Yazar: odakhaber

  • Demet Akalın’dan Suriyelilere tepki! “Yeter bu kadar misafirlik yeter”

    Demet Akalın’dan Suriyelilere tepki! “Yeter bu kadar misafirlik yeter”

    Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, terör ve siyasi suçlar dahil olmak üzere 30 Nisan 2022 itibariyle genel af ilan ettiğini ve bütün vatandaşların ülkeye geri dönmelerini istediğini açıkladı.

    Esad’ın af kararı sonrasında şarkıcı Demet Akalın sosyal medya platformu Twitter üzerinden mesaj yayınladı.

    Genel af haberini alıntılayan Akalın, “Hepiniz dönün artık evinize. Biz kendimize yetemiyoruz. Yeter bu kadar misafirlik yeter” ifadelerini kullandı.

  • AKP’Lİ BÜLENT TURAN VE JÜLİDE İSKENDEROĞLU, 1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ YERİNE FERİBOTU TERCİH ETTİ

    AKP’Lİ BÜLENT TURAN VE JÜLİDE İSKENDEROĞLU, 1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ YERİNE FERİBOTU TERCİH ETTİ

    AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ve Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde katıldıkları iftar dönüşü 1915 Çanakkale Köprüsü yerine feribotu tercih etti. Gelecek Partisi Çanakkale İl Başkanı Vahap Özsüer, “‘Köprüyü pahalı bulan feribota binsin’ dediler ve yaptılar. 6 dakikada geçiş yerine 25 dakikada geçişi tercih etmenin tek sebebi var; 200 liracık” dedi. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan ise “Köprü geçişi pahalı geldi galiba” yorumunu yaptı.

    Bülent Turan ve Jülide İskenderoğlu, 28 Nisan’da, Gelibolu’da birtakım ziyaretlerde bulundu. Turan ve İskenderoğlu, daha sonra AKP Gelibolu İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği iftara katıldı. İftar sonrası Lapseki’ye geçen Turan ve İskenderoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçiş ücretini “200 liracık” olarak açıkladığı 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yerine feribotu tercih etti.

    “KÖPRÜ GEÇİŞİ PAHALI GELDİ GALİBA”

    Gelecek Partisi Çanakkale İl Başkanı Vahap Özsüer, Bülent Turan ve Jülide İskenderoğlu’nun feribotta çekilmiş fotoğrafını sosyal medya hesabında paylaşarak, “‘Köprüyü pahalı bulan feribota binsin’ dediler ve yaptılar. 6 dakikada geçiş yerine 25 dakikada geçişi tercih etmenin tek sebebi var; 200 liracık” dedi.

    CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan ise söz konusu fotoğrafa, “Köprü geçişi pahalı geldi galiba” yorumunu yaptı.

  • POLİS ADALAR BELEDİYESİ’NİN TEKNESİNİN MALTEPE’YE YANAŞMASINA İZİN VERMEDİ. CHP ADALAR İLÇE BAŞKANI AKPOLAT YÜZEREK KIYIYA ÇIKTI

    Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül’ün de içinde bulunduğu yaklaşık 100 kişiyi taşıyan teknenin 1 Mayıs kutlama alanı olan Maltepe’deki iskeleye yanaşmasına polis engel oldu. Tekne yaklaşık 1 saat süreyle denizde bekledi. Bu durumu protesto eden CHP Adalar İlçe Başkanı Ali Ercan Akpolat, denize atladı ve yüzerek kıyıya ulaştı.

    İstanbul Valiliği’nin Taksim’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamasına izin vermemesinin ardından, Maltepe medyanı işçi örgütlerinin eylem alanı olarak belirlenmişti. Bu çerçevede geniş güvenlik önlemleri altında Maltepe’de vatandaşlar toplanmaya, işçi ve sivil toplum örgütleri de belirledikleri noktalarda bir araya gelerek alana doğru yürümeye başladı.

    Bu arada, Adalar Belediye Başkanlığı da geleneksel olarak yaptığı gibi bu yıl da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tüm İstanbul halkıyla kutlamak için bir tekne kiraladı. Büyükada’dan saat 10.30’da hareket eden teknede başta Adalar Belediye Başkanı CHP’li Erdem Gül ve CHP ilçe örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişi bulunuyordu. Ancak polis teknenin Maltepe’deki iskeleye yanaşmasına izin vermedi.

    Tekne yaklaşık 1 saat denizde bekletildi. Duruma tepki gösteren CHP Adalar İlçe Başkanı Ali Ercan Akpolat denize atladı. Akpolat, alkışlar eşliğinde yüzerek denize çıktı.

    Bu arada CHP yöneticilerinin temasları sonucu, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün izniyle tekne iskeleye yanaştı.

    Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül de ANKA’ya yaptığı açıklamada, belediyenin geleneksel olarak yer yıl tekne kiralayarak toplantı alanlarına gittiğini belirterek, polisin bugünkü tutumunu eleştirdi. Gül, “Bir saat boyunca denizde dolaştırıldıktan sonra nihayet kıyıya çıkmamıza izin verildi. Adalar halkının da tüm İstanbullular gibi alanlarda kutlama yapmaya hakkı var. Bu engellenemez” dedi.

     

  • Stresle nasıl başa çıkarız?

    Stresle nasıl başa çıkarız?

    “İçinde bulunduğumuz süreçte salgının da etkisiyle stres artık hepimiz için kaçınılmaz bir durum haline geldi. Hayatımızı daha verimli, daha yaşanabilir ve kaliteli sürdürebilmemiz için bizi yıpratan durum ve süreçleri bilmemiz, stres durumunun neden kaynaklandığını tespit ederek kendimizi rahatlatmamız gerekir. Bunun için de en etkili stresle başa çıkma yollarına başvurmalıyız.

    Stresin bize olumsuz getirilerini mümkün oldukça günlük yaşamımızda kendimizden uzak tutmamız gerekli. Kaçınılmaz bir durum olan stresle başa çıkma becerisi kazanmayı hedeflemeliyiz. Stres iç ve dış uyaranlarla bize olumsuz etki veren vücudumuzun da buna karşı geliştirdiği bir tepkidir. Bizim için tehdit oluşturabilecek bir durumda vücudumuzun verdiği doğal bir reaksiyondur. Stresin dozu arttığı zaman yaşam kalitemizi kötü yönde etkileyebilir.

    Gündelik yaşamda okul, iş, aile yaşamında pek çok durum bize stresle başbaşa bırakabilir. Zihinsel ve duygusal düşünce durumumuzda meydana gelen stres yalnızca olumsuz durumlarda ortaya çıkmaz. Bizi heyecanlandıran, beklenmedik durumlarda, sınav öncesi zamanlarda herhangi bir zamanda gözlenebilir. Bazen savunma mekanizmalarımız devreye girerek bünyemiz kendini korumaya alabilir. Stresle başbaşa kalan kişi böyle durumlarda savaşmak yerine kaçmayı tercih edebilir.

    Bazen stres durumu önceden tespit edilerek bunun önüne geçilmeye çalışılmalıdır. Bu tarz durumlar yaşanacağı dönemlerde özellikle spor yapmalı, düzenli beslenilmeli, sağlıksız yiyeceklerden ve kafeinden uzak durmalıyız. Yapmaktan hoşlanmadığımız işler farklı aktivitelere dönüştürülmelidir. Bu dönemlerde her şeyin mükemmel olması için çaba sarf edilmemelidir. Stresle başa çıkmada en etkili yöntemlerden biri olan mizah sık sık kullanılmalıdır. İkili ilişkilerde stresle boğuşmamak için karşılıklı olarak taraflar birbirini özveriyle dinlemelidir. Sevdiğimiz şeylerle uğraşarak hobilerimize öncelik vermemiz gerekir.

    Stresin dozu oldukça önemlidir. Hafif dozdaki stres sanılanın aksine bize enerji verir, bizi harekete geçirir. Buna örnek olarak yeni bir işe başlamak, yeni bir ilişki kurmak verilebilir. Bu durumlarla başa çıkmak bize güven duygusu kazandırır.

    Stresle başa çıkma yollarını bilmediğimiz durumlarda bu süreç bize yıpratarak sonunda verdiğimiz mücadelenin de tükenmesine sebep olur. Zihinsel olarak karar vermekte zorlanma, unutkanlık, geleceğe dair olumsuz duygu ve düşünceler, devamlı olarak negatif durumlara odaklanmak, zinimizin sürekli bir şeylerle meşgul olması bizi stresin eşiğinde tutacaktır. Bu süreçte yaşanılan durumu en hafife indirgemek için stresle başa çıkma yöntemlerini sık sık kullanmalıyız.” (İLKHA) 

  • İstanbul’un enflasyonu rekor üstüne rekor kırıyor

    İstanbul’un enflasyonu rekor üstüne rekor kırıyor

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Nisan 2022 Fiyat İndekslerini halka açıkladı. İstanbul’un enflasyonu aylık bazda yüzde 11,36 seviyesinde seyrederken, yıllık bazda ise yüzde 79,97’ye yükseldi. Bu oran geçtiğimiz ay yüzde 63,25 seviyeyle rekora koştu.

    Toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise aylık yüzde 5,33 oranında artarken, yıllık bazda ise yüzde 73,21 olarak gerçekleşti.

    İstanbul’da Mart ayına göre Nisan ayında giyim harcamalarında yüzde 29,82, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 23,95, gıda harcamalarında yüzde 11,49, konut harcamalarında yüzde 10,19 artış yaşandı.

  • MECLİS BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP: “ÇOCUKLARIMIZA NEŞE, SEVİNÇ VE UMUT DOLU YARINLAR, BÜYÜKLERİMİZE HUZUR VE AFİYET SÖZÜMÜZ VAR”

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ramazan Bayramı mesajında, “Çocuklarımıza neşe, sevinç ve umut dolu yarınlar, büyüklerimize huzur ve afiyet sözümüz var. Salgın sınırlamalarının hayatımızı tümüyle terk etmeye başladığı bugünlerde küçüklerimiz ve büyüklerimizle birlikte olmaya doyacağımız neşe dolu bir bayram bizi bekliyor inşallah” dedi.

    TBMM Başkanı Şentop, Ramazan Bayramı’nı video mesaj ile kutladı. Şentop’un bayram mesajı şöyle:

    “İbadet ve dualarla orucun hikmetini idrak ettiğimiz; sabır, şükür ve paylaşma duygularını derinliğine yaşadığımız mübarek ramazan ayını tamamlayarak, bayramın neşesine ve sevincine eriştik. Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan bütün milletimizin ve İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı canı gönülden kutluyorum. Kalplerimizi güzelleştiren, ruhlarımızı incelten, bizleri bir kez daha dayanışma hisleriyle kenetleyen ramazan ayının saygı ikliminin, bütün dünyamıza hâkim olmasını temenni ediyorum. Birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, zarafetin ve inceliğin günleri olan bu güzel bayramın, bütün dünyamıza bereket ve mutluluk getirmesini Cenabı Hak’tan niyaz ediyorum.

    “BAYRAMLAR BARIŞ RÜZGARLARININ İÇİMİZE DOLDUĞU GÜNLERDİR”

    Bayramlar; aramızdaki muhabbeti artırmanın yanında, birlik içinde olma şuurunun pekiştiği ve sosyal hayatın tazelendiği, barış rüzgarlarının içimize dolduğu günlerdir. Dargınların kucaklaştığı, küçüklerin büyüklere saygı ve büyüklerin küçüklere sevgi gösterdiği, husumet duygularının terbiye edildiği zamanlardır. Hastaların ziyaretle, küçüklerin hediyelerle gönüllerinin alındığı, ince zevklerin gelenek olup nesillere aktarıldığı neşe dolu şölenlerdir. Tebessümün ve selamın kimsesizlere, yetimlere, yalnızlara ulaştığı günlerdir.

    Bayramların özünde var olan manevi terbiye derinliğinin kalıcı dostluk ve hoşgörüye kapı aralamasına yardımcı olduğu günler olarak telakki edilmesinin gereğine bütün kalbimle inanıyorum. Çocuklarımıza neşe, sevinç ve umut dolu yarınlar, büyüklerimize huzur ve afiyet sözümüz var. Salgın sınırlamalarının hayatımızı tümüyle terk etmeye başladığı bugünlerde küçüklerimiz ve büyüklerimizle birlikte olmaya doyacağımız neşe dolu bir bayram bizi bekliyor inşallah. Sevinç ve neşenizin dostluk ve muhabbetle ziyade olması temennisiyle, Ramazan Bayramınızı tekrar tebrik ediyor, bu mübarek günlerin ailenize, milletimize, İslam alemine ve bütün insanlığa güzellik ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum.”

     

  • SİNOPLU BALIKÇI: BARBUNUN FİYATI ETİN FİYATINI SOLLADI. İNSANLAR ARTIK 2 DİLİM, 3 DİLİM ALARAK ALIŞVERİŞ YAPIYOR

    SİNOPLU BALIKÇI: BARBUNUN FİYATI ETİN FİYATINI SOLLADI. İNSANLAR ARTIK 2 DİLİM, 3 DİLİM ALARAK ALIŞVERİŞ YAPIYOR

    Sinoplu Balıkçı İbrahim Gündoğdu, “Şu an barbunun fiyatı, etin fiyatını solladı. İnsanlar, artık iki dilim, üç dilim alarak alışveriş yapıyor. ‘Bir tane kefal, levrek alabilir miyim’ diyorlar. İkiye böldürüp alanlar bile var” dedi.

    Sinop’ta kıyı balıkçılarının ağlarına takılan barbunya, kilogramı 160 liradan satışa sunuluyor.  Sinop’ta tekneleriyle denize açılan kıyı balıkçıları, limana az miktarda avladıkları barbunya ile döndü.

    “BALIĞI İKİYE BÖLDÜRÜP ALANLAR BİLE VAR”

    Sinoplu Balıkçı İbrahim Gündoğdu, şunları söyledi:

    “Şu an barbunun fiyatı, etin fiyatını solladı. Vatandaşların alım gücü çok zayıf. İnsanların durumu zaten iyi değil. Gelen vatandaşlar, mesela ‘Yarım kilogram mezgit istiyorum’ diyor. ‘Yarım kilogram barbun istiyorum’ diyor. ‘İki dilim somon alabilir miyim’ diyor. İnsanlar, artık iki dilim, üç dilim alarak alışveriş yapıyor. ‘Bir tane kefal, levrek alabilir miyim’ diyorlar. İkiye böldürüp alanlar bile var. İnsanların alım güçleri bayağı bir düştü. Bizim de alışverişlerimiz düştü. Fiyatlar yükseldi. Çünkü levrekler yurt dışına ihracata gidiyor. Orada dolar, euro ile satıyorlar. Kısmen fiyatları da yükseltiyorlar. Son dönemlerde bizim işlerimiz çok düştü. Bir de balığın yasak dönemine denk geldik. Dip avcılığı başlaması gerekirken havalar müsaade etmedi. 15-20 gündür sürekli hava esiyor. Levrek satamadık, çupra satamadık. Satamıyoruz. Alım güçleri çok düştü.”

     

  • Kur’an Nesli Platformundan Ramazan Bayramı mesajı

    Kur’an Nesli Platformundan Ramazan Bayramı mesajı

    Platformun Adana Temsilcisi Orhan Erkuş tarafından okunan mesajda, Ramazan Bayramı ve rahmet ikliminin tüm insanlık alemi için sağlık, hayır, huzur ve kurtuluşa vesile olması temennisinde bulunuldu.

    Ramazan ayının tüm bereketiyle, bolluğuyla, manevi atmosferiyle kendileri kirlerden arındırıp temizlediği belirten Erkuş, şunları kaydetti:

    İnsan olarak acziyetimizi gösterip nefsimizi dizginleme fırsatı sundu. Aç kalmakla dirayeti, iftar saatlerini beklemekle sabrı, elimizdeki nimetlere şükrü, çaresiz insanları görmekle tefekkürü ve Rabbimizin büyüklüğünü öğretti. Müslümanlar olarak hepimiz Ramazan’ın irade eğitiminden geçtik, onun şifa veren, gönülleri zenginleştiren günlerini yaşadık. Şimdi sevincimizi, mutluluğumuzu paylaşarak çoğaltma zamanı olan Ramazan Bayramı’mızı, bayramları bayram yapan ve bu coşkuyu gönüllerimize dolduran bayram namazını eda ederek yaşayacağız inşallah.

    Ramazan ayını iyi değerlendiren bir Müslüman’ın ibadetlerine Ramazan’dan sonra da devam etmesi gerektiğinin tavsiyesinde bulunan Erkuş, şu ifadelere yer verdi:

    Bu anlamda mübarek bir zamanın kutlu atmosferini idrak ettiğimiz bu günlerde en önemli husus; Ramazan vesilesiyle yeniden kuşandığımız kulluk şuurunu, ibadet bilincini, sorumluluk duygusunu, merhamet ahlakını, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma ve kimsesizlerin kimsesi olma gibi bizi biz yapan değerlerimizi aynı azim ve kararlılıkla devam ettirmektir. Ramazan’ın bereketini ve bayramın güzelliğini bütün bir hayata taşımaktır.

    Erkuş son olarak şunları söyledi:

    “Kuran Nesli Platformu olarak zorlukları hafifleten, sıkıntılarımızı gideren, gönüllerimize şifa veren rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan-ı şerifi uğurlarken bize bıraktığı mübarek Ramazan Bayramı’nın ümmetin, içinde yaşadığı felaket ve sıkıntılardan kurtulması; birlik ve kardeşlik ruhunun dirilmesi için bir vesile olmasını; kıymetli halkımıza huzur, sükûn, mutluluk ve zafer getirmesini Rabbimizden niyaz ediyoruz.  Bayramımız mübarek olsun.” (İLKHA)

  • SİİRTLİ VATANDAŞ: BAYRAMDA KİMSE, DEĞİL TATİLE, AKRABA ZİYARETİNE BİLE GİTMEYECEK. ÇÜNKÜ İNSANLARIN CEBİNDE PARA YOK

    SİİRTLİ VATANDAŞ: BAYRAMDA KİMSE, DEĞİL TATİLE, AKRABA ZİYARETİNE BİLE GİTMEYECEK. ÇÜNKÜ İNSANLARIN CEBİNDE PARA YOK

    YUSUF EREN

    Siirtli vatandaşlar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle Ramazan Bayramı’nı evlerinde geçireceklerini söylediler. Bayram tatilinin artık lüks olduğunu belirten Semih Akkuş, “Bayramda kimse, değil tatile, akraba ziyaretine bile gitmeyecek. Çünkü insanların cebinde para yok” dedi.

    Siirtli vatandaşlar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle Ramazan Bayramı’nda akrabalarını ziyarete veya tatile gidemeyeceğini söyleyerek, akaryakıta gelen zamlardan nedeniyle bilet fiyatlarının artmasından şikayet ettiler.

    “BAYRAM GELMİŞ NEYİME”

    Ekonomik kriz nedeniyle bayram tatiline gidemeyeceğini belirten Haydar Evin, “Ekonomik krizden dolayı gidemeyeceğim. Yani burada ben, ancak gıda geçimimi yapabiliyorum. Bakın, ben çarşıya çıktım, eski elbisemle bayramımı geçireceğim. Tatlıses’in sözü var, diyor ki ‘Bayram gelmiş neyime’. Yani hepimiz o şeye düştük. Biz, dünyayı takip ediyoruz. 5 bin euro maaş alınıyor Avrupa’da, adam gelip Türkiye’de bir ay yatıp gidiyor. Ne yapıyor; 50-60 bin lira. Yani burada normal bir tatile gidersen; Antalya, Marmaris, İstanbul vesaire, bugün aracınla gitsen, eşinle gitsen iki kişilik en az 50-60 bin TL olması lazım” dedi.   

    “İNSANLAR EVİNE EKMEK GÖTÜREMEDİĞİ BİR YERDE NASIL TATİLE GİTSİN”

    Semih Akkuş ise “Bayram tatili insanlar için çok lüks. Üç tane sebep sayayım; ekonomi, ekonomi, ekonomi. Üç sebep de ekonomi yani. Bugün benim cebimde 10 bin lira param olsa tatili düşünebilirim ama insanlar bugün şehir içinde bile hareket edemiyorlar. Neden? Akaryakıt çok yüksek, maliyetler çok yüksek. İnsanlar evine ekmek götüremiyor. İnsanlar, baktığınız zaman, bu aşamada o kadar ekonomik zorluk çekiyorlar ki insanlar evine ekmek götüremediği bir yerde nasıl tatile gitsin” diye konuştu.

    “BAYRAMDA KİMSE, DEĞİL TATİLE, AKRABA ZİYARETİNE BİLE GİTMEYECEK. ÇÜNKÜ İNSANLARIN CEBİNDE PARA YOK”

    İnsanların cebinde para olmadığını ifade eden Akkuş, “Bakın, ben size basit bir şey söyleyeyim; her sene benim evime bayramda kız kardeşim Eskişehir’den, diğer kardeşim Mersin’den, yeri gelirdi eşimin kardeşi İzmir’den gelirdi. Bu sene ben sordum; ‘Gelebilecek misiniz?’ ‘Abi gelemeyeceğiz’ dedi. İzmir’deki kayınbiraderime sordum; ‘Bir uçak bileti şu an 750 lira’ dedi. Eşiyle beraber dört nüfus. Bu adamın gelip gitmesi; 6 bin lira sadece uçak parası. Hiçbir şey yemeyecek, içmeyecek; cebinde de dört bin lira olması lazım. ‘Otobüsle gel’ dedim, otobüs bilet parası olmuş 600 lira. Dün sordum, ‘600 lira’ dediler şaşırdım yani. Bu da gösteriyor ki bayramda kimse, değil tatile, akraba ziyaretine bile gitmeyecek. Çünkü insanların cebinde para yok” dedi.

    “850 LİRA BURS, 600 LİRA BİLET”

    Siirt’te öğrenci olan Yusuf Narinç de aldığı burs parasının bileti bile karşılayamadığını söyledi. Narinç, “Ben, 850 lira burs alıyorum, otobüs bileti 600 küsur lira. Yani mümkün değil. Bu parayla tatil yapmak mümkün değil. Kendi şehrimde bile çok zor” diye konuştu.

  • AYKUT ERDOĞDU: “YETİM HAKKI YİYİP PRADA TERLİK GİYENDEN HESAP SORACAĞIZ”

    AYKUT ERDOĞDU: “YETİM HAKKI YİYİP PRADA TERLİK GİYENDEN HESAP SORACAĞIZ”

    CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti için, “20 yılın hesabını soracağız. Yetimin hakkını yiyip Prada terlik giyenden hesap sorulmazsa önüne gelen bunu yapar” yorumunu yaptı.

    CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Semra Topçu’nun KRT TV’de dün akşam yayınlanan “Haftanın Panoraması” programına katıldı. Erdoğdu, “20 yılın hesabını soracağız. Yetimin hakkını yiyip Prada terlik giyenden hesap sorulmazsa önüne gelen bunu yapar” sözleriyle Erdoğan’a tepki gösterdi. Erdoğdu, programda şu değerlendirmeleri yaptı:

    “Bu ülkede adam eritmişler, tespit edilmiş ondan sonra gidip o adamın kapısında para isteyecek kadar küçülenlerden kurtulacağız. 20 yılın da hesabını soracağız. Yetimin hakkını yiyip Prada terlik giyenden hesap sorulmazsa önüne gelen bunu yapar. Onun için hesabını soracağız. Sadece bir yıl kaldı, herkes dişini sıksın, moralini bozmasın, sabretsin.

    “DOLAR İÇİN KAPILARINA GİDİYOR”

    Swap teknik olarak faydası yok, dosta düşmana bizim dövizimiz var denecek. Peki bu duruma niye geldik? Biz hani şunu söyledik; 128 milyar dolar nerede, diye sorduk. İşte o sorduğumuz 128 milyar dolar nerede sorusunun acı sonuçlarıdır bunlar. Türkiye’yi 70 cente muhtaç hale getirdiler. Ve şu gün darbenin finansörü dedikleri Birleşik Arap Emirlikleri’nin kapısına gidiyor, Suudi Arabistan’ın kapısına gidiyor ve bütün dünya alem biliyor ki sadece tek derdi geçici süreyle borç alabilmek.

    “DIŞ BORÇ TEMERRÜDÜNE GİREBİLİRİZ”

    Biz şu an muhtaç hale düştük, sebebi de getirdi damadını ekonomi bakanı yaptı, Türkiye’de veyahut AKP içinde ekonomist yokmuş gibi. Damadıyla birlikte faiz enflasyonun sebebidir dediler bir büyük cehaletle ülkeyi yoksulluğa mahkum ettiler. İşte bunun sonucunda bugün Merkez Bankası’nda eksi 45 milyar dolar var, yani bizim hiç rezervimizin olmaması için sıfır olması için 45 milyar dolar bulmamız gerekiyor. Normalde ülkelerin bir yıllık ihtiyacı kadar rezervi olması gerekiyor, bizim de 170 milyar dolar kısa vadeli bir yıllık borç var, üzerine 30 milyar dolar cari açık koyun 200 milyar dolar kasamızda olsa evet durum iyi diyebiliriz. Oysa kasamızda eksi 45 milyar dolar var. İthalata bağımlıyız her an dış borç temerrüdüne girebiliriz. İşte Erdoğan bu tehlikeyi gördüğü için de ülke ülke gezip döviz dileniyor. Bu hale onlar getirdi ülkeyi…

    “EKONOMİK BUNALIM AĞIRLAŞACAK”

    Şu an Türkiye ağır bir bunalım yaşıyor, yaz ortasından itibaren bu bunalım çok daha derinleşecek ağırlaşacak. Bu ekonomik tabloya bakınca şunu görüyorum Erdoğan bir daha asla seçim kazanamaz. Bir yıl içinde iktidardan gidecek. O yüzden zalimleşiyor.

    ‘40 katır mı 40 satır mı’ arasında uykuları kaçan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin gururunu da incitici bir biçimde Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan kapısında bekliyor. Bizi bu işin içine Erdoğan ve damadı soktu, Erdoğan iktidarda kaldığı sürece Türkiye’nin buradan çıkması kolay değil.

    “TÜRKİYE’NİN BAŞINA BELA OLDU”

    Şunu düşünün bankalarda kredi kartlarından boğulmuş birinin, kredi kartlarından borca batmış birinin tefeciden borç alması gibi düşünün. Tefeciden borç aldığında günü kurtarır ancak sonuçta çok daha ağır bir duruma düşer. Türkiye Cumhuriyeti şu an makro göstergeleriyle döviz krizine girmeden yaşaması mümkün değil. Bunların tek derdi acaba seçime kadar bu işi götürebilir miyim? Bu da mümkün değil.

    Kaldıkları her gün Türkiye’ye ciddi zarar veriyorlar. Dış borcu artırıyorlar, mevduatları eritiyorlar. Hızla düzelteceğiz, kimse merak etmesin. Erdoğan Türkiye’yi kilitledi ama Türkiye güçsüz bir ülke değil, birkaç sene içinde acılarını sarıp koşmaya başlar. Ama bu şahıs gerçekten Türkiye’nin başına bela oldu, bir yılı kaldı. Yaptığı her şeyin hesabını verecek.”