Kategori: Ekonomi

  • İSTANBUL MOBİLYA FUARI İKİNCİ KEZ KAPILARINI AÇTI. HİCARCIKLIOĞLU: HEDEFİMİZ DÜNYANIN İLK 5 İHRACATÇISI ARASINA GİREBİLMEK”

    İSTANBUL MOBİLYA FUARI İKİNCİ KEZ KAPILARINI AÇTI. HİCARCIKLIOĞLU: HEDEFİMİZ DÜNYANIN İLK 5 İHRACATÇISI ARASINA GİREBİLMEK”

    Mobilya sektörünün önde gelen firmalarının buluştuğu dünyanın 3’üncü büyük fuarı olan İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF), ikinci kez kapılarını açtı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Hedefimiz dünyanın ilk 5 ihracatçısı arasına girebilmek” dedi.

    Dünya mobilya sektörünün en önemli buluşmalarından, sektör liderlerini bir araya getiren ve 3 milyar dolarlık ihracat hacmi oluşturmayı hedefleyen IIFF, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi ile İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) aynı anda kapılarını açtı. 6 gün boyunca dünya mobilya sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirecek fuar, Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım AŞ ve Mos Fuarcılık AŞ iş birliği ve Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) desteği ile düzenlendi. Fuar bu yıl 28 salonda binden fazla katılımcı firma ve 3 binin üzerinde markaya ev sahipliği yapacak. 140 binden fazla ziyaretçinin gelmesi beklenen fuarda bu yıl Türk firmalarının yanı sıra 10 farklı ülkeden 100’e yakın yabancı katılımcı da yer alıyor.

    Fuarın açılışı MOSFED Başkanı Ahmet Güleç’in ev sahipliğinde Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Başkanı Şekib Avdagiç ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ile sektör temsilcilerinin katılımıyla yapıldı. Açılışta yapılan konuşmalarda mobilya ihracatında ilk 5’e girmenin yolunun AB ve ABD pazarından geçtiği belirtildi. 

    TURAGAY: İHRACATIMIZI DAHA DA YUKARILARA ÇIKARTACAK ÖNEMLİ PROJELERİ DEVREYE ALMALIYIZ

    Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, sektörün 4 milyar doların üzerindeki ihracat ile cari açığın önlenmesine büyük katkı sunduğunu belirtti. Turagay, şunları söyledi:

    “Sektör önüne koyduğu hedeflerle dünyada ihracatta ilk 5’e girmeye aday. Özellikle üretim, tasarım başarısıyla 200 ülkeye ihracat yapıyor. İhracat pazarlarını çeşitlendiren sektörümüzün geleceği çok parlak. Mobilya sektörünün AB ülkeleri arasında örneğin Almanya yılda 16 milyar dolarlık ithalat yaparken Türkiye’den ise sadece 400 milyon dolarlık ithalat gerçekleştiriyor. Bu ülke ve diğer AB ülkelerine ihracatımızı daha da yukarılara çıkartacak önemli projeleri devreye almalıyız. Bir diğer önemli pazar ise ABD. Mobilya ithalatında önemli bir ülke. Yılda yaklaşık 70 milyar dolarlık mobilya ithalatı yapıyor. Bizim bu ülkeye mobilya ihracatımız 240 milyon dolar. Bu rakamları daha da yukarlara çıkarmalıyız. Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı 2023 ile Türk mobilya sektörü, en büyük global buluşmalarından birine imza atıyor. Bu fuar hem sektörün gelişmesine önemli katkı sunacak hem de sektörün büyük pazarlara ulaşmasını ve tanınmasını sağlayacak.” 

    HİSARCIKLIOĞLU: HEDEFİMİZ DÜNYANIN İLK 5 İHRACATÇISI ARASINA GİREBİLMEK

    TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da fuarın açılışında yaptığı konuşmada, İstanbul Mobilya Fuarı’nın 6 gün boyunca binin üzerinde katılımcısıyla mobilya sektörünün önemli aktörlerini bir araya getireceğini söyledi. Avrupa’nın öncü fuarlarından biri haline gelen fuarın her yıl üzerine koyarak devam ettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:

    “Mobilya sektörünün ülkemiz ekonomisindeki önemini hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin neredeyse her bölgesinde 40 bine yakın üreticimiz bulunuyor. Ürün çeşitliliği ve ihracat yapılan ülke sayısı bakımından sektörümüz, ülkemizi dünyada gururla temsil ediyor. İhracatımız hem miktar hem de değer olarak her yıl önemli oranda artıyor. Geçtiğimiz dönem, pandemiye rağmen, mobilya sektörü bir başarı hikayesi yazdı. 2022 yılında toplam 4,7 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştık. Bu büyük başarı ve atılımın mimarları olan, bu salonu dolduran değerli iş insanlarına, firmalarımıza ve girişimcilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Hedefimiz dünyanın ilk 5 ihracatçısı arasına girebilmek. Bunun için de dünyadaki gelişmeleri yakından takip edebilmeliyiz. İşte e-ticaret bunun en güzel örneği. Bakın 2026 yılına kadar dünyada e-ticaret hacminin 5 trilyon doları geçmesi bekleniyor. Yani çok ciddi bir pazar sektörümüzü bekliyor. Ancak Türkiye’nin sınır ötesi e-ticaretten, yani e-ihracattan aldığı pay çok düşük. Geçtiğimiz yıl, Ticaret Bakanımız Mehmet Muş tarafından ‘Yeni Nesil İhracat Destekleri’ adında bir program yayımlandı. Bu destek programı, finansmana erişimin bu denli zorlaştığı bir zamanda e-ihracatçımıza nefes aldıracak. Mobilya sektörümüzün de bu destek programını kullanarak, sınır ötesindeki müşterilere odaklanmasını faydalı buluyorum.” 

    AVDAGİÇ: POTANSİYELİMİZİ EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİP ÇAĞIN ŞARTLARINA UYARLADIK

    Türkiye’nin mobilyada sektörel üstünlüğünü ispatlayan Avrupa’nın en büyük fuarını açtıklarını belirten İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Bu fuar, gerçekten o kadar büyük ki, İstanbul’un iki önemli fuar merkezinde eş zamanlı düzenleniyor. Bu durum bize iki gerçeği gösteriyor: Birincisi; mobilya sektöründe yıllardan beri var olan potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirip çağın şartlarına uyarladık. Böylece sadece imalatta değil, tasarımda ve farklı kategorilerde ihtiyaçları karşılayacak çeşitlilikte üretim yapma kapasitesine ulaştık. İkincisi ise fuarcılık altyapımızı sektörlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak büyüklüğe eriştirmek, artık zorunluluk haline geldi” dedi.

    GÜLEÇ: BU SENE, İKİ FUAR ALANI DA YETMEDİ, ÇADIR İMKANINI DA SUNDUK

    MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, “Radikal bir kararla geçen sene başladığımız ‘tek fuar iki merkez’ mottosu, sektörün, birlik olunca zoru kolay yaptığını gösterdi. Bu sene, iki fuar alanı da yetmedi, çadır imkanını da sunduk. Bugün bir rekora daha imza attık. 200 bin metre kare alana ulaştık. Ancak durmayacağız, sektörümüz gibi fuarımız da büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

    Konuşmasında mobilya sektörünün son 10 yılda global pazarlarla rekabet ederek önemli bir mertebeye eriştiğini aktaran Ahmet Güleç, şöyle devam etti:

    “Geçen yıl ihracatımızı yüzde 10 artırdık. Ancak asıl odaklanmamız gereken geride kalan beş yılda ihracatımızı yüzde 110 artırmış olmamız. Bu süreçte; global rekabete dahil olarak şirketlerimizi ve sektörümüzü güçlendirdik, en çok ihracat yapan ilk 8 ülkeden birisi olduk, en çok ürün çeşitliliği ile üretim yapan ABD, Çin ve İtalya’nın ardından 4. ülke olduk. Rekabetçilik güdümüz, bizi bu noktaya getirdi. Şimdi gelecek 5 yıl için plan yapıyoruz. Bizi hedeflere ulaştıracak adımların başında, gelişmiş pazarlarda derinleşmek ve güçlü pazarlarımızda daha da gelişmek var. Bu hafta burada 5 kıtadan, 7 bölgeden ve 100 farklı ülkeden alıcı ve profesyoneli ağırlayacağız. Yine Bakanlığımızın desteği ile 100 ülkeden alım heyeti organize ettik. Toplamda 128 salonda 150 bine yakın misafiri, toplam 200 bin metre kare fuar alanında ağırlayacağız. Bu veriler, gelecek vizyonumuza yönelik atılan oldukça önemli adımlar. Cumhuriyetimizin 100. yılında 6 milyar dolar ihracat hedefinin ilk tohumları bu hafta içinde atılacak. Atılan tüm atımlarda, sektörün tüm paydaşlarının önemli katlıları var.” 

  • REKABET KURULU, NAOS İSTANBUL KOZMETİK’E 4 MİLYON 965 BİN 727 TL İDARİ PARA CEZASI KESTİ

    REKABET KURULU, NAOS İSTANBUL KOZMETİK’E 4 MİLYON 965 BİN 727 TL İDARİ PARA CEZASI KESTİ

    Rekabet Kurulu, NAOS İstanbul Kozmetik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin Rekabet Kanunu’na aykırı davrandığını tespit etti. Uzlaşmayla son bulan soruşturma sonucunda şirkete, yüzde 25 indirim uygulanarak 4 milyon 965 bin 727,30 TL idari para cezası kesildi.

    Rekabet Kurumu, NAOS İstanbul Kozmetik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile ilgili soruşturmanın sonucunu bugün duyurdu. Buna göre; Rekabet Kurulu, şirket hakkında Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespiti amacıyla 20 Ekim 2022’de soruşturma başlattı. Firma, 29 Aralık 2022’de uzlaşmak istediğini bildirdi. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği tespit edilen şirkete idari para cezası verilmesi kararlaştırıldı. Uzlaşmayla son bulan soruşturma sonucunda şirkete, yüzde 25 indirim uygulanarak 4 milyon 965 bin 727,30 TL idari para cezası uygulandı.

    4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar” başlığı altındaki bölümde yer alan 4’üncü maddesi şöyle:

    “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.”

  • BES/AR’IN ARAŞTIRMASINA GÖRE, ARALIK AYINDA AÇIKLANAN ASGARİ ÜCRET, AÇLIK SINIRININ 998 TL ALTINDA KALDI

    BES/AR’IN ARAŞTIRMASINA GÖRE, ARALIK AYINDA AÇIKLANAN ASGARİ ÜCRET, AÇLIK SINIRININ 998 TL ALTINDA KALDI

    Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi’nin (BES/AR) araştırmasına göre; aralık ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 9 bin 504 TL, yoksulluk sınırı 30 bin 964 lira oldu. Bekar bir çalışanın yaşam maliyetinin ise 12 bin 830 TL olduğu hesaplandı.

    Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Büro Emekçileri Sendikası, aralık ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını açıkladı. Buna göre; aralık ayında açlık sınırı, 9 bin 504 lira olarak ölçüldü ve 1 Ocak itibariyle 8 bin 506 TL olarak uygulanan asgari ücretin 998 lira üzerinde kaldı. Tüm kamu emekçilerine, asgari ücretlilere ve emeklilere insanca yaşayacak bir ücret talebinin yinelendiği BES/AR’ın araştırması şöyle:

    “AÇLIK SINIRI 10 BİN LİRAYA DAYANDI: Gıda maddeleri fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı, Aralık 2022 için 9 bin 504 liradır.

    YOKSULLUK SINIRI 30 BİN LİRAYI AŞTI: Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı, kısacası yoksulluk sınırı 30 bin 964 lira; bekar bir çalışanın yaşam maliyeti ise 12 bin 830 lira oldu.

    KAMU ÇALIŞANLARI AÇLIK SINIRININ ALTINDA MAAŞ ALIYOR: Kamuda 10 yıllık sözleşmeli, eşi çalışan ve evli, iki çocuklu bir emekçi, gelir vergisi kesintileriyle birlikte 7 bin 430 lira ücret ile açlık sınırının altında hayatını ancak idame ettiremeye çalışıyor. Kamuda 20 yıllık şef kadrosunda, eşi çalışmayan, iki çocuklu bir emekçi, aralık ayı gelir vergisi kesintileriyle birlikte 11 bin 924 lira ücret ile açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırının yaklaşık üçte biri ücret ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor.”

  • TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ BAŞKANI BENLİ: “MEDİKAL ENFLASYON, SEKTÖRÜ ÖNGÖRÜLEMEYECEK MALİYETLERLE KARŞI KARŞIYA BIRAKTI”

    TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ BAŞKANI BENLİ: “MEDİKAL ENFLASYON, SEKTÖRÜ ÖNGÖRÜLEMEYECEK MALİYETLERLE KARŞI KARŞIYA BIRAKTI”

    Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, “Medikal enflasyonun yüzde 164’e çıkması primleri de etkiledi. Tıbbi malzemelerin fiyat standardizasyonundaki belirsizlikler sigorta şirketlerini, düzenlenen poliçeler açısından öngörülemeyecek maliyetlerle karşı karşıya bıraktı. Geleceğe yönelik enflasyon tahminleri için Tüketici Fiyat Endeksi’ni (TÜFE) takip eden sigorta sektörü, bu artışla beraber büyük bir belirsizliğin ortasında bırakılmış oldu” dedi.   

    Sigorta şirketlerinin tazminat yükünün arttığını ve öngörülebilirliğin olumsuz etkilendiğini belirten TSB Başkanı Benli, bugün yaptığı yazılı açıklamayla sektörün içinde bulunduğu durum hakkında bilgi verdi ve çözüm talebinde bulundu. Benli’nin açıklaması şöyle:

    “PRİM HESAPLAMALARI VARSAYIMLARLA BELİRLENİYOR: Sigorta şirketleri finans sektörünün en önemli oyuncuları arasında yer almasının yanı sıra yüksek risk altına imza atan sektörlerin başında bulunuyor. Kasko ve trafik sigortaları gibi ‘Hayat Dışı Branş’ın bir parçası olan sağlık sigortası ürünlerinde prim hesaplamaları hasar frekansı ve tazminat yükünün yanı sıra geçmiş yıllardaki gelişmelere ve muhtemel değişikliklere dayalı varsayımlardan yola çıkılarak oluşturuluyor.

    MALİYETLER ÖNGÖRÜLEMİYOR: Sigortacılık, 12 ay boyunca kendisine tazminat üretecek ürünün fiyatını, her gün artan maliyetlere göre adapte etme imkânından uzak. Referans alınan kriterlerde uygulanan değişiklikler ya da tarifeleri etkileyecek beklenmeyen gelişmeler ve tıbbi malzemelerin fiyat standardizasyonundaki belirsizlikler sigorta şirketlerini, düzenlenen poliçeler açısından öngörülemeyecek maliyetlerle karşı karşıya bıraktı.

    MALİYETLER VE PRİMLER ARASINDAKİ FARK AÇILDI: Sigorta şirketleri, özel sağlık sigortasına ilişkin hizmet alım sözleşmelerinde Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yayınlanan referans tabloyu dikkate alıyorlar. Ocak 2022’de yüzde 36,1’lik zam açıklayan TTB, 1 Temmuz 2022’de ikinci kez artış yaparak mevcut zam oranını yüzde 36,1’den yüzde 87,1e çıkardı. Böylece maliyetler ve primler arasındaki fark daha da açıldı. 2023 yılına geldiğimizde ise TTB, 1 Ocak’ta katsayıları yüzde 41,4 oranında artırdığını duyurdu. Bu katsayı artışıyla birlikte Aralık 2021 tarihine göre medikal enflasyon artış oranı yüzde 164’e çıktı. Ocak 2023 yılı aylık enflasyonunun bir önceki ay ile aynı olacağı varsayımıyla aynı dönemde TÜFE artışı ise yüzde 67 seviyesinde gerçekleşmiştir. Geleceğe yönelik enflasyon tahminleri için TÜFE’yi takip eden sigorta sektörü, bu artışla beraber büyük bir belirsizliğin ortasında bırakılmış oldu. Böylece sigorta şirketlerinin tazminat yükü arttı ve öngörülebilirlik olumsuz etkilendi. Tüm bu gelişmelerin primlere de yansıdı.

    PRİMLERİN BELİRLENMESİNDE MEDİKAL ENFLASYON ETKİLİ OLUYOR: Artan maliyet yükünün bir bölümünün sigorta şirketleri tarafından üstlenildi. Sağlık sigortaları primlerinin belirlenmesinde etkili olan en önemli faktörün medikal enflasyon; diğer bir deyişle hekim ücretleri ile ilaç, tıbbi malzeme fiyatlarındaki artışlar sonucu tanı, teşhis ve tedavi maliyetlerindeki yükselişler olduğu söylenebilir. Öte yandan, asgari ücret artışı ve döviz kuru, çalışan ücretlerini, tıbbi malzeme fiyatlarını etkilediğinden primler üzerinde dolaylı etkiye sahipler. Buna karşın, salgın sürecinde de görüldüğü gibi, sektörümüz her durumda sigortalılarına destek olmaya devam ediyor ve onların mağdur olmalarını engellemek için artış oranlarından kaynaklanan yükün bir bölümünü üstleniyorlar.”

    GEÇEN YILIN 3. ÇEYREĞİNDE SAĞLIK SİGORTALARINDA ÖDENEN TAZMİNAT TUTARI 10,2 MİLYAR LİRA OLDU 

    Yapılan açıklamanın sonunda tamamlayıcı sağlık sigortalı, özel sağlık sigortalı sayısı ve prim ücretlerine dair veriler de yer aldı.  Buna göre; Tamamlayıcı Sağlık Sigortalı sayısı 2021 yılının 3. çeyreğinde 2,2 milyon iken, 2022 yılı 3. çeyreğinde 3 milyona yükseldi. 2021 yılının 3. çeyreğinde Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda 1,7 milyar lira olan prim üretimi ise 2022 yılı 3. çeyreği itibarıyla 4,3 milyar liraya çıktı. 

    Özel Sağlık Sigortalı sayısı 2021 yılının 3. çeyreğinde 2,5 milyon iken, 2022 yılı 3. çeyreği itibarıyla 2,6 milyona yükseldi. Özel Sağlık sigortasında, 2021 yılının 3. çeyreğinde 6,5 milyar lira olan prim üretimi ise 2022 yılı 3. çeyreği itibarıyla 12 milyar liraya çıktı.

    Tüm bunların yanında sağlık sigortalarında ödenen tazminat tutarı 2021 yılı 3. çeyreğinde 5,5 milyar lira iken 2022 yılı 3. çeyreğinde 10,2 milyar lira oldu.

  • TÜİK: TRAFİĞE KAYDI YAPILAN TAŞIT SAYISI 2022 YILINDA YÜZDE 10,1 ARTTI

    TÜİK: TRAFİĞE KAYDI YAPILAN TAŞIT SAYISI 2022 YILINDA YÜZDE 10,1 ARTTI

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; geçen yıl Türkiye’de trafiğe kaydı yapılan araç sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 10,1 arttı.

    TÜİK, aralık ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini bugün açıkladı. Buna göre; Türkiye’de 2022 yılında bir önceki yıla göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 10,1 artarak 1 milyon 269 bin 912 adet oldu. Aynı dönemde trafikten kaydı silinen taşıt sayısı ise yüzde 17,1 azalarak 35 bin 585 adet oldu. Böylece 2022 yılında trafikteki toplam taşıt sayısı 1 milyon 234 bin 327 arttı. TÜİK verileri şöyle:

    “TRAFİĞE ARALIKTA 137 BİN 173 YENİ ARAÇ KATILDI: Aralık ayında 137 bin 173 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Aralık ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 41,2’sini otomobil, yüzde 37,2’sini motosiklet, yüzde 12,2’sini kamyonet, yüzde 6,4’ünü traktör, yüzde 2,1’ini kamyon, yüzde 0,5’ini minibüs, yüzde 0,3’ünü otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

    TRAFİĞE KAYDEDİLEN TAŞIT SAYISI YÜZDE 11,7 ARTTI: Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 11,7 arttı. Aralık ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre motosiklette yüzde 37,6, traktörde yüzde 12,0, minibüste yüzde 2,3, otomobilde yüzde 1,9 artarken otobüste yüzde 18,9, kamyonda yüzde 17,2, kamyonette yüzde 5,2 ve özel amaçlı taşıtlarda yüzde 1,7 azaldı.

    ARALIKTA TRAFİĞE 56 BİN 606 OTOMOBİL KAYDEDİLDİ: Aralık ayında 56 bin 506 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı. Aralık ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 14,5’i Fiat, yüzde 13,9’u Renault, yüzde 7,2’si Toyota, yüzde ,6,1’i Volkswagen, yüzde 6,0’ı Hyundai, yüzde 5,4’ü Opel, yüzde 4,3’ü Kia, yüzde 4,3’ü Mercedes-Benz, yüzde 4,1’i Peugeot, yüzde 3,9’u Dacia, yüzde 3,7’si BMW, yüzde 3,7’si Honda, yüzde 3,5’i Citroen, yüzde 3,4’ü Skoda, yüzde 2,9’u Audi, yüzde 2,4’ü Nissan, yüzde 2,2’si Ford, yüzde 1,7’si Seat, yüzde 1,4’ü Volvo, yüzde 1,2’si Suzuki ve yüzde 4,3’ü diğer markalardan oluştu.

    TRAFİĞE KAYDI YAPILAN ARAÇLAR 2021 ARALIK AYINA GÖRE YÜZDE 109,2 ARTTI: Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 109,2 artarken; aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı motosiklette yüzde 264,2, otomobilde yüzde 91,2, minibüste yüzde 84,0, kamyonette yüzde 43,2, traktörde yüzde 26,3, otobüste yüzde 24,3, kamyonda yüzde 16,9 artarken özel amaçlı taşıtlarda yüzde 19,7 azaldı.

    1 MİLYON ADEDİN ÜZERİNDE TAŞIT DEVREDİLDİ: Aralık ayında 1 milyon 106 bin 203 adet taşıtın devri yapıldı. Aralık ayında devri yapılan taşıtların yüzde 69,1’ini otomobil, yüzde 16,3’ünü kamyonet, yüzde 5,4’ünü motosiklet, yüzde 4,2’sini traktör, yüzde 2,5’ini kamyon, yüzde 1,8’ini minibüs, yüzde 0,5’ini otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

    TOPLAM TAŞIT SAYISI 26 MİLYONU AŞTI: Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı aralık ayı sonu itibarıyla 26 milyon 482 bin 847 oldu. Aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 53,9’unu otomobil, yüzde 16,2’sini kamyonet, yüzde 15,6’sını motosiklet, yüzde 7,9’unu traktör, yüzde 3,5’ini kamyon, yüzde 1,8’ini minibüs, yüzde 0,8’ini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

    ARAÇLARIN ORTALAMA YAŞI 14,8: Trafiğe kayıtlı taşıtların ortalama yaşı 14,8 olarak hesaplandı. Türkiye’de 2022 yılı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 26 milyon 482 bin 847 adet motorlu kara taşıtı için ortalama yaş 14,8 olarak hesaplandı. Ortalama yaş otomobillerde 14,0, minibüslerde 15,5, otobüslerde 15,4, kamyonetlerde 13,3, kamyonlarda 17,8, motosikletlerde 13,3, özel amaçlı taşıtlarda 14,3 ve traktörlerde 24,4’tür.

    DEVREDİLEN TAŞITLARIN ORTALAMA YAŞI 13,2: Devri yapılan taşıtların ortalama yaşı 13,2 olarak hesaplandı. Türkiye’de 2022 yılında devri yapılan 9 milyon 563 bin 925 adet motorlu kara taşıtı için ortalama yaş 13,2 olarak hesaplandı. Devri yapılan otomobillerin ortalama yaşı 14,1, minibüslerin 12,9, otobüslerin 11,3, kamyonetlerin 11,6, kamyonların 14,3, motosikletlerin 5,8, özel amaçlı taşıtların 15,4 ve traktörlerin 19,5’tir.

    2022’DE KAYDI YAPILAN ARAÇLARIN YÜZDE 0,1’İ ELEKTRİKLİ: Ocak-aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 566 bin 280 adet otomobilin yüzde 70,1’i benzin, yüzde 18,0’ı dizel, yüzde 8,5’i hibrit, yüzde 2,0’ı LPG ve yüzde 1,4’ü elektriklidir. Aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 14 milyon 269 bin 352 adet otomobilin ise yüzde 36,9’u dizel, yüzde 35,1’i LPG, yüzde 26,8’i benzin, yüzde 0,9’u hibrit ve yüzde 0,1’i elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,2’dir.

    OTOMOBİLLERİN YÜZDE 31’İ, 1300 VE ALTI SİLİNDİR HACİMLİ: Ocak-aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 566 bin 280 adet otomobilin yüzde 31,0’ı 1300 ve altı, yüzde 27,2’si 1401-1500, yüzde 24,4’ü 1301-1400, yüzde 9,3’ü 1501-1600, yüzde 5,8’i 1601-2000, yüzde 0,8’i 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

    OTOMOBİLLERDE EN ÇOK TERCİH EDİLEN RENK BEYAZ: Ocak-aralık döneminde kaydı yapılan otomobillerin 223 bin 999’u beyaz renklidir. Bu dönemde trafiğe kaydı yapılan 566 bin 280 adet otomobilin yüzde 39,6’sı beyaz, yüzde 28,8’i gri, yüzde 11,3’ü mavi, yüzde 7,7’si siyah, yüzde 7,2’si kırmızı, yüzde 2,5’i turuncu, yüzde 1,5’i yeşil, yüzde 0,7’si kahverengi ve yüzde 0,6’sı sarı renklidir.”

  • MERKEZ BANKASI: FİNANSAL HİZMETLER GÜVEN ENDEKSİ OCAKTA BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE 19,2 PUAN AZALDI

    MERKEZ BANKASI: FİNANSAL HİZMETLER GÜVEN ENDEKSİ OCAKTA BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE 19,2 PUAN AZALDI

    Merkez Bankası verilerine göre; ocak ayına ilişkin Finansal Hizmetler Güven Endeksi, bir önceki aya göre 19,2 puan azalarak 145,7 oldu. Finansal hizmetler alanındaki faaliyet gösteren kuruluşların, geleceğe dönük beklentileri de zayıfladı.

    Merkez Bankası, ocak ayına dair Finansal Hizmetler Güven Endeksi’ni bugün açıkladı. Finansal sektörde faaliyet gösteren 155 kuruluşun yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilen veriler şöyle:

    “TÜM ALT ENDEKSLER AZALIŞ YÖNÜNDE ETKİLEDİ: 2023 ocak ayında FHGE, bir önceki aya göre 19,2 puan azalarak 145,7 olarak hesaplandı. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki iş durumu, son üç aydaki hizmetlere olan talep ile gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisi olmak üzere tüm alt endeksleri, Finansal Hizmetler Güven Endeksi’ni azalış yönünde etkiledi.

    GELECEK 3 AYDA HİZMETLERE TALEBİN ARTACAĞI BEKLENTİSİ ZAYIFLADI: İş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda iş durumunda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya kıyasla zayıfladığı gözlendi. Son üç ayda hizmetlere olan talepte artış olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç ayda hizmetlere olan talepte artış olacağı yönündeki beklentilerin de zayıflayarak devam ettiği görüldü.

    İSTİHDAMDA GELECEK 3 AYA DAİR ARTIŞ BEKLENTİSİ ZAYIFLADI: İstihdama ilişkin değerlendirmelere göre, son üç aydaki istihdamda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin bir önceki döneme kıyasla güçlendiği, gelecek üç aydaki istihdamda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı gözlendi.

    SON 3 AYDA REKABET GÜCÜNDE İYİLEŞME DEĞERLENDİRMELERİ AZALDI: Rekabet gücüne ilişkin değerlendirmelere göre, yurt içi piyasalardaki rekabet gücünde son üç ayda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki döneme göre zayıfladığı, gelecek üç ayda iyileşme olacağı yönündeki beklentilerin ise bir miktar güçlendiği görüldü. Yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak, son üç ayda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç ayda iyileşme olacağı yönündeki beklentilerin güçlendiği gözlendi.

    FİNANS VE SİGORTA SEKTÖRÜNDE İKİ ALT ENDEKS AZALIŞ GÖSTERDİ: Ocak ayında, sektör sınıflamasına göre Finans ve Sigorta Faaliyetleri sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, ‘64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)’ ve ‘66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler’ sektörlerinde sırasıyla 21,1 ve 8,9 puanlık azalış olduğu, ‘65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)’ sektöründe ise 24,10 puanlık artış olduğu gözlendi.”

  • DÖKME ETİL ALKOL İTHALATINA GÖZETİM TEDBİRİ UYGULANACAK

    DÖKME ETİL ALKOL İTHALATINA GÖZETİM TEDBİRİ UYGULANACAK

    Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan tebliğe göre, tarım ürünlerinden elde edilmiş etil alkol ithalatına gözetim tedbiri uygulanacak.

    Ticaret Bakanlığı’nın ithalatta gözetim uygulanmasına ilişkin tebliği Resmî Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Buna göre, yüzde 99 veya daha yüksek saflıkta dökme etil alkolün 1,15 dolar/kilogramın altında birim gümrük değeri olanlarının ithalatı, İthalat Genel Müdürlüğü’nden alınacak gözetim belgesiyle yapılabilecek. İlgili karar şöyle:

    “Yüzde 99 veya daha yüksek saflıkta olanlar ve diğerleri başlığı altında, birim gümrük kıymeti kilogram başına 1 dolardan düşük eşyalar, ancak ticaret bakanlığınca (İthalat Genel Müdürlüğü) düzenlenecek gözetim belgesiyle ithal edilir. Gözetim belgesi Gümrük beyannamesinin tescilinde ilgili gümrük idaresince aranır. Gözetim belgelerinin geçerlilik süresi 6 aydır.”

     

  • Kripto para borsası Bitzlato’da patladı! Hesaplar donduruldu, üst düzey isimler gözaltında

    Kripto para borsası Bitzlato’da patladı! Hesaplar donduruldu, üst düzey isimler gözaltında

    Avrupa Birliği Polis Teşkilatı (Europol) koordinasyonunda gerçekleştirilen “kara para aklama” operasyonunda, aralarında kripto para borsası Bitzlato’nun üst düzey yöneticilerinin de olduğu 5 kişi gözaltına alındı. Avrupa Polis Teşkilatı’ndan (Europol) yapılan yazılı açıklamada, Hong Kong’a kayıtlı kripto para borsası Bitzlato’nun yasa dışı fonları Rus para birimi rubleye çevirerek kara para aklanmasını sağladığı bildirildi.

    ÜST DÜZEY 5 İSİM GÖZALTINA ALINDI

    Açıklamada, ABD ve Fransa polisi tarafından gerçekleştirilen ve Belçika, Güney Kıbrıs, Portekiz, İspanya ve Hollanda güvenlik birimlerinin destek verdiği operasyonda Bitzlato’nun en üst yöneticisinin ABD’de; Üst Yönetici (CEO), finans direktörü ve pazarlama direktörünün İspanya’da; bir yöneticisinin de Güney Kıbrıs’ta olmak üzere toplam 5 kişinin gözaltına alındığı aktarıldı.

    100’DEN FAZLA HESAP DONDURULDU

    Operasyon kapsamında 18 milyon euro değerinde mal varlığına el koyulduğu vurgulanan açıklamada, toplamda 50 milyon euro değerinde 100’den fazla kripto para hesabının da dondurulduğu kaydedildi. Açıklamada, Bitzlato’da yapılan toplam 2,1 milyar euro işlemin yüzde 46’sının yasa dışı fonlarla gerçekleştirildiği bilgisine yer verildi.

    YASA DIŞI FONLAR YAKLAŞIK 1 MİLYAR EUROYA DENK GELİYOR

    Çoğunlukla siber dolandırıcılık, para aklama, fidye yazılım ve çocuk istismarı suçlarından elde edilen yasa dışı fonların yaklaşık 1 milyar euroya denk geldiği ifade edilen açıklamada, Bitzlato’nun, Fransa’da kayıtlı bir firmadan kiraladığı internet sitesinin kapatıldığı kaydedildi.

  • TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: “İŞ İNSANLARI İÇİN VİZE TEMİNİNDE YAŞANAN GÜÇLÜKLER, TİCARET HACMİMİZİN ARTIŞ HIZINI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

    TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: “İŞ İNSANLARI İÇİN VİZE TEMİNİNDE YAŞANAN GÜÇLÜKLER, TİCARET HACMİMİZİN ARTIŞ HIZINI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

    Haber: YİĞİT KAZBEK – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye-AB İş Dünyası Diyaloğu Projesi” kapanış toplantısında, Gümrük Birliği ile ilgili modernizasyon müzakerelerinin bir an önce başlatılması gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, “İş insanları için vize temininde yaşanan güçlükler, ticaret hacmimizin artış hızını olumsuz etkiliyor. Sorunun, acilen çözülmesi gerekir” dedi.

    TOBB ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) iş birliğiyle düzenlenen Türkiye-AB İş Dünyası Diyaloğu Projesi (TEBD) kapanış toplantısı İstanbul’da yapıldı. Toplantıya AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, EUROCHAMBRES CEO’su Ben Butters, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu katıldı. Konferansta yer alması beklenen ancak programa katılamayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı’nın yerine ise AB Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, video-konferans yöntemiyle katıldı.

    Toplantıda, TEBD projesi kapsamındaki çeşitli programlara 250 oda ve borsanın katıldığı bilgisi verildi. Bu oda ve borsalardan 30’u ile 12 AB üyesi ülkeden 28 oda arasındaki eşleştirme projelerine hibe verildiği açıklandı. AB ve Türk iş çevrelerinin entegrasyonunu teşvik amacıyla başlatıldığı belirtilen TEBD projesi kapanış konferansında konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye-AB ilişkilerinin sağladığı iş imkanları ve zorluklara ilişkin şunları söyledi:

    “YÜKSEK ENFLASYON EKONOMİLERİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEDİ: İş dünyası olarak, Türkiye ve AB üyesi ülkelerde benzer sorunlarla uğraşıyoruz. Ukrayna’daki savaş hepimiz için hayatı çok zorlaştırdı. Yüksek enflasyon, enerji tedariki ve enerji fiyatları toplumlarımız ve ekonomilerimizi doğrudan olumsuz etkiledi. Bu süreçte, biz Türk iş dünyası olarak, AB iş dünyası ile dayanışma içinde olmamızın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Biliyorsunuz, Türkiye AB üyeliğine aday ülkedir. AB ve Türkiye arasında var olan Gümrük Birliği Anlaşması, ikili ticaretimizin güçlü temelini oluşturmaktadır.

    KARŞILIKLI TİCARET HACMİ 4 KAT ARTTI: Son çeyrek asırda, karşılıklı ticaret hacmimiz 4 kat artmıştır. 2022 yılı itibariyle, Türkiye-AB mal ticareti 196 milyar dolara ulaşmıştır. AB, Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağıdır. İthalatımızın, yaklaşık dörtte biri AB kaynaklıdır. Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 41’i de AB’ye yapılmaktadır. Türkiye AB’nin 6’ncı büyük ticaret ortağıdır. AB, Türkiye’deki dış yatırımlarında da ilk sıradadır.

    GÜMRÜK BİRLİĞİ KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ: Biz iş dünyası olarak çok daha fazlasını yapabiliriz. Bu konuda, hükümetimizin ve Avrupa Komisyonu’nun desteğine ihtiyacımız var. Bu açıdan, Gümrük Birliği kapsamının genişletilmesi ve işleyişinin iyileştirilmesinin önemli olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla, Gümrük Birliği’nin modernizasyonu müzakereleri bir an önce başlatılmalıdır. Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümü de Gümrük Birliği müzakerelerine ve Türkiye-AB İktisadi bütünleşme sürecine katkı sağlayacaktır. 

    VİZE GÜÇLÜKLERİ TİCARET HACMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR: İş insanları için vize temininde yaşanan güçlükler, ticaret hacmimizin artış hızını olumsuz etkiliyor. Sorunun, acilen çözülmesi gerekir. Öte yandan, Türkiye-AB ticaretimizde karayolu taşımacılığı hızlı mal teslimatı için ciddi bir lojistik avantaj sağlamaktadır. Ancak, var olan taşıma kotaları, ithal ve ihraç edilen malların teslimatını geciktiriyor. Maliyetleri de artırıyor. Bu sayede Avrupa tüketicisi daha pahalıya mal temin etmektedir. Karayolu taşıma kotaları sorununu çözmemiz gerekiyor.”

    TEBD etkinliğine TOBB ile ortak katkı sağlayan EUROCHAMBRES’ın CEO’su Ben Butters ise yeni ticaret rotalarının Türkiye-AB ilişkilerine yeni fırsatlar yaratacağını belirterek, özetle şunları söyledi:

    “TEDARİK ZİNCİRLERİ BİR GECEDE BU KADAR KARIŞAMAZ: Ticaret önemlidir. AB’de, Türkiye’de ve dünya çapında ekonomi ne kadar zorlu hale geldiyse, özgür ve adil ticaretin destekçilerinin bunu söylemesi o kadar büyük bir görevdir. Uluslararası ticaretin çöktüğüne ve komşularla iş birliği yapılmadığına işaret eden ‘deglobilizasyon’ gibi sözcükler giderek daha fazla duyuluyor. Ancak böyle bir yaklaşım, pratik olmayan ve benimsenmesi istenmeyen bir yaklaşımdır. AB ve Türkiye için de geçerli olan ve yıllar içinde oluşan karmaşık uluslararası tedarik zincirleri, bir gecede bu kadar karışamaz.

    EKONOMİLER DAHA GÜVENLİ TEDARİK ZİNCİRLERİ ARIYOR: Şirketler ve ekonomiler, daha kısa tedarik zincirleri ve uluslararası jeopolitik belirsizliğe karşı daha az savunmasız olan, daha güvenilir tedarik zincirleri arıyor. Bunu da AB ve Türkiye ilişkileri için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. AB-Türkiye siyasi ilişkilerinin karmaşıklığını elbette göz ardı edemeyiz. Ancak bu, uluslararası ticaretin doğası gereği değişir. Güçlü ve iyi işleyen ekonomik ilişkileri sürdürmemizin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek gerekir.”

    Toplantıya video-konferans yöntemiyle katılan AB Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan da özetle şunları söyledi:

    “SİYASİ OLARAK ÇALKANTILI DÖNEMDE İŞ DÜNYASI VERİMLİ DİYALOG KURABİLDİ: Bu projede çok önemli kazanımlar elde edildi. Ama bence bu sürecin en önemli kazanımı; Türkiye-AB ilişkilerinin bu zorlu siyasi olarak çalkantılı döneminde iş dünyasının her zaman olduğu gibi verimli diyalog kurabildiğini, birlikte çalışabildiğini ve hem Türkiye’ye hem AB’ye ortak mesajlar verebildiğini görüyoruz.

    SİYASİ GERGİNLİK TÜRKİYE’NİN AB’YE ADAYLIK PERSPEKTİFİNDEN UZAKLAŞTIRDI: Bilindiği üzere Türkiye, bir AB aday ülkesi. 1999 yılından beri de adaylık süreci işletiliyor. Ancak son dönemde siyasi ilişkilerde yaşanan gerginlik, adaylık perspektifini ve adaylık çalışmalarını uzaklaştırdı.”

    AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Türkiye-AB ilişkilerinde Gümrük Birliği’nin önemine dikkat çekerek, şöyle dedi:

    “SON BİRKAÇ YIL ZORLUKLARLA DOLUYDU: Son birkaç yıl zorluklarla doluydu. AB olarak yeşil anlaşma konusunda yoğun bir çalışma üstlendik. Türkiye ile yeşil anlaşma konusunda da kapsamlı fikir alışverişinde bulunduk ve iş birliği yaptık. Ancak geçen yıl bu uzun vadeli öncelikte zorluklarla karşılaştık. Önce Covid-19 salgını ve şimdi neredeyse bir yıldan beri Ukrayna’da süren acımasız ve yasadışı Rus saldırganlığı.

    TÜRK ŞİRKETLERİ, AVRUPA DEĞER ZİNCİRİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR: AB’nin zenginlik ve refah yaratmadaki en büyük başarılarından biri olan tek pazar, şüphesiz AB’yi küresel bir ekonomik güç haline getirmiştir. Türkiye, Gümrük Birliği sayesinde malların serbest dolaşımı açısından tek pazarın bir parçasıdır ve Türk şirketleri, özellikle makine, tekstil ve otomotivde Avrupa değer zincirlerinin önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır.”

     

  • TÜİK: SEYAHATE ÇIKANLAR EN ÇOK ARKADAŞ VEYA AKRABA EVİNDE KALDILAR

    TÜİK: SEYAHATE ÇIKANLAR EN ÇOK ARKADAŞ VEYA AKRABA EVİNDE KALDILAR

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; temmuz, ağustos ve eylül aylarından oluşan geçen yılın 3. çeyreğinde yurt içinde ikamet eden 19 milyon 156 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,1 arttı ve 23 milyon 384 bin seyahat gerçekleşti. Bu seyahatlerde toplam 63 milyar 366 milyon 190 bin TL harcayan vatandaşlar, en çok arkadaş veya akraba evinde kaldı.

    TÜİK ‘Hane Halkı Yurt İçi Turizm, 3. Çeyrek 2022’ verilerini bugün açıkladı. Buna göre; temmuz, ağustos ve eylül aylarından oluşan 3. çeyrekte, yurt içinde ikamet eden 19 milyon 156 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,1 artarak 23 milyon 384 bin seyahat olarak gerçekleşti. Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 225 milyon 206 bin geceleme yaptı. Ortalama geceleme sayısı 9,6 gece oldu.

    SEYAHATE ÇIKANLAR, 63 MİLYAR 366 MİLYON 190 BİN TL HARCADI

    Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 112,6 artarak 63 milyar 366 milyon 190 bin TL oldu. Bu harcamaların yüzde 88,7’sini 56 milyar 190 milyon 944 bin TL ile kişisel harcamalar, yüzde 11,3’ünü ise 7 milyar 175 milyon 247 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 2 bin 710 TL oldu. 

    EN YÜKSEK ARTIŞ ULAŞTIRMA KALEMİNDE OLDU

    Bu çeyrekte harcama türlerinin toplam seyahat harcamaları içerisindeki dağılım oranları incelendiğinde en fazla paya yüzde 31,8 ile yeme ve içme harcamaları, yüzde 27,8 ile ulaştırma harcamaları ve yüzde 15,1 ile konaklama harcamaları sahip oldu. Bu harcama türlerinin geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları incelendiğinde ise yeme ve içme harcamalarında yüzde 108,5, ulaştırma harcamalarında yüzde 155,8 ve konaklama harcamalarında ise yüzde 110,1’lik artış görüldü.

    EN ÇOK, YAKINLAR ZİYARET EDİLDİ

    Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler yüzde 53 ile ilk sırada yer aldı. Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada yüzde 41,3 ile ‘gezi, eğlence, tatil’, üçüncü sırada ise yüzde 2,4 ile ‘sağlık’ yer aldı.

    SEYAHATE ÇIKANLAR EN ÇOK ARKADAŞ VEYA AKRABA EVİNDE KALDI

    Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 137 milyon 265 bin geceleme sayısı ile en çok ‘arkadaş veya akraba evinde’ kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 52 milyon 889 bin geceleme ile ‘kendi evi’ yer alırken, ‘otel’ 19 milyon 594 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.