Kategori: Ekonomi

  • EPDK, 22 ŞİRKETE LİSANS VERDİ

    EPDK, 22 ŞİRKETE LİSANS VERDİ

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), elektrik üretim, doğal gaz depolama, madeni yağ, petrol dağıtıcı, OSB elektrik dağıtım ve elektrikli şarj istasyonu gibi alanlarda faaliyet gösteren 22 şirkete lisans verdi.

    EPDK’nin lisans kararlarıyla ilgili ilanı, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Buna göre EPDK, 10’u elektrikli şarj istasyonu, 7’si elektrik üretim ile 1 OSB elektrik dağıtım, 1 elektrik tedarik, 1 doğal gaz depolama, 1 madeni yağ ve 1 dağıtıcı firmaya lisan verdi.

    EPDK ayrıca, 3 şirketin elektrik tedarik lisansını, 5 şirketin elektrik üretim lisansını ve 1 LPG dağıtıcı lisansını iptal etti. 1 LPG dağıtıcının lisansı ise yeniden geçerlilik kazandı.

    Ayrıca 1 akaryakıt şirketinin depolama lisansı uzatıldı.

  • DOĞAL GAZ İHRACAT ÇIKIŞ NOKTALARININ KULLANIM ESASLARI BELLİ OLDU

    DOĞAL GAZ İHRACAT ÇIKIŞ NOKTALARININ KULLANIM ESASLARI BELLİ OLDU

    Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu (EPDK), doğal gaz ihracat çıkış noktalarının kullanımına ilişkin usul ve esasları belirledi.

    EPDK’nin Doğal Gaz İhracat Çıkış Noktalarının Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar’a ilişkin kurul kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Buna göre, doğal gaz iletim şirketi her bir ihracat çıkış noktası için uygulanacak maksimum ayrılabilir kapasite (MAK) değerini ve ilgili dönem için rezerve edilebilecek atıl kapasiteleri gaz yılı öncesi kapasite rezervasyonunu son başvuru tarihinden 60 gün önce, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın doğal gaz arz güvenliği görüşlerini dikkate alarak ilan edecek.

    İletim şirketi tarafından, gaz yılı içerisinde bakanlık görüşü dikkate alınarak ihracata konu edilecek miktarın kesintili ya da kesintisiz olacağına, mevsimsel nitelik arz edip etmeyeceğine ve gerekli görülen diğer hususlara yayımlayacağı kapasite ilanı duyurusunda yer verilecek.

    EPDK kararına göre, iletim şirketi, bakanlık görüşü çerçevesinde birden fazla ardışık takvim yılını kapsayacak şekilde uzun dönemli kapasite rezervasyonuna ve söz konusu dönem için ilgili ihracat çıkış noktasında geçerli olacak şekilde iletim kapasite bedelinin belirlenmesine imkan verecek kapasite ilanı duyurusu da yapabilecek.

    Öte yandan, ihracat çıkış noktaları arasında İletim Şebekesi İşleyiş Düzenlemelerine İlişkin Esaslar’ının (ŞİD) kapasite aktarımına ilişkin hükümleri uygulanmayacak.

  • TCMB, BANKALARA 28 NİSAN’DAN İTİBAREN İLAVE 5 PUAN ZORUNLU KARŞILIK UYGULAYACAK

    TCMB, BANKALARA 28 NİSAN’DAN İTİBAREN İLAVE 5 PUAN ZORUNLU KARŞILIK UYGULAYACAK

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), TL mevduat/katılım fonunun toplam mevduat/katılım fonu içindeki paylardan düşük olanı yüzde 60’ın altında kalan bankalar için 28 Nisan’dan itibaren ilave 5 puan yabancı para zorunlu karşılık uygulayacak. Referans orandan belirli bir oranda yüksek faiz/kâr payı oranı bulunan ihtiyaç kredilerinde menkul kıymet tesisi oranı yüzde 90’dan yüzde 150’ye yükseltilecek.

    TCMB’nin zorunlu karşılık ve menkul kıymet tesisine ilişkin tebliğlerde değişiklik yapılmasına ilişkin tebliğler Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Merkez Bankası ayrıca bankalara yazı ile iki talimat da gönderdi. Buna göre, daha önce TL mevduat payı yüzde 50’nin altında kalırsa 7 puan ek menkul kıymet tesis etmek zorunda olan bankalar, artık yüzde 60’ın altında kalınca 7 puan ek menkul kıymet tesisinde bulunacak.

    Bankalar, ayrıca nisan ayının sonundan eylül ayının sonuna kadar, döviz mevduattan TL mevduata dönüşümü belirli oranda sağlayamamaları halinde ek menkul kıymet tutacak. Buna göre, bankalar, 28 Nisan’dan 29 Eylül’e kadar TL’ye dönüşüm oranı aylık yüzde 5’in altında kalırsa eksik kalan tutar kadar menkul kıymet ayıracak. 31 Mart’tan 27 Haziran’a kadar TL’ye dönüşüm oranı yüzde 15’in altında kalan bankalar 5 puan ek menkul kıymet tesisi yapacak. 

    Bankalar, 27 Haziran’dan 29 Eylül’e TL’ye dönüşüm oranı aylık yüzde 3’ün altında kalması halinde de eksik kalan tutar kadar menkul kıymet ayıracak. 31 Mart’tan 29 Eylül’e kadar TL’ye dönüşüm oranı yüzde 24’ün altında kalan bankalar, 5 puan ek menkul kıymet tesis edecek.

    YÜKSEK FAİZE YÜKSEK MENKUL KIYMET ŞARTI

    Yapılan değişikliklerle, yüksek faizli kredi kullanımında uygulanacak menkul kıymet şartı da yükseltildi. Buna göre, 9 Aralık’tan itibaren kullandırılan kredilerin ikinci kademede yer alanları için yüzde 90 yerine yüzde 150 menkul kıymet ayrılacak. 

    TL mevduat/katılım fonunun toplam mevduat/katılım fonu içindeki paylardan düşük olanı yüzde 60’ın altında kalan bankalar 28 Nisan’dan itibaren ilave 5 puan yabancı para zorunlu karşılık oranı uygulayacak.

    Merkez Bankası, teminat sisteminde bankaları uzun vadeli sabit kuponlu Hazine tahvili tutmaya daha da teşvik edecek değişikliğe gitti. Merkez Bankası, dün bankalara gönderdiği yazıda daha önce TÜFE’ye endeksli tahviller için yüzde 70 olan iskonto oranını yüzde 80’e çıkardı.

  • DEPREM BÖLGESİNDEKİ İHRACAT DESTEKLERİNİN SÜRESİ BİR YIL UZATILDI

    DEPREM BÖLGESİNDEKİ İHRACAT DESTEKLERİNİN SÜRESİ BİR YIL UZATILDI

    Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde merkezi ve üretim tesisi bulunan firmaların ihracat destek süreleri bir yıl uzatıldı.

    Ticaret Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde ihracat desteklerinin süresini bir yıl uzattığını duyurdu. Bakanlık, oda ve borsalara yazı yazarak, geçen yıl Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan İhracat Destekleri Hakkında Karar’ın ‘Yetki’ maddesi uyarınca, mücbir sebep hallerinde ilave destek süresi vermeye yetkili olduğunu anımsattı.

    Bu kapsamda, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen, bu illerde merkezi ve üretim tesisi bulunan firmaların, bakanlıkça yürütülen ihracata yönelik devlet desteği süreçlerinde yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenebilmesi için destek ve proje sürelerinin bir yıl uzatıldı.

    Bakanlık, oda ve borsalara gönderdiği yazıda, karar kapsamında süreleri bir yıl uzatılan desteklere ilişkin de bilgi verdi. Buna göre, halen yurt dışı marka tescil, küresel tedarik zincirine yönelik yurt dışı depo kira gideri ve depolama hizmeti gideri, birim kira ve tanıtım desteklerinden yararlanan şirketler bu kapsamda olacak.

    TASARIM VE ÜRÜN GELİŞTİRME PROJESİ BULUNAN ŞİRKETLERİN DESTEK SÜRELERİ DE UZATILDI

    Bakanlığı kararı doğrultusunda, tasarım ve ürün geliştirme projesi bulunan şirketlerin destek süreleri de bu kapsamda değerlendirilecek.

    Ayrıca Marka ve Turquality destek programları kapsamında halen Marka Programı’nda yer alan destek süreleri de bir yıl uzatıldı. Turquality Programı’nda yer alanların onaylanan, süresi başlamış ve devam eden hedef pazar süreleri de uzatım kararına dahil olacak.

    Turquality Programı’nda yer alan şirketlerin destek süresi başlamış ve devam eden kurumsal kapasite geliştirmeye yönelik danışmanlık ve istihdam destek süreleri de aynı şekilde bir yıl uzatıldı.

    Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilesi (UR-GE) Projesi’ni yürüten iş birliği kuruluşlarının merkezinin veya projede yer alan firmalarının merkez veya üretim tesislerinin depremden etkilenen illerden birinde bulunması durumunda da proje sürelerinin bir yıl uzatılması da kararlaştırıldı.

    DESTEK MİKTARLARI

    İhracat Destekleri Hakkında Karar’a göre, 2023 yılı için markaların yurt dışında tescili ve korunmasına ilişkin giderler 1 milyon 357 bin liraya, yurt dışı depo kira ve depo hizmet giderleri 7 milyon 239 bin liraya, yurt dışı birimlerin kira giderleri 3 milyon 619 bin liraya, tanıtım giderleri 7 milyon 239 bin liraya kadar destekleniyor. Bu desteklerden 4 yıl süreyle yararlanılıyor.

    Tasarım ve Ürün Geliştirme Projesi’nde, proje başına toplam destek tutarı 9 milyon 47 bin lira, destek süresi 3 yıl olarak uygulanıyor.

    Bu yıl için toplam destek tutarı Marka Programı’nda 90 milyon 497 bin lira, Turquality Programı’nda ise 180 milyon 995 bin lira oldu. Destek süresi Marka Programı’nda 4 yıl, Turquality Programı’nda 5 yıl olarak belirlenmişti. 

  • CASTROL’ÜN YENİ AMBALAJLARI İÇİN YÜZDE 20 DAHA AZ PLASTİK KULLANILACAK

    CASTROL’ÜN YENİ AMBALAJLARI İÇİN YÜZDE 20 DAHA AZ PLASTİK KULLANILACAK

    Dünyanın önde gelen madeni yağ markalarından Castrol, Gemlik üretim tesisine yaptığı 5,5 milyon dolarlık yatırımla dolum hattını 2,2 kat hızlandırdı. Bu dolum hattında Avrupa’da ilk kez plastik miktarı yüzde 20 az olmasına rağmen 2 kat daha dayanıklı ambalajlar kullanılacak.
    Castrol, sürdürülebilirlik stratejisiyle; karbon ayak izini düşürmek, operasyon kaynaklı atıkları azaltmak ve insanların hayatlarını daha iyi hale getirmek başlıklarında 3 hedefe odaklanıyor. Bu hedefleri gerçekleştirmek için Türkiye’de ve dünyada birçok projeye yatırım yapıyor.

    Castrol, bu hedefler doğrultusunda gerçekleştirilen iki yıllık araştırma-geliştirme çalışmaları ve küresel lojistik kriterlerin incelenmesi sonucunda bugüne kadar kullandığı en verimli ambalajları tasarladı. İlk aşamada 1, 3 ve 4 litrelik plastik ürün ambalajları değiştiriliyor. Proje kapsamında Castrol’ün Avrupa’daki sekiz üretim tesisinden biri olan ve üretilen ürünlerin 24 ülkeye ihraç edildiği Gemlik tesisine 5,5 milyon dolarlık bir hızlı dolum hattı yatırımı yapıldı. Bu yatırım sonucunda da Avrupa’da yeni ambalajları ilk kullanacak fabrika Gemlik üretim tesisi oldu. Kurulan yeni hat ile üretim sırasında ortaya çıkan plastik atık miktarı azalıyor ve farklı ürün gramajları arasında sorunsuz geçiş sağlanıyor. Daha kısa sürede daha çok ambalajın dolumu sağlanarak zaman tasarrufu ve enerji verimliliği sağlanıyor.

    PLASTİK MİKTARI VE KARBON EMİSYONU DAHA AZ

    Hayata geçirilen bu proje ile Gemlik tesisine yeni bir dolum hattı kurduklarını belirten Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya (TUCA) Direktörü Ayhan Köksal, yeni hızlı dolum hattının öncekine göre 2,2 kat daha hızlı olduğunu ve farklı boyutlarda ambalajları doldurmaya uygun olduğunu belirtiyor. Tesisin ilk robotik paletizörünün de bu hatta yer aldığını söyleyen Köksal, “Yeni ambalajlarımızın üretimi de bu hat üzerinde gerçekleştiriliyor. Bu nedenle bu iki projeyi Gemlik’te eş zamanlı olarak hayata geçirdik. Bu hat önümüzdeki dönemde üretim kapasitemizi artırmamıza da yardımcı olacak” diyerek hedeflerinin 120 milyon litrenin üzerinde madeni yağ üretmek olduğunun altını çizdi.

    Üretiminde yüzde 20 daha az plastik kullanılmasına rağmen 2 kat daha sağlam olan ambalajlar, yeni tasarımı sayesinde yüzde 50 daha etkin raf kullanımına da imkân veriyor. Kullanılan plastiği azaltıp lojistik avantaj sağlamasının yanında üretim sırasında ortaya çıkan atık miktarını azalttıklarını ve karbon salımını da aşağıya çektiklerini söyleyen Köksal, “Yeni ambalajların üretiminde kullanılan plastik miktarı yaklaşık 300 ton, karbon emisyonu ise yaklaşık 12 ton daha az. Ayrıca önceki ambalajlarda yer alan sivri köşelerin daha yumuşak kenarlar haline getirilmesi ve yeni tasarım sayesinde sağlamlığı da artırdık. Yine bu yeni tasarım sayesinde bir palet içerisine çok daha fazla ürün sığdırabiliyoruz. Bunun sonucunda da 2023 yılında yaklaşık 7 bin palet daha az kullanacağız. Bu da palet üretiminde 300 ağaç daha az kullanılacağı anlamına geliyor. Gemlik tesisine yaptığımız bu yatırım sonucunda, hem üretim sırasında kullanılan plastik atığı azalttık hem de karbon ayak izimizi düşürerek daha az çevresel etki yarattık” dedi.

    GEMLİK TESİSİNE HER YIL DÜZENLİ YATIRIM

    Gemlik üretim tesisinde üretilen ürünlerin yüzde 85’i iç pazara, yüzde 15’i ise dış pazara sunuluyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ve Afrika bölgesinin 700 milyon litrelik üretim hacminin yaklaşık yüzde 14’ünü gerçekleştiren Gemlik üretim tesisine 2023 yılında 1 milyon doların üzerinde tank yatırımı, 2024 yılında da 5,5 milyon dolarlık depo yatırımı yapılacak.

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • İSTANBUL ENERJİ AŞ, SOLEREX İSTANBUL FUARI’NDA… YÜKSEL YALÇIN: “BU FUARDA ÖZELLİKLE YENİLENEBİLİR ENERJİ ALANINDA GÜNEŞ ENERJİ SİSTEMLERİNE ÇOK AĞIRLIK VERİYORUZ”

    Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Enerji AŞ, dünyanın en büyük enerji firmalarının katılımıyla, bini aşkın markanın temsil edildiği ve bu yıl 15’cisi düzenlenen Solerex İstanbul Fuarı’na katıldı. Şirket Genel Müdürü Yüksel Yalçın, “Bu fuarda, özellikle yenilenebilir enerji alanında güneş enerji sistemlerine çok ağırlık veriyoruz. Çünkü Türkiye’de hızlı seyrediyor ama çok fazla yol almışlığımız yok. Bu konunun yaygınlaşması lazım. Özellikle konutlarda, sanayi çevresinde, okullarda, eğitim kuruluşlarında, yani kurumsal binalarda ve yerel yönetimlerde bu yenilebilir enerji dönüşümlerinin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Biz bu konudaki yaptığımız çalışmaları burada örnekleriyle anlatıyoruz” dedi.

    Dünya’nın en büyük enerji firmalarının katılımıyla, bini aşkın markanın temsil edildiği ve bu yıl 15’cisi düzenlenen Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı – Solerex İstanbul, dün İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. Temiz, yenilenebilir ve sürekli enerji kaynağı güneş enerjisinin çevre dostu çözümlerle, sektör temsilcilerini bir araya getiren fuar, çok sayıda yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirdi. İBB iştiraki İstanbul Enerji AŞ de fuarda yerini aldı.

    Yarın akşama kadar açık olacak fuar alanında ANKA haber Ajansı’na konuşan İstanbul Enerji AŞ Genel Müdürü Yüksel Yalçın, fuarın özellikle solar enerji ve teknolojileri üzerine kurgulandığını belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:

    “FOSİL KAYNAKLI YAKITLARDAN YENİLENEBİLİR ENERJİYE GEÇİŞ DÜNYADA ARTIK BİR TREND: Bu fuar solar enerjisi ve teknolojileri üzerine kurgulanmış bir fuar. Tabii dünyada son dönemlerde özellikle küresel iklim değişikliğinin etkileriyle özellikle gezegenin bozulması, canlıların yaşam standartlarının değişmesi gibi birçok faktörler bir araya gelince artık fosil kaynaklı yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş, dünyada artık bir trend. Bu trendi tabii çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü bunun sonuçları gelecek kuşakların yaşanabilir bir dünya bulup bulamayacağıyla alakalı bir konu. Dolayısıyla yenilenebilir enerji konusu artık sanayi sektörünün, eğitim kuruluşlarının, yerel yönetimlerin her kesimin çok önemli konuları haline geldi. Biz de İstanbul enerji olarak solar teknolojilerinin yer aldığı bu fuarda zaten şu ana kadar çok kez katılım sağladık. Ana iş alanlarımızdan biri İstanbul Enerji’nin yenilenebilir enerji konusu. Bu hem yenilebilir enerji santrallerinin kurulması başta güneş enerjisi, biyokütle enerji santralleri, işte rüzgâr enerjisi konusunda çalışmalarımız var. Yani yenilenebilir enerji konusunu şirketimiz iş merkezlerinden birine almıştır.

    DÜNYANIN GELECEĞİ AÇISINDAN, YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YAYGINLAŞTIRILMALI Dolayısıyla bu sektörde de sürekli gelişen teknolojik değişimlere de hem adapte olmak durumundayız hem de faaliyetlerimizi piyasayla bu işlerin içerisinde olan sektörle kamuoyuyla paylaşmaya çalışıyoruz. Tabiİ İstanbul Enerji, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir iştirak şirketi olarak, bir taraftan da kamusal yükümlülük hissediyoruz. Dolayısıyla bizim için başarı faktörü çok karlı bir işletme ortaya koymaktan ziyade, özellikle dünyanın geleceği açısından, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması bizim için birincil beklenti. Bunları yaparken de şirket olarak yaşamak, şirket olarak yapısını idame ettirmek tabiİ bu da önemli bir parametre. Ama biz her iki başlığı gözeterek burada çalışmalar yapıyoruz.

    YENİLEBİLİR ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİNİN HIZLI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR: Bu fuarda işte özellikle yenilenebilir enerji alanında güneş enerji sistemlerine çok ağırlık veriyoruz. Çünkü Türkiye’de hızlı seyrediyor ama çok fazla yol almışlığımız yok. Bu konunun yaygınlaşması lazım. Özellikle konutlarda, sanayi çevresinde, okullarda, eğitim kuruluşlarında, yani kurumsal binalarda ve yerel yönetimler de bu yenilebilir enerji dönüşümlerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Biz bu konudaki yaptığımız çalışmaları burada örnekleriyle anlatıyoruz. Artık güneş panelleri sadece çatılarda, arazilerde değil işte yüzey sistemleri var, dikey binaların mantolama gibi özellikle panel yapmak suretiyle yani güneş ışığının değdiği her yerden enerji üretecek bir teknik artık şu anda günümüzde var.

    STATÜYE UYGUN OLAN HER ÇATIDA MUTLAKA GES OLMALI: Bizim şöyle bir mottomuz var. Bunun yaygınlaşması ve farkındalığın artması için çabalar gösteriyoruz. Binaların statiğine uygun olan, statüye uygun olan her çatıda mutlaka güneş enerji sistemi (GES) olmalı. Çünkü her metrekare potansiyel bir enerji kaynağı. Yani güneş ışığının yer aldığı her yerde mutlaka enerji üretebilecek bir potansiyel var bunları harekete geçirmek gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak biz önce kurumsal binalarımızın enerji dönüşümlerini yaptık. Şu anda 10 megavatı aşkın güneş enerjisi sistemleri kurduk. Bu yenilenebilir enerjilerin en önemli alanlarından biri.

    İBB ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETECEK KAPASİTEYE ERİŞMİŞ OLACAK: Öte taraftan, İBB olarak biyokütle enerji santrallerimiz var. Çöp gazından enerji elde ediyoruz. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakalarında atık çöpler, atıklar toplanarak düzenli çöp sahalarında metan gazı çekmek suretiyle buradan enerji üretiyoruz. İşte Seymen’de var bir tesisimiz. Odayeri’nde var. Ayrıca geçtiğimiz yıl açtığımız 87 megavatlık çöp yakma tesisimiz var. Yani neticede sanıyorum önümüzdeki yıllarda artık İBB kendi enerjisini üretecek kapasitede bir yapıya erişmiş olacaktır. Bizler bu çalışmaları hem İBB kurumsalında hem de kamuoyunda yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. İBB’de tabii ki bunlar olmalı ama öte taraftan sanayi tesisleri, sanayi kuruluşları ki en çok fosil kaynak tüketen enerji alanları buralar. Dolayısıyla bunların dönüşümü, yenilenebilir enerjiye geçiş planında bizler baskın bir rol üstleniyoruz. İşte organize sanayi bölgelerini, iş adamları topluluklarını toplayarak sanayi tesislerin de enerji dönüşümü, enerji yatırımları ve tüketimi verimli kullanımı konularında bilgilendirme programları yapıyoruz.

    GELECEKTE DE HİDROJEN ENERJİSİYLE ÇALIŞACAK SİSTEMLERİ MUTLAKA TARTIŞIYOR OLMAK LAZIM: Netice itibariyle yapmamız gereken iki şey var. Bir; enerjiyi doğru kullanmak. İki; üretebildiğimiz kadar yenilenebilir enerji üretmek. Bu konularda gayret sarf ediyoruz. Tabii sadece binalar enerji tüketim alanı değil. Ulaşım alanında da enerji dönüşümleri var. Fosil kaynaklı enerji tüketim alanlarından ulaşımda, artık şu sıralar elektrikli araç sistemleri çok fazla konuşuluyor. Biz son 4 yıldan beri bu konuya çok güçlü ağırlık verdik. Şarj Park adıyla bir markamız var. Burada da örneğini sergiledik. Artık E -Mobilite denen işte küçük, tekil araçların, elektrikli araçların yaygınlaşması toplu taşımaların yaygınlaşması ve mümkünse bunların fosil kaynaklı olanların değil de bugünün teknolojisi elektrik ama gelecekte de hidrojen enerjisiyle çalışacak sistemleri mutlaka tartışıyor olmak lazım. Başka misyonumuz da İBB bir çatı mekanizma ama diğer il ve ilçelerde başarılı uygulamaların yaygınlaşması gerekiyor.

    TÜRKİYE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR İKLİM ENERJİ EYLEM PLANINI YAPMAMIŞ HİÇBİR BELEDİYE KALMAMALI: Şu anda da yine trend bir konu var ‘sürdürülebilir iklim enerji eylem planı’ çalışmaları. Belediyeler nezdinde 2030 yılında karbon salınımının yüzde 40 azaltılması 2050 yılında da karbon nötr olma hedefi var, bu her ülkenin, dünyanın hedefi aynı zamanda. Çünkü Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın hedefinde 2050 karbon nötr bir dünya teşekkülü var. Türkiye de bu mutabakatın altında imzası olan bir ülke. Dolayısıyla yerel yönetimlerde de bizim mutlaka sürdürülebilir iklim enerji eylem planlarını hazırlamamız gerekiyor. Şu anda 7-8 ilçede bu çalışmayı yaptık. İllerde de bu çalışmayı yapıyoruz Marmara Bölgesi başta olmak üzere, artık Türkiye’de 2023, 2024 sonrası sürdürülebilir iklim enerji eylem planını yapmamış hiçbir belediyenin kalmaması gerekiyor. Çünkü bu sürdürülebilir iklim enerji planı, aynı zamanda hem belediyelerin kendi tesisleri, kendi binalarındaki enerji dönüşümlerini içeriyor hem de o il veya ilçe sınırlarındaki tüm enerji tüketim noktalarını içeriyor. Bu toplumsal bir katılım şeklinde yürüyen bir proje. Çorlu Belediyesi’nde yaklaşık 8 aylık bir çalışmayla, tüm enerji tüketim noktalarının çalışmalarını, hesaplamalarını yapmak suretiyle Çorlu bölgesinin karbon salınımını 2030’da yüzde 40 azaltacak, 2050’de de sıfırlayacak bir yol haritasını çıkarmış bulunuyoruz. Bu tamamen oraya özel bir şey. Bu, Bahçelievler, Kartal, Maltepe, Beşiktaş’a kadar tüm ilçelerin ve nihayetinde illerin yerel yönetimlerin tamamının bu çalışmayı tamamlaması son derece önemli. Çünkü tüm kurumların bunu artık bir yol haritası olarak ortaya koyması lazım. Bizlerin de bu çalışmaları yaparken bu konuda deneyimli uzman ekip arkadaşlarımız var. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın bu konuda en iyi çalışmalar yapmış yol almış mühendislik çalışmalarını inceleyerek belli bir şeyde çalışma sonrası o yerele özel hazırlamış olduğumuz bir çalışmanın raporudur. Şimdi işte önümüzdeki hafta Büyükçekmece’ninkini, daha sonra Tekirdağ, Kırklareli. Yani iller düzeyinde de bu çalışmalarımızı tamamlayıp belediyelerimize, yerel yönetimlerimize bu yol haritasını sunmuş olacağız

    YAKLAŞIK 3,5-4 YILDA KENDİNİ AMORTİ EDEN BİR SİSTEM: Bizim amacımız burada daha çok fazla sayıda endüstriyel binalarda fiilen bu çalışmaları, bu dönüşümleri yapmak değil. Biz aslında bu işin motive eden unsuru, rolüyle bu işi yapmaya çalışıyoruz. Az önce de ifade ettiğim gibi karlılık bizim için birincil ölçüt değil. Bizim için önemli olan bu çalışmaların, bu dönüşümlerin İstanbul’da hızlı bir şekilde yaygınlaşmasını temin etmek. Dolayısıyla biz buradaki aktörlerden biriyiz ama diğer firmalarla yoğun bir şekilde rekabet eden bir eğilim içerisinde değiliz. Ama tabii ki tercihlerini bizden yana kullanmış olan müşterilerimizin projelerini gerçekleştiriyoruz. Burada çok yüksek marjlarla bu işleri yapmıyoruz. Ama piyasada ortalama binadan binaya, binanın konumundan konumuna çatı fizikselliğine göre değişmekle birlikte ortalama bir megavatlık güneş enerjisi yatırımı 750 ile 800 bin dolar arası bir maliyete sahip. Bu da endüstriyel sektörde özellikle sanayi sektörü için hakikaten çok önemli. Çünkü enerji fiyatları sürekli artan bir yapıda seyrediyor. Özellikle enflasyonist ortamlarda. Yaklaşık 3,5 yılda 4 yılda kendini amorti eden bir sisteme sahip. Dolayısıyla özellikle sanayici çevreye şunu ifade etmek istiyoruz. Yani enerji fiyatları bu şekilde artarak değişken bir yapı seyrettiğinden dolayı üretim maliyetleri içerisinde de enerji çok önemli bir maliyet unsuru. Rekabet şartlarını arttırmaları ve bugünden kara geçmeleri için ‘düşünelim, ileride bakalım’ yerine ‘hemen bugün bu işi yapıyoruz, hangi firmayla yapacağımıza karar vermeliyiz’ duruşuna geçmek gerekiyor. Başka türlü fosil kaynaklardan kurtulma şansımız yok. Bu hızlı dönüşümü buraya çevirmemiz lazım.

    ELEKTRİK FATURASI ÖDER GİBİ GÜNEŞ ENERJİSİ YATIRIMINI ÖDEYECEĞİMİZ SİSTEM OLURSA HERKES BU YATIRIMIN İÇERİSİNE GİRER: Yatırım teşvik belgesi alanlara devletin birtakım teşvikleri de var. KDV muafiyeti var. İşte başka destekleri var, kurumlar vergisinden indirimler söz konusu. Dolayısıyla sanayi sektörü bu işi kabullenecek. Çünkü Türkiye’de en çok enerjiyi tüketen sanayi sektörü. O yüzden dönüşümün öncüsü bana göre burası olacak. Öbür taraftan konutlar da dönüşümde esas olacak. Yani bugün aslında özellikle bankacılık, enerji kredisi uygulamasını çok daha pazarlayarak ön plana çıkartırsa artık konutlarda da enerji dönüşümünü hızlı bir şekilde yapmak söz konusu olabilir. Yani elektrik faturası öder gibi güneş enerjisi yatırımını ödeyeceğimiz sistem olursa bugün hiç düşünmez herkes bu yatırımın içerisine girer. Türkiye’de yerli panel üreticileri de var. 20’ye yakın firma var. Türkiye panel endüstrisinde hakikaten çok iyi noktaya geldi. Bu talep aynı zamanda hem bu enerjinin, bu teknolojinin güçlenmesini hem de üretim kapasitesinin artmasını sağlayacak. Türkiye’de sadece güneş rüzgâr açısından da verimli bir yer. Özellikle rüzgâr ölçümlerinin yapılarak şu anda bütün iller bazında haritası var. Dolayısıyla yine de yine yerel yönetimlerin kendi il ve ilçe sınırları içerisinde rüzgâr verimliliği yüksek olan yerlerde mutlak suretle rüzgâra geçmeleri çok önemli. Çünkü güneşte aşağı yukarı yüzde 16-18 verimlilik rüzgârda yüzde 30’u geçen bir verimlilik var. Güneş gün saatlerinde var. Ama rüzgâr gece de var gündüz de var. Dolayısıyla rüzgâr enerjisi Türkiye’de biraz daha ağır işliyor güneşe göre. Bunları da hızlandırmak lazım. İSKİ ve Metro İstanbul ile bir rüzgâr tribünü çalışmamız oldu. Ama şu anda yoğun talep var. Buraya da küçük bir örneğini getirdik. Hani bu konuda üzerinde çalışıyoruz. Bu işin bir mühendislik proje ayağı var bir de uygulama ayağı var. Şu anda Türkiye’de de bu yaygınlaşıyor ama üstüne biraz daha desteklenmeli ve bu yatırımlar hızlanmalı.

    BU DEPREM DE HİÇBİRİMİZİN ENERJİYE HAZIR OLMADIĞINI DA GÖRDÜK: Mobil tüketimler çok önemli. Bugün hani Tine House’ler özellikle turist bölgelerinde. En önemlisi şunu söyleyelim bir deprem yaşadık. Bu deprem de hiçbirimizin enerjiye hazır olmadığını da gördük. O yüzden ulusal şebeke şebekelerin kesintiye uğradığında kendi enerjimizi kendimiz bir şekilde sağlıyor olmamız lazım. Bunun için de en kolay erişilebilir, en ekonomik yol küçük solar panellerin var olması. Yani arabanın bagajına bile sığacak bir şey minik aydınlatmaları çadırda sağlayabilir. İşte birtakım şeyleri şarj edebiliriz özellikle iletişim araçlarımızı. O yüzden mobil enerji üretimi hakikaten çok önemli. Biz de buna ilişkin bir çalışma yaptık. Burada solar panel var. Onun üzerinde bir rüzgâr var. Bu şekilde mesela Halk Ekmek bürolarının ofislerinin satış noktalarının enerjisini bununla beraber karşılayabiliyor. İşte İSPARK’ın park alanlarındaki mobil ofislerin enerjisini bunlarla karşılayabiliyoruz. Netice itibariyle küçük tüketimli, tekil noktalı yerlerde mobil enerji üretimi hakikaten çok önemli. Özellikle yaylalar vesaire gibi dağ turizmlerinde bu çözümler de yaygınlaşacak.”

     

     

     

  • BDDK: KUR KORUMALI MEVDUAT 1 TRİLYON 701 MİLYAR 63 MİLYON LİRAYA YÜKSELDİ

    BDDK: KUR KORUMALI MEVDUAT 1 TRİLYON 701 MİLYAR 63 MİLYON LİRAYA YÜKSELDİ

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankalardaki kur korumalı mevduat tutarı, 31 Mart itibarıyla bir önceki haftaya göre 28 milyar 330 milyon lira artarak 1 trilyon 701 milyar 63 milyon liraya yükseldi. 

    BDDK tarafından yayınlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 51 Mart itibarıyla 152 milyar 59 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 8 trilyon 357 milyar 856 milyon liradan 8 trilyon 509 milyar 915 milyon liraya çıktı. 

    Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil), geçen hafta 13 milyar 785  milyon lira arttı. Söz konusu haftada bankacılık sektörü toplam mevduatı, 9 trilyon 944 milyar 977 milyon liradan 9 trilyon 958 milyar 762 milyon liraya çıktı.

    TÜKETİCİ KREDİLERİ 1 TRİLYON 272 MİLYAR LİRAYA YÜKSELDİ 

    BDDK verilerine göre; tüketici kredileri tutarı, 31 Mart itibarıyla 8 milyar 387 milyon lira artışla, 1 trilyon 272 milyar 213 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 391 milyar 877 milyon lirası konut, 64 milyar 537 milyon lirası taşıt ve 815 milyar 797 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

    BİREYSEL KREDİ KARTI BORÇLARI 577 MİLYAR 35 MİLYON LİRAYA ÇIKTI

    Geçen hafta, taksitli ticari kredilerin tutarı 24 milyar 133 milyon lira artarak, 1 trilyon 45 milyar 216 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı borçları ise 25 milyar 321 milyon liralık bir artışla 577 milyar 35 milyon liraya çıktı. Bireysel kredi kartı borçlarının 288 milyar 994 milyon lirası taksitli, 288 milyar 40 milyon lirası taksitsiz oldu.

    BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN TAKİPTEKİ ALACAKLARI 158 MİLYAR 551 MİLYON LİRAYA GERİLEDİ 

    BDDK verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 31 Mart itibarıyla bir önceki haftaya göre 155 milyon lira lira gerileyerek, 158 milyar 551 milyon lira oldu. Söz konusu takipteki alacakların, 138 milyar 640 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.

    KUR KORUMALI MEVDUAT 1 TRİLYON 701 MİLYAR LİRAYA YÜKSELDİ

    Bu arada, bankalardaki kur korumalı mevduat tutarı da geçen hafta bir önceki haftaya göre 28 milyar 330 milyon lira artarak 1 trilyon 701 milyar 63 milyon liraya yükseldi. 

     

  • EASYCEP “KAFALARI YENİLİYORUZ” KAMPANYASI İLE KULLANICILARI YENİLENMİŞ TELEFONLARIN AVANTAJLARIYLA TANIŞTIRIYOR

    EASYCEP “KAFALARI YENİLİYORUZ” KAMPANYASI İLE KULLANICILARI YENİLENMİŞ TELEFONLARIN AVANTAJLARIYLA TANIŞTIRIYOR

    Yenilenmiş elektronik ürün marketi EasyCep, yeni reklam kampanyasıyla telefon pazarına sunduğu ayrıcalıkları tanıtıyor. Reklam filminde eski dönemlerde yaşayan karakterler, EasyCep’in sunduğu imkanlarla yenilenmiş telefon alımlarındaki fırsatları keşfediyor. Peşin fiyatına 12 taksit ve 12 ay garanti gibi avantajların yer verildiği mizahi filmlerde “Telefonu yenilemek için önce kafayı yenileyelim!” sloganı kullanılıyor.

    Tüketiciye sunduğu fırsatlarla Türkiye’de yenilenmiş telefon pazarının öncülüğünü yapan EasyCep’in yeni reklam kampanyası, televizyon, radyo ve dijital platformlarda yayına girdi. Kampanyada, eski dönemlerde yaşayan karakterler, yeni telefon alma ihtiyacı duyduklarında yenilenmiş telefon seçeneğinin olmadığı, önceki döneme ait telefon alma deneyimlerini devam ettirme eğilimindeler. Fakat tam bu noktada EasyCep’in yenilenmiş telefon seçeneği ve avantajlı dünyasıyla karşılaşıp “kafaları yeniliyorlar”. Filmin sonunda “eski kafalılıktan” kurtularak yenilenmiş telefon kullanmaları eğlenceli bir biçimde aktarılıyor.

    “Yeni reklam kampanyamızda, yenilenmiş telefon kullanımını artırarak tüketicilerin hayatına değer katmayı hedefliyoruz” diyen EasyCep Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Samet Ensar Sarı, “Türkiye’de yenilenmiş telefon pazarının öncüsü olmak gibi bir sorumlulukla yola çıktık. Şimdiye dek sunduğumuz faydalar, ulaştığımız müşteri kitlesi tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Hızlı büyümemizi, sunduğumuz değerin kabul edilmesine borçluyuz. “Telefonu yenilemek için önce kafayı yenileyelim!” sloganıyla teknolojiyi ve çevre dostu bir yaşam tarzını daha erişilebilir kılmak için herkesi alışkanlıklarını değiştirmeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    EASYCEP TÜKETİCİLERİNE, TELEFONLARINI DEĞERİNDE KOLAYCA SATMA OLANAĞI 

    Kurulduğu günden bu yana yeni bir sektör yaratan EasyCep, yenilenmiş telefon ve diğer elektronik cihazlarda peşin fiyatına 12 taksitin yanı sıra, 12 ay garanti de sunuyor. Öte yandan marka, tüketicileri evlerinden çıkmadan, bulundukları lokasyona göre kendi kapılarında, eski cihazlarını güvenle satış imkanıyla tanıştırdı. Bu yılın ocak ayında BDDK düzenlemesiyle yeni cep telefonlarında vade üst sınırı, 12 bin liranın üzerindeki tutarlar için 3 ayla sınırlandırılmış, bu da yüksek enflasyon ile alım gücü zayıflayan tüketicilerin davranışlarında bir değişimin başlamasına yol açmıştı.

     

    ADVERTORIAL YAYIN

     

     

  • AKKÖK HOLDİNG’İN “KADIN ENERJİSİ” PROJESİ İLK YILINDA BİN 500 KİŞİYE ULAŞTI

    AKKÖK HOLDİNG’İN “KADIN ENERJİSİ” PROJESİ İLK YILINDA BİN 500 KİŞİYE ULAŞTI

    Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarından Akkök Holding’in “Kadın Enerjisi” projesinin liderliğini üstlenen Akkök Holding Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Özlem Ataünal, “Enerji sektöründe kadın istihdamı ve kadın yönetici sayısını artırma hedefiyle başladığımız projemizi, Türkiye genelinde de yaygınlaştırmak için kolları sıvadık” dedi.

    Akkök Holding iştiraklerinden Akenerji, SEDAŞ ve Sepaş Enerji tarafından hayata geçirilen ‘’Kadın Enerjisi’’ projesi, birinci yılında bin 500 kişiye ulaştı. Holdingin enerji grubu şirketlerinin ortaklaşa yürüttükleri “Kadın Enerjisi” projesi kapsamında, Akenerji “Kadın Enerjisi – Kampüste”, SEDAŞ “Kadın Enerjisi – Next” ve SEPAŞ “Kadın Enerjisi – Bi’şey Olmalı” programlarını organize ediyor. Projeler kapsamında, üniversite öğrencileri, çalışanların ortaokul, lise ve üniversitede eğitim gören kız çocukları ile grup şirketlerindeki kadınların, kariyer yolculuklarını desteklemek amacıyla bir çok farklı çalışma hayata geçirildi. Akkök Holding Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Özlem Ataünal, projenin detaylarını paylaştı.

    “KADIN ENERJİSİ’Nİ TÜRKİYE’YE YAYIYORUZ”

    Ataünal, kadınların sosyoekonomik olarak güçlenmesi ve enerji sektörünün karar mekanizmalarında daha fazla yer almaları gerektiğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

    “Gelecekte hem ülkemizde hem de dünyada sürdürülebilir kalkınma için kadınların ekonomiye katılımı olmazsa olmaz. Bu proje ile iş yaşamında kadınların önüne konan engelleri yok etmeye ve onları cesaretlendirmeye çalışıyoruz. “Kadın Enerjisi” projemizin 1’inci yılında toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliği konusunda somut adımlar atarak daha fazla kadına ulaştığımız için çok mutluyuz.”

    Üniversite öğrencileri, enerji grubu şirketlerinin kadın çalışanları ve çalışanların ortaokul, lise ve üniversitede eğitim gören kız çocuklarının eş zamanlı olarak projeden faydalandığının altını çizen Ataünal, “Projemizin birinci yılında bin 500 kişiye doğrudan fayda sağladık. Bu sayıyı Türkiye genelinde artırmak üzere projemizin kapsamını genişletmek için kolları sıvadık” dedi. 

    AKENERJİ, KAMPÜSTE PROJESİYLE 110 ÖĞRENCİYE ULAŞTI

    Akenerji’nin ‘’Kadın Enerjisi – Kampüste” projesi, enerji sektöründe kadın istihdamıyla beraber kadın lider sayısını artırmayı ve cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile Yenibirlider Derneği’nin birlikte yürüttüğü Genç Kadın Liderler Programı ve Bahçeşehir Üniversitesi ile UNITAR’ın (Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü) Yönetici ve Liderler için Uluslararası Eğitim Merkezi CIFAL İstanbul ortaklığında hayata geçirilen Kampüste projesi kapsamında düzenlenen eğitimlerle toplamda 110 öğrenciye ulaşıldı.

    Aldıkları eğitim sonrasında jüriye projelerini sunan öğrencilerden 30’u staj ve mentorluğa hak kazandı. Bu öğrencilerin staj ve mentorluk süreçleri devam ederken, eğitimlere katılan ve projesi seçilen bir öğrenci ise, Erzin Doğalgaz Çevirim Santrali’nde mühendis olarak işe başladı.

    SEDAŞ’IN NEXT PROJESİNİN HEDEFİ KIZLAR

    SEDAŞ’ın yürüttüğü “Kadın Enerjisi – Next” projesi ise, kız çocuklarının lise ve üniversite eğitimlerinde elektrik bölümlerini seçmelerini teşvik ediyor. İstatistiklere göre her yıl üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olan kız öğrencilerin oranı yüzde 18, liselerden mezun olanlar ise yüzde 16 seviyesinde. Next projesi ile bu oranların yükseltilmesi hedefleniyor.

    Birinci yılında 5 öğrenciye burs imkânı sağlayan projede, her geçen yıl sayının artırılması planlanıyor. “Next Öğrenci Buluşmaları” ile toplamda 103 öğrenciye ulaşılan projede saha gezileri, uygulamalı teknik eğitimler ve mentorluk yoluyla gelişim hedefleniyor. Programı tamamlayanlara, Akkök Holding’in enerji grubu şirketlerinde işe alımlarda öncelik tanınacak.

    Bİ’ŞEY OLMALI İLE BİN 200’Ü AŞKIN ÇALIŞANLA BİR ARAYA GELİNDİ 

    Sepaş Enerji’nin liderliğinde Akkök Holding Enerji Grubunda görev yapan başta kadın çalışanlar olmak üzere tüm çalışanlara dokunan “Kadın Enerjisi – Bi’şey Olmalı” projesinde, 202 kadınla birebir temas kuruldu.

    Proje kapsamında çevrimiçi ve fiziksel olmak üzere “Bi’şey Olmalı Atölye” adı altında atölye çalışmaları düzenlendi. Katılımın gönüllülük esasına dayalı olduğu atölyelerde uzman psikologlar eşliğinde; iş hayatında kadınların maruz kaldığı cam tavan sendromu, ebeveynlik, duygular ve kişinin hayattaki rolleri ile farkındalık geliştirmesine yönelik çalışmalar yapıldı. Yıl boyunca süren atölyelerden Akenerji, SEDAŞ ve Sepaş Enerji’de görev yapan her iki kadın çalışandan biri yararlandı.

    “Bi’şey Olmalı Buluşmaları” adı altında Özlem Ataünal’ın ev sahipliği yaptığı kahvaltı etkinliklerinde bir araya gelen kadın çalışanlar, kadının iş hayatındaki rolü hakkında sohbet etme fırsatı yakaladı.

    “Bi’şey Olmalı Talks” etkinlikleriyle, alanında uzman isimlerin konuşmalarını dinlemek isteyen kadın ve erkek çalışanlar çevrimiçi platformlar üzerinden bir araya gelerek, iş hayatını başka perspektiflerden görme fırsatını buldu. Bugüne dek Murat Yeşildere, Evrim Kuran, Özlem Çakır ve Zümra Atalay’ın konukluğuyla gerçekleşen Talks etkinlikleri yaklaşık bin 200 çalışan tarafından takip edildi. Proje kapsamında planlanan mentorluk projesi ise bu yılın ikinci yarısında hayata geçecek.

     

    ADVERTORIAL YAYIN 

  • İZ İLETİŞİM, HUMMEL TÜRKİYE’NİN İLETİŞİM ÇALIŞMALARINI YÜRÜTECEK

    İZ İLETİŞİM, HUMMEL TÜRKİYE’NİN İLETİŞİM ÇALIŞMALARINI YÜRÜTECEK

    Sektörde 12 yılı geride bırakan İz İletişim, 2023 yılında güçlü iş birliklerine devam ediyor. Tam 100 yıldır spor giyim dünyasının öncü markalarından olan hummel’ın Türkiye’deki iletişim çalışmalarından sorumlu ajans İz İletişim olacak.

    İletişim sektörünün lider temsilcilerinden İz İletişim, spor giyim dünyasının öncülerinden hummel Türkiye’yi müşteri portföyüne kattı. İz İletişim, iş birliği kapsamında markaya, stratejik iletişim, medya ilişkileri, pazarlama iletişimi, influencer marketing ve kriz iletişimi alanlarında danışmanlık hizmeti verecek.

    İş dünyasının önde gelen kurumlarına hizmet veren İz İletişim’in portföyünde Turkcell, Turkcell grup şirketleri, OYAK, bp Türkiye, Castrol, Mercedes-Benz, Vestel, Eczacıbaşı, Akkök Holding, Kibar Holding, Aras Kargo, Deloitte gibi uluslararası ve lokal markalar yer alıyor.

     

    ADVERTORİAL YAYIN