Kategori: Ekonomi

  • ÜLKER’DEN ATALIK KAVILCA BUĞDAYINA DESTEK

    ÜLKER’DEN ATALIK KAVILCA BUĞDAYINA DESTEK

    Sürdürülebilir ham madde tedariki konusunda bir dizi projeye imza atan Ülker, şimdi de 13 bin yıllık geçmişiyle Anadolu’nun bilinen en eski tarım ürünlerinden Kavılca buğdayıyla ürettiği sınırlı sayıdaki Saklıköy ürününü tüketicilerle buluşturdu. 

    Gıda şirketi Ülker, Ardahan’ın merkez köyleri ve Çıldır çevresinde üretim yapan çiftçilerden aldığı, 13 bin yıllık geçmişi olan atalık Kavılca buğdayıyla ilgili farkındalığa destek vermek için ürettiği yeni ürününü tüketicilere sundu. Sınırlı sayıda üretilen Kavılca buğdaylı, çikolatalı, kremalı Saklıköy ürünü raflardaki yerini aldı. 

    Ürün hakkında bilgi veren Ülker CMO’su Mustafa Kabakçı, “Kavılca buğdayı; vitamin, mineral, lif açısından zengin içeriğiyle ülkemizin değerli atalık buğday çeşitlerinden biri. Üretiminin tekrar yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütülen bu buğdayla ilgili farkındalığın artırılmasına destek olmak amacıyla yüzde 100 Kavılca buğdayından çikolatalı, kremalı yeni bir ürün çıkarttık. Sınırlı sayıda üretilen bu ürünümüzle Kavılca buğdayı Türkiye’de ilk kez bisküvide kullanıldı. Buğday Ülker’in önemli ham maddelerinden, sürdürülebilir ham madde tedariki de şirketimizin öncelikli konularından biri. Bu doğrultuda Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’yle ortaklaşa, uzun yıllar süren çalışmalar sonunda ortaya çıkardığımız Aliağa bisküvilik buğdayını 2022 Ekim ayı itibarıyla ürünlerimizde kullanmaya başlamıştık. Bu yeni ürünümüzle de atalık Kavılca buğdayına ilginin artırılmasına yardımcı olacağımız için mutluyuz” dedi.

    ADVERTORİAL YAYIN

  • EKSİM’İN GENÇ ENERJİLERİ IDEATHON ETKİNLİĞİNDE BULUŞTU

    EKSİM’İN GENÇ ENERJİLERİ IDEATHON ETKİNLİĞİNDE BULUŞTU

    Eksim Holding’in ‘Genç Enerji’ programı kapsamında holdingin grup şirketlerinde çalışmaya başlayan 23 genç, ‘IDEATHON’ etkinliğinde bir araya geldi. Enerji, gıda, teknoloji, iş geliştirme ve AR-GE grubunun çalışmalarını yakından tanıma fırsatı bulan genç çalışanlar, etkinlikte inovatif projelerini sundu. Sunumlarda, holdingin faaliyet gösterdiği sektörlere katma değer sağlayacak iş modelleri, teknoloji ve yapay zeka destekli uygulama projeleri yer aldı.  

    Eksim Genç Enerji programı kapsamında Eksim Holding’de çalışma hayatına atılan genç yetenekler, gelişimlerine katkı sağlayacak etkinliklerde buluşmaya devam ediyor. Son olarak Genç Enerji programı kapsamında gerçekleşen IDEATHON etkinliğinde bir araya gelen 23 genç, enerjiden gıdaya, yenilenebilir kaynaklardan teknoloji, iş geliştirme ve AR-GE’ye kadar farklı sektör ve iş alanlarında deneyim kazanma fırsatı buldu. Kozyatağı Hilton Otel’de yapılan sunum etkinliğiyle sona eren IDEATHON’un her yıl düzenli olarak düzenleneceği bildirildi. 

    YÖNETİM KURULU ‘GENÇ ENERJİLER’ İLE BULUŞTU 

    Dört gün süren IDEATHON kapsamında gençler, ilham veren deneyimli yöneticilerle tanışarak networking fırsatı da yakaladı. Ayrıca Eksim Holding Gıda Grubu Başkanı Ahmet Demir ve Eksim Holding Enerji Üretimi Grup Başkanı ve Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay’ın yaptıkları sunumlarla gençler, gıda ve enerji sektörlerinin dünü, bugünü ve yarını hakkında ufuk açıcı bilgilere sahip oldular. Etkinlikte kuşaklar arası iletişim ve tasarım odaklı düşünce eğitimleri de yer aldı.  

    IDEATHON’un ikinci aşamasında gençler, geleceğe odaklanan ve teknoloji destekli iş fikirlerini Eksim Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ebubekir Tivnikli, Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Eksim Holding İK Başkanı da dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerden oluşan bir jüriyle paylaştı. 

    GENÇLERİMİZİN GELİŞİMLERİNE KATKI SUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ” 

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Eksim Holding İnsan Kaynakları Başkanı Hasan Kaya, genç ve dinamik fikirlerin tecrübe ile buluşmasının önemine vurgu yaparak, “Bugün, dijitalleşen ve hızla değişen iş dünyasında gençlerin adaptasyon yeteneği, yenilikçi düşünce yapısı ve teknoloji bilgisi şirketler için paha biçilmez bir değere sahip. Eksim Holding olarak, genç yetenekleri bünyemize katarken onlara aynı zamanda deneyimli ve tecrübeli kadromuzdan mentorluk alma imkânı da sunuyoruz. Oluşan bu sinerji hem gençlerin profesyonel hayatta hızla ilerlemelerini destekliyor hem de kurumumuzun sürekli yenilenmesine ve gelişmesine katkıda bulunuyor” dedi. 

    Eksim Holding olarak sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini de belirten Kaya, sözlerini “Gençlerin eğitimine ve gelişimine yaptığımız yatırımlarla sadece kendi şirketimizin değil, ülkemizin de geleceğine yatırım yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde Genç Enerji programının yanı sıra farklı eğitim ve gelişim platformlarıyla da genç yeteneklerin yanında olmaya devam edeceğiz. Onların enerjisi vizyonumuzla birleştiğinde sektörümüz için sınırsız başarıların kapılarını aralamış olacağız” diye konuştu.  

    NİTELİKLİ PROJELER YARIŞTI 

    IDEATHON etkinliği kapsamında kıyasıya mücadele eden takımlardan, gıda kategorisinde Frotenfood ekibi dondurulmuş glutensiz gıda ihracatına ilişkin geliştirdiği proje ile birinciliği kazanırken Yeni Teknolojilere Yatırım Stratejisi & Eksim Enerji Inno-Lab ekibi ise enerji depolama stratejileri ve teknolojilerine yönelik tasarladıkları proje sunumu ile birinciliği paylaştı. IDEATHON’a katılan diğer ekipler arasında ‘Otopriz’, ‘Caisy’ ve ‘RES İşletmelerinde Verimlilik’ yer aldı. 

    EKSİM GENÇ ENERJİ NEDİR 

    Eksim Holding tarafından hayata geçirilen Genç Enerji, genç yeteneklerin mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmayı hedefliyor. Programa üniversiteden yeni mezunlar, yüksek lisans öğrencileri ile üniversitelerin 3. ve 4. sınıf öğrencileri başvurabiliyor. İlk etapta yaklaşık 2 bin adayın başvurduğu Genç Enerji programına seçilenler, Eksim Holding ve bağlı şirketlerinde çeşitli departmanlarda mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri alıyor. Genç Enerji programı, gençlerin sektördeki potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olmayı hedefliyor.

    ADVERTORİAL YAYIN

  • HAFİZE GAYE ERKAN: “DEZENFLASYON MAYIS 2024’TEN SONRA”

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erkan, “Türk lirası mevduatlara geçişlerin hızlanarak devam etmesi, iç talepteki soğumanın devam etmesi, dış ticaret açığındaki iyileşmenin devam etmesi, kurdaki görünüm, rezervlerde süregelen artış… Bunların hepsinin bütünsel etkisiyle ve bizim de attığımız para politikası adımları birikiminin de etkisiyle enflasyonda hızlı bir iniş bekliyoruz. Bununla birlikte manşet enflasyonda iniş, 2024 Mayıs’tan sonra bekliyoruz. Dolayısıyla dezenflasyon Mayıs 2024’ten sonra. Ancak aylık enflasyonun ana eğiliminde yavaş yavaş bu gerilemeyi görmeye başladık. Henüz enflasyonun görünümünde ‘belirgin bir iyileşme’ diyecek kadar bir süre geçmedi. Daha bunu söylemek için erken. Enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar parası sıkılaştırmayı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, bugün, “Enflasyon Raporu 2023-IV”ün Tanıtımına İlişkin Bilgilendirme Toplantısı’nda konuştu. Erkan, 27 Temmuz’da açıklanan yılın üçüncü enflasyon raporunda, yıl sonu enflasyon beklentisini 2,6 katına çıkartarak yüzde 58 olarak açıklamıştı. Merkez Bankası Başkanı Erkan, yıl sonu beklentisinin yüzde 68’e yükseltildiğini bugün duyurdu. Erkan, toplantının ikinci bölümünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “DEZENFLASYONUN EN HIZLI TESİSİ EŞ GÜDÜMLE OLUR”

    Erkan dezenflasyon süreci ve yönlendirilen fiyatlarla ilgili soruya şu yanıtı verdi:

    “Dezenflasyon, en önemli önceliğimizdir. Dezenflasyonun tesisinde, mali politikaların bizim para politikalarıyla eş güdümlü bir şekilde gitmesi de bunu desteklemektedir. Sayın Bakan Mehmet Şimşek ve diğer bakanlarımız da başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın liderliğinde Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarında gerekli koordinasyonlar yapılmakta. OVP çalışmalarını da ilerlettik. Dolayısıyla onların desteği ve eş güdümlü olmadan bu dezenflasyonun en kısa sürede tesisi kolay olmaz. Bir şekilde tesis ederiz ama bunu en az maliyetli, en hızlı şekilde olması eş güdümle olur.”

    “BİZİM AMACIMIZ ÜLKEMİZİ YÜZDE 5 HEDEFİNE KAVUŞTURMAKTIR”

    “Sıkılaştırma kademeleri oldukça zirve noktası daha yukarı gidiyor. ‘Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi olması düşünülemez’ eleştirileri var. Nihai hedef neden konulmuyor” sorusuna Erkan, şu yanıtı verdi:

    “Yüzde 5 hedefi orta vadeli, onu güçlü bir şekilde tekrarlamak isteriz. Tabii onu düşürmeye şu an lüksümüz yok. Çünkü önümüzde, 2024’te dezenflasyonu tesis etme, ardından tek haneye geçme ve ardından hiç durmadan özverili bir şekilde devam. Yüzde 5’i yakınsadık zamanında. Bizim amacımız ülkemizi yüzde 5 hedefine kavuşturmaktır.”

    “DEZENFLASYON MAYIS 2024’TEN SONRA”

    Erkan, 2024 enflasyon hedeflerinde düşüş unsurlarına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

    “Türk lirası mevduatlara geçişlerin hızlanarak devam etmesi, iç talepteki soğumanın devam etmesi, dış ticaret açığındaki iyileşmenin devam etmesi, kurdaki görünüm, rezervlerde süregelen artış… Bunların hepsinin bütünsel etkisiyle ve bizim de attığımız para politikası adımları birikiminin de etkisiyle enflasyonda hızlı bir iniş bekliyoruz. Bununla birlikte manşet enflasyonda iniş, 2024 Mayıs’tan sonra bekliyoruz. Dolayısıyla dezenflasyon Mayıs 2024’ten sonra. Ancak aylık enflasyonun ana eğiliminde yavaş yavaş bu gerilemeyi görmeye başladık. Henüz enflasyonun görünümünde ‘belirgin bir iyileşme’ diyecek kadar bir süre geçmedi. Daha bunu söylemek için erken. Enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar parası sıkılaştırmayı güçlendirmeye devam edeceğiz. Haziran ayındaki ilk PPK toplantısında, yüzde 8 buçuktan 15’e çıkıldığında, piyasanın beklentileri 15’in çok üzerindeydi. Ne var ki makro ihtiyati çerçeve, bankacılık sektöründe attığımız faiz artırım adımlarının aktarımını sağlayacak bir durumda değildi. Dolayısıyla orada daha fazla atılacak bir adım, boşuna atılmış olurdu. Bütünsel yaklaşım dediğimiz bu: Bir yandan makro ihtiyati çerçeveyi sadeleştirme, bir yandan KKM’den dolayı ortaya çıkan Türk lirası likiditesini sterilize etme, seçici kredilerle iç talebin dengelenmesi ama aynı zamanda da ihracat ve yatırımın desteklenmesi, makul oranda enflasyon, dezenflasyon patikasına girebilecek şekilde bunları faiz artırımlarını destekleyecek şekilde yapmak bizim bütünsel anlayışla betimlemek istediğimiz süreç. Buna da devam edeceğiz.”

    “SENE SONU 36 RAKAMI ÇOK ÖNEMLİ BİR BAŞARI GÖSTERGESİ”

    Erkan, “İç talebin enflasyona baskısı anlamında baktığımızda dengelenmeyi ne zaman göreceğiz ve süreç nasıl işleyecek” sorusuna şöyle yanıt verdi:

    “Talep dengelenmesi konusunda, sadece ilk sinyalleri alıyoruz şu anda. Şu anda herhangi bir zamanlama söylemek için erken. Taleple birlikte ithalata da baktığımızda, eylül ayında bir gerileme görürken ekim ayında bunun tersine döndüğünü de görüyoruz. Süregelen bir iyileşme, süregelen bir dengelenmenin görülmesi şarttır.”

    Erkan “Beklentilerin yönetilmesi konusunda gerekli iletişimin sağlandığını düşünüyor musunuz? Bundan sonra daha büyük revizyonlar görecek miyiz? Merkez Bankasından TL mevduata özendirici farklı adımlar görecek miyiz” sorularına şu yanıtı verdi:

    “Bizim 2023’ün sonundaki resmi etkilememiz, çok fazla olmadı. Ama 2024’te zamana yayıldığı için ve para politikasının birikimli etkilerini de göreceğimizden dolayı bizim için 2024’teki dezenflasyon süreci başlama zamanı. Sene sonu 36 rakamı, çok önemli bir başarı göstergesi. Türk lirasına talebin artması çok önemli. Şimdi 2 yıllık hazine tahvillerinin de var olması, vadeli mevduat konuşuyor olmamız, vadelerin yavaş yavaş da olsa uzuyor olması bunlar çok olumlu gelişmelerdir. Bankalarımıza yük olmadan sade bir şekilde attığımız adımlar üzerinden ilerlemeyi, bunu da para politikasına dair yapısal reformlarla çalışmalarımıza başladık. Potansiyel var, eş güdüm gerekir ve zaman gerekir.”

    “TAHMİNİMİZ, ÜCRETLERDEKİ HER YÜZDE 10 ARTIŞIN ENFLASYONA 1 İLA 1,2 PUAN EKLENDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR”

    Erkan, “Faiz artışı ve kur arasında bir bağlantı yok muydu” sorusuna şöyle yanıt verdi:

    “Yüzde 36 tahmininin gerçekleşmesine destek olacak unsurlara baktığımızda, öne çıkanlar sadece bir tane değil, birkaç tane göstergenin bir araya gelmesi. Türk lirası talebinin güçlenmesi, iç talebin dengelenmesi, kredi piyasasının dengelenmesi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması. Erken sevinmemek lazım ama şu an iç talepte dengelenmeye başladığımızı görüyoruz. Ciddi bir sıkılaşma var.”

    Erkan, “Ücret artışlarına dair bir veri elinizde var mı? Merkez Bankası’ndan kripto varlıklara ilişkin yasal düzenlemeye ilişkin katkı geliyor mu” sorularına ilişkin şunları söyledi:
    “Kripto konusunda SPK ile birlikte çalışıyoruz. Bizim tahminlerimiz, ücretlerdeki her yüzde 10 artışın enflasyona 1 ila 1,2 puan eklediğini göstermektedir. OVP’ye uyumlu bir şekilde varsayımlarımızı yapıyoruz.”

    Erkan, “Reel faizle ilgili benimsediğiniz bir kural ya da enflasyonun ana eğiliminde takip ettiğiniz kritik eşik değerler gibi farklı yönlendirmeler yapabilir misiniz? OVP’deki yüzde 4 büyüme hedefi, tahminlerinizle uyumlu mudur? Bütçe açığı konusunda 6,4’lük bir hedef var, bu hedefe göre mi tahmin yapıyorsunuz” sorularına şu yanıtı verdi:

    “Reel faiz tek bir göstergeye indirgenmemeli. Karar alırken baktığımız göstergeler, bir teke indirgenemez. Belirgin bir iyileşme şu an görmüyoruz. Yavaş bir ilerleme, öncü sinyaller alıyoruz. Programın çalıştığına dair ilk emareler çıkmaya başladı.”

     

  • HATAY’DAKİ DEPREMZEDE GENÇLER GAME+ İLE OYUN KODLUYOR

    HATAY’DAKİ DEPREMZEDE GENÇLER GAME+ İLE OYUN KODLUYOR

    Turkcell’in Gönül Bağı Projeleri kapsamında 30 Eylül’de Hatay’da başlatılan 112 saatlik kodlama eğitiminde beşinci hafta tamamlandı. Bulut tabanlı oyun platformu GAME+ markasının Turkcell Akademi organizasyonuyla düzenlediği ve iki farklı okulda devam eden eğitimler, 12 Kasım’da sona erecek. 

    Turkcell’in afet bölgesinin yeniden kalkınmasına destek sağlamak amacıyla başlattığı Gönül Bağı Projeleri, GAME+ markasının katkılarıyla devam ediyor. Turkcell Akademi organizasyonuyla Hatay’ın Samandağ ilçesindeki Jan ve Suphi Beyluni Anadolu Lisesi’nde ve Defne ilçesindeki Muhtar Ahmet Yiğitoğlu Ortaokulu’nda süren eğitimler beşinci haftayı geride bıraktı. 12 Kasım’da tamamlanacak kodlama eğitimlerinin ilk mezunları için geri sayım başladı. 

    7 HAFTA SONU, TOPLAM 112 SAAT DERS 

    Bilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD) kurduğu Teknolojik Eğitim Sınıfları’nda yapılan eğitimler, Gamelab İstanbul’un yazılım geliştirme, kodlama ve animasyon konularında uzman eğitmenleri tarafından veriliyor. Lise ve ortaokul öğrencilerine yönelik eğitimlerde bir bilgisayar oyununun kodunun nasıl yazıldığı öğretilirken gençlere temel yazılım teknikleri aktarılıyor. Öğrenciler, Muhtar Ahmet Yiğitoğlu Ortaokulu’ndaki eğitimde C++ yazılım dilinde iki boyutlu bir oyun, Jan ve Suphi Beyluni Anadolu Lisesi’ndeki eğitimde ise C++ yazılım dilinde üç boyutlu bir oyun programlıyor.

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • COANTE, YENİ KOLEKSİYONUYLA TÜRKİYE’DE İLK KEZ UNICERA’DA

    COANTE, YENİ KOLEKSİYONUYLA TÜRKİYE’DE İLK KEZ UNICERA’DA

    Kuvars kompoze plaka sektöründe faaliyet yürüten Coante, yeni koleksiyonunu Türkiye’de ilk kez UNICERA Fuarı’nda “Değişim Zamanı” sloganıyla sergileyecek. 

    Coante, yeni koleksiyonunu “Değişim Zamanı” sloganıyla UNICERA Fuarı’nda sergilemeye hazırlanıyor. Dünyada ilk kez Verona Marmomac’ta sergilenen koleksiyon, Türkiye’de ilk kez sektörün önemli fuarlarından seramik, mutfak ve banyo sektörünün iç mimarlar, tasarımcılar ve ürün kullanıcılarının gözdesi olan UNICERA ‘da yerini alacak. 

    “SEKTÖRDE TRENDLERİ BELİRLEYEN UNICERA’DA BİZ DE YERİMİZİ ALIYORUZ” 

    Yeni ürünleriyle sektördeki öncü kimliğini ve farklılığını devam ettirmek istediklerini aktaran Coante Genel Müdürü Kenan Erdem, şu açıklamayı yaptı:

    “Günümüzde kuvars yüzeyler, estetik özellikleri, dayanıklılıkları ve kullanım avantajlarıyla mutfak tezgahlarında en çok tercih edilen üründür. Kurulduğumuz günden beri yurt içinde ve dünya genelinde bu tip yenilikçi ürünleri yüksek teknoloji ve kalite ile üretebilen sınırlı sayıdaki firmadan birisiyiz. Geçtiğimiz ay dünya lansmanını Verona’da yaptığımız yeni koleksiyonumuzu Türkiye’de ilk kez UNICERA fuarında sergileyeceğiz. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük ikinci ihtisas fuarı. Biz de bu fuarda gerek yurt içinden katılım sağlayan sektör profesyonelleri gerekse yurt dışından gelen ziyaretçilerimiz için standımızda yepyeni ve dünya trendlerini takip edebilecekleri koleksiyonumuzu özenle hazırladık. Bu vesile ile bizi ziyaret eden misafirlerimiz dünya trendlerini de takip etmek fırsatı bulacaklar diyebiliriz. Ayrıca fuarda potansiyel ve mevcut müşterilerimizle bir araya gelmeyi ve iletişim fırsatlarını artırmayı da hedefliyoruz. Marka olarak öncelikli hedefimiz de inovasyondaki farkımızı ortaya koyarak sektörü değiştirmeye devam etmek. Bu açıdan UNICERA’yı bize sunduğu fırsatlardan yararlanacağımız önemli bir buluşma noktası olarak görüyoruz.”

    “YENİ KOLEKSİYONUMUZDA TAMAMIYLA DOĞAYLA BÜTÜNLEŞEN ÜRÜNLER ÖN PLANA ÇIKIYOR” 

    Estetik olarak farklılık arayışının sektöre yön verdiğinin altını çizen Erdem, “Kuvars yüzeyler, birçok açıdan son derece kullanışlı ve satın alma tercihlerinde ilk sıralarda geliyor. Yaratıcılık ve kullanım avantajlarını nihai tüketicinin ve sektör profesyonellerinin beklentilerini de düşünerek bir adım daha ileri taşıdık. Sektöre bambaşka bir anlayış getirecek yeni koleksiyonumuzda segmenti baştan aşağı değiştiriyoruz. Sadece desenleri değil kullanım alanlarını ve kalınlıklarını da farklılaştırdık. İç mekanlarda sınırsız bir kullanım alanı oluşturduğumuz yeni koleksiyonumuzda tamamıyla doğayla bütünleşen ürünler ön plana çıkıyor. Teknoloji partnerimiz Breton’un kreos teknolojisinden yararlanarak ürettiğimiz bu koleksiyon, dört yıllık bir emeğin sonucu olarak ortaya çıktı. Çok yakında ikinci fabrikamızda seri üretime başlanacak ürünlerimizle performanstan ve kaliteden vazgeçmeden çok daha farklı görsellikte ürünler sunacağız. Bu yeni ürünle kullanım alanları, boyutlar ve kalınlıklar yönüyle daha yaratıcı çözüm önerileri sunacak bir ürün sektöre giriş yapmış olacak. Profesyonellerin iş sonuçlarına, nihai tüketicilerin yaşam alanlarına değer katmaya devam edeceğiz” dedi.  

    “PLAKALARIMIZ GEZEGENİN SAĞLIĞINI DÜŞÜNEN ÇEVRE DOSTU BİR ANLAYIŞLA ÜRETİLİYOR” 

    Coante’nin tüm ürünlerinin çevreci anlayışa uygun üretildiğini vurgulayan Erdem, “İnsana ve çevreye değer veren, duyarlı bir marka olarak fabrikalarımızda yenilenebilir enerjiden yararlanıyoruz. Enerji verimliliği projelerimizle üretimde de tasarruf sağlıyoruz. Coante yüzeyler, alternatif malzemelere göre üstün lekelenme, çizilme, esneme ve darbe dayanımı ile uzun yıllar ilk günkü güzelliğini koruyor. Bu yönleriyle çok uzun süre kullanma olanağı sağlayan doğaya dost ürünler. Üstün hijyen avantajlarıyla bakım ve temizliği daha az su ve daha az kimyasal kullanılarak kolaylıkla yapılabiliyor. Gururla plakalarımız gezegenin sağlığını düşünen çevre dostu bir anlayışla üretiliyor diyebiliriz. Fabrika içinden çekilen kirli havanın toz ve gaz emiş sistemi ile dışarı atılmadan önce filtre edildiği, üretimde kullanılan suyun yüzde 99 geri dönüşümlü olduğu, enerji ihtiyacının büyük bölümünün güneş enerjisi santralinden sağlandığı, koku emisyonu ölçümlerinin düzenli yapıldığı çevre dostu bir politika uyguluyoruz. İhracat ağırlıklı bir firma olarak lokasyon açısından limanlara yakın olmanın avantajıyla lojistik alanda optimizasyonu sağlayarak karbon ayak izimizi azaltıyor; ürünlerimizin ham maddesi olan kuvarsı fabrikamıza en yakın uzaklıktaki Çine’den temin ediyoruz. 2023 yılı sonunda Coante ve Ula fabrikalarımızın çatılarına döşenen GES santralimiz sayesinde enerjimizin büyük bir bölümünü güneşten sağlamaya başladık. Coante ve Ula fabrikalarında GES projemizin devreye girmesinden bu yana 6 milyon kilograma yakın karbon ayak izi azaldı, bu da yaklaşık 108 bin 48 fidan dikimine eşdeğer. Şirketimize toplam 3 milyon dolarlık yatırımla devreye giren GES projemizle yeşil enerji hedefine ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Bunun yanı sıra satış ve dağıtım kanallarında daha az karbon ayak izi bırakma çabalarımızı sürdürüyoruz. Yeşil enerjiye öncelik veren çevre dostu politikamıza uygun üretim yapmaya ve yatırımlarımızı bu yönde artırmaya devam edeceğiz” dedi.

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • DEPREMZEDE ÇOCUKLARA ‘SARI DESTEK’

    DEPREMZEDE ÇOCUKLARA ‘SARI DESTEK’

    Orzaks İlaç ve Doğu Pediatri Derneği, 2 Kasım Dünya D Vitamini Günü kutlamaları kapsamında, Kahramanmaraş’ta depremden etkilenen çocuklarla bir araya geldi. Verilen seminerle D vitamininin çocuklar ve yetişkinler için önemi vurgulanırken çocuklar için hazırlanan etkinlik alanında illüzyon gösterileri, dans yarışmaları ve palyaçolar eşliğinde eğlenceli vakit geçirildi. 

    Orzaks İlaç, D vitamini eksikliğine dikkat çekmek amacıyla “7’den 70’e Sarı Destek” diyerek gelenekselleştirdiği 2 Kasım Dünya D Vitamini Günü kutlamaları kapsamında Doğu Pediatri Derneği’yle birlikte Kahramanmaraş’taki depremzedelerle buluştu. Çocuklara yüz boyama, illüzyon gösterileri ve çeşitli oyunlar eşliğinde güzel bir anı bırakırken ailelerine ise sempozyum verilerek D vitamininin çocuk sağlığı üzerindeki etkileri anlatıldı. 

    Doğu Pediatri Derneği çocuk hekimleri, konteynerkentlerdeki çocukların çeşitli nedenlerle akranlarına göre daha zorlu bir hayatlarının olduğuna işaret ederek, D vitamini takviyesine daha çok ihtiyaçları bulunduğunu belirtti. Buluşmada, konteynerkentte yaşayan ailelere Ocean Vitamin D3 kitleri de dağıtıldı. 

    Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, geleneksel hale getirdikleri 2 Kasım Dünya D Vitamini Günü kutlamalarını bu yıl depremzedelerle gerçekleştirmek amacıyla Kahramanmaraş’ta bulunduklarını belirtti. Alimoğlu, “Depremlerden en fazla çocuklar etkileniyor. Bugün Doğu Pediatri Derneği’mizdeki hocalarımızla birlikte D vitamininin sağlık üzerine etkilerini konuştuk. D vitamini salgın döneminde bağışıklık sistemini desteklemek üzerine toplumda kabul görmüş olsa da aslında D vitamini çocuklarda normal büyüme ve kemik gelişimi için de gereklidir. Etkinlikte ailelerimize D vitaminin önemini anlattık. Çocuklarla ilgili olarak burada çeşitli sosyal aktiviteler yapıyoruz. Bizim açımızdan burada olmak, çocuklarla vakit geçirmek çok kıymetli oldu” dedi. 

    İstanbul’da geçen yıl Darülaceze Başkanlığı’nda kalan yaşlılarla birlikteyken bu yıl Kahramanmaraş’taki afetzede çocukların yanlarında olduklarını ifade eden Alimoğlu, ‘7’den 70’e Sarı Destek Projesi’yle Türkiye’nin D vitamini ihtiyacına dikkat çekmeye devam edeceklerini dile getirdi. 

    Orzaks İlaç Pazarlama Müdürü Müge Turan, “Ülkemiz bir güneş ülkesi olmasına rağmen toplumumuzda D vitamini eksikliği çok yaygın görülüyor. Aslında sadece ülkemizde değil dünya genelinde çok yaygın görülüyor. Bu nedenle de tüm dünyada her yıl 2 Kasım Dünya D Vitamini Günü olarak kutlanıyor. Biz de Orzaks İlaç olarak artık her yıl geleneksel hale getirdiğimiz D vitamini kutlamalarımızı bu yıl da Kahramanmaraş’ta gerçekleştiriyoruz. Zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan konteynerkent sakinlerinin sağlıklı ve güçlü kalabilmeleri için D vitamini düzeylerinin önemine dikkat çekmek amacıyla Dünya D Vitamini Günü’nde Kahramanmaraş’ta olmayı istedik. Burada çocuklarımız ve aileleriyle bir araya geldik. Bu etkinlikte Doğu Pediatri Derneği hocalarımızın desteğiyle vitaminin önemini konusunda burada yaşayan ailelerimize ve çocuklarımıza konuyla ilgili bir farkındalık yaratmak istedik” dedi.

    ADVERTORİAL YAYIN

     

  • İTO: İSTANBUL’DA EKİM AYI ENFLASYONU YILLIK YÜZDE 72,73 OLDU

    İTO: İSTANBUL’DA EKİM AYI ENFLASYONU YILLIK YÜZDE 72,73 OLDU

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre, İstanbul’da ekim ayı enflasyonu aylık yüzde 3,69, yıllık yüzde 72,73, oldu. En çok artış, yüzde 15,33 ile giyimde görüldü.

    İTO, İstanbul’un ekim ayı enflasyon verilerini bugün açıkladı. Buna göre ekim ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 3,69, toptan fiyatlar yüzde 3,53 artış gösterdi. Yıllık bazda bakıldığında da perakende fiyatlar yüzde 72,73, toptan fiyatlar yüzde 64,04 artış kaydetti.

    GİYİMDEKİ AYLIK ARTIŞ YÜZDE 15’İ AŞTI

    Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre giyim harcamaları grubunda yüzde 15,33, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 4,58, gıda harcamalarında yüzde 4,28, ev eşyası harcamalarında yüzde 4,05, konut harcamalarında yüzde 1,82, diğer harcamalarda da yüzde 0,08 artış gerçekleşti. Kültür, eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 1,38 ve ulaştırma ve haberleşme harcamalarında ise yüzde 2,33 düşüş meydana geldi.

    TOPTAN FİYATLARDA EN ÇOK ARTIŞ GIDADA

    Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre gıda maddeleri grubunda yüzde 5,22, mensucat grubunda yüzde 4,57, inşaat malzemelerinde yüzde 2,50, kimyevi maddelerde yüzde 2,38, madenler grubunda yüzde 1,95, işlenmemiş maddelerde yüzde 1,73, yakacak ve enerji maddelerinde yüzde 1,33 artış gözlendi.

  • DİJİTAL İMZA PLATFORMU İLE ARAÇ KİRALAMA ARTIK DAHA HIZLI VE KOLAY

    DİJİTAL İMZA PLATFORMU İLE ARAÇ KİRALAMA ARTIK DAHA HIZLI VE KOLAY

    Tüm dijital imza teknolojilerini tek çatı altında toplayan Dijital İmza Platformu, araç kiralama sözleşmelerini, hasar formlarını ve teslim tutanaklarını biyometrik imza teknolojisiyle dijital ortama taşıdı. Türkiye’nin önde gelen araç kiralama şirketleri tarafından kullanılan platform sayesinde kiralık araçlara dair tüm süreçler daha hızlı ve kolay hale gelirken şirketlerin arşivleme maliyetleri ve kağıt tüketimi de azaldı. 

    Şirketlerin dijital dönüşümüne liderlik eden teknoloji danışmanı DDTECH’in çatısı altındaki şirketlerden Dijital İmza Platformu (DİP), 2023’te Türkiye’nin önde gelen 20’ye yakın araç kiralama şirketine hizmet vermeye başladı. 

    DDTECH Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kulu, yurt dışında Tap&Sign markasıyla faaliyet göstermeye hazırlanan platform sayesinde araç kiralamak isteyen kişilerin sözleşme, teslim tutanağı ve gerekli durumlarda hasar formu gibi belgeleri biyometrik imza sayesinde dijital olarak imzalayabildiğini, böylece sürecin daha hızlı ve kolay hale geldiğini söyledi. 

    Kulu, “Standart araç kiralama işleyişinde öncelikle bir ofise gidilip sözleşme imzalanır. Ardından otoparkta görevliden araç teslim alınır. Bu sırada hasar, kilometre ve benzin seviyesi gibi bilgilerin yer aldığı form imzalanır. Araç iade edilirken de benzer bir prosedür takip edilir. Tüm bu süreçte, KVKK ve açık rıza metinleri eklendiği için yaklaşık 4-5 belge imzalanır. Dijital İmza Platformu sayesinde bu süreç artık dijitalleştirildi. Dahası platform, müşterilerimizin kullandığı yazılımlara entegre olabilme yeteneğine de sahip. Bu sayede belge çıktısı alma ve zaman kaybı gibi sorunlar ortadan kalktı. Firmalar için fiziki arşiv tutma zorunluluğu da bitti, mevcut arşiv belgelerine de hızlı erişim sağlandı” diye konuştu. 

    SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR 

    Ahmet Kulu, DİP sayesinde sunulan yeni araç kiralama sürecinde görevlinin tabletinde yer alan uygulama üzerinden sadece araç plakasını yazmasının yeterli olduğunu, bu şekilde ilgili tüm bilgilerin otomatik olarak tablette çıktığını söyledi. Kulu, “Görevli gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra kullanıcı tablet üzerinden biyometrik imza atıyor. Araç iadesinde de benzer bir süreç işliyor, ayrıca aracın fotoğraflarını ekleme özelliği mevcut. Platform, hasarlı araç teslimi durumlarında ekspertiz raporu hazırlama hizmeti de sunuyor” dedi. 

    ŞİRKETLER ARAÇLARINI KİME KİRALADIKLARINDAN EMİN OLUYOR 

    Kulu, dijitalleşmenin araç kiralama şirketlerine arşiv maliyetlerinin azalması, belge arama süreçlerinin kısalması ve kağıt tüketiminin düşmesi gibi avantajlar da sağladığını kaydetti. 

    Ahmet Kulu, bunlara ek olarak şirketlere sundukları kimlik doğrulama hizmeti sayesinde özellikle değerli araç kiralamalarında dolandırıcılık riskini de minimuma indirdiklerini vurguladı. 

    BİYOMETRİK İMZA PEK ÇOK KOLAYLIK SUNUYOR 

    NFC teknolojisi veya kimlik kartı okuyucuları üzerinden gerçekleştirilen kimlik doğrulama, KPS (kimlik paylaşım sistemi) üzerinden yapılıyor ve ekstra bir güvenlik katmanı oluşturuyor.  

    Biyometrik imza yöntemi, Dijital İmza Platformu müşterilerinin yazılım geliştiricilerine kolaylık sağlamasının yanında yasal ve adli kolaylıklar da sunuyor. Geleneksel ıslak imza yönteminde imzanın ne zaman ve nasıl atıldığına dair kesin bilgi bulunmuyor. Platform, Kamu SM zaman damgası ve GPS verisiyle bu bilgilere güvenilir şekilde ulaşılmasını sağlıyor.

    ADVERTORİAL YAYIN

  • İZTO YÖNETİM KURULU BAŞKANI MAHMUT ÖZGENER: “BANKA BİLANÇOLARINA UYGULANAN MAKRO İHTİYATİ SINIRLANDIRMALAR KREDİYE ERİŞİMİ İMKANSIZ HALE GETİRDİ”

    İZTO YÖNETİM KURULU BAŞKANI MAHMUT ÖZGENER: “BANKA BİLANÇOLARINA UYGULANAN MAKRO İHTİYATİ SINIRLANDIRMALAR KREDİYE ERİŞİMİ İMKANSIZ HALE GETİRDİ”

    KERİM UĞUR

    İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, iş dünyasının kredi konusunda sorun yaşadığını belirterek “Banka bilançolarına uygulanan makro ihtiyati sınırlandırmalar, son dönemde krediye erişimi imkansız hale getirdi. Kredi kartlarında uygulanan taksitlendirme sürelerinin; hava yolları, seyahat acenteleri ve konaklama ile ilgili yurt dışına ilişkin harcamalarda uygulanmaması kararı, özellikle turizm sektöründe kredilerin iyice yavaşladığını, bankaların kredi verememekten, iş insanlarının kredi bulamamaktan yakındığını ve işlerimizin de tehlikede olduğunu hissetmemize neden oldu” dedi.

    İZTO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı bugün gerçekleştirildi. İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın idaresinde yapılan toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, iş dünyasını krediye erişim konusunda sıkılar yaşadığını dile getirdi. Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Son dönemde hepimizin hissettiği gibi krediye erişim konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Banka bilançolarına uygulanan makro ihtiyati sınırlandırmalar, son dönemde krediye erişimi imkansız hale getirdi. BDDK, 31 Temmuz tarihinde aldığı kararla kredi kartlarında uygulanan taksitlendirme sürelerinin; havayolları, seyahat acenteleri ve konaklama ile ilgili yurt dışına ilişkin harcamalarda uygulanmamasına karar verdi. Bu karar, özelikle turizm sektöründe kredilerin iyice yavaşladığını, bankaların kredi verememekten, iş insanlarının kredi bulamamaktan yakındığını ve işlerimizin de tehlikede olduğunu hissetmeyemize neden oldu. Üyelerimizden bankaların limit güncellemesi yapmaya yanaşmadıkları, limit güncellemesine yönelik bankaların yüksek oranda masraflar çıkarttıkları ve normalden uzun bir prosedür izledikleri, tüm şartlar sağlansa bile krediye erişim konusunun garanti olmadığı, kredilere değişken ve yüksek faiz oranları ile erişim sağlanabildiği, vadelerin düşük olduğuna dair geri dönüşler alıyoruz.” 

    ORTA VADELİ PROGRAM’DA ENFLASYONLA MÜCADELENİN BİRİNCİL ÖNCELİK OLACAĞINI UMUT EDİYORUZ”

    İş dünyasının eylül ayı içerisinde açıklanan Orta Vadeli Program hakkındaki önerilerini de dile getiren Özgener, şunları söyledi:

    “Başarılı sonuçlar alınabilmesi için Orta Vadeli Program’ın birincil özelliğinin işlevsellik olması gerektiğini düşünüyoruz. Bir diğer deyişle; bu program iş insanlarına önümüzdeki dönemle ilgili bir öngörü verebilmeli ki yatırımlar, harcamalar ve satışlarla ilgili bir yol haritası çizebilelim. İşlevsel bir planın ortaya konabilmesi de ancak içsel tutarlılığın sağlanmasıyla mümkündür. Bu prensipler ışığında, yeni Orta Vadeli Program’da da şimdiye dek verilen beyanatlar ve açıklanan raporlarda olduğu gibi, enflasyonla mücadelenin birincil öncelik olacağını umut ediyoruz. Ancak bu kez yapılan teşhislere ilişkin atılacak somut adımların ve izlenecek politikaların da net olarak açıklanmasını bekliyoruz. Açıklanacak programda, devletin yönlendirme gücünün güçlü bir şekilde ortaya konması gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda özellikle büyümenin kompozisyonu, yani yatırım, harcama ve tüketimler konusunda bir perspektif verilmesi büyük önem taşıyor. Bir yandan yatırım, üretim, ihracatın sürekliliğinin sağlanması, diğer yandan ise iç tüketimin kontrol altına alınarak enflasyonla mücadelenin öngörülmesi gerektiği kanaatindeyiz.”

    ETKİN BİR VERGİ SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASININ DA İŞ DÜNYAMIZ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM TAŞIDIĞINA İNANIYORUZ”

    Özgener konuşmasının sonunda yeni bir vergi sisteminin oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek şunları dile getirildi:

    “Etkin bir vergi sisteminin oluşturulmasının da iş dünyamız açısından büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Ülkemizde dolaylı vergilerin, toplam vergi geliri içerisindeki payı oldukça yüksek. Yanı sıra basit, sade ve uzun yıllar güncelliğini yitirmeyecek, yeni teknolojilere uyum sağlayacak ve uluslararası koşullara uygun adil ve çağdaş bir vergi sistemine ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz da doğrudan vergilerin artırılıp dolaylı vergilerin azalması, vergi sisteminin yenilenmesi ve sadeleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Sayın Yılmaz’ın görüşleriyle, odamızın vergi konusundaki önerilerinin örtüşmesinden memnuniyet duyduk. Yakın zamanda konuyla ilgili önemli adımlar atılması beklentilerimiz arasında.”

  • TÜİK: DIŞ TİCARET AÇIĞI TEMMUZ AYINDA YÜZDE 14,2 ARTARAK, 12 MİLYAR 217 MİLYON DOLARA YÜKSELDİ

    TÜİK: DIŞ TİCARET AÇIĞI TEMMUZ AYINDA YÜZDE 14,2 ARTARAK, 12 MİLYAR 217 MİLYON DOLARA YÜKSELDİ

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, temmuz ayında dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,2 artarak 12 milyar 217 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 temmuz ayında yüzde 63,4 iken, 2023 temmuz ayında yüzde 62,2’ye geriledi.

    TÜİK, Temmuz ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. TÜİK ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,3 artarak 20 milyar 78 milyon dolar, ithalat yüzde 10,5 artarak 32 milyar 295 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    YILIN İLK 6 AYINDA İHRACAT YÜZDE 0,7 AZALIRKEN, İTHALAT YÜZDE 5,0 ARTTI

    Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı ocak-temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7 azalarak 143 milyar 287 milyon dolar, ithalat yüzde 5,0 artarak 216 milyar 827 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    TEMMUZ AYINDA ENERJİ VE ALTIN HARİÇ İHRACAT YÜZDE 9,9, İTHALAT YÜZDE 24,1 ARTIŞ GÖSTERDİ

    Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Temmuz ayında yüzde 9,9 artarak 16 milyar 821 milyon dolardan, 18 milyar 485 milyon dolara yükseldi.

    Temmuz ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat ise yüzde 24,1 artarak 19 milyar 761 milyon dolardan, 24 milyar 520 milyon dolara yükseldi.

    Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Temmuz ayında 6 milyar 35 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 17,6 artarak 43 milyar 5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75,4 oldu.

    DIŞ TİCARET AÇIĞI TEMMUZ AYINDA YÜZDE 14,2 ARTTI

    Temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,2 artarak 10 milyar 702 milyon dolardan, 12 milyar 217 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 temmuz ayında yüzde 63,4 iken, 2023 temmuz ayında yüzde 62,2’ye geriledi.

    YILIN İLK 6 AYINDAKİ DIŞ TİCARET AÇIĞI İSE YÜZDE 18,1 ARTIŞ GÖSTERDİ

    Ocak-temmuz döneminde dış ticaret açığı yüzde 18,1 artarak 62 milyar 279 milyon dolardan, 73 milyar 539 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 ocak-temmuz döneminde yüzde 69,8 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 66,1’e geriledi.

    TEMMUZ AYINDA İMALAT SANAYİNİN TOPLAM İHRACATTAKİ PAYI YÜZDE 92,9 OLDU

    Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 temmuz ayında imalat sanayinin payı yüzde 92,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 5,0, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,6 oldu.

    Ocak-temmuz döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,4, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,5, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

    Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 temmuz ayında ara mallarının payı yüzde 69,5, sermaye mallarının payı yüzde 15,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,6 oldu.

    İthalatta, 2023 Ocak-Temmuz döneminde ara mallarının payı yüzde 74,1, sermaye mallarının payı yüzde 13,7 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,1 oldu.

    TEMMUZ AYINDA EN FAZLA İHRACAT YAPILAN ÜLKE ALMANYA OLDU

    Temmuz ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 673 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 103 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 101 milyon dolar ile ABD, 978 milyon dolar ile Irak, 962 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,0’ını oluşturdu.

    Ocak-temmuz döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 12 milyar 378 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 8 milyar 489 milyon dolar ile ABD, 7 milyar 265 milyon dolar ile İtalya, 6 milyar 958 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 6 milyar 648 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,1’ini oluşturdu.

    İTHALATTA İLK SIRAYI ÇİN ALDI

    İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Temmuz ayında Çin’den yapılan ithalat 4 milyar 603 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 650 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 839 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 458 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 602 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 46,9’unu oluşturdu.

    Ocak-temmuz döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 28 milyar 384 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 26 milyar 841 milyon dolar ile Çin, 16 milyar 278 milyon dolar ile Almanya, 14 milyar 249 milyon dolar ile İsviçre, 9 milyar 145 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,8’ini oluşturdu.

    MEVSİM VE TAKVİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ SERİYE GÖRE İHRACAT TEMMUZDA YÜZDE 4,5 AZALDI

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; temmuzda bir önceki aya göre ihracat yüzde 4,5 azalırken, ithalat yüzde 11,9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise 2023 yılı temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 1,1 azalırken, ithalat yüzde 2,4 arttı.

    YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİN İMALAT SANAYİ İHRACATI İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 3,4’TE KALDI

    Temmuz ayında yüksek teknoloji imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 92,9 oldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı ise yüzde 3,4’te kaldı. Ocak-temmuz döneminde yüksek teknoloji imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,4 seviyesinde iken aynı dönemdeki yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı ise yüzde 3,6 seviyesinde.

    Temmuz ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 84,7, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı ise yüzde 10,6 seviyesinde. Ocak-temmuz döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,8’de. Söz konusu dönemde, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,3 düzeyinde.

    ÖZEL TİCARET SİSTEMİNE GÖRE İHRACAT TEMMUZDA 18 MİLYAR 198 MİLYON DOLAR OLDU

    Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Temmuz ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,2 artarak 18 milyar 198 milyon dolar, ithalat yüzde 11,6 artarak 29 milyar 686 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Temmuz ayında dış ticaret açığı yüzde 19,3 artarak 9 milyar 628 milyon dolardan 11 milyar 488 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Temmuz ayında yüzde 63,8 iken, 2023 Temmuz ayında yüzde 61,3’e geriledi.

    ÖZEL TİCARET SİSTEMİNE GÖRE OCAK-TEMMUZDA 130 MİLYAR 471 MİLYON LİRALIK İHRACAT YAPILDI

    Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 azalarak 130 milyar 471 milyon dolar, ithalat yüzde 4,2 artarak 202 milyar 858 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı yüzde 20,9 artarak 59 milyar 888 milyon dolardan, 72 milyar 387 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Temmuz döneminde yüzde 69,2 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 64,3’e geriledi.