İBB, AVCILAR'DA YÜKSEK RİSKLİ 4 BİNAYI YIKTI. BUĞRA GÖKCE: "İSTANBUL'U BU KADAR BÜYÜTÜP, METREKÜPLERCE BETON DÖKÜP, ÇOK DAHA FAZLA ALANI İMARA AÇIP YENİ YAPI YAPMIŞ OLMAMIZA RAĞMEN HALA RİSKLİ YAPI STOKUNU KONUŞUYORUZ"
Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Marmara Depremi’nin yıl dönümünde Avcılar’da yüksek riskli olduğu tespit edilen dört binanın yıkımını gerçekleştirdi. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından alınan kararların aksine İstanbul'un 24 yılda neredeyse ikiye katlandığını belirten İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce, "yeni yapı yaparak, yeni alanları imara açarak, askeri alanları, yeşil alanları imara konu edip dezavantajlı vatandaşlarımızın gereksinimi olan sosyal konutları üretmek yerine bu alanlarda yatırım amaçlı üçüncü, beşinci konutları üretip bu alanları imara açmanın deprem güvenliğini sağlamaya bir faydası yok" dedi.
İBB, hızlı tarama yöntemiyle analiz edilen riskli yapı grubunda olan binaların yıkımına, bugün 24'üncü yıl dönümü olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde İstanbul'da can kaybı ve yıkım yaşanan tek ilçesi olan Avcılar'da devam etti. İlçedeki 4 binanın yıkımına İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce ile Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli katıldı. İlk açıklamayı Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli yaptı. Hançerli şunları söyledi:
“TÜM TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ 24 YIL SONRA HIZLA DEPREME HAZIRLANIYORUZ: Avcılar 1999 depreminde İzmit'te gerçekleşen depremde hasar alan ilçelerimizden biri ve aradan 24 yıl geçti. Tüm Türkiye'de olduğu gibi 24 yıl sonra hızla depreme hazırlanıyoruz. Depreme dayanıklı bir kent inşası için hızla yol alıyoruz ve bugün arkamızda gördüğümüz bina Avcılar'da kentsel dönüşüm kapsamında yıktığımız, yıkacağımız 1999’uncu bina ve hemen akabinde 2 bininci, 2 birinci binayı da yıkacağız. Burada, 17 daire var. Dolayısıyla 17 dairede yaklaşık 70 insan yaşıyordu. 70 insan, 70 Avcılarlı 70 İstanbullu riskli bir yapıdan tehlikeli bir yapıdan çıktı, güvenli yerlerde yaşamaya başladı. Tabii 1999-2000 binayı düşündüğümüzde bu sayılar 100 bine yaklaşıyor. 100 bin insanın hayatının kurtarıldığını gösteriyor. Depremde, depreme hazırlıkta asıl mesele risk yönetimi. İşte bu çalışmalar, riski azaltmaya yönelik çalışmalar. Aradan geçen 24 yılda açık söylemek gerekirse tüm Türkiye'de, Avcılarımızda, İstanbullumuzda ve tüm Türkiye’mizde yeterince hazırlık, yeterince çalışma yapılmamış olduğu özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde tekrar kanıtlandı.
BU KENTTE RİSKLİ HİÇBİR BİNA KALMAYANA KADAR GECE-GÜNDÜZ ÇALIŞACAĞIZ, UYKU UYUMAYACAĞIZ: Türkiye’mizin ivedi bir şekilde hazırlanması lazım. İşte bunun için Ekrem Başkanımızın da ifade ettiği bir seferberliğe ihtiyacımız var. Kamunun merkezi hükümetin yerel yönetimlerin ve diğer tüm paydaşların iş birliği halinde ortak çalışmamıza acil bir şekilde ihtiyaç var. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Biz var gücümüzle çalışıyoruz ve merkezi idarenin de doğru yöntemlerle çalışmaya, doğru yöntemlerle doğru çözümler üretmesine ihtiyacımız var. 17 Ağustos'u hayat kurtararak anıyoruz. Binalar yıkarak ve dolayısıyla insanları yaşama bağlayarak anıyoruz. Çalışmalarımız devam edecek bu kentte. Bu kentte riskli hiçbir bina kalmayana kadar gece gündüz çalışacağız uyku uyumayacağız.”
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gökce de Avcılar'ın afet kırılganlığı en yüksek hatta olan ilçelerden biri olduğunu belirterek, şunları dile getirdi:
"İSTANBUL, 17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN SONRA ALINAN KARARLARIN AKSİNE İKİ KATINA YAKIN BÜYÜMÜŞ VAZİYETTE: Gölcük Körfezi'nde meydana gelen depremde İstanbul'da tek can kaybının olduğu ilçe Avcığlar'dı. Dolayısıyla afet kırılganlığı en yüksek hatta olan ilçelerimizden bir tanesi. Avcılar Belediye Başkanımıza teşekkür borçluyuz. Avcılar'da tek tek, tek yapı ölçeğinde binalarımızı depreme dirençli hale getirmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Biz de buna üst düzey bir destek vermeye çalışıyoruz. Bugünün şöyle bir anlamı olduğunu da düşünüyorum. Sadece 17 Ağustos olması anlamında özel bir gün olması dışında. Biz 17 Ağustos 1999 depreminden sonra çok sayıda plan yaptık, proje yaptık uluslararası finans kullandık. İstanbul'un daha fazla büyümemesi yönünde rahmetli Başkan Kadir Topbaş döneminde yapılmış üst ölçekli bir metropoliten planla bazı kararlar ürettik. Ancak bu kararları uygulayamadık. Hatta bunların tersini yapmış vaziyetteyiz. Bugün İstanbul bırakın büyümemeyi, 16 milyona katlanmış vaziyette, neredeyse iki katına yakın büyümüş vaziyette. Önümüzdeki duran resim şu; İstanbul'u bu kadar büyütüp, metreküplerce beton döküp, çok daha fazla alanı imara açıp, çok daha fazla yeni yapı yapmış olmamıza rağmen bugün hala deprem riskini, riskli yapı stokunu konuşuyoruz. Demek ki yeni yapı yaparak, yeni alanları imara açarak, askeri alanları, yeşil alanları imara konu edip dezavantajlı vatandaşlarımızın gereksinimi olan sosyal konutları üretmek yerine bu alanlarda yatırım amaçlı üçüncü, beşinci konutları üretip bu alanları imara açmanın deprem güvenliğini sağlamaya bir faydası yok. Bu alanlar birilerinin zenginleşme aracı olarak kullanılacak alanlar da değil.
BİR DEPREM OLSAYDI BÜYÜK İHTİMAL CANLI ÇIKMALARI ZOR EVLERDE, TABUTLARINDA YAŞAMAK ZORUNDALARDI: Ancak geçtiğimiz 20 yılı İstanbul'u daha fazla yoğunlaştırmak üzere tükettiğimiz finans merkezini bile Ankara'nın başkent kitlelerinden kaynaklı hizmetlerini bile İstanbul'a taşırdığımız bir periyotta bugünün yeni bir yapının temelini atarak değil, işte o ihmal ettiğimiz, riskli yapı stokunun tek tek eksiltildiği dirençli hale getirildiği yapıların yıkıldığı bir gün olarak tarihe geçmesini istedik. Dolayısıyla ve bugün Avcılar'da dört tane, en riskli binamızı yıkıyoruz. Bizim hızlı taramamızdan da D ve E sınıfı olduğu tespit edilmiş binalarımızdır bunlar. Dolayısıyla bunları yıkmak ve onları dirençli, deprem dirençli sağlıklı yapı stoğuna katmak İstanbul ilinin hayrına yapılacak işlerden bir tanesi. Biz bugünü böyle büyük ne olduğunu tam bilmediğimiz bir alanı imara açmak ve onun temelini atmak yerine bu riskli yapı stoğunu eritmek anlamındaki çabalarımızın Avcılar Belediyemizin iki bininci binasının da içinde olduğu bir biçimiyle hayata geçmesini önemsedik. Dolayısıyla Ekrem Başkamızda yoğun bir biçimde bu riskli yapı stoğunun eritilmesi yönünde büyük bir hassasiyet gösteriyor ve bizden her gün kaç tane yapı yıktınız? Bugün hangilerini yıkıyorsunuz diye bu konunun nasıl takip edildiğini merak ediyor. Bu bilinçle hareket etmeye çalışıyoruz. Çünkü bugün çok somut söyleyeyim bu dört binada iki yüz elli vatandaşımızın canını kurtardık. Belki çok küçük gelebilir ama bu dört binadaki 250 civarındaki vatandaşımız yaşamakta olan vatandaşımız eğer geçtiğimiz günlerde bir deprem olsaydı büyük ihtimal canlı çıkmaları zor evlerde oturuyor tabutlarında yaşamak zorunda oluyorlardı. Biz geçtiğimiz günlerde Esenyurt'ta bir yıkım yaptık. Ondan önce yine Avcılar'da, Esenyurt'ta, Kartal'da, Bayrampaşa'da en riskli yapı stoğumuz neredeyse tek tek bunları bulup, bunları görüşmelerini tek tek yapıp vatandaşlara ev sahibi ve kiracı demeden, kira yardımı yapıp bulundukları yerden güvenli konutlara geçebilmesi için süreci başlatmakla mükellef görüyoruz kendimizi.
RİSKLİ YAPI SONU ERİTMEK ANLAMINDA DEVLETİMİZİN ÖZENDİRİCİ POLİTİKALAR UYGULAMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ: Belki iğneyle kuyu kazıyoruz. Ama her birisinde onlarca vatandaşımızın canını kurtarmanın da buruk mutluluğunu yaşıyoruz. Onun için bugün bizim burada 17 Ağustos'u bu biçimiyle anarken yanımızda olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Önümüzdeki günlerde 318 binamızla ilgili yıkım süreci devam edecek. Süreci tamamlanmış yüzü aşkın binamız var tebligat süreçleri çok uzuyor. Vatandaşlarımızın ikna süreçleri çok uzuyor ama bunların tümünde sabırla bu süreci deprem dairemiz kentsel dönüşüm dairemiz örmeye devam edecek ve biz her birinde, her yıkıma sizi davet edeceğiz. Dolayısıyla bunların kamuoyuyla paylaşılmasının vatandaşımızın riskli yapısını yıkmak yönünde cesaretlendirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bir başka ihtiyaç da evini yenilemek isteyen vatandaşa sağlanması gereken finansman desteğidir. Çünkü bu ekonomik koşullar içerisinde takdir edersiniz altı ay önce evini yıkmak durumunda olan vatandaşın yükleneceği ekonomik karşılık bile altı yedi ay sonra iki kat, iki buçuk kat varan büyük maliyetler söz konusu olmuş vaziyette. Girdiler olağanüstü arttı. Dolayısıyla bu riskli yapı sonu eritmek anlamında devletimizin uzun vadeli düşük faizli kredi finansmanı sağlaması ve evini dönüştürene özendirici politikalar uygulaması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar ilişkin unsurları çoğu kez sosyal medya hesabından da duyuruyorum. Kademeli emlak vergisi bunun bir tanesidir. Boş konut stoğunu kullanmak bunu evini boş konut stoğunu boş konutunu riskli yapıdan çıkana kira verene vergi indirimi yapmak, emlak rayiç bedellerini emlak gerçek bedeller üstünden toplayıp onu bir dönüşüm fonu üstünden dirençli kent yaratmak için İstanbul için değerlendirmek önemli araçlar olabilir. İstanbul kentinin bunları dönüştürebilecek kaynakları kendi içerisinde var. Yeterli çaba gösterilirse biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bunun sonuna kadar yanında duracağız. Tüm devlet kurumlarımıza da bunu çok açıkça ifade ettik ve bu yöndeki çalışmalarımız da sürüyor.”
“VATANDAŞIMIZ ARTIK BİNASININ TARATILMASINA İLİŞKİN İSTEKTEN VAZGEÇMİŞ GÖRÜNÜYOR"
Gazetecilerin “6 Şubat depremlerinden sonra hızlı tarama testini İstanbulluların çok yoğun bir ilgisi olmuştu, talep patlaması yaşanmıştı şu anki başvuru durumu nedir” sorusuna ise İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gökce şu yanıtı verdi:
"Başvurularımız çok azaldı. Artık çift haneli rakamlara düştü. 6 Şubat'tan sonra bir günde 22 bin başvuru aldığımız bir gün de olmuştu. Bugün aynı zamanda Avcılar için şöyle bir önemli gün. İnşaat Mühendisleri Odası'yla yaptığımız protokol bugün Avcılar'dan başlayarak hayata geçiyor. İnşaat Mühendisleri Odamızın da ekipleri bugün Avcılar'da hızlı taramaya gelmiş, başvuruları almaya başlamış olacaklar. Aynı zamanda birkaç binamızdan da talep gelmiş. Başkanımızla beraber, binalarımıza hızlı taramaya gideceğiz. Vatandaşımız artık binasının taratılmasına ilişkin istekten vazgeçmiş görünüyor. Çünkü dönüştürebileceğine ilişkin bir kaynak ve güvence de kalmadı. Kendini ekonomik anlamda da bu anlamda rahat da görmüyor ve depremin sıcaklığı geçtikten sonra, psikolojik olarak da herhalde bir miktar daha az hassasiyet gösterir hale geliyoruz.”
HANÇERLİ: HÜKÜMETİN, İNSANLARI DURDURACAK, KAFA KARIŞIKLIĞI YARATACAK AÇIKLAMALARDAN VAZGEÇMESİ LAZIM:
Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli de bu konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özellikle 6 Şubat depremi yaşandığında Türkiye'mizde deprem duyarlılığı çok üst seviyelere çıkmıştı. Ama diğer taraftan seçim sürecindeki vaatler, özellikle yarısı bizden vaadi vatandaşı bekletir, durur hale getirdi. Dolayısıyla bu konuda merkezi yönetimin, hükümetin, insanları durduracak, kafa karışıklığı yaratacak ifade, açıklama ve vaatlerden bir an önce vazgeçmesi lazım. Başka konularda olduğu gibi kentsel dönüşüm konusunda da sürekli değişen yeni ve fraklı öneriler çıkıyor. Öneriler ve yasal değişiklikler çözmüyor. Bir kere tüm paydaşlarla oturup karar verip, doğru bir yöntemi hayata geçirmemiz lazım ki vatandaşa da güven versin. Bence bu güvensizlik ortamı, bu farklı bilgilerin ortada dolanması nedeniyle de vatandaşta bir bekleme durumu da oluştu kanaatindeyim. Fakat bugün burada bina yıkıyoruz.
ORTALAMA ALTI BİNAYI HAFTADA YIKIYORUZ BİZ: Özellikle basın şöyle düşünebilir. Bugün yıktık yarın olmayacak. Ortalama 6 binayı haftada yıkıyoruz biz. Avcılar'a gelirseniz her gün yıkılan bir bina bulabilirsiniz. Bunun çekimlerini yapabilirsiniz. Devam ediyor ama hızlanmamız lazım. Çok daha hızlanmamız lazım. Bunun yolu da tabi birlikte hareket etmekten tüm kamu otoritelerinin ve sivil grupların ortak seferberliğinden geçiyor. Bunu bir an önce hayata geçirmemiz lazım kanaatindeyim.”
GÖKÇE: ŞU ANA KADAR YAPILAN TESPİTLERE GÖRE 1500 RİSKLİ BİNABIZ OLDUĞUNU ÖNGÖRÜYORUZ
İBB Genel Sekreteri Gökçe de “Tabut ev diye nitelendirdiğiniz bina sayısını net olarak öğrenmemiz mümkün mü” sorusuna şu karşılığı verdi:
"Bizim biliyorsunuz hızlı tarama testinden ilk grup tespit ettiğimiz bina sayısı 318 idi. Binalarımızı test ettikçe bu sayıları bir yandan da güncelliyoruz. Şu ana kadar yapılan tespitlere göre bin 500 civarında yüksek riskli binamız olduğunu öngörüyoruz. Bugün o bin 500 bina içerisindeki 4 tanesini Avcılar'da yıkıyoruz. Sayıyı bu biçimiyle eritmeye çalışıyoruz. Tabii bunların içerisinde yaşayan vatandaş sayısı az buz değil. Yani sadece 318 binada yaşayan vatandaşımız yaklaşık 9-10 bindi. Dolayısıyla bin 500 binada yaklaşık 50 bin vatandaşımız yaşıyor. Dolayısıyla bu binaları yıkmanın ne anlama geldiğini Kahramanmaraş merkezli depremlerde resmi rakamlara göre kaybettiğimiz can sayısına yakın canı kurtardığımızı, kurtarmaya çalıştığımızı ifade etmek istiyorum. Onun için her bir binayı küçümseyerek değil ne kadar canı kurtardığımızı düşünerek çok önemseyerek bakmamız gerekiyor.”