BİM'den MHP ve hükümete çok sert tepki: Vatandaş yalanlarınıza itibar etmedi

BİM'den MHP ve hükümete çok sert tepki: Vatandaş yalanlarınıza itibar etmedi
Hükümetin ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin perakende market zincirlerine yönelik sözlerine BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç'tan çok sert cevap geldi. Aykaç "Tarladan ürünü 0 liraya da alsak maliyeti 7,5 lira. Bre densizler, bre ahlaksızlar. Bu ülkenin insanları sizin yalanlarınıza itibar etmedi." dedi.

İçinde bulunduğumuz yüksek enflasyonun hükümet tarafından yapılan söylemler ile faturasının kesildiği marketlerden BİM'den gelen "İnsanlar sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler" sözleri ile gündem olan Galip Aykaç, sosyal medyada trendlere girdi.

Hükümet tarafında en son fiyat zamlarından zincir marketleri suçlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Zincir marketlerde gün aşırı yapılan zamların toplumsal huzurumuza tahammülsüzlük olduğu kanaatindeyim. Zincir marketlerin FETÖ ile irtibatı araştırılması gerekmektedir. Bu açgözlülere müsamaha gösterilmemelidir” ifadelerini kullanmıştı ki BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç'tan zehir zemberek sözler geldi.

BİM'DEN ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER

Perakende sektörünün önde gelenlerini buluşturan 7. Private Label Zirvesi'nde açıklamalar yapan Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç’ın zirveye damga vuran sözlerini TELE1 gündeme taşıdı.

Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, maliyet enflasyonuna dikkat çekerken Devlet Bahçeli’nin de sözlerine cevap olarak şu ses getiren açıklamayı yaptı:

"EN YÜKSEK KAR YÜZDE 4, O DA ENFLASYONU ETKİLEMEZ"

“Organize perakendede kar edenlerin en yükseğinin ettiği kar yüzde 4’tür. Onu tamamını da verseniz enflasyon aşağı gelmez. Bunu bile bile 1’alıp 3’e satıyorlar, 4’e satıyorlar diyecek kadar alçalan gazetecilere, oda başkanlarına diyorum ki, bu algı operasyonunuzun vatandaşta karşılığı yoktur”

Unutulmaması gereken bir nokta biz perakendecilerin tedarik zincirindeki en son nokta olmamızdır. Fiyatların hareketlerinden daha önemli bir konu da gıda arzlarında yaşanan daralmadır. Piyasa ekonomisinin temel kuralı fiyatların arz talep ilişkisine göre belirlenmesidir. Bu denge ne kadar güvenilir olursa doğal olarak tüketiciye yansıyan fiyatlar da istikrarlı biçimde, makul ve kabul edilebilir bir seviyede kalabilecektir.

"İŞ BİLMEZ YÖNETİCİLER"

Perakende işletmelerinin enflasyondan arındırılmış ve sadece nominal kar rakamlarına bakarak olumsuz yorum yapan trollere, maaşlı televizyon yorumcularına, bizi terörist ilan edenlere, bizlere vicdansız hatta kansız diyenlere ve bunları gazetede yayınlayarak ahlaksızca bizi çete ilan edenlere, tabirimi maruz görün gazeteci müsveddelerine söyleyeceklerimiz var. Ülkenin değerlerine saldıranlara, ilan vermiyoruz diye gazete sayfalarını boş bırakanlara, televizyonda ağızlarından salyalar akıtarak küfredenlere, bilmedikleri konularda biliyormuş gibi yorum yapanlar, peyniri yumurtayı sadece sofrasında görüp yorum yapanlara, bu dünyayı size yaşanmaz kılarım diyecek kadar meseleden bihaber olanlara, depo basıp yağları halka dağıtırım diyen iş bilmez yöneticilere, mağaza çalışanlarına ‘söyleyin yöneticilerinize bu işin sonu kötü olacak.

Size burada ekmek yedirmeyiz’ diyen, kanun nizam tanımayan yerel yöneticilere, özellikle İstanbul Ziraat Odası Başkanı’na, FETÖ örgütü ile ile bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var. Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler. Üç harfliler diye bizleri farklı yere koymaya çalışan ve Müslüman olduğunu iddia eden bu insanlara söyleyeceklerimiz var. Lütfen aynaya baksınlar, kendilerini göreceklerdir. Bunların hepsinde art niyet ve algı yönetimi vardır. Tüketicilerimiz bunlara hiçbir zaman karşılık vermemiştir.

"TÜFE YÜZDE 85, ÜFE YÜZDE 157"

Bu yılın 10. ayında TÜFE yüzde 85,51, ÜFE yüzde 157,69. Acaba bu aradaki rakamları biz mi yanlış okuyoruz, doğrusunu söyleyecek olan var mı? Organize perakende sektörüne yakıştırmalarının tamamını misliyle kendilerine iade ediyoruz. Siz hesap kitap da bilmiyorsunuz, yayına çıkalım doğrusunu söyleyelim diyoruz, bizi yayına da almıyorsunuz. Organize perakendede kar edenlerin en yükseğinin ettiği kar yüzde 4’tür. Onu tamamını da verseniz enflasyon aşağı gelmez. Bunu bile bile 1’alıp 3’e satıyorlar, 4’e satıyorlar diyecek kadar alçalan gazetecilere, oda başkanlarına diyorum ki, bu algı operasyonunuzun vatandaşta karşılığı yoktur.

Bizim masraf yapımızı iyi kontrol etmekten gelen bir farkımız vardır. Brüt kar marjımız yüzde 17,5’tir. Yani 100’e aldığımız bir malı 117,5’e satıyoruz. Nerede bu 1’e alıp 3 katına satmak? Nerede öyle bir ürün? Bu gazetecileri himaye edenlere, perde gerisinde bizi hedef gösterenlere, ‘başaramayacaksınız’ diyorum. Bizim ülkeyi yönetenlerle sorunumuz yok. Olmasına da müsaade etmeyeceğiz. Biz bu ülkenin temel taşlarıyız, bunları yerinden oynatmaya da kimsenin gücü yetmez. Bize bakarak ya bir tuğla da ben koyayım bu binanın temel taşına demeyen, bir tane dikili ağacı olmayan insanlar sizlere ve bizlere bu yakıştırmayı yapıyorlar. Bre ahlaksızlar, bre densizler sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bilesiniz.

"MEYVE SEBZENİN SADECE YÜZDE 15'İNİ BİZ SATIYORUZ"

Türkiye’de 55 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretimi gerçekleştiriliyor. Bunun yaklaşık yüzde 30-35 arasındaki kısmı fire olarak ayrılıyor. Geriye kalan 35 ila 37 milyon ton arası olan tüketilebilir sebzenin yüzde 15’ini perakendeciler satıyor. Geriye kalan yüzde 85’i manavlar, pazarlar, ev dışı kanallar vb.de satılıyor. Soruyorum, bu durumda yüzde 15’lik piyasasını oluşturduğu sebze ve meyveyle enflasyonun sebebi biz olabilir miyiz? Bu yanlış algıyı hep beraber ortadan kaldırmamız lazım.

Domatesi tarladan 0 (Sıfır) liraya yani hiç para vermeden alsak bile onun markete gelmesi 7,5 liradır. Çünkü bu marketin bir çalışma maliyeti vardır. Dükkân kirası var, elektrik masrafı var, personel masrafı var, iletişim masrafı var. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda domatesin fiyatı bu noktalara gelecektir. Bizi bunun sorumlusuymuş gibi göstermeye çalışanlar var. Bu yanlış algıdan bu ülkeyi kurtarmak zorundayız. Asıl mesele plansız üretim, girdi maliyetlerinin yüksek olması, birçok konuda dışa bağımlılığın azaltılamaması. Enerji açığı konusunda yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi kolaylaştırılmalıdır. Tüm iş insanlarımıza bu alana yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum.”