ELAZIĞ'DA AKARYAKIT İSTASYONLARI, EPDK'NIN VERDİĞİ CEZALARA TEPKİ GÖSTERDİ: “LİSANLI DAĞITIM FİRMALARINDAN ÜRÜN ALDIK. SUÇUMUZ YOK”

ELAZIĞ'DA AKARYAKIT İSTASYONLARI, EPDK'NIN VERDİĞİ CEZALARA TEPKİ GÖSTERDİ: “LİSANLI DAĞITIM FİRMALARINDAN ÜRÜN ALDIK. SUÇUMUZ YOK”
Elazığ'da iş yerleri mühürlenen benzin istasyonları işletmecileri, dağıtıcı firmalardan aldıkları faturaların mali geçerliliği olmaması gerekçesiyle cezalandırıldıklarını açıkladı. Akaryakıt istasyonu sahibi Ahmet Yılmaz, “Bizim yakıt aldığımız dağıtım şirketlerine lisansı veren EPDK'dır. Biz farklı...

Elazığ'da iş yerleri mühürlenen benzin istasyonları işletmecileri, dağıtıcı firmalardan aldıkları faturaların mali geçerliliği olmaması gerekçesiyle cezalandırıldıklarını açıkladı. Akaryakıt istasyonu sahibi Ahmet Yılmaz, “Bizim yakıt aldığımız dağıtım şirketlerine lisansı veren EPDK'dır. Biz farklı bir yerden yakıt almadık. Bu lisanslı dağıtım firmalarından ürün aldık. Banka üzerinden ödeme yaptık ama EPDK bizim ödeme dekontlarımızı ve faturalarımızı sahte sayarak bize ceza kesti. Birçok akaryakıt istasyonu kapandı. Bizim bir suçumuz yok dağıtım firmalarına gitsinler" dedi.

Elazığ'da dağıtıcı firmalardan aldıkları yakıt karşılığında ödeme dekontları ve faturalarının mali geçerliliği olmadığı gerekçesi ile ceza kesilen ve kapatılan akaryakıt istasyonu işletmecileri haksızlığa uğradıklarını söyleyerek Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’natepki gösterdi. Fatura karşılığı dağıtıcı firmalardan ürün aldıklarını ve karşılığında fatura kesildiğini belirten işletmeciler, dekont ve faturaların mali geçerliliği olmadığı gerekçesi ile verilen ağır cezalardan dolayı mağdur olduklarını ve esas suçlunun EPDK ve dağıtım şirketleri olduğunu dile getirdiler.

"TEBLİGAT GELMEDEN İŞYERLERİMİZİ KAPATMA YAZISI GELDİ"

Konuyla ilgili olarak konuşan akaryakıt istasyonu sahibi Ahmet Yılmaz şunları söyledi:

"Size alınmış olan faturaların geçerliliğinin olmadığını, bu sebepten dolayı iş yerlerimizi mühürlendiğini bildirmek istiyorum. Elazığ'da 10 tane Şu anki mağduriyetimiz, yapmış olduğumuz sözleşmeden kaynaklı olarak dağıtım firmalarından bizim üzerim Akaryakıt Dağıtım firmamız var, 10'u da aynı mağduriyeti yaşıyor. Türkiye'de 4 bine yakın akaryakıt istasyonunun bu mağduriyeti yaşadığını biliyoruz. Şu an sektör alanındaki arkadaşlarımızın hepsi Ankara'da, EPDK'da, Maliyede ve Ticaret Müdürlüğü'nde eyleme başlamışlar, orada oturma eylemi yapıyoruz. Mağduruz, mağduriyetimizin sebebi dağıtım şirketlerinin bize yapmış olduğu faturaların maliyede geçerliliğinin olmaması. Ama bu dağıtım şirketlerine lisansı veren EPDK, Maliye. Bunlarla akaryakıt sözleşmesi yapmak zorundayız ki akaryakıt istasyonlarımızı çalıştırabilelim. Bu sebepten dolayı akaryakıt istasyonlarımızın çoğu herhangi bir tebligat gelmeden EPDK'nın ve Maliye'nin yazmış olduğu yazıdan dolayı birer birer kapanmak üzere.

"EN AZ 150-200 BİN KİŞİ MAĞDUR OLACAK"

4 bine yakın istasyon var. Bu 4 bin istasyondan en az eleman çalıştıran istasyon sayısı 8-10-12 hatta 20'ye kadar çıkan iş yerlerimiz var. Bu konuda çok büyük bir mağduriyet yaşayacağız. Hem biz yaşayacağız hem elemanlarımız yaşayacak çünkü istasyonlar kapanınca biz bu 10-12 adamın çıkışlarını vermek zorundayız. Bu da Türkiye çapında aşağı yukarı 150-200 bin çalışanın aç kalması demek. Zaten bu şartlarda istasyon sahipleri ayakta zor duruyor. Maliyetlerimiz had safhada yetişemiyoruz. Zaten bir de üzerine bu gelince yetişemiyoruz, sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz ve geçiriyoruz. Şunu söyleyeyim. Biz akaryakıt sektöründe namahrem deriz şu an bizim tanklarımıza EPDK kamera kurdu. Tanklarımızın üzerine kamera koydu, bizim tanklarımızın üzerine dökülen bir bardak su dahi olsa EPDK arayıp diyor ki, "tankınıza dolum yapıldı" diye uyarıyor. Bizi arayıp uyaran bir firma iken, şimdi neden akaryakıt bayilerinin üzerine bu şekilde geliyorlar? EPDK dağıtım firmaları bu kamera sistemlerini kurdurmak için baskı yaptı. Baskı yapınca dağıtım firmaları da bayilerin üzerine baskı yaparak kamera kurdurdu. Ben şu anda 35 bin lira kamera sistemine vererek kurdurdu. Bu zor süreçte her bayi 35 bin lira kamera sistemine yatırdı, bütün alış ve satışlarımızı yazar kasadan yapmışız. Mal alışlarımızı e-arşiv üzerinden, faturalarımız eksiksiz elimize gelmiştir. İrsaliyeleri elimizde olduğu halde bunu neden bizim boynumuza vurmak istiyorlar?

"BUNU NEDEN BİZİM BOYNUMUZA VURMAK İSTİYORLAR?"

123 tane dağıtım şirketi kurdurdular şu an 36'ya düşürdüler neden bu aradaki 90 tane adamın günahını akaryakıt firmaları çeksin? 350-400 milyar verip dağıtım şirketi kurup sonra akaryakıt petrolcülerin üzerine gelmenin hiçbir mantığı ve anlamı yok. Şimdi her istasyonda yeni nesil yazar kasa istiyorlar bir yazar kasa 40 50 Bin lira. Her istasyonda en kötü 5 tane yazar kasa var eder sana 200 bin lira. Biz zaten ayakta durmaya zor çalışıyoruz maliyetlerimiz iki üç katı oldu yani şimdi hakikaten işimizi yürütecek ne takatimiz kaldı ne de bir şey. Her istasyona yazmışlar 9- 10 milyon ceza bu adamlar bunu nasıl ödeyecekler? Bunu dağıtım şirketlerini kurarken şimdi daha yeni başladılar bu uygulamaya 20 milyon 30 milyon teminat mektubu alıp dağıtım firmasının kurmak için şimdi bu şartı getirdiler geçen yıl veya evvelki yıl bunları neden yapmadılar?

"CEZAYI BUNLARDAN ALMAK İSTİYORLAR" 

30 tane bayiden 120'ye çıkardılar bu 90 tane bayiden neden teminat mektuplarını almayıp da bayilerin üzerine geliyorlar dağıtım firmalarından almadıkları teminatı petrolcülerin sırtına cezayı vurup bunlardan almak istiyorlar ama bu da yanlış bir uygulama. EPDK bizim otomasyonlarımızda, internet bağlantısında elektrik kesildiği an güç kaynağımız varsa üç beş dakika veya 2 saat elektrik kesintisi biraz uzadığı zaman otomasyoncular arayıp diyorlar ki 'sinyal alamıyoruz'. Biz bu şekilde denetlenen bir firmayız. Mahrem diyoruz bizim yatak odalarımıza kadar kamera kurdular, akaryakıt istasyonlarının kabinlerine koymuşlar, tankların üstüne koymuşlar. Herhangi bir namahremimiz de kalmadı, er türlü bizi gözetliyorlar.

"BİZE OLMAYACAK BİR CEZA YAZMIŞLAR"

24 yıldır sektörde iş yaptığını belirten ve böyle bir sıkıntıyı ilk defa yaşadıklarını ifade eden Heybet Yaşar da EPDK'nin dağıtım firmaları yerine kendi üzerlerine geldiğini ve bu cezaları hiçbir petrolcünün ödeyemeyeceğini belirtti. Yaşar şunları söyledi:

"24 yıllık petrolcüyüm. İlk kez böyle bir sıkıntı yaşamaya başladık. EPDK Türkiye'de 123 lisanslı bayi kurdu, dağıtım firması. Biz de bu dağıtım firmalarından mal aldık. Aldığımız malları dağıtım firmamızdan aldık, farklı bir yerden giriş yapmadık ve banka üzerinden firmaya paramızı gönderdik. Ama bu inceleme sonucunda Maliye bizim göndermiş olduğumuz paraların dekontlarını, almış olduğumuz faturaları sahte saydı. Bizim böyle bir sahtekarlıkla alakamız yok, bütün suçlu EPDK. Şu anda Türkiye'de benimle aynı sorunu yaşayan 4 bin küsur istasyon var. Bu istasyonlara çok büyük cezalar yazıldı. Bu cezaların yanı sıra benim yanımda bu anda 8 tane çalışan elemanım var. Ama şu anda benim petrolüm kapanmadı, yarın öbür gün benimkini de kapatacaklar. Benim mülkiyetim bu cezayı ben ödeyecek durumda değilim. Haliyle benim petrolüm tarla olacak. Sadece ben değil bu 4 bin arkadaşım da aynı sorunu yaşıyor. Bu sıkıntıları yaşatan bize EPDK, devlet ve Maliye'dir. Asıl sorumlu olan dağıtım firmalarına gitmeleri lazım. Ben lisanslı mal aldım. Tüpraş malımı gönderdi. Ben de Tüpraş'tan aldım. Devlete sağlam ödemelerimi de yaptım. Fakat bu anda EPDK dağıtım firmalarının değil, bizim üzerimize geliyor. Bu yanlışı düzeltmeleri gerek. Yani burada bayinin yapabileceği hiçbir şey yok. Bizim petrolcülerin hiçbir suçu yok. Bunlar verdikleri 123 tane bayinin şu anda Türkiye'de 36'ya indirdiler. Bu diğer firmaların neden daha önce denetim yapmadan dağıtım firması olmasına izin verdiler, lisans verdiler? Bugün niye bizi bu zor duruma düşürdüler? Bize olmayacak bir ceza yazmışlar. Ödeyecek durumda değiliz. 10- 20 milyon yazılan yerler var. Bunu hiçbir petrolcü ödeyemez. Petrolü satsak bu para etmez. O yüzden çok mağduruz. Yapacak bir şey yok sabırla bekliyoruz. Bu sıkıntılarımızı devlet gidermeli. EPDK yanlışlığından geri dönmeli, dağıtım firmaların üzerine gitmeli. Bizden vazgeçmeli, istasyon firmalarının hiçbir suçu yok."