Yazar: odakhaber

  • Cuma hutbesi: Ahiret Günü ve Hesap Verme Bilinci

    Cuma hutbesi: Ahiret Günü ve Hesap Verme Bilinci

    Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından irad edilen hutbede, “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir mümine yaraşan, ölüm gelmeden önce kendini hesaba çekmektir. Dünyayı oyun ve eğlence yeri değil, Rabbimizin rızasını kazanma yeri olarak görmektir.” denildi.

    Cuma hutbesinde, şu ifadelere yer verildi: 

    “Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, ‘Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım’ der. Hayır! Onun söylediği bu söz, boş laftan ibarettir…” (Mü’minûn, 23/99, 100)

    Muhterem Müslümanlar!

    Ensar’dan bir sahabi gelerek Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’e selam verdi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü! En faziletli mümin kimdir?” Peygamberimiz, “Ahlak bakımından en güzel olandır” buyurdu. Gelen kişi “Peki, en akıllı mümin kimdir?” diye tekrar sordu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyurdu: “Müminlerin en akıllıları, ölümü en çok hatırlayanlar ve ölümden sonrası için en güzel şekilde hazırlananlardır.”

    Aziz Müminler!

    Cenâb-ı Hak, insana iki hayat bahşetmiştir. Bunlardan ilki içinde yaşadığımız imtihan dünyasıdır. Bu dünya hayatı ölümle birlikte sona erer ve ahiret hayatı başlar. Ölüm asla bir yok oluş değil, ebedi hayata geçişin ilk kapısıdır. Ölüm, geri dönüşü olmayan bir geçittir. Artık insan, tekrar dünyaya dönüp salih ameller işlemeyi ne kadar arzu etse de bu mümkün olmayacaktır.  Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, ‘Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım’ der. Hayır! Onun söylediği bu söz, boş laftan ibarettir…”

    Kıymetli Müslümanlar!

    Kıyamet mutlaka kopacak, yaşadığımız dünya hayatı bitecek ve sonsuz ahiret hayatı başlayacaktır. İlahi kudretin iradesiyle insanlar yeniden dirilecek, mahşerde toplanacak ve mizan kurulacaktır. İşte o gün, hesap verme günüdür.

    O gün, dünya hayatına ait gizli aşikâr, iyi kötü bütün niyetler ve davranışlar ortaya dökülecek ve herkes şu ilahi nidaya muhatap olacaktır:

     “Oku şimdi amel defterini! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter!”

    O gün, diller susacak, azalar konuşacaktır. Rabbimiz bu hakikati şöyle bildirmektedir:

    “O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yapmış olduklarını elleri bize anlatır, ayakları da şahitlik eder.”

    O gün, kimseye zulmedilmeyecek, herkese sadece yaptığının karşılığı verilecektir. Hiç kimse, ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinin, gençliğini nerede tükettiğinin, malını nereden kazanıp nereye harcadığının, bildiği ile amel edip etmediğinin hesabını vermeden bir yere kımıldayamayacaktır.

    Değerli Müminler!

    Allah’a ve ahiret gününe inanan bir mümine yaraşan, ölüm gelmeden önce kendini hesaba çekmektir. Dünyayı oyun ve eğlence yeri değil, Rabbimizin rızasını kazanma yeri olarak görmektir. İslam’ın dosdoğru çizgisinden; Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinden, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in sünnet-i seniyyesinden asla ayrılmamaktır. Allah’ın koyduğu sınırlara titizlikle uymak, helal haram çizgisine riayet etmektir. Fıtratı bozan yönelim ve davranışlardan, aklı uyuşturan alkol ve bağımlılıktan, aile ve toplumu ifsat eden zina ve ahlaksızlıktan, ocakları söndüren kumardan uzak durmaktır. Her amelin kaydedildiğini ve günü geldiğinde hepsinden hesaba çekileceğini unutmamaktır. Hutbemi Yüce Rabbimizin şu ayet-i kerimesi ile bitiriyorum: “Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna, hiçbir çocuğun da babasına fayda veremeyeceği günden korkun! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın.” (İLKHA)

  • Uzmanların grip endişesi! Koronavirüs ve maymun çiçeği grip ile birleşebilir mi?

    Uzmanların grip endişesi! Koronavirüs ve maymun çiçeği grip ile birleşebilir mi?

    Koronavirüsün neden olduğu pandeminin etkileri hala devam ederken tüm dünya yayılmaya başlayan maymun çiçeği virüsü nedeniyle teyakkuza geçmiş durumda.

    Sağlık yetkilileri, Birleşik Krallık’ta ‘erken grip dalgası’ beklediklerini ifade etti.

    Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı’nın (UKHSA) baş tıbbi danışmanı Dr. Susan Hopkins, şu anda kış mevsiminde olan Avustralya’yı erken başlayan ve tüm yaş gruplarına hızla yayılan bir grip türünün ardından alarm duruna geçtiklerini açıkladı.

    HASTALIKLAR BİRBİRİYLE KARIŞACAK

    Hopkins, havalar soğumaya başladıkça iç mekanlarda daha sık bir araya gelineceğini bunun da Covid salgınını tetikleyeceğini belirtirken yeni dalganın maymun çiçeği salgını ve grip salgınıyla birleşme ihtimali nedeniyle endişe duyduklarını belirtti.

    ARTIK BAĞIŞIKLIK YOK

    Koronavirüs salgınından önce grip, normalde mevsimsel bir tehdit ve soğuk havaların insanı iç mekanlara zorladığı eylül ve mart ayları arasında görülen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyordu.

    Fakat grip, koronavirüsün yayılmasını kontrol etmeyi amaçlayan karantinalar arasında geçen kış neredeyse hiç görülmedi.

    The Telegraph’ın haberine göre uzmanlar artık pandemi sonrasında nüfus bağışıklığının olmaması nedeniyle kış mevsiminin sağlık sistemlerini zorlamasından endişe duyuyor.

    BİRÇOK ÜLKEDE DURUM BU ŞEKİLDE

    Aynı sorun ABD’de de gözlemlendi. Yale New Haven Hastanesi’nde enfeksiyon önleme tıbbi direktörü yardımcısı Dr. Scott Roberts da salı günü CNBC’ye verdiği demeçte, “ABD’de haziran ayına kadar uzanan bir grip mevsimi daha önce görmedik. Covid’in bunda çok büyük bir etkisi olduğu açık. Artık insanlar maske takmıyor; virüslerin daha önce olmadığı kadar tuhaf şekillerde davrandığını görüyoruz” dedi.

    VİRÜSLER YENİDEN ETKİLİ HALE GELDİ

    Uzmanlar ayrıca uzun zamandır etkili olmayan virüslerin de yeniden aktifleştiğini söyledi.

    Kış aylarında yaygın olarak görülen soğuk algınlığı benzeri bir virüs olan solunum sinsityal virüsü, geçen yaz Avrupa, ABD ve Japonya’daki çocuklar arasında bir artış sergiledi.

    Bu yılın ocak ayında, genellikle mide-bağırsak hastalıklarından sorumlu olan bir adenovirüs 41 salgını, küçük çocuklar arasında gizemli ve ciddi bir karaciğer hastalığının nedeni haline geldi. Washington Eyaleti 20 yıldaki en kötü tüberküloz vaka yoğunluğunu yaşıyor.

  • KADİRLİ MOBİLYACILAR SİTESİ ESNAFINDAN ELEKTRİK KESİNTİLERİNE TEPKİ: “HER GÜN ELEKTRİK KESİLİYOR. İŞ YERİMİZDEKİ MAKİNELER BOZULUYOR”

    KADİRLİ MOBİLYACILAR SİTESİ ESNAFINDAN ELEKTRİK KESİNTİLERİNE TEPKİ: “HER GÜN ELEKTRİK KESİLİYOR. İŞ YERİMİZDEKİ MAKİNELER BOZULUYOR”

    BURHAN DEMİRCİOĞLU

    Osmaniye’nin Kadirli ilçesindeki mobilyacılar sitesi esnafı, bölgede sık sık yaşanan elektrik kesintilerine tepki gösterdi. Ahmet Murt, “Her gün elektrik kesiliyor. Bu elektrik kesilmesinden dolayı bizim maddi kaybımız oluyor. İş yerimizdeki makineler ve diğer aletler bozuluyor” dedi. Ergün Akarca ise “Müşterimiz geliyor, tam iş taahhüt ediyoruz, vereceğiz malzemesini, elektriğimiz gidiyor” dedi.

    Kadirli’deki mobilyacılar sitesi esnafı, elektrik kesintileri nedeniyle yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. İş yeri sahiplerinden Ahmet Murt, şunları söyledi:

    “KESİNTİLERİ SAAT SAAT ÇİZELGE TUTTUM”

    “Marangozlar sitesinde iş yeri sahibiyim. Burada elektrikler sürekli olarak kesilmekte. Ben, bu elektrik kesilme çizelgesini de saat saat, dakika dakika tuttum bu şekilde, arka sayfası da var. Her gün elektrik kesiliyor. Bu elektrik kesilmesinden dolayı bizim maddi kaybımız oluyor. İş yerimizdeki makineler ve diğer aletler bozuluyor. Tekrar elektrik geldiğinde bir iş yerinin çalışması için belli bir zamana ihtiyacımız oluyor. Bu konuda gerekli yerlerden bir destek bekliyoruz ve elektriğin daha akıcı bir şekilde gelmesi için hattın değiştirilmesini talep ediyoruz. Bu hat, bizim bildiğimiz kadarıyla köy grubundan geliyor. Marangozlar sitesinin ayrı bir hattı değil. Elektrik kesintisinin müşterilere zararları. Müşterilere taahhütte bulunuyoruz, ‘Şu gün malzemeni teslim ederiz’ diyoruz ve o gün malzemeyi müşteriye teslim edemiyoruz. Teslim edemeyince biz de ticari zarara uğruyoruz ve aynı zamanda da ticaretimiz biraz zedeleniyor.”

    “GECE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDIM”

    Mehmet Kızılateş ise “Ben, Kadirli’de, mobilyacılar sitesinde mobilya boyacısıyım. Günlük 186’yı her zaman, elektrik kesildiği zaman arıyorum. Hatta oradaki kişileri de artık tanır olduk. Elektriğimiz her gün kesiliyor ve benim geçen bir teneke boyam dondu. Geceleyin dükkana gelip çalışmak zorunda kaldım. Bizim elektriğimiz yok, altyapımız da yok. 2022 yılında lağım çukuruna yapıyoruz affedersiniz. Bunun bir çözümünün bulunmasını istiyoruz” dedi.

    MÜŞTERİMİZ GELİYOR, TAM İŞ TAAHHÜT EDİYORUZ, VERECEĞİZ MALZEMESİNİ, ELEKTRİĞİMİZ GİDİYOR”

    Problemlerinin çözülmesini isteyen Ergün Akarca, “Biz, mobilyacılar sitesinde esnafız. Sürekli elektriğimiz gidiyor. Telefonumun mesaj bölümüne bir baksanız, 186’yı ne kadar aramışım. Yani çok zor durumdayız. Bunların giderilmesini istiyoruz. Müşterimiz geliyor, tam iş taahhüt ediyoruz, vereceğiz malzemesini, elektriğimiz gidiyor. Dün akşam saat 9’a kadar çalıştım, çünkü 4’te elektriğimiz gitti. Köy tarafından müşterimiz gelmişti, müşteriyi kaybetmemek için dükkanımı kapattım, elektrik geldikten sonra tekrar geldim çalıştım, 9’a kadar iş yerindeydim. Yani mağduruz. Köy hattından geliyor. Bunun bir çözüme kavuşmasını istiyoruz” diye konuştu.

     

    GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

    Mobilyacılar sitesi detaylar

    Ahmet Murt

    Mehmet Kızılateş

    Ergün Akarca

     

  • CHP KADIN KOLLARI, ‘YAŞAMHAK ÇAĞRI HATTI’ İLE SOKAKTA KENDİNİ GÜVENSİZ HİSSEDEN KADINLARA EŞLİK EDECEK

    CHP KADIN KOLLARI, ‘YAŞAMHAK ÇAĞRI HATTI’ İLE SOKAKTA KENDİNİ GÜVENSİZ HİSSEDEN KADINLARA EŞLİK EDECEK

    CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, partisinin YaşamHak Projesi kapsamında başlattığı yeni uygulamasıyı tanıttı. Nazlıaka, proje kapsamında oluşturdukları çağrı hattı ile kendini sokakta tedirgin hisseden kadınların yanında olacaklarını belirterek “444 82 85 numaralı hattımızı aradıklarında onlara eşlik edeceğiz. Bilsinler ki telefonun diğer ucunda onları güvende hissettirecek olan kız kardeşleri var. Bir olumsuzluk yaşandığında kolluk güçlerine haber vererek can ve mal güvenliklerinin sağlanmasını da temin edeceğiz” dedi.

    CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, YaşamHak Projesi kapsamındaki yeni uygulamalarını tanıtmak amacıyla bugün partisinin Genel Merkezi’nde, 81 il ve 973 ilçe kadın kolu başkanıyla eş zamanlı basın toplantısı yaptı. Nazlıaka, proje ile ilgili şunları söyledi:

    “7 GÜN 24 SAAT BOYUNCA ERİŞİLEBİLİR OLAN BU HATTIMIZ KANALIYLA BUGÜNE KADAR 6 BİN 500’DEN FAZLA KADININ HAYATINA DOKUNDUK”

    “20 Aralık 2020 tarihinde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile projemizi kamuoyuna açıklamıştık. Proje kapsamında genel merkezimizde 7/24 faaliyet gösteren çağrı merkezi ile tüm şiddet mağduru kız kardeşlerimize ve istismara uğrayan çocuklara hizmet vereceğimizi ifade etmiştik. 7 gün 24 saat boyunca erişilebilir olan bu hattımız kanalıyla bugüne kadar 6 bin 500’den fazla kadının hayatına dokunduk. 100’den fazla baroyla, yerel yönetimle, meslek örgütleri ile protokoller imzaladık. Bu hattımız sayesinde, ‘YaşamHak’ adını verdiğimiz bu projemizde şiddet gören kız kardeşlerimizin savcılıklarda, hastanelerde, adliyelerde, kendilerini zorda hissettikleri her yerde yanlarında olduk. Onlara “Yalnız değilsin, biz varız” dedik.

    “YAŞAMHAK PROJESİNİN YENİ UYGULAMASI İLE TÜM ŞİDDET MAĞDURLARININ BİZE BİR TUŞLA ULAŞMASINI SAĞLADIK”

    Kadına ve çocuğa yönelik şiddet davalarını izledik, mağdurlar ve aileleri ile dayanışma içinde olduk. Şiddet mağduru çocuklara ve şiddet gören kadınların çocuklarına eğitim konusunda da burs desteğinde katkı sunduk. Şiddet gören kadınların barınma ihtiyacını karşılamada aracı olduk. Kadınların şiddet sarmalından kurtulmasını hedefledik, aileleri duruşma salonlarında yalnız bırakmazken onların daha adil daha hakkaniyetli karalarla karşılaşmasını teminat altına almaya çalıştık. 5 Aralık 2021 tarihinde size duyurduğumuz ‘YaşamHak’ projesinin yeni uygulaması ile tüm şiddet mağdurlarının bize bir tuşla ulaşmasını sağladık. Uygulama sayesinde, en yakın mesafedeki kadın kollarına ulaşabilmelerini, gene ihtiyaç noktasında kolluk güçleri ile tek tuşla bağlantı kurabilmelerini teminat altına aldık. Cep telefonundan kolayca indirilebilen uygulama ile hala kız kardeşlerimizin hayatına dokunmaya devam ediyoruz.

    “BİZ ÇAĞRI MERKEZİ HATTIMIZDAN ONLARI KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSEDECEKLERİ BİR YERE VARINCAYA KADAR ONLARA EŞLİK EDECEĞİZ”

    Şimdi yeni bir uygulama ile projemizi daha da güçlendiriyoruz. Kendini güvende hissetmeyen tüm kadınlar için harekete geçiyoruz. Biliyoruz ki; bu ülkede sokakta yürürken arkasında ayak sesleri duyduğunda kendini güvende hisseden tek bir kadın bile yoktur. Dolmuşta, otobüste son yolcu olarak kaldığında ürkmeyen bir kadın bile yoktur. Bu kız kardeşlerimizle konuştuğumuzda birisi ile telefondan konuştuğunu ya da bir yakınlarını aradıklarını söylüyorlar. Ama her zaman arayacakları bir yakınları olmayabilir ya da aradıklarında o yakınları telefonla konuşmak için uygun olmayabilir. İşte biz çağrı merkezi hattımızdan onları kendilerini güvende hissedecekleri bir yere varıncaya kadar onlara eşlik edeceğiz, bizi aradıklarında onlarla sohbet ederek hem kendilerini güvende hissetmeleri sağlayacağız hem de gereklilik halinde kolluk güçlerini harekete geçireceğiz. Çünkü her kadın böyle bir durumla karşılaştığında kendini Özgecan Aslan’ın veya Başak Cengiz’in yerine koyuyordur mutlaka. Böylece şiddetin önleyici tedbiri konusunda da kadınlara çare olacağız. Onlara “Biz varız, yalnız değilsiniz” diyeceğiz. 444 82 85 numaralı hattımızı aradıklarında onlara eşlik edeceğiz. Bilsinler ki telefonun diğer ucunda onları güvende hissettirecek olan bir kız kardeşleri var. Bir olumsuzluk yaşandığında kolluk güçlerine haber vererek can ve mal güvenliklerinin sağlanmasını da temin edeceğiz.

    “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHİ SONRASINDA HEPİMİZİN DİKKATİNİ ÇEKEN DAVA SAYILARINDA ARTIŞ VAR”

    İstanbul Sözleşmesi’nin feshi sonrasında hepimizin dikkatini çeken dava sayılarında artış var. Sözleşme’nin feshinden sonra en az 500 kız kardeşimiz daha hayattan koparıldı. Muğla’da okuyan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i katleden cani ile ilgili verilen haksız tahrik indirimi hepimizin yüreğini yaktı. Bu karar vicdanları sızlattı ve çok tartışıldı ama biliyoruz ki sözleşmeden tek taraflı çıkıldıktan sonra bu şekilde alınmış çok sayıda dava kararı var. Kadın katillerini cesaretlendiren kararlardan bazılarını hatırlatmak istiyorum. Sayacağım davaların her biri Sözleşme’nin feshi sonrasında gerçekleşmiş olan davalardır. Davaların sonuçlanma tarihi 21 Mart 2021 tarihinden sonra olmuştur.

    FAİLLERE İYİ HAL VE TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANDI

    İstanbul’da yaşayan 27 yaşındaki Duygu Kadakal’ı öldüren Hakan Kadakal’ın yargılandığı davada, önce “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından sanığın duruşmadaki iyi hali gerekçesiyle takdiri indirim uygulanarak, ceza müebbet hapse indirildi. Üstelik davanın sonuçlanması için de 4 yıl geçmesi gerekti.

    Konya’nın Karataş ilçesinde, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Bekir Erkol, üç çocuğunun gözü önünde evli olduğu Tuba Erkol’u 46 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Katile önce “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından suçu “haksız tahrik” altında işlediği ve duruşmadaki “iyi hali” gerekçesiyle ceza 18 yıl 4 aya indirildi. Mahkeme heyetinin açıkladığı gerekçeli karara göre, katliam canavarca hisle gerçekleştirilmemişti. Acaba 46 bıçak darbesi canavarca his için yeterli değil miymiş? Gerçekten anlayamıyoruz. Acaba katilin indirim almaması için daha ne kadar canavarca davranması gerekiyormuş sorarım size?

    Eskişehir’de, 23 kez savcılığa suç duyurusunda bulunan ve her seferinde takipsizlik kararı çıkan ve boşandığı Yalçın Özalpay tarafından katledilen Ayşe Tuba Arslan’ın davasından bahsetmek istiyorum. Davada katile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Daha sonra cinayetin “haksız tahrik” altında işlendiğine hükmedilerek, ceza 24 yıla indirildi. Haksız tahrik indimin gerekçesi ne miydi? Ayşe Tuba Arslan’ın cep telefonuna gelen ‘canım’ mesajı.

    Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşayan Rabia Buse Şeker, yedi yıldır evli olduğu Burhan Şeker tarafından bıçaklandı. Gerekçe çok tanıdık. Erkek aldatıldığını düşünmüşmüş… Rabia Buse Şeker, uzun bir tedavi gördü, neyse ki hayata tutundu. Caniye önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle, yani kız kardeşimizin hayatta olması nedeniyle, ceza 15 yıla indirildi. Bu cezayı da çok bulan mahkeme heyeti, bir de “haksız tahrik” indirimi uyguladı ve cezayı 11 yıl 3 aya düştü.

    Burdur’un Bucak ilçesinde, 17 yaşındaki Gizem Canbulut vahşice öldürüldü. Cinayetten iki gün önce katil Eren Yıldız, arkadaşına “Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım?” diye mesaj atmış. Bugünlerde katillerin Google’de öncesinde “Ne kadar ceza alırım” diye arama yaptıkları da gene bildiğimiz bir veridir. Önce bu katile ömür boyu hapis cezası verildi. Ardından “haksız tahrik ve iyi hal” indirimleri uygulandı ve ceza 20 yıla düşürüldü.

    Bekir Akbulut, evli olduğu Dilek Akbulut’u ve çalıştığı işyerinin sahibini aralarında ilişki olduğunu düşündüğü gerekçesiyle öldürdü. Mahkeme heyeti, katilin tahrik altında eşini ve patronunu öldürdüğü gerekçesiyle katile sadece 36 yıl hapis cezası verdi.

    Kayseri’de boşanma aşamasında olduğu Sinem Karadeniz’i bıçaklayarak ağır yaralayan Ali Karadeniz sadece 15 yıl hapis cezası ile yargılandı. Olaydan 10 gün önce “reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçundan tahliye edilmişti, bu caniye ‘haksız tahrik’ indirimi uygulandı. 15 yıl olan cezası 11 yıl 3 aya düşürüldü.

    Muğla’nın Menteşe ilçesinde, Lütfü Safa Berberoğlu boşanma aşamasında olduğu Sedef Berberoğlu’nu, aynı araçta gördüğü 18 yaşındaki Abdullah Tekin ile öldürdü. Katil hakkında iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sonra iki kez ‘tahrik indirimi’ uygulandı. Neden mi? Sedef, boşanma aşamasında olup ayrı yaşadığı için Türk Medeni Kanunu’nun eşlere yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş. Sedef, nasıl olur da bir erkekle aynı arabada olabilirmiş? Bu gerekçelerle katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 22 yıla indirildi. Ve şu anda kendisi cezaevinde.

    Ankara’da yaşayan İbrahim Köksal, evli olduğu Sibel Köksal’ı kendisini aldattığı bahanesiyle hunharca öldürdü. Katile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından ‘haksız tahrik’ indirimi uygulandı ve cezası 24 yıla düşürüldü.

    Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan Murat Alper, boşanma aşamasında olduğu 32 yaşındaki Kadriye Alper’i öldürüp gömdü. Sonra hiçbir şey olmamış gibi polise gitti kayıp başvurusunda bulundu. Cinayet açığa çıktıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Katil, aldatıldığını öne sürdü. Ardından katile yine ‘haksız tahrik’ indirimi verildi ve cezası 20 yıla düşürüldü. Mahkeme heyeti bununla da yetinmedi, katilin duruşmalardaki ‘iyi hali’ gerekçesiyle ceza 16 yıl 8 aya düşürüldü.

    Konya’nın Çumra ilçesinde, 6 buçuk aylık hamile Sadife Yüzer öldürüldü. Onu öldüren Ali Rıza Yüzer hakkında önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Daha sonra ağır yaraladığı kadının yarasına tampon basması gerekçesiyle ‘iyi hal’ indirimi uygulandı. Heyet bununla da yetinmedi, gene ‘haksız tahrik’ indirimi uyguladı ve ceza 23 yıla indirildi.

    Daha birçok davadan bahsedebilirim katillerin bu şekilde iyi hal ve tahrik indirimi ile ödüllendirildiği. Özellikle dikkatinizi çekmek istediğim nokta, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi sürecinden sonra bu kararların sayısında son derece artış olmasıdır. Tam da bu nedenle, bizler İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.

    “BU SEÇİM, YAŞAM HAKKIMIZI GASP EDEN TEK ADAMA BİR YANIT OLMALIDIR”

    AKP Hükümeti’nde kadınların payına düşen; yoksulluk, yoksunluk, şiddet ve ölüm olmuştur. Bizler bu çarkı tersine çevirmeye kararlıyız. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle sokak sokak örgütlenme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki seçimlerin biz kadınlar için hayati öneme sahip olduğunu çok iyi biliyoruz. Buradan herkese çağrı yapıyoruz: Bize katılın. Bu seçim, yaşam hakkımızı gasp eden tek adama bir yanıt olmalıdır.

    “SEVGİLİ KIZ KARDEŞLERİM, İLK SEÇİMLERDEN SONRA KÂBUS BİTECEK HUZUR GELECEK!”

    Sizler şuna karar vermelisiniz; yaşam hakkınızın bir adamın iki dudağı arasında vereceği kararlar arasına sıkışmasını mı istiyorsunuz, yoksa demokrasi mi istiyorsunuz? Eğer böyle olmasını istemiyorsanız; bize katılın. Yoksulluk ve yoksunluğun derinleşmesi yerine sosyal devletin size kol kanat germesini istiyorsanız bize katılın. Torpillilerin saltanatı yerine liyakatli kadrolar istiyorsanız bize katılın. Saray iktidarı yerine millet iktidarı istiyorsanız bize katılın. Sevgili kız kardeşlerim, ilk seçimlerden sonra; kâbus bitecek huzur gelecek! Kâbus bitecek özgürlük gelecek! Kâbus bitecek adalet gelecek! Kâbus bitecek demokrasi gelecek! Kâbus bitecek eşitlik gelecek! Geliyor gelmekte olan.”

     

  • ULAŞ KARASU: CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI, 2 TEMMUZ GÜNÜ SİVAS’TA CUMHURİYETİMİZİ, LAİKLİĞİ VE DEMOKRASİYİ HEDEF ALMIŞTIR

    ULAŞ KARASU: CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI, 2 TEMMUZ GÜNÜ SİVAS’TA CUMHURİYETİMİZİ, LAİKLİĞİ VE DEMOKRASİYİ HEDEF ALMIŞTIR

    CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, “İskilipli Âtıflardan, fesli saray tarihçilerine kadar uzanan ve bugün de devam eden cumhuriyet düşmanlığı, 2 Temmuz günü Sivas’ta cumhuriyetimizi, laikliği ve demokrasiyi hedef almıştır” dedi.

    CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nin yakılarak 33 aydın, akademisyen, yazar ve sanatçının katledilmesinin yıldönümü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Karasu’nun açıklaması şöyle:

    “2 Temmuz 1993 günü 33 aydınımızın, cumhuriyetin temellerinin atıldığı, Pir Sultan’ın, Aşık Veysel’in yetiştiği topraklarda, Sivas’ta vicdanları kararmış bir güruh tarafından katledilmesinin üzerinden tam 29 yıl geçti. 29 yıldır bu toplumsal acı, ülkemizin üzerinde kara bir leke olarak durmaya devam etmektedir.

    “O GÜN ‘CUMHURİYET BURADA KURULDU, BURADA YIKILACAK’ SLOGANI ATANLARI BİZ MENEMEN’DEN, MARAŞ’TAN TANIYORUZ”

    2 Temmuz başlı başına Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılmasına dönük gerici bir kalkışmadır. O gün ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’ sloganı atanları biz Menemen’den, Maraş’tan tanıyoruz. İskilipli Atıf’lardan, fesli saray tarihçilerine kadar uzanan ve bugün de devam eden cumhuriyet düşmanlığı, 2 Temmuz günü Sivas’ta cumhuriyetimizi, laikliği ve demokrasiyi hedef almıştır.

    O gün Türkiye, yeniden Orta Çağ’ın karanlık zihniyetine hapsedilmeye çalışılmıştır. Orada Alevi’si Sünni’si, Hristiyan’ı, ozanı, sanatçısı, şairi, emekçisi katledilerek yüzlerce yıldır bu coğrafyada ekilen barış ve kardeşlik tohumlarına darbe vurulmak istenmiştir.

    Bugün de bu toplumu inanç üzerinden, etnik kimlik üzerinden ayrıştırmaya çalışan bir siyasi iktidarla karşı karşıya olduklarını belirten Karasu, “Ama şunu bilin ki bugün Anadolu, Suriye olmuyorsa, Irak olmuyorsa, Yemen olmuyorsa bunu cumhuriyete, cumhuriyetin kurucularına ve başta da Mustafa Kemal Atatürk’e borçludur.

    “MADIMAK KATLİAMI’NDA HAYATINI KAYBEDEN CANLARIMIZI BİR KEZ DAHA SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUM”

    Bilim ve Kültür Merkezi bir an önce kapatılmalı, Madımak Utanç Müzesi’ne dönüştürülmelidir. Hak, hukuk, adalet arayışımızın en önemli noktalarından biri Madımak Katliamıdır.

    Hasret Gültekinleri, Muhlis Akarsuları, Behçet Aysanları ve nicelerini katleden karanlık, aydınlığa çıkmadan Türkiye’de gerçek anlamda demokrasiden söz edilemez.

    Bu vesileyle Madımak Katliamı’nda hayatını kaybeden canlarımızı bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum. Sivas’ın ışığı sönmeyecek”

     

  • Hindistan’da heyelan: 17 ölü

    Hindistan’da heyelan: 17 ölü

    Olay, çarşamba gecesi Manipur’un Noney ilçesinde demiryolu inşaat sahasında meydana geldi. Hindistan medyasına göre demiryolu hattının yapımı sırasında toprak kayması meydana geldi. Kayan toprak işçilerin ve onları korumak için bölgede bulunan askerlerin üzerine düştü.

    Yetkililer, toprak kayması nedeniyle enkazdan 9 cesedin daha çıkarılmasının ardından ölü sayısının 17’ye yükseldiğini söyledi.

    Kurtarma operasyonlarını sürdüğünü söyleyen yetkililer, şu ana kadar 18 kişinin sağ olarak kurtarıldığını, enkaz altında halen en az 50 kişinin bulunduğunu ifade etti. (İLKHA)

  • ODUNPAZARI’NDA, DUAYEN GAZETECİ BÜLENT ÖZYAZICI’NIN ONURUNA GECE DÜZENLENDİ

    ODUNPAZARI’NDA, DUAYEN GAZETECİ BÜLENT ÖZYAZICI’NIN ONURUNA GECE DÜZENLENDİ

    Odunpazarı Belediyesi ve Odunpazarı Kent Konseyi Sanatçıya Vefa Çalışma Grubu, meslek hayatında 50 yılı geride bırakan duayen gazeteci Bülent Özyazıcı onuruna gece düzenledi. Eskişehir’in siyaset ve basın dünyasından birçok ismin bir araya geldiği gecede, ailesi ve sevenleri Özyazıcı’yı yalnız bırakmadı.

    Odunpazarı Belediyesi ve Odunpazarı Kent Konseyi Sanatçıya Vefa Çalışma Grubu, meslek hayatından 50 yılı geride bırakan duayen gazeteci Bülent Özyazıcı için vefa gecesi düzenledi. Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’da düzenlenen geceyi, Mehmet Sadık Bozkurt sundu. Geceye,  Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Nihat Çuhadar, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru ile Özyazıcı’nın ailesi, sevenleri ve gazeteciler katıldı. 

    İlk imzalı haberi 15 Mayıs 1972’de yayınlanan Özyazıcı, konuşmasında sık sık anekdotlara yer verdi. Habercilik, basın özgürlüğü ve köşe yazarlığı ile ilgili açıklamalar da yapan Özyazıcı, son günlerde gazetecilerin ‘sansür yasası’ olarak adlandırdığı ‘Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ başlıklı teklife de değindi. Özyazıcı, “Umuyorum bu yasa çıkmayacak. Dolar 30 lira olacak derseniz yalan haber oluyor. Dolar 15 liraya düşecek derseniz, aslında o da yalan haber ama yalan habere girmiyor. Gazeteciler Federasyonu ve diğer meslek örgütleri İstanbul’da, Ankara’da çalışmalar yürütüyor. Bu yasayı çıkarttırmamaya çalışıyor arkadaşlarımız, biz de onlara destek veriyoruz” dedi. 

    Gecede konuşan Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru,  gazetecilik mesleğine 50 yılını vermiş Bülent Özyazıcı’yı bilinmeyen yönleri ile vatandaşlarla buluşturmanın kent konseyinin görevi olduğunu belirtti. Bu gecenin, Odunpazarı Kent Konseyi için çok önemli olduğunu ifade eden Kumru, Özyazıcı’ya teşekkür etti.

    Bülent Özyazıcı’nın kalemiyle, yüreğiyle ve kişiliğiyle her zaman basına örnek olduğunu kaydeden Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Nihat Çuhadar, Özyazıcı’nın hiçbir zaman kalemini ve düşüncesini satmadığının altını çizdi. Özyazıcı’nın haberleri ile Eskişehir’i aydınlattığını söyleyen Çuhadar, Özyazıcı’nın 50’nci meslek yılını kutladı.

    Konuşmasına, ‘Bülent Ağabey’ diyerek başlayan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Özyazıcı’yı, “Belli bir mücadelenin içinde gördüğüm, tanıdığım ve takdir ettiğim bir dostumuz” cümleleri ile tarif etti.. Başkan Kurt, “50 yıl ayakta durmak da Bülent Özyazıcı’ya yakışır. Odunpazarı Kent Konseyi’nin bu vefa geceleri, bizi duygulandırıyor ancak iyi de oluyor. Hem tarihe belge bırakıyor, hem de dostlarımız sağlıklı iken onları anıyoruz, takdir ediyor ve sevgimizi anlatıyoruz” dedi.

    Gecede, Odunpazarı Belediyesi müzisyenlerinden Gönül Onar, Özyazıcı’nın sevdiği şarkıları seslendirdi. 

    Aile üyeleri adına Özyazıcı’nın kendisi gibi gazeteci olan oğlu Çağlar Özyazıcı konuştu. Böyle bir geceyi düzenlediği için Odunpazarı Belediyesi ve Odunpazarı Kent Konseyi’ne teşekkür eden Özyazıcı, “Gazetecilik gibi bir meslekte 50 yılı geride bırakmak, 50 yıl buyunca çizgisinden taviz vermeden; dürüst, tarafsız ve onurlu bir biçimde sürdürmek kolay değil. Her zaman onu örnek aldım, almaya da devam ediyorum. Onun izinde bu mesleği en iyi şekilde yürütmeye çalışıyoruz. 50’nci yılı kutlu olsun. Onunla gurur duyuyoruz” diye konuştu.

    Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca, duayen gazeteciler Rıdvan Uysal ve Hüsnü Aslan’da gecede konuşma yapan diğer isimler oldu. İsmail Kumru, Nihat Çuhadar, Başkan Kurt ve Yılmaz Karaca konuşmalarının ardından Bülent Özyazıcı’ya teşekkür plaketi takdim etti.  

     

  • ESKİŞEHİR’DE PAZAR AÇILDI, KURBANLIK SATIŞLARI BAŞLADI

    ESKİŞEHİR’DE PAZAR AÇILDI, KURBANLIK SATIŞLARI BAŞLADI

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Hayvan Pazarı’nda kurbanlık hayvan satışları başladı.

    Her yıl hayvan satıcılarının ve vatandaşların büyük ilgi gösterdiği alanda satış yapmak isteyen hayvan yetiştiricileri, bu yıl da pazardaki yerlerini almaya başladı.

    Kurban Bayramının 3’üncü günü olan 11 Temmuz Pazartesi gününe kadar kurbanlık satışının devam edeceğini belirten yetkililer, bu yıl kiralama bedelinin 1300 TL olduğunu açıkladı.

    Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, pazarda yer almak isteyenlerin, Arifiye Mahallesi İkieylül Caddesi No:53 adresinde bulunan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Gelir Şube Müdürlüğü veznesinden yer satışı ödemesini yaparak yer alabileceklerini duyurdu.

    Hayvan pazarında kurbanlıklarını satmak üzere getiren üreticiler de ilk satışlarını gerçekleştirdi.

    Küçükbaş ve büyükbaş hayvan satışının yapıldığı pazarda hem alıcı hem de satıcıların rahat etmesi için hazırlıklarını tamamlayan görevliler, bu yıl da pazarın büyük ilgi görmesini beklediklerini belirttiler.

     

  • BUCA’DA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ALMAYAN ÇOCUK KALMAYACAK

    BUCA’DA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ALMAYAN ÇOCUK KALMAYACAK

    Buca Belediyesi’nin maddi olanakları sınırlı ailelerin çocuklarının okul öncesi eğitimden uzak kalmaması için hayata geçirdiği 6 yarı zamanlı eğitim merkezinden geçen dönem toplam 350 çocuk yararlandı.

    Buca Belediyesi, Şirinyer, Gediz, Ufuk, Kozağaç, Bucakoop ve Yenigün semtlerinde hizmet veren yarı zamanlı eğitim merkezleri geçen dönemde 350 çocuğa ulaştı. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde çalışma yürüten merkezler, profesyonel yönetici ve öğretmen kadrosu ile hafta içi beş gün, 3.5 saat boyunca, çocukların sosyal, bilişsel ve fiziki gelişimi için hizmet veriyor.

    EBEVEYNLERE DE MADDİ VE MANEVİ DESTEK

    Ailesinin geliri 5 bin TL’nin altında olan 4-6 yaş arası çocukların devam ettiği yarı zamanlı eğitim merkezleri, eğitimde fırsat eşitliğinin temeli sayılan okul öncesi eğitimi her çocuk için ulaşılabilir kılarken, ailelere de maddi destek sağlamış oluyor.

    Öte yandan, başta anneler olmak üzere ebeveynlere de kendi sosyal hayatları için zaman yaratan merkezler, eylül ayı başında 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılı için yeni kayıtlarını almaya başlayacak. 

  • Toplu taşıma sektörü kontak kapatacak duruma geldi

    Toplu taşıma sektörü kontak kapatacak duruma geldi

    2022 yılında ulaşım ücretlerine art arda yapılan zamlar ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından sunulan desteklerin yetersiz olduğunu ifade eden esnaf, akaryakıt fiyatlarına sürekli zam gelmesinden dolayı kontak kapatacak duruma geldi.

    Akaryakıta art arda gelen zamlardan dolayı zor durumda olduklarını ifade eden esnaf, yapılan zamlara tepki gösterdi. Akaryakıta yapılan zamların en çok toplu taşıma sektörünü olumsuz etkilediğine dikkat çeken esnaf, artık kontak kapatma noktasına geldiklerini, akaryakıta yapılan zamlar başta olmak üzere tamir ve bakım ücretlerinin artmasının kendilerini mağdur ettiğini dile getiriyor.

    Akaryakıta yapılan zamların kendilerini çok olumsuz etkilediğini ifade eden esnaf, yetkililere çağrıda bulunarak, artık zam yapılmaması ve fiyatlarda da indirime gidilmesi talebinde bulundu.

    HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, akaryakıta yapılan zamlar başta olmak üzere tamir ve bakım ücretlerinin artmasından dolayı çok zor günler geçiren toplu taşıma esnafını ziyaret etti.

    Ziyarette açıklamalarda bulunan Göçer, akaryakıtta KDV ve ÖTV’nin sıfırlanmasını, toplu ulaşımda da kullanılan akaryakıttan vergi alınmamasını istedi.

    Kentteki odalara yönelik ziyaretlerini aralıksız sürdüren Göçer, beraberindeki bir heyet ile Gaziantep Umum Minibüs Sahipleri Odasını ziyaret etti.

    Sıcak ve samimi ortamda geçen ziyarette Göçer ve heyetini Gaziantep Umum Minibüs Sahipleri Odası Başkanı Sofu Çolak, yönetimi ve toplu taşıma sahipleri ile esnaf karşıladı.

    Genel olarak toplu taşıma sektörünün yaşadıkları sorun ve sıkıntıların konuşulduğu ziyarette Göçer, HÜDA PAR’ın parti programı hakkında bilgi verdi.

    Toplu taşıma sektörünün sorun ve taleplerini dinleyen Göçer, akaryakıta gelen zamların en çok toplu taşıma ve taşımacılık sektörünü etkilediğini söyledi.

    Akaryakıta art arda gelen zamların hem esnafı hem de vatandaşı zor durumda bıraktığını söyleyen Göçer, akaryakıt fiyatlarının hemen hemen her gün zamlanmasının ulaşım ve tedarik zincirinde büyük bir krize neden olduğuna dikkat çekti.

    “Vatandaş toplu taşmayı ucuz kullanmalıdır”

    Akaryakıtta KDV ve ÖTV indirimine gidilmesi gerektiğini ifade eden Göçer, “Akaryakıt zamları tüm vatandaşları çok ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Ekonomide sorun ve sıkıntılarımız mevcut ama bunu çözmemiz gerekiyor. Çünkü bir insanın ekonomik anlamda yıkılışı her yer alana ve hemen hemen herkese yansıyor. Vatandaş toplu taşımaya ucuz fiyatta binmek ister ama tabi hizmet veren sektörde bu manada ucuz akaryakıt almalı ki vatandaşa ucuz bindirsin. Bizim de sizin de isteğiniz muhakkak vatandaşın ucuz bir şekilde toplu taşmayı kullanmasıdır.” dedi.

    “Akaryakıt zamları durdurulmalıdır”

    Vatandaşın sosyal refahının yükseltilmesi gerektiğini ifade eden Göçer, “Akaryakıta gelen zammın karşısında önlem alınmalıdır. Maalesef elektrik, akaryakıt, gıda ve giyim gibi birçok alandaki zamlar vatandaşı mağdur ediyor. Gerçekten şu anda dar gelirli vatandaşlarımız şehir içi toplu taşımaya bile binemeyecek, toplu taşıma sektörü de kontak kapatmak durumuna geldi. Eğer vatandaşın bu zor durumu ve toplu taşıma sektörünün yaşadığı mağduriyet giderilmezse toplu taşıma sektörü kontak kapatmak zorunda kalacak.” ifadelerini kullandı.

    “Akaryakıtta KDV ve ÖTV indirimine gidilmeli”

    HÜDA PAR olarak akaryakıtta KDV ve ÖTV indirimine gidilmesini talep ettiklerini ifade eden Göçer, şunları söyledi:

    Öncelikle akaryakıt zamlarının durması lazım. Yani vatandaş ve şirketler önünü göremiyor. Biz genel anlamda özelikle herkes için söylüyoruz ama genel anlamda şunu da söylüyoruz. KDV ve ÖTV indirimi zor zamanlarda vatandaşın ve esnafın yanında olabilmek için önemlidir. Devlet elini taşın altına koyup fedakârlık yapması lazım ki işletmeler hizmetini sürdürebilsin, vatandaşa hizmet edebilsin.

    “Artık dayanacak gücümüz kalmadı”

    Akaryakıt fiyatları başta olmak üzere artan maliyetleri karşılayamayacak duruma geldiklerini ifade eden Gaziantep Umum Minibüs Sahipleri Odası Başkanı Sofu Çolak, “3 ay içinde mazot yüzde 200 artmış. Elektriğe yüzde 27 zam geldi. Doğalgaza yüzde 50 zam geldi. Bu zamlar esnafımızı zor duruma soktu. Markette gidiyoruz elimizi bir şeye vuramıyoruz. Bu seneki yaşadığımız sıkıntıyı pandemide bile yaşamadık. Bizim sektör, servis ve taksi sektörüne benzemiyor. 1 kişi de olsa 50 kişi de olsa sabah 04.30’dan gece 24.00’e kadar çalışıyoruz; şehrin bir ucundan bir ucuna gidiyoruz. 17 kalem olan serbest kartlarımız esnafımızı mahvetti. Her arabanın aylık 80 bin TL akaryakıt gideri var. Eskiden petrollerden benzin alırdık, borç yazdırırdık ama şimdi yazmıyorlar; yazarlarsa da borcu ödediğimiz zamandaki petrol fiyatlarına göre borcu hesaplıyorlar. Belediyemiz bize destek verdi ama yeterli olmadı. Dolar ve mazota zam gelmesi direk bize yansıyor.” diye konuştu. (İLKHA)