KESK SAMSUN ŞUBELER PLATFORMU DÖNEM SÖZCÜSÜ BAYRAM ÇELİK: "SEFALET, YOKSULLUK VE GÜVENCESİZLİĞE BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

KESK SAMSUN ŞUBELER PLATFORMU DÖNEM SÖZCÜSÜ BAYRAM ÇELİK: "SEFALET, YOKSULLUK VE GÜVENCESİZLİĞE BOYUN EĞMEYECEĞİZ"
KESK Samsun Şubeler Platformu, hükümetin memur ve memur emeklilerinin maaşlarıyla ilgili açıkladığı zam teklifine karşı basın açıklaması yaptı. Platform dönem sözcüsü Bayram Çelik, "4 milyonu aşkın kamu emekçisi çalışırken daha fazla yoksullukla, 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefaletle tehdit var. Hükümet enflasyon hedeflerinin bile altında artışları teklif diye sundu" dedi.

 MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

KESK Samsun Şubeler Platformu, hükümetin memur ve memur emeklilerinin maaşlarıyla ilgili açıkladığı zam teklifine karşı basın açıklaması yaptı. Platform dönem sözcüsü Bayram Çelik, "4 milyonu aşkın kamu emekçisi çalışırken daha fazla yoksullukla, 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefaletle tehdit var. Hükümet enflasyon hedeflerinin bile altında artışları teklif diye sundu" dedi.

KESK  Samsun Şubeler Platformu dün Samsun’un İlkadım ilçesinde Süleymaniye geçidinde dün akşam  basın açıklaması yaptı. KESK Samsun Şubeler Platformu adına açıklamayı dönem sözcüsü Bayram Çelik okudu. Çelik, şunları söyledi:

“Hak ve özgürlüklerine sahip çıkan kamu emekçileri olarak, KESK’liler olarak bugün Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda, yine sokaklardayız. Sadece kendimiz için değil, göz göre göre sefalete itilen, verdikleri emekler yok sayılan 12 milyon emeklinin hakkını da savunmak için, nitelikli ücretsiz kamu hizmeti hakkı yok sayılan tüm bu ülkenin tüm insanları için alanlarda omuz omuzayız. Ne yazık ki ülkemizde çok uzun süredir gecenin karanlığı hâkim. Üstelik ülkeyi yönetenler attıkları her adımda üzerimize çöken karanlığı daha da zifiri hale getirmeye çalışıyor. İki gün önce yine böyle bir adım atıldı. Hükümet 6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emekliye, bizlere toplu sözleşme teklifini açıkladı. Buna göre hükümet bizlere 6'şar aylık dilimler halinde revize olarak 2024 yılı için yüzde 15 artı yüzde 10 maaş artışı, 2025 yılı için ise yüzde 6 artı yüzde 5 maaş artışı teklif etmiştir. İktidar Merkez Bankasının hedeflediği, ama her zamanki gibi tutmayacağı bugünden belli olan enflasyon oranlarının bile altındaki teklifi ile hepimizle açıkça alay ediyor.”

"KAMU EMEKÇİLERİNE VE EMEKLİLERE BÜYÜMEDEN REFAHTAN PAYI VAR MI?"

Kısacası ilk toplantının yapıldığı 1 Ağustos'tan 3 hafta sonra gelinen yerde emekçilerle, emeklilerle alay edilmektedir. Çalışma Bakanı haftalardır 'müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum' açıklaması yapıyor. Bizde buradan soruyoruz, bu teklifte 4 milyonu aşkın kamu emekçisini, 2 milyonu aşkın kamu emeklisini memnun edecek ne vardır? İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? Yok. Taban aylığımıza yansımayan 8 bin 77 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğe ilişkin bir adım var mı? Yok. Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı var mı? Yok. Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Yok. Büyümeden, refahtan pay var mı? Yok. Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı? Yok Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı? Yok. Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, idare hizmet sözleşmesi gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı? Yok. Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? Yok. Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı? Yok. Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, Mobingin son bulması var mı? Yok. OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi, 7 yıldır yaşadıkları zulme son verilmesi var mı? Yok. Bizim için en önemlisi grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi, demokratik bir çalışma yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yine yok.” 

TİS TEKLİFİ YOK, SADECE TEHDİT VAR

Peki, ne var? 4 milyonu aşkın kamu emekçisi çalışırken daha fazla yoksullukla, 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefaletle tehdit var. Hükümet enflasyon hedeflerinin bile altında artışları teklif diye sundu. Biliyorsunuz, daha 18 gün önce Merkez Bankası yüzde 8,8 olan 2024 yılı enflasyon hedefini, yaklaşık dört kat artırarak yüzde 33’e çıkardığını açıkladı. Merkez Bankası 2025 yılı hedefini şimdiden yüzde 15’e çıkardı. Ama iktidar bize 2025 yılı için yüzde 11 artış teklif ediyor. İktidarın enflasyon hedeflerini her sene revize adı altında artırdığı bir ülkede yaşıyoruz. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Temmuz 2023 itibari ile 38 bin TL’ye ulaşmıştır. Buna rağmen kamu işvereni 2 gün önce açıkladığı teklifi ile mevcutta 22 bin TL olan eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının tam iki yıl sonra 30 bin 425 TL olmasını vaat ediyor. Yine bugün 20 bin 350 TL olan bekar, en düşük kamu emekçisi maaşının ise iki yıl sonra 28 bin 145 TL olmasını vaat ediyor. Üstelik iki yıl sonrasına havale edilen bu rakamların içinde taban aylığımıza yansıtılmayan, dolayısıyla emekli aylıklarımıza yansıtılmayan ilave seyyanen ödenek tutarlarının olduğunu açıklıyor. Birileri ise çıkmış 'hükümetin teklifini revize etmesini bekliyoruz' ‘hayal kırıklığı yaşıyoruz’ diye hala dem vuruyor. İktidarın kendi enflasyon hedeflerinin bile altında kalan, TÜİK’in sanal rakamlarına dayalı bu revizeli teklifi tekrar söylüyoruz bizim için yok hükmündedir.

"BURADAN TÜM KAMU EMEKÇİLERİNE, EMEKLİLERE SESLENİYORUZ"

Sevgili kamu emekçileri, sevgili emekliler, kamu işvereni olan iktidarın toplu sözleşmeye ilişkin tekliflerini hepiniz duydunuz, öğrendiniz.  Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflerin, suni TÜİK rakamlarına dayalı bir elin parmak sayısını geçmeyen yüzdelik artışların faturasını hepimiz maaşlarımızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesiz hale getirilme ile ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Seçimden önce 'en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak, artışlar emekli maaşlarına da yansıtılacak' sözü verdiler. Ancak verdikleri sözü arkadan dolanma yöntemleri ile tutmadılar. İlave seyyanen ödenek adı altında hepimizin yıllardır yaşadığı kayıpları daha da artıracak yeni bir maaş-ücrete rejimi getirdiler. Bugün için ortalama 13 bin TL’lik bir tutarı emekli aylığı bağlama tutarımızdan düştüler. Böylece emekli maaşlarımızın kısa vadede çalışırken aldığımız maaşın üçte birine uzun vade de ise beşte birine kadar düşeceği bir tuzak kurdular. Ne yazık bizim dışımızda, KESK dışında diğer konfederasyonlar bu tuzağa dikkat çekmedi. Görmezden geldiler. Hala görmezden gelmeye devam ediyorlar. Son bir ayda zam kasırgası zincirleme bir şekilde iğneden ipliğe tüm ürünlere yansımaya devam ediyor. Bu durumda 2023 yılı için yüzde 58 olarak güncellenen enflasyon hedefi daha şimdiden kâğıt üzerinde kalmıştır. Temmuz’da aldığımız maaş artışları bir ay geçmeden eridi. Hepimize dayatılan bu yoksulluğa, bu sefalete dur deme vakti gelmedi mi?

"SEFALET, YOKSULLUK VE GÜVENCESİZLİĞE BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

Bugün ya bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine boyun eğmeyeceğiz. Ya da hangi sendikaya üye olursak olalım kamu emekçisi ile emeklisi ile 'hak verilmez mücadele ile alınır' diyerek ortak sorunlarımız, taleplerimiz için mücadeleyi yükselteceğiz. Bizler sustukça, yetkimizi başkalarına teslim ettikçe başımıza nelerin geldiğini geçtiğimiz 6 toplu sözleşmede gördük. Bunun için KESK olarak hükümetin hepimize sefalet, yoksulluk ve güvencesizlik dayatan teklifine karşı uyarımızı tekrar tekrar yapıyoruz. Üretimden gelen gücümüzü tekrar kullanırız. Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden bu garabet sisteme karşı hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerini yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, demokratik bir çalışma yaşamı, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için her adımda omuz omuza vermeye davet ediyoruz.”