Kategori: Ekonomi

Hazine ve Maliye Bakanlığı, aralık döneminde 15 bin 371 lira olan kıdem tazminatı tavanını, 1 Ocak 2023’ten geçerli olmak 19 bin 982,83 liraya çıkardı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 1 Ocak 2023 itibarıyla geçerli olmak üzere yürürlüğe giren yeni kıdem tazminatı tavanını belirledi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mali ve sosyal haklara ilişkin genelgesi, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati imzasıyla yayınlandı.

MALİ VE SOSYAL HAKLAR DA YENİDEN HESAPLANDI

Memur maaş zammının yüzde 16,48’den yüzde 30’a çıkartılmasına ilişkin kanun bugün Resmi Gazete’de yayınlandı. Bunun ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı, yeni memur maaş katsayısını 0,433684 olarak belirledi. Yeni memur maaş katsayısına bağlı olarak mali ve sosyal haklar da yeniden hesaplandı.

2023 YILI KIDEM TAZMİNATI TAVANI 4 BİN 611,83 LİRA ARTTI 

Buna göre, 2022 yılı temmuz–aralık döneminde 15 bin 371 TL olan kıdem tazminatı tavanı, 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren 19 bin 982,83 TL olarak uygulanacak. Son hesaplamalarla kıdem tazminatının tavanı 4 bin 611,83 TL artmış oldu.

Brüt ücreti 20 bin lira olan ve aynı iş yerinde 10 yıldır çalışan bir işçi, 31 Aralık 2022 tarihinde 153 bin 710 TL kıdem tazminatı alabilirken, 1 Ocak’tan sonra iş akdi sona erdiğinde aynı işçi, 199 bin 828 TL kıdem tazminatı alabilecek. Aylık brüt ücreti 15 bin 371 liranın altında olanların kıdem tazminatı ise tavan uygulamasından etkilenmeyecek.

5 OCAK’TA YAYIMLANAN GENELGE YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILDI

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 5 Ocak 2023 tarihinde de mali ve sosyal haklara ilişkin genelge yayınlanmıştı. 5 Ocak’ta yayınlana genelgede, yüzde 30 zamma ilişkin kanun henüz çıkmamış olduğu için yüzde 16,48 oranındaki normal maaş zammına göre hesaplanan maaş katsayısına göre kıdem tazminatı tavanını 17 bin 904 lira olarak ilan edilmişti.

Bakanlıktan bugün yapılan duyuruda ise 5 Ocak 2023 tarihinde yayınlanan genelgenin yürürlükten kaldırıldığı belirtildi. Bugün yayınlanan genelgede yeni kıdem tazminatı tavanının 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren uygulanacağı belirtildi. Bu nedenle, 1 Ocak 2023 tarihinden bugüne kadar iş akdi sona eren işçilere de 19 bin 982,83 TL’lik kıdem tazminatı tavanı uygulanacak. Kıdem tazminatı ödemesi, daha önce ilan edilen 17 bin 904 TL üzerinden yapılmış olan işçilere ise fark ödenmesi gerekecek.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, zincir marketlerin birbiri ardına birçok üründe fiyat dondurmaya gitmesinin son derece değerli olduğunu, ancak kamunun da bütçe olanakları ölçüsünde fiyat artışlarından kaçınarak fedakarlık göstermesi halinde yılın ilk yarısını yüzde 35-40, ikinci yarısını ise yüzde 20’nin altında bir enflasyonla kapatma şansının bulunduğunu söyledi. Avdagiç, ayrıca SGK sigorta primine esas kazanç üst sınırının da enflasyon oranında artırılması yönündeki beklentilerinin sürdüğünü dile getirdi.

İTO, 2023 yılının ilk meclis toplantısını dün yaptı. İTO’dan yapılan açıklamaya göre; Avdagiç, meclis toplantısında enflasyonla mücadele ve iş dünyasının gündemindeki konulara ilişkin değerlendirmeler yaptı. Avdagiç, şunları söyledi:

“MARKETLERİN BAŞLATTIĞI FEDAKÂR TUTUMUN, TÜM SEKTÖRLERİMİZE ÖRNEK OLMASINI DİLİYORUZ: Zincir marketlerin birbiri ardına birçok üründe fiyat dondurmaya gitmesinin son derece değerli olduğuna inanıyoruz. Enflasyona karşı marketlerin başlattığı bu sorumlu ve fedakâr tutumun, tüm sektörlerimize örnek olmasını diliyoruz. Bu tepkinin, enflasyona karşı topyekûn bir mücadeleyi kalıcı kılmasını temenni ediyoruz.

ENFLASYONLA MÜCADELE İÇİN KAMUNUN DA YAPACAKLARI VAR: Tüketici fiyatlarında aralık ayında düşüş kaydedildi. Bu kırılmayı, enflasyondaki kalıcı tek haneli seviyeye gidiş için bir başlangıç olarak görmek istiyoruz. Enflasyonla mücadele için kamunun da yapacakları var. Kamunun da yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar üzerinden bütçe olanakları ölçüsünde fiyat artışlarından kaçınarak fedakârlık göstereceğine inanıyoruz. Ancak bu şekilde, yılın ilk yarısını yüzde 35-40, ikinci yarısını ise yüzde 20’nin altında bir enflasyonla kapatma şansını yakalayabiliriz.

EYT’Yİ ÇALIŞMA HAYATIMIZ İÇİN BİR TAZELENME FIRSATI OLARAK GÖRÜYORUZ: Hem 2023 yılında uygulanacak yeni asgari ücret artışını hem de EYT’ye getirilen çözümü iş barışı ve toplumsal refah tesisi bakımından önemli adımlar olarak görüyoruz. Çalışanların enflasyon karşısında kaybettikleri alım gücü, mutlaka korunmalı ve üstüne makul oranda da refah payı verilmeli. EYT’yi de çalışma hayatımız için bir tazelenme fırsatı olarak görüyoruz. Şirketlerimiz EYT’yi en uygun şekilde yürütürken, işlerin devamını sağlayıp üretimde sürdürülebilirliği temin edecek tedbirleri alacaktır.

SGK SİGORTA PRİMİNE ESAS KAZANÇ ÜST SINIRININ DA ENFLASYON ORANINDA ARTIRILMASI YÖNÜNDEKİ BEKLENTİMİZ SÜRÜYOR: EYT’lilerin emeklilik tazminatlarıyla ilgili olarak işverene KGF desteği verilecek olmasını da memnuniyetle karşıladık. Bununla birlikte, SGK sigorta primine esas kazanç üst sınırının da enflasyon oranında artırılması yönündeki beklentimiz sürüyor. SGK üst limiti son 5 yıla baktığınız zaman reel olarak yüzde 50’ye yakın artmış durumda. Aynı şekilde gelir vergisi dilimlerinin de son 6-7 yıldır yaşanan kayıpları giderecek şekilde güncellenmesi gerektiği görüşündeyiz.

KONUT SAHİPLİĞİ İÇİN YENİ POLİTİKA YAKLAŞIMI GELİŞTİRİLEBİLİR: Konut ve barınma son yıllarda Türkiye’nin önemli gündem maddeleri içinde yer alıyor. Kısa süre önce dar gelirlilere, ardından da orta gelirlilere yönelik başlatılan konut kampanyaları, hem ihtiyaç sahiplerinin konut sahibi olmasına, hem de başta inşaat olmak üzere birçok sektörün canlandırılmasına önemli katkılar sağlayacak. Bu bağlamda konut sahipliğini artırmak için, ‘kamu-özel sektör’ ve ‘merkezi yönetim-yerel yönetim’ iş birliklerinin yeniden gözden geçirilmeli ve yeni bir politika yaklaşımı geliştirilmesini yararlı görüyoruz. Alternatif politikalar kapsamında belli sayının üstünde istihdamı bulunan şirketlerin, çalışanlarına kooperatif modeli ile konut üretmelerinin teşvik edilmesinin, sorunun çözümüne katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, yerel yönetimlerin konut üretimi konusunda daha aktif görev alması sağlanabilir. Bir yandan yenileme, bir yandan da yeni inşa bölgeleri oluşturmak için uzun vadeli finansman modelleri geliştirilebilir. Bu ve benzeri konut edindirme yollarında çeşitlendirmeye gidilmesi ve alternatiflerin artırılması, soruna uzun vadeli kalıcı çözüm getirebileceği gibi, inşaat sektörünün iç ve dış konjonktürden etkilenmesini de asgari seviyeye indirebilir.

DÜNYA EKONOMİSİNDE İYİ GELİŞMELER DE VAR: Dünya ekonomisinde tehlikelerin henüz geçmedi. Bununla birlikte iyi gelişmeler de var. Dünyada iyi gelişmelerin en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz; bir, tedarik zincirlerindeki sıkışıklık, önemli ölçüde ortadan kalktı. İki, enerji ve diğer sanayi emtialarının fiyatları düştü. Üç, enflasyon ivme kaybetti ve yeni yılın ilk çeyreğinden başlayarak aşağı yönlü bir seyir izlemesi bekleniyor.”

Halkbank, Sapphire AVM ve seyir terasının Kiler Holding’e satışında bankanın herhangi bir zarara uğramadığını savundu. Bankadan yapılan açıklamada, pandeminin AVM’lerin piyasa değerini ve alıcı taleplerini olumsuz etkilediği ve sadece 3 talebin geldiği belirtilen açıklamada, “Bankamız, en uygun koşullarda AVM’nin elden çıkarılma işlemini gerçekleştirmiştir” denildi. 

CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in yöneticisi olduğu Kiler Holding’in borcuna karşılık olarak bir kısmını 100 milyon dolara Halkbank’a sattığı Sapphire AVM’nin tamamını 48 milyon dolara bankadan geri almasını bugün AVM önünde protesto etmişti. Zeybek, burada yaptığı açıklamada, “Yapılan işlem hukuka da vicdana da aykırıdır. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır. Sırtını iktidara dayamış, hele hele halka hizmet etmek yükümlülüğünde olan bir milletvekilinin bu gücünü kullanarak milyonlarca dolarlık bir rantı, bir kalemde, bir imzada üzerine geçirmesini asla kabul etmiyoruz” demişti.

Halkbank, konuya ilişkin Kamu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yaptı. Sapphire AVM ve seyir terasının Kiler Holding’e satışından bankanın herhangi bir zarara uğramadığının savunulduğu açıklama şöyle:

“SÖYLENTİLER, GERÇEĞE AYKIRI, BAĞLAMINDAN KOPUK: Bazı medya yayınlarında ve sosyal medya hesaplarında; kamu bankaları tarafından kredi alacağının tahsil ve tasfiyesini sağlamak üzere aralık 2019’da edinilen Safir AVM ve Seyir Terası’yla ilgili olarak; Bankamızın 2021 yılı Sayıştay Raporu’na da atıflar yapılmak suretiyle bahse konu gayrimenkulün ocak 2023’teki Türk lirası satış değerinin güncel cari kurdan yabancı para karşılığının, 2019 yılındaki Türk lirası değerinin o günkü kur baz alınarak hesaplanan yabancı para değerinden düşük olduğuna ve gayrimenkulün yarı fiyatına eski sahiplerine geri satıldığına dair yapılan haber ve söylentiler, gerçeğe aykırı, bağlamından kopuk, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı ve Bankanın güven ve itibarını sarsıcı niteliktedir. 

GÜNCEL SATIŞ TUTARI, GAYRİMENKULLERİN EDİNİM DEĞERİNİN OLDUKÇA ÜZERİNDEDİR: Varlık borç takasına konu edilen kredi Türk lirası cinsinden olup, gayrimenkuller de Türk lirası cinsinden edinilmiştir. Yabancı para cinsinden kredi tasfiyesi ile yabancı para cinsinden gayrimenkul edinimi söz konusu dahi değildir. Takasa konu kredinin faizler dahil güncel değeri, gayrimenkulün güncel satış değeri ile aynı seviyededir. Güncel satış tutarı, gayrimenkullerin edinim değerinin oldukça üzerindedir. Satış işlemine ilişkin olarak yapılan haber ve söylentilerde; bahse konu gayrimenkullerin adeta yabancı para olarak edinildiği ve yabancı para olarak satıldığı izlenimi ve algısı oluşturulmasının ve ayrıca yıllar içindeki kur değişimleri dikkate alınmadan yabancı para değerlerinin hesaplanmasının gerçeği yansıtmadığı son derece açıktır.    

PANDEMİ, AVM’LERİN PİYASA DEĞERİNİ VE ALICI TALEPLERİNİ OLUMSUZ ETKİLEDİ: AVM’lerin piyasa değerini, yöresinde bulunan sair gayrimenkullerin fiyat artışları değil, AVM’nin gelecek yıllar dahil müşteri ziyaretçi sayısı, ciro kapasitesi, kiracı sayısı ve mağaza doluluk oranlarındaki artış eğilimi belirlemektedir. Tüm bunlar ve pandemi sonrası gelişmeler, AVM’lerin piyasa değerini ve alıcı taleplerini olumsuz etkiledi.

SADECE 3 ALIM TEKLİFİ GELDİ: Gayrimenkuller ilanen satışa çıkarılmış, ilanda kaldığı süre boyunca Bankaya yazılı olarak sadece 3 adet alım teklifi iletilmiştir. Gelen alım tekliflerindeki bedellerin ise, satış ilan bedelinden yüzde 35 ile yüzde 40 oranında daha düşük seviyelerde olduğu görülmüştür. Nihayetinde gayrimenkullerin eski sahibi kredili firma tarafından iletilen alım teklifinin, gayrimenkullerin güncel ekspertiz değeri düzeyinde ve Banka edinim maliyetinin üzerinde olması ile gelen diğer alım teklif bedellerinin oldukça üzerinde bulunması nedeniyle söz konusu teklif, Banka Yönetim Kurulu tarafından uygun bulunarak bahse konu gayrimenkullerin satışı gerçekleştirilmiştir.

BANKAMIZ, EN UYGUN KOŞULLARDA AVM’NİN ELDEN ÇIKARILMA İŞLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ: Ayrıca, Bankamızın 2021 yılı Sayıştay Raporu’nun hiçbir bölümünde Safir AVM ve Seyir Terası’nın yabancı para değeri ile ilgili olarak herhangi bir tespit yapılmadığı gibi sadece AVM’nin elden çıkarılmasına yönelik öneride bulunulmuş olup Bankamız, öneri doğrultusunda en uygun koşullarda AVM’nin elden çıkarılma işlemini gerçekleştirmiştir. 

MALİYET DEĞERİNİN ÜZERİNDE SATIŞ YAPILDI: Detaylı olarak izah edildiği üzere, bahse konu satış nedeniyle herhangi bir Banka zararı oluşmadığı gibi maliyet değerinin üzerinde satış yapılarak Banka alacağının nemalarıyla birlikte tahsil ve tasfiyesi sağlanmıştır. Bankamızda kredi kullandırım işlemleri ile kredi alacağına karşılık edinilen gayrimenkullerin elden çıkarılması işlemleri, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve Bankamız iç düzenlemeleri uyarınca yerine getirilmektedir. Söz konusu haberler, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı, hisse değerini etkileyici, Bankamızın güven ve itibarını sarsıcı nitelikte kişisel yaklaşıma ve yorumlara dayalı niteliktedir. 

GERÇEĞİ YANSITMAYAN AÇIKLAMALAR İÇİN HUKUKİ VE CEZAİ HAKLARIMIZI SAKLI TUTUYORUZ: Bankamızın güven ve itibarını sarsacak nitelikte haksız haber ve yorumların yapılması, Bankacılık Kanunu’nun ‘İtibarın Korunması’ başlıklı madde hükümlerine de aykırılık teşkil etmekte olup gerçeği yansıtmayan açıklamalar hakkında her türlü hukuki ve cezai haklarımızı saklı tuttuğumuzu beyan ederiz.”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, enflasyonun yıl sonunda yüzde 32,46 olması bekleniyor. Ankette katılanların yıl sonu dolar tahmini de 23,12 oldu.

Merkez Bankası, reel ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 41 katılımcıyla gerçekleştirdiği ocak ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi’ni yayınladı. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi 32,46 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi, bir önceki anket döneminde yüzde 34,92 iken, bu anket döneminde yüzde 30,44 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise 20,56’dan yüzde 17,18’e geriledi.

DOLAR BEKLENTİSİ 23,12’YE YÜKSELDİ

Katılımcıların yıl sonu dolar beklentisi 23,12’ye yükseldi. 12 ay sonrası dolar beklentisi de 23,43 oldu. 

YIL SONU CARİ AÇIK BEKLENTİSİ 30,7’YE ÇIKTI

Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, bir önceki anket döneminde 30,6 milyar dolar olan yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi, bu dönemde 30,7 milyar dolara çıktı. Gelecek yıl için öngörülen cari işlemler açığı ise 23,6 milyar dolar oldu.

Ankete katılanlar, bu yıl için Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) artış beklentisi yüzde 4,1. Katılımcıların 2024 yılı hasıla artışı beklentisi ise yüzde 4,3 oldu.

KATILIMCILARIN POLİTİKA FAİZİ BEKLENTİSİ İSE ARTACAĞI YÖNÜNDE

Merkez Bankası’nın politika faizine ilişkin üç aylık beklentisi yüzde 9’da kalacağı yönünde. Ancak katılımcılar, 12 ay sonunda politika faizinin yüzde 13,65 düzeyinde olmasını bekliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kasım ayında tavuk eti üretimi, bir önceki aya göre yüzde 6 azalarak 200 bin 77 ton oldu. Kasım ayında tavuk yumurtası üretimi de bir önceki aya göre yüzde 1,7 geriledi.

TÜİK, kasım ayına ilişkin kümes hayvancılığı üretimi istatistiklerini açıkladı. Buna göre, tavuk eti üretimi kasım ayında bir önceki aya göre geriledi. Kasımda yüzde 6 azalan tavuk eti üretimi, 200 bin 77 ton olarak gerçekleşti. Bir önceki ay 1 milyar 766 milyon 165 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi de kasım ayında yüzde 1,7 azalarak, 1 milyar 736 milyon 724 bin adet oldu.

YILLIK BAZDA HİNDİ ETİ ÜRETİMİ AZALDI

Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre tavuk yumurtası üretimi yüzde 6,8, tavuk eti üretimi yüzde 1,4 ve kesilen tavuk sayısı yüzde 1,2 artarken; hindi eti üretimi yüzde 1,4 azaldı. Ocak-kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre kesilen tavuk sayısı yüzde 9,8, tavuk eti üretimi yüzde 8,7, hindi eti üretimi yüzde 7,5 ve tavuk yumurtası üretimi yüzde 2,5 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1, ocak -kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 azaldı. İçme sütü üretimindeki yıllık düşüş de yüzde 7,4 oldu.

TÜİK, kasım ayına ilişkin süt ve süt ürünleri üretimi istatistiklerini bugün yayınladı. Buna göre, kasım ayında ticari süt işletmelerince 718 bin 166 ton inek sütü toplandı. Bu miktar, bir önceki aya göre yüzde 5,1 azalmaya işaret etti. Ticari süt işletmelerince kasım ayında toplanan inek sütü miktarı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1, ocak-kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 azalma gösterdi.

TÜİK verilerine göre, uzun süredir sürekli düşüş gösteren içme sütü üretimi ise kasım ayında bir önceki aya göre arttı. Bir önceki ay 120 bin 847 ton olan içme sütü üretimi, kasım ayında yüzde 1,9 artarak 123 bin 123 ton olarak gerçekleşti.

YILLIK BAZDA, TEREYAĞI, İÇME SÜTÜ, PEYNİR, AYRAN VE YOĞURT ÜRETİMİ DE GERİLEDİ

Öte yandan, kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre tereyağı, içme sütü, ayran, peynir ve yoğurt üretimi de geriledi. Buna göre; kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tereyağı üretimi yüzde 18,5, ayran üretimi yüzde 8,8, içme sütü üretimi yüzde 7,4, inek peyniri üretimi yüzde 5,1, yoğurt üretimi yüzde 3,1 azaldı.

Ocak-kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, tereyağı üretimi yüzde 16,1, ayran üretimi yüzde 7,2, yoğurt üretimi yüzde 3,4 artarken; inek peyniri üretimi yüzde 4,8 ve içme sütü üretimi yüzde 2,4 azaldı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK); elektrik, petrol, şarj ağı, ve sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) sektörlerinde faaliyet gösteren 40 şirkete lisans verdi.

EPDK’nin verdiği lisanslara ilişkin ilan, bugün Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre; elektrik piyasasında 17 şirkete tedarik lisansı, 6 şirkete üretim lisansı verildi. 1 şirketin üretim lisansı iptal edilirken 2 şirketin üretim lisansı ise uzatıldı. Şarj Hizmeti Yönetmeliği kapsamında 12 şirkete de şarj ağı işletmeci lisansı verildi.

4 ŞİRKETİN LPG DAĞITICI LİSANSI SONA ERDİRİLDİ

Petrol piyasasında 3 şirkete ise madeni yağ lisansı verildi. Aynı piyasada 1 şirkete dağıtıcı lisansı verilirken 1 şirketin ise ihrakiye teslimi lisansı süresi uzatıldı. LPG piyasasında da 1 şirkete LPG dağıtıcı lisansı verilirken 1 şirketin dağıtıcı lisansı iptal edildi. 1 şirketin LPG dağıtıcı lisansı uzatıldı, 4 şirketin LPG dağıtıcı lisansı sona erdirildi.

Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, 250 milyar liralık Hazine destekli kefalet karşılığı kredi destek paketinin, yüksek enflasyon nedeniyle kaynak sıkıntısı yaşayan iş dünyasına nefes aldıracağını, ancak bankaların uygulamada engel oluşturmaması gerektiğini belirtti. Çevikel, “Makroekonomik göstergeler ve piyasaların işleyişi göz önünde bulundurularak önümüzdeki süreçte ilave paket limitleriyle işletmelerin finansman ihtiyaçlarının karşılanmasını bekliyoruz” dedi.

Hazine ve Maliyet Bakanı Nureddin Nebati’nin Kredi Garanti Fonu (KGF) desteklerine ilişkin dün İstanbul’da düzenlediği toplantıya da katılan TÜGİAD Genel Başkanı, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel bugün yaptığı yazı açıklamada, bankaların sorumluluktan kaçınmaması gerektiğini vurguladı. Çevikel’in açıklaması şöyle:

“KAMU VE ÖZEL BANKALARA KRİTİK GÖREVLER DÜŞÜYOR: Üretime, istihdama ve ihracata katkıda bulunan iş dünyası kredi engeline takılmaması adına etkin şekilde desteklenmeli. Kredi paketinin, işletmelerin finansmana erişim sıkıntılarının doruğa çıktığı bir dönemde hayata geçirilmesi, isabetli bir karardır. Alınan kararın özellikle, teminat sorunuyla karşı karşıya kalan küçük ve orta boylu işletmelerin (KOBİ) elini rahatlatmasını bekliyoruz. 250 milyar liralık Hazine destekli kefalet karşılığı kredi destek paketinin, yüksek enflasyon nedeniyle kaynak sıkıntısı yaşayan iş dünyasına nefes aldırması için bankaların uygulamada engel oluşturmaması gerekir. Bunun için ortaya konan yeni anlayışın, uygulamaya da sorunsuz şekilde yansıması şart. Başarılı sonuçlara vesile olmasını ümit ettiğimiz kararlar sonrası hem kamu bankalarına hem de özel bankalara kritik görevler düşüyor. Bankacılık sisteminin ne kadar sürede reaksiyon göstereceği ve kredilerin yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı desteklemek için ne zaman kullandırılacağı büyük önem taşıyor.

MUHTEMEL AKSAMALAR, YATIRIMLARI FRENLEYECEKTİR: Üzerindeki maliyet baskısı her geçen gün artan reel sektörün krediye ulaşımının hızlı ve kolay olması halinde ekonomiye sağladığı katma değerin artacak. 25 milyar TL kefalet limitine haiz EYT Destek Paketi ile 35 milyar TL limitine haiz İhracat Destek Paketi, özellikle KOBİ’ler açısından faydalı sonuçları beraberinde getirebilir. Ancak bankaların yeni döneme uyumu ile ilgili muhtemel aksamalar, yatırımları frenleyecektir. Merkezi sistemle kredilerin amaç dışı kullanımının engellenmesinin hedeflenmesini ise değerli buluyoruz. Paketten yararlanacakların bu süreçte istihdamı azaltmama yönünde taahhütte bulunması da istihdam için olumlu… Ucuz TL kredinin yatırıma, istihdama, ihracata ve cari fazlaya katkı sağlayacak şekilde hareket etmesi gerekli. Makroekonomik göstergeler ve piyasaların işleyişi göz önünde bulundurularak önümüzdeki süreçte ilave paket limitleri ile işletmelerin finansman ihtiyaçlarının karşılanmasını bekliyoruz.”