Kategori: Ekonomi

  • ENERJİ PROJELERİ İÇİN 17 İLDEKİ PEK ÇOK TAŞINMAZ ACELE KAMULAŞTIRMA KAPSAMINA ALINDI

    ENERJİ PROJELERİ İÇİN 17 İLDEKİ PEK ÇOK TAŞINMAZ ACELE KAMULAŞTIRMA KAPSAMINA ALINDI

    Adana, Ankara, Aydın, Bilecik, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Eskişehir, Hatay, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kilis, Kütahya, Manisa, Mersin ve Zonguldak’ta birçok alan için enerji yatırımları amacıyla acele kamulaştırma kararı alındı. Muğla’nın Bodrum ilçesine Bağlı Göltürkbükü’nde de bir alan orman sınırları dışarısına çıkartıldı.

    Enerji yatırımları ve müze yapımı amacıyla bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararları, bugünkü Resmî Gazete’de yayınlandı. Öte yandan, Muğla’nın Bodrum ilçesine Bağlı Göltürkbükü’nde de bir alan orman sınırları dışarısına çıkarılırken Balıkesir’in Ayvalık ilçesi sınırları içerisinde bulunan Lale Adası Kuzeyi Mevkii Doğal Sit Alanı, kesin korunacak hassas alan ilan edildi. İlgili Cumhurbaşkanı kararları şöyle:

    ACELE KAMULAŞTIRMA KARARLARI

    – Manisa Gürdük Barajı ve Sulaması İnşaatı bünyesindeki Manisa Akhisar Gürdük Şehit Piyade Teğmen Osman Alp Göleti İkmali ve Karayolu Rölekasyonu İşi’nin yapımı amacıyla göl sahası ile Muştular ve Başlamış köyleri arasında kalan rölekasyon yolu güzergahına isabet eden taşınmazların Devlet Su işleri Müdürlüğü (DSİ) tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildi.

    – Denizli’nin Baklan İlçesi Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin gerçekleştirilmesi amacıyla, belirlenen güzergaha isabet eden taşınmazlar ile söz konusu proje kapsamında inşa edilecek sabit tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların, mülkiyet şeklinde ya da daimi/geçici irtifak hakkı kullanmak suretiyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) tarafından acele kamulaştırılması kararlaştırıldı.

    – Adana, Ankara, Aydın, Bilecik, Çankırı, Denizli, Eskişehir, Hatay, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kilis, Kütahya, Mersin ve Zonguldak illerinde, enerji nakil hatlarının yapımı amacıyla belirlenen güzergahlara isabet eden taşınmazlarda elektrik dağıtım tesis yerlerinin mülkiyet şeklinde, hat emniyet sahalarının ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) Genel Müdürlüğü’nce acele kamulaştırılması kararlaştırıldı.

    – Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Genel Müdürlüğüne ait ‘380 kV İçdaş-Lapseki-3 Enerji İletim Hattı Projesi’ kapsamında proje güzergahına isabet eden taşınmazlarda direk yerlerinin mülkiyet şeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle adı geçen genel müdürlük tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildi.

    – Mardin’in Savur ilçesine bağlı Devlet Mahallesi, 212 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu hükümleri çerçevesinde müze/kültür evi olarak değerlendirmek üzere özel mülkiyete ait kısmının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılması kararlaştırıldı.

    – Konya’nın Meram ilçesine bağlı Durunday Mahallesi’nde bulunan 27624 ada 1 parsel numaralı taşınmazın, savunma ve güvenlik amaçlı bina tesisi ve eğitim atış tatbikat sahası yapılmak üzere İçişleri Bakanlığına (Emniyet genel Müdürlüğü) tahsis edilmiş bulunan alan içerisinde kalmasından dolayı tesis güvenliği ile can ve mal güvenliği açısından risk teşkil etmesi nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildi.

    İKİ İLDE ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI YAPILACAK

    – Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Çamur Köyü, Bayburt’un Demirözü ilçesine bağlı 19 köy ve Merkez ilçesine bağlı 21 köyde arazi toplulaştırması ve tarla içi geliştirme hizmetleri yapılmasına karar verildi.

    – Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Babadere, Gülpınar, Kocaköy, Kösedere ve Tuzla köylerinde arazi toplulaştırması ve tarla için geliştirme hizmetleri yapılması kararlaştırıldı.

    MUĞLA’DA BİR ALAN, ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILDI

    – Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Göltürkbükü Mahallesi’nde 104 ada 2-A parsel numaralı alanın orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verildi. Orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katından az olmamak üzere devletin hüküm ve tasarrufu altında veya hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) tarafından Orman Genel Müdürlüğüne orman tahsis etmek üzere yapılacak.

    Öte yandan, Balıkesir’in Ayvalık ilçesi sınırları içerisinde bulunan Lale Adası Kuzeyi Mevkii Doğal Sit Alanı’nın koruma statüsünün yeniden değerlendirilmesi sonucunda, kesin korunacak hassas alan olarak tescil ve ilan edildi.

     

     

  • ŞİRKETLERİN KKM HESAPLARINA GETİRİLEN KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASININ KAPSAMI GENİŞLETİLDİ

    ŞİRKETLERİN KKM HESAPLARINA GETİRİLEN KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASININ KAPSAMI GENİŞLETİLDİ

    Şirketlerin TL cinsi kur korumalı mevduatlarına (KKM) uygulanan kurumlar vergisi istisnası, 2022 yıl sonunu kapsayacak şekilde genişletildi. Önceki uygulamada bu istisna, şirketlerin 31 Mart 2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraları kapsıyordu.

    Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlanan Cumhurbaşkanı kararına göre; şirketlerin 31 Aralık 2022 itibarıyla bilançolarında yer alan yabancı paralarını yıl sonuna kadar KKM kapsamında değerlendirmeleri durumunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar, kurumlar vergisinden istisna olacak.

    Daha önce bu istisna, şirketlerin 31 Mart 2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraları kapsıyordu.

  • TCMB: YURT DIŞI KAYNAKLI DÖVİZLERİNİ TL’YE ÇEVİREN FİRMALARA YÜZDE 2 ORANINDA DÖVİZ DÖNÜŞÜM DESTEĞİ VERİLECEK

    TCMB: YURT DIŞI KAYNAKLI DÖVİZLERİNİ TL’YE ÇEVİREN FİRMALARA YÜZDE 2 ORANINDA DÖVİZ DÖNÜŞÜM DESTEĞİ VERİLECEK

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), firmaların yurt dışı kaynaklı dövizlerini Türk lirasına çevirmeleri durumunda, çevrilen tutarın yüzde 2’si kadar firmalara destek verecek.

    TCMB’den bugün yapılan duyuruya göre; 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi kapsamında, ticari hayatta liralaşmanın desteklenmesi amacıyla yeni bir adım daha atıldı. Söz konusu desteğe ilişkin TCMB’nin Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’i de Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlanarak yürürlüğe girdi.

    TL’YE ÇEVRİLEN TUTARIN YÜZDE 2’Sİ KADAR DÖVİZ DÖNÜŞÜM DESTEĞİ

    Bu kapsamda firmalar, ülkeye getirdikleri yurt dışı kaynaklı dövizlerinin en az yüzde 40’ını TCMB’ye sattıktan sonra getirilen dövizin kalan kısmını KKM hesabında değerlendirebilecek ve verdikleri taahhüt karşılığında Türk lirasına çevrilen tutarın yüzde 2’si kadar döviz dönüşüm desteği alabilecek.

    TESPİTİ BANKALARCA YAPILACAK

    TCMB’ye satışı yapılacak dövizlerin ve Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülecek dövizlerin yurt dışı kaynaklı olduğunun tespiti bankalarca yapılacak.

  • TRENDYOLGO: KURYELERİN HAK EDİŞLERİ BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 120 ARTTI

    TRENDYOLGO: KURYELERİN HAK EDİŞLERİ BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 120 ARTTI

    TrendyolGo, bir süre önce Ankara, İstanbul ve İzmir’de yakıt giderlerinin karşılanması, paket başı ücret artışı, yoğun saatlerde de mola hakkı gibi talepleri için eylem yapan kuryelerle yürütülen görüşmelerde uzlaşmaya varıldığını duyurdu. Şirketten yapılan açıklamada, kuryelerin hak edişlerinin bir önceki yıla göre yüzde 120 arttığı belirtildi.

    TrendyolGo’da kuryelik yapanlar, bir süre önce Ankara, İstanbul ve İzmir’de yakıt giderlerinin karşılanması, paket başı ücret artışı, mola hakkı gibi talepleri için eylem başlatmıştı. TrendyolGo, kuryelerle yapılan görüşmeler sonunda uzlaşı sağlandığını duyurdu. Kuryelerinin hak edişlerine bir önceki yıla göre yüzde 120 zam yapıldığı belirtilen açıklama şöyle:

    “BİR SAAT TAŞIMA FAALİYETİ İÇİN ÖDENECEK ÜCRET 100 TL OLDU: Yeni faaliyet döneminde, Trendyol Go taşıyıcı iş ortaklarımızın hak edişleri, bir önceki yıla göre yüzde 120 artmıştır. Ocak 2022 döneminde bir saat taşıma faaliyeti gösteren bir iş ortağının hak edişi 45 TL iken, Ocak 2023 döneminde bir saat taşıma faaliyeti gösteren bir iş ortağının hak edişi yapılan yıllık yüzde 120’lik artış oranı ile birlikte 100 TL seviyesine gelmiştir.

    GÜNDE 8 SAAT ÇALIŞANIN AYLIK NET KAZANCI 11 BİN 400 TL’YE YÜKSELDİ: Bir önceki artış dönemi olan temmuz 2022 ile kıyasladığımızda ise hak edişlerde yüzde 60 oranında artış gerçekleşmiştir. Ayrıca görüşmeler sonrasında yapılan artışla birlikte günde ortalama 8 saat faaliyet gösteren bir taşıyıcı iş ortağımızın aylık net kazancı 11 bin 400 TL’ye yükselmiştir. Ayrıca, iş ortaklarımızın açıklanan faaliyet modeline ilişkin görüşleri ve talepleri de kendileriyle bir araya gelerek hassasiyetle değerlendirilmiş ve gereken tüm aksiyonlar alınmıştır. Trendyol Go taşıyıcı iş ortaklarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.”

     

  • ERDAL BAHÇIVAN: SANAYİMİZ, FİNANSMANA ERİŞİM NOKTASINDA HALA YETERLİ DESTEĞİ BULMAKTA ZORLANIYOR

    ERDAL BAHÇIVAN: SANAYİMİZ, FİNANSMANA ERİŞİM NOKTASINDA HALA YETERLİ DESTEĞİ BULMAKTA ZORLANIYOR

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Sanayimiz, finansmana erişim noktasında hâlâ yeterli desteği bulmakta zorlanıyor. Son dönemde devreye alınan birçok tedbirin öngörülemezliğe yol açtığı ve hem reel sektör hem de bankacılık sektörü açısından yorucu bir hal aldığına tanık oluyoruz. Bugün kredi prosedürleri, reel sektörü adeta yıldırma noktasına getiriyor” dedi.

    İSO Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısı, bugün Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda, “Katma Değerli Üretim, Teknoloji Yoğun Sanayi ve Güçlü Bir Ekonomik Gelecek için Nitelikli, Sürdürülebilir, Ulaşılabilir Finansmanın Önemine Odaklanmak” ana gündemi ile yapıldı.

    İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açış konuşmasını yaptığı toplantıya, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan, Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop da katıldı. İyileşmelere rağmen 2023’te yüksek enflasyon ve cari açığın sanayicinin temel gündemi olacağına dikkat çeken Bahçıvan’ın konuşması şöyle:

    “BELİRSİZLİKLER DÖNEMİNİN İÇİNDEYİZ: Dünyada ekonomi, teknolojik alanlar başta olmak üzere her alanda temposu giderek artan köklü bir değişim ve rekabet kendisini gösterirken öngörü yapmakta zorlandığımız bir belirsizlikler döneminin de içindeyiz. Hep birlikte oldukça zor bir yılı geride bıraktık. Dünya ekonomisinin geleceğine yönelik yapısal tartışmaların da giderek yoğunlaştığına tanık oluyoruz. Nitekim, geçen hafta düzenlenen Davos Zirvesi’nde de izlediğimiz üzere, küresel sanayi ve ticaret politikalarının, dolayısıyla genel anlamda küreselleşmenin tarihi bir dönüşümden geçtiği konusunda bir mutabakat söz konusu. Ülkeler hazırlıklarını buna göre yapacak, rekabet koşulları daha da zorlaşacak ve dolayısıyla Türkiye için de önemli risk, zorluk ve fırsatlar doğacak.

    YÜKSEK ENFLASYON VE CARİ AÇIK, TEMEL GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK: Bu anlamda ülke olarak, küresel ekonomik ve jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle 2023 yılına, yavaşlayan büyüme ve yüksek enflasyonun yarattığı makro ekonomik kırılganlıklar ile girdik. Yılın ilk yarısında ihracatın yavaşlamayı sürdürmesi, ikinci yarısında ise küresel ekonomide beklenen toparlanma ve iç talepteki canlılığın da etkisiyle ekonomimiz 2023’te de büyümeyi sürdürecek. Yine de 2022’ye göre iyileşse de yüksek enflasyon ve cari açık, temel gündemimiz olmaya devam edecek gibi görünüyor.

    SANAYİMİZ, FİNANSMANA ERİŞİM NOKTASINDA HÂLÂ YETERLİ DESTEĞİ BULMAKTA ZORLANIYOR: Sanayimizin 2022 performansına bakacak olursak; her şeyden önce Türk sanayicisinin ülke ihracatının 250 milyar doları aşmasında ana rol üstlendiğinin altını çizmek istiyorum. Yine sanayi sektörümüz öncülüğünde makine ve teçhizat yatırımlarımızın milli gelirdeki payı yüzde 15’lere çıktı. Çalışan istihdamımız da artmaya devam etti. Kısacası sanayi sektörümüz, tüm dünyada taşların yerinden oynadığı bir yılda, üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Buna karşılık, olumlu yöndeki tüm çabalara rağmen sanayimiz, finansmana erişim noktasında hâlâ yeterli desteği bulmakta zorlanıyor. Daha önce ifade ettiğim bir konuyu yeri gelmişken bir kez daha vurgulamak istiyorum. 2022, aynı zamanda para politikasında ‘ikili’ bir görünümün ortaya çıktığı bir yıl oldu. Bir yandan yılın ikinci yarısında faiz indirimleriyle finansman maliyetleri düşürüldü ve politika faizi yılı yüzde 9 ile tek hanede kapattı. Ancak diğer yandan devreye alınan çok sayıda düzenleme ile finansmana erişim daha da kısıtlandı. Bu kısıtlama, deyim yerindeyse maliyetteki düşüşün önüne geçen bir hal aldı.

    KREDİ PROSEDÜRLERİ, REEL SEKTÖRÜ ADETA YILDIRMA NOKTASINA GETİRİYOR: İstanbul Sanayi Odası olarak, Türkiye Ekonomi Modeli ve onun temel unsurlarından olan liralaşma stratejisi çerçevesinde, kredilerin amacına uygun kullandırılması ilkesini desteklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum. Finans kesimi ile reel sektörün birbirleriyle sağlıklı bir eşgüdüm içinde çalışmasının ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat son dönemde devreye alınan birçok tedbirin öngörülemezliğe yol açtığı ve hem reel sektör hem de bankacılık sektörü açısından yorucu bir hal aldığına tanık oluyoruz. Bugün kredi prosedürleri, reel sektörü adeta yıldırma noktasına getiriyor. Uygulanmakta olan prosedürler bitmek bilmezken kredinin aktif hale gelmesi de bir türlü gerçekleşemiyor. Diğer yandan sanayicimizin artan maliyetleri, işletme sermayesi ihtiyacı ve yatırım arzusu nedeniyle kredi talebi büyürken bunun karşısında bazı bankaların kredilerde daha tutucu davrandığını da gözlemliyoruz. Nitekim bankacılık sektöründe kredi/mevduat oranı, 2018 ortalarında yüzde 120’lere kadar çıkmışken 2019’dan itibaren pandemi dönemi hariç düşüş trendi göstermiş ve günümüzde yüzde 85’lere kadar gerilemiştir.

    TABELA FAİZLERİNİN KOMİSYON ADI ALTINDAKİ UYGULAMALARLA ARTIRILMASI CİDDİ RAHATSIZLIK YARATIYOR: Yine özel sektör kredilerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranına baktığımızda; 2018’de yüzde 79’a kadar yükselen bu oranın 2022 ortasında yüzde 67’ye kadar gerilediğini görüyoruz. Söz konusu oranın gelişmekte olan ülkelerde yüzde 110 olduğunu düşünürsek Türkiye’nin bu alanda oldukça geride kaldığını söyleyebiliriz. Öte yandan, komisyon adı altında uygulanmakta olan endirekt faizlere de dikkat çekmek istiyorum: Tabela faizlerinin komisyon adı altındaki uygulamalarla artırılması, reel kesimde ciddi rahatsızlık yaratmaktadır. Bunun yanı sıra, liralaşma ve kredilerin amacına uygun kullandırımı ilkesi kapsamında, gerçekten döviz ihtiyacı olan ve kredibilitesi yüksek firmalarımızın mağdur edilmemesi, deyim yerindeyse kurunun yanında yaşın da yanmaması gerektiğinin altını da hassasiyetle çizmek istiyorum. Yeri gelmişken değinmek isterim ki bankalar tarafından verilen ticari kredilerin alt başlıklarında yatırımlarla ilgili bir başlık bulunmamaktadır. Böyle bir başlığın bulunmaması, üretim hayatımız, nitelikli krediler ve yatırımlarla ilgili analizlerde zafiyet yaratmaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile yapılacak koordineli çalışma sonucunda ticari kredilerle ilgili böyle bir başlığın açılmasının da faydalı olacağını değerlendiriyoruz.

    KGF’NİN DAHA UZUN VADELİ, DAHA NİTELİKLİ KREDİLERİN TEMİNAT YOLU OLMASI TALEBİMİZİ YİNELEMEK İSTİYORUM: Finansman konusunda önemli bir gelişme de geride bıraktığımız haftalarda detayları kamuoyuyla paylaşılan yeni kredi paketi oldu. Bu kapsamda Kredi Garanti Fonu (KGF) desteğiyle hayata geçirilen 14 yeni paket ile 250 milyar TL’lik bir kredi hacmi oluşturuldu. 14 paketin yatırım ve proje finansmanından dijital dönüşüme, bölgesel odaklı KOBİ desteğinden yeşil dönüşüm ve enerji verimliliğine kadar farklı tematik alanları kapsayıcı şekilde ayrıştırılmasını değerli ve ümit verici buluyoruz. Ekonominin birçok farklı kesimine kaynak sağlayan bu destekler, biriken maliyetler karşısında sanayicilerimize bir nebze de olsa soluk aldıracaktır. Bu çerçevede KGF’nin daha uzun vadeli, daha nitelikli kredilerin teminat yolu olması noktasındaki talebimizi burada bir kez daha yinelemek istiyorum.

    YENİ NESİL SANAYİYİ DESTEKLEYİCİ KREDİLERİN GELİŞTİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR: Tabii burada, bankaların da kredi ayrıştırmasına gitmesinde ve nitelikli kredi kullandırma noktasında bir farkındalık yaratması gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin Ar-Ge veya sürdürülebilirlik gibi yeni nesil sanayiyi destekleyici kredilerin de geliştirilmesi gerekmektedir. Dış pazarlarda nispeten zorlanacağımız bu süreçte, her zaman desteğini arkamızda hissettiğimiz Eximbank’ın kaynaklarının daha da güçlendirilerek ihracatçılarımıza daha etkin bir şekilde kullandırılması da büyük önem arz ediyor. Son olarak, daha önce de pek çok kez dile getirdiğimiz üzere, yeniden yapılandırılan Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın kısa sürede büyük ölçekli yatırımlarımızı finanse edecek idari ve finansal kapasiteye ulaştırılması ve yatırım kredileri için ana kurum haline gelmesine yönelik talebimizi de burada bir kez daha yinelemek istiyorum. Bu amaçla Banka’nın öz sermayesi, mevcut seviyelerin kayda değer bir şekilde üzerine çıkarılmalıdır.

    DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARDA UZUN ZAMANDIR İÇ AÇICI BİR DURUMDA DEĞİLİZ: Kısa vadede atılması gereken adımların yanı sıra finansmana erişim sorununun daha uzun vadeli bir bakış açısıyla da ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Zira yapısal sorunların çözümü de yapısal nitelikte olmak durumunda. Bu bağlamda, ekonomimizin kredi yaratma potansiyelini doğrudan etkileyen cari açık, dış finansman ihtiyacı ve düşük iç tasarruf oranları en temel yapısal sorunlarımızın başında geliyor. Dış finansmanın nispeten daha sağlıklı, sürdürülebilir kalemleri arasında yer alan uzun vadeli borçlanmada, bankacılık sistemimizin borçlanma iştahının düşük olduğunu ve uzun bir süredir net borç ödeyici pozisyonda olduğunu görüyoruz. Sistemin kredi yaratma potansiyelini de düşüren bu durum, başta liranın seyri olmak üzere geleceğe dönük belirsizliklerle ve dolayısıyla yüksek risk primi ve yüksek borçlanma maliyetleri ile yakından alakalı. Tüm bunlar bizlere makroekonomik istikrarın, enflasyonu kalıcı şekilde yenerek liraya dönük güveni artırmanın ve ekonomi politikalarında öngörülebilirliğin yaşamsal önemini gösteriyor. Birçok olumlu etkisinin yanı sıra, şirketlerimizin sermaye yapısını güçlendirici etkisi de bulunan doğrudan yabancı yatırımlarda uzun zamandır iç açıcı bir durumda değiliz. Bu nedenle yatırım iklimini iyileştirmenin bir diğer önemli yapısal ihtiyaç olarak önümüzde durduğu da aşikar. Son dönemdeki yüksek enflasyon; asgari ücret ve genel olarak işgücü maliyetlerine ilişkin tartışmaları da beraberinde getiriyor.

    UZUN VADEDE EKONOMİMİZİN KREDİYE BAĞIMLILIĞI ÖNEMLİ BİR YAPISAL SORUN: Kısa vadede krediye erişim sorununun çözülmesi ne kadar acil bir ihtiyaç ise uzun vadede ekonomimizin krediye bağımlılığı da o denli önemli bir yapısal sorundur. Türkiye ekonomisi, kredi arzının arttığı koşullarda hızlanan, kredi akışı yavaşladığında duran bir yapıdan çıkmalıdır. Bu bağlamda, şirketlerimizin sermaye yapısını ölçek ekonomisi kanalıyla güçlendirmek açısından birleşme ve satın almaları özendirici politikaların önemli olduğuna inanıyoruz. Benzer şekilde, finansmanda araç çeşitliliğini artırmak ve sanayimizin bankacılık sistemine bağımlılığı azaltmak, günümüzde çok temel bir ihtiyaç. Bunun için sermaye piyasalarından daha fazla yararlanmayı sağlayacak, finansal derinliği güçlendirecek adımların da kritik olduğu görüşündeyiz. Nitekim en büyük sanayi kuruluşlarımızın yer aldığı İSO 1000 çalışmamızda halka açık kuruluşlar sayısının 100’ün altında kalması da bu alanda kat etmemiz gereken mesafeyi açıkça ortaya koyuyor.

    GEZEGENİMİZ VAROLUŞ SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA: Öte yandan gezegenimiz, ne yazık ki artık bir var oluş sorunuyla karşı karşıya. Zaman daralıyor. Her geçen gün, bilim insanlarının ‘geri dönülemez’ olarak niteledikleri noktaya bir adım daha yaklaşıyoruz. Bunun olumsuzluklarını şimdiden yaşamaya başladık bile. Kuraklık ve barajlarda giderek azalan su miktarlarıyla ilgili haberler ciddi kaygılar yaratıyor. Önümüzdeki günlerde ciddi ölçülerde kar ve yağmur yağışı olmadığı takdirde, gıda üretiminden insan sağlığına kadar birçok alanı olumsuz etkileyecek bir durumla karşı karşıyayız. Bu çerçevede, yatırımların finansmanında da sürdürülebilirlik, artık belirleyici kriter olarak öne çıkıyor. Türkiye olarak, yeni küresel düzende önceliklerimizi bu olgular üzerinden yeni baştan tasarlamalı, ekonomi politikalarını doğa-pozitif bir anlayış üzerine inşa etmeliyiz.

    BANKACILIK VE SANAYİ SEKTÖRÜ DAHA ÇOK ORTAK AKILDA BULUŞMALI: Sözlerimi noktalarken bu süreçte mümkün olduğu kadar bankacılık ve sanayi sektörünün daha çok ortak akılda buluşması ve bunun için istişarelerin daha güçlü bir şekilde yapılması gerektiğini bir kere daha ifade etmek istiyorum. Çünkü biz, sanayiciler olarak, ‘Türk sanayisi nereye gitmeli’ sorusunun cevabının Türk bankacılık sektörüyle birlikte değerlendirilmesi ve yanıtlanması gerektiğine yürekten inanıyoruz.”

  • TEKFEN’İN KURUCUSU ALİ NİHAT GÖKYİĞİT YAŞAMINI YİTİRDİ

    TEKFEN’İN KURUCUSU ALİ NİHAT GÖKYİĞİT YAŞAMINI YİTİRDİ

    Tekfen Holding ve Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) kurucularından iş insanı Ali Nihat Gökyiğit (97) yaşamını yitirdi. ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’ sahibi olan Gökyiğit, yarın ikindi vakti Fatih Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacak.

    TEMA Vakfı, iş insanı Ali Nihat Gökyiğit’in vefatını, bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kamuoyuna duyurdu. Vakfın paylaşımında, “Kurucu Onursal Başkan’ımız ve Yaprak Dedemiz Sayın Ali Nihat Gökyiğit’i kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyiz. Tüm ülkemizin başı sağ olsun” denildi.

    Ali Nihat Gökyiğit’in cenazesi, yarın ikindi namazının ardından Fatih Camii’nden kaldırılacak.

    ALİ NİHAT GÖKYİĞİT KİMDİR

    Ali Nihat Gökyiğit, 23 Şubat 1925 yılında Artvin’de dünyaya geldi ve Robert Koleji’nde eğitim aldı. Gökyiğit, daha sonra Michigan Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği eğitimi aldı. Türkiye’ye döndükten sonra da Robert Kolej’den arkadaşı Feyyaz Berker ile daha sonra Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olacak olan Tekfen Holding’i kurdu.

    Başarılı meslek hayatının yanında Gökyiğit, toplumsal sorumluluk faaliyetlerinin yanı sıra vakıf, dernek, mesleki kuruluş üyeliklerinde de bulundu. Gökyiğit, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu üyeliği (3 yıl), Gürcistan ve Kırgızistan Fahri Konsolosluğu, Türkiye-BDT İş Konseyleri Başkanlığı (10 yıl), Karadeniz İş Konseyi Türkiye Temsilciliği (10 yıl), DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Yönetim Kurulu üyeliği (15 yıl) ve şeref üyeliği yaptı.

    İş yaşamının yanında kültürel faaliyetlere önem veren Gökyiğit, arkadaşı Hayrettin Karaca ile 11 Eylül 1992 tarihinde TEMA’yı kurdu. Gökyiğit, İstanbul Ataşehir’de, eşi adına 50 hektarlık Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi kurdu.

    Uluslararası düzeyde faaliyet gösteren su, enerji, çevre ve doğal varlıklar ile ilgili pek çok kuruluşun faal üyesi olan Gökyiğit, her yıl İstanbul’da düzenlenen ‘3 Denizin Öyküsü’ Enerji Konferansı’nın kuruculuğunu ve eş başkanlığını yaptı.

    Dünyanın en problemli coğrafyalarından olan Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz’in 23 ülkesinin müzisyenlerini bir araya toplayarak kurduğu Tekfen Filarmoni Orkestrası, dünya barışına hizmet eden en önemli kültür faaliyetlerinden biri oldu.

    Gürcistan’da fahri vatandaşlık, Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülü; Çukurova, Boğaziçi ve Gazi Osman Paşa Üniversiteleri tarafından ‘fahri doktora’ unvanları verilen Gökyiğit, 1997 yılında Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile onurlandırıldı.

  • MERKEZ BANKASI: REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ OCAK AYINDA 3,9 PUAN ARTTI

    MERKEZ BANKASI: REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ OCAK AYINDA 3,9 PUAN ARTTI

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre; ocak ayında Reel Kesim Güven Endeksi, bir önceki aya göre 3,9 puan artarak 101,7 seviyesine yükseldi. Ancak, son 3 ayda sipariş miktarında azalma bekleyenler artarken, istihdam artışına bekleyenlerin oranı da zayıfladı.

    İmalat sanayinde faaliyet gösteren bin 741 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilen ocak ayı İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklandı. Endekste 100 değeri, ekonomik faaliyetlere ilişkin istikrarlı görünümü ifade ederken 100 değerinin altı kötümser, üstü ise iyimser görünüme işaret ediyor. Mevsimsellikten arındırılmamış güven endeksinin ocak ayında 3,9 puan artışla 101,7 seviyesine yükseldiğini gösteren veriler şöyle:

    “REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ YÜKSELDİ: 2023 yılı ocak ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi, bir önceki aya göre 1,8 puan artarak 103,4 seviyesine yükseldi. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, genel gidişat, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku, sabit sermaye yatırım harcaması ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve gelecek üç aydaki üretim hacmine ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.

    SON 3 AYDA SİPARİŞ MİKTARINDA AZALIŞ BEKLEYENLER ARTTI: Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bildirenler ile ihracat sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği gözlendi. İç piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyir ise artış bildirenler lehine döndü.

    SİPARİŞLERİN NORMALİN ALTINDA OLDUĞU DEĞERLENDİRMELERİ ZAYIFLADI: Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler ile mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre zayıfladı.

    GELECEK 3 AYDA İSTİHDAM ARTIŞI BEKLENTİLERİ DE ZAYIFLADI: Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin güçlendiği görüldü. Gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin zayıfladığı, gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlendi.

    12 AY SONRASI ÜFE BEKLENTİSİ 14,2 PUAN AZALDI: Ortalama birim maliyetlerde, son üç ayda artış olduğunu bildirenler ve gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyir güçlendi. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de güçlendiği gözlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) beklentisi bir önceki aya göre 14,2 puan azalarak yüzde 77,2 oldu.

    İŞYERLERİNİN YÜZDE 14,6’SI TALEP YETERSİZLİĞİNDEN ŞİKAYETÇİ: Ocak ayında, ankete katılan işyerlerinin yüzde 49,3‘ü üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını belirtirken, yüzde 14,6‘sı talep yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtti, onu sırasıyla hammadde-ekipman yetersizliği, mali imkansızlıklar, işgücü yetersizliği ve diğer faktörler izledi.

    YURT DIŞI PİYASALARDA REKABET GÜCÜNÜN AZALDIĞINI BİLDİRENLER ARTTI: Son üç aydaki rekabet gücüne ilişkin gelişmeler değerlendirildiğinde, yurt içi piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak bir önceki dönemde azalış bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Avrupa Birliği içindeki ve dışındaki yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin azalış bildirenler lehine olan seyrin güçlendiği gözlendi.

    GENEL GİDİŞATIN İYİMSER OLDUĞUNU BELİRTENLERİN ORANI YÜZDE 8,7: İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 8,7‘ye yükselirken, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 73,8’e, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 17,5‘e geriledi.”

  • MERKEZ BANKASI: İMALAT SANAYİ KAPASİTE KULLANIM ORANI OCAK AYINDA 1,2 PUAN GERİLEDİ

    MERKEZ BANKASI: İMALAT SANAYİ KAPASİTE KULLANIM ORANI OCAK AYINDA 1,2 PUAN GERİLEDİ

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre; imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, ocak ayında bir önceki aya göre 1,2 puan azalarak yüzde 75,3 seviyesine geriledi.

    Merkez Bankası; ocak ayına ilişkin imalat sanayi kapasite kullanım oranlarını bugün açıkladı. İmalat sanayisinde faaliyet gösteren bin 741 iş yeri tarafından İktisadi Yönelim Anketi’ne verilen yanıtlardan elde edilen veriler, ağırlıklı olarak azalışa işaret etti. Buna göre, ocak ayında KKO, bir önceki aya göre 1,2 puan azalarak yüzde 75,3’e geriledi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO-MA) ise ocak ayında bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 75,8 oldu. 

    Alt sektörlerde kapasite kullanım oranlarındaki tablo ise şöyle oldu: 

    – Tüketim mallarında aralıkta 74,1 olan kapasite kullanım oranı ocak ayında 73,0 oldu. 

    – Dayanıklı tüketim mallarında kapasite kullanım oranı aralıkta 71,7 iken ocakta 70,7’ye geriledi.  

    – Dayanıksız tüketim mallarında kapasite kullanım oranı aralıkta 74,5 iken ocakta 73,4’e düştü.

    – Ara mallarında aralıkta 76,4 olan kapasite kullanım oranı ocakta 75,6’ya düştü. 

    – Yatırım mallarında aralıkta 78,9 ölçülen kapasite kullanım oranı ocak ayında 77,0’a geriledi. 

     

  • TÜİK: OCAK AYINDA GÜVEN ENDEKSİ, HİZMET VE PERAKENDE SEKTÖRLERİNDE DÜŞTÜ

    TÜİK: OCAK AYINDA GÜVEN ENDEKSİ, HİZMET VE PERAKENDE SEKTÖRLERİNDE DÜŞTÜ

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; güven endeksi ocak ayında, hizmet sektöründe yüzde 1,7, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,0 azaldı. İnşaat sektöründeki güven endeksi ise yüzde 0,6 oranında hafif yükseldi.

    TÜİK, ocak ayına ait hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini açıkladı. Buna göre; mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi, hizmet sektöründe yüzde 1,7, perakende ticaret sektöründe yüzde 1,0 azalırken inşaat sektöründe yüzde 0,6 arttı.

    TÜİK verilerine göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksleri ve üçer aylık dönemlerdeki değişimler ve beklentiler şöyle:

    HİZMET SEKTÖRÜ

    Hizmet sektöründe güven endeksi, aralık ayında 120,1 iken ocakta 118,1’e geriledi.

    Son 3 aylık dönemde iş durumu, aralıkta 119 iken bu oran ocakta 119,1’e yükseldi.

    Son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep aralıkta 118,3’tü. Bu oran, ocakta 118,3’te sabit kaldı.

    Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi, aralıkta 123,1 iken bu oran ocakta 117,0’a geriledi.

    PERAKENDE TİCARET SEKTÖRÜ

    Perakende ticaret sektörü güven endeksi, aralıkta 127,5 olarak ölçülmüştü. Bu oran, ocakta 126,2’ye geriledi.

    Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar, aralıkta 136,8 olarak ölçülmüştü. Bu oran, ocakta 144,7’ye yükseldi.

    Mevcut mal stok seviyesi, aralıkta 103,1 iken ocakta bu oran 102,2’ye geriledi.

    Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi, aralıkta 142,6 iken ocakta bu oran 131,6’ya geriledi.

    İNŞAAT SEKTÖRÜ

    İnşaat sektöründe güven endeksi, aralıkta 92,6’ydı. Ocakta bu oran, yükselerek 93,2’ye çıktı.

    Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi, aralıkta 80,5 iken bu oran ocakta aralıkta 86,1’e yükseldi.

    Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi, aralıkta 104,8 olarak ölçülürken bu oran ocakta 100,2’ye geriledi.

  • BENZİNE 1 LİRA 25 KURUŞ ZAM GELDİ

    Uluslararası akaryakıt fiyatlarındaki artış ve TL’deki değer kaybı pompa fiyatlarına yansımaya devam ediyor. Benzinin litre fiyatına dün gece yarısından itibaren 1 lira 25 kuruş zam geldi. Benzinin litresi, son zamla birlikte 21,69 liraya yükseldi.

    Benzine yılın üçüncü zammı dün gece yapıldı. 1 lira 25 kuruşluk zam pompaya yansıdı. Zammın ardından İstanbul’un Avrupa yakasında benzinin litre satış fiyatı 21,69 lira oldu. Fiyat, İzmir’de 21,85 liraya, Ankara’da ise 21,91 liraya yükseldi. Fiyatlar iller, ilçeler ve bayiler arasında farklılık gösteriyor.

    Son zammın ardından İstanbul, Ankara ve İzmir’de motorin ve benzinin litre fiyatları şöyle oldu:

    İSTANBUL’DA AKARYAKIT FİYATLARI

    Benzin fiyatı: 21,69 TL

    Motorin fiyatı: 23,16 TL

    LPG fiyatı: 10,56 TL

    ANKARA’DA AKARYAKIT FİYATLARI

    Benzin fiyatı: 21,91 TL

    Motorin fiyatı: 23,42 TL

    LPG fiyatı: 10,88 TL

    İZMİR’DE AKARYAKIT FİYATLARI

    Benzin fiyatı: 21,85 TL

    Motorin fiyatı: 23,49 TL

    LPG fiyatı: 10,59 TL

    AKARYAKIT FİYATLARI NASIL HESAPLANIYOR

    Türkiye’de benzin ve motorin fiyatları hesaplanırken gümrüksüz rafineri fiyatına Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) payının eklenmesiyle Katma Değer Vergisi (KDV) hariç rafineri satış fiyatı bulunuyor. Gümrüksüz rafineri fiyatı hesaplanırken ise Akdeniz-İtalyan piyasasında yayınlanan günlük CIF Akdeniz ürün fiyatları ve günlük dolar kuru takip edilerek, belli bir fiyat değişim farkında gümrüksüz rafineri tavan satış fiyatı elde ediliyor.