Kategori: Ekonomi

  • SPK 25 İNTERNET SİTESİNE ERİŞİMİN ENGELLENMESİ İÇİN HAREKETE GEÇTİ

    SPK 25 İNTERNET SİTESİNE ERİŞİMİN ENGELLENMESİ İÇİN HAREKETE GEÇTİ

    Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik olarak internet aracılığıyla yurtdışında kaldıraçlı işlem yaptırıldığı belirlenen 25 internet sitesine erişimin engellenmesi için Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gerekli hukuki işlemlerin yapılmasına karar verildiğini açıkladı.

    SPK, dün internet sitesinde yaptığı yazılı açıklama ile kaldıraçlı işlemler konusunda yetkilendirilmeyen kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilen işlemler sonucunda yatırımcıların mağdur edildiği yönündeki ihbar ve şikayetlerin arttığını belirterek uyarıda bulunmuştu. SPK, bu uyarısında; “Denetimler neticesinde sermaye piyasasında izinsiz olarak faaliyette bulunanların yanı sıra gerek söz konusu faaliyetin tanıtımını/reklamını yaparak gerek kendisine ait ve/veya yetkilisi olduğu şirketin banka hesaplarını ve/veya telefon hatlarını kullandırarak izinsiz sermaye piyasası faaliyeti suçunun icrasını kolaylaştıranlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu” hatırlatmıştı. Ayrıca, Türkiye’de yerleşik yatırımcılara yönelik izinsiz kaldıraçlı işlemler yaptırıldığı tespit edilen internet sitelerine erişimin engellenmesi için kurulca gerekli hukuki işlemlerin yapıldığı bilgisi de verilmişti. 

    SPK HUKUKİ İŞLEMLERİN YAPILMASI İÇİN HAREKETE GEÇTİ

    Bugün de SPK, 25 internet sitesine erişimin engellenmesi için hukuki işlemlerin yapılmasına karar verildiğini açıkladı. SPK, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik olarak internet aracılığıyla yurtdışında kaldıraçlı işlem yaptırıldığı belirlenen 25 internet sitesine erişimin engellenmesi için Sermaye Piyasası Kanunu’nun 99’uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli hukuki işlemlerin yapılmasına karar verdi.

    SPK haftalık bülteninde yer alan karara göre, hukuki işlem yapılmasına karar verilen internet siteleri şunlar:

     https://www.octafxtur.net

    https://my.octafxtur.net

    https://foreksa.com

    https://equiti-helpdesk.zendesk.com

    https://support.equiti.com

    https://portal.equiticlients.com

    http://www.equitiglobalmarkets.com

    https://vakiftrader.com

    https://vakifcapital.com

    https://vkfcapital.com

    https://fsmcapital.net

    https://olivemarkets166.com

    https://www.hfm10.com

    https://www.fxmarketsxm.net

    https://kriptorex31.com

    https://www.hisseprofit.com

    https://moneyform.net

    https://idolyatirim5.com

    https://forekspro20.com

    https://onsfx8.com

    https://www.hunfx2.com

    https://netfxcm1.com

    https://guvenilir.forexasistani.net

    https://tr.forexanalizlerim1.net

    https://direct.fxpro-tr.solutions

     

  • AKSARAY VE AMASYA’DAKİ BAZI TAŞINMAZLAR ACELE KAMULAŞTIRILACAK

    AKSARAY VE AMASYA’DAKİ BAZI TAŞINMAZLAR ACELE KAMULAŞTIRILACAK

    Aksaray ve Amasya’da bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararları, Resmi Gazete’de yayınlandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanan kararlara göre, Aksaray’ın merkez ilçesi Hamidiye Mahallesi’nde ilan edilen rezerv yapı alanı içerisinde bulunan bazı taşınmazların, çoğunluğu imar mevzuatına aykırı olan, afet riski taşıyan, genel asayiş ve güvenlik yönünden sakınca teşkil eden yapıların tasfiye edilerek ulaşım ve altyapısıyla birlikte fen ve sanat kurallarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarının oluşturulması amacıyla Aksaray Belediyesi tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildi.

    Amasya’nın Merzifon ilçesine bağlı Ortaova köyü sınırları içerisinde bulunan taşınmazın da söz konusu alanda bulunan jeotermal kaynağın kullanımına yönelik çeşitli tesislerin yapılabilmesi için Amasya İl Özel İdaresi tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildi.

  • DOĞRUDAN TEMİNLE KAMU ALIMLARINDA ARTIRILAN PARASAL LİMİTİN SÜRESİ OHAL SONUNA KADAR UZATILDI

    DOĞRUDAN TEMİNLE KAMU ALIMLARINDA ARTIRILAN PARASAL LİMİTİN SÜRESİ OHAL SONUNA KADAR UZATILDI

    Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanmasına yönelik doğrudan temin yoluyla yapılacak kamu alımlarında 5 milyon liraya çıkarılan parasal limitin süresi, olağanüstü halin (OHAL) sonuna kadar uzatıldı.

    Kamu alımlarında artırılan limitin süresinin OHAL sonuna kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

    Buna göre; 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak, buralardaki veya diğer illerdeki idarelerin doğrudan temin yoluyla yapacakları alımlarda uygulanacak parasal limitler 5 milyon liraya çıkarılmıştı.

    Cumhurbaşkanı Kararı ile daha önce 28 Şubat 2023’e kadar tanımlanan bu uygulamanın süresi OHAL sonuna kadar uzatıldı.

     

  • DEPREM BÖLGELERİNDEKİ YENİ YERLEŞME VE YAPILAŞMAYA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR BELİRLENDİ

    DEPREM BÖLGELERİNDEKİ YENİ YERLEŞME VE YAPILAŞMAYA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR BELİRLENDİ

    Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen 11 ilde geçici ve kalıcı iskan alanlarının oluşturulmasına yönelik usul ve esaslar belirlendi. Buna göre; afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskan alanları, fay hattına mesafesi, zeminin elverişliliği, yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterler gözetilerek Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nca resen belirlenecek.

    Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanı Kararnamesi bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı. Kararname ile OHAL kapsamında olan Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin usul ve esaslar belirlendi.

    Kararname ile getirilen düzenlemeler şöyle:

    İSKAN ALANLARI ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI’NCA RESEN BELİRLENEREK İLGİLİ KURUMLARA BİLDİRİLECEK

    Genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskan alanları, fay hattına mesafesi, zeminin elverişliliği, yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterler gözetilerek, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) yeni yerleşim yerlerinin tespitine ilişkin görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca resen belirlenerek ilgili kurumlara bildirilecek.

    Bu belirleme yapılırken gereklilik bulunması halinde, 4342 sayılı Mera Kanunu ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun ek 16’ncı maddesinde belirtilen alanların bulunması halinde, bu alanın iki katından az olmamak üzere Hazine taşınmazı, orman tesis edilmek üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilecek.

    PLAN VE PARSELASYON İŞLEMLERİNDE ASKI, İLAN, İTİRAZLARA İLİŞKİN HÜKÜMLER UYGULANMAYACAK

    Genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, dava süreci devam edenler ile kesinleşen, ancak henüz tapuya tescil edilmemiş olanlar hariç olmak üzere, tespit dışı bırakılan yerlerin Kadastro Kanunu’nun 22’nci maddesi kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın talebine istinaden ilgili kurumların görüşleri alınmaksızın bu kararnamenin amacı doğrultusunda Hazine adına idari yoldan tescili yapılacak.

    Köy yerleşme alanları dahil, belirlenen kesin iskan alanlarında ve mevcut kentsel alanlarda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca onaylanacak plan ve imar uygulamaları beklenmeksizin, jeolojik etüt raporu ve zemin etüt raporu doğrultusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca onaylanacak vaziyet planına ve düzenlenecek yapı ruhsatına göre uygulama yapılacak.

    Bu alanlarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca onaylanan plan ve parselasyon planlarında, İmar Kanunu’nun plan ve parselasyon ile ilgili işlemlerindeki askı, ilan, itirazlara ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Bu alanlarda taşınmaz mülkiyeti veya imar hakları kısmen veya tamamen başka bir alana aktarılabilecek. Bu haklar, takas ve trampa işlemlerine konu edilebilecek.

    İŞLEMLER İÇİN ÜCRET ALINMAYACAK

    Plan, parselasyon, yapı ruhsatı, taşınmaz mülkiyeti veya imar haklarının aktarılması, takas ve trampa işlemleri ve bu işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlar damga vergisi, resim harç ve harcamalara katılma paylarından müstesna olacak. Bu işlemler nedeniyle ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmayacak.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca belirlenen geçici veya kesin iskan alanlarında, Mera Kanunu gereğince verilen izinler, Orman Kanunu gereğince verilen izinler, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Devlet İhale Kanunu gereğince kiraya verilen mesire yerleri, orman parkları ve taşınmazlara ilişkin kiralama sözleşmeleri ile Mera Kanunu kapsamında tahsis amacı değişikliği gerçekleştirilen ancak tapuda henüz Hazine adına tescil edilmeyen alanların tahsis amacı değişiklikleri, Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8’inci maddesi kapsamında verilen tahsis alanları ilgisine göre resen iptal edilmiş veya feshedilmiş sayılacak.

    Maden Kanunu’nun 30’uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında düzenlenen ara ve uç ürün üretme şartlı ihalelere ilişkin ruhsatlar hariç olmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca belirlenen geçici veya kesin iskan alanlarına denk gelen maden ruhsat sahalarının girişimli kısmı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kararı ile karar tarihinden itibaren maden ruhsat sahasından resen taksir edilmiş sayılacak.

    Geçici veya kesin iskan alanının ruhsatın tamamını kapsaması halinde ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kararı ile karar tarihinden itibaren maden ruhsatı resen iptal edilmiş sayılacak. Birinci fıkrada belirtilen alanlarda, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlardan uygulamaya dahil edilecek olanlar ile özel mülkiyete tabi diğer bütün taşınmazlar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, ilgisine göre devir veya acele kamulaştırma kararı alınabilecek.

    Kamulaştırma işlemleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yürütülecek. Kamulaştırılan taşınmazlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın veya TOKİ’nin talebine istinaden Hazine adına tescil olunacak.

    Tescil ve terkin işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişkisi aranmayacak. Ancak tapu dairesi, durumu ilgili vergi dairesine bildirecek. Tescilden sonra bu alanlarda inşa faaliyetlerine başlanabilecek. Hazine adına tescil edilen taşınmazlar için kıymet takdiri, tescil tarihinden itibaren en geç bir ay içinde Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca yetkilendirilmiş lisanslı gayrimenkul değerleme kuruluşları tarafından yapılacak.

    Belirlenen değer; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya TOKİ tarafından asliye hukuk mahkemesine sunulacak ve bu bedel, tescilinden önceki tapuda kayıtlı taşınmaz maliklerine ödenmek üzere mahkemece belirlenen bankaya yatırılacak. Yatırılan bedel, üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılacak ve hak sahibine varsa nemalarıyla birlikte ödenecek. Bedelin yatırıldığına ilişkin karar, mahkemece taşınmaz maliklerine tebliğ edilecek.

    TAPU KAYDINDA YER ALAN HAKLAR İLE TÜM ŞERHLER TAŞINMAZIN BEDELİ ÜZERİNDE DEVAM EDECEK

    Taşınmazın tescilinden önceki tapu kaydında yer alan tedbir, kamulaştırma, ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi haklar ile yasaklayıcı ve kısıtlayıcı tüm şerhler, taşınmazın bedeli üzerinde devam edecek; tapu kaydındaki haklar ve şerhler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın veya TOKİ’nin talebi üzerine tapu müdürlüğünce resen terkin edilecek ve durum hak sahibine tebliğ edilecek.

    Bedelin yatırılmasından sonra, bu bedel üzerinden yapılacak uzlaşma görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması halinde, Kamulaştırma Kanunu’nun bedel tespiti ve tescili davalarına yönelik hükümlerinden, bedel belirlenmesine ve ödenmesine ilişkin hükümleri uygulanacak. Bu fıkra kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlardan devir alınacak olanlar resen Hazine adına tescil edilecek. Taşınmazın bedeli, tescil işleminden itibaren 60 gün içinde Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesi hükümlerine göre belirlenecek. Bu fıkrada hüküm bulunmayan hallerde Kamulaştırma Kanunu hükümleri uygulanacak.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, altyapı ve üstyapı dahil her türlü inşaat yapmaya veya yaptırmaya, arsa paylarını belirlemeye, cins değişikliği yapmaya, kat irtifakı, kat mülkiyeti kurmaya yetkili olacak. Bu uygulamalar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluş ve bunların iştirakleriyle Kamu İhale Kanunu’na tabi idareler ile iş birliği içinde yapılabilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu kapsamda belirtilen iş ve işlemlere ilişkin olarak bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluş ve bunların iştirakleri ile TOKİ’ye yetki devrine ve bu iş ve işlemlerden hangilerinin TOKİ ve diğer kurum, kuruluş ve bunların iştirakleri tarafından yapılacağını belirlemeye yetkili olacak.

    AFAD, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve bakanlığın bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluşları ve bunların iştiraklerine, bu madde kapsamında akdedilecek protokoller çerçevesinde konut, iş yeri ve altyapı tesisleri ile bunlar için gerekli her tür ve ölçekte harita, etüt, proje, imar planı, parselasyon gibi mühendislik hizmetleri yaptırabilecek ya da hak sahibi olanlara verilmek üzere yapılan konut veya iş yerleri bu idarelerden satın alınabilecek.

    YAPIM İŞLERİ VE ALTYAPI İLE İLGİLİ HER TÜRLÜ İŞLEMDEN KATILMA PAYI VE TEKNİK ALTYAPI BEDELİ ALINMAYACAK

    Bu kapsamda AFAD tarafından, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve bakanlığın bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluşları ve bunların iştiraklerine kaynak aktarımı yapılabilecek. Yapılacak iş ve işlemler hakkında Kamu İhale Kanunu’nun yaklaşık maliyet tespitine ilişkin usulleri ile avan proje yapılmak kaydıyla 62’nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümleri uygulanmayacak. Yapım işleri ve altyapı ile ilgili her türlü işlemden katılma payı ve teknik altyapı bedeli alınmayacak.

    YABANCI KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLAR KONUT VE İŞ YERİ YAPTIRABİLECEK

    Yerli veya yabancı kişiler, kurumlar ve kuruluşlar, deprem bölgesindeki konut ve iş yeri ihtiyacını karşılamak ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na hibe edilmek üzere, bakanlıkça gösterilecek yerlerde ve bakanlıkça belirlenecek tip projelere uygun konut ve iş yeri yapabilecek veya yaptırabilecek. Bu kapsamda bakanlığa hibe edilen konut ve iş yerleri, hak sahiplerine verilmek üzere AFAD’a devredilecek.

    Bu alanlarda doğal gaz, elektrik, su, atık su ve arıtma tesisleri ile atık işleme tesisleri, iletişim ve diğer her türlü altyapı yatırımları, üstyapı imalatları tamamlanıncaya kadar ilgili kurum, kuruluş ve dağıtım şirketlerince öncelikle tamamlanacak.

    YIKINTI ATIKLARININ DÖKÜMÜ, VALİLİKÇE BELİRLENEN ALANLARA YAPILACAK

    Afet alanlarından çıkan yıkıntı atıklarının dökümü, çevrenin korunmasına ilişkin önlemler alınmak kaydıyla ilgili valilikçe belirlenen alanlara yapılacak. Yıkıntı atıkları, geri dönüşüme tabi tutulmak sureti ile ilgili standartları ve gerekli şartları sağlayarak altyapı ve üstyapı yatırımlarında kullanılabilecek. Bu döküm sahaları ve bu sahalarda yapılacak iş ve işlemler, ilgili mevzuatın belgelendirmeye ilişkin hükümlerinden müstesna olacak.

    Bu madde kapsamında belirtilen iş ve işlemlerde kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan kaynağın temini amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bakanlığın bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluş ve bunların iştirakleri ile döner sermaye işletmeleri arasında, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı onayıyla ve ilgili idare bütçesine gider kaydedilmek suretiyle kaynak aktarımı yapılabilecek.

    Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda istihdam edilen personel, bu kararnamede belirtilen ve bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşları ile bunların iştiraklerince yürütülen iş ve işlemlerde bakanlıkça görevlendirilebilecek.

  • İMKON GENEL BAŞKANI TELLİOĞLU: “MÜTEAHHİTLERE  KARŞI LİNÇ KAMPANYASI YÜRÜTÜLÜYOR. ‘TEK SUÇLU MÜTEAHHİT’ ALGISI DOĞRU DEĞİL”

    İMKON GENEL BAŞKANI TELLİOĞLU: “MÜTEAHHİTLERE KARŞI LİNÇ KAMPANYASI YÜRÜTÜLÜYOR. ‘TEK SUÇLU MÜTEAHHİT’ ALGISI DOĞRU DEĞİL”

    İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, büyük kayıplara neden olan deprem felaketi ile ilgili müteahhitlere karşı bir “linç kampanyası” yürütüldüğünü belirterek, “tek suçlu müteahhit” algısının doğru olmadığını kaydetti. Tellioğlu, “Yaşanan can kayıplarının, kaybolan hayatların ve çekilen acıların elbette bir cezası olmalıdır. Müteahhitleri tek suçlu ilan etmek ve hedef göstermek, sağlıklı tespit ve teşhisi saptırmaktadır” dedi.

    Türkiye yapı sektörünün çatı kuruluşu olan İMKON, 6 Şubat depremlerinin ardından yıkılan binaların müteahhitleriyle ilgili tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu’nun açıklaması şöyle:

    “TEK SUÇLU MÜTEAHHİT ALGISI DOĞRU DEĞİL: Ülke olarak yaşadığımız deprem felaketinden sonra ortaya çıkan manzara, can kayıplarımız ve acılarımız henüz tazeyken, ‘kusurlu kim, ihmal eden kim, suçlu kim?’ tartışmalarının içerisinde olmak istemedik. Ancak, kamuoyunda farklı provokasyonlarla yaratılmak istenen ve linç kampanyasına dönüştürülen ‘tek suçlu müteahhit’ algısının doğru olmadığını, meselenin yerinde tespit, yetki ve sorumluluk başlıklarında değerlendirilmek suretiyle yargıya taşınması gerekliliğinin önemine binaen Türkiye yapı sektörünün çatı kuruluşu olarak Türkiye kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu içerisinde açıklama yapma gereği duyduk. 

     MÜTEAHHİTLERİ HER DEPREM FELAKETİNDE OLDUĞU GİBİ HEDEF GÖSTERMEK, SUÇLU İLAN ETMEK DOĞRU VE ADİL DEĞİL: Yaşanan can kayıplarının, kaybolan hayatların ve çekilen acıların elbette bir cezası olmalıdır. Ancak, devletine ve milletine hizmet etmiş ve işini yasaların öngördüğü ve emrettiği doğrultuda ve şartlarda yapan günümüz şartlarında yasal düzenleme ile mesleki yeterliliklerine göre sınıflandırılan ve belgelendirilen müteahhitlerin her deprem felaketinde olduğu gibi; bir kısım medyanın provokasyonel haberleri, yaklaşımları ve kamuoyu baskısıyla tek başlarına sorumlu olarak hedef göstermek, suçlu ilan etmek doğru ve adil değildir.

     YENİ VE KALICI TEDBİRLER ALMAMIZ ANCAK BİLİM VE ORTAK AKIL İLE MÜMKÜN OLACAKTIR: Son yüz yılın en şiddetli depremini yaşadık. Müteahhitleri tek suçlu ilan etmek ve hedef göstermek, sağlıklı tespit ve teşhisi saptırmaktadır. Ayrıca, bu yıkımlardaki müteselsil sorumluluk alanlarının tespitini doğru analiz ederek, yeni ve kalıcı tedbirler almamız ancak bilim ve ortak akıl ile mümkün olacaktır. Yapı sistemi; Devletin denetiminde, belli bir kanun ve nizam çerçevesinde işlemektedir.”

    Tellioğlu, bundan sonra yapılması gerekenlerle ilgili önerilerini de şöyle sıraladı:

    “-Deprem riski yoğun olan ülkemizin fay geçiş bölgelerine geçmişte imar verilmesi ile oluşan yapı stoklarının Büyükşehir Belediyeleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonu ile şehirlerin yeni deprem mastır planlarına göre fay hattı dışı güvenli bölgelere taşınması.

    -Deprem kuşağı olan ülkemizde zemin değerlerinin sağlamlık oranına göre kat verilmesi.

    -Deprem risk kapsamında olan ülkemizde 2012 yılında çıkartılan 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun teşvik ve yaptırım gücü ile desteklenerek; ayrıca yapı yoğunluğundan veya fay hattı aksı olduğundan yerinde dönüşümü mümkün olmayan alanlar için şehrin zemini sağlam bölgeleri tespit edilerek cazibe merkezleri ile desteklenerek kentsel dönüşüm rezerv alanı oluşturulmalıdır.

    – Yapı statik uygulamalarının projeye göre yapılıp yapılmadığını denetleyen yapı denetim ve şantiye şeflerinin yapı proje uygulama denetçileri olarak üniversite mezuniyetinden sonra ihtisas branşlarına göre eğitim stajlarına ve sınavlarına tabi tutulmalıdır.

    – Betonun olması gerektiği değerden slambını düşük ayarlayan ve betona su katanlara gerekli sorumluluk ve cezayı müeyyide yüklenilmelidir.

    “STATİK YAPI YAPANLARA TAŞERONLUK ZORUNLULUĞU GETİRİLMELİ”

    – Statik yapıyı inşa edenlere (Demir ve Betonarmeden) sorumlu olanlara taşeronluk mecburiyeti getirilip, sadece statik yapıdan müteselsilen cezai sorumluluk yüklenmelidir.

    -Deprem, kentsel dönüşüm ve çekirdek aileye bölünme gibi sebeplerden dolayı vatandaşımızın konut ihtiyacı ciddi manada artmıştır. Bunun da konut kiralarına yüksek oranda yansıdığını, belediyelerin küçük daire (asgari metrekare) şartını çok daha alt seviyelere çekip konut üretimini teşvik ederek, vatandaşımızın konuta erişimi kolaylaştırılmalıdır. 

    -Son depremde yaklaşık 10’a yakın binanın kolonlarının kesildiği veya statik yapıya farklı tahribatlar verildiğini üzülerek müşahede etmekteyiz. Tedbiren altında iş yeri olan bütün yapı stoklarının gözden geçirilmesi ve apartman/site yöneticilerine de bu meyanda sorumluluk yüklenmelidir.

    – Bina yapımında en büyük maliyeti oluşturan konut imarlı arsa ihtiyacı Büyükşehirler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından üretilip uygun şartlarda konut sektörüne sunularak şehrin güvenli alanlarda planlı gelişimi sağlanmalıdır.

    – Müteahhitlik sektörünün yıllardır yasaya dayalı bir meslek odasının olması talebi karşılanarak, müteahhitlerin kayıt altına alınması, sicillerinin tutulması sorumlulukları ölçeğinde eğitim sertifikasyonuna tabi tutulmaları sağlanmalıdır.

    Depremin olağanüstü şiddeti ile yıkılan yapılarda müteahhit kusurlarının yanında ayrıca bu saydığımız maddelerin eksikliğinden kaynaklı kusur oranlarını doğru tespit etmemiz sağlıklı bir teşhis koymamız için hayati önem arz etmektedir. Ancak bu şekilde deprem risklerini hayatımızdan daha kolay çıkarabiliriz.

    “YIKILAN MEVCUT YAPI STOKUNU İKİYE AYIRABİLİRİZ”

    -Ciddi manada can ve mal kayıplarımızın sebebi yıkılan mevcut yapı stokunu ikiye ayırabiliriz. Vatandaşımızın ruhsatsız bir şekilde el yordamı ile yaptığı yapılar. Ruhsata tabi yapılar daha sonra bu ruhsatlı yapıları da 1999 deprem öncesi ve 1999 sonrası yani deprem yönetmeliğine ve yapı denetim kapsamına göre yapılan yapılar. Bu grubu da ikiye ayırabiliriz. Dolayısı ile her yıkılan bina ruhsatsız, ruhsatlı ve yapıldığı yıla tabi olduğu mevzuata göre değerlendirilmelidir.

    “ÖNÜNE GELENİN MÜTEAHHİT OLMAMASI GEREKTİĞİNİ YILLARCA SAVUNDUK”

    Konfederasyon olarak her daim büyük ve Güçlü Türkiye’yi inşa etmek anlayışını şiar etmiş bir irade ile bu tür acılar yaşanmasın sektörde ihtisaslaşma olsun diye önüne gelenin müteahhit olmaması gerektiğini yıllarca savunduk. Çok şükür nihayet 2019 yılında ilgili kanun eksikliklerine rağmen güçlü bir şekilde çıktı ve uygulanıyor neticesinde 350 bin özel sektör müteahhidi bu kanunla önemli derecede disiplinize edilerek 100 binin altına düşmüştür. Ayrıca yıkılan yapıların yüzde 98’inin 1999 körfez depremi öncesi çıkartılan deprem yönetmeliği öncesi yapılar olduğunu, 1999 sonrası çıkartılan 4708 sayılı yapı denetim yasası kapsamında yapılan yapılardan bu depremde yıkılan ve hasarlı bina oranının ve Çevre ve Şehircilik Bakanımızın ve deprem sonrası Konfederasyonumuzun teknik heyetinin deprem bölgelerindeki incelemeleri neticesinde fay hattı üzerinde bulunan yüzde 2-3 civarı olduğu ayrıca dikkate alınmalıdır.

    “SAĞLAM VE SAĞLIKLI KENTLER KURMAMIZ GEREKTİĞİNİ İMKON OLARAK DEFALARCA PAYLAŞTIK”

    Maalesef hiçbir meslek grubunun istemediği halde, mesleklerini kötü icra edenlerden dolayı birçok meslek zan altında kalabilmektedir. İMKON olarak; birilerinin her yeri beton yığınına çeviriyorsunuz anlayışı ile kentsel dönüşüme karşı çıkmalarına rağmen biz depremin ülke gerçeğimiz olduğunu unutmadan ‘yaşamamız ve yapılaşmamız’ gerektiğini ve bu gerçekle kültürel ve çevre değerlerimizi koruyarak  sağlam ve sağlıklı kentler kurmamız gerektiğini İMKON olarak kurulduğumuz günden beri kamuoyu ve meslektaşlarımızla mutat zamanlarda ve birçok basın açıklamamızda ve ülke çapındaki yaptığımız onlarca çalıştaylarımız da defalarca paylaştık.

    “BİR MESLEK ODASI KURULMASI SEKTÖRÜN GELECEĞİ AÇISINDAN HAYATİ ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR”

     Ülkemizde en küçük iş kollarının meslek odası olmasına rağmen yine yıllardır müteahhitlik bir meslek ise muhakkak kendini eğitecek, geliştirecek, mesleğe rehberlik edecek ve üyelerini denetleyecek bir meslek odası kurulması sektörün geleceği ve Türkiye yapı inşaat sektörünün disiplinize edilmesi açısından hayati önem arz etmektedir. Bu minvalde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da sektörümüzün disiplinize edilmesi, deprem risk kuşağı ülkemizdeki kentsel dönüşüm seferberliğine her türlü desteği en üst seviyede verilmesi, bir an önce depremde oluşan hasar ve yaralarımızın sarılması ülkemizin kalkınması için bütün gücümüzle milletimizin, devletimizin yanında ve emrinde olduğumuzu saygıyla kamuoyuna duyururuz.”

     

     

                                                                                                                                    

     

     

  • İMSAD: “ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE ENERJİ, HAMMADDE, DÖVİZ KURLARI VE İŞÇİLİKTE OLAĞANÜSTÜ BİR DEĞİŞİM OLMADIĞI SÜRECE MALZEMELERDE FİYAT ARTIŞI İHTİYACI OLMAYACAĞINI ÖNGÖRMEKTEYİZ”

    İMSAD: “ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE ENERJİ, HAMMADDE, DÖVİZ KURLARI VE İŞÇİLİKTE OLAĞANÜSTÜ BİR DEĞİŞİM OLMADIĞI SÜRECE MALZEMELERDE FİYAT ARTIŞI İHTİYACI OLMAYACAĞINI ÖNGÖRMEKTEYİZ”

    Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Tayfun Küçükoğlu, deprem bölgesinde ilk etapta 200 bin konutun inşa sürecinde ihtiyaç duyulan malzemeyi karşılayabilecek potansiyele sahip olduklarını belirtti. Küçükoğlu, fiyatlarla ilgili “Önümüzdeki süreçte enerji, hammadde, döviz kurları ve işçilikte olağanüstü bir değişim olmadığı sürece malzemelerde fiyat artışı ihtiyacı olmayacağını öngörmekteyiz” dedi.

    İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un inşaat ve çimento sektörü temsilcileriyle yaptığı toplantıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Küçükoğlu, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) temsilcilerinin de bulunduğu toplantıda Bakan Kurum’un deprem bölgesinin yeniden inşa süreci ve harita üzerinden yeni yerleşim alanları olarak değerlendirilebilecek sahalara ilişkin bilgi verdiğini aktardı. Küçükoğlu’nun açıklaması şöyle:

    “KONUTLARIN YAPIM AŞAMASINDA TÜM FAALİYETLERİ DESTEKLİYORUZ”

    “Afetin bölgede açtığı yara çok büyük. İnşaat sektörünün tüm paydaşları olarak, bölge halkının bir an önce yuvalarına kavuşması için ihtiyacı olan konutların yapım aşamasında tüm faaliyetleri desteklemekteyiz. Bakanımızın şehir yapılanmalarında makûs talihimizi değiştirecek radikal değişim planlamalarını açıklaması hayati önemde bir adımdır. Bakanlığımızın oluşturduğu kesinleşmemiş olmasına rağmen hasar tespit çalışmaları ile paylaşılan yıkık, ağır, orta ve az hasarlı binaların belirlenmiş olması, kalıcı konutları oluşturma seferberliğinde rehber olma kıymetindedir.

    “İLK ETAPTA 200 BİN KONUTUN İNŞA EDİLECEK”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın planladığı yaraları sarma ve kalıcı konutları oluşturma seferberliği evrensel boyutta büyüktür. Toplantıda sözü edilen ilk etapta 200 bin konutun inşa sürecinde ihtiyaç duyulan malzemeyi ve fazlasını Türkiye inşaat malzemeleri sanayisi olarak kapasite ve nitelik açısından karşılayabilecek potansiyele sahibiz. Sektörümüz potansiyeli, üretim kapasitesi, ürün niteliği ve maliyet yapısı ile deprem yaralarını saracak imkânlara sahiptir. İhtiyacımız koordinasyonumuzu artırmaktır.

    “KALICI KONUT SEFERBERLİĞİNE İHTİYAÇ DUYULAN DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ”

    Dolayısıyla sektör olarak sahip olduğumuz yüksek üretim kapasitemiz, malzeme kalitemiz ve imkânlarımızla, kalıcı konut seferberliğine ihtiyaç duyulan desteği vermeye hazırız. Önümüzdeki süreçte enerji, hammadde, döviz kurları ve işçilikte olağanüstü bir değişim olmadığı sürece malzemelerde fiyat artışı ihtiyacı olmayacağını öngörmekteyiz. Tüm Türkiye’yi yasa boğan bu felaket karşısında Türkiye inşaat malzemesi sanayicileri olarak yaraları sarmaya muktedir olduğumuzu belirtir, bölgeye yardımlarımızı sürdürmek için paydaşlarımızla temas halinde, tam kapasite ve gayretle üretmeye devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşırız.”

     

     

  • TCMB, POLİTİKA FAİZİNİ 50 BAZ PUAN İNDİREREK YÜZDE 8,5’E ÇEKTİ

    TCMB, POLİTİKA FAİZİNİ 50 BAZ PUAN İNDİREREK YÜZDE 8,5’E ÇEKTİ

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 8,5’e çekti.

    Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu yönetiminde bugün yapılan PPK toplantısının ardından, saat 14:00’te faiz kararı açıklandı. Merkez Bankası, politika faizini, ekonomistlerin beklentileri doğrultusunda 50 baz puan azaltarak yüzde 8,5’e indirdi.

    Banka, bir önceki toplantıda politika faizini yüzde 9 seviyesinde sabit tutmuştu. PPK, geçen yıl ağustos ayındaki toplantıda ise politika faizini indirmeye başladı. Kurulun son kararları şöyle:

    18 Ağustos 2022: Faiz oranı yüzde 14’ten yüzde 13’e indirildi.

    22 Eylül 2022: Faiz oranı yüzde 13’ten yüzde 12’ye indirildi.

    20 Ekim 2022: Faiz oranı yüzde 12’den yüzde 10,5’e indirildi.

    24 Kasım 2022: Faiz oranı yüzde 10,5’ten yüzde 9’a indirildi.

    22 Aralık 2022: Faiz oranı yüzde 9’da sabit tutuldu.

    19 Ocak 2023: Faiz oranı yüzde 9’da sabit tutuldu.

  • TCMB: DEPREMİN YAKIN VADEDE EKONOMİK AKTİVİTEYİ ETKİLEMESİ BEKLENMEKLE BİRLİKTE, ORTA VADEDE TÜRKİYE EKONOMİSİNİN PERFORMANSI ÜZERİNDE KALICI BİR ETKİDE BULUNMAYACAĞI ÖNGÖRÜLMEKTEDİR

    TCMB: DEPREMİN YAKIN VADEDE EKONOMİK AKTİVİTEYİ ETKİLEMESİ BEKLENMEKLE BİRLİKTE, ORTA VADEDE TÜRKİYE EKONOMİSİNİN PERFORMANSI ÜZERİNDE KALICI BİR ETKİDE BULUNMAYACAĞI ÖNGÖRÜLMEKTEDİR

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 8,50’ye çekti. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir” denildi.

    PPK, aralık ve ocak aylarında yaptığı toplantılarda politika faizine, ekonomistlerin beklentileri doğrultusunda dokunmamış ve faizi yüzde 9 seviyesinde sabit tutmuştu. PPK, bugün yaptığı son toplantıda ise politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 9’dan yüzde 8,5’e indirilmesine karar verdi. Merkez Bankası’ndan toplantıya dair yapılan açıklama şöyle:

    “YÜKSEK KÜRESEL ENFLASYONUN ENFLASYON BEKLENTİLERİ VE ULUSLARARASI FİNANSAL PİYASALAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ YAKINDAN İZLENİYOR” 

    “Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmektedir. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik, merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir. Ayrıca finansal piyasalar, durgunluk risklerine karşı faiz artışı yapan merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaktadır.

    “DEPREMİN ORTA VADEDE TÜRKİYE EKONOMİSİNİN PERFORMANSI ÜZERİNDE KALICI BİR ETKİDE BULUNMAYACAĞI ÖNGÖRÜLMEKTEDİR”

    Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler, 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı, yılın tüm aylarına yayılarak devam etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet, cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere, tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir.

    “DEPREMİN YOL AÇTIĞI ARZ-TALEP DENGESİZLİKLERİNİN ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ YAKINDAN İZLENİYOR”

    Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 50 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, bu ölçülü indirim sonrası para politikası duruşunun, fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir.

    “TCMB, ENFLASYONDA YÜZDE 5 HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR ELİNDEKİ TÜM ARAÇLARI KARARLILIKLA KULLANMAYA DEVAM EDECEK”

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için liralaşma stratejisini tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”

  • KAHRAMANMARAŞ’TAKİ BAZI TAŞINMAZLAR ENERJİ İÇİN ACELE KAMULAŞTIRILACAK

    KAHRAMANMARAŞ’TAKİ BAZI TAŞINMAZLAR ENERJİ İÇİN ACELE KAMULAŞTIRILACAK

    Göksun İlçesi Doğal Gaz Boru Hattı Projesi kapsamında Kahramanmaraş sınırları içinde yer alan bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildi.

    Kahramanmaraş sınırları içinde yer alan bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, Göksun İlçesi Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin gerçekleştirilmesi amacıyla, Kahramanmaraş sınırları içinde yer alan ve bu hattın güzergahına isabet eden taşınmazlar ile söz konusu proje kapsamında inşa edilecek sabit tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımında ihtiyaç duyulan taşınmazlar, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılacak. 

  • DEPREMZEDELERİN, KAMU MİSAFİRHANE VE SOSYAL TESİSLERİNDEN ÜCRETSİZ YARARLANMASI SAĞLANDI

    DEPREMZEDELERİN, KAMU MİSAFİRHANE VE SOSYAL TESİSLERİNDEN ÜCRETSİZ YARARLANMASI SAĞLANDI

    Depremzedelerin, kamu kurum ve kuruluşlarına ait misafirhane ve sosyal tesislerden ücretsiz yararlanması için Cumhurbaşkanı kararı yayınlandı.

    Kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri bazı mal ve hizmetlerden ücretsiz veya indirimli olarak faydalanacakların tespitine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı.

    Karara göre; Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarına ait misafirhane ve sosyal tesislere geçici olarak yerleştirilen afetzedeler, buralardaki konaklama ve yemek ücretlerinden muaf tutulacak. Karar, depremin meydana geldiği 6 Şubat’tan itibaren geçerli olacak.