İstanbul‘da geçen hafta etkili olan kar yağışı, şehirde hayatı felç etmişti. İstanbul’daki bir sonraki şiddetli yağış için 14 Şubat’a kilitlenildi. Hava tahmin kaynakları, Şubat ortasında Türkiye‘nin küçük Sibirya olabileceği uyarısını yaptı.
İstanbul’da 24 Ocak gecesi etkili olan kar yağışı, hemen hemen bütün şehirde hayatı durdurdu. Binlerce araç yolda kalırken, evlerine gidemeyen vatandaşlar ise Valilik tarafından otellere gönderildi.
Sosyal medyada hava tahminleriyle tanınan Hava Forum tarafından paylaşılan bir açıklama, Türkiye’yi ve İstanbul’u etkisi altına alacak ikinci yoğun kar yağışı için 14 Şubat Sevgililer Günü’ne dikkat çekti.
Önceki yağışlar için “İzlanda soğuğu” ifadesini kullanan hava tahmin kaynakları, önümüzdeki yağış için ise “Sibirya yağışları” benzetmesini yaptı.
Vatandaşların en büyük korkusu ise İstanbul’da tekrar aynı manzaraların olması. Kar yağışının yaşamı felç etmemesi gerektiğini söyleyen vatandaşlar, görevlilerden tedbir almasını istedi.
Sosyal medyada kullanıcıların yayınladığı görüntüler sonrası meteor düşmesi olayı Türkiye’nin gündemine geldi. Birçok şehirden görüldüğü öne sürülen meteorun ne olduğu ve nereye düştüğü merak konusu oldu.
Sosyal medyada bazı vatandaşlar göktaşı gördükleri iddiasıyla paylaşımlarda bulundu. Pek çok görüntü yayınlanırken, düştüğü iddia edilen parçanın yeşil renkte olduğu görüldü. Konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama ise gelmedi.
Meteor düşmesi olduğu öne sürülen görüntülerin ardından “meteor” ve “meteor düşmesi” terimleri tekrar konuşulmaya başlandı. Göktaşları bazen Dünya’nın atmosferine girer. Atmosfere girmiş olan göktaşlarına ise meteor denir. Çoğunlukla kum tanesiyle çakıl taşı arasındaki büyüklüklerde olan meteorlar atmosferde yanar.
Uzaydaki objeler dünyanın atmosferine girdiği andan sonra sürtünme, basınç ve diğer kimyasal etkileşimlerin de neticesi olarak ısınmaya ve ardından bu ısıyı yaymaya başlar. Bununla birlikte meteora dönüşmüş olur ve “ateş topu” meydana gelir. Kayan yıldız olarak da bilinir. Astronomlar en parlak olanlara bolit derler. Gök taşlarının atmosferi aşıp da bırakmış olduğu etkiler kendi aralarında çok farklıdır.
Ayrıca jeologlara göre, bolitler krater oluşturabilecek büyüklükte meteoritlerdir. Dünya atmosferine ortalama olarak senede birkaç bin gök taşı girer. Ancak bu taşların beş yüz kadarı buharlaşmadan, yere gök taşı olarak düşer.
Kadir Doğulu – Neslihan Atagül çifti, Murat Dalkılıç, Sitare Akbaş ve Tansel Öngel’in de aralarında olduğu ünlü kişilerin Bektaşiliğe gönül verdiği öne sürüldü.
İki ünlü oyuncu çift Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu’nun Bektaşilik yoluna girdiği ve Ankara‘da ikamet eden Prof. Dr. Ali Osmay Güre’nin de kendilerine mentörlük yaptığı söylentileri vardı. Şimdi de konunun Bektaşiliğin haricinde farklı bir boyutta olduğu iddiası ortaya atıldı.
tv100’den Birsen Altuntaş’ın haberine göre; Ali Suphi takma adını kullanan Ali Osmay Güre’ye, içlerinde Kadir Doğulu, Neslihan Atagül, Murat Dalkılıç, Sitare Akbaş ve Tansel Öngel’in de de yer aldığı bir grup ünlü oyuncu ve müzisyen “Baba” diye hitap ediyor.
Rakıya “dem” diyen bu grup içlerinde özel bir kardeşlik bağı kurmuş halde, maddi ve manevi yardımlaşma içerisinde ve birbirlerini seçilmiş, çok başarılı, özel insanlar olarak görüyor… Erkekler kadınlara bacı diyor.
Evlerinde kurulan sofralar, şapka ve kıyafetle yaptıkları dua toplantıları saatlerce devam ediyor.
Buluşulan sofranın kuralları var, örneğin “baba” yemeğe başlamadan kimse başlamıyor, baba konuşmadan kimse konuşmuyor, telefonlara cevap verilmiyor.
Bu arada “baba”nın lafından çıkmayan ve her meseleyi danışan çiftten Neslihan Atagül’ün, “Sefirin Kızı”ndan da bu sebeple ayrıldığı iddia ediliyor. Dizinin son sezonunda sağlık problemleri yaşayan oyuncunun projenin kendisine iyi gelmediğini söyleyen “baba”nın da izniyle projeden ayrılmaya karar verdiği iddia ediliyor.
Öte taraftan ekibin bilinen isimlerinden Murat Dalkılıç’ın kendisiyle aynı inanç sisteminde olan ve eski sevgilisi Hande Erçel’in de arkadaşı olan Sitare Akbaş’a başta “bacı” derken, ilerleyen dönemde sevgili olduğu belirtiliyor. Ayrıca Murat Dalkılıç’ın ekibe ilk katıldığı günlerde Hande Erçel’i de bir defa dua sohbetine götürdüğü fakat ünlü oyuncunun daha sonra yakın çevresinden de gelen tepkiyle hem Dalkılıç’la hem de arkadaş ortamıyla bütün bağını kestiği öne sürüldü.
Yılbaşı gecesi Kadir Doğulu ve Neslihan Atagül çifti, Maslak’taki Balkabağı’nda eğlenmişti. Çıkışta muhabirlerin görüntülendiği çift, otomobillerine doğru giderken arkalarından bir arkadaşları “Kadir Derviş…” diye hitap etmişti.
Çok uzun seneler boyunca Türkiye‘de en popüler modeller arasında olan Tofaş Şahin tutkunlarını çok heyecanlandıran ayrıntılar sonunda netleşti. İşte 2022 model Tofaş Şahin çıkış tarihi ve tüm ayrıntılar…
Bir süredir otomobil piyasasını heyecanlandıran haberler meydana çıkmış ve özellikle Tofaş Şahin hayranları oldukça sevinmişti. Son zamanlarda Tofaş Şahin ile alakalı ayrıntılar yavaş yavaş netleşmeye başladı ve fiyata yönelik de bilgiler gelmeye başladı.
Geçmiş dönemin en fazla sevilen ve halen günümüzde hastalarının olduğu Tofaş ile alakalı yeni gelişmeleri ve detayları sizler için derledik. İlk alınan bilgilere göre Türkiye’nin efsanesi şekline gelen Tofaş Şahin modeli Mısır ve Etiyopya’da tekrar üretilecek.
Mısır ve Etiyopya’da üretilecek olan Tofaş Şahin bir diğer iddiaya göre ise 2022 Eylül ayının sonlarında Türkiye’de de satışa sunulacak. Bu arada 2022 model Tofaş Şahin elektrikli olarak üretilecek ve satışa da öyle sunulacak.
Başka versiyon seçeneklerine yönelik bilgiler ise şimdilik netlik kazanmadı. Halen fosil yakıtlardan elektrikli yakıtlara bir geçiş söz konusu. Bu geçişi fırsata dönüştürmek isteyen görevliler yeni nesil Şahin’in elektrikli motorla gelmesi kararına vardı.
Elektrikli motor seçeneğiyle satışa sunulacak olan yeni nesil Tofaş Şahin için çalışmaların şimdiden başladığı söyleniyor. Yeni Tofaş Şahin için klasik tasarımın dışına çıkılıp ve daha sportif bir görünüm verileceği kaydedildi.
2022 model Tofaş Şahin ile alakalı fiyat iddiası daha çok gündem etkisi yaratacak gibi gözüküyor. Yeni elektrikli modelin fiyatına yönelik ilk iddia ise bomba niteliğinde. Söylentilere göre Tofaş Şahin fiyatı versiyon seçenekleri göz önüne alınarak 170 bin TL gibi bir fiyatta olacak. Fakat bu fiyat elektrikli versiyon seçeneği için geçerli olmayacak.
Tabi ki bütün bunların şimdilik bir iddiadan ibaret olduğunu belirmek gerekiyor. Muhtemelen somut adımlar atılmaya başlandığı zaman, resmi açıklamalar da gelecektir.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 86 yaşındaki babaannesi Fatma Koca, Konya’nın Kulu ilçesi Ömeranlı Mahallesi’ndeki evinde yaşlılıktan kaynaklı sebeplerden ötürü yaşamını yitirdi.
Fatma Koca’nın cenazesi, bugün öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazının sonrasında Kulu’da defnedilecek.
Cenaze törenine Bakan Koca’nın da katılması bekleniyor.
Son dakika haberine göre Yenikapı – Ataköy metro hattı Bakırköy İstasyonu’nda sabah 07.45’te yangın korkusu meydana geldi.
Alınan bilgiye göre raylarda seyreden metro vagonundan dumanlar çıktığı ihbarının ardından olay yerine çok sayıda itfaiye birimi gönderildi.
İstasyona giderek kontroller yapan itfaiye birimleri, raylardan duman çıktığını herhangi bir yanma olmadığını tespit etti.
Metro seferlerinin de sürdüğü bildirildi.
Dün akşam saatlerinde Konya karayolunda yaşanan kazada, öne sürülene göre hafif ticari araç ile Konya’daki bir hastaneden gelen Merve Cingöz, birden yola çıkan kediye çarpmamak amacıyla manevra yaptı. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği hafif ticari araç, refüjdeki bariyerlere çarptı.
Çarpmanın etkisiyle sürücü Merve Cingöz ile araçta olan oğlu Ege Barçın, Mediha Barçın ve Emine Çay yaralandı. İhbar ardından kaza yerine çok sayıda sağlık, polis ve jandarma birimi gönderildi. Kaza yerinde kalbi duran sürücü Merve’nin oğlu Ege Barçın ve Mediha Barçın ile Merve Cingöz ve Emine Çay Çağrılan, sağlık ekipleri tarafından Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.
Mediha Barçın burada doktorların bütün müdahalesine karşın yaşamını yitirdi. Ege Barçın ise müdahalenin sonrasında tekrar yaşama döndürülerek yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Oğluyla aynı ambulansla hastaneye götürülen anne Merve Cingöz, oğlu Ege Barçın ambulanstan indirilirken sinir krizi geçirdi.
Yakınlarının teselli etmeye uğraştığı Merve Cingöz “Anne kedi çıktı önümüze” diyerek gözyaşları döktü.
Kazayla alakalı başlatılan soruşturma devam ediyor.
İstanbul‘daki bir hastanede biyomedikal teknikeri olarak görev yapan Fatih K.(35), hastanenin yoğun bakım kısmında çalışıyordu. Fatih K., hemşire Ekrem K. ile akşam saatlerinde sohbet etmeye başladı. Ekrem K., elindeki belgeleri imzalamak amacıyla Fatih’in önlüğünün cebindeki kalemi aldı. Fatih, hemşireden kalemini vermesini istedi. Ekrem de kalemi vermeyeceğini söyledi. İkili arasındaki kalem şakası sürerken, öne sürülene göre tekniker, ‘Kalemi getir, yoksa yoğun bakım ünitesinin oksijen bağlantısını keserim’ ifadelerini kullandı.
Sabah gazetesinin haberine göre; Ekrem K. Fatih’e böyle bir şey yapamayacağını belirterek, kalemi vermedi. İnada binan kalem polemiği esnasında Fatih K., yoğun bakım ünitesindeki oksijen panosunun kapağını açıp yoğun bakım ünitesine oksijen veren vanayı birden kapattı. Hastanede alarm çalmaya başladı.
Bu esnada hemşirenin yoğun bakım kısmındaki bir hastası ajite oldu. Hemşire koşarak hastasına yardıma gitse de yoğun bakımdaki hasta, yaşamını yitirdi. Entübe olarak yoğun bakımda tedavi altında olan hasta vananın kapanmasıyla havasız kalarak öldü. Bu esnada hastanedeki üst denetçi hemşire, alarmla alakalı idari soruşturma başlattı.
Hemşire Ekrem K. ve yoğun bakım kısmında çalışanların olayla alakalı ifadeleri alındı. Ekrem K., yaşanan şakalaşma olayı sebebiyle teknikerin yoğun bakım kısmındaki oksijen paneline gittiğini, sonrasında panelin kapağını açıp üniteye bağlantı sağlayan vanayı kapattığını ve bu kapatma sebebiyle hastanede alarm çaldığını belirtti. Alarm ardından yoğun bakım ünitesindeki hastalarından bir tanesinin ünitesindeki hastanın durumuyla alakalı alarm aldığını ve hastaya müdahale ettiğini kaydetti.
Fatih K., idari soruşturma çerçevesinde alınan ifadesinde ise olanları şu şekilde aktardı: ‘Yoğun bakım ünitesinden başka bir hemşire tarafından çağırıldım. Akşam 16:00 sıralarında üniteye geldim. Ekrem ile karşılaştık. Cebimdeki kalemi aldı. Gitti. Gel dedim. Beni dinlemedi. Ben de iş inada bindiği için oksijen vanasını kapatıyorum, gel’ dedim.
O anda aklıma o geldi. Kapattıktan sonra gel kendin aç dedim. Vanayı kapattıktan sonra hemen alarm çalmadı. Yaklaşık 1 dakika sonra alarm çaldı. Ben de olay yerinden ayrıldım. Yoğun bakım ünitesindeki hoca bana kızdı. Yapmamam gereken bir şeydi. Çok üzgünüm. Yaptığım şeyin hiçbir açıklaması yok’ dedi.
Hemşire ve tekniker arasında olan olaya yoğun bakım kısmındaki ünitede çalışan doktorlar, temizlik görevlisi, diğer hemşireler ve hasta bakıcıların da şahit olduğu tespit edildi. Olaya tanıklık eden bütün personelin ifadesi alındı.
Hastane idari soruşturma çerçevesinde ifadeler ardından ilişiğini kestiği tekniker Fatih K. hakkında cezai soruşturma için önce Sağlık Bakanlığına sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Savcılık, şüpheli hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan soruşturma açtı.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, ailesinin zorlaması ile kaldığı cemaat yurdundaki baskılar ve gelecek kaygısı sebebiyle intihar eden üniversite öğrencisi Enes Kara’nın “Evladımı ölüme sürükleyen cemaat değil, etrafındaki ateist arkadaşları oldu” diyen babası Mehmet Kara’ya, “Evladını senin kayıtsızlığın ve muazzam anlayışsızlığın öldürdü” diyerek tepki gösterdi.
Hakan bugünkü köşe yazısının “Evladını ateizm öldürmedi” başlıklı kısmında şunları belirtti:
“ENES Kara’nın babası, “Evladımı ateizm öldürdü” diyerek topu fena halde taca atmış. Bu babanın, artık kendi durumuna uyanması, uyandırılması lazım. Ki başka evlatlar da böyle babalar elinde heder olmasın. Ben elimden geldiğince bu sayın babayı uyandırmaya çalışacağım:
Sayın baba evladını…
– Senin kayıtsızlığın ve muazzam anlayışsızlığın öldürdü.
– İntihara kadar sürüklenecek bir psikolojiyi fark edememiş olman öldürdü.
– “Oğlum, galiba senin bir derdin var, hadi anlat bana” dememiş olman öldürdü.
– Kendisini gayet ifade eden oğluna kulak vermemen öldürdü.
– Oğlunun bunalımını ciddiye almaman öldürdü.
– Oğluna “Sakın kendini baskı altında hissetme evladım” dememen öldürdü.
– Oğlunu cemaate terk ederek her şeyin en güzelini yaptığına duyduğun kesin inanç öldürdü.
– Sorumluyu asla kendinde aramayan, hep başkalarında arayan şu sorumsuz tabiatın öldürdü.
