Yazar: odakhaber

  • NİLÜFER CAZ FESTİVALİ’NDE SARP MADEN RÜZGARI

    NİLÜFER CAZ FESTİVALİ’NDE SARP MADEN RÜZGARI

    Nilüfer Belediyesi tarafından 7. kez düzenlenen Nilüfer Caz Festivali kapsamında kentin kırsal nitelikli mahallelerinde de konserler düzenleniyor.  Fesitval kapsamında ünlü sanatçı Sarp Maden, çilek tarlaları arasında hayranlarına konser verdi.

    Doğayla iç içe bir alanda oluşturulan konser alanında, gün batımında Sarp Maden’i dinleyen festival katılımcıları, hem doğanın hem de müziğin keyfini çıkardı.

    Sarp Maden, pandemiden önce tasarladığı perdesiz gitarına özel geliştirdiği çalım tekniğiyle hayranlarını buluşturdu.

    Sanatçıya piyanoda Can Çankaya, bas gitarda Alper Yılmaz ve davulda Volkan Öktem gibi değerli müzisyenler eşlik etti.

    Caz tutkunları, büyük ilgi gösterdikleri konserin sonunda sanatçıları dakikalarca ayakta alkışladı.

     

     

     

  • ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK 24 İLDE “TÜMÖR” OPERASYONU: 284 KİŞİ HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI

    ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK 24 İLDE “TÜMÖR” OPERASYONU: 284 KİŞİ HAKKINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI

    İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı koordinasyonunda, organize suç örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle haklarında gözaltı kararı bulunan 284 şüphelinin yakalanması için 24 ilde “Tümör” adı verilen operasyon başlatıldığını duyurdu.

    İçişleri Bakanlığı, KOM Daire Başkanlığı koordinasyonunda, 9 mafya tipi organize suç örgütü ile bu suç örgütlerine silah temin ettiği tespit edilen 26 suç gurubu üyelerine yönelik 24 ilde “Tümör” operasyonu başlattığını açıkladı.

    Haklarında gözaltı kararı bulunan 284 kişinin yakalanmasına yönelik operasyona ilişkin bakanlık açıklamada KOM Daire Başkanlığı tarafından organize suç örgütleri ile mücadele kapsamında geçen yıl 8 ilde ‘Sahil Rüzgârı’, 9 ilde ‘Sahil Rüzgarı-2’ ile 30 ilde ‘Tırpan’ ve nisan ayında 16 ilde eş zamanlı ‘Müsilaj’ operasyonu yapıldığı hatırlatıldı. 

    Açıklamada şöyle denildi:

    MAFYA TİPİ ÖRGÜTLERE YÖNELİK MÜCADELE DEVAM EDİYOR: Vatandaşlar üzerinde baskı, cebir, tehdit ve şiddet yöntemlerini kullanarak kendilerini devletin erklerinden üstün göstermeye çalışan mafya tipi organize suç örgütleri ve bu örgütlere silah temini sağlayan suç gruplarına yönelik mücadele KOM Daire Başkanlığı koordinesinde devam ediyor. 

    9 SUÇ ÖRGÜTÜ VE SİLAH SAĞLAYAN 26 ÜYE TESPİT EDİLDİ: Bu kapsamda ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ ve ‘örgütün faaliyetleri kapsamında yağma, tefecilik, tehdit’ suçlarını işledikleri tespit edilen 9 organize suç örgütü ile söz konusu örgütlere silah temin ettiği belirlenen 26 suç grubu üyelerinin kimlikleri tespit edildi. 

    24 İLDE EŞ ZAMANLI OPERASYON BAŞLATILDI: Çalışmaların tamamlanmasının ardından Cumhuriyet başsavcılıklarının talimatları doğrultusunda Ankara, İzmir, Adana, Aydın, Afyonkarahisar, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Denizli, Erzurum, Giresun, Hatay, Isparta, Karabük, Kocaeli, Konya, Muğla, Malatya, Mardin, Mersin, Nevşehir, Rize, Sakarya ve Osmaniye olmak üzere sabah erken saatlerde 24 ilde eş zamanlı olarak haklarında gözaltı kararı verilen 284 şüphelinin yakalanmasına yönelik ‘Tümör’ adı verilen operasyon başlatıldı.”  

     

     

  • Tuzla’da bakıma alınan gemide yangın çıktı

    Tuzla’da bakıma alınan gemide yangın çıktı

    Edinilen bilgiye göre olay sabah saatlerinde Aydıntepe Mahallesinde bulunan özel bir tersanede meydana geldi. Bakıma alınan bir geminin makine dairesinde boya yapılırken yangının çıktığı öğrenildi.

    Tersanede çalışan personellerin haber vermesi üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Yangın olay yerine gelen ekiplerin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü.

    Çıkan yangınla ilgili soruşturma devam ediyor. (İLKHA)

  • Artvin’deki heyelandan fotoğraflar geldi! Tablo vahim

    Artvin’deki heyelandan fotoğraflar geldi! Tablo vahim

    Artvin’in Kemalpaşa ilçesinde yaşanan heyelan 1 kişinin hayatını kaybetsine 1 kişinin ise yaralanmasına neden oldu. Bölgede yaşanan heyelan nedeniyle yoldan geçen tırlar hasar aldı. O ana ait ilk fotoğraflar paylaşıldı. Heyelanın ardından Artvin Valisi Yılmaz Doruk bölgeye hareket etti. Artvin’in Kemalpaşa ilçesinde yaşanan heyelanda Azerbaycan asıllı 1 vatandaş yaşamını yitirirken 1 vatandaşın ise yaralandığı bildirildi. Bölgeden alınan ilk fotoğraflarda tırların kayaların altında kaldığı görülüyor. Heyelanın olduğu bölgeye giden Artvin Valisi Yılmaz Doruk ise yoğun yağışların ardından dik yamaçlardan kayaların düştüğünü belirtti.

    Bu sabah saat 07.45 civarında Hopa-Kemalpaşa sahil yolunda yamaçtan kopan kaya parçaları nedeniyle heyelan yaşandı. Heyelanda yoldan geçen tırlar hasar alırken yol ulaşıma kapandı ve bölgeye çok sayıda 112 sağlık ve kurtarma birimi gönderildi. Yol kenarında park halindeki tırların üstüne düşen heyelan neticesinde 4 tır kayalardan zarar gördü, tırlarda olan 1 vatandaş yaşamını yitirirken 1 kişi ise yaralandı. İşte bölgeden ilk fotoğraflar;

    Heyelanın sonrasında Artvin Valisi Yılmaz Doruk, olayın olduğu bölgeye hareket ettin. Olayın sonrasında açıklamada bulunan Vali Yılmaz Doruk, heyelanda Azerbaycan asıllı bir vatandaşın yaşamını yitirdiğini söyledi. Heyelanın Gürcistan’a bağlı karayolu üstünde yaşandığını kaydeden Doruk, yoğun yağışların ardından dik yamaçlardan kayaların düştüğünü söyledi.

    Heyelanın sonrasında Artvin Valiliği’nden paylaşılan yazılı açıklamada, ‘Bugün sabah saat 07.45 civarında Hopa-Kemalpaşa sahil yolunda yamaçtan kopan kaya parçaları sebebiyle heyelan yaşanmıştır. Yapılan ilk belirlemere göre olayda Azerbaycan vatandaşı 1 kişi hayatını kaybetmiş, 1 kişi yaralanmış, 4 tırda maddi hasar yaşanmıştır. AFAD koordinesindeki alakalı bütün birimlerimiz olaya müdahale etmekte olup, çalışmalar sürmektedir.’ denildi.

  • ALMAN ÖĞRENCİLER, KARTAL BELEDİYESİ’NDE STAJ YAPACAK

    ALMAN ÖĞRENCİLER, KARTAL BELEDİYESİ’NDE STAJ YAPACAK

    Kartal Belediyesi, Alerji ile Yaşam Derneği ve Duale Hochschule Baden-Württemberg (DHBW) Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçirilen projeyle, Almanya’dan gelen öğrenciler Kartal Belediyesi’ne bağlı Mevhibe İnönü Çocuk Gelişim Merkezi’nde staj yapacak.

    Üniversitenin yürüttüğü uluslararası staj programı doğrultusunda, Stuttgart’ta eğitim gören öğrenciler; Kartal Belediyesi tarafından alerjik çocuklar için özel olarak tasarlanan ve Yakacık’ta hizmete açılan Mevhibe İnönü Çocuk Gelişim Merkezi’nde staj yapacak.

    Staja alınacak öğrenciler; çocukların zihinsel, dil, motor, sosyal, duygusal gelişimlerini ve öz bakım becerilerini değerlendirebilmeleri konularında destek olacak. Öğrencilerin gelişim ve beceri alanlarını destekleme konusunda çocuğa, aileye, eğitimciye ve topluma hizmet sunmalarına, çocuk gelişimi alanında gözlem yaparak tecrübe kazanmalarına olanak sağlanacak.

    Alerji Derneği’nin desteği ile staj yapan öğrencilere, alerji ve astım hastalıkları ve bu hastalıklara sahip çocuklara yönelik alınması gereken tedbirler kapsamında eğitimler verilecek.

    ALMAN SOSYAL HİZMETLER UZMANLARI, BAŞKAN YÜKSEL’İ ZİYARET ETTİ 

    Alman sosyal hizmet uzmanları, proje kapsamında Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’i makamında ziyaret etti.

    Ziyarete, Stuttgard merkezli üniversitenin Sosyal Hizmetler Fakültesi Staj Programları Yöneticisi Doris Kupferschmin, Araştırma Görevlisi Dr. Cansu Atlay Hossain, Alerji ile Yaşam Derneği Başkanı Özlem Ceyhan, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı İmam Aydın, Kartal Belediyesi Kreş Müdürü Enif Yavuz Dipşar ve Kartal Belediyesi Basın Yayın Müdürü Hüseyin Güler de katıldı.

    Ziyaret sırasında Almanya’dan gelen sosyal hizmetler uzmanlarına Kartal ilçesi ve Kartal Belediyesi hakkında bilgi veren Yüksel, “Değerli uzmanlarımıza nazik ziyaretleri için teşekkür ediyorum. Kartal Belediyesi olarak ilçemizde yaşayan çocukların, daha iyi koşullarda yetişmesi için her türlü çabayı gösteriyoruz. Bu anlamda belediyemiz bünyesindeki çocuk kreşleri, robotik kodlama sınıfları, sanat akademisi, kütüphaneler, spor olanakları ve eğitim bursları ile çocuklarımızın yüzünü güldürüyoruz” diye konuştu.

     

     

     

     

  • RTÜK, SON 6 AYDA KRT TV, TELE1, HALK TV, FLASH TV ve FOX TV’YE TOPLAMDA 10 MİLYON LİRA CEZA KESTİ… İLHAN TAŞCI: “BU ASLINDA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN BİR DARBEDİR”

    Haber: MAHİR BAĞIŞ – Kamera: ÜNAL AYDIN

    Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), son 6 ay içerisinde; KRT TV’ye 5, Tele1’e 9, Halk TV’ye 8, Flash TV’ye 4, FOX TV’ye 4 kez ceza kesti. 5 kanala verilen idari para cezası 10 milyon TL’yi buldu. Üst kurul aynı 6 ay içinde TGRT Haber, Beyaz TV ve ATV için 1,5 milyon TL ceza kararı aldı. A Haber, Ülke TV, TV Net ve Kanal 7’ye ise hiç ceza verilmedi. RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, “Sadece ve sadece 6 aylık dönemde siz tutup iktidarı sorgulayan, bağımsız, tarafsız yayıncılık yapmaya çalışan yeri geldiğinde iktidarı sorgulayıp eleştiren yeri geldiğinde önerilerde bulunan yayın anlayışını siz 6 aylık kısa bir sürede 30 cezayla ve 10 milyon gibi bir tutarla cezalandırmaya kalkarsanız bu aslında basın özgürlüğüne vurulan bir darbedir” dedi.

    RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı; 1 Ocak- 30 Haziran 2022 tarihileri arasında üst kurulun televizyon kanalları için aldığı ceza kararlarını açıkladı.

    5 TV KANALINA 10 MİLYON TL TUTARINDA 30 CEZA

    Taşcı’nın araştırmasına göre, RTÜK; son 6 ay içerisinde KRT TV’ye 5, Tele1’e 9, Halk TV’ye 8, Flash TV’ye 4, FOX TV’ye 4 kez olmaz üzere toplamda 30 kez ceza kesti. İdari para cezalarının toplamı 10 milyon TL’yi buldu.

    Aynı zaman diliminde TGRT Haber, Beyaz TV ve ATV’ye toplam 1,5 milyon TL bedelinde toplamda 3 ceza uygulanırken A Haber, Ülke TV, TV Net ve Kanal 7’ye ise hiçbir ceza verilmedi.

    İlhan Taşçı araştırmasının detaylarını ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

    Taşcı, üst kurulun siyasal iktidarın komiserliğine soyunduğunu belirterek “Ana muhalefet partisi genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun canlı yayınlanan, ki hem Türkiye tarihi açısında hem dünya yayıncılık tarihi açısından bir ilk olma özelliğini taşıyor ana muhalefet partisi liderinin canlı açıklaması nedeniyle televizyon kanallarına ceza kesildi. Bu çok tehlikeli ve sakat bir bakış açısı hem çok seslilik hem de demokrasi açısından çünkü demokrasiyi var eden aslında iktidar değil muhalefetin varlığıdır” diye konuştu.

    “RTÜK’ÜN TÜM KARARLARINI KAMUOYUNUN BİLMESİ GEREKİYOR”

    Taşcı, son 6 ay içerisinde hazırladığı araştırmayı neden yaptığına ilişkin şunları söyledi:

    “Ben bunu dönemsel olarak kamuoyuyla paylaşmayı doğru buluyorum. Çünkü RTÜK’ün en büyük sorunlarından bir tanesi şeffaflık. Burada alınan kararların, karar alınma süreçlerinin aslında 84 milyon yurttaş tarafından birebir takip edilmesi gerekiyor. Bu onların her şeyden önce haber alma özgürlükleri, basın özgürlüğüne olan ihtiyaç ve her şeyden önemlisi ifade özgülüğüne çok sesli ulaşılabilmesi açısından RTÜK’ün tüm kararlarını kamuoyunun bilmesi gerekiyor. Ben de bu çalışmaları bu doğrultuda yürütüyorum. Burada bireysel bir mücadele değil toplumsal bir mücadele veriliyor. Nedir bu mücadelenin temelinde yatan şey?

    “YURTTAŞLARIN HABER ALMA HAKKININ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA”

    Yurttaşların haber alma yani anayasayla güvence altına alınmış olan haber alma özgürlüklerinin korunması için aslında RTÜK var. Ama bugün özellikle de giderek olumsuz bir tabloyu görüyoruz, RTÜK bağlamında. Tam tersine özgürlüklerin önün açacak, rekabet ortamını yaratacak bir kurul olması gerekirken basın özgürlüğünün önündeki, yurttaşların haber alma hakkının önündeki en büyük engele dönüşmüş durumda.”

    Taşcı, araştırmasının detaylarını şöyle değerlendirdi:

    “BİR YANDA 30 CEZA VAR BİR YANDA 3 YANİ 10 KATI DAHA FAZLA CEZAYLA KARŞILAŞIYORUZ”

    “1 Ocak 2022 ile 30 Haziran 2022 dönemindeki kurulda alınan kararları mercek altına aldım ve ilginç bir tablo çıkıyor. Bunu sizlerle de paylaşabilirim burada; aslında RTÜK yayıncılara iki taraflı bakıyor. Bir tarafta iktidarı eleştirenler bir tarafta övenler, eleştirilenlere baktığınız zaman zaten sayıları bir elin parmağını geçmeyecek sayıda televizyon kanalı var. Bakıyorsunuz sadece 6 aylık dönemde, kurul; 30 ceza kesmiş. Örneğin Tele1’e 9, Halk TV’ye 8, KRT’ye 5, Flash Haber 4, FOX TV 4…

    Ama diğer taraftan kendilerini iktidara yakın konumlandıran veya iktidarı övmekle övünen, veya saraya yaranmaya çalışan anlayışla yayıncılık yapan ki bana göre bunlar evrensel anlamda yayıncılık özelliği de taşımıyorlar, bir anlamda propaganda aygıtları olarak kullanılıyor bu televizyonlar. Aynı dönemde sadece 6 kanala 3 ceza, yaptırım kararı alınmış, 3 ceza kesilmiş. Bir yanda 30 ceza var bir yanda 3 yani 10 katı daha fazla cezayla karşılaşıyoruz. Bir tarafta 10 milyonluk bir ceza söz konusu ama diğer tarafta 1,5 milyon TL’lik ceza var.

    “BU ASLINDA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN BİR DARBEDİR”

    Bana göre burada cezanın sayısı veya bu cezaların parasal tutarları önemli değil ama bir bakışı anlatıyor bu bize. Sadece ve sadece 6 aylık dönemde siz tutup iktidarı sorgulayan, bağımsız, tarafsız yayıncılık yapmaya çalışan yeri geldiğinde iktidarı sorgulayıp eleştiren yeri geldiğinde önerilerde bulunan yayıncılık anlayışını siz 6 aylık kısa bir sürede 30 cezayla ve 10 milyon gibi bir tutarla cezalandırmaya kalkarsanız bu aslında basın özgürlüğüne vurulan bir darbedir. Yurttaşların haber alma hakkının önüne geçilmesi demektir. Bunu yapan aslında RTÜK. Oysa misyonu, yasa ile ve anayasadaki tanımlanmış görevi tam tersine bu özgürlüğün önünü açmak olması gerekiyordu.

    “RTÜK’E GELEN ŞİKAYETLER İÇERİSİNDEN EN ÇOK ŞİKAYET EDİLEN KANAL SIRALAMASINDA SON BİR YIL İLK ÜÇÜN DIŞINA ÇIKMADI EN AZ CEZAYLA KARŞI KARŞIYA BIRAKILAN KANALLAR”

    Bu cezaların sayısı bize şunu da gösteriyor; bu 3 ceza da aslında RTÜK’ün içi kan ağlayarak verdiği cezalar. Çünkü normalde binlerce şikayet geliyor bu kanallarla ilgili özellikle kendisini iktidara yakın konumlandırmış kanallarla ilgili… Ama bu şikayetleri RTÜK maalesef işleme almıyor. Peki bu 3 cezayı niye kesti? Kesmesinin nedeni şuydu; iktidar bu yayınlardan rahatsız oldu. Toplumsal rahatsızlığın ya da 84 milyon yurttaşın rahatsızlığıyla ilgilenmiyor RTÜK. Öyle olsaydı aşağıda on binlerce şikayet var, sabah kuşağı yayınlarıyla ilgili inanılmaz derecede şikayet gelmesine rağmen bir teki bile işleme alınmıyor. RTÜK’e gelen şikayetler içerisinden en çok şikayet edilen kanal sıralamasında son bir yıldır ilk üçün dışına çıkmadı. Yani şikayet rekoru bunlarda ama bu tabloya baktığınızda en az cezayla karşı karşıya bırakılan kanallar. Tek özellikleri bu yayıncıların iktidara yakın olmuş olmaları, iktidarın ortak paydalarından yararlanıyor olmaları.

    Ama şunu göz ardı etmemek gerekiyor. Yani niye ısrarla iktidarı eleştirilen kanallar cezalandırılmak isteniyor çünkü RTÜK’te biliyor siyasal iktidar da biliyor ki bu kanallar devlet olanaklarıyla fonlanmalarına, desteklenmelerine, kamu bankalarından çok ucuza kredilendirilmelerine rağmen toplumda inandırıcılıkları yok. İzlenirlikleri zaten yok bunu ölçümlerde görüyorsunuz.”

    RTÜK’ün, Türkiye medyasında çok sesliliğin önüne geçmek istediğini vurgulayan Taşcı sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Siyasal iktidarın bir hedefi var şu anda. O hedefin de uygulayıcısı olarak RTÜK bir misyon üstlenmiş durumda. Seçime 1 yıl kaldı, bu 1 yıl içerisinde RTÜK aslında onun arkasında siyasal iktidar; farklı seslerin kamuoyu tarafından duyulmasını istemiyor. Çok sesliliğe karşı bir iktidar ile karşı karşıyayız.

    Bu tek seste saraydan veya iktidardan belirlenmiş olan konuşma metinlerini, açıklamalarını her türlü bilgi ve belge akışını gerçekliğine bakmaksızın yayınlanmasının tek elden yürütülmesi isteniyor. Bunu da misyon olarak görevlendirilmiş bir RTÜK var, RTÜK bu çok sesliliğin önüne geçip halkın haber alma hakkının önüne geçmek istiyor.

    Bütün bunların yapılmasının altında yatan bir neden daha var. Sonuçta bugün ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partileri bir iktidar iddiasıyla siyaset yapıyorlar ve siyasetlerinde iktidara geldiklerinde çözüm önerilerini anlatıyorlar topluma. İktidar bunun da duyulmasını istemiyor.”

    Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını yayınlayan televizyon kanallarına verilen para cezasını da değerlendiren Taşcı şunları belirtti:

    “EKRAN KOMİSERİ OLARAK RTÜK’Ü KULLANIYOR SİYASAL İKTİDAR”

    “Halk tarafından ana muhalefetin çözüm önerilerinin bilinmesini istemiyorlar. Sanki bir sadece bir eleştiri var bu eleştirilere dönük bir çözüm önerisi yokmuşçasına bir hava yaratılması isteniliyor ekranlarda ve bunu da ekran komiseri olarak RTÜK’ü kullanıyor siyasal iktidar. Bunu en son örneğini biz ana muhalefet partisi genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun canlı yayınlanan ki hem Türkiye tarihi açısında hem dünya yayıncılık tarihi açısından bir ilk olma özelliğini taşıyor ana muhalefet partisi liderinin canlı açıklaması nedeniyle televizyon kanallarına ceza kesildi. Bu çok tehlikeli ve sakat bir bakış açısı hem çok seslilik hem de demokrasi açısından çünkü demokrasiyi var eden aslında iktidar değil muhalefetin varlığıdır.

    Bu bakışla yarın bir gün ana muhalefet partisinin ve diğer muhalefet partilerinin grup konuşmalarında RTÜK kanuna uymaksızın hukukun dışına çıkarak çok geniş bir yorumla çok ama çok rahat bir şekilde grup toplantılarının yayınlanmasını engelleyebilir, önüne geçebilir. Bu, gerçekten RTÜK yönetiminin özellikle RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in oturup şapkasını önüne alıp, Türkiye’de 84 milyon yurttaşın hem özgürlüklere ulaşabilmesi hem de demokratik seçim hakkını kullanabilmesinin önünde engel olmaktan çekilip, basın özgürlüğünün önündeki bütün bu kalkanları kaldırıp özgür bir ortamda yayıncılık yapılmasını sağlamalıdır.”

    Seçim dönemlerinde RTÜK’ün konumunun ne olması gerektiğine ilişkin de Taşcı, şunları söyledi:

    “RTÜK’ün durması gereken yer yasada açık şekilde yazılmış; bütün yayıncılara eşit mesafede durmak. Bu TRT’yi dahil ederek kamu yayıncı olmasını nedeniyle bütün siyasi partilere onun da eşit mesafede durması gerekiyor. Bu eşitlik çerçevesinde yayın politikasını sürdürmesi gerekiyor. Bu benim kişisel yorumum değil TRT’nin kendi yasasının emri bu yönde ama bu yasaya uymuyor. Eğer öyle olmuş olsaydı bir canlı yayın esnasında canlı yayın nedeniyle ceza kesmek RTÜK’ün kendi kanuna aykırı her şeyden önce çünkü RTÜK ancak yayın bittikten sonra denetim yapabilir. Yayın esnasında, yayın sürerken bir cezalandırma yoluna gitmesi mümkün değildir. Bu hem anayasayla yasaklanmıştır hem RTÜK’ün kendi yasasında bu yönde bir engel vardır. Bu engeli yok sayıyorlar.

    “YARIN BİR GÜN HUKUKSUZ HER TÜRLÜ İŞ VE İŞLEMİN HUKUKİ BİR SONUCU OLACAĞINI BEN RTÜK BAŞKANINA HATIRLATMAK İSTERİM”

    Seçim dönemine gidildiği tarih başlamıştır artık. Bu takvim başladığında tam anlamıyla RTÜK siyasi iktidarın sesini duyurup diğer sesleri kısabilmek için elinden gelen, yasadan almadığı tüm yetkileri kullanarak yapacağının bir işaretini aslında Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili kararı da gösterdi. Burada önemli olan nokta şudur; RTÜK’ün bu tavrı elbette bugün için belik hukuki bir sonucu yok gibi gözükebilir, ben yaptım oldu anlayışıyla sürdürülebilir gibi gözükebilir ama her şeye rağmen Türkiye bir hukuk devleti olma özelliğini bütün ağır aksaklıklarına rağmen sürdürüyor, yarın bir gün hukuksuz her türlü iş ve işlemin hukuki bir sonucu olacağını ben RTÜK başkanına hatırlatmak isterim.

    “KILIÇDAROĞLU’NU VE MERAL AKŞENER’İ SUSTURMAYA KALKARSANIZ TABİİ Kİ SİYASİ PARTİLER VE TOPLUM KENDİ ALTERNATİF MEDYASINI BULMAYA ÇALIŞACAKTIR”

    Bir taraftan da parlamentoda çıkartılan sosyal medya yasasıyla RTÜK’ü bir arada düşünmemiz gerekir çünkü bunlar birbirinden bağımsız değil. Basın İlan Kurumu aracılığıyla gazeteler baskı altına alınıyor, RTÜK aracılığıyla televizyonlar baskı altına alınıyor geriye ne kalmış sadece internet ortamı yani sosyal medya ortamı kaldı. İnsanların sesini duyurabildiği veya bilgiye ulaşabildiği…Burada kirli bilgilerden söz etmiyoruz ama siz televizyonları kapatırsanız hele hele ana muhalefet liderine kapatmaya kalkışırsanız, Sayın Kılıçdaroğlu’nu veya Sayın Meral Akşener’i susturmaya kalkarsanız tabii ki siyasi partiler ve toplum kendi alternatif medyasını ya da alternatif ses aralığını bulmaya çalışacaktır.

    Bunun en güçlü araçlarından birisi de sosyal medya, siyasi iktidar da bunu gördüğü için şimdi sadece kendi benimsediği anlayışı yansıtan sosyal medya kullanımına izin verecek ama onun dışındakileri de zapturapt altına almaya çalışıyor. Bu seçime doğru gidilen bir süreçte siyasi iktidarın ne kadar tedirgin olduğunu ama bir taraftan da özellikle medya üzerinde ağır bir baskı uygulayacağının işaretleri olarak okumamız gerekir.”     

                     

     

  • İSO İMALAT PMI, HAZİRANDA 48,1’E GERİLEDİ

    İSO İMALAT PMI, HAZİRANDA 48,1’E GERİLEDİ

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) verilerine göre; Türkiye imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI), haziranda 48,1’e geriledi. Bu da sektördeki daralmanın düşük talebe paralel olarak devam ettiğini gösterdi.

    İSO, haziran ayına ait Türkiye İmalat PMI verilerini bugün açıkladı. Buna göre; Türkiye İmalat PMI, sektörün art arda dördüncü ayda da daraldığını gösterdi. PMI’da 50’nin altında kalan değerler daralmaya işaret ediyor.

    PANDEMİDEN BU YANA EN BÜYÜK DARALMA

    PMI, mayısta 49,2 değerini almasının ardından haziranda 48,1’e gerileyerek 2020’nin başındaki koronavirüs salgın hastalığının çıkış döneminden bu yana en büyük daralmayı kaydetmiş oldu.

    ÜRETİM VE YENİ SİPARİŞLERDE DARALMA HIZI ARTTI

    Üretim ve yeni siparişler, haziran ayında, fiyat artışları ve zorlayıcı ekonomik koşullar nedeniyle talebin düşük kalmasıyla yavaşlayarak sırasıyla art arda yedinci ve dokuzuncu ayda da daraldı. Daralma hızı ise mayısa kıyasla arttı. Üretim alt endeksi, haziranda 47,3 seviyesinden 45,7’ye, yeni siparişler alt endeksi 46,7 seviyesinden 44,9’a geriledi. Yeni ihracat siparişleri alt endeksi ise art arda üçüncü ayda da daralmaya devam etti. Ancak daralma hızı yavaşladı. Mayıs ayında 47,2 seviyesini gören yeni ihracat siparişleri alt endeksi haziran ayında 49,1’e çıktı.

    YURT DIŞINDAN GELEN İŞLERDE AZALMA OLDU

    Küresel talep ortamında görülen zorlayıcı koşullar ve fiyat artışları, yurt dışından gelen işlerin azalmasına neden oldu. İmalatçıların girdi maliyetlerinde ham madde ile enerji fiyatlarındaki artış ve kur dalgalanmalarından kaynaklanan yükseliş devam etti. Şirketler, buna karşılık satış fiyatlarını keskin şekilde artırdı. Ancak yine de Eylül 2021’den bu yana görülen en hafif artış gerçekleştirilmiş oldu.

    “GELECEK AYLARIN DA ŞİRKETLER İÇİN ZORLU GEÇMESİ MUHTEMEL”

    PMI verilerini değerlendiren S&P Global ekonomi direktörü Andrew Harker, “Türk imalatçılar şu anda zorlu bir piyasa ile karşı karşıya. Fiyat artışları ve talebin zayıflaması yeni siparişlerin ve üretimin yavaşlamasına yol açtı. Bu ay da istihdamın artırılması ana olumlu gelişme olurken bu alanda dahi istihdam yaratma hızı iki yılın en düşük seviyesinde kaldı. Gelecek ayların da şirketler için zorlu geçmesi muhtemel” dedi.

  • Gaziantep’te trafik denetimlerinde 352 araç trafikten men edildi

    Gaziantep’te trafik denetimlerinde 352 araç trafikten men edildi

    Gaziantep’in Şehitkamil ve Şahinbey ilçelerinde, gerçekleştirilen “Güven Huzur Uygulaması” kapsamında kentin değişik noktalarındaki trafik denetimlerinde, 352 aracın trafikten men edildiği ifade edildi.

    Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekiplerimizce 24.06.2022-30.06.2022 tarihleri arasında yapılan denetimlerde, 1.699 ticari araç, 78 yük taşımacılığı yapan araç olmak üzere toplam 18.951 araç denetlenmiş, 2.780 sürücüye ve araç plakasına EDS üzerinden tespit edilen çeşitli ihlallerden, 1.208 sürücüye ve araç plakasına hız ihlali yapmaktan, 745 aracın tescil plakasına hatalı park etmekten, 290 sürücüye ve araç plakasına kırmızı ışık ihlali yapmaktan, 174 sürücüye ve araç plakasına trafik işaret ve levhalarına uymamaktan, 143 sürücüye ve araç plakasına seyir halinde cep telefonu kullanmaktan cezai işlem uygulanmıştır.” denildi.

    104 sürücüye sürücü belgesiz araç kullanmaktan ceza kesildiği ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “77 motosiklet sürücüsüne koruyucu başlık takmamaktan, 9 sürücüye yayalara ilk geçiş hakkını vermemekten, 46 sürücüye alkollü araç kullanmaktan, 45 sürücüye yüksek sesli müzik dinleyerek çevreyi rahatsız etmekten, 16 sürücüye abartı egzozlu araç kullanmaktan, 13 sürücüye tescil belgesinde gösterilen maksadın dışında araç kullanmaktan, 4 sürücüye alkolmetre cihazını üflemeyi reddetmekten, 2 sürücüye drift yaparak araç kullanmaktan, 533 sürücü ve araç plakasına da diğer ilgili trafik ihlallerinden olmak üzere cezai işlem uygulanmıştır. Trafik kurallarını ihlal ettiği tespit edilen toplam 6 bin 229 sürücü ve araç plakasına cezai işlem uygulanmış, 352 araç trafikten men edilmiştir.” (İLKHA)

  • Dicle Üniversitesinde 2 yeni bölüm açılacak

    Dicle Üniversitesinde 2 yeni bölüm açılacak

    Dicle Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada, Üniversite tarafından Yükseköğretim Kuruluna (YÖK) yapılan başvuru sonucunda iki yeni bölümün açılmasına ve 50 öğrenci alınmasına karar verildiği belirtildi.

    Edebiyat Fakültesi bünyesinde bulunan İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde bulunan Beslenme ve Diyetetik bölümlerine 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavı Sonucunda (YKS) 50’şer öğrenci alınacak.

    Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç, üniversite bünyesinde nitelikli bölümler açılarak eğitim-öğretim yapılanmasını geliştirme gayretinde olduklarını belirterek yeni bölümlerin üniversitemize ve ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni etti. (İLKHA)

  • İran’da cinayet ve tecavüz suçluları idam edildi

    İran’da cinayet ve tecavüz suçluları idam edildi

    İdam edilenlerin 8’inin cinayet, 2’sinin ise tecavüz suçlusu olduğu belirtildi.

    Mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırılan suçluların cezasının Elburz eyaletine bağlı Kerec kentinde bulunan Recai Şehr Cezaevi’nde infaz edildiği aktarıldı.

    29 Haziran’da gerçekleştirilen idamlara dair resmi bir açıklama yapılmadı. (İLKHA)