Kategori: Ekonomi

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bakan Kirişci şu ifadeleri kullandı:

“Tarım Sigortaları Havuz Sistemi hep hayalimdi. 16 yıl önce temellerini atmıştık.Hamdolsun ki çiftçilerimiz doğal afetlere karşı artık daha güçlüler.

2023 yılında Gelir Koruma Sigortasını başlatacağız. Üreticilerimizi verim düşüşleri ve fiyat dalgalanmalarına karşı da koruyacağız.” (İLKHA) 

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde “yeşil altın” olarak adlandırılan Antep fıstığının hasat mevsimi yaklaşıyor.

Önümüzdeki günlerde hasadına başlanması beklenen Antep fıstığı için bu yıl da taban fiyat belirlenmemesi tepkilere yol açtı.

Antep fıstığında bu yıl geçen yıla göre yüksek oranda rekolte beklenirken, çiftçiler Antep fıstığı fiyatının düşüklüğünden yakınıyor.

Hasat mevsimi için kent genelinde binlerce çiftçi ve işçi fıstık bahçelerinin yolunu tutmak için hazırlıklara başladı. Ancak fındıkta olduğu gibi Antep fıstığı için taban fiyatın belirlenmemesi tepkilere neden oluyor.

Baklavadan yemeklere, tatlılardan çerezlere kadar hemen her alanda gıda sektörünün değişmez lezzetleri arasında yer alan Antep fıstığı için taban fiyat belirlenmesi isteniyor.

Dünyanın dört bir yanına ihraç edilen Antep fıstığındaki rekoltenin geçen yıla göre yüksek olduğunu belirten çiftçiler, fıstık fiyatlarının düşmesinden dolayı zor durumda olduklarını dile getiriyor.

HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, Oğuzeli İlçe Başkanı Mustafa Kılıç ve beraberindeki partili heyetle birlikte Oğuzeli ilçesinde Antep fıstığı hasadı için hazırlık yapan çiftçileri ziyaret etti.

Çiftçilerin sorun ve taleplerini dinleyen Göçer, çiftçilerle birlikte fıstık bahçesini gezdi. Çiftçilerin Antep fıstığı ile ilgili taleplerini ve önerilerini not aldıran Göçer, ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu.

Antep fıstığı için taban fiyat belirlenmemesinin yanlış olduğunu söyleyen Göçer, Gaziantep başta olmak üzere Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde yetiştirilen, kentin ve bölgenin en önemli tarımsal ürünü olan Antep fıstığı için taban fiyat belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer

Göçer, Antep fıstığının tarımsal ürün olmasına rağmen destekleme programının dışında kalmasının doğru olmadığını belirterek, yetkililerin fındığa sahip çıktığı gibi Antep fıstığına sahip çıkmamasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

En az fındık kadar stratejik öneme sahip olan Antep fıstığının, üretiminin artırılması ve çiftçinin daha fazla fıstık üretimine yönlendirilmesi için kilo başına veya fındıkta olduğu gibi dekar başına alan bazlı gelir desteği verilmesi gerektiğini belirten Göçer, Gaziantepli çiftçilerin önemli geçim kaynaklarından olan Antep fıstığının destek beklediğini vurguladı.

“Antep fıstığında bir taban fiyat belirlenmeli”

Fıstık yetiştiriciliğinin çok zor ve zahmetli olduğuna dikkat çeken Göçer, “Fıstık yetiştiriciliği çok zor ve zahmetli bir süreçten geçiyor. Bir fıstık ağacının yetişmesi çok zor bir süreçten geçiyor. Bir kişi genç iken fıstık ağacı ekse artık torunu hasadını bekliyor. Bu kadar zor ve zahmetli olan çiftçiliğin yanında ilaç, mazot ve diğer girdi maliyetlerinin ciddi anlamda yüksek olması gerçekten fiyatları daha da çok yükseltiyor. Tabi fıstık dünyanın her yerinde kullanılabilen bir üründür. Şu anda fıstığın elbette bir değeri vardır ama şunu özellikle söylüyoruz; fındık bizimse fıstıkta bizimdir. Fındığın taban fiyatı neyse fıstığın da taban fiyatının belirlenmesi lazım. Taban fiyatı belirlenmediği zaman köylü vatandaşımızın elinde olan fıstık tüccarın eline geçmediği sürece para etmiyor ama tüccarın eline geçtikten sonra 2-3 ay sonra fıstık fiyatı 2-3 misline çıkabiliyor. Devlet Antep fıstığına özellikle önem vermelidir.” dedi.

“Suyun bu topraklara gelmesi lazım”

Antep fıstığı için taban fiyatının belirlenmesi gerektiğini ifade eden Göçer, “Madem fındık için taban fiyatı belirtilebiliyorsa fıstık için de taban fiyatının belirlenmesi lazım. Fındık, buğday ve diğer tarımsal ürünlerde taban fiyatı belirlendiği gibi Antep fıstığı için de taban fiyatının belirlenmesi elzemdir. Geçmiş tarihte Güneydoğu Birlik vardı; Antep fıstığı için taban fiyat belirliyordu. Fakat şu an Antep fıstığı için taban fiyat belirlenmiyor. Fıstığın zahmetini köylü vatandaşla birlikte çekmek lazım. ‘Fırat akar, Barak bakar’ sözü bu bölgede yaygındır. Bu bölge çok sulak bir bölge değildir. Antep fıstığı zor şartlarda yetişiyor. Evet, ‘Fırat akıyor ama Barak bakıyor.’ Çünkü yanı başımızdaki Fırat Nehri’nden yararlanamıyoruz. Suyun bu topraklara gelmesi lazım. Antep fıstığı için taban fiyatı belirlenmesi lazım.” diye konuştu.

Antep fıstığında lisanlı depoculuğun daha da yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Göçer, Antep fıstığı üreticilerinin mutlaka desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Girdi maliyetlerindeki artışlar nedeniyle çiftçilerin zor günler geçirdiklerini belirten Göçer, çiftçilere destek verilmesi çağrısında bulundu.

Çiftçiler: Çiftçinin ve Antep fıstığının sahibi yok

Çiftçilerden Hasan İşbilir, HÜDA PAR’a çiftçilerin sorunları ile yakından ilgilendiği için teşekkür ederek, çiftçilere ve Antep fıstığına sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

Fıstık fiyatlarının çok düşük olmasından yakınan Hakan İşbilir, şunları söyledi:

Antep fıstığı birkaç tane tüccarın elinde oyuncak haline gelmiş vaziyette. Köylüler bu duruma müdahale etmeye çalışıyor ancak müdahale edemiyor. Bunun sebebi ise köylünün şahsi sıkıntılarının da artmasıdır. Bir şekilde köylü ya oğlunu ya kızını evlendirir ya da bir araba alır. Bu yüzden fıstığı gördüğü fiyata vermek zorunda kalıyor. Fıstık fiyatları şu an yüksek görünse dahi maliyetleri kurtarmıyor. Devlet de buna göz yumuyor. Şu an fıstığı üç-beş tane adam istediği gibi alıyor, istediği gibi almıyor. Buna bir ‘dur’ denilmesi lazım. Maliyetler de şu an çok yüksek. Zaten bu sene soğuk vurduğundan dolayı seneye mahsul olmayacak. Bu seneki mahsulü de yok fiyatına alacaklar. Bu vatandaş iki yıl boyunca ne yapacak? Bazı şeyleri devletin düşünmesi lazım. Her şeyi devletten bekliyoruz ama beklemek zorunda kalıyoruz. En büyük sorunlarımızdan biri fıstığın taban fiyatının belirlenmemesidir. Eğer elimizde bir fiyat olsaydı, 10 gün sonra ne olacağını bilirdik, üç-beş tane adamın eline bakmazdık. Birkaç ay sonra ne olacağını şu an bilemiyoruz.

Yetkililer tarafından Antep fıstığına sahip çıkılmadığını söyleyen fıstık üreticisi Ekrem Öztürk de, “Çiftçinin, fıstığın sahibi yok. Devlet bizimle ve fıstığımızla ilgilenmemektedir. Mazotun çiftçiye uygun verilmesi lazım. Devlet yetkililerinin fıstığa sahip çıkması gerekir.” diye konuştu. (İLKHA)

Temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendiren sanayiciler, sürdürülebilir bir ekonomi, ihracata dayalı büyüme hedeflerinin sonuç verebilmesi ve üretimde çarkların yavaşlamaması için sanayicilerin yaşadığı sorunların ivedilikle çözüme kavuşturulmasını istiyor.

Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB), temmuz ayı bölge ihracatına ilişkin rakamları kamuoyuyla paylaştı.

Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nden alınan bilgiye göre, geride bıraktığımız ayda bölgenin ihracatı, bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 3,7 oranında artarak 871 milyon 610 bin dolar olarak gerçekleştiği, Güneydoğu’nun lokomotif şehri Gaziantep’ten ise 711 milyon 724 bin dolarlık ihracatın kayda alındığı belirtildi.

2022 temmuz ayı ihracat verilerini değerlendiren Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, “İhracatçımızın çabası takdir edilesi bir tablo sunmaktadır. Bu özverili çalışmalarından dolayı bölge ve ülke ekonomisine katkı sunan tüm ihracatçılarımızın başarılarının devamını diliyorum.” ifadelerinde bulundu.

“Temmuz ayında 75 firma ilk ihracatını gerçekleştirdi”

2022 yılı Ocak-Temmuz dönemi ihracat rakamlarını da paylaşan Kileci, “2022 yılının ocak-temmuz döneminde bölgemiz, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,1’lik artışla 6 milyar 875 milyon 375 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Aynı dönemde Gaziantep’te 5 milyar 880 milyon 451 bin dolarlık ihracatıyla bir önceki yıla göre yüzde 6,2 oranında artış kaydetti.” ifadelerini kullandı.

Kileci, “Bölgemiz, temmuz ayı boyunca 2 bin 287 firmayla ihracat gerçekleştirirken Gaziantep’ten ihracat yapan firma sayısı ise bin 620 olarak hesaplandı. Bu sayılarla ihracatçı sayısı bakımından hem Gaziantep hem de bölgemiz için tarihimizin en yüksek temmuz ayı değerine ulaşmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz ay 75 firmamız ilk kez ihracat gerçekleştirerek her geçen gün sayımızı artırma hedefimize dahil oldular. Gaziantep başta olmak üzere bölgemizdeki birçok firmanın ihracata adım atması büyük bir mutluluk. İlhamını güneşten, topraktan ve kadim tarihimizden alan Gaziantep ve bölgemiz ihracatçılarını gönülden kutluyorum.” dedi.

En çok ihracat yapılan ülkeler Irak, ABD, Suriye

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ihracatında en büyük paya sahip ülkeler arasında Ortadoğu ülkelerinin yüzde 39,6 payla ilk sırada, AB ülkelerinin yüzde 17,4 payla ikinci ve Afrika ülkelerinin ise yüzde 16 payla üçüncü sırada bulunduğunu bildiren Kileci, 2022’in ocak-temmuz ayları arasında toplam 192 ülkeye ihracat yapıldığını vurguladı.

Irak, ABD, Suriye, İngiltere, İtalya, Almanya, İran, Cibuti ve Libya’nın bölge ihracatında ilk sıralarda yer alan ülkeler olduğunu bildiren Kileci, bölgeden en çok ihraç edilen ürün grupları arasında makine halıları, pastacılık ürünleri, iplikler, kumaşlar, plastikler ve mamulleri, değirmencilik ürünleri, bitkisel yağlar, diğer gıda müstahzarları, demir-çelik mamulleri ile ağaç ve orman ürünlerinin yer aldığını ifade etti.

Gaziantep’ten 5 milyar 880 milyon dolarlık ihracat

Gaziantep’in 2022 ocak-temmuz dönemindeki 5 milyar 880 milyon dolarlık ihracatıyla ülkenin önde gelen ihracatçı illerinden olmayı sürdürdüğünü belirten Kileci, ihracatın ithalatı karşılama oranında Gaziantep’in yüzde 124,8’lik seviyesiyle kendisine rakip illerden ayrıldığını vurguladı.

Kileci, Gaziantep’ten en çok ihraç edilen ürünlerin ise tekstil ve hammaddeleri, hububat-bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, halı, kimyevi maddeler ile ağaç ve orman ürünleri olduğunu ifade etti.

Diğer illerin ihracat rakamlarını da kamuoyuyla paylaşan Kileci, Kahramanmaraş’ın 95 milyon 920 bin dolar, Mardin’in 88 milyon 474 bin dolar, Diyarbakır’ın 32 milyon 658 bin dolar, Malatya’nın 24 milyon 224 bin dolar, Şanlıurfa’nın 20 milyon 261 bin dolar, Kilis’in 7 milyon 943 bin dolar ve Adıyaman’ın 7 milyon 764 bin dolar değerinde ihracat gerçekleştirdiğini duyurdu.

“Çarklar yavaşlamadan sanayicinin sorunlarına çözüm bulunmalı”

Temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adnan Ünverdi de ocak-temmuz döneminde Gaziantep’in ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,6 oranında artışla 5 milyar 905 milyon 120 bin dolara ulaştığını, temmuz ayında ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 düşüşle 711 milyon 923 bin dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.

Ünverdi, sürdürülebilir bir ekonomi ve ihracata dayalı büyüme hedeflerinin sonuç verebilmesi ve üretimde çarkların yavaşlamaması için sanayicilerin yaşadığı sorunların ivedilikle çözüme kavuşturulması gerektiğine vurgu yaptı.

Ünverdi, ekonominin yükünün üretim, ihracat ve buna bağlı olarak oluşturduğu istihdamla sanayicilerin omuzlarında olduğunun altını çizdi.

Dünyada yaşanan siyasi ve jeopolitik gerginliklerin ekonomi üzerindeki riskleri her zamankinden çok daha fazla artırdığına dikkati çeken Ünverdi, ülke ekonomisinin bu süreci atlatmasında en önemli unsurun üretim ve ihracat olduğunu belirterek şunları kaydetti: 

Sürdürülebilir sanayi ülkemiz için sürdürülebilir ekonominin temel unsurudur. Son dönemde defalarca ifade ettiğimiz gibi girdi maliyetleri, enerji ve lojistik fiyatlarındaki artışlarla birlikte aylar önce altını çizdiğimiz finansmana ulaşım sanayiciye hareket alanı bırakmamıştır. Bu durum güncel ekonomik şartlara rağmen büyük bir özveri ile üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam eden firmalarımız için büyük engel teşkil etmektedir.

“Bu koşullarda sanayicinin çarkları döndürmesi çok güç hale gelmiştir”

Finansmana erişim ile birlikte enflasyonun düşmesi, maliyetlerin azalması ve yatırım ortamına dair güvenin tesis edilmesinin öncelikli konular olduğunu ifade eden Ünverdi, “Öngörülebilirliğin sağlanması ve yatırım ortamının yeniden canlanması için eş zamanlı olarak hareket edilmesi, geleceğimiz için bankalar da dahil tüm tarafların sorumluluk almaları gerekmektedir. Bu koşullarda sanayicinin çarkları döndürmesi çok güç hale gelmiştir. Bugün açıklanan enflasyon rakamlarına göre tüketici fiyat artışı yıllık bazda yüzde 79,60 ile son 24 yılın en yüksek rakamına ulaşırken, yurt içi üretici enflasyonu ise yüzde 144,61’e yükselmiştir. Aradaki fark yüzde 65 seviyesine ulaştı ki bunun hem üretici hem de tüketici açısından sürdürülebilir olması için gerekli önlemlerin alınması hepimizin ortak beklentisidir.” diye konuştu.

Döviz kullanımına yönelik alınan tedbirlere de dikkati çeken Ünverdi, ara malı ve hammaddenin büyük kısmını dışarıdan temin eden ve ihracat yapan ihracatçıların döviz gelirinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na satma zorunluluğunun dövize olan ihtiyacı artırdığını, firmaların bankalardan döviz alımında aradaki makas dolayısıyla kayıplarının devam ettiğini, bu sürecin gittikçe sanayici daha da fazla zorlar hale getirdiğini söyledi.

Ünverdi, sanayi üretiminde kâr marjlarının her geçen gün biraz daha azaldığına dikkati çekerek, öngörülebilirliğin sağlanması ve yatırım ortamının yeniden canlanması için eş zamanlı olarak hareket edilmesi, kamunun büyüme için sanayi üretimini örnek gösterirken alınan tedbirlerle üreticiyi zor durumda bırakmaması gerektiğini, bankalar da dahil tüm tarafların sorumluluk almaları gerektiğini kaydetti.

“İhracat performansımızın artması için desteğe ihtiyacımız var”

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Tuncay Yıldırım, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi.

Temmuz ayındaki iş günü kaybı nedeni ile şehrin ihracat performansında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1’lik bir düşüş olduğunu kaydeden Yıldırım, “Performans düşüşünün devam etmemesi ve kronikleşmemesi için ihracatçımızın; finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin yüksekliği, ödeme sistemlerinde döviz kullanamama ve üretim maliyetleri gibi sıklıkla dile getirdiğimiz sorunlarının çözümünde desteğe ihtiyacı bulunmaktadır.” dedi.

Yıldırım, “Gaziantep iş dünyası olarak her zaman ülke kalkınmasının öncülerinden olduk, olmaya da devam edeceğiz. Yılın yarısında yüzde 119’luk ihracatın ithalatı karşılama oranı ile 913 milyon 728 bin dolarlık dış ticaret fazlası verdik. Dış ticaret hacmimiz 10 milyar doları aştı. Tek arzumuz bu başarıyı artırarak devam ettirmek ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sunmak. Bu noktada da ekonomi yönetiminin iş dünyasının en büyük destekçisi olacağından eminiz.”

İhracatçı üyeleriyle her zaman övündüklerini söyleyen Yıldırım, “Her şeye ve tüm zorluklara rağmen özveriyle çalışan ihracatçı üyelerimizi, iş insanlarımızı ve çalışanlarını gönülden tebrik ediyorum. Bundan sonraki süreçte de her zaman olduğu gibi sıkıntılarının çözüme kavuşması adına en yüksek sesle destek olmaya ve yanlarında durmaya devam edeceğimizin bilinmesini isterim.” diye ekledi. (İLKHA)

Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi’ne ilişkin araştırma tamamlandı. Araştırma sonuçlarına göre, ilk 500 bilişim firmasının 2021 yılında toplam geliri 214 milyar TL olurken, bir önceki yıla göre büyüme oranı ise yüzde 26 oldu. Sektörde yine yazılım başı çekerken, bu alandaki ihracat rakamı da yüzde 74 artarak, 1,6 milyar TL’ye ulaştı. 

M2S Araştırma Şirketi tarafından yapılan en büyük 500 şirketin kendi kulvarında değerlendirildiği araştırmada, “Dağıtıcı”, “Sistem Entegratörü ve İş Ortağı”, “Uluslararası Merkezli Üretici/Üreticinin Temsilcisi”, “Türkiye Merkezli Üretici”, “Bilişim 500 Plus” ve “Türkiye Ekonomisine Katkı” olmak üzere 6 ayrı ana kategoride birinci olan şirketler, dün akşam düzenlenen törende ödüllerini aldı. 

KoçSistem tören sponsorluğunda ‘fijital’ (fiziksel ve dijital) olarak yapılan tören Sanatçı-Bilişimci Taylan Dedeoğlu’nun solo gitar performansı ile başladı. Bilişim 500 Ödül Töreni açılış programında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurul Üyesi Dr. Hakan Yurdakul, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, Telcoset Genel Müdür Yardımcısı Ömer Baran, Turkcell Dijital İş Servisleri Genel Müdürü Gürkan Arpacı, MBIS Genel Müdürü Cenk Salihoğlu, Bulutistan Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Gençtürk, ARD Grup Yönetim Kurulu Başkanı Arda Ödemiş, RoofStacks & GoArt Yönetim Kurulu Başkanı Burak Soylu ve BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe yer aldı. 

Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, “2021 yılında son 10 yıldaki büyüme yüzde 30’a yakın gerçekleşti” bilgisini paylaşırken, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır konuşmasında “8 binden fazla şirket inovasyon odaklı ARGE çalışması sürdürüyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurul Üyesi Dr. Hakan Yurdakul ise bilişim şirketlerinin mutlaka birleşmelerle, finansal ve stratejik yatırımlar alarak büyümesi gerektiğinin altını çizdi. 

BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ TURKCELL’E  

Bilişim 500 Araştırması kapsamında; Türkiye Ekonomisine Katkı özel kategorisinde Yılın Ar-Ge Yatırımı Kategori birincisi Logo Yazılım olurken, Yılın Yapay Zekâ Kategori birinciliğini KoçSistem aldı. Yılın Türkiye Merkezli Üretici Donanım Kategori birincisi Karel Elektronik, Yılın Türkiye Merkezli Üretici Yazılım Kategori birincisi Softtech, Yılın Donanım İhracatı Kategori Birincisi Corning Optik İletişim, Yılın Hizmet İhracatı Kategori birincisi Teleperformance Türkiye ve Yılın Yazılım İhracatı Kategori Birincisi Roof Stacks Yazılım oldu. İlk 500 Bilişim Şirketi birincilik ödülünü ise Turkcell aldı. 

YAZILIM İHRACATI 1,6 MİLYAR TL’YE ULAŞTI 

Araştırma sonuçlarına göre, ilk 500 bilişim firması arasına 80yeni şirket girerken, 2021 yılında toplam geliri 214 milyar TL oldu. Toplam gelirdeki büyüme bir önceki yıla göre yüzde 26 oldu. Araştırmada sıralamaya giren bilişim şirketleri geçen yıl TL olarak ise ortalama yüzde 54 büyüdü. 2020 yılında bu rakam yüzde 42 olarak gerçekleşmişti. Türkiye Merkezli Üretici Yazılım kategorisinde de büyüme yüzde 54 oldu. Bu da itici gücün yazılım olduğunu doğruladı. 2020 yılına göre yazılım ihracatı gelirleri yüzde 74 artarak 1,6 milyar TL’ye ulaştı. Hizmet ihracatı gelirlerinde de yüzde 53’lük artış yaşandı ve 1,5 milyar TL oldu. Sıralamaya giren şirketlerin 57’si yüzde 100’ün üzerinde, 163 şirket ise ortalamanın üstünde bir büyüme gösterdi. 

35 YIL EMEK ÖDÜLLERİ 

“Mottomuz Sürdürülebilirlik” ana teması ile gerçekleştirilen törende ayrıca bilişim sektörüne 35 yıl emek veren İbrahim Durak, İlker Tabak, Hulusi Bodrumlu, Osman Circi, Hakan Akalın, Arzu İlhan Babaoğlu, Ayten Akalın, Serdar Kayaoğlu, Uğur Sungurtekin, Mehmet Önder ve Ümit Atalay’a da “35 Yıl Emek” ödülleri verildi.  

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, girdi maliyetlerindeki artışın sanayicilere ciddi bir sermaye sıkıntısı yaşattığını ve üretimi sekteye uğrattığını belirterek, “Sırf bu problemden kaynaklı sermaye sıkıntısı yaşayan, üretim yapamayan ya da neredeyse yapamayacak duruma gelen sanayicimizin sermaye sıkıntısı devam ederse ihracattaki artış düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak, uluslararası piyasalarda potansiyelimiz yok olacaktır” dedi.

Sanayicilerin finansmana erişim konusundaki şikayetleri devam ediyor. Son yakınma da plastik sanayicisinden geldi. PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, bugün yaptığı yazılı açıklamada, “Üretici fiyat endeksindeki artışın devam etmesi, tüketicilerin satın aldığı ya da alacağı belirli ürün ve hizmet grubunun fiyatlarındaki ortalama değişimleri de artışa geçirdi. Ortaya çıkan bu olumsuz durumun yaratmış olduğu etki, plastik sektörü gibi yurt içinden yeterli hammadde tedariki sağlayamayan endüstrilerde daha derinden hissediliyor” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı verilere bakıldığında Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’nin (Yİ-ÜFE) yıllık bazda yüzde 144,61’e ulaştığına dikkat çeken Karadeniz, şunları kaşdetti:

“MALİYETİ DÜŞÜRECEK ÖNLEMLER ALINMALI: Üretici fiyatındaki bu yüksek artışa rağmen tüketici fiyat endeksindeki artış yıllık bazda yüzde 79,60’ta kalmıştır. Yani daralan iç pazar ve düşen satın alma gücü sebebiyle üreticilerin maliyetlerinde yaşanan artış oranında bir fiyatlama yapamadığını ve bu sebeple kar marjlarının hızla eridiğini gözlemliyoruz. Gerek tüm dünyada artan emtia fiyatları gerekse Türk lirasının hızlı değer kaybı neticesinde yaşanan bu durum, tüm sanayi kollarımızı derinden etkilemekte. Ülkemizde yaşanan ve tüm vatandaşlarımızın zor günler geçirmesine sebep olan enflasyonun talep yönlü değil, maliyet yönlü olduğu gerçeğiyle hareket edilerek maliyetleri düşürecek önlemler alınması gerekmektedir.

GİRDİ MALİYETLERİNDE YAŞANAN ARTIŞLAR SANAYİCİMİZİ ZORA SOKUYOR: Geçen yıllara kıyasla bugün ihracat verilerinin artış göstermiştir. Girdi maliyetlerinde yaşanan artışlardan dolayı rekabet gücü azalan sanayicimiz, her ne olursa olsun üretmek için çok çalışıyor ve ihracatını devam ettiriyor. Fakat girdi maliyetlerindeki artışın devam etmesi, sanayicimize ciddi bir sermaye sıkıntısı yaşatmakta ve üretime sekte uğratmaktadır. Maalesef bu durumdan kaynaklı yeterli üretim yapamayan ya da mecburen kısıtlı üretime geçen sanayicimiz çok. Ülkemizde yaşamış olduğumuz enflasyonun temel kaynağı zaten bu durum. Sırf bu problemden kaynaklı sermaye sıkıntısı yaşayan, üretim yapamayan ya da neredeyse yapamayacak duruma gelen sanayicimizin sermaye sıkıntısı da devam ederse ihracattaki artış düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak, uluslararası piyasalarda potansiyelimiz yok olacaktır.”

SANAYİCİLER MALİYET HESABI YAPAMAZ HÂLE GELDİ: Çatı kuruluş PLASFED olarak enerji başta olmak üzere üretici üzerindeki maliyetlerde yaşanan sürekli artışın yıpratıcı etkilerini katıldığımız her platformda dile getiriyoruz. Döviz kurunun yüksek olması ve girdi maliyetlerinde döviz bazında yaşanan artış siparişleri olumsuz etkiliyor. Sanayiciler maliyet hesabı yapamaz hâle geldi. İç ve dış olmak üzere piyasaları rahatlatacak, yatırıma ve üretime teşvik edecek girişimler yapılmalı. Sürdürülebilir bir büyüme olması için bu söylediklerimizi yapmamız şart. Türk sanayicisinin en büyük isteği öngörülebilirlik ve finansal istikrardır.”

 

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen, karma ticaret fuarı “MÜSİAD EXPO 2022” 2-5 Kasım 2022 tarihleri arasında TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak.

MÜSİAD’dan yapılan açıklamada, bu yıl 19’uncusu düzenlenecek olan ve 4 gün boyunca kıtalar arası ticaret bağı kuracak karma ticaret fuarı “MÜSİAD EXPO 2022” ile uluslararası ticaretin kalbinin İstanbul’da atacağı belirtildi.

Açıklamaya göre, MÜSİAD’ın 32 yıllık tarihi boyunca her 2 yılda bir düzenlenen fuar, 2020 yılında Avrupa, Asya- Pasifik, Avrasya, Afrika ve MENA ülkeleri başta olmak üzere 102 ülkeden 15 bine yakın ziyaretçi ve 50 ülkeden 400 alım heyetine ev sahipliği yaptı. MÜSİAD EXPO 2022, oluşturduğu fırsatlarla bu yıl da küresel ticaretin merkezi olmayı hedefliyor.

Fuar eş zamanlı olarak Uluslararası İş Forumu, ikili iş görüşmeleri, teknoloji panelleri ve birçok etkinliğe de imza atacak. Aynı zamanda MÜSİAD EXPO 2022’ye yurt dışından bakanların, milletvekillerinin, üst düzey bürokratların, valilerin, belediye başkanlarının, oda ve borsa başkanlarının, yabancı alım heyetlerinin, basın mensuplarının ve seçkin iş insanlarının yoğun katılımı bekleniyor. 

MAHMUT ASMALI: AMACIMIZ, İŞ İNSANLARINI TEK ÇATI ALTINDA BULUŞTURMAK

Ekonomik büyümenin anahtarının üretimden geçtiğini dile getiren MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, “Bu anahtarın dişlerini ise sanayi ve turizm gibi birçok alanda rekorlarla dönen çarklar oluşturuyor. Biz de 24 sektörün en önemli oyuncularını 4 gün boyunca İstanbul’da bir araya getireceğiz. Amacımız, ülkemizin her şehrinden ve dünyanın farklı bölgelerinden iş insanlarını tek çatı altında buluşturarak dünyanın ekonomisini konuşmak ve Türkiye’nin 2023 hedeflerine doğrudan katkı sunmak. Farklı alanlardaki yeniliklerin de ziyaretçilerle buluşacağı organizasyon ile uluslararası ticaretin kalbi MÜSİAD EXPO 2022’de atacak” dedi.

“KITALAR ARASI TİCARET AĞI KURULACAK”

MÜSİAD EXPO 2022’de kıtalar arası bir ticaret ağının da kurulacağını vurgulayan Asmalı, “Fuar kapsamında katılımcılar, sergilenecek ürün ve hizmetlerini daha geniş kitlelere, birçok kıtadan gelen ziyaretçilere gösterebilme imkânı yakalayacak. Etkinlik bu anlamıyla yeni iş fırsatlarını da ortaya çıkarırken Türkiye’nin dünyanın üretim üssü olacak potansiyel ihracat ilişkilerinin kurulmasına da olumlu katkılar sunacak. Aynı zamanda gerçekleşecek ikili iş görüşmeleri ise ticari ilişkilerin rotasını İstanbul’a çevirecek” bilgilerini paylaştı.

Yaşanan ekonomik krizle beraber sıfır beyaz eşya ve mobilyaya ardı ardına zam gelince, spot pazarına artık evlenecek çiftçiler de ilgi gösteriyor.

Evlilik hazırlığında olan çiftler, fiyatların yükselmesinden dolayı 2’nci el eşyaların satıldığı spot pazarlarına giderek bütçelerine uygun sıfır denginde beyaz eşya, mobilya ve küçük ev aletlerine kadar ihtiyaçlarını alıyorlar.

Spot pazarlarının, alım gücü düşük olan vatandaşların uğrak yerinin olmasının yanında, Gaziantep’e tayini çıkıp eşyasını getiremeyen memur ve üniversite okumaya gelip ev tutan öğrencilerin de uğrak mekânı olduğunu belirten esnaf, son zamanlarda yaşanan fiyat artışlarından dolayı evlenecek çiftler de beyaz eşya ve mobilyalarını almak için spot pazarını tercih ettiğini belirtiyorlar.

“Sıfır ürünler pahalı olduğu için uygun bir şekilde alıp evini dizmeye çalışıyorlar”

Spot eşya mağazası sahibi Gökhan Çapku

Sıfır ürünlerden daha çok 2’inci el ürünlerinin tercih edildiğini belirten Gökhan Çapku, “Halkın alım gücü bayağı bir zayıfladığı için vatandaşlar 2’nci el ürünlere daha çok rağbet gösteriyorlar. Vatandaş gidip mağazadan eşya alamıyor. Mağazadaki fiyat ile burası arasında 2-3 kat fark var. Burada 2’nci el ürünleri çok uygun olduğu için milletin bir yönelmesi daha çok oluyor. Genelde artık bu pazarı eskiden alım gücü düşük olan vatandaşlar tercih ediyordu. Artık burayı evlenecek çiftler de tercih ediyorlar. Sıfır ürünlerin fiyatı pahalı olduğu için mecburen buraya gelip uygun bir şekilde alıp evini dizmeye çalışıyorlar.” dedi.

“Evlenecek çiftler uygun beyaz eşya ve mobilyaları tercih ediyorlar”

Spot eşya satıcısı Memik Uzunöz

Evlilik hazırlığında olan çiftler, fahiş fiyatlardan dolayı 2’inci el eşyaların satıldığı spot pazarlarına giderek bütçelerine uygun eşya aradığını belirten Memik Uzunöz ise spot pazarının evlilik hazırlığında olan çiftler tarafından ilgi gördüğünü söyledi.

Uzunöz, “2’nci el ürünlere evlenecek çiftlerden büyük bir rağbet var. Gelip 2’nci el ürünlere bakan evlenecek çiftler, uygun ve ucuz beyaz eşya ve mobilyaları tercih ederek evini bu şekil dizmeye çalışıyor. Kaliteli üründen ziyade sıfır ürün alım güçleri olmadığı için sıfır denginde eşyaları tercih ediyorlar. Milletin alım gücü çok düştüğünden ve fiyatların dengesiz olarak yükselmesinden dolayı halkı ciddi manada etkiliyor.” ifadelerini kullandı.

“Evlenecek çiftler spot pazarına ilgi gösteriyorlar”

Spot eşya satıcısı Âdem Korkmaz

Evlenecek çiftlerin 2’nci el eşyaları alıp evini dizmeye çalıştığını belirten Âdem Korkmaz ise, “Evlenecek çiftlerimiz gelip 2’nci el ürünleri alıyorlar. Biz de paket yapıp evlerine götürüyoruz. 2’nci el ürünlerin alımında fiyat ciddi anlamda düşüyor. Bizde bir çamaşır makinesi 2 bin TL ama mağazada sıfırı 8 bin TL’ye kadar çıkıyor. Alışveriş var ama eskisi gibi değildir. Milletin alım gücü düştü elbette ama buna rağmen evlenecek çiftler spot pazarına ilgi gösteriyorlar.” şeklinde konuştu. (İLKHA)