Yazar: odakhaber

  • BODRUM’DA İFTAR BULUŞMALARININ SONUNCUSU DÜZENLENDI

    BODRUM’DA İFTAR BULUŞMALARININ SONUNCUSU DÜZENLENDI

    Bodrum Belediyesi’nin, ramazan ayı boyunca düzenlediği iftar buluşmalarının sonuncusu Ortakent’te yapıldı.

    Bodrum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün, ramazan ayı boyunca Çırkan Mahallesi, İslamhaneleri Mahallesi, Peksimet-Dereköy Mahallesi, Akçaalan Mahallesi, Yakaköy Mahallesi, Yalıkavak Mahallesi, Mumcular Mahallesi, Cevat Şakir Mahallesi, Bodrum Merkez, Turgutreis Mahallesi ve Gündoğan Mahallesi’nde düzenlediği iftar programları sonuncusu Müsgebi (Ortakent) Mahallesi’nde yapıldı.

    Ortakent pazar yerinde düzenlenen iftara Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras yanında CHP İlçe Başkanı Halil Karahan, Ortakent Yahşi Yalılarını Geliştirme Güzelleştirme ve Mavi Bayrak Derneği (OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Öncel Erkal ile yönetimi, meclis üyeleri ve mahalle muhtarları katıldı.

    ARAS VATANDAŞLARLA İFTAR YAPTI

    Bodrum Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı programlarda Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, vatandaşlarla iftar yaparak esnaf ve vatandaşlarla sohbet etme imkânı buldu. Başkan Aras, yemek dağıtım istasyonlarında da vatandaşa yemek servisi yaptı.

    Vatandaşların yoğun katılımlarıyla düzenlenen iftar programlarında yaptığı konuşmalarda birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Aras, iki yıldır pandemi sebebiyle yapılamayan iftar programlarının bu yıl itibariyle yeniden başlamasından mutluluk duyduğunu, davetlerine icabet eden tüm vatandaşlara şükranlarını sunduğunu belirtti.

  • MURATPAŞA’DA RAMAZAN AYINDA TOPLAMDA 80 BİN KİŞİ İFTARLARDA BİR ARAYA GELDİ

    MURATPAŞA’DA RAMAZAN AYINDA TOPLAMDA 80 BİN KİŞİ İFTARLARDA BİR ARAYA GELDİ

    Muratpaşa Belediyesi, Ramazan ayı boyunca her gün farklı bir mahallede düzenlediği iftarlara yaklaşık 80 bin kişi katıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın eşi Ümran Uysal’la katıldığı iftarların sonuncusu Beş Şehitler Parkı’nda düzenlendi. İftarda Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan da eşi ve çocuklarıyla yer aldı. 

    Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, ramazan ayı boyunca her gün farklı mahallede iftar düzenlendi. 23 noktada Muratpaşa’nın 55 mahallesinin bir araya geldiği iftarlarla yaklaşık 80 bin kişi katıldı. Mahalle iftarları için Belediye’nin aşevi her gün mercimek çorbası, kuru fasulye, pilav ve irmik tatlısı hazırladı. İftardan saatler önce ekipler mahallede masaları kurdu tek tek sandalyeleri dizdi. İftar saati yaklaşırken aşevinde pişen yemekler getirildi. Yemek dağıtımı için en az 4 – 5 nokta oluşturuldu. İftara sayılı dakikalar kala eş zamanlı olarak yemek dağıtımı yapıldı. Çocukların palyaço gösterileriyle doyasıya eğlendiği iftarlarda dualar eşliğinde oruçlar açıldı.

    Muratpaşa Belediyesi, ramazan ayının son iftarını ise Beş Şehitler Parkı’nda verdi. İftarda Deniz, Altındağ, Üçgen, Bahçeli, Kızılsaray ve Kışla mahalle sakinleri bir araya geldi. Başkan Uysal’ın eşi Ümran Uysal’la birlikte katıldığı iftara Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan da eşi ve çocuklarıyla eşlik etti.

    “KOMŞUSU AÇKEN TOK YATMAYAN, SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL ELİN BİLMEDİĞİ BİR KÜLTÜRÜ PAYLAŞIYORUZ”

    İftarın ardından Başkan Uysal, yaptığı konuşmada Muratpaşa’da çok özel bir kültürü paylaştıklarını söyledi. Başkan Uysal, “Komşusu açken tok yatmayan, sağ elin verdiğini sol elin bilmediği bir kültürü paylaşıyoruz. Türkiye’mizin en modern kenti kurmakla birlikte dayanışmamızla, aynı sofrada buluşabilmemizle övünüyoruz” diye konuştu.

    Başkan Uysal, iftarın ardından ramazan ayı boyunca organizasyonda görev alan Belediye çalışanlarıyla bir araya geldi. Başkan Uysal, özverili çalışma dolasıyla teşekkür edip Ramazan Bayramı’nı kutlarken “Yemeğimizi, operasyonu kendimiz yaptık. Ve bunu her gün yaptık. Ellinize sağlık” dedi.

  • DİSK BAŞKANI ÇERKEZOĞLU: “TAKSİM’İN YASAKLANMASI BU ÜLKEDE EŞİTLİK, ADALET, BARIŞ, KARDEŞLİK UMUTLARINA VURULAN BİR KELEPÇEDİR”

    DİSK BAŞKANI ÇERKEZOĞLU: “TAKSİM’İN YASAKLANMASI BU ÜLKEDE EŞİTLİK, ADALET, BARIŞ, KARDEŞLİK UMUTLARINA VURULAN BİR KELEPÇEDİR”

    OKTAY YILDIRIM

    İstanbul Valiliği’nin mitinge izin vermediği Taksim’e işçi örgütleri birer heyet göndererek, Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bıraktı. Anıta ilk ziyareti yapan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) heyeti oldu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu “Taksim’in yasaklanması bu ülkede eşitlik, adalet, barış, kardeşlik umutlarına ve bu iradeye vurulan bir kelepçedir. O nedenle bizler bu 1 Mayıs’ta bir kez daha Taksim yasağını asla kabul etmediğimizi, Taksim irademizden vazgeçmeden Maltepe Meydanı’nda ve Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda, meydanlarda buluşacağımızı ifade ediyoruz” dedi.

    Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasına izin verilmeyen Taksim Meydanı ve çevresinde her yıl olduğu gibi bu sene de sıkı güvenlik önlemleri alındı. Önlemler kapsamında Taksim Meydanı, Talimhane, Tarlabaşı, Divan Kavşağı, Gezi Parkı etrafı, Atatürk Kültür Merkezi önü ve Sıraselviler ile İstiklal Caddesi’ne kadar tüm bölge, bariyerlerle çevrilerek girişlere kapatıldı. İstanbul Valiliği tarafından 1 Mayıs tedbirleri kapsamında alınan karar doğrultusunda, saat 06.00’dan itibaren Taksim Meydanı’na çıkan yollar kapatıldı.

    Mitingin yasak olduğu Taksim’e işçi örgütleri birer heyet göndererek, Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bıraktı. Taksim Meydanı’na ilk gelen işçi örgütü DİSK oldu. Sabah saat 08.00 sıralarında Gümüşsuyu’ndan Taksime gelen DİSK Yönetim Kurulu üyeleri, Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bıraktı. Heyet adına açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Çerkezoğlu, şunları söyledi:

    “DÜNYANIN EN BÜYÜK 1 MAYISLARINI YAPTIK BU MEYDANDA: Bugün 1 Mayıs. Bugün işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününü kutluyorum. DİSK Yönetim Kurulu olarak 1 Mayıs çelengimizi bırakmak üzere buradayız. Sizler de biliyorsunuz İstanbul’da bu yıl 1 Mayıs mitingimizi, 1 Mayıs buluşmamızı Maltepe Meydanı’nda gerçekleştireceğiz. Birazdan hep birlikte Maltepe’ye geçeceğiz. 1 Mayıs Meydanı Taksim Meydanı’dır. Yıllarca bir Mayıs’ın ve Taksim’in özgürleştirilmesi için uzun mücadeleler verdik. 2010, 2011 ve 2012 yıllarında sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük 1 Mayıslarını yaptık bu meydanda. 1977 1 Mayıs’ında yitirdiğimiz arkadaşlarımızı andık. Daha sonraki yıllarda Taksim’in özgürleştirilmesi mücadelesinde kaybettiklerimizin anısını ve Türkiye İşçi Sınıfı’nın birlik, mücadele, dayanışma duygularını, taleplerini, hedeflerini, mücadelesini yüz binlerle buluşturduk bu meydanda. Ancak 2013 yılından beri Taksim Meydanı yeniden işçi sınıfına ve 1 Mayıs’a kapatıldı.

    1 MAYIS’IN VE TAKSİM’İN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ BU ÜLKEDE DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN DE TARİHİDİR: Ancak biliyoruz ki 1 Mayıs’ın ve Taksim’in özgürleştirilmesi bu ülkede demokrasi mücadelesinin de tarihidir. Taksim’in işçi sınıfına yasaklanması Türkiye’de demokrasinin, işçi haklarının bu ülkenin geleceğinin nasıl şekillendiğini de gösteriyor. Aslında Taksim ve 1 Mayıs yasağı bugün işçi sınıfının emekçilerin bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenlerin yaşadığı zorlukların sıkıntıların sorunların da simgesidir. Yani bugün 1 Mayıs Meydanı Taksim Meydanı’nın işçi sınıfına 1 Mayıs’a kapalı olması bugün Türkiye işçi sınıfının açlık sınırının altındaki asgari ücrete mahkûm edilmesidir. Taksim’in yasaklı olması bu ülkede milyonlarca emeklinin asgari ücretin bile altındaki ücretlere mahkûm edilmesidir. Taksim’in yasaklı olması bugün Türkiye işçi sınıfının sendikal haklarının gasp edilmesi, grev hakkının toplu sözleşme hakkının kullanımının önündeki engellerdir.

    TAKSİM’İN YASAKLANMASI UMUTLARA VE İRADEYE VURULAN BİR KELEPÇEDİR: Taksim’in yasaklanması bu ülkede kadınlara yapılan ayrımcılıktır şiddettir. Taksim’in yasaklanması bu ülkede işsizlikle geleceği karartılan gençlerimizin gerçekliğidir. Taksim’in yasaklanması bu ülkede eşitlik, adalet, barış, kardeşlik umutlarına ve bu iradeye vurulan bir kelepçedir. O nedenle bizler bu 1 Mayıs’ta bir kez daha Taksim yasağını asla kabul etmediğimizi, Taksim irademizden vazgeçmeden Maltepe Meydanı’nda ve Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda, meydanlarda buluşacağımızı ve mutlaka bu ülkede İstanbul’da bu kentte Taksim Meydanı’nda, 1 Mayısları yaptığımız, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın ve kardeşliğin Türkiye’sini, yani emeğin Türkiye’sini kurma kararlılığımızı bugün buradan kez daha ifade ediyoruz. Tekrar bütün sınıf kardeşlerimizin, tüm Türkiye işçi sınıfının dünya işçi sınıfının tüm emekçi halkımızın bir Mayıs’ı kutlu olsun. Yaşasın bir Mayıs diyoruz.”

     

  • Cizre Umut Kervanı, Ramazan ayında yüzlerce ihtiyaç sahibi aileye yardım ulaştırdı

    Cizre Umut Kervanı, Ramazan ayında yüzlerce ihtiyaç sahibi aileye yardım ulaştırdı

    Hayırsever ile ihtiyaç sahibi aileler arası köprü vazifesini gören ve yılın her ayında ihtiyaç sahibi ailelerin umudu olan Cizre Umut Kervanı, “Umut ayı Ramazan” sloganıyla başlattığı yardım çalışmaları ile ilçede bulunan yüzlerce aileye ulaştı.

    Şırnak’ın Cizre ilçesinde faaliyetlerini yürüten Umut Kervanı, yardım çalışmalarına Ramazan ayında da devam etti. Hayırseverlerin destekleriyle ilçe ve yakın köylerdeki yetim ve ihtiyaç sahibi ailelere gıda, et kumanya ve giyim yardımında bulundu.

    Ramazan ayı boyunca yapılan yardımlar hakkında bilgi veren Cizre Umut Kervanı Başkanı Servet Adlım, ihtiyaç sahibi ailelere umut olma vesilesi olan hayırseverlere teşekkür etti.

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Adlım, “Cizre Umut Kervanı olarak ‘Umut Ayı Ramazan’ sloganıyla başlattığımız Ramazan ayı çalışmalarımızda, hayırseverlerin gönderdiği zekât, fitre ve sadakalarını Cizre’de daha önce tespit ettiğimiz yetim ve ihtiyaç sahibi ailelerimize gıda kolisi, et kumanya ve yetim ailelerimize giyim, ayakkabı yardımı olarak ulaştırdık. Bu Ramazan ayında yolları gözleyen ailelerimize umut olma vesilesi olan hayırseverlerimizden Allah razı olsun. Bu vesileyle tüm İslam aleminin Ramazan bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.” dedi. (İLKHA)

  • İŞÇİ AVUKAT HANDENUR ZİNCİR: AVUKAT OLMAMIZA RAĞMEN BİZİ KORUYAN YASAL DÜZENLEME YOK

    TAMER ARDA ERŞİN – GÜRKAN DEMİRTAŞ

    Asgari ücretin altında ve kayıt dışı çalıştırılan işçi avukatlar, bugün 1 Mayıs meydanlarında olacak. İşçi avukat Handenur Zincir, kadın işçi avukatların kendilerine yönelik tacize bile ses çıkaramayacak konumda olduğunu belirterek, “Avukat olmamıza rağmen bizi koruyan, işçi avukatları düzenleyen ve işverenin önünde bu sömürüye son verecek olan bir yasal düzenleme söz konusu değil” dedi.

    Bugün 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. Asgari ücretin altında ve kayıt dışı çalıştırılan işçi avukatlar da bu yıl alanlarda olacak.

    Avukat Hakları Grubu’nun hazırladığı rapor, avukatların nasıl sömürüldüğünü gözler önüne serdi. Raporda, “Meslek onuru ve etiğinin yerini piyasa kurallarının doldurması, işçileşen avukatların statü ve gelir kaybına uğramalarına sebep olmuştur” denilerek, avukatların gün geçtikçe bağımsızlığını yitirdiği ve serbest avukatlığın kamucu yönünü yitirerek patronun emri altında çalışan işçiler haline geldiği anlatıldı.

    “KAYIT DIŞI İŞÇİ AVUKAT”

    Raporda, avukatlar ile yapılan ankete de yer verildi. Ankete katılan 858 avukattan 235’i herhangi bir işte çalışmadığını ve 56 avukat ise bir avukatlık bürosunda kayıt dışı çalıştığını bildirdi.

    “Şayet çalışıyorsanız aylık kazancınız aşağıdaki aralıklardan hangisine dahildir” sorusunu yanıtlayan 819 avukattan 118’i, aylık kazancının asgari ücretin altında olduğunu belirtti. 631 işçi avukattan 194’ü ise aylık ücretini zamanında alamadığını açıkladı.

    Ankete göre, “Patron avukat SGK priminizi gerçek ücretiniz üzerinden mi yoksa asgari ücret üzerinden mi ödemektedir” sorusunu yanıtlayan 658 avukattan 419’u, SGK primlerinin asgari ücret üzerinden ödendiğini bildirdi.

    Ankete katılan işçi avukatların yüzde 65’i günlük fazla mesai yapıyor, ancak bunun karşılığını alamıyor. Yüzde 66’sını ise patronu, mesai saatlerinin dışında da arayarak iş konusunda rahatsız ediyor.

    Patron avukatların işçi avukatlara yıllık izinlerini İş Kanunu’nda belirlenen sürelerde kullandırıp kullandırmadığına ilişkin soruya 646 avukat yanıt verdi. Bu avukatların 306’sı İş Kanunu’na göre yıllık izin kullanamıyor.

    “ÇOK HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM”

    Bu işçi avukatlardan birisi de 2019 yılında mesleğe başlayan Handenur Zincir. İşçi avukatların genellikle asgari ücret ve altı ücretlere çalıştırıldığını söyleyen Zincir, “Biz, Avukat Hakları Grubu olarak bir anket çalışması yapmıştık. Çoğunlukla avukatlar, asgari ücretin altında ücret tarifesiyle çalışıyordu. Mesleği devam ettirmek ve ilerlemek şöyle dursun, bir asgari hayat standardını sağlayabilecek bir ücret almaktan çok uzaktılar. Ben de bu şekilde başladım. Çok hayal kırıklığı yaşadım” diye konuştu.

    “KIDEMLİ AVUKATA DOSYA VERİYORLAR, KIDEMSİZ GÖRDÜKLERİ İŞÇİ AVUKAT DOSYALARINI TAKİP EDİYOR”

    Zincir, işçi avukatların, çalıştığı avukatın yanında birçok işi yaptığını ve mesaileri 09:00-18:00 olmasına karşın akşam da çalışmaya devam ettiklerini açıklayarak, müvekkillerle nasıl ilişki kurduklarını şöyle anlattı:

    “Müvekkillerle normal bir avukat gibi iletişim kurmak zorundasınız. Elbette onlar, asıl avukatın işlerini takip etmesini bekliyorlar. Asıl avukatın bürosuna, bürosunun nerede oluşuna, onun çevresine ve kıdemine bakarak aslında davalarını ve hukuki sorunlarını o avukatın çözmesini bekliyorlar. Ama kıdemsiz buldukları işçi avukatlar, aslında onların dosyalarını takip eden avukatlar.”

    “BURAYA GEL”

    Zincir, gerektiğinde cumartesi ve pazar günleri de çalıştıklarını bildirerek, fazla mesai almadıklarını dile getirdi. “Patron avukat-işçi avukat ilişkisinde patron avukatların işçi avukatları meslektaş olarak görmemesi gibi sorun söz konusu” diyen Zincir, işçi avukatların meslektaş olarak değil ücreti ödenen işçi gibi görüldüğünü belirtti. Zincir, “Bağırıldığı, ismiyle seslenilmediği ve daha küçültücü hitaplarla seslenildiği, ihtiyaçlarının göz ardı edildiği oluyor” diyerek, bazı patron avukatların, işçi avukatları çağırırken bile en hafif şekliyle “Buraya gel” diye seslendiğini söyledi.

    Zincir, patron avukat bürolarının maktu dilekçelerle fabrikaya döndüğünü kaydederek şunları söyledi:

    “Bir dava için çok daha fazla emek harcanması gerekirken işçi avukatlardan 10-20 dilekçe yazmaları bekleniyor. Bu işçi ve stajyer avukatlara getirilen zorunluluk. Maktu dilekçeler, maktu duruşmalar… Dosyalar geliyor, dosyalara gereken yapılıyor ve hemen diğerine geçiliyor. Gereken önem verilmiyor ve buradan sadece ücret sağlanmaya bakılıyor. Bu büyük bir adaletsizlik doğuruyor. Avukatların adaleti ve hukuku sağlamak için aldıkları eğitimin hakkını vererek bir davayı takip etmeleri gerekirken burada ne zaman ne emek harcanarak, işçi avukatların üstüne bırakılmış bir adalet sisteminde söz ediyoruz.”

    Zincir, işçi kadın avukatların yanlarında çalıştıkları kişiler tarafından taciz edilebildiğini de ifade ederek, “Belki sosyal medya ile bu aşılmıştır ancak kıdemsiz avukatlar kendilerini burada savunmasız hissediyorlar. Çünkü üstat avukatlar kendini duyurmuş, baroda veya başka gruplarda etkin olabiliyor. Buna karşı gelebilmek, yeni mezun bir avukatın buna karşı gelebilmesi güç oluyor” dedi.  

    “İŞÇİ AVUKAT SİRKÜLASYONU”

    Zincir, bazı işçi avukatların sigortalarının yatırıldığını, ancak ‘deneme süresi’ adı altında çoğu işçi avukatın sirkülasyon halinde sürekli bir, iki ay çalıştırıldıktan sonra işten çıkarıldığını da aktararak, “Alıyorlar işçi avukatları, bir süre sonra bir sebeple işten çıkartıp bu şekilde sirkülasyonu sağlamış oluyorlar” diye konuştu.

    “ADLİYEDE KARŞILAŞTIĞINIZ HER KİŞİ SİZDEN DAHA FAZLA MAAŞ ALACAK”

    “Siz avukat olacaksınız, ama karşılaştığınız hakimler, mübaşirler, kalem personeli ve adliyede karşılaştığınız her kişi sizden daha fazla maaş alacak” sözünün kendisine söylendiğini ve bunu adliyede de gördüğünü aktaran Zincir, “Bu durum benim özgüvenimi düşürmüştü ve bu düşük özgüvenle ben hakimlerin karşısında durmaya, müvekkilin haklarını savunmaya çalışıyordum” dedi.

    “SAVUNMA SAVUNMASIZ”

    “Avukat olmamıza rağmen bizi koruyan, işçi avukatları düzenleyen ve işverenin önünde bu sömürüye son verecek olan bir yasal düzenleme söz konusu değil” diyen Zincir, “Avukatların kendilerini savunamamasının nedeni, yasal düzenleme ve bununla ilgili bir yaptırımın olmamış olması. Bu nedenle biz savunmasız bırakıldık” diye konuştu.

  • GEZİ TUTUKLULARI SİLİVRİ’DEN KONUŞTU: “SONUÇTA ZARARLI ÇIKAN TÜRKİYE’NİN SAYGINLIĞI OLUYOR”

    GEZİ TUTUKLULARI SİLİVRİ’DEN KONUŞTU: “SONUÇTA ZARARLI ÇIKAN TÜRKİYE’NİN SAYGINLIĞI OLUYOR”

    CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Gezi davasında hapis cezasına çarptırılan Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Kavala, “Hükümet AİHM’e, ‘Ben seni oyalamak için dosyalar uydurdum. Seni aldattım. Şimdi de senin kararlarını tanımıyorum’ diyor aslında bu kararla. Maalesef sonuçta zararlı çıkan Türkiye’nin saygınlığı oluyor” dedi.

    CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, Gezi davasında haklarında mahkumiyet kararı verilen ve Silivri Cezaevi’nde bulunan Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay’ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından yaptığı görüşmelere ilişkin basın açıklaması yapan Çakırözer, tutukluların şunları söylediğini belirtti:

    “CEZALANDIRILAN 7 KİŞİYE KENDİMDEN ÇOK ÜZÜLDÜM”

    Osman Kavala: “Mahkemenin verdiği cezaya şaşırdım. Hiç suçum yok ama bu kadar yatırdıktan sonra bir ceza vermeden bırakmalarını beklemiyordum. Ama böylesine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına şaşırdım. Ama daha çok şaşırdığım husus benimle birlikte 7 saygın isme 18 yıl hapis cezası verilmesi. Bu isimlerin her biri yasalara hukuka bağlı, onlarca yıldır ülkemizin iyiliği için çalışan kişiler. Onlara da böyle bir zulüm yapılıyor olması çok üzücü.

    “ZARARLI ÇIKAN TÜRKİYE’NİN SAYGINLIĞI OLUYOR”

    Mahkemenin bu kararları aslında üyesi olduğumuz AİHM’e hakaret niteliğinde. Türkiye’nin AİHM’e ‘o dosyadan beraat etti’ dediği dosyadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldım. Hükümet AİHM’e, ‘Ben seni oyalamak için dosyalar uydurdum. Seni aldattım. Şimdi de senin kararlarını tanımıyorum’ diyor aslında bu kararla. Maalesef sonuçta zararlı çıkan Türkiye’nin saygınlığı oluyor.”

    “VİCDANLARI EZEN BULDOZER”

    Hakan Altınay: “Bu tarafsız adil bir mahkemenin verdiği karar değil, tam bir deli saçması! Bu kararın bize, ailelerimize verdiği zarar belli. Hukukun, adaletin, vicdanların üzerinden buldozer gibi geçen bir karar. Ama bir de Türkiye’nin itibarına verdiği büyük hasar var. Batı’da Türkiye’nin dostu olan, hiçbir karşılık beklemeden Türkiye’nin olumlu imajı için çabalayan isimlerin her biri bu ve buna benzer adaletsiz uygulamalar nedeniyle artık Türkiye’ye sırt çevirmiş durumda. Kimden bahsediyorum Marti Ahtisaari, Thorbjorn Jagland. İnsan en çok buna üzülüyor. Savcı benim o dönemde Avrupa Birliği’ne yazdığım mektubu delil koymuş. Ne demişiz biz : ‘Aman Gezi Direnişine karşı yaşanan bu olumsuzlukları bahane edip Türkiye’nin AB sürecini durdurmayın’ diyoruz. Bu sözler zor durumda bırakıyormuş Türkiye’yi.  Şimdi iddia ediyorum hangisi daha çok zarar veriyor Türkiye’ye? Benim mektubum mu? Yoksa bizi mahkum eden bu adaletsiz yargı mı? Toplumun vicdanı ile bu kadar oynamamak lazım. Herkes herkesi sevmek zorunda değil ama herkes herkesin hakkına hukukuna saygı göstermek zorunda. Ülkede bir hukuk güvencesi olması şart.”

    “GURURLA GEZİ’Yİ SAVUNACAĞIZ”

    Tayfun Kahraman: “Bizim şahsımızda topluma yaşatılan bu zulme karşı duracağız. Bizi tecrit koşullarında içeride tutmak isteseler de onurumuzla, gururumuzla Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz. Evimizi ziyaret ederek çok büyük dayanışma gösteren Kemal Kılıçdaoğlu’na ve bu haksızlığın karşısında susmayan tüm siyasetçilere teşekkür ediyoruz. Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu bize güçlü biçimde sahip çıkıyor. Teşekkür ediyoruz.”

    “BU MEMLEKET BU DELİ GÖMLEĞİNE SIĞMAZ”

    Can Atalay: “Bu kararlar susturmak korkutmak istedikleri Gezi ruhuna hiçbir şey yapamaz. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız. Bu memleket, giydirmek istedikleri bu deli gömleğine sığmaz. Cumhuriyete sahip çıkacağız. Onu demokratikleştireceğiz. 100. Yılında demokratik cumhuriyet 84 milyon olarak hepimizin birbirine armağanı olacak. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ve diğer liderlerin bu hukuksuzluğa karşı durmasından, Gezi’ye sahip çıkmasından mutluyuz.”

    ÇAKIRÖZER: “KAVALA 9’UNCU BAYRAMINI DA ZİNDANDA GEÇİRİYOR”

    Çakırözer, ziyaretleri sonrasında yaptığı açıklamada, Gezi’de milyonların anayasal hak olan protesto hakkını kullandığını dile getirerek, verilen cezaların büyük bir hukuksuzluk olduğunu söyledi. Ortada vicdanları sızlatan bir adaletsizlik olduğunu vurgulayan Çakırözer, “Osman Kavala bir bayrama daha cezaevinde giriyor. Cezaevinde geçirdiği 9. Bayramı. Onunla birlikte Gezi sanıkları da bu bayrama ailelerinden uzakta haksız, hukuksuz tutuklu bulundukları Silivri ve Bakırköy cezaevlerinde geçirecek. Bu adaletsizlik bir an önce giderilmeli ve bu masum insanlar özgürlüklerine en kısa sürede kavuşmalıdır” dedi. 

     

  • Ünlü şarkıcı Yıldız Tilbe kaza yaptı

    Ünlü şarkıcı Yıldız Tilbe kaza yaptı

    Dün Maltepe İdealtepe Mahallesi’nde yaşanan kazada, Şarkıcı Yıldız Tilbe, otomobiliyle Büyüktur Yolu sokaktan çıkıp Bağdat Caddesi’ne girdiği sırada, Kadıköy istikametine doğru ilerleyen motosikletliyle çarpıştı.

    Kazanın ardından panikle arabasından inerek yere düşen motosikletlinin yanına koşan Tilbe yardım istedi. görgü takılarının ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri gönderildi. Yıldız Tilbe motosiklet sürücüsü ambulansa bindirilene kadar yanından ayrılmadı. Kazada hafif şekilde yaralanan motosiklet sürücüsü hastaneye götürüldü. Tilbe’nin ifade vermek için polis merkezine götürüldüğü belirtildi.

    Kazayı gören Dursun Kaya, “Kadıköy istikametine giden motosiklet, kırmızı ışıkta geçmeye çalışırken araç da dönüyordu. Sürücüyü gördüm kadındı ama kim olduğunu bilmiyordum. Ambulansı aradık. Üzgün bir hali vardı. Yıldız Tilbe olduğunu yine bilmiyordum. Sonradan gördüm Yıldız Tilbe Hanım dediler. Yıldız Tilbe de başına gitti. Hatta sonuna kadar da başını kolunun üstünde tuttu.” ifadelerini kullandı.

  • BAŞKAN SELVİTOPU: “EKONOMİK KRİZE RAĞMEN DİMDİK AYAKTAYIZ”

    BAŞKAN SELVİTOPU: “EKONOMİK KRİZE RAĞMEN DİMDİK AYAKTAYIZ”

    Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, ana hizmet binasındaki çalışanların ardından dün de Fen İşleri Müdürlüğü ve Temizlik İşleri Müdürlüğü şantiyeleriyle Uğur Mumcu Sosyal Tesisi’ndeki personelle bayramlaştı. İşçilerin önce 1 Mayıs ve daha sonra da Ramazan bayramlarını kutlayan Başkan Selvitopu, “Karabağlar Belediyesi olarak, ekonomik krize rağmen dimdik ayaktayız. Çünkü bütçemizi ve gelirlerimizi doğru değerlendiriyoruz. Har vurup harman savurmuyoruz. Yerli yerinde harcıyoruz” diye konuştu.

    Başkan Selvitopu’nun bayramlaşmada ilk durağı Fen İşleri Müdürlüğü’nün şantiyesi oldu. Burada düzenlenen törene DİSK Genel İş 5 Nolu Şube Başkanı Ali Haydar Kara, Belediye İş Sendikası İzmir 4 Nolu Şube Başkanı Ayhan Doğan, meclis üyeleri, başkan yardımcıları, bürokratlar ve işçiler katıldı.

    Başkan Selvitopu, İki bayramı bir arada kutlayacaklarını hatırlatarak, “Önce emek ve alınteri bayramı olan 1 Mayıs, daha sonra da İslam alemin en önemli bayramı olan Ramazan var. Biliyorsunuz Ramazan ayı, Anadolu coğrafyasında sevginin, saygının, barışın ve hoşgörünün yaşandığı bir ay. Dertlerin paylaşıldığı bir ay. İnsanlar bu aylarda sofraları paylaşır ve birçok sorunu oralarda çözüme kavuşturur. Bunun değerini iyi bilmeliyiz” dedi.

    Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krize rağmen Karabağlar Belediyesi’nin dimdik ayakta olduğunu belirten Başkkan Selvitopu, “Çünkü kendi bütçemizi ve gelirlerimizi doğru değerlendiriyoruz. Har vurup harman savurmuyoruz. Yerli yerinde harcıyoruz. Herşeyi olması gerektiği gibi yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

    İşçilere verdikleri emek ve döktükleri alınteri için teşekkür eden Başkan Selvitopu, “Görevini layıkıyla yapan herkesin başımızın üzerinde yeri var. Hepinize ailelerinizle, yakınlarınızla sağlıklı, huzurlu bir bayram diliyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum” dedi.

    Konuşmaların ardından bir işçi Başkan Selvitopu’na ahşap oyma şekerlik armağan etti.

    Genel İş 5 Nolu Şube Başkanı Ali Haydar Kara ve Belediye İş İzmir 4 Nolu Şube Başkanı Ayhan Doğan da yaptıkları konuşmalarda, işçilerin emek bayramını ardından da Ramazan Bayramı’nı kutladılar. Sendika şube başkanları bayramın ülkemize barış, huzur ve hoşgörü getirmesini dilediler.

    UZUNDERE VE UĞUR MUMCU’DA DA BAYRAMLAŞMA

    Başkan Selvitopu’nun ikinci durağı Uzundere Temizlik İşleri Şantiyesi oldu. Burada da sendika temsilcisi olarak Ali Haydar Kara’yla, KARBEL Şirket Müdürü Yakup Tendriç, başkan yardımcıları da yer aldı. İşçilerin 1 Mayıs Emek ve Ramazan bayramlarını kutlayan Başkan selvitopu, daha sonra onlarla toplu fotoğraf çektirdi.

    Başkanın son durağı Uğur Mumcu Sosyal Tesisleri oldu. Başkan Selvitopu burada da çalışanlarla, tesis yöneticileriyle bayramlaştı.

  • ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN BÖCEK’TEN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI

    ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN BÖCEK’TEN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek Ramazan Bayramı nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı. “Bu bayramın, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kadınlarımızın yüzünün güldüğü, tüm vatandaşlarımızın mutlu, huzurlu ve barış içinde; daha aydınlık, daha özgür, daha demokratik bir Türkiye’de yaşamasına vesile olmasını diliyorum. Ramazan Bayramımızı en içten dileklerimle kutluyor, şeker tadında nice bayramlar yaşamamızı umut ediyorum” dedi.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek’in Ramazan Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesaj şöyle:

    “Sevgili Antalyalılar

    Kıymetli Hemşerilerim

    Birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını en üst seviyede yaşadığımız bir Ramazan Ayı’nı daha geride bırakırken, bayrama erişmenin huzur ve mutluluğu içerisindeyiz.

    Bu yıl özlediğimiz ramazanlara bir nebze de olsa ulaşabilmenin mutluluğunu yaşadık. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl düzenleyemediğimiz Ramazan Etkinliklerimizde bu yıl siz değerli hemşerilerimizle birlikte olduk. Karagöz-Hacivat gösterisi, hemşeri geceleri, konserler ve renkli ramazan çarşısı ile geleneksel ramazan eğlencelerini birlikte yaşadık. Ramazan Ayı boyunca farklı ilçelerimizde kurduğumuz iftar sofralarımızda Antalyalı hemşerilerimizle buluştuk. Kısacası bu yıl yan yana, el ele, gönül gönüle vererek Ramazan Ayı’nın maneviyatını sizlerle paylaştık.

    Dayanışma ruhu içerisinde hareket ederek, ihtiyaç sahibi hemşerilerimizin de yanında yer almaya, elimizden geldiği, gücümüzün yettiği kadar onlara destek olmaya çalıştık. Mobil Aşevimiz ile her akşam farklı bir mahallemizi ziyaret ederek hemşerilerimize yemek ikramında bulunduk. Ramazan yardımlarımızla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı da yalnız bırakmadık. Ata’mızın geleceğimizin teminatı çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı da ramazan ayı içerisinde coşkuyla kutladık. 

    Sevgi, saygı, hoşgörü, birlik ve beraberlik içerisinde geçirdiğimiz Ramazan Ayı’nın ardından şimdi de Ramazan Bayramımızı kutlayacağız. Bu yıl nihayet uzun bir aradan sonra bayramı doya doya yaşayabileceğiz. Pandemi önlemlerinin sona ermesi ile birlikte büyüklerimizin ellerinden öpebilecek, sevdiklerimizle kucaklaşarak bayramlaşmalarımızı gerçekleştireceğiz.

    Hemşerilerimizin özlediğimiz bayram coşkusunu yaşayabilmesi, sevdikleriyle buluşabilmesi için Arefe günü de dahil olmak üzere bayram boyunca resmi plakalı otobüslerimiz, Antray ve nostalji tramvayımız ücretsiz olacak. Antalyalı hemşerilerimizin aileleri ve sevdikleriyle bayramı huzur ve neşe içerisinde geçirebilmesi için Antalya Büyükşehir belediyesi olarak ilgili tüm birimlerimizle görev başında olacağız.

    Değerli Hemşerilerim,

    Bu bayramın, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kadınlarımızın yüzünün güldüğü, tüm vatandaşlarımızın mutlu, huzurlu ve barış içinde; daha aydınlık, daha özgür, daha demokratik bir Türkiye’de yaşamasına vesile olmasını diliyorum. Ramazan Bayramımızı en içten dileklerimle kutluyor, şeker tadında nice bayramlar yaşamamızı umut ediyorum.”

     

     

  • İZMİR’DE TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASINA 13 GÖZALTI

    İzmir’de sosyal medyada terör örgütlerinin propagandasını yaptıkları iddia edilen 13 kişi, kent merkezi ve 7 ilçede düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla yakalandı.

    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında İzmir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, sosyal medyadan terör örgütleri PKK/KCK/PYD/YPG lehine propaganda yaptıkları öne sürülen 13 kişiye yönelik operasyon başlattı.

    28 Nisan’da İzmir merkezi ve 7 ilçede düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan 13 şüphelinin jandarmadaki işlemlerinin sürdüğü belirtildi.