Sektör kaynaklarından alınan bilgiye göre; pazartesi gece yarısından itibaren benzinin litresi 80 kuruş artacak. Fiyat değişikliği, pompaya yansıyacak.
Zammın ardından benzinin litresi İstanbul’da 21 lira 13 kuruşa, İzmir’de 21 lira 24 kuruşa, Ankara’da ise 21 lira 26 kuruşa çıkacak. (İLKHA)
Bakan Karaismailoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, dünyanın gıpta ile baktığı projeleri bir bir hayata geçirdiklerini söyledi.
100 yılda gerçekleştirilecek işleri 20 yıla sığdırdıklarını belirten Karaismailoğlu, ulaşım ve iletişim altyapısına 1 trilyon 606 milyar lira yatırım yapıldığını ifade etti, bunlardan birinin de Çamlıca Kulesi olduğuna işaret etti.
Kulenin, 29 Mayıs 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldığını hatırlatan Karaismailoğlu, “Çamlıca Kulesi’nin uzunluğu 369 metre, deniz seviyesinden yüksekliği ise 587 metre. Bu özelliği ile Avrupa’nın en yüksek kulesi konumunda bulunuyor.” dedi.
Kule ile görüntü kirliliğinin ortadan kalktığına dikkati çeken Karaismailoğlu, “Elektromanyetik kirlenmeye ve görüntü kirliliğine neden olan eski 33 anten kaldırıldı ve onların yerine, ülkemize simgesel bir yapı kazandırıldı. Ayrıca, Çamlıca Kulesi’nde başlayan yayıncılık faaliyetlerinde dünyada ilk defa 100 radyo yayını aynı noktadan, birbirinin güçlerini kesmeden ve frekansları birbirine karışmadan gerçekleştiriliyor.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’a yeni bir silüet ve sosyal alan kazandıran Çamlıca Kulesi’nin 7’den 70’e herkesin ilgisini çektiğinin altını çizen Karaismailoğlu, açıldığı günden bu yana Kuleyi 788 bin 241 kişinin ziyaret ettiğini bildirdi.
1 Ocak – 20 Ağustos tarihleri arasında da 455 bin 945 kişinin Kulede ağırlandığını duyuran Karaismailoğlu, Kulenin sadece vatandaşların değil, turistlerin de ilgi odağı haline geldiğini belirtti. Karaismailoğlu, İstanbul’un turizmine de katkı sağlayan Çamlıca Kulesi’nde, hediyelik eşya mağazaları, kafeteryası, İstanbul manzarasına hakim seyir terasları bulunduğunu belirtti.
20 yıldır 7/24 durmadan Türkiye’nin her noktasında çalıştıklarını ifade eden Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Durmak yok yola devam anlayışıyla yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bizim vaktimiz de enerjimiz de aklımız fikrimiz de yalnızca milletimizle. Ona sunacağımız hizmetlerin planlamasında, inşasındadır. Güçlü ve büyük Türkiye, bu alın ve akıl teriyle mümkün.” değerlendirmesinde bulundu. (İLKHA)
İktidara yakınlığıyla tanınan Türkiye gazetesi yazarı ekonomist Necmettin Batırel, Merkez Bankası’nın faiz indiriminin ardından, “Faiz indiriminin tek bir açıklaması var. Eylül ayında yurt dışından çok büyük fon girişi gerçekleşecek. Merkez Bankası bunu çok iyi biliyor. Bunun sonucunda kurlarda sert gerileme yaşanacağı için önden böyle karar alındı. Böyle bir hareketin yaşanacağını uzun süreden beri yazıyorum, nitekim bu faiz indirimi ile doğrulanmış oldu” ifadelerini kullandı.
Batırel, “Resim niye değişti?” başlıklı yazısında şunları söyledi:
“Göreceksiniz toplam rezervlerimiz eylül sonunda büyük fon girişiyle 200 milyar doları aşacak, kur baskısı tamamen ortadan kalkacak… TL’deki kayıplar yıllık TÜFE’yi aşamayacak, dolar ilk hamlede 15 liraya düşecek. Reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla piyasaya can suyu veren Kredi Garanti Fonunda bakiye tutarı 500 milyar liradan 1 trilyon liraya yükseltildi… Başka bir ifade ile KGF’nin kefalet verebileceği kredilerin toplam tutarı 500 milyar liradan 1 trilyon liraya çıkarıldı. Bankalar geri dönüşlerinden endişe duydukları için ticari kredi faizi vermek istemiyordu. Bu problemi aşmak için kredi garanti fonunun kapasitesi arttırıldı. KOBİ’lere şimdi düşük faizli 500 milyar liralık ekstra kaynak sağlanacak. Böylece hem üretim hem istihdam artacak, dünya küçülürken, Türkiye istikrarlı büyümesini sürdürecek. Faiz indirimini yerden yere vuran bazı sözde finans profesörü olarak geçinenler yerin dibine girecek!..”
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bakan Varank şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye doğalgazın %99,9’unu ithal ediyor.
Doğalgaz kullanan konut sayısı:
2002’de 3 milyon
2022’de 18 milyon
Konutta kullanılan 1 m3 doğalgazın fiyatı:
Amsterdam’da 53,6 ₺
Londrada’da 35 ₺
Berlin’de 32,6 ₺
Roma’da 28,9 ₺
Ankara’da 4,7 ₺”
Dolar kurundaki dengesizlik ve Brent petrol fiyatlarındaki dalgalanma nedeniyle akaryakıt fiyatları yeniden zamlanmaya başladı.
Bu gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere benzine 80 kuruş zam geleceği açıklandı. Zam yarın pompaya yansıyacak.
Zammın ardından benzinin litresi İstanbul’da 21 lira 13 kuruşa, İzmir’de 21 lira 24 kuruşa, Ankara’da ise 21 lira 26 kuruşa yükselecek.
Akaryakıtta son olarak perşembe günü motorine 79 kuruş zam, benzine 83 kuruş indirim, cumartesi günü ise motorine 1 lira 7 kuruş zam gelmişti.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın birikmiş kredi, SGK ve vergi borcunu ödeyebilmesi için faizsiz ve uzun vadeli yeni bir yapılandırma gerektiğini belirterek, “2 milyonu aşkın esnafımızın birikmiş borçlarını ödeyebilmesi için sıfır faizli ve uzun vadeli yeni bir yapılandırma şart” dedi.
Pandemi sonrası daha belini doğrultamayan esnaf ve sanatkarların en büyük isteğinin yeni bir yapılandırma olduğunu dile getiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken yazılı açıklama yaparak, devlettin düzenleme yapmasını istedi. Palandöken’in açıklaması şöyle:
“ESNAF NEFES KREDİSİ İSTİYOR: Esnaf ve zanaatkâr pandemi sürecinde zorlandı. Devletin çeşitli destekleriyle birlikte biraz rahatlama oldu ama takdir edersiniz ki 2 yıl çok uzun bir süreç. Yapılan desteklerin bir kısmı ödenecek, bir kısmı hibeydi. İş yeri kiraları başta olmak üzere birikti. Elektrik, doğal gaz gibi gizli maliyetleri çok arttı. Vergi borçları, elektrik, doğal faturaları birikti. Esnaf ‘Bir nefes kredisiyle ancak bu süreyi aşarız’ diyor.
REKABETÇİ PİYASADA ESNAF VE ZANAATKARIN EN ÖNEMLİ SIKINTISI BİRİKEN BORÇLARI: Bununla birlikte devletin alacaklarını tahsil etmesinde de kolaylık sağlanmış olur. Geçtiğimiz süre içerisinde devlet önemli bir miktarda yapılandırmalardan alacaklarının tahsil etti.
NEFES KREDİSİYLE RAHATLAMA SAĞLANMASININ GEREKLİLİĞİ ARTIK AŞİKAR: Esnaf da biraz rahat etti. Rekabetçi piyasada esnaf ve zanaatkarın en önemli sıkıntısı biriken borçları. Bunların ödenmesinde kolaylık sağlanmalı. Esnafımızın birikmiş borçlarını ödeyebilmesi için sıfır faizli ve uzun vadeli yeni bir yapılandırma şart. Mevcut durumda esnaf zaten borçlarını ödeyemiyor. Devlet tahsilatı yapamıyor. Ülkemizde şu anda böyle bir nefes kredisiyle rahatlama sağlanmasının gerekliliği artık aşikar.
ESNAFIN RAHAT BİR NEFES ALINMASI İÇİN YENİDEN BİR YAPILANDIRMA ŞART: Sadece devlet ve kamu bankaları değil, özel bankalarda, esnaf ve zanaatkarı destek olmalı. Sicil için sil baştan yeniden bir düzelme yapılması lazım. Böyle bir uygulamayla devletin geliri ve tahsil edeceği paraların miktarı artar. Geçtiğimiz dönemlerde yapılan düzenlemeyle ödenen rakamlar milyonlarla ifade ediliyordu. Bu süreçte de daha insan borcunu ödemek istiyor ama imkansızlıklar nedeniyle borçlarını ödeyemiyor. Esnafın rahat bir nefes alınması için yeniden bir yapılandırmanın şart olduğunu ifade etmek istiyorum.”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere seyahat için gereken Schengen vizesi ile ilgili uzun süredir yaşanan sıkıntılar olduğunu belirterek, “Birlik olarak, üye seyahat acentelerimizin faaliyetlerine olumsuz yansıyan Schengen vizesi sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması yönünde gerek AB, gerekse Türkiye Cumhuriyeti makamlarının çözüme yönelik adımları hızlandırması yönündeki talebimizi bir kez daha yineler, konunun ısrarlı bir biçimde takipçisi olacağımızı turizm sektörü ve kamuoyuna duyururuz” dedi.
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya vize başvurularında yaşanan sıkıntıların seyahat acenteleri üzerlerindeki yükün daha da artmasına yol açtığını aktardı. Bağlıkaya, yazılı olarak yaptığı açıklamada şunları aktardı:
“SCHENGEN VİZESİ ÖNEMLİ VE YIKICI BİR SORUNA DÖNÜŞTÜ: AB üyesi ülkelere seyahat için gereken Schengen vizesi ile ilgili uzun süredir yaşanan sıkıntılar, hem söz konusu ülkelere seyahat etmek isteyen vatandaşlarımız hem de yurt dışına seyahat düzenleyen Birliğimiz üyesi seyahat acentelerimizin için önemli ve yıkıcı bir soruna dönüşmüş durumdadır.
ACENTELERİMİZ PANDEMİDEN SONRA VİZE SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALDI: Özellikle yurt dışına tur düzenleyen (outgoing) acentelerimizin, son üç yıldır dünyayı etkisi altına alan ve seyahatleri durma noktasına getiren pandemi döneminde yaşadıkları büyük mağduriyetin ardından bir de vize sorunu ile karşı karşıya kalmıştır.
TURLARDA İPTALLERE KADAR VARAN SONUÇLAR YARATMAKTADIR: Vize başvurularında yaşanan sıkıntılar seyahat acentelerimizin üzerlerindeki yükün daha da artmasına yol açmıştır. Seyahat acentelerimizin ticari faaliyetlerini olumsuz etkileyen bu sorun, turlarda iptallere kadar varan sonuçlar yaratmaktadır.
VİZE BAŞVURULARINA YANIT SÜRELERİ 10 HAFTAYI BULUYOR: Pandemi süreci sonrasında tüm dünyada artan seyahat eğilimi vize başvurularına da yansıyarak yığılmalara yol açmakla birlikte vize başvurularına yanıt sürelerinin 10 haftayı bulan sürelere ulaşması ve vize başvurularındaki kabul oranlarının büyük düşüş göstermesi önemli bir sorun teşkil etmektedir.
VİZE ÜCRETLERİ BAŞVURUNUN REDDİ DURUMUNDA İADE EDİLMİYOR: Bununla birlikte ortalama 3 bin TL tutarındaki vize ücretlerinin başvurunun reddi durumunda iade edilmiyor oluşu da Schengen vizesi çerçevesinde yaşanan sorunların artmasını beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla kendi sorumluluklarında olmayan bu durum, seyahat acentelerimizin tüketici hakları noktasında müşterileri ile karşı karşıya gelmelerine yol açmakta, güven kaybı yaşamalarına neden olmaktadır.
TURİZM SEKTÖRÜ CİDDİ KAYIPLARA UĞRAMAKTA VE YARA ALMAKTADIR: Toplumlar arasında barış köprülerinin kurulmasında çok önemli bir misyona sahip turizm hareketlerinin bu tür olumsuz durumlar sonucunda kesintiye uğraması nedeniyle, ülkemiz ve dünyada önemli bir sektör olan turizm sektörü ciddi kayıplara uğramakta ve yara almaktadır.
TEMASLARIMIZI ARALIKSIZ DEVAM ETTİRİYORUZ: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği olarak üye seyahat acentelerimizin yaşadığı bu yıkıcı sorunla ilgili olarak bugüne dek yabancı misyon temsilcilikleri nezdinde pek çok girişimde bulunduk, bu yöndeki temaslarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Başta Dışişleri Bakanlığımız olmak üzere, devletimizin ilgili tüm mercilerinin konu ile ilgili gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirecekleri girişimleri de sonuna kadar destekliyoruz.
SCHENGEN VİZESİ SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİNE YÖNELİK ADIMLARI HIZLANDIRMASINI TALEP EDİYORUZ: Birlik olarak, üye seyahat acentelerimizin faaliyetlerine olumsuz yansıyan Schengen vizesi sorununun bir an önce çözüme kavuşturulması yönünde gerek AB gerekse Türkiye Cumhuriyeti makamlarının çözüme yönelik adımları hızlandırması yönündeki talebimizi bir kez daha yineler, konunun ısrarlı bir biçimde takipçisi olacağımızı turizm sektörü ve kamuoyuna duyururuz.”
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), kayyum olarak atandığı İnanlar İnşaat AŞ’ye ait 138 gayrimenkul için satış kararı aldı. Satışa çıkacak 138 gayrimenkul için 206 milyon TL muhammen bedel belirlendi. İhaleye teklif vermek için sadece 22 gün tanındı.
TMSF, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında el koyulduktan sonra kayyum olarak atandığı şirketlerden birinin daha mallarını satışa çıkardı. İhaleye dair ilan Resmi Gazete’de yayınlandı. İlanda şu bilgiler yer aldı:
“KAPALI ZARF VE AÇIK ARTIRMA USULLERİ BİRLİKTE UYGULANACAK: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun kayyum olarak atandığı İnanlar İnşaat AŞ’ye ait gayrimenkullerden Fon Kurulu Kararı ile oluşturulan ve satışına karar verilen İnanlar İnşaat 138 Gayrimenkul Ticari ve İktisadi Bütünlüğü, kapalı zarf ve açık artırma usullerinin birlikte uygulanması suretiyle cebri icra yoluyla haciz, rehin gibi yasal takyidatlardan ari olarak ihale şartnamesinde (şartname) belirtilen kayıt ve şartlarla satışa çıkarılmıştır.
MUHAMMEN BEDELİ 206 MİLYON TL: İnanlar İnşaat 138 Gayrimenkul Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nün muhammen bedeli 206 milyon TL’dir. İhaleye katılabilmek için sunulması gereken teminat tutarı 20 milyon 600 bin TL’dir. Teminat olarak; teminat mektubu, T.C. Devlet Tahvilleri, T.C. Hazine Bonoları ve T.C. Hazine Kefaletini Haiz Tahviller sunulabilecek. Şartnamede belirtilen belgeler, en geç 12 Eylül 2022 tarihinde saat 16.00’ya kadar Satış Komisyonu’na teslim edilecek. İhale 13 Eylül 2022 tarihinde, saat 14.00’te Fon’un Büyükdere Cad. No:143 Esentepe/İstanbul adresindeki Konferans Salonu’nda yapılacak.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “yabancı para yükümlülükler için Türk lirası cinsinden menkul kıymet tesisinde” kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin geçici uygulama getirdi. Buna göre, bankalar verecekleri ticari kredilerde faiz oranlarına getirilen katsayıya bağlı olarak menkul kıymet tesis etmek zorunda kalacak. Faizi yüzde 22,85’i aşan krediler için yüzde 20, yüzde 29,38’i aşan krediler için kredi tutarının yüzde 90’ı kadar menkul kıymet tesis edilecek. Düzenleme ile ticari kredilerde yüzde 30’u aşan faiz uygulaması da zorlaştırılmış oldu.
Merkez Bankası’nın, “yabancı para yükümlülükler için Türk lirası cinsinden menkul kıymet tesisinde” kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin geçici uygulama kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Karara ilişkin Merkez Bankası’ndan yapılan açıklama şöyle:
“ZORUNLU KARŞILIK OLARANLARI VE DİSPONİLİTE UYGULAMALARI MERKEZ BANKASI’NIN TEMEL GÖREV VE YETKİLERİ ARASINDADIR”
“Bankaların ve diğer mali kuruluşların bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alan zorunlu karşılık ve umumi disponibilite (hazır para ve kasada nakit bulundurma) uygulamaları, 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu’nun 4’üncü maddesinde belirtilen Merkez Bankası’nın temel görev ve yetkileri arasındadır.
Merkez Bankası finansal istikrarın desteklenmesi ve parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi amacıyla hem varlık hem de yükümlülük kalemleri üzerinden zorunlu karşılık ve menkul kıymet tesisi uygulamaları ile makro ihtiyati araç setini güçlendirmektedir.
Para Politikası Kurulu 26 Mayıs 2022 tarihli duyurusunda değerlendirme süreçleri tamamlanan teminat ve likidite adımlarının devreye alınacağını kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu kapsamda 10 Haziran 2022 tarihinde yayımlanan 2022/20 sayılı Tebliğ ile yabancı para mevduat/katılım fonu yükümlülükleri üzerinden Türk lirası cinsinden menkul kıymet tesisi uygulaması başlatılmıştır. Bu düzenleme kapsamında bankalar, Türk lirası mevduat/katılma hesaplarına dönüşüm hedeflerine göre belirlenen oranlarda menkul kıymet tesis etmektedir. İlk tesis 29 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleşmiştir.
Para Politikası Kurulu 18 Ağustos 2022 tarihli duyurusunda kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının yakından takip edildiğini, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığını belirtmiştir. Bu çerçevede Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini desteklemek üzere, makroihtiyati politika setinin daha da güçlendirileceğini, değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımlarının da kullanılmaya devam edileceğini kamuoyu ile paylaşmıştır.
ZORUNLU KARŞILIK ORANLARI YENİDEN BELİRLENDİ
Yapılan değerlendirmeler neticesinde, 23 Nisan 2022 tarihli duyuruda belirtilen zorunlu karşılığa tabi krediler için, yüzde 20 düzeyinde uygulanan zorunlu karşılık tesisinin, uygulamanın etkinliğinin arttırılması amacıyla bankalar için yüzde 30 oranında menkul kıymet tesisi ile ikâme edilmesi, 30 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 29 Temmuz 2022 tarihine göre yüzde 10 kredi büyüme oranını aşan kredi tutarı kadar menkul kıymetin bir yıl boyunca tesis edilmesi, hariç tutulan kredi türlerinin harcama mukabili kullandırılmaması halinde menkul kıymet tesisine tabi olması kararlaştırılmıştır.
Ayrıca, tebliğ yayını tarihinden itibaren 2022 yıl sonuna kadar kullandırılacak ticari nitelikteki kredilerde Merkez Bankası tarafından yayınlanan yıllık bileşik referans oranın 1,4 katı üzerinde yıllık bileşik faiz oranıyla kullandırılacak kredi tutarının yüzde 20’si, 1,8 katı üzerinde yıllık bileşik faiz oranıyla kullandırılacak kredi tutarının yüzde 90’ı nispetinde menkul kıymet tesis edilmesine karar verilmiştir.”
Böylece getirilen düzenleme ile ticari kredilerde yüzde 30’u aşan faiz uygulaması da zorlaştırılmış oldu.
Ticaret Bakanlığı, 1 Ekim 2022’den itibaren uygulanmak üzere ülke genelinde tüm berber, kuaför ve güzellik salonlarının haftanın bir günü kapalı olması yönünde karar aldı. Berber, kuaför ve güzellik salonlarının aynı gün kapanması zorunlu olmayacak. Valilerce bu üç grup için ayrı ayrı kapanma günleri tespit edilebilecek.
Ticaret Bakanlığı, ülke genelinde 122 meslek odasını ve yaklaşık 83 bin meslek mensubunu temsil eden Türkiye Berberler, Kuaförler ve Güzellik Salonu İşletmecileri Federasyonu’nun talebi üzerine, esnaf ve tacirlerin tamamını temsil eden Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) uygun görüşlerini de alarak 1 Ekim 2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, ülke genelinde tüm berber, kuaför ve güzellik salonlarının haftanın bir günü kapalı olmasına karar verdi.
Ticaret Bakanlığı düzenleme ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Ticaret Bakanlığı’nın, İçişleri Bakanlığı aracılığıyla 81 il valiliğine gönderdiği karara göre; berber, kuaför ve güzellik salonlarının haftanın hangi günü kapalı olacağı, sektör temsilcisi meslek kuruluşlarının görüşleri alınmak suretiyle, her ilin kendi dinamikleri içinde valiler tarafından belirlenecek.
KAPANMA GÜNLERİ VALİLERCE BELİRLENECEK
Berber, kuaför ve güzellik salonlarının aynı gün kapanması zorunlu olmayıp valilerce bu üç grup için ayrı ayrı kapanma günleri tespit edilebilecek. İşletmelerin iş hacimlerinin haftanın farklı günlerinde yoğunlaşabileceği, tüketici tercih ve davranış kalıplarında farklılıklar olabileceği göz önünde bulundurularak berber, kuaför ve güzellik salonlarının hangi gün kapatılacağı hususunda Bakanlıkça bir dayatmaya gidilmedi.
HAKSIZ REKABETİN OLUŞMASI ENGELLENDİ
Düzenlemeyle berber, kuaför ve güzellik salonları çalışanlarının zihin ve beden sağlıklarının korunmasına, motivasyon, performans ve hizmet kalitesinin artmasına ve daha da önemlisi aile bağları ile toplumsal bağların güçlenmesine katkı sağlanması amaçlandığı da belirtildi. Kapatma kararı herhangi bir ayrım gözetilmeksizin tüm işletmeler için eşit şekilde uygulanacak. Bu şekilde de haksız rekabetin oluşması ve işletmelerin ekonomik kayba uğramaları da engellenecek.