Kategori: Ekonomi

  • “YILIN EN İTİBARLI KARGO ŞİRKETİ”, ÜÇÜNCÜ KEZ ARAS KARGO OLDU

    “YILIN EN İTİBARLI KARGO ŞİRKETİ”, ÜÇÜNCÜ KEZ ARAS KARGO OLDU

    Aras Kargo, bu yıl sekizincisi yapılan The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nde “Kargo” sektöründe birinci oldu ve bir kez daha “Yılın En İtibarlı Markası” seçildi.

    Pazarlama platformu Marketing Türkiye ile pazar araştırmaları şirketi Akademetre iş birliğiyle yapılan The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nde, Aras Kargo; halkın oylarıyla kargo sektöründe birinci olarak ‘Yılın En İtibarlı Markası’ seçildi.

    Bu yıl sekizincisi düzenlenen araştırma kapsamında 50’ye yakın farklı kategoride en başarılı markalar ve paydaşları 12 ilde bin 200 kişiyle yapılan görüşmeler sonucunda ödüle değer görüldü.

    The ONE Awards birincileri, Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’da düzenlenen ödül töreninde ödüllerini teslim aldı.

    AYYARKIN: “OPERASYONEL VERİYİ MÜŞTERİ DENEYİMİNİ MÜKEMMELLEŞTİRMEK İÇİN EN ETKİN BİÇİMDE YÖNETİYORUZ”

    Ödül töreninde konuşan Aras Kargo Genel Müdürü Utku Ayyarkın, şu açıklamayı yaptı:

    “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nde kargo sektörünün en itibarlı markası seçilmekten dolayı mutluyuz. Her gün 1 milyona yakın adrese uğruyoruz. Elimizdeki bu operasyonel veriyi işleyip anlamlandırmaya, yapay zekâ uygulamalarıyla en etkin şekilde yönetmeye ve bu sayede kişiselleştirilmiş, esnek ve kullanıcı deneyimine odaklanan hizmetler sunmaya odaklandık. Uçtan uca teknoloji yatırımlarımızla, hem operasyonumuzu daha zinde bir yapıya kavuşturmayı hem de müşterilerimizin yaşamını kolaylaştırmayı hedefledik. Bu altyapı, müşterimizi daha iyi tanıyarak doğru stratejiyi ve buna uygun taktikleri uygulayabilmemizi sağladı. Layık görüldüğümüz bu ödül, attığımız adımların karşılık bulduğunu gösteriyor. Önümüzdeki dönemde, sektörümüzdeki konumumuzu daha da güçlendirmek ve sunduğumuz müşteri odaklı çözümlere yenilerini eklemek üzere yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Başta kuryelerimiz olmak üzere tüm Araslara, ajanslarımız Ryno Creative Hub ve İz İletişim’e, tüm ajans ve iş ortaklarımıza teşekkür ederiz.”

    Aras Kargo, 2018 ve 2021 yıllarında da ‘Yılın En İtibarlı Markası’ seçilmişti.

     

    ADVERTORIAL YAYIN

     

     

     

     

  • TÜSİAD BAŞKANI TURAN: “SONUCU NE OLURSA OLSUN, SEÇİM SONRASI İLE ÖNCESİ ARASINDAKİ EKONOMİ KOŞULLARI VE POLİTİKALARINDA FARKLILAŞMA OLASI GÖRÜNÜYOR”

    TÜSİAD BAŞKANI TURAN: “SONUCU NE OLURSA OLSUN, SEÇİM SONRASI İLE ÖNCESİ ARASINDAKİ EKONOMİ KOŞULLARI VE POLİTİKALARINDA FARKLILAŞMA OLASI GÖRÜNÜYOR”

    ESRA ALUS 

    Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Türkiye ekonomisi, 2023’e düşmekte olsa da hala çok yüksek bir enflasyon oranı, büyümede yavaşlama, dışa açık ve kamu açığında artış ile girdi. Enflasyonu düşürmede, makro ihtiyati tedbirlerin para politikasının ikamesi olamayacağından hareketle; para politikasını, enflasyonla mücadele çerçevesinde formüle etmek, maliye politikasını enflasyonla mücadeleyi destekleyici mahiyette kurgulamak gerekiyor. Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu ne olursa olsun seçim sonrası ile öncesi arasındaki ekonomi koşulları ve politikalarında farklılaşma olası görünüyor” dedi.

    Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından yedincisi düzenlenen “Türkiye Ekonomisi” semineri bugün İstanbul’da yapıldı.

    Etkinliğin açılış konuşmalarını; TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ekonomi ve Finans Yuvarlak Masa Başkanı Murat Özyeğin yaptı.

    Konuşmacılar, 2022 yılının muhasebesi ve 2023 yılı hedeflerini değerlendirdi.

    TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, şunları söyledi:

    “KÜRESEL EKONOMİYE İLİŞKİN RİSKLER VE BELİRSİZLİKLER ÇOK YÜKSEK: Yeni bir yıla başlarken tüm ekonomi dünyası o yılın ekonomik trendlerini ve öngörülerini merakla bekler. 2023 yılı bu açıdan daha dikkat çekici bir yıl. Küresel ekonomiye ilişkin riskler ve belirsizlikler çok yüksek. Türkiye ekonomisi de 2023’e düşmekte olsa da hala çok yüksek bir enflasyon oranı, büyümede yavaşlama, dışa açık ve kamu açığında artış ile girdik.

    KÜRESEL DİNAMİKLER TÜRKİYE’DE DE ETKİSİNİ GÖSTERECEK: 2023 için iki alt önemin varlığına dikkat çekmek istiyorum. 2023’ün ilk yarısında sıkı para politikasını etkisiyle Avrupa ve birçok gelişmiş ülkede resesyon tahmin edilirken, Amerika Birleşik Devletleri’nde de büyümenin çok zayıf olması bekleniyor. Yılın ikinci yarısından itibaren ise izlenen sıkı para politikasının enflasyonu düşürmekte etkili olmasına paralel olarak dünya ekonomisinde zayıf da olsa yeniden bir büyüme süreci başlayacak. 2023’ün birinci ve ikinci yarısında ekonomik koşulların ve politikanın farklı olması Türkiye için de olası. Her şeyden önce küresel dinamikler ülkemizde de etkisini gösterecek. Finansal koşullarda yıl boyunca bir gevşeme olmasa da yılın ikinci yarısında dünya ekonomisinde büyümenin bir miktar hızlanacak olması ihracat talebinde bir canlanmayı muhtemel kılıyor.

    SEÇİM ÖNCESİ VE SONRASINDA FARKLILAŞMA OLASI: Türkiye ekonomisi açısından 2023’e iki alt dönemde bakma ihtiyacının bir nedeni de milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri. Seçimlerin sonucu ne olursa olsun seçim sonrası ile öncesi arasındaki ekonomik koşulların ve politikaların farklılaşması olası görünüyor. Seçimler öncesinde küresel ekonomi zayıflarken ve özellikle birçok Avrupa Birliği ülkesinde resesyon dinamikleri gündemdeyken Türkiye ekonomisinde iç talebe bağlı büyüme sürecinin desteklendiği bir dönem yaşayacağız.

    YILIN İKİNCİ YARISINDA DÜNYA GİBİ TÜRKİYE’NİN DE NORMALLEŞME SÜRECİNE GİRMESİ GEREKECEK: Yılın ikinci yarısında ise küresel ekonomide görülecek nispi olumlu gelişme Türkiye ekonomisinde makro ekonomik istikrarı ve yapısal reformu önceleyen politikaların uygulanması açısından nispeten olumlu bir ortam yaratacak. 2023’ün ikinci yarısında dünya gibi Türkiye’nin de normalleşme sürecine girmesi gerekecek. Bunun en önemli koşulu da enflasyonun düşürülmesi ve ekonomik istikrarın teşhis edilmesi.

    PARA POLİTİKASI ENFLASYONLA MÜCADELE ÇERÇEVESİNDE FORMÜLE EDİLMELİ: Enflasyonun çıkmış olduğu çok yüksek seviyeden baz etkisiyle beraber düşme sürecine girmiş olmasını bir fırsat olarak değerlendirmek mümkün. Ancak enflasyonu düşürmede makro ihtiyati tedbirlerin para politikasının ikamesi olamayacağı noktasından hareketle para politikasını enflasyonla mücadele çerçevesinde formüle etmek, maliye politikasını enflasyonla mücadeleyi destekleyici mahiyette kurgulamak gerekiyor. 2023 yılını Türkiye açısından önemli kılan bir başka boyutta bu sene Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olması.

    UYUM SAĞLAMAMIZ GEREKEN ALANLARIN BAŞINDA İKLİM DEĞİŞİMİYLE MÜCADELE GELİYOR: Küresel gelişmeleri dikkate aldığımızda yeni alanlarda dönüşümü sağlayacak bir dizi önlemi zaman kaybetmeden hayata geçirmeliyiz. Uyum sağlamamız gereken alanların başında iklim değişimiyle mücadele geliyor. Bu çerçevede sıfır karbon hedefi doğrultusunda bir dizi adımı atmak, döngüsel ekonomiden ve yeşil üretim tekniklerinden daha fazla yararlanmak, fosil enerji kaynaklarından yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmak ve enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini arttırmak önümüzdeki dönemin ekonomi politikası önceliği arasında yer almalı.

    ÇOK KONUŞTUĞUMUZ AMA ŞİMDİYE KADAR ERTELEDİĞİMİZ YAPISAL REFORMLARI TAMAMLAMALIYIZ: Ekonomik ve toplumsal hayatta dijital dönüşüme uyum sağlamak için de altyapıdan becerilere, bilim ve teknoloji politikasından yatırım ortamına bir dizi alanda hızlı ve kapsamlı adımlar atmalıyız. Kısacası çok konuştuğumuz ama şimdiye kadar ertelediğimiz yapısal reformları bir an önce tamamlamamız gerekiyor. Bu reformlar hem istikrarsızlığın adeta yeni normal haline geldiği küresel düzende rekabetçiliğimizi korumak açısından hem de özlemini çektiğimiz refah seviyesine ikinci yüzyılımızda ulaşmak açısından belirleyici önemde.”

    ÖZYEĞİN: 2022 SON 30 YILIN EN DÜŞÜK BÜYÜMESİ OLARAK KAYITLARA GEÇECEK”

    TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ekonomi ve Finans Yuvarlak Masa Başkanı Murat Özyeğin de konuşmasında; hem dünya hem Türkiye ekonomisi açısından oldukça zor bir yılın geride bırakıldığını belirtti. Özyeğin, “2022 yılı muhtemelen kayıtlara son 30 yılın en düşük büyümesi olarak kayıtlara geçecek” dedi.

    Özyeğin, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2023’ÜN 2022’DEN DAHA AZ RİSK, BELİRSİZLİK VE ZORLUK TAŞIYACAĞINA DAİR BİR BEKLENTİMİZ YOK: Ancak maalesef 2023’ün 2022’den daha az risk belirsizlik ve zorluk taşıyacağına dair bir beklenti içinde olamıyoruz. Enflasyon birçok ülkede zirve yapmış durumda. İzlenmekte olan sıkı para politikası karşısında özellikle gelişmiş ülkelerin enflasyonu 2023’te düşme eğilimine sokması bekleniyor. Enflasyonist riskler tamamen bertaraf edilene kadar finansal koşullarda herhangi bir gevşeme beklenmemeli. Bu açıdan 2023’te finansal koşullar muhtemelen sıkı olmaya devam edecek.

    DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ ZAYIF BÜYÜME PERFORMANSININ DEVAM ETMESİNE HAZIRLIKLI OLMALIYIZ: ABD’nin muhtemel bir resesyonu önleyebileceği varsayımı altında 2023’ün ikinci yarısından itibaren belli başlı ekonomilerin, yeni bir büyüme evresine girmesini muhtemel görüyoruz. Ancak sıkı parasal koşullarla devam eden jeopolitik gerilimler büyümenin zayıf olmasına yol açacaktır. Dünya ekonomisindeki zayıf büyüme performansının 2023 yılından sonra da devam etmesine hazırlıklı olmamız gerekebilir. Bu aşırı oynak ve belirsizliğin yüksek olduğu koşullar altında uluslararası yatırımcılar kararlarını ince eleyip sıkı dokuyarak vereceklerdir.  Dünya ekonomisine hem dış ticaret hem dış açığın finansmanı üzerinden güçlü bir entegrasyona sahip olma ihtiyacı olan ülkemizin bu yeni duruma nasıl adapte olacağı temel bir konu olarak karşımızda durmakta.

    TÜRKİYE RİSK ALMAK YERİNE TEMKİNLİ BİR YOL İZLEMELİ: Türkiye için önemli olan bizi bekleyen bu yeni süreci iyi yönetmek ve doğru politikaları izlemek olacak. Bunun da en iyi yolu risk almak yerine temkinli bir tavır benimsenmesidir. Ekonominin içeriden ve dışarıdan gelebilecek olumsuz ya da şoklara karşı esnekliğinin arttırılması gerektiğini düşünüyoruz.” 

  • TOBB: ARALIK AYINDA KAPANAN ŞİRKET SAYISI YÜZDE 177,3 ARTTI

    TOBB: ARALIK AYINDA KAPANAN ŞİRKET SAYISI YÜZDE 177,3 ARTTI

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre; aralık ayında, bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 177,3, kapanan kooperatif sayısı yüzde 218,8, kapanan gerçek kişi ticari işletmelerin sayısı yüzde 41,3 arttı.

    TOBB, aralık ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini bugün açıkladı. Buna göre; 2022 yılında kapanan şirket, kooperatif ve ticari işletme sayısında önemli artış oldu. TOBB’un kurulan-kapanan şirketlere ilişkin açıklaması şöyle:

    “ARALIKTA KAPANAN ŞİRKET SAYISI YÜZDE 177, KOOPERATİF SAYISI İSE YÜZDE 218,8 ARTTI: Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 14,2 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 50,2 kurulan kooperatif sayısı yüzde 12,8 artmıştır. Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 177,3 kapanan kooperatif sayısı yüzde 218,8 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 41,3 artış hesaplandı.

    KAPANAN ŞİRKET, TİCARİ İŞLETME VE KOOPERATİF SAYISI BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI AYINA GÖRE DE ARTTI: Aralık 2022’de, önceki yılın aynı ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 53,8 kurulan kooperatif sayısı yüzde 75,6 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 12,7 arttı. Aralıkta kapanan şirket sayısı 2021 yılının aynı ayına göre yüzde 20,1 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 12,3 kapanan kooperatif sayısında yüzde 26,8 artış gözlendi.

    2022 YILININ TAMAMINDA KAPANAN ŞİRKET SAYISI 2021’E GÖRE YÜZDE 42,8 ARTTI: 2022 yılında, 2021 yılına göre kurulan şirket sayısı yüzde 27,8 kurulan kooperatif sayısı yüzde 38,8 artmış olup kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 1,7 azalmıştır. 2022 yılında, 2021 yılına göre kapanan şirket sayısında yüzde 42,8 kapanan kooperatif sayısında yüzde 17,8 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 9,3 artış oldu.

    KURULAN ŞİRKETLERİN YÜZDE 35,9’U İSTANBUL’DA: Aralık 2022’de kurulan toplam 15 bin 264 şirket ve kooperatifin yüzde 84,9’u limitet şirket, yüzde 13,6’sı anonim şirket, yüzde 1,5’i ise kooperatiftir. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 35,9’u İstanbul, yüzde 9,9’u Ankara, yüzde 6,2’si Antalya’da kurulmuştur. Aralık 2022’de tüm illerde şirket kuruldu.

    ARALIKTA KURULAN ŞİRKETLERİN SERMAYE TOPLAMI, ÖNCEKİ AYA GÖRE ARTIŞ GÖSTERDİ: 2022 yılında toplam 142 bin 214 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 122 bin 409 limitet şirket, toplam sermayenin yüzde 70,9’unu, 17 bin 798 anonim şirket ise yüzde 28,9’unu oluşturdu. Aralık ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, kasım ayına göre yüzde 36,0 oranında arttı.

    BU AY KAPANAN ŞİRKETLERİN ÇOĞUNLUĞU TİCARET SEKTÖRÜNDE: Aralık ayında şirket ve kooperatiflerin 4 bin 990’ı ticaret, 2 bin 286’sı imalat ve 2 bin 14’ü inşaat sektöründe kuruldu. Kurulan gerçek kişi ticari işletmelerin bin 318’i toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 833’ü inşaat, 408’i imalat sektöründedir. Bu ay kapanan şirket ve kooperatiflerin; bin 559’u toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 713’ü inşaat, 631’i imalat sektöründedir. Bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin bin 381’i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 518’i inşaat, 370’i imalat sektöründedir.

    ARALIKTA 1539 YABANCI ORTAK SERMAYELİ ŞİRKET KURULDU: Aralık ayında kurulan yabancı ortak sermayeli şirketin 802’si Türkiye, 155’i Rusya Federasyonu, 92’si İran ortaklı olarak kuruldu. Kurulan bin 539 yabancı ortak sermayeli şirketin 165’i anonim, bin 374’ü limitet şirkettir. 2022 yılında kurulan şirketlerin 3 bin 70’i belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret, bin 43’ü gayrimenkul acenteleri ve 938’i işletme ve diğer idari danışmanlık faaliyetleri sektöründe kuruldu. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 73,1’i yabancı sermayeli ortak payını oluşturdu.”

  • TÜİK: TARIMSAL GİRDİLERDEKİ YILLIK FİYAT ARTIŞI YÜZDE 121,49 OLDU

    TÜİK: TARIMSAL GİRDİLERDEKİ YILLIK FİYAT ARTIŞI YÜZDE 121,49 OLDU

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; tarımsal girdi fiyatları, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,38 arttı. Tarımsal girdi fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 121,49 oldu.

    TÜİK, kasım ayı tarımsal girdi fiyat endeksini bugün açıkladı. Buna göre; tarımsal girdi fiyatlarında, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,38, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 101,69, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 121,49 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 112,41 artış gözlendi.

    TARIMDA KULLANILAN MAL VE HİZMET ENDEKSİNDE ARTIŞ YÜZDE 124,51

    TÜİK verilerine göre, ana gruplarda bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 4,37 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksi yüzde 101,22, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksi yüzde 124,51 arttı.

    AYLIK EN FAZLA ARTIŞ DİĞER MAL VE HİZMETLER GRUBUNDA HESAPLANDI

    Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, yüzde 1,95 ile enerji ve yağlar ve yüzde 0,53 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 8,77 ile diğer mal ve hizmetler ve yüzde 6,12 ile malzemeler oldu.

    EN YÜKSEK YILLIK ARTIŞ BİNA BAKIM MASRAFLARINDA

    Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 37,93 ile veteriner harcamaları ve yüzde 65,59 ile makine bakım masrafları oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 172,05 ile enerji ve yağlar ve yüzde 151,15 ile bina bakım masrafları oldu.

  • TÜİK: YURT DIŞI ÜRETİCİ FİYATLARI ARALIK AYINDA YÜZDE 2,7 ARTTI

    TÜİK: YURT DIŞI ÜRETİCİ FİYATLARI ARALIK AYINDA YÜZDE 2,7 ARTTI

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yurt dışı üretici fiyatları aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,77 arttı. Yurt dışı üretici fiyatlarının bir önceki yıla göre artış oranı ise yüzde 49,90 oldu.

    TÜİK, aralık ayına ilişkin Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, kasım ayında yıllık yüzde 83,66 olan YD-ÜFE, aralık ayında yüzde 2,77’lik artışa rağmen baz etkisiyle yıllık yüzde 49,90’a geriledi. TÜİK’in bugün açıkladığı veriler şöyle:

    “YURT DIŞI ÜRETİCİ FİYATLARI ARALIKTA YÜZDE 2,77 ARTTI: YD-ÜFE, aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,77, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,90, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,90 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 97,45 arttı.

    İMALAT AYLIK YÜZDE 2,79 ARTTI: Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,74, imalatta yüzde 2,79 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,05 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 4,03 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 2,89 artış, enerjide yüzde 3,32 azalış, sermaye malında yüzde 4,19 artış gözlendi.

    AYLIK BAZDA FİYATLARIN AZALDIĞI TEK SEKTÖR RAFİNE PETROL ÜRÜNLERİ: Aylık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 3,32 ile kok ve rafine petrol ürünleri oldu. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 12,15, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 5,49, motorlu kara taşıtları, römork ve yarı römork yüzde 5,13 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

    İMALATTA AYLIK ARTIŞ YÜZDE 2,79: Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,74, imalatta yüzde 2,79 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,05 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 4,03 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 2,89 artış, enerjide yüzde 3,32 azalış, sermaye malında yüzde 4,19 artış hesaplandı.

    RAFİNE PETROL ÜRÜNLERİ YILLIK YÜZDE 83,46 ARTTI: YD-ÜFE sektörlerinden metal cevherleri yüzde 28,56, giyim eşyası yüzde 35,47, diğer ulaşım araçları yüzde 37,95 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 83,46, diğer metalik olmayan mineral ürünler yüzde 74,59, ağaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) yüzde 69,21 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.”

  • TÜRKİYE’DE 2022 YILINDA 3 TRİLYON 708 MİLYAR LİRALIK HARCAMA YAPILDI

    TÜRKİYE’DE 2022 YILINDA 3 TRİLYON 708 MİLYAR LİRALIK HARCAMA YAPILDI

    “Türkiye’de Kartlı Ödemeler 2022” araştırmasına göre, geçen yıl Türkiye’deki toplam banka ve kredi kartı sayısı yüzde 17’lik bir artışla 340 milyon adede yükseldi. 340 milyon adet kartla 3 trilyon 708 milyar liralık harcama yapıldı. Bu hacim içinde kredi kartı ile yapılan harcamalar da 2 trilyon 954 milyar TL oldu.

    Garanti BBVA Ödeme Sistemleri, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve MasterCard verileri üzerinden yaptığı “Türkiye’de Kartlı Ödemeler 2022” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Türkiye’de banka ve kredi kartı sahipliği oranı, kart harcamalarındaki eğilim ve gelişim, e-ticaret hacmindeki artış, kart kullanımındaki demografik dağılımını inceleyen araştırmanın sonuçları şöyle:

    15 YAŞ ÜSTÜNÜN BANKACILIK SİSTEMİNE KATILIMI ARTIYOR: 2022 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de 15 yaş nüfus içinde banka hesabı olanların oranı yükseliyor. Bir önceki yıl yüzde 82 olan bu oran, 2022 yılında yüzde 86’ya ulaşırken, Avrupa’da ortalama yüzde 97 seviyesinde bulunuyor.

    NAKİT KULLANIMI AZALIYOR: Finansal sisteme katılımın yükselmesiyle banka ve kredi kartı sahipliği de her yıl artarken, nakit kullanımı azalıyor ve kartlı ödeme alışkanlığı da giderek güçleniyor. Türkiye’de 2021 yılında kartlı ödemelerin toplam hane halkı harcamaları içindeki payı yüzde 40 iken bu oran 2022 yılında yüzde 42 seviyesine ulaştı.  

    KARTLA 3,7 TRİLYON TL HARCAMA YAPILDI: 2022 yılı sonu itibarıyla Türkiye’deki toplam banka ve kredi kartı adedi yüzde 17 arttı ve 340 milyon adede yükseldi. 99 milyon kredi kartı, 241 milyon banka kartı mevcut. Kartlarla yapılan alışveriş harcamalarının 3 trilyon 708 milyar TL’ye ulaştığı, bu hacim içinde kredi kartı ile yapılan harcamaların da 2 trilyon 954 milyar TL oldu. Bu toplam harcama rakamı, aynı zamanda, 2021 yılına göre yüzde 116 gibi ciddi oranda bir artışı da ifade ediyor. 2021’de kartla yapılan harcama toplamı 1 trilyon 712 milyar TL düzeyindeydi.

    KREDİ KARTI HARCAMALARININ 75,4’Ü PEŞİN YAPILDI: 2022 yılında kredi kartı ile yapılan harcamaların yüzde 75,4’ü peşin, yüzde 24,6’sı taksitli olarak gerçekleşti. Kredi kartıyla yapılan e-ticaret harcamaları bir önceki yıla göre daha fazla taksit yapıldı. 2022 yılında taksitli alışverişte e-ticaret payı yüzde 50,2’ye yükseldi. 2021’de bu oran yüzde 44,5 idi.

    KARTLAR EN ÇOK MARKET VE AVM’LERDE KULLANILDI: 2022 yılında kredi kartlarının en fazla kullanıldığı kategori yüzde 19 ile market ve AVM’ler oldu. Özellikle pandemi sonrası evlerden dışarı çıkma eğilimi AVM harcamalarını arttırdı. Bunu yüzde 9 ile akaryakıt, yüzde 8 ile elektronik kategorisi takip etti. Diğer taraftan kartla yapılan harcamalarda en yüksek artış, yine pandemi sonrası seyahat eğiliminin artmasıyla beraber, yüzde 229 oranla havayolları sektöründe gerçekleşti. Akaryakıt yüzde 184, yeme-içme yüzde 157 artışla havayollarını takip etti. Pandemi sonrası daha fazla seyahat etme, AVM’lerde harcama yapma gibi dışarıdaki aktivitelere yönelik harcamaların artmış olduğu göze çarpıyor. Kartlı harcamalardaki en düşük artış ise yüzde 45 ile telekomünikasyon sektöründe görüldü. 

    TEMASSIZ ÖDEME İLK TERCİH HALİNE GELDİ: Özellikle pandemi döneminde öne çıkan kartla temassız ödeme alışkanlığı giderek güçlendi. Buna göre 2021’de 2,5 milyar olan temassız işlem adedi, 2022 sonu itibarıyla yaklaşık 4 milyar adede ulaşarak 1 yılda yüzde 58 arttı. Diğer taraftan 2022 yılında kartla yapılan yüz yüze işlemler içindeki temassız işlemlerin payı da ortalama yüzde 57’ye ulaştı.  

    E-TİCARET HARCAMALARININ TOPLAM HARCAMALAR İÇİNDEKİ ARTIŞ HIZI DÜŞÜYOR: Türkiye’de e-ticaret sektörü büyümesini sürdürürken toplam harcamalar içindeki artış hızı düşüyor. 2022 yılında e-ticaret sektöründeki harcama hacmi 860 milyar TL’ye ulaştı ve bu rakamın toplam kartlı harcamalar içindeki ağırlığı yüzde29,1’e yükseldi. E-ticaret harcamalarının önceki yıllardaki artış trendi incelendiğinde, özellikle pandeminin yaşandığı dönemi de kapsayan zaman dilimine bakıldığında, 2018’de yüzde17,4 olan e-ticaret harcamalarının toplam harcamalar içindeki oranının 2021 yılında yaklaşık 10 puanlık artış ile yüzde 27,6 seviyesine geldiği görülüyor. Ancak pandemi sonrasına bakıldığında e-ticaret harcamalarının toplam harcamalar içindeki artış trendi 2021’den 2022’ye 1,5 puanla daha düşük bir artış hızı kaydediyor. Pandeminin sona ermesiyle beraber AVM harcamaları gibi fiziksel olarak lokasyon bazlı yapılan harcamaların artması, e-ticaret harcamalarının artış hızının düşmesinde öne çıkan sebepler arasında gösteriliyor.”

     

  • MERKEZ BANKASI, POLİTİKA FAİZİNİ YÜZDE 9’DA SABİT TUTTU

    MERKEZ BANKASI, POLİTİKA FAİZİNİ YÜZDE 9’DA SABİT TUTTU

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) yılın ilk toplantısını yaparak, ekonomistlerin beklentisi doğrultusunda politika faizini yüzde 9 seviyesinde sabit tuttu. TCMB geçen yılın ilk 7 ayında faizi 14 seviyesinde tutmuş, ağustos ayından itibaren indirime gitmiş, 24 Kasım’da ise yüzde 9’da sabitlemişti.

    Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu yönetiminde yapılan PPK toplantısının ardından saat 14.00’de yılın ilk faiz kararı açıklandı. Merkez Bankası politika faizini yüzde 9 seviyesinde sabit tuttu.

    ORTA VADELİ FAİZ HEDEFİ YÜZDE 5

    Merkez Bankası, aralıkta yaptığı yazılı açıklamada, orta vadeli faiz hedefinin yüzde 5 olduğunu belirtmişti. Açıklamada, “TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir” denilmişti.

    2022 AYLIK TABLOSU

    Kurul, 20 Ocak 2022’deki geçen yılın ilk toplantısında, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. Onu takip eden 7 toplantıda (17 Şubat 2022, 17 Mart 2022, 14 Nisan 2022, 14 Nisan 2022, 26 Mayıs 2022, 23 Haziran 2022 ve 21 Temmuz 2022) politika faizi yüzde 14 düzeyinde sabit tutuldu.

    PPK, geçen yıl ağustos ayındaki toplantıda ise politika faizini indirmeye başladı. Kurulun son kararları şöyle:

    18 Ağustos 2022: Faiz oranının yüzde 14’ten yüzde 13’e indirildi.

    22 Eylül 2022: Politika faiz oranının yüzde 13’ten yüzde 12’ye indirildi.

    20 Ekim 2022: Faiz oranı yüzde 12’den yüzde 10,5’e indirildi.  

    24 Kasım 2022: Faiz oranının yüzde 10,5’ten yüzde 9’a indirildi.

    22 Aralık 2022: Politika faiz oranı yüzde 9’da sabit tutuldu.

     

  • Hamsinin tezgahtaki fiyatı yüz güldürdü!

    Hamsinin tezgahtaki fiyatı yüz güldürdü!

    Edirne Balık Pazarı’nda sezon başında kilosu 50 liradan satılan hamsinin fiyatı, bugün 25 liraya kadar düştü.

    “BİRAZ DAHA DÜŞMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ”

    Edirneli balıkçı Yusuf Çimen, hamsi fiyatının daha da düşeceğini belirterek şunları söyledi: “Havaların soğumasıyla birlikte hamsi fiyatı aşağı indi. Hamsi bolluğu başladı. 80 liraya da hamsi var ama boy farkı var, Karadeniz’den geliyor. İnce hamsi var, o da 25 liraya kadar düştü. Sezon başında 50 liraydı, 40-30-25’e kadar düştü. Biraz daha düşmesini öngörüyoruz. Lodos ve poyrazın artmasıyla birlikte balıkları etkiliyor. Daha az balık gelecek, tezgahlar küçülecek, balıklar olmayacak, fiyatlar mecburen yüksek olacak. Ne kadar çok balık, o kadar az para. Ne kadar az balık, o kadar çok para.”

  • ADMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TOSYALI: “ARTAN ENERJİ MALİYETLERİ REKABETÇİLİĞİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEDİ. BU NEDENLE İHRACATIMIZ HEDEFLERİMİZİN ALTINDA KALDI”

    ADMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TOSYALI: “ARTAN ENERJİ MALİYETLERİ REKABETÇİLİĞİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEDİ. BU NEDENLE İHRACATIMIZ HEDEFLERİMİZİN ALTINDA KALDI”

    Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Üretimde enerjiyi yoğun kullanan bir sektörüz. Artan enerji maliyetleri rekabetçiliğimizi olumsuz etkiledi. Bunun neticesinde 2022 yılında ihracatımız da hedeflerimizin altında kaldı. Rusya-Ukrayna savaşının da sektörümüze olumsuz etkilerini yaşadık. Bu yüzden ısrarla yeşil dönüşüm ve yenilenebilir enerji kullanımının önemine vurgu yapıyoruz” dedi. 

    ADMİB Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, yazılı bir açıklama yaparak, demir-çelik sektörünün durumunu ve 2023 yılı öngörülerini paylaştı. Yaşanan krizler nedeniyle dünya genelinde demir-çelik sektörlerinin durgunluk dönemi yaşadığını belirten Tosyalı, Türkiye çelik sektörünün de 2022 yılını yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar ihracatla kapattığına dikkati çekti.

    Tosyalı’nın sektöre ilişkin değerlendirmeleri ve beklentileri şöyle:

    “ÇELİK İHRACATI YÜZDE 8,2 AZALDI: ADMİB’nin 2022 yılında yapılan ihracat rakamları incelendiğinde demir ve demir dışı metaller sektöründen yapılan ihracat yüzde 6,7 artışla 901 milyon dolar, çelik sektöründen yapılan ihracat ise yüzde 8,2 azalışla 2 milyar 618 milyon dolar oldu.

    ARTAN ENERJİ MALİYETLERİ İHRACAT HEDEFLERİNİ OLUMSUZ ETKİLEDİ: Türk demir-çelik sektörünün 2021 yılını ihracatta rekor kırarak kapattı. 2022 yılına da aynı ivmeyle başladı. Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, artan korumacılık önlemleri, enerji fiyatlarındaki yüksek artışlar gibi nedenlerle yılın geri kalanı sektör için olumsuz geçti.

    ÇELİK SEKTÖRÜ YÜZDE 5,3 DÜŞÜŞLE 21,1 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPTI: Dünya genelinde demir-çelik sektörleri durgunluk dönemi yaşanıyor. 2022 yılını Türk çelik sektörü olarak yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar ihracatla kapattık. Demir ve demir dışı metallerde ise yüzde 16,4 artışla 14,4 milyar dolar ihracatla tamamladık. Üretimde enerjiyi yoğun kullanan bir sektörüz. Doğal olarak enerjideki fiyat artışları maliyetlerimizi ciddi oranda artırdı. Artan enerji maliyetleri rekabetçiliğimizi olumsuz etkiledi. Bunun neticesinde ihracatımız da hedeflerimizin altında kaldı. Rusya Ukrayna savaşının da sektörümüze olumsuz etkilerini yaşadık. Öte yandan, Rusya ve Ukrayna’nın etkinliğinin azalması ile Kuzey Afrika ve Orta Doğu pazarları ile Kuzey Amerika pazarlarındaki çelik talebinin canlandığını gözlemlemeye başladık. Türk çelik ihracatçıları olarak bu fırsatı değerlendirmek istiyoruz.

    İLK 10 ÜLKE ARASINDA İHRACATTA EN FAZLA ARTIŞ BULGARİSTAN’DA KAYDEDİLDİ: 2022 yılı ülkeler bazında incelendiğinde Türkiye genelinden yapılan demir-çelik ihracatında en başarılı ülke 2,9 milyar dolar ile Almanya oldu. Bu ülkeyi, 2,1 milyar dolar ile ABD, 2 milyar dolar ile İtalya,1,9 milyar dolar ile İsrail ve 1,6 milyar dolar ile Romanya izledi. İlk 10 ülke arasında ihracatta en fazla artış yüzde 41 ile Bulgaristan’da kaydedildi. ADMİB’in 2022 yılı ihracatı ülkelere göre incelendiğinde; İsrail’in 237,4 milyon dolar ile ilk sırada olduğu görüldü. Bu ülkeyi, 225,4 milyon dolarla Mısır, 210,5 milyon dolarla Irak, 206,8 milyon dolarla ABD ve 201,5 milyon dolarla Almanya takip etti. İlk 10 ülke arasında en fazla artış yüzde 56 ile ABD’ye gerçekleşti.

    DEMİR ÇELİK ÇUBUĞUN İHRACATI 4,4 MİLYAR DOLARI BULDU: Türkiye demir ve demir dışı metaller- çelik sektörlerinin 2022 yılı sektörel ihracatı ürün grubu bazında incelendiğinde; demir çelik çubuğun yaklaşık 4,4 milyar dolar ile ilk sırada yer aldığı görüldü. Bu ürünü 3,5 milyar dolar ile demir çelik diğer, 2,5 milyon dolar ile demir çelik boru, 2,4 milyar dolar ile alüminyum çubuk-profiller ve 2,3 milyar dolar ile demir çelik inşaat aksamı izledi. ADMİB’in 2022 yılı ihracatı ürün gruplarına göre incelendiğinde ise demir çelik boru 716,8 milyon dolar ihracatı ile ilk sırada yer aldı. Bu ürünü 511 milyon dolarla demir çelik yassı kaplama, 262,8 milyon dolarla demir çelik inşaat aksamı, 247,4 milyon dolar demir çelik çubuk, 235,1 milyon dolarla adi metallerden diğer eşya mobilyalar grubu takip etti.

    SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR REKABET GÜCÜ SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ: 2023 yılında da korumacılık önlemleri ve enerji maliyetlerindeki artışların yine gündemi meşgul edecek. Çelik sanayinde yoğun olarak tüketilen enerjinin üretim maliyetleri içindeki payı arttıkça rekabet gücümüz de olumsuz etkileniyor. Bu yüzden ısrarla yeşil dönüşüm ve yenilenebilir enerji kullanımının önemine vurgu yapıyoruz. Avrupa Birliği gibi yenilenebilir enerji kullanımının yoğun olduğu ülke ve bölgelerle kıyaslandığımızda dezavantajlarımızın olduğunu düşünüyoruz. Sanayide yenilenebilir enerji kullanım ağırlığını mutlaka artırmamız gerekiyor. Birlik olarak üye firmalarımızla bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Demir-çelik sektöründe enerjinin temiz olarak üretimine imkân veren hidrojen kullanımı üzerine 2023 yılında çalışmalar yapacağız. Demir-çelik sanayimiz, serbest piyasa koşulları içerisinde rakipleriyle rahatça rekabet edecek güce sahip bulunuyor. Bu nedenle temel amacımız sektörümüzün küresel düzeyde sürdürülebilir bir rekabet gücü elde etmesini sağlamak olacak.”

  • REKABET KURUMU, 5 KOZMETİK FİRMASINA REKABET SORUŞTURMASI BAŞLATTI

    REKABET KURUMU, 5 KOZMETİK FİRMASINA REKABET SORUŞTURMASI BAŞLATTI

    Rekabet Kurumu, kozmetik sektöründe faaliyet gösteren beş firma hakkında yeniden satış fiyatlarını tespit edip, internet satışlarını kısıtladığı gerekçesiyle soruşturma başlattı. 

    Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yer alan duyuruya göre, kozmetik ve kişisel bakım ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Biota Bitkisel İlaç ve Kozmetik Laboratuarları AŞ, Colastin Sağlık Ürünleri AŞ, Gerçek Kozmetik San. ve Tic. Ltd. Şti, Kozmoklinik Kozmetik ve Medikal Ürünler Paz. ve Tic. AŞ ve MOT Grup Bilişim Ltd. Şti. hakkında yeniden satış fiyatlarını tespit edip, internet satışlarını kısıtlayarak Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği iddiasına yönelik yürütülen ön araştırma, Rekabet Kurulu tarafından karara bağlandı.

    Ön araştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli buldu ve soruşturma açılmasına karar verildi.  

    Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar” başlığı altındaki bölümde yer alan 4’üncü maddesi şöyle:

    “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.”