dikkat edelim. Aldığımız defterlerimizde bir problem var demektir, bu konuya da çok dikkat edilmesi lazım. Çocukların ellerinde bir kızarıklık falan meydana gelmişse bu büyük bir ihtimalle nikelden kaynaklanıyor demektir. Aldığınız açacaklar nikel kaplamalıdır. Buna biraz dikkat edelim. Özellikle çocuklarımız böyle sırtlarına alıyorlar, çok güzel çantalar ama çantayı alırken tabii ki o dediğimiz işaretlere bakılacak. Bakıldıktan sonra da siz elinizde şöyle bir kontrol edin. Eğer azoboyar olsun, ftalatlar olsun onların miktarları fazlaysa belli bir sınırda olması gerekiyor. Fazla ise elinize boyaların geçtiğini göreceksiniz. Düşünün her gün boya insanın cildine geçtiği zaman bu da büyük bir problem meydana getirecek. Buna dikkat edelim.
"PLASTİK DEĞİL CAM ÜRÜNLER TERCİH EDİLMELİ"
Ben olsam bez çanta gibi veya ürünler tercih ederim. Plastik değil de buna çok dikkat edelim. İkincisi marka ürünleri tercih ediyoruz. Özellikle sulu boya gibi veya diğer ürünleri alırken mesela solvent bazlı deniyor. Solvent bazlı değil de su bazlı olanları tercih edin. İçecek taşıyacakları zaman plastikler taşıyorlar. Biz her zaman cam şişeleri tavsiye ediyoruz çünkü plastiğin içinde ister istemez mikrop çözünüyor ve diğer başka kimyasallar çözünüyor. Bu çözünmeler vücuda geçtikten sonra belki bir iki yılda bir şey olmaz ama yıllar sonra yani şu an dünyada bakın kısırlık oranlarının en büyük artmasının nedeni yani bu. Türkiye için de geçerli dünya için de geçerli. İşte kullandığımız kırtasiye ürünlerinden tutun, yediklerimize, içtiklerimize kadardır diyebiliriz."
"ÖĞRENCİ VELİLERİ SAĞLIĞI FALAN GÖZÜ GÖRMÜYOR"
Yozgat’ta 57 yıldır kitap- kırtasiye işi yapan Mehmet Özel ise "Şu anda geçen seneye göre fiyatlarda biraz kıpırdamalar var. Genelde öğrenci velileri sağlığı falan gözü görmüyor. Ucuz olan malzemeleri tercih diyorlar. Biz de özellikle genel olaraktan evlatlarımıza daha güzel mal getirmek için uğraşıyoruz fakat tabi vatandaşın ekonomik durumu fazla düzgün olmadığı için üç harflilere daha çok gidiyorlar. Kitapçılara fazla gelmiyorlar. Oralarda bulamadıkları zaman kitap kırtasiyecilere geliyorlar. Bu noktada kırtasiyeciler bir hayli sıkıntıda" ifadelerini kullandı.