Kategori: Ekonomi

  • Bu sene bal hasadındaki artış arıcıları sevindirdi

    Bu sene bal hasadındaki artış arıcıları sevindirdi

    Ağrı’nın verimli ve bakir bitkileri ile dolu ovalarında büyük emeklerle üretim yapan arıcılar, bal hasadına başladılar.

    Geçen sene kurak geçen hava şartlarından dolayı bekledikleri hasadı elde edemeyen bal üreticileri, bu sene yüksek verim alarak geçen senenin açığını da kapattıklarını belirtti.

    Özelikle kentin ismini taşıyan ve Ağrı Valiliği, Ağrı Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmaların ardından Ağrı Geven Balının Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret alarak tescillenmesinin ardından hem arı sayısında hem de arıcılık sektöründe büyük bir artışın yaşanmasını beraberinde getirdi.

    “Arıcılık Ağrı’da çok önemli bir noktaya geldi” 

    Ağrı Çukuroba köyünde yılın ilk bal hasadına katılan Ağrı Tarım ve Orman İl Müdürü Kenan Engin, Ağrı’da bal sektörünün önceden beri var olduğunun ve coğrafi işaretle beraber artış göstererek devam ettiğini söyledi.

    Kenan Engin, “Bu gün Ağrı Merkezde Çakıroba köyünde bal hasadımızı yaparak bu sezona başladık. Tabi Ağrı’da arıcılık sektörü çok önemli bir sektör, özellikle son zamanlarda hem arıcı sayısında hem de bal kovanı sayısında yaşanan artıştan dolayı arıcılık Ağrı’da çok önemli bir noktaya geldi. Malumunuz 2022 yılında Ağrı Geven Balı coğrafi işaret alarak tescillendi. Ağrı balı zaten önceden beri önemli bir sektördü ama coğrafi işaretle beraber Ağrı’daki arıcılar ballarını çok daha katma değeri yüksek bir şekilde Türkiye’nin diğer illerine ve bölgede vatandaşlara sunuyorlar.” ifadelerini kullandı.

    Geçen yıla oranla daha fazla hasat beklediklerini söyleyen Engin, “Son 5 yılda kovan sayımız 10 binden 25 bine çıktı. Yine 2021 yılında toplam 240 ton bal üretimi elde ettik, geçen yıl biliyorsunuz biraz kurak geçti, bu sene çok bereketli geçti, yağmurlar çok zamanlı yağdı. Geçen sene 240 ton olarak elde ettiğimiz bal hasadımızı bu sene 350 ton civarında bekliyoruz. Arıcılarımız için çok bereketli bir sezon.” şeklinde konuştu.

    “Coğrafi işaretle beraber balımız istediği değere ulaştı”

    Coğrafi işaretle beraber Ağrı Geven Balı’nın istediği değere gelerek bal satışlarının artığına dikkat çeken  bal üreticisi Cihan Altın, “Bu sene çok hızlı bir mevsim yaşadık, ilkbaharıyla, son baharıyla kışıyla, inşallah hep böyle devam edecek. Bu sene geçen yıla oranla verilerimize göre yüzde 40 oranında arı hem oğul hem de balını verdi. Arı bu yıl mevsime çok iştahlı girdi, çok güzel bir mevsim geçiriyor. Coğrafi işaretle beraber balımız istediği değere geldi, şu anda ballarımızı yok satıyoruz. Hasadımızı bugün yaptık, bundan sonra da satışa sunacağız. Bu coğrafi işaretle birlikte arı sayılarımızı biraz daha artırdık, arıcılarımızı da inşallah bu yönde daha fazla teşvik edip daha fazla bal üreteceğiz.” dedi. (İLKHA)

  • Yaşanan fahiş fiyat artışı nedeniyle küçük esnaf, çalışanlarının primlerini ödeyemez duruma geldi

    Yaşanan fahiş fiyat artışı nedeniyle küçük esnaf, çalışanlarının primlerini ödeyemez duruma geldi

    Türkiye’de yaklaşık 1, 5 milyon kayıtlı çalışanın istihdam edildiği yeme-içme sektörü zor günler geçiriyor. Önce salgının vurduğu ardından ekonomik koşulların zorladığı restoranlar, lokantalar, tatlıcılar ile pastacılar ayakta kalmakta güçlük çekiyor.

    Yaklaşık 2 yıldan bu yana devam eden Covid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerin başında gelen yeme-içme sektörü ardı ardına gelen zamlardan sonra ne yapacağını şaşırdı.

    Enflasyonun yükselmesi, zamlar ve yaşanan ekonomik sıkıntılar her sektörde olduğu gibi yeme-içme sektöründe de büyük sıkıntılara yol açtı.

    Yeme-içme sektörünün kullandığı hammaddelerde; yağdan elektriğe, etten tavuğa kadar her ürüne gelen zamların ardından yemek fiyatlarının artması ve vatandaşın alım gücünün zayıflaması restoran ve lokantaların müşteri kaybetmesine neden oldu.

    Yaklaşık 2 yıldan bu yana devam eden salgın sürecinde iş yerlerini açamayan restoranlar, lokantacılar ile tatlıcılar, son dönemde de zamlar nedeniyle zor günler geçiriyor.

    Doğalgaz, akaryakıt, gıda ürünlerindeki artış, asgari ücret, elektrik ve ambalaj gibi birçok ürüne art arda yapılan zamlar zor günler geçiren yeme-içme sektörünü olumsuz etkilerken, sektör yetkilileri zamlara çözüm bulunmasını istiyor.

    Gaziantep Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar Tatlıcılar ve Baklavacılar Odası Başkanı Abdulkadir Katmerci, tüm girdi maliyetlerine gelen zamlar nedeniyle hem esnafın hem de vatandaşın mağdur olduğunu söyledi.

    Salgının çıkışından itibaren hammadde ürünlerinin tamamında yüzde 300’e yakın bir artışın meydana geldiğini belirten Katmerci, “Pandeminin çıkışından itibaren hammadde ürünlerinin tamamında yüzde 300’e yakın bir artışlar meydana geldi. Undan yağa, etten mercimeğe, salçadan bibere, şekerden sade yağa, nişastadan yumurtaya kadar birbirlerine zincirleme olarak bağlı ürünlerin fiyatları çok yükseldi. Girdi maliyetlerinin yanında elektrik faturalarının girdi maliyetleri arttı. Ayrıca yükselen petroldeki fiyat artışı nakliye ücretlerinde de bir artış olmasına sebep oldu. Bu artışların küçük esnafımıza ciddi anlamda yansıması olmuştur.” dedi.

    “Yılın başından bu aya kadar hammadde girdi maliyetleri yüzde 300 arttı”

    Yaşanan artışlardan ötürü SGK ve Bağ-Kur primlerini ödeyemeyecek durumda olduğunu ifade eden Katmerci, küçük esnafın ülkenin bel kemiği olduğunu ve gerekli desteğinin verilmesi yönünde çağrılarda bulundu.

    Satılan ürünlerin kendi maliyetlerini bile kurtarmadığını belirten Katmerci, “Yılın başından bu aya kadar ham madde girdi maliyetleri yüzde 300, elektrik girdi maliyetlerimiz yüzde 100’ün üzerinde bir artış oldu. Hem yılın başında hem de 6’ncı ayda asgari ücrette gelen artışlar, SGK ve BAĞ-KUR primlerinde ve kira maliyetlerindeki artışlardan dolayı fiyat artışları konusunda bizi mecbur bırakıyor. Bizler SGK ve Bağ-Kur primlerimizi ödeyemeyecek durumdayız. Belirli aralıklarla af çıkmasını, bunların makul ve ödenebilir bir seviyeye çekilmesini talep ediyoruz. Şu an satılan ürünler, kâr bırakmıyor ancak kendi maliyetine satışı yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar Tatlıcılar ve Baklavacılar Odası Başkanı Abdulkadir Katmerci

    “Yetkililerin ülkenin bel kemiği olan küçük esnafa gerekli desteği vermesi gerekiyor”

    Esnafın en büyük giderlerinden birisinin elektrik faturası olduğunu belirten Katmerci, 2022’nin başından bu yana elektrik gider maliyetlerinin yüzde 200’e yakın arttığını ifade ederek şunları söyledi:

    Esnafın ödediği elektrik faturaları başlı başına bir gider olmaya başladı. Yılbaşından önce 5 bin TL kira ödeyen bir esnaf, 1000-1500 TL elektrik faturası ödüyordu. Fakat şu an 7 bin 500 TL kira ödeyen bir esnaf 25 bin TL elektrik faturası ödüyor. Biz en yüksek enerjiyi kullanıyoruz. Bizlere bu konuda bir tolerans edilmesi gerekiyor. Dün TÜPRAŞ’ın bir açıklaması oldu; geçen yıl 7’inci ayından bugüne kadar kıyaslanan rakamla 5 kat kâr elde ettiğini açıkladı. TÜPRAŞ kazansın ama 5 kat kâr etmesin. Küçük esnaf çok zor durumdadır. Küçük esnafın ayakta kalması ve ülkenin bel kemiğinin ayakta durabilmesi için yetkililerin esnafa gerekli desteği vermesi gerekiyor.

    “Hükümet yeme ve içme sektöründeki KDV oranın tekrardan gözden geçirmesi gerekiyor”

    Küçük esnafa her türlü desteğin verilmesi gerektiğinin altını çizen Katmerci, “Biz yetkililerden şunları talep ediyoruz; elektrik maliyetlerinin minimize edilmesini, SGK ve Bağ-Kur primlerinin ödenilebilir seviyeye getirilmesi ve Türkiye genelinde bulunan Tarım Kredi Kooperatiflerinin yüzde sıfır kar ile bizlere ürün tedarik etmesidir. Küçük esnafın yerelde ve genelde desteklenmesi gerekiyor. Hükümetimizin yeme ve içme sektöründe uygulanan KDV oranın tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü bizim girdi maliyetlerimiz bir, çıktı maliyetlerimiz yüzde 8’dir.” diye konuştu.

    Erkan Öksüzler

    Yaşanan fahiş fiyat artışlarından ötürü maliyetlerinin aşırı bir şekilde arttığını ifade eden esnaf Erkan Öksüzler ise, yetkililerin girdi maliyetlerinde ki artışlara karşı gerekli adımların atması ve esnafa destek vermesi gerektiğini söyledi.

    Öksüzler, “Maliyetlerimiz çok aşırı bir şekilde yükseldi. Yağ ve şeker gibi ürünlerde çok aşırı bir şekilde artış var. Bu haliyle müşterilerimizin sayısı da düşürüyor. Mesela müşteri eskiden büyük pasta yaptırırdı, şimdi bütçesine göre küçük pasta yaptırıyor. Adam eskiden 60 misafir çağırırken şimdi 15 kişi çağırıyor. Fiyat arttığı için müşteri artık bütçesinin yettiği şeyi yapıyor. Mesela kız isteme faslı için çikolatamız var ama fiyatları çok yükseldi. İnsanlar eskiden bütçeye bakmazdı ama şimdi her şeyi hesaplamak zorunda kalıyor. Hangisi bütçesine uygun geliyorsa onu almak istiyor.” dedi.

    “Şeker, yağ ve un gibi temel ham maddelerde düşüş olması lazım”

    Girdi maliyetlerinin düşmesi halinde fiyatların da düşeceğini ifade eden Öksüzler, “Şeker, yağ, un gibi temel maddelerde düşüş olması lazım. Geçen sene şekerin torbası 250 liraydı şu anda 1000 lira. Unun torbası 120 liraydı şu anda 520 lira. Yağın tenekesi 250 liraydı şu anda 650 lira. En basiti bir pasta kutusu 1 liraydı şu anda 7 lira. Haliyle biz de zorlanıyoruz. Fiyatlar yüzünden eskiden bir ton iki ton alıyorsak şu anda 300 kilo, 500 kilo alıyoruz. Fiyatlar yükselince ne oluyor, satışlar düşüyor. Biz her türlü sıkıntı çekiyoruz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)

  • EKONOMİ KOORDİNASYON KURULU’NUN 9. TOPLANTISI BAŞLADI

    EKONOMİ KOORDİNASYON KURULU’NUN 9. TOPLANTISI BAŞLADI

    Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında başladı. Kurulun gündeminde enflasyonla mücadele, gıda ve enerji arz güvenliğine dair başlıklar var.

    Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında bugün Beştepe’de bir araya geldi. Toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ile ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

    Toplantıda, Türkiye ekonomisine ilişkin genel görünüm ve beklentilerin yanı sıra iç ve dış finansman tarafındaki son durum, üç yıllık Orta Vadeli Program’ın (2023-2025) hazırlık süreci ile ilgili temel hususlar ve son dönemde küresel ölçekte gıda ve enerji sektöründe yaşanan gelişmeler de dikkate alınmak suretiyle yurt içinde gıda ve enerji arz güvenliğinin artırılmasına yönelik çalışmaların ele alınması bekleniyor.

  • Asgari ücrete ilişkin bomba iddia! Tarih verildi, miktar belli oldu! Asgari ücrete 3. zam mı geliyor?

    Asgari ücrete ilişkin bomba iddia! Tarih verildi, miktar belli oldu! Asgari ücrete 3. zam mı geliyor?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yapılan son asgari ücret tespit komisyonunun ardından, 1 Temmuz tarihinden geçerli olmak üzere yeni asgari ücretin 5500 liraya yükseltildiğini açıklamıştı. Asgari ücret zammı konusunda gerçekleştirilen yeni düzenlemeyle birlikte 30 Haziran tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

    Super Haber’de çıkan bir habere göre,  Kayseri’de Femaş Metal Sanayii işçileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşında asgari ücrete yeni zam uygulanacağına dair yeşil ışık yaktı. Kanuna göre asgari ücrete senede bir kez zam yapılmasıyla temmuz ayında gelen yeni artışla birlikte Aralık ayında yapılacak zam ile ilgili zorunlulukta kaldırılmış olmuştu.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, asgari ücrete ilişkin yaptığı açıklamada son olarak, “Yıl sonunda bunu dikkate alarak yeni bir düzenleme yapacağız. Emekçilerimizi ezdirmeyeceğiz. Sermayenin emek düşmanlığı yapmasının karşısında olacağız” diye konuştu.

    “Asgari ücreti net 5 bin 500 olarak düzenledik. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bunun için insanlarımızdan sabır bekliyorum. Yılbaşında inşallah bu tabloyu yine değerlendirecek gerekeni yine yapacağız. Vatandaşımızdan sabır bekliyorum” ifadelerine yer verdi.

    Kulislerden gelen son iddialara göre ise Kasım ayında asgari ücrete zam yapılacağı ve yeni asgari ücretin 6700 liraya yükseleceği iddia edildi.

  • BAKAN NEBATİ: TÜM KESİMLERİ İLGİLENDİREN VERGİ POLİTİKALARINI HAYATA GEÇİRİYORUZ

    BAKAN NEBATİ: TÜM KESİMLERİ İLGİLENDİREN VERGİ POLİTİKALARINI HAYATA GEÇİRİYORUZ

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Esnafımızdan işçilerimize, çiftçilerimizden yatırımcılarımıza kadar tüm kesimleri ilgilendiren vergi politikalarını hayata geçiriyoruz” diyerek esnaf, işveren, tüketici ve yatırımcılara bugüne kadar sağlanan vergi kolaylıklarını maddeler halinde paylaştı. 

    Nureddin Nebati, vergi politikalarıyla ilgili yeni düzenlemeleri bugün sosyal medya hesabından duyurdu. “Esnafımızdan işçilerimize, çiftçilerimizden yatırımcılarımıza kadar tüm kesimleri ilgilendiren vergi politikalarını hayata geçiriyoruz. Kimi zaman geniş kitleleri, kimi zaman henüz hayata geçirilmemiş işletmeleri destekliyoruz. Gece gündüz demeden, gencinden yaşlısına kadar her vatandaşımıza, temel gıdadan asgari ücrete varıncaya dek, vergi boyutu ile nasıl destek olabileceğimizi hesaplıyor ve gecikmeden bu adımları atıyoruz” diyen Nebati, getirdikleri düzenlemeleri maddeler halinde şöyle sıraladı:

    “ESNAF VE İŞVERENE SAĞLANAN VERGİ KOLAYLIKLARI”

    – “Evden üretim yapanların beyanname verme, defter tutma ve belge düzenleme gibi zorunlulukları yok. E-ticarete konu olan ve evde imal ettikleri ürünleri satanlar da esnaf muafiyetinden yararlanabiliyor.

    – Basit usule tabi 850 bin esnafın ticaret kazançlarını gelir vergisinden istisna tutuyoruz. 

    – Sosyal medya içerik üreticilerinin kazançlarını basit bir yöntemle vergilendiriyoruz.  

    – Geçici vergi beyannamelerinin sayısını 4 yerine 3 olarak belirledik.

    – Genç girişimcilere 3 yıl boyunca gelir vergisi istisnası uyguluyoruz. 

    – Asgari ücretten gelir ve damga vergisini istisna tutuyoruz. 

    – İnteraktif vergi daireleri üzerinden hızlı ve uzaktan hizmet veriyoruz. 

    – Çiftçilerin destek ödemelerinden vergi almıyoruz.

    – Yurt dışı ve yurt içi varlıkların beyan edilerek kayıtlara alınmasına imkan tanıyan ‘Yeni Varlık Barışı’ düzenlemesi hayata geçirdik.

    “TÜKETİCİYE SAĞLANAN VERGİ KOLAYLIKLARI”

    – Enflasyonla mücadele etmek ve vatandaşlarımızın alım gücünü artırmak için uygulamaya koyduğumuz KDV indirimleri ile yaklaşık 50 milyar liralık vergiden vazgeçtik. 

    – Toptan-perakende ayrımını kaldırarak, gıda ürünlerinde KDV oranını yüzde 1’e indirerek uygulama kolaylığı sağladık.

    – Vatandaşlarımızın tüketim sepetinde önemli bir yer tutan temizlik ve hijyen maddelerinde KDV oranlarını yüzde 8’e indirdik.

    “YATIRIMCILARA SAĞLANAN KDV KOLAYLIKLARI”

    – KDV’de, alıcı mükelleflerin satıcı mükelleflere bağlı olumsuzluklardan etkilenmemesi amacıyla ‘İsteğe Bağlı Tam Tevkifat’ uygulamasını hayata geçirdik.

    – İmal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçılara, ihracat bedelinin yüzde 10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep etme imkanı sağladık.

    – İmalat sanayiine yönelik yatırım, teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat yatırımlarındaki istisnayı 2025 yılı sonuna kadar uzatırken turizm inşaat yatırımlarını da kapsama aldık ve istisna uygulamasını kolaylaştırdık. 

    – Dahilde işleme ve geçici kabul rejimleri kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak KDV’siz malzeme alımı uygulamasını 2025 yılı sonuna kadar uzattık.

    – Sanayi sicil belgesine haiz olan sanayicilerin imalat sanayiinde kullanmak üzere alacakları yeni makine ve teçhizat için, yatırım teşvik belgesi olmasa dahi 2022 yılı sonuna kadar KDV istisnasından yararlanmalarına imkan sağladık.

    – 6745 sayılı Kanun’un 80’inci maddesi kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen teknolojilerin geliştirilmesi için Ar-Ge faaliyetleri sonucunda üretilen elektrikli motorlu araçların geliştirilmesine yönelik verilen mühendislik hizmetlerine ilişkin istisna uygulaması getirdik.”

  • Kabuklu kırmızı mercimek alım fiyatı 15 bin lira olarak güncellendi

    Kabuklu kırmızı mercimek alım fiyatı 15 bin lira olarak güncellendi

    Mayıs sonunda başlayan kabuklu kırmızı mercimek hasadı temmuz sonu itibarıyla tamamlandı.

    Hasat edilen ürünlerin büyük kısmının halen üreticilerin elinde olduğunun ve ticarete konu edilmediğinin gözlendiği bildirilen TMO açıklamasında, yakından izlenen iç ve dış piyasa koşulları göz önüne alınarak kabuklu kırmızı mercimek alım fiyatında güncelleme yapıldığı belirtildi.

    Açıklamada, “TMO’ya bugüne kadar kabuklu kırmızı mercimek teslim etmiş olan tüm üreticilerimiz, güncellenen yeni alım fiyatından faydalanacaktır. Geriye dönük fiyat farkı ödemeleri ise eylül ayında üreticilerimizin banka hesaplarına aktarılacaktır.” ifadelerine yer verildi. (İLKHA)

  • Dış borç arşa çıktı, gözler dolara çevrildi! Ünlü ekonomistten manidar dolar paylaşımı

    Dış borç arşa çıktı, gözler dolara çevrildi! Ünlü ekonomistten manidar dolar paylaşımı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haziran 2022 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri kamuoyuna duyurdu.

    Elde edilen verilere göre, kısa vadeli dış borç stoku, haziranda 2021 yıl sonuna kıyasla yüzde 10,9 artarak 134,8 milyar dolar düzeyinde kaydedildi. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 8,9 artışla 56 milyar dolar, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 12 yükselişle 49,4 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşti.

    Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, haziran ayında 2021 yıl sonuna göre yüzde 0,1 artışla 11,1 milyar dolara çıktı.

    Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 4 yükselerek 15,9 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı ise yüzde 16,1 artarak 18,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları yüzde 15,2 artışla 10,9 milyar dolar oldu.

    Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2021 yıl sonuna göre yüzde 14,4 artarak 44,4 milyar dolara yükseldi.

    VERİLERİN AÇIKLANMASININ ARDINDAN DOLARDA SON DURUM

    Merkez Bankası’nın dış borç verilerini açıklamasının ardından gözler dolar kuruna çevrildi. Dolar 14:20 sıralarında 17,96 liradan işlem görüyor, euro ise aynı dakikalarda 18,26 lira olarak kaydedildi. 

    Bunun üzerine ekonomist Selçuk Geçer sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı değerlendirmede açıklanan dış borcun doları etkileyebileceğini ima etti.

    Selçuk Geçer, “Kısa vadeli borç 182,5 milyar dolar oldu… HI HI DOLAR DÜŞECEK” ifadelerini kullandı.

  • ATSO Başkanı Uslu’dan EPDK Yönetmeliğine tepki

    ATSO Başkanı Uslu’dan EPDK Yönetmeliğine tepki

    Uslu, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı’ndaki bazı düzenlemelerin ciddi sıkıntılara yol açacağı uyarısında bulundu.

    ATSO Başkanı Mustafa Uslu, EPDK’nın lisanssız elektrik üretimi yapan işletmelerin tüketim fazlası enerjinin bedelsiz devri hakkında çıkardığı yeni yönetmeliğin, ruhsatları alınmış ve uygulamada olan projeleri kapsamaması gerektiğini söyledi.

    12 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanan ve yürürlükte olan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği” ile tüketim abonelerine “Sözleşme Gücü’nün iki katı kadar lisanssız Güneş Enerjisi Santrali (GES) yapma imkânı sağlandığına dikkat çeken Uslu, EPDK’nın yeni yaptığı düzenleme ile tüketim fazlası enerjinin bedelsiz olarak sisteme verilmesinin öngörüldüğünü, bunun da büyük haksızlığa yol açacağını vurguladı.

    Yeni yayınlanan yönetmeliğin geriye dönük olarak 2019’dan sonra yapılan yatırımları da kapsadığını belirten Uslu, “Yeni yayınlanan yönetmelik ile 2019’dan itibaren yani 2020, 2021 ve 2022 yılında bu alanda yatırım yapan ve ciddi anlamda kredi çekerek bu alana yönelen firmalarımız, yayınlanan bu yönetmelik ile birlikte çok büyük kayıplar yaşayacak ve ürettiklerini satamayacaklardır. Burada bir şeyin altını çizmek istiyor ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna öneride bulunmak istiyoruz. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından bakacak olursak, aslında EPDK’nın örnek vererek gösterdiği amaç dışında kullanılan yapımlar devam ettiğinde, kapasite dolduğu için gerçek üreticinin üretim yapamamasından kaynaklı zararı oluşmaktadır. Bu düzenleme gerekli bir düzenlemedir, fakat altını çizerek belirmek istiyoruz ki bu karar bundan sonraki yapılacak olan yatırımlar için geçerli olur ise önceki yatırımcılarımız da zarara uğramamış olup, yeni yapacaklar da buna göre program ve yatırımlarını yaparlar.” ifadelerini kullandı.

    “EPDK’nın kararını desteklemiyoruz”

    Uslu, iş dünyasının bu kararı desteklemediğine belirterek, “Bizim bu tavsiyemizi EPDK dikkate alır ise şu an Türkiye’nin gündemini meşgul eden bir sorun ortadan kalkmış olur. Devletimizin bizim bu çağrımızı dikkate alacağına ve düzenlemenin gözden geçirilerek 2019 yılından sonra ki yönetmeliğin çıktığı tarihe kadar ki süre arasında yatırım yapanların muaf tutulması için düzenlemeyi tekrardan gözden geçireceğine olan inancımızı taşıyoruz. Bugüne kadar iş dünyasının taleplerini dikkate alan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yapılan bu düzenlemeyi yeniden revize edilmesi için gerekli adımları atacağına inanıyor ve haksız yere mağdur olan yatırımcılarımızın yanında olacağını biliyor ve EPDK’nın kararını desteklemiyoruz.” dedi.

    “Yatırımcının devlete olan güveni sarsılacaktır “

    Uslu, yönetmeliğin yürürlüğe konulması halinde iş dünyasının güveninin sarsılacağına değinerek, “Cari açığımızın ana kaynağı ithal ettiğimiz enerji iken ve yerli kaynaklarla enerji üretimini arttırabilmek için çaba gösterirken, yeni yatırımcılarımızı caydıracak, daha önce yatırım yapmış olanları sıkıntıya sokacak bu yönetmeliğin ivedi şekilde gözden geçirilmesi talebimizdir. Eğer bu durum böyle devam ederse yatırımcının devlete olan güveni sarsılacaktır. Üyelerimizin konuyla ilgili mağduriyetinin önlenmesi hususunda konuyu yakinen takip etmekteyiz. Gelişmelerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)

  • GENİŞLETİLMİŞ SEFALET ENDEKSİ, ARTIŞ EĞİLİMİNDE: ENDEKSTEKİ ARTIŞIN KAYNAĞI YÜKSEK ENFLASYON

    GENİŞLETİLMİŞ SEFALET ENDEKSİ, ARTIŞ EĞİLİMİNDE: ENDEKSTEKİ ARTIŞIN KAYNAĞI YÜKSEK ENFLASYON

    Sosyal Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (SPM) tarafından hazırlanan ağustos ayı Ekonomik Zorluk Endeksi’ne (EZA) göre, Türkiye’de çalışanlar kendilerine sıkıntısız bir yaşam sağlayacak kazanç kaynaklarından yoksun. Yüksek enflasyon halkın geçimini üzerinde baskıyı artırıyor.

    Sosyal Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Türkiye’ye özgü geliştirdiği Genişletilmiş Sefalet Endeksi (GSE) yayınlandı. SPM Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan gözetiminde araştırmacı Aylin İngenç tarafından hazırlanan endekse göre halkın ekonomik yaşam zorluğu artıyor.

    Klasik sefalet endeksi, TÜFE ile mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranının toplamı olarak veriliyor. SPM ise Türkiye’de sadece işsizler değil, istatistik kural gereği işsiz sayılmayan, bir işte çalışmadığı halde çalışmak isteyen, potansiyel işgücünün de kavrandığı bir model geliştirdi. SPM’nin Genişletilmiş Sefalet Endeksi (GSE) adını verdiği bu modelde, endeks TÜFE ile işsizlik oranının toplamından değil, TÜFE ile yine TÜİK tarafından oluşturulan “işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı” toplamından oluşuyor. SPM, endeksi salgın etkisini de görebilmek amacıyla Ocak 2019’u baz ay olarak seçerek ayrıca endekse dönüştürdü. GSE Ekonomik Zorluk Endeksi (EZA) bülteni ile yayımlanmaya başlandı.

    GSE’DEKİ ARTIŞ ENFLASYON KAYNAKLI

    SPM Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan gözetiminde Araştırmacı Aylin İngenç tarafından hazırlanan ve TÜİK’in üç aylık verilerinden yapılan çalışmada, GSE, haziran ayında mayısa göre 6,4 puan artarak 100,4 oldu. Bültende, “Değer, bir önceki yılın aynı dönemine göre de 4,7 puan daha yüksek. GSE’deki 6,4 puanlık artışın neredeyse yüzde 100’ünün enflasyon artışından kaynaklandığını not etmekte fayda var” denildi.

    EZA2 ENDEKSİ YILIN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE GERİLEDİ

    SPM tarafından oluşturulan Ekonomik Zorluk Endeksi, üç aylık verilere dayalı olarak yeniden açıklanmaya başlandı. SPM EZA bültenine göre 2021’in son çeyreğinde en yüksek düzeyine ulaşan ekonomik zorluklar, 2022 ilk çeyrekte gerilese de yüksek seviyelerde kalmayı sürdürdü. Güvencesiz ve kırılgan işlerde çalışanların da dahil edilerek izlendiği EZA2 endeksi ise 2019 birinci çeyrek verilerinin 100,0 baz puan olarak kabul edilmesi halinde bu yılın nisan-mayıs-haziran aylarını kapsayan ikinci çeyreğinde 98,7 olarak hesaplandı. Bu değer 2022 yılı birinci çeyrek dönemine göre 4,8 puan azalışı işaret etti. Söz konusu değer bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,3 puan daha düşük.

    2022’nin ilk çeyreğinde geriledi ve bir önceki yılın aynı döneminin altında kaldı. SPM’den yapılan açıklamada, Genişletilmiş Sefalet Endeksi’nin aylık periyotlarla, EZA endekslerinin ise üçer aylık olarak duyurulmaya devam edeceği belirtildi.

     

     

  • SGK uzmanından çarpıcı açıklama! EYT’lilerin maaşları ne zaman yatacak?

    SGK uzmanından çarpıcı açıklama! EYT’lilerin maaşları ne zaman yatacak?

    Yıllardır emeklerinin karşılığını almak için mücadele veren emeklilikte yaşa takılan vatandaşların sesi 2023 seçimlerine sayılı günler kala duyuldu. İktidar konuya dair çalışma başlattığını geçtiğimiz günlerde açıkladı. EYT’liler çalışmanın gerçekleştirilmesi halinde ilk maaşlarını ne zaman alacaklarına dair soruların yanıtını merak etmeye başladı. Peki, ETY’liler ilk maaşlarını ne zaman alacaklar?

    Milyonlarca mağdur EYT’li vatandaş yıllardır verdikleri emeğin karşılığını almak için beklemeye devam ediyor. SGK Uzmanı İsa Karakaş “EYT’lilerin en erken 2023 yılı şubat ayında emeklilik maaşına kavuşabilecekleri kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.

    Milyonlarca vatandaşını yakından ilgilendiren Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) sorununda son viraja girildi. Vatandaşların iktidar cephesinde.

    Bakan Bilgin, EYT için yasanın Aralık ayına yetişeceğini belirirken, SGK Başmüfettişi İsa Karakaş’tan çarpıcı bir yorum geldi. Karakaş EYT mağdurlarının ilk ne zaman maaşını ne zaman alabileceklerine dair tahminde bulundu.

    İktidara yakınlığı ile bilinen Türkiye gazetesi yazarı İsa Karakaş’ın tahmini şu şekilde:

    “Bu sorunun cevabını sağlıklı olarak tahlil etmek için 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanununun TBMM’de yapılacak görüşmeleri ile hazırlanacak SGK bütçesi ve hükûmet kanadından yapılan açıklama ve planlamalara bakmak lazım… Buna göre EYT takviminin aşağıdaki şekilde cereyan edeceği değerlendirilmektedir.

    1 Ekim TBMM açılışı: Ekim ayında öncelikli olarak kamuda çalışan sözleşmelilerin kadroya alınması çalışmaları,

    15 Ekim merkezî bütçe görüşmeleri: En geç 31 Aralık 2022 günü itibarıyla Resmî Gazete’de yayımlanması, Aralık ayı içinde EYT yasa teklifinin TBMM’de görüşülmesi.

    Bu bağlamda EYT düzenlemesine ilişkin çıkarılacak kanun en erken aralık içinde kabul edilecektir. Yürürlük tarihi 2023 yılının ocak ayı olması değerlendirilmektedir.

    Emekli aylığına genel olarak emeklilik talebini takip eden aydan itibaren hak kazanılmakla birlikte sigortalılık statüsüne göre işlemler değişmektedir.

    Bu bağlamda EYT düzenlemesine ilişkin çıkarılacak kanun en erken aralık içinde kabul edilse ve yürürlük tarihi 2023 yılının ocak ayı kabul edilse bile EYT’lilerin en erken 2023 yılı şubat ayında emeklilik maaşına kavuşabilecekleri kanaatindeyim.

    Keza EYT’liler çıkarılacak yasanın yürürlüğe konacağı ocak ayında emeklilik dilekçelerini verse bile açıklanan SGK mevzuatı gereğince takip eden şubat ayından itibaren maaş alabileceklerdir.”