Yazar: odakhaber

  • AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN AYDIN TEKSTİL YAŞAM ALANI’NA AQUAPARK

    AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN AYDIN TEKSTİL YAŞAM ALANI’NA AQUAPARK

    Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Aydın Tekstil Yaşam Alanı’nda çocukların yaz aylarında serinleyip doyasıya eğlenebilmeleri için aquapark açıldı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, günün stresini atmak isteyen aileleri, Aydın Tekstil Yaşam Alanı’na davet etti.

    İçerisinde birçok aktivite olanağı bulunan Aydın Tekstil Alanı’nda çocuklar için aquapark hizmete açıldı.

    Tüm Aydınlıları Aydın Tekstil Yaşam Alanı’na davet eden Başkan Özlem Çerçioğlu, alanda her akşam konser düzenlendiğini hatırlattı; 4 Temmuz Pazartesi akşamı da sinema gecesi düzenleneceğinin müjdesini verdi. 

     

  • İMAMOĞLU, BEZİRCİ’Yİ MEZARI BAŞINDA ANDI: “KATLİAMLARA ZEMİN OLUŞTURAN ANLAYIŞTAN BU MİLLETİ ALLAH KORUSUN”

    İMAMOĞLU, BEZİRCİ’Yİ MEZARI BAŞINDA ANDI: “KATLİAMLARA ZEMİN OLUŞTURAN ANLAYIŞTAN BU MİLLETİ ALLAH KORUSUN”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2 Temmuz 1993 Sivas katliamında yaşamını yitiren Asım Bezirci’yi mezarı başında andı. İmamoğlu “Asım Bezirci’nin nezdinde, bütün katledilen insanlarımızı rahmetle anıyoruz. Bu tür katliamlara ve davranışlara vesile olan anlayışların zeminini oluşturan bakış açılarının ve bizzat eylemin içinde olan insanların varlığından, gerçekten bu milleti ve bu vatanı Allah korusun” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Madımak Otel’de 32 aydınla birlikte katledilen yazar, eleştirmen, şair ve çevirmen Asım Bezirci’nin Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti. CHP milletvekili Turan Aydoğan, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da İmamoğlu’na eşlik etti.

    İmamoğlu, kabri başında dua ettiği Bezirci’yi, şu sözlerle andı:

    “Bugün Asım Bezirci’nin mezarını ziyaret ederken, aslında katledilen 33 güzel insanın, iyi insanımızın, vatandaşımızın, canlarımızın huzurundaymış hissiyle buradayız. Asım Bezirci’nin nezdinde, bütün katledilen insanlarımızı rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Ne yazık ki tarihimizde, hepimizi çok derin üzen ve acısı hiçbir zaman dinmeyecek olan, ama aynı zamanda geleceğe doğru bakışımızda da en büyük duanın, ‘Milletimiz ve vatanımız böyle bir acıyı, böyle bir anı hiçbir zaman yaşamasın’ temennisiyle, duasıyla hareket etmemiz gerekir. Bu tür katliamlara ve davranışlara vesile olan anlayışların zeminini oluşturan bakış açılarının ve bizzat eylemin içinde olan insanların varlığından, gerçekten bu milleti ve bu vatanı Allah korusun. O dualarla ben şahsen bugün buradayım. Hem milletvekilimiz hem Kadıköy Belediye Başkanımızla bir arada rahmetle anıyoruz, minnetle anıyoruz. Kabrine dua ediyoruz. Üzüntülüyüz elbette. Çok iyi dost Rıfat Ilgaz’la yan yana yatıyorlar. Rıfat Ilgaz’ı yazan ve onunla çok iyi dost olan birisiydi Asım Bezirci. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun.”

     

  • İBRAHİM ÇANAKCI’DAN ASGARİ ÜCRET ZAMMINA TEPKİ: “HAYAL KIRIKLIĞI YARATMIŞ, DAĞ FARE BİLE DOĞURMAMIŞTIR”

    MAHİR BAĞIŞ 

    Demokrasi ve Atalım (DEVA) Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, asgari ücrete yapılan zamla ilgili “Asgari ücret artışı çok yetersizdir. Bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Dağ fare bile doğurmamıştır… Bu hükümet, enflasyonu düşüremedikçe, kontrol edemedikçe böyle arkadan, geriden gelen hem de çok yetersiz artışlarla çalışanları hayat pahalılığına ve enflasyona karşı koruyamaz. Bu hükümetin bunu yapabilecek herhangi bir imkanı da gücü de yol haritası da bulunmamaktadır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye İşverenleri Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol ve Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Başkanı Ergün Atalay’la birlikte İstanbul’da Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde milyonlarca emekçiyi ilgilendiren yeni asgari ücreti dün açıkladı.

    Erdoğan, “Asgari ücrete temmuz ayından geçerli olmak üzere yüzde 25 oranında bir ara artış yapıyoruz. Buna göre yeni asgari ücret, net 5 bin 500 TL olacaktır” dedi. Daha sonra Bakan Bilgin’in uyarısı üzerine sehven oranı yüzde 25 olarak söylediğini, aslında yüzde 30 olduğunu ifade etti. Karar Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında dün akşam yayınlanarak 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girdi.

    DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, yeni asgari ücreti ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Çanakcı, şöyle konuştu:

    “İŞÇİLERİMİZİN HAYAT PAHALILIĞINA, ENFLASYONA KARŞI EZDİRİLDİĞİ ÇOK AÇIK”

    “Hükümet, asgari ücrete yüzde 30 zam yaptığını açıkladı. Asgari ücreti 5 bin 500 TL olarak belirledi. Bu artışla beraber, geçen yıla göre asgari ücretteki artış yüzde 94,6 olarak gerçekleşti. Hükümet bunu cömert bir artış, bir lütuf olarak sunuyor. Ancak hayat pahalılığına ilişkin tüm göstergelere baktığımızda işçilerimizin, çalışanlarımızın hayat pahalılığına, enflasyona karşı ezdirildiği çok açık. 

    “ASGARİ ÜCRET, AÇLIK SINIRINDAKİ ARTIŞIN 30 PUAN ALTINDA”

    Yıllık artış, açlık sınırını baz aldığımızda yüzde 123, yani, asgari ücret yaklaşık açlık sınırındaki artışın 30 puan altında. Yine makyajlı TÜİK rakamlarına göre bile dar gelirlilerin, sabit gelirlilerin yıllık enflasyonu yüzde 135 civarında. Bu rakamı baz aldığımızda asgari ücretteki artış yine bu artışın 40 puan altında. Yıllık bağımsız enflasyon hesaplamalarına baktığımızda yıllık enflasyon yüzde 165 civarında. Bunu baz aldığımızda da asgari ücretteki artış bunun yaklaşık 70 puan altında.” 

    “BİR AİLEDE İKİ KİŞİ ÇALIŞSA BİLE YOKSULLUK SINIRININ YARISI DÜZEYİNDE GELİR ELDE EDEBİLİYOR”

    Yeni belirlenen asgari ücretin, açlık sınırının 851 TL altında kaldığını belirten Çanakçı, şunları söyledi: 

    “Bu açlık sınırı da bu düzeyde kalmayacak. Önümüzde ay ve daha sonraki aylarda açlık sınırı her ay artmaya devam edecek. Yapılan bu asgari ücret ayarlamasının herhangi bir derde deva artış olmadığı çok açık. Benzer şekilde yoksulluk sınırına baktığımız zaman, açıklanan asgari ücret, yoksulluk sınırının yaklaşık dörtte biri. Bir ailede iki kişi çalışsa bile ancak yoksulluk sınırının yarısı düzeyinde bir gelir elde edebiliyor.” 

    “BİR HAYAL KIRIKLIĞI YARATMIŞTIR, DAĞ FARE BİLE DOĞURMAMIŞTIR”

    Çanakcı, Türkiye İşçi Sendikaları Konderasyonu’nun (TÜRK-İŞ) hesaplarına göre bekar bir kişinin aylık yaşam maliyetinin 8 bin 313 TL olduğunu belirtirken, “Asgari ücret, bu seviyenin 2 bin 813 TL altında. Hangi ölçüyü alırsanız alın, hangi parametreyi alırsanız alın, asgari ücret artışı çok yetersizdir. Bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Dağ fare bile doğurmamıştır. Yine çalışanlarımız, ücretliler, enflasyon karşısında ezdirilmiştir. Yapılan ayarlama bu yılın ilk yarısındaki hayat pahalılığındaki artışı telafi etmenin çok uzağındadır. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki yükselmenin devam edeceği dikkate alınırsa bu artışın çok daha yetersiz olduğu net bir şekilde görülecektir” dedi. 

    “BU HÜKÜMET, ÇALIŞANLARI HAYAT PAHALILIĞINA VE ENFLASYONA KARŞI KORUYAMAZ”

    Çanakcı, “Bu hükümet, enflasyonu düşüremedikçe, kontrol edemedikçe böyle arkadan, geriden gelen hem de çok yetersiz artışlarla çalışanları hayat pahalılığına ve enflasyona karşı koruyamaz. Bu hükümetin bunu yapabilecek herhangi bir imkanı da gücü de yol haritası da bulunmamaktadır” sözleriyle iktidarı eleştirdi. 

    “MAKYAJLI TÜİK RAKAMLARI…”

    Çanakcı, “Asgari ücret düzenlemesi tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Önümüzdeki günlerde memur ve emekli maaşları ile ilgili de enflasyon farkları açıklanacaktır. Burada da yaklaşık yüzde 40 civarında bir ayarlama yapacaktır hükümet. Ama biraz önce bahsettiğim parametreler çerçevesinde bunun ne kadar yetersiz olduğu çok açıktır. Makyajlı TÜİK rakamlarını baz alarak bir maaş, ücret düzenlemesi çalışanları, emeklileri enflasyona, hayat pahalılığına karşı ezdirmekten öte anlam taşımamaktadır” diye konuştu. 

     

     

  • BURHANİYE’DE KABOTAJ BAYRAMI COŞKUSU

    BURHANİYE’DE KABOTAJ BAYRAMI COŞKUSU

    Burhaniye’de, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı İskele Yat Limanı’nda törenlerle kutlandı. Kabotaj Bayramı kapsamında Mavi Bayrak töreni de yapıldı.

    Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı törenle kutlandı. Törende yüzme, yağlı direkte bayrak kapma, denizde ördek yakalama yarışları yapıldı. Burhaniyeliler yarışmalara yoğun ilgi gösterdi.

    Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, “Bugün, Türk vatandaşlarına denizcilik, deniz turizmi, gemi inşa ve tersanecilik, balıkçılık, deniz taşımacılığı, eğitim ve bunun gibi alanlarda birçok imtiyazı sağlandığı, siyasi ve ekonomik özgürlüklerin elde edildiği gündür. Bunun yanında Burhaniye’miz belediyemize ait. Halk plajlarında 4 adet, clup orient’te 1 adet olmak üzere 5 adet mavi bayrağa sahiptir.  Ören, Öğretmenler Mahallesi, Bağlarburnu ve Gadana Halk Plajlarımız dünya standartlarında temizliğe ve güvenilirliğe sahiptir. Temizliği ve güzelliğinin yanı sıra can kurtaran hizmetimiz ile de güvenliğini sağlamaktayız. Ayrıca Pelitköy Gadana ve Bağlarburnu plajlarımızda halkımıza açık çim alanlar ile ücretsiz ve keyifli bir tatil fırsatı sunuyoruz. Mavi Bayraklı plajlarımız ile turizme hizmet etmek ayrı bir onur kaynağımızdır. Burhaniyemiz uzun sahil şeridi ve hizmet kalitesi ile körfezin incisi konumuna gelmiştir. Burhaniye’mizi hiç kuşku yoktur ki daha güzel ve aydınlık bir hale getirmek için; onu deniziyle, kumuyla, doğasıyla, kültürüyle koruyup güzelleştirmeyi, halkımıza daha kaliteli hizmet vermeyi vaad ediyoruz” diye konuştu. 

    Ardından kutlamalar kapsamında, Öğretmenler Mahallesi Halk Plajı’nda Mavi Bayrak töreni de yapıldı. Öğretmenler Mahallesi Halk plajında düzenlenen törene, TÜRÇEV İzmir ve Kuzey Ege İlleri Şubesi Koordinatörü Doğan Karataş ve ilçe protokolü katıldı.

    Mavi Bayrak töreninde konuşan Deveciler, “Mavi bayrak, gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara verilen uluslararası bir çevre ödülüdür. Temiz, bakımlı, donanımlı güvenli ve dolayısıyla uygar, sürdürülebilir bir çevrenin sembolüdür. Plajlar için özünde temiz deniz suyu sonrasında da çevre eğitimi ve bilgilendirmeye önem veren, gerekli donanıma sahip iyi bir çevre yönetimini temsil etmektedir. Burhaniye’de 4 adet halk plajımızda belediyemize ait, 1 adet de Clup Orient’e ait 5 adet mavi bayrağı dalgalandırıyoruz. Amacımız bu sayıyı daha da arttırmak” dedi. Törende konuşan TÜRÇEV İzmir ve Kuzey Ege İller Koordinatörü Doğan Karataş, Türkiye’nin sahip olduğu 463 Mavi Bayraklı plajıyla, dünyada İspanya ve Yunanistan’ın ardından 3’üncü sırada yer aldığının altını çizerek, Mavi Bayrağın ülkenin tanıtımı açısından çok önemli olduğunu vurguladı.

     

     

  • İMAMOĞLU: İSTANBUL VE TÜRKİYE, ZENGİNLİĞİ HAK EDİYOR; YOKSULLUĞU DEĞİL

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) İstanbullu üreticilere ücretsiz dağıttığı fideler, meyve ve sebzelerini bu yıl da vermeye başladı. Köylülerle birlikte çilek, domates, salatalık, biber ve fasulye hasadı yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu ülke, gerçekten zenginliği hak ediyor. İstanbul, dünyanın göz bebeği. Hele hele İstanbul, en zenginliği hak ediyor. Yoksulluk sınırının konuşulduğu, açlığı konuştuğumuz bir ortamı asla ve asla hak etmiyor” dedi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2020 yılından bu yana İstanbullu çiftçilere verdikleri ücretsiz fide desteğinin meyvelerini, yine hemşerisi üreticilerle birlikte toplamaya devam ediyor.

    Bu yılın ‘hasat etkinliği’ için Sarıyer’in seralarıyla ünlü köyü Gümüşdere’yi seçen İmamoğlu, ilk olarak çilek üreticisi Ebru-Ferit Berber çiftinin tarlasına, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ile birlikte konuk oldu.

    Ebru Berber ve kendisi gibi üretici olan ablası Funda Demircan ile birlikte çilek toplayan İmamoğlu, hasat etkinliğini Saniye-Birol Berber çiftinin serasında devam ettirdi. Dalından topladığı taze domates, salatalık ve biberleri sepete dolduran İmamoğlu, köy halkıyla da futbol sahasına kurulan etkinlik çadırında buluştu.

    İmamoğlu, sözlerine, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan katliamda hayatını kaybeden aydınları anarak başladı. İmamoğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:

    “HEPİMİZİN YÜREĞİNE BİR ACI YAŞATMIŞTIR: 2 Temmuz, hepimizin yüreğine bir acı yaşatmıştır. Sivas’ta katledilen insanlarımız oldu. Tarih boyunca hiç yaşamak istemeyeceğimiz bir an yaşatıldı ve orada güzel insanlar, güzel duyguları olan insanlar katledildi. Orada hayatını kaybeden, yaşamını kaybeden tüm canlarımıza rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Ülkemizi ve milletimizi birbirinden ayrıştıracak, birbirinden uzaklaştıracak, birbirinden kutuplaştıracak her akla karşı bir arada, dimdik durmalıyız. Bu milletin birliği, beraberliği, dirliği çok kıymetlidir.

    VATANDAŞLARIMIZIN HER BİRİSİ, DEĞERLERİYLE BİZİM BAŞIMIZIN TACIDIR: Bahçede, beyefendi ve bir genç hanımefendi üretiyor. Her ikisinin de anneleri orada. Bir tarafı Selanik göçmeni, bir tarafı Karadeniz göçmeni. Pırıl pırıl evlatlarıyla yaşama devam ediyorlar. Yan komşuları Doğu, Güneydoğu Anadolu’dan gelmiş. Öbür taraftaki İç Anadolu’dan gelmiş. Herkes bu ülkenin asli, kıymetli vatandaşıdır. Onları candan kucaklayacağız, yürekten kucaklayacağız. Hiçbirisinin birinden daha fazlalığı, daha değerli bir özelliği yoktur. Hepsi değerlidir. Her birisi, değerleriyle bizim başımızın tacıdır. Bu duygularla, bu acı anımızı elbette paylaşmak, bir daha yaşamamak adına paylaşmak, bir daha asla ve asla böyle bir süreci ülkemizin hiçbir yerinde, dünyada dahi yaşanmamasını dilemek, bizim elbette ki boynumuzun borcudur.

    ŞURAYA BAKTIĞIMDA, YÜREĞİMDE GELECEĞE UMUT BESLENİYOR: Türkiye tarımda, sanayide, bilimde, teknolojide ve diğer alanlarda üreten bir konuma gelmesi gerekiyor ve çocuklarımıza, gençlerimize bu memleketin o bereketli tarafını gösterip, onların hayat boyu, 7/24 meşgul olacakları, üretecekleri bir vatan, bir cennet vatan hediye etmeliyiz; sorunlarıyla, problemleriyle, fiyat artışlarıyla, ekonomik krizleriyle konuşulan değil. Bu ülke, şu anda var olduğu ortamı hak etmiyor. Bu ülke, gerçekten zenginliği hak ediyor. İstanbul, dünyanın göz bebeği. Hele hele İstanbul, en zenginliği hak ediyor. Milletçe zenginliği hak ediyor. Yoksulluk sınırının konuşulduğu, açlığı konuştuğumuz bir ortamı asla ve asla hak etmiyor. Önümde bulunan meyve, sebze kasalarına baktığımda, bereketin o güzel fışkırışını gördüğümde; yaşama umut, geleceğe umut benim yüreğimde besleniyor. Yani patlıcanında salatalığına, biberine, reyhanına, kabağına, kıvırcığına. Bu güzel bereketi topraklarımızda daim kılmalıyız. Bunun için çalışıyoruz. İstanbul her semtinin farklı tarımsal ürünleriyle anılır. Bu nedenle hasat etkinliklerini her yıl farklı ilçede yapıyoruz.  

    BETONUN SALDIRILARINA DİRENEN 170 MAHALLEMİZ VAR: İstanbul bu anlamda, yıllardır üreten bir yerken, ne yazık ki betona dayalı bir rant ekonomisi, bunun üstüne bindi ve gerçekten sorunlu bir hal aldı. Bugün bu betonun saldırılarına rağmen, aslında kırsal özelliği ağır basan 170 mahallemiz var hala İstanbul’da; direniyor. İşte buralarda bizim ana görevlerimizden birisi hem yeşil alanlarını korumak hem tarım alanlarını korumak hem de hayvancılığı geliştirmek, üreticimizi bu anlamda desteklemek. Türkiye’deki ekonomik süreç gerçekten çok zorlaştırıyor insanlarımızın hayatını. Üretmelerini zorlaştırıyor. Mazot, gübre, fide, tohum, yem olmak üzere art arda gelen zamlar, herkesin bu anlamda gerçekten belini büküyor. Diğer taraftan; kentlerde yaşayan yurttaşlarımızın da yoksulluğu, alışveriş yapabilme kapasitelerini darlaştırıyor. Artık meyve sebzeye, ne yazık ki uzaktan bakar hale geldi vatandaşlarımız. Geçen pazar geziyorum, kirazın kilosu 20-25 lira. Yani bu insanlarımız evine nasıl meyve götürecek, nasıl sebzesini götürecek? Bir yandan bunlara dönük tedbir almaya çalışıyoruz.

    GÖNÜL RAHATLIĞIYLA BİZE KURBANLARINIZI BAĞIŞLAYABİLİRSİNİZ: Bu tabloyu gördükten sonra, ‘Bizim mutlaka ve mutlaka bir şeyler yapmamız gerekiyor. Tarım konusunda daha önce yapılmamış çalışmaları hayata geçirmemiz gerekiyor’ dedik ve 2019’da göreve geldiğimiz an itibariyle, bu anlamda harekete geçtik. İBB’nin harabeye dönmüş seralarını, ‘fide serasına’ dönüştürerek, yeniden işlerlik kazandırdık. Tohumlarımızı İstanbul’un çiftçisinin ihtiyacına en uygun fideler haline dönüştürdük. Pandemi sürecinde başlattığımız ve bugüne ulaşan, tarımdan hayvancılığa, arıcılıktan balıkçılığa kadar farklı meslek gruplarına sağladığımız desteklerimiz var. Halk Süt ve Halk Ekmek üretimleri için gerekli ham maddeleri İstanbullu üreticilerden satın alıyoruz. Kurban Bayramı için de gönül rahatlığıyla bize kurbanlarınızı bağışlayabilirsiniz. Bilin ki İstanbul’da veren elin alan eli görmediği bir biçimde, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza sizin kurbanlarınızı, hisselerinizi, en manevi biçimiyle ulaştırırız. Aramızda değerli iş adamlarımız var, görüyorum. Kurban bağışı meselesinde bizi yalnız bırakmayın diyorum.”

    Temelini atıp, yaklaşık 1,5 senede bitirdikleri dördüncü Halk Ekmek fabrikasına, kurumun kurucusu olan eski İstanbul Belediye Başkanı merhum Ahmet İsvan’ın adını vereceklerini açıklayan İmamoğlu, açılışı bu ay içerisinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla yapacaklarını söyledi.

    stanbul’un 39 ilçesine eşit hizmet prensibiyle çalıştıklarını vurgulayan İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: 

    “İLÇE BELEDİYE BAŞKANIYKEN, O DÖNEMİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARINI BİR KEZ BİLE İLÇEMDE GÖRMEDİM: Ayrımcılık yapıyorlar sevgili hemşerilerim. Ben, 5 sene boyunca ilçe belediye başkanıyken, o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanlarını bir kez bile ilçemde görmedim. Tek bir konuyu çözemedik. Yapamadık yani. İki kere iki dört. Allah şahit, biz ayırt etmiyoruz. Bakın Sarıyer’e nasıl hizmet ediyorsak, Silivri’ye de öyle hizmet ediyoruz. Pendik’e nasıl hizmet ediyorsak, Beşiktaş’a da öyle hizmet ediyoruz. Bakırköy’e nasıl hizmet ediyorsak, kulakları çınlasın Esenler’e de öyle hizmet ediyoruz. Şükrü Bey bana söylediğinde şok oldum. Gümüşdere’nin, Zekeriyaköy’ün, Bahçeköy’ün; buraların arıtması yok. Şok olduk. Bu bölgenin, bu havzanın arıtması yok. Derhal süreci başlattık, projelendirmesi vesairesi. Ne yazık ki orada da devletin bazı kurumlarından kaynaklı tahsisler uzadı. Daha yeni halloldu. İhale süreçleri tamamlandı, tamamlanmak üzere olanlar var. Hızlıca bu bölgenin bütün altyapı ve arıtma sorunlarını çözeceğiz. Hepinize söz veriyorum.

    İPE ASILMAYIP, BİZİMLE KOŞMAK İSTEYENLERLE KOŞARIZ: Ülkemiz iyi olsun diye çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz. Birileri istediği kadar arkamızdan asılsın. Gücümüz o kadar fazla ki, bizi geleceğe doğru çeken vallahi de billahi de 16 milyon İstanbullu var. O bakımdan, ilerleyen yıllarda onlar istemezse istemese bile, onları da sürükleyeceğiz. Ha ipe asılırlarsa, yerlerde sürüne sürüne peşimizden gelecekler. Ama ipe asılmayıp, bizimle beraber koşmak isterlerse, buyursun geleceği hep beraber güzelce koşalım.”

    KADIN ÜRETİCİDEN İMAMOĞLU’NA “FİDE” TEŞEKKÜRÜ

    Üretici Gülşen Karatay da etkinlikte yaptığı konuşmada, “Ben bir Gümüşdereli olarak, aldığımız fideler ve damlamalar için, aldığımız gübreler için İmamoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Eskiden biz, fideleri üretmeye çalıştık. Ama çok zorlanıyorduk. Şimdi sağ olsun, Ekrem İmamoğlu’nun sayesinde daha güzel fideler aldığımız için, daha güzel de ürünler alıyoruz. Tekrar çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Sarıyer Ziraat Odası Başkanı Bilgin Çakıroğlu da “Yaptıklarınız, yapacaklarınız diyerek sözlerime başlarken, fırsat verdiğiniz projeleri hep birlikte gerçekleştirdik. Yeniden fırsat verildiğinde, yeni projeleri, yapacağımıza inanıyorum. Biz üretmezsek Türkiye, biz üretmezsek dünya aç kalır” diyerek üretimin önemine dikkat çekti.

    GENÇ: SARIYER, BÜYÜKŞEHİR’LE YENİ TANIŞTI

    Sarıyer Belediye Başkanı Genç de duygularını, “Sizin ayak izleriniz hep var burada zaten. Ayrıca gelmeniz, sadece bizleri değil, köylüleri de çok mutlu etti. Israrla, sürekli söylediğim bir şey var: Sarıyer, Büyükşehir’le yeni tanıştı. Sizle beraber tanıştı. Daha öncesinde ki o dönemde de çalışan bürokrat arkadaşlar hep söylüyorlar. ‘Sarıyer’le ilgili bir şey gündeme geldiğinde elimize alıyorduk ama ‘Sonra bakarız’ deyip kenara atılıyordu ve biz de çok üzülüyorduk’ diyorlardı. Ama şu anda, bölgenin en büyük sıkıntıları arıtma dahil olmak üzere, hemen hemen her şey yeniden başladı. Sanki bir yerleşim yeri yeniden yapılıyormuş gibi” sözleriyle dile getirdi.

    Konuşmaların ardından İmamoğlu, Genç, CHP PM üyesi Gökhan Günaydın, eski CHP milletvekili Süleyman Çelebi ve İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar’dan oluşan heyet, üretici köylülerle, ürünlerin sergilendiği tezgâhların önünde anı fotoğrafı çektirdi.

    7 MİLYON TL’YLE BAŞLAYAN DESTEK MİKTARI, BU YIL 30,3 MİLYON TL’YE ULAŞTI

    İBB’den verilen bilgiye göre, 5 milyon 461 bin dekarlık bir yüz ölçümüne sahip olan İstanbul’da, toplam 750 bin dekar tarım alanı, 262 bin dekar mera alanı, 6 bin dekar nadas alanı ve 2 milyon 406 bin 880 dekar orman alanı bulunmakta. 750 bin dekarlık tarım alanında, “Çiftçi Kayıt Sistemi”ne kayıtlı 4 bin çiftçi üretim yapıyor. İBB, 2020 yılında yazlık sebze fidesi desteği uygulamasını başlattı. Verilen desteğin miktarı, yıllar içinde artırıldı ve çeşitlendirildi. Yazlık fidelere ek olarak, kışlık fide dağıtımına da başlayan İBB’nin, tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere 2020’de verdiği, toplam 7 milyon TL’lik yardım miktarı, 2021’de 14 milyon 927 bin 440 TL’ye, 2022’de ise 30 milyon 299 bin 49 TL’ye ulaştı.

     

  • Survivor fan hesabı herkesi dolandırdı! “Oy atın, faturalarınızı ben ödeyeceğim” denmişti!

    Survivor fan hesabı herkesi dolandırdı! “Oy atın, faturalarınızı ben ödeyeceğim” denmişti!

    Twitter’da sahte bir hesap açıldı, Survivor All Star finalinde Nisa Bölükbaşı için sosyal medya üzerinden oy istendi. “Faturalarınızı ben ödeyeceğim” sözünü veren Survivor fan hesabı, oy atan çok sayıda kişiyi kandırdı. Mağdurlar faturalarını yayınlayarak sahte hesabı ifşa etti!

    “FATURALARINIZI BEN ÖDEYECEĞİM”

    Survivor All Star bitti, ancak yine de gündemden düşmüyor. Survivor fan hesabı adı altında açılan sahte bir Twitter hesabından, büyük final gecesi Nisa’ya oy atılması için yardım istendi. Çok sayıda kullanıcı Twitter’daki o paylaşımı görüp Nisa Bölükbaşı şampiyon olsun diye SMS attı. “Faturalarınızı ben ödeyeceğim, siz SMS atın” diyerek çağrıda bulunan Survivor fan hesabı, herkesi kandırıp dolandırdı. Kullanıcılar, telefon faturalarının görselini Twitter üzerinden paylaşarak bu olayın kısa sürede çözülmesini istedi…

    Survivor fan hesabı, yarışmanın final gecesinde takipçilerine seslenerek desteklediği adaya SMS göndermelerini istedi. Birçok kullanıcı sahte hesaba güvenerek Nisa’ya oy attı. Ancak yüzlerce, hatta binlerce liralık faturayı görünce adeta şok oldular. Faturaları geldiğinde hesaba ulaşamayan mağdurlar, fatura görsellerini Twitter’dan paylaşarak yardım çağrısında bulundu.

  • Sivas provokasyonunun asıl katilleri yakalanmadı, masumlar hâlâ hapiste

    Sivas provokasyonunun asıl katilleri yakalanmadı, masumlar hâlâ hapiste

    MAZLUMDER Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş, Sivas provokasyonunun 30’uncu yıl dönümü münasebetiyle basın açıklaması yaptı.

    Geçen bunca yıla rağmen olayın asıl katillerinin yakalanmadığını, haklarında suçlayıcı hiçbir delil bulunmayan masumların hâlen hapiste çürümeye terk edildiği belirten Taş, “Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü meydana gelen olaylardan sonra başlatılan cadı avını hatırlatan hukuksuz, vicdansız, adaletsiz tutuklama ve yargılamalar sonucu binlerce insan mağdur edilmiş, talimatlarla yapılan yargılamalarda onlarca insan ömür boyu hapis dahil ağır cezalara çarptırılmıştı.” dedi.

    “Tüm bunlar yaşanırken olaylar sırasında meydana gelen silahla yaralama ve öldürme olayları ve olayın faili olduğu iddia edilen siyasetçiler hakkında ne yazık ki, bugüne kadar hiçbir işlem yapılmayarak adalete gölge düşürülmüştür.” diyen Taş, “Acı olayın sonrasında haklarında hiçbir hukuki delil bulunmadan talimatlarla sorgulanıp, yargılanıp ömür boyu hapse mahkûm edilen, bugün Türkiye’nin Kayseri, Sivas, Ankara, Tokat ve Bodrum cezaevlerinde ömür tüketen yaşları 85’leri geçmiş bulunan 35 mazlum ve mağdura geçmiş olsun diyoruz. Bu mahpusların yeniden adaletle yargılanıp özgürlüklerine kavuşturulmaları için 20 yıldan bu yana ülkeyi idare eden isminde adalet olan iktidar partisini, TBMM’yi, Adalet Bakanlığını ve adaleti ayakta tutmayı görev ve sorumluluk bilen STK’ları göreve davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.  

    Başbağlar köyünde acı bir katliam yaşandı

    Sivas provokasyonunun hemen ardından 5 Temmuz’da Erzincan’ın Refahiye ilçesinin Başbağlar köyünde acı bir katliam yaşandığını hatırlatan Taş, şu ifadeleri kullandı:

    “Akşam namazı vaktinde köyü basan sayıları 100’e kadar olan eli silahlı katiller, savunmasız köy halkını meydanda toplamışlar, 33 vatandaşımızı kurşunlayarak katletmişler, köyü ateşe vererek insanımızı ve milletimizi derinden yaralayan acımasız bir katliam yapmışlardı. Olayın faili katiller, ‘Sivas’ın intikamı alındı’ diyerek slogan atmışlar insanlarımız arasında mezhep çatışması provokatörlüğünü ortaya koyarak köyü terk etmişler daha sonra yapılan soruşturmalar sonucu yakalanarak gözaltına alınmışlardı. Sonraki günlerde gizli bir el tarafından her türlü adalet ve hukuk çiğnenerek serbest bırakılan katiller izlerini kaybettirmişler, o günden bugüne yakalanıp adalet önüne çıkarılamamışlar, katledilen 33 masum köylü, faili meçhuller listesine girmişti. O günden bugüne tazeliğini hiç kaybetmeyen, milletin gönlünde derin bir yara olan bu acı olayın üzerinden tam 29 yıl geçti.”  

    Taş açıklamasının sonunda; 29 yıl önce yaşanan, 33 masum vatandaşın hunharca katledildiği, yürekleri yaralayan Başbağlar Katliamı’nın faillerinin titiz bir soruşturma ile yakalanıp adalet önüne çıkarılması, yaptıkları insanlık dışı katliamın hesabının sorulması; olayın, faili meçhuller listesinden çıkarılarak adaletin sağlanması, incinen gönüllerin bir nebze de olsa ferahlatılması için çağrı yaptı. (İLKHA) 

  • Yüksek kalitede düşük maliyetli bilgisayar almak mümkün

    Yüksek kalitede düşük maliyetli bilgisayar almak mümkün

    Bursa’da teknoloji ürünlerinin tamir ve satışını yapan bilgisayar uzmanı Hüseyin Hamza Işıldak, bilgisayar alırken veya cihaz tercihlerimizde nelere dikkat etmemiz gerektiği hususunda İLKHA’ya konuştu.

    Vatandaşların, bilgisayar alırken ürünlerini kullanım alanlarına göre seçmediklerini belirten Işıldak, “İnternet sitelerinde görülen reklamlardan veya çevrelerinin yönlendirmesiyle bilgisayar alıyorlar. Bilgisayar kullanıcısı kullanım alanına göre bilgisayarını belirlemek zorundadır.” dedi.

    “Bilgisayarın birinci kullanıcısının kim olduğu çok önemlidir”

    İnsanların ekonomik nedenlerden dolayı bütçelerinin kısıtlı tutuğunu belirten Işıldak, “Bu nedenle ikinci el sıkıntısı oluyor. İkinci elde dikkat edilmesi gereken en önemli etkenlerden bir tanesi bilgisayarın daha önce tamir görüp görmemiş olmasıdır. Bir diğeri de bilgisayarın birinci kullanıcısının kim olduğu çok önemlidir. Niye almış? neden almış? ne işte kullanmış? yoğun mu kullanmış? herhangi bir serviste bakımı yapılmış mı yapılmamış mı? bunlar çok önemli etkenlerdir.” diye belirtti.

     “Araştırmadan aldığınız üründe sıkıntı yaşayabilirsiniz”

    Satıcının güvenli olması gerektiğini söyleyen Işıldak, “İnternet üzerinden online satış yapılıyor. Son kullanıcılardan alacağınız ürünün varsa garantisi bir şekilde şahsınıza verilmelidir. ‘Bilgisayarı alın üç ay kullanın sorunu varsa geri iade alacağım’ diyen esnaflardan veya son kullanıcılardan alsınlar. En çok karşımıza çıkan sorular fiyat ve performansla ilgilidir. Herkese her bütçeye göre bilgisayar vardır. Araştırmadan aldığınız üründe sıkıntı yaşayabilirsiniz. Muhatap aldığınız satıcı her zaman güvenli insanlar olsun. Taahhüt ettiği şeyleri yerine getirebilecek kapasitede olsun. Aksi takdirde sıkıntı yaşarsınız.” dedi.

    “Her markanın belirli kronik sıkıntısı olan ürünleri vardır”

    Işıldak, “Her markanın belirli kronik sıkıntısı olan ürünleri vardır. En iyi kalitede marka bilgisayarların bile bazı jenerasyon ürünlerinde sıkıntılar yaşanıyor. Bazı bilgisayar ürünlerinde batarya ısınma ve kasa cower menteşe kısımlarda kırılmalar görülür. Bazı ürünlerin performansı beklentilerin altında kalır ama bazı ürünler de ömürlüktür. Hepsinin de üretim aşamasından kaynaklı sıkıntıları vardır. Bilgisayardan anlayan insanları dikkate alarak alışverişi yapsınlar.” dedi.

    “Donanım özellikleri aynı olduğu sürece aynı performansı alacaklar”

    Bütün çip üreticilerinin Uzakdoğu menşeli olduğunu dile getiren Işıldak, “Markalardan ziyade müşterilerin alacağı bilgisayarın donanım özellikleri çok önemlidir. İhtiyacı kadar rem ve işlemci performansı kapasitesi kadar hard disk almalarını tavsiye ediyoruz. Markadan kaynaklı kaliteler aynıdır. Donanım özellikleri aynı olduğu sürece aynı performansı alacaklar. Endüstriyelin getirdiği bir hızlı üretim var. Hızlı üretimden kaynaklı her üründe biraz kapitalist düşünce var ama her üründe geri dönüşüm sağlanmaktadır.” diye konuştu. (İLKHA)

  • Haziranda ihracat yüzde 18,5 arttı

    Haziranda ihracat yüzde 18,5 arttı

    Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladı.

    Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,5’lik artışla 23,4 milyar dolar ihracat gerçekleştiğini belirten Muş, bu rakamla beraber, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamına ulaşılarak son 22 ayın 20’sinde aylık rekor kırıldığına dikkat çekti.

    Haziran ayında 20 sektörün, ihracatını artırdığına işaret eden Muş, “3,2 milyar dolar ihracat gerçekleştiren kimya sektörü ilk sırada yer alırken, 2,7 milyar dolara ulaşan otomotiv sektörü ikinci, 2,3 milyar doları aşan çelik sektörü ise üçüncü oldu. Çelik ssektörünü 2 milyar dolar ihracat gerçekleştiren hazırgiyim sektörü ve 1,4 milyar dolar ihracatla elektrik-elektronik sektörü izledi.

    Muş, şu bilgileri verdi:

    “Haziran ayında 61 il ihracatını artırırken en çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 il; 9,2 milyar dolarla İstanbul, 1,9 milyar dolarla Kocaeli, 1,6 milyar dolarla Bursa oldu. Adana, Muğla ve Balıkesir ise ihracatta rekora ulaşan iller oldu.

    Haziran ayında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 3 ülke; 1,87 milyar dolarla Almanya, 1,55 milyar dolarla ABD ve 1,21 milyar dolarla Irak oldu. 18 ülkeye ihracatta rekor seviyelere ulaşıldı.

    1.905 firma, bu ay ilk kez ihracat yaparak ihracat ailesine katıldı. Birim ihracat değeri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artışla 1,41 dolara yükseldi. Miktar bazında ihracat bir önceki haziran ayına göre yüzde 9 artışla 16,6 milyon tona ulaştı.” (İLKHA)

  • Pınar Deniz ve Uraz Kaygılaroğlu, Avcı dizisinin setinden ‘serumlu’ paylaşım yaptı!

    Pınar Deniz ve Uraz Kaygılaroğlu, Avcı dizisinin setinden ‘serumlu’ paylaşım yaptı!

    a:2:{s:4:”path”;s:25:”gallery/2022/07/11309618/”;s:4:”item”;a:1:{i:0;a:4:{s:4:”file”;s:37:”t25-star-ikili-pinar-deniz-ur-808.jpg”;s:4:”desc”;s:2095:”

    Pınar Deniz ve Uraz Kaygılaroğlu, Disney Plus’ta çok yakında başlayacak olan Avcı dizisinde bir araya geldi. İkili, dizi setinden öyle bir paylaşım yaptı ki! Uraz Kaygılaroğlu, Instagram hesabından serum taktıkları o kareyi “Pınar bana vitamin verdi” notuyla paylaştı. İşte, kafaları karıştıran Avcı paylaşımı…

    Yargı dizisinin yıldızı Pınar Deniz ve Üç Kuruş dizisiyle bir kez daha beğeni toplayan Uraz Kaygılaroğlu, aynı projede buluştu. Avcı adlı Disney Plus dizisinin çekimlerine başlayan ünlü oyuncular, setten bir paylaşım yaptı. İki oyuncunun karavanda, kollarında serumla yatıyor olduğu o an işte bu fotoğraf ile ölümsüzleştirildi.

    “PINAR BANA VİTAMİN ISMARLADI”

    Uraz Kaygılaroğlu ve Pınar Deniz hayranlarının kafasını karıştıran bu kare, sosyal medyada büyük etkileşim aldı. Instagram paylaşımlarından sonra, keyifsiz halleriyle ve serumlu pozlarıyla gündeme gelen oyuncuların çekimlerde yorgun düştüğü için serum aldığı ve hasta olduğu düşünüldü.

    İki oyuncu da sezonun en çok çalışan isimlerinden. Setten sete koşturan ikili, Avcı dizisinin çekimlerinde kısa bir ‘serum’ molası verdi. İddiaya göre oyunculara enerji almaları için vitamin desteği verildi.

    Uraz Kaygılaroğlu, her zamanki esprili kimliğini bu sefer de konuşturdu ve serum taktıkları fotoğrafı yayınlayarak “Pınar bana vitamin ısmarladı” notunu düştü. Avcı dizisini merakla bekleyenler, iki başrol oyuncusunun ne kadar uyumlu olacağını bu paylaşımla bir kez daha görmüş oldu.

    Avcı dizisinde Pınar Deniz bir seri katile hayat verecek. Uraz Kaygılaroğlu ise bir polisi canlandıracak.

    “;s:5:”width”;s:0:””;s:6:”height”;s:0:””;}}}