Kategori: Asayiş

  • VELİ AĞBABA: ASGARİ ÜCRET, ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTEMEYECEKSE YİNE AÇLIK ÜCRETİ OLACAK

    VELİ AĞBABA: ASGARİ ÜCRET, ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTEMEYECEKSE YİNE AÇLIK ÜCRETİ OLACAK

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Asgari ücretlinin bir yılda yumurtadaki kaybı bin 345 adet, ekmekteki kaybı 93 adet, kuru soğandaki kaybı 984 kilo, makarnadaki kaybı 206 paket. Erdoğan’ın açıklayacağı asgari ücret sofradan kaybolan bu ürünleri yerine geri getirmeyecekse, asgari ücretlinin alım gücünü yine yükseltemeyecekse asgari ücret, yine açlık ücreti olacaktır” dedi.

    CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Muğla Milletvekili Mürsel Alban, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin ile CHP Amasya İl Başkanı Turgay Sevindi, Çorum İl Başkanı Mehmet Tahtasız ve Sivas İl Başkanı Yılmaz Coşkun birlikte bugün Tokat’ı ziyaret etti. Ağbaba, CHP Tokat İl Başkanlığı’ndan düzenlediği basın toplantısında şunları dedi:

    “HEM MADIMAK’I HEM BAŞBAĞLAR’I YAPANLARI AYNI ŞİDDETLE LANETLİYORUZ”

    “Yarın 2 Temmuz, Sivas katliamının yıl dönümü. O katliamı yapanları, o zihniyeti taşıyanları kınadığımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz. Türkiye’nin en karanlık olaylarından biridir. Yine 5 Temmuz’da Başbağlar katliamı da ülkenin bir diğer karanlık olaylarından biri. Biz hem Madımak’ı hem Başbağlar’ı yapanları aynı şiddetle lanetlediğimizi ifade ediyoruz. CHP, Türkiye’de ne kadar acı olay varsa, bu olaylarda ne kadar şiddet mağduru varsa onların yanında olmuştur.

    “ASGARİ ÜCRET AÇIKLANIRKEN ERDOĞAN’IN YURT DIŞINDAN DÖNMESİ BEKLENİYOR”

    Türkiye, her anlamda tek adam zihniyetine teslim olmuş durumda. Asgari ücret açıklanırken Erdoğan’ın yurt dışından dönmesi bekleniyor. Erdoğan ne derse asgari ücret o olacak. Erdoğan, bugün asgari ücreti değil, ülkedeki genel ücreti açıklayacak. Çünkü AKP yüzünden asgari ücret toplumu haline geldik.

    Haziran ayı için açlık sınırını Türk-İş 6 bin 391 TL, Birleşik Kamu İş 6 bin 778 TL açıkladı. Haziran ayında ortalama açlık sınırı 6 bin 585 TL. Bunun altında açıklanacak her rakam, asgari ücretlinin ve ailesinin yine açlık sınırı altında yaşaması demek. Asgari ücretlinin bir yılda yumurtadaki kaybı bin 345 adet, ekmekteki kaybı 93 adet, kuru soğandaki kaybı 984 kilo, makarnadaki kaybı 206 paket. Erdoğan’ın açıklayacağı asgari ücret sofradan kaybolan bu ürünleri yerine geri getirmeyecekse, asgari ücretlinin alım gücünü yine yükseltemeyecekse asgari ücret, yine açlık ücreti olacaktır.

    “HANGİ ENFLASYONU AÇIKLARLARSA AÇIKLASINLAR MEMURUN VE EMEKLİNİN EN AZ YÜZDE 10 MAAŞ ZAMMINA EL KOYULMUŞ DURUMDA”

    Yoksulun emeğine, ekmeğine TÜİK eliyle el koyuyor. Erdoğan emir veriyor, TÜİK vatandaşın cebini zorla boşaltıyor. TÜİK, ileride ne yazık ki istatistik kurumu değil ‘emekçileri tüketen kurum’ olarak anılacak. Gerçek enflasyonu gizleyen TÜİK, geçen ay 20 yıldır açıkladığı madde sepetini kaldırdı. İktidar yetkilileri, pazartesi günü TÜİK’in 6 aylık enflasyon artışını yüzde 40 olarak açıklayacağı söylüyor.

    “‘DOMATESİ İKİ KİLO YERİNE İKİ TANE ALIRIZ’ DİYEN VEKİL, ‘DANIŞMANLARIMDAN BORÇ ALIYORUM’ DEMİŞ”

    Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, ‘Danışmanlarımdan borç alıyorum’ demiş. Bu vekil, daha birkaç ay önce ‘Gerekirse yarım kilo et yeriz. Domatesi iki kilo yerine iki tane alırız’ diye asgari ücretliye ve emekliye akıl veriyordu. AKP öyle bir ülke yarattı ki herkes yoksullaşıyor. Ekonomi o kadar kötü ki iktidar vekili, resmen ‘Geçinemiyorum’ diyor. Geçim sıkıntısına düşmüş ama vatandaş bayat ekmek kuyruklarına girerken, üçüncü el giysi alırken bir milletvekilinin utanmadan bunu söylemesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

    “DEMİRÖREN MESELESİNE BAKIN, BİR TANE SORUŞTURMA AÇILMADI”

    Adnan Kahveci ne derdi; ‘Bir ülkede siyasetçiler zengin olursa halk fakir olur’. Bir mafya düzeniyle karşı karşıyayız. Demirören meselesine bakın, Sedat Peker açıkladı ama bir tane soruşturma açılmadı.

    “ERDOĞAN ANKARA’DA ESTİ GÜRLEDİ, İSPANYA’DA MİYAVLAYAN KEDİYE DÖNDÜ”

    Erdoğan, NATO görüşmesi öncesi Ankara’da esti gürledi, ama İspanya’da miyavlayan kediye döndü. Türkiye’de efelenip yurt dışına gidince kapalı kapılar ardında susan, herkesin önünde boyun eğen bir siyasetçi ile karşı karşıyayız. Gitmeden önce meydan okudu.

    Peki şimdi Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö ne diyor; ‘Resmi mutabakat belgesinde YPG’ye terör örgütü demedik. Diğer NATO ülkeleri Türkiye’den farklı düşünüyor. YPG’ye insani yardım yapmaya devam edeceğiz’ diyor. Erdoğan, her zaman olduğu gibi Türkiye’de farklı, yurt dışında farklı konuşuyor. Burada efelenen Erdoğan’ın yerine İspanya’da başka bir Erdoğan ile karşı karşıyayız. Yanında Merve Kavakçı’nın genç ve deneyimsiz kızıyla birlikte hem Biden ile görüşüyor hem de NATO’da ülkenin geleceğine ilişkin kararlar alıyor. Tabii Kavakçılar nasılsa aileden, hanedanlığın üyesi. Kimi milletvekili, kimi büyükelçi, kimi genel müdür, kimi Saray’ın moda danışmanı. Bunların ağzı sıkı. Gizli saklı konuşulanları çıkıp da yarın öbür gün hukuk devleti karşısında açıklamaz, verilen tavizleri anlatmaz.

    “ERDOĞAN’IN PARA İÇİN VERMEYECEĞİ TAVİZ YOK”

    Meclis’te konuştuk, İBB’den 6 buçuk milyon burs alıp Amerika’ya gidiyorlar. Normal ciddi ülkelerde, bir devlet başkanı görüşmeye girerken yanında Dışişleri Bakanlığı’nın dil bilen diplomatları olur. Bizimki ne yaptı? İşte bu aileden, Merve Kavakçı’nın başka bir ülke vatandaşı olan kızını yanına aldı. Biden ile Türkiye’nin, NATO’nun geleceğini konuştu. Erdoğan’ın para için vermeyeceği taviz yok.

    “MÜCELLA YAPICI’NIN, TAYFUN KAHRAMAN’IN ELİNDE SİLAH VAR MIYDI”

    Ülkenin çivisi çıkmış durumda. Erdoğan, basın toplantısında, ‘Benim ülkemde fikrinden dolayı cezaevinde olan yok’ dedi. Bu kadar da yalan olmaz. Erdoğan, NATO’da her şeyden taviz veriyor, bir tek yalandan taviz vermiyor. Yalan söylerken o kadar rahat ki hiç utanma sıkılma yok. Fikrinden dolayı cezaevine giren yok ama zikrinden, fikrini ifade ettiğinden dolayı cezaevine giren çok.

    Gezi olaylarında bir palalı vardı. Hani ‘Gezi’de şiddet var’ diyorlardı ya o şiddeti yapan o palalı hakkında, Türkiye ile Fas arasında fuhuş ticaretini yönetmekten 288 yıl ceza isteniyor. Fuhuş ticareti yapan o palalı, işte bunların kahramanı. Mücella Yapıcı’nın elinde silah var mıydı ya da Tayfun Kahraman’ın elinde silah var mıydı? Bunların elinde kalem vardı. Hangi gazetecinin elinde silah var?

    RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, bugün bir rakam açıkladı. Yandaş kanallara verilen ceza üç ise Halk TV, Fox TV, TELE 1 gibi muhalif kanallara bunun tam 10 katı ceza veriliyor. O yandaş kanallarda her gün küfür var, hakaret var. Bu yandaş medya, parayı kimden alıyor? Bizim cebimizden alıyor. Türkiye’de halen, tweet attığı için, Cumhurbaşkanı veya AKP’li yöneticileri eleştirdiği için cezaevine düşen bir sürü insan var.

    “TURKŞEKER DİYE BİR ŞİRKET KURMUŞLAR ONUN ÜZERİNDEN YOLSUZLUK YAPIYORLAR”

    Turhal Şeker Fabrikası özelleştirilirken sizin, 30 milletvekili arkadaşımız ile birlikte Tokat’a gelip eylem yaptık. Peki kim katıldı? CHP’liler katıldı, Turhal Şeker Fabrikası’nda çalışan işçiler katıldı.

    Eğer Turhal halkı istese o şeker fabrikası satılmazdı. Tokat isteseydi o şeker fabrikası satılmazdı. 45 gün boyunca milletvekillerimizle ‘Şeker vatandır, satılamaz” dedik ve sonuç ne oldu? Şimdi şekerin torbası bin 200 lira oldu. Buradan söylüyorum; büyük bir yolsuzluk ile karşı karşıyayız. TÜRKŞEKER’de üretilen şekerler, AKP’liler eliyle stokçuluk yaparak, pazarlama yöntemleriyle üç harfli marketlere verildiği gibi farklı işler de yapılıyor. Büyük bir yolsuzluk var burada. TURKŞEKER diye bir şirket kurmuşlar, onun üzerinden yolsuzluk yapılıyor. Bir yılda şekerin kilosu 6,5 TL’den 24,5 TL’ye çıktı. Bu, bir siyasi tercihtir. Maalesef bu siyasi tercihe destek verenler de bundan sorumludur. Eğer siz şeker fabrikası gibi kurumları satarsınız bunları yaşamaya mahkum hale gelirsiniz. Biz söylemiştik, şeker fabrikalarını satmak vatanı satmaktır, bu fabrikaları satanlar vatana ihanet etmiştir. İktidara geldiğimizde o özelleştirilen şeker fabrikalarının hepsini tekrardan kamulaştıracağız.”

  • TÜRKİYE TOHUMCULAR BİRLİĞİ BAŞKANI AKCAN: “SÜS BİTKİLERİNDEN ALINAN KDV ORANI YÜZDE 8’E DÜŞÜRÜLMELİ”

    TÜRKİYE TOHUMCULAR BİRLİĞİ BAŞKANI AKCAN: “SÜS BİTKİLERİNDEN ALINAN KDV ORANI YÜZDE 8’E DÜŞÜRÜLMELİ”

    Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, aynı üretim alanında faaliyet gösteren sektörler arasında KDV oranının yüzde 18 olduğu tek sektörün süs bitkileri olduğunu belirterek, “Nefes almamız için süs bitkilerinden KDV’nin, yüzde 1 olmasa bile yüzde 8’e düşürülmesini talep ediyoruz” dedi.

    TÜRKTOB ve SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan, süt bitkilerinde uygulanan KDV oranlarıyla ilgili açıklama yaptı. Türkiye’nin ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı’ kapsamında yeşil yatırımları teşvik eden politikalarının kısa sürede ve etkili sonuç vermesi için süs bitkileri sektörünün ürün ve hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanması gerektiğini vurgulayan Savaş Akcan, şunları kaydetti:

    “SÜS BİTKİLERİNDE KDV DÜŞERSE, GELECEKTE DAHA AZ KARBON VERGİSİ ÖDERİZ”

    “Yeşil ekonomiye uyum sağlanması, karbon yutaklarının artması, önümüzdeki süreçte ülkece ödeyeceğimiz karbon vergilerinin azalması, kırsalda çiftçi istihdamının, üretimin ve ihracatımızın artması, kısaca millî ekonomimiz ve yerli üretim süs bitkilerimizle nefes almamız için süs bitkilerinden de KDV’nin yüzde 1 olmasa bile yüzde 8’e düşürülmesini talep ediyoruz.

    Dünyada iklim değişikliği, küresel ısınma ve kuraklıkla mücadele politikaları hız kazanırken, diğer yandan iklim değişikliğinin ticaret politikalarıyla bağlantısı da giderek güçlendi. Salgın sonrası dönemde ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir biçimde sağlanması hedefi dünya ekonomisinin neredeyse tüm aktörleri tarafından benimsendi. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ile tüm politikalarını yeşil dönüşüm temelinde şekillendiriyor.

    ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nda yer alan çevre kirliliği ile savaş ve karbon emisyonlarının azaltılması için süs bitkileri sektörüne her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Ayrıca süs bitkileri sektörünün gıda kadar önemli olduğunu küresel Covid salgını sürecinde bir kez daha anlaşıldı.

    “SÜS BİTKİLERİ SEKTÖRÜ, YENİ EKONOMİNİN AKTÖRÜ KONUMUNA GELDİ”

    Biz tarımsal üretimin en önemli alanlarından biriyiz. Yan sektörlerimizde birlikte yarattığımız katma değerin artması için daha çok desteklenmemiz gerektiğini defalarca dile getirdik. Şimdi yeni, yeşil, döngüsel ekonominin ana aktörü konumuna geldik.

    Yaşadığımız ekonomik süreçte biz de üzerimize düşeni yapmaya gayret gösteriyoruz. Kolay uygulanabilir, hızlı sonuç alınacak ve devletimize yük olmayacak taleplerimizden şu an için sadece birini tekrar gündeme getirmek istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kararı ile tohumculuk içinde tohum, fide ve fidanda KDV yüzde1 olarak belirlendi. Aynı üretim alanı içinde olmamıza rağmen KDV oranı yüzde 18 olan tek sektör süs bitkileri kaldı. Rekabet ettiğimiz Avrupa ülkelerinde süs bitkilerinin KDV oranı ortalaması yüzde 8’dir.’’ 

     

     

     

     

  • PETROL İSTASYON SAHİPLERİNDEN CEZALARA TEPKİ: “BÜTÜN PETROLCÜLERİ BİTİRDİNİZ”

    Petrol istasyonu sahipleri, Ankara Ulus’ta dağıtım şirketlerinin sahte faturaları nedeniyle kendilerine ceza kesildiği ve istasyonlarının mühürlendiğini ileri sürerek tepki gösterdi. Ali Öztürk, 4 bin istasyonun kapanma ve 50 bin kişinin işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “Dağıtım şirketlerinin borçlarını ya da onların yaptığı usulsüzlüğün faturası benzin istasyon sahiplerine kesiliyor” dedi. Nuray Kormazoğlu da “Bizi tamamen bitirdiniz, Türkiye içerisindeki bütün petrolcüleri bitirdiniz” dedi.

    Petrol istasyonu sahipleri, Ankara Ulus’ta bir araya gelerek açıklama yaptı. İstasyon sahipleri adına konuşan Ali Öztürk, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kendilerine kestiği ceza nedeniyle mağdur olduğunu belirtti.

    “KENDİLERİNİN LİSANS VERDİĞİ VE DENETLEDİĞİ ŞİRKETLERİN USULSÜZLÜĞÜNÜN FATURASINI İSTASYON SAHİPLERİNE KESMEYE ÇALIŞIYOR”

    EPDK’nın lisans verdiği dağıtıcıların kestiği faturaların sahte olması nedeniyle EPDK ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kendilerine para cezası kestiğini ve istasyonları mühürlediğini kaydeden Öztürk, 4 bin istasyonun kapanma ve burada çalışan 50 bin kişinin de işsiz kalma riskiyle karşı karşıya geldiğini söyledi. Öztürk, “Kendilerinin lisans verdiği ve denetlediği akaryakıt dağıtım şirketlerinin borçlarını ya da onların yaptığı usulsüzlüğün faturasını burada bulunan benzin istasyon sahiplerine kesmeye çalışıyor” dedi.

    Öztürk, kendilerine kesilen faturanın gerçek olup olmadığını anlayamayacaklarını aktararak, “Biz birer denetlemeci değiliz ki. Bizler paramızı gönderip, yakıtlarını alıp, sonra da onu halka satan insanlarız. Bu dağıtım firmalarını lisans veren EPDK’nın kendisi. Faturayı kestiren Gelir İdaresi’nin kendisi. Her ay dağıtım firmaları EPDK’ya bildirim yaparken incelemeyen yine kendisi. Aradan bunca yıl geçtikten sonra gelip ‘Pardon petrolcüler dağıtım firmaları yolsuzluk yaptı. Bunun acı faturasını siz ödeyeceksiniz” diye konuştu.

    “İSTASYONLARIMIZI SATSAK CEZALARI ÖDEYEMEYİZ”

    Öztürk, kendilerine 3-4 milyon lira civarında para cezası kesildiğini ve üstüne de işyerlerini mühürlendiğini kaydederek, şunları söyledi:

    “Bizler bırakın bu cezaları ödemeyi, istasyonlarımızı satsak bu cezaları ödeyemeyiz. Mühürlü istasyonlar varken biz nereden bu parayı ödeyebiliriz, zaten ödeyemeyiz. Madem böyle bırakın mahkemenin sonucunu bekleyelim. Mahkemenin sonucunda haklı olduğumuzu kanıtlanırsa zaten bu cezalara gerek kalmayacak. Mahkeme bizleri haksız bulursa biz zaten hakkımızı aramaya devam edeceğiz.”

    EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın “Halk, yakıt nerede ucuzsa or dan alsın, çünkü biz her türlü kurumu inceliyoruz” dediğini anımsatan Öztürk, kendilerinin de halkın ucuz yakıt alabilmesi için ucuz akaryakıt veren dağıtım firmalarından akaryakıt aldıklarını dile getirdi. Öztürk, “Bize bunu yönlendiren EPDK Başkanımızken şimdi aynı EPDK ve Gelir İdaresi gelmiş bizleri inceliyor. Emin olun bizleri inceleyen hiçbir müfettiş aslında neyi incelediğini bilmiyor” diye konuştu.

    Bitlis Akaryakıt ve Petrol Üreticileri Derneği Başkanı Vedat Mürseloğlu, “Birileri bizi kurban etmeye çalışıyor” diyerek, kendilerini kaçak fatura ile itham edildiğini kaydetti. Mürseloğlu, EPDK’nın yetkili kıldığı firmalardan ürün aldıklarını bildirerek, “Bu firmaların sahiplerine hiçbir şey yapılmadı. Şimdi yurtdışında önüne purosunu koymuş içiyor. Bir kuruş devlete vergi de ödemediler. Devlet herhangi bir yaptırım da uygulamadı onlara. Onlar gitti yurt dışına biz burada cezasını çekiyoruz” dedi.

    Mürseloğlu, duruma ilişkin açtıkları davanın sonuçlanmadığını da vurgulayarak, “Mahkeme sonucunu beklemeden istasyonlarımızı mühürlemek bizi idam etmektir. Yani diyor ki ‘Seni önce idam edeceğim, sonra bakalım mahkeme ne karar verecek’. Beni idam ettikten sonra mahkeme ne karar verirse çok umurumda değil” diye konuştu.

    “SORUMLUSU DAĞITICILARDIR”

    İstasyon sahibi Fatih Çeken, akaryakıta gelen zamlar nedeniyle kendilerinin de zarar ettiğini kaydederek, “Sattığımızı kesinlikle yerine koyamıyoruz. Stoklarımız eriyor. Karlılıklarımız zaten diplerde. Eskiden yüzde 8-10 olan karlılıklar şu anda nette yüzde 1-2’lere kadar düştü” diye bilgi verdi. Çeken, başlarına gelen mağduriyetin nasıl yaşandığını da anlatarak, “Bunun tamamen sorumlusu dağıtıcılardır. Dağıtıcı haricinde de EPDK ve Gelir İdaresi’nin bizi değil o tarafı araştırması lazım” dedi.

    “NEDEN MÜHÜRLENDİĞİNİ BİLEN YOK”

    İstasyon sahibi Nuray Korkmazoğlu, devleti mağdur etme çabasında olmadıklarını tam tersine mağduriyetlerinin giderilmesini istediklerini kaydetti. Kormazoğlu, kendilerini her ay beyanname verdiğini ve kendilerini hiçbir zaman sahte fatura konusunda uyarılmadığını aktararak, “Sorgu sual hiçbir şey yok, direk petroller mühürleniyor. Burada kaç kişiyiz, sorun hepimize, neden mühürlendik? Niye mühürlendiğini bilen yok” diye konuştu.

    “BÜTÜN PETROLCÜLERİ BİTİRDİNİZ”

    Kormazoğlu, petrolcülerin zengin olmadığını ifade ederek, “Bakın şurada hepimize hangimiz zenginiz. Şu anda en aç olan petrolcü. Malı getiriyoruz, iki gün sonra indirim diyorsunuz. 100 bin litren varsa, 2 lira indirim gelse 100 bin lira kafadan yakıyorsunuz. Burada bizi düşünen hiç kimse yok. Zam geldiği zaman depomuzda mal olmasın, bu sefer bütün tüketiciler ‘İşte petrolcüler fırsatçı’. Bizi tamamen bitirdiniz, Türkiye içerisindeki bütün petrolcüleri bitirdiniz” diye vurguladı.  

     

     

  • CHP’Lİ ÖZEL’DEN TBMM TEŞKİLAT KANUNUNDA YAPILACAK DEĞİŞİKLİĞİ DEĞERLENDİRDİ: MECLİS BÜROKRATLARI İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİNE İNANMIŞ VE MUSTAFA ŞENTOP’U DA İKNA ETMİŞ GÖRÜLÜYOR

    CHP’Lİ ÖZEL’DEN TBMM TEŞKİLAT KANUNUNDA YAPILACAK DEĞİŞİKLİĞİ DEĞERLENDİRDİ: MECLİS BÜROKRATLARI İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİNE İNANMIŞ VE MUSTAFA ŞENTOP’U DA İKNA ETMİŞ GÖRÜLÜYOR

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de görüşülen torba teklifle TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu’nda değişiklik öngörüldüğüne dikkati çekerek, “Bu düzenlemeyle Meclis’te Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Başkan ve Başkan Yardımcısı olarak görev yapanların müşavirlik kadrosuna atanması öngörülüyor. Anlaşılmaktadır ki, Meclis bürokratları bir iktidarın değişeceğine inanmıştır. Meclis Başkanı da kendi atadığı üst düzey bürokratların bankamatik memuru olabilmenin önünü açacak bu düzenlemeye olur vermiştir” açıklamasını yaptı.

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yaptığı yazılı açıklamada; TBMM’de görüşülen torba teklifle, TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu’nda değişiklik yapılmak istendiğine dikkati çekti. Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapanların görevden alındıklarında TBMM Başkan Başmüşaviri kadrolarına, Daire Başkan olarak görev yapanların görevden alındıklarında TBMM Başkan Müşaviri kadrolarına, en az iki yıl kesintisiz Daire Başkan Yardımcısı olarak görev yapanların da görevden alındıklarında Genel Sekreterlik Müşaviri kadrolarına atanmasının öngörüldüğüne işaret eden Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Bu düzenlemeyle Meclis’te Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanı ve Daire Başkan Yardımcısı olarak görev yapanların müşavirlik kadrosuna atanması öngörülüyor. Bu düzenleme bugüne kadar olduğu gibi TBMM Başkanı’nın görevden aldığı yöneticileri uygun görmesi halinde var olan müşavirlik kadrolarından boş olanlara ataması biçiminde değil, görevden alınacak yönetici sayısı kadar ilgili kadrodan otomatik ihdas edilmesi şeklinde olacağından sakıncalıdır. Bu durum, ciddi idari ve mali yük oluşturacak ve ilgili personelin bankamatik memuruna dönüşmesi anlamına gelecektir. Meclisin alışılagelmişin işleyişinde bu tür görevlendirmeler için boş kadrolar yeterli olurken, böyle bir düzenleme topyekûn bir değişikliğe topyekun inanıldığını göstermektedir. Bu değişikliğin hazırlanması sırasında, bürokratların ‘Meclis Başkanım, iktidar değişiyor. Siz gidiyorsunuz, biz ne olacağız’ dediği, cevaben de ‘Merak etmeyin bir düzenlemeyle kadronuzu ve geleceğinizi garanti altına alacağım’ denildiği anlaşılmaktadır. Bu değişikliğe gitme motivasyonunun buradan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

    Anlaşılmaktadır ki, Meclis bürokratları bir iktidarın değişeceğine inanmış, bu konuyu Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a da açmış ve Meclis Başkanı da kendi atadığı üst düzey bürokratların bankamatik memuru olabilmelerinin önünü açacak bu düzenlemeye olur vermiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu düzenlemeyi doğru bulmadığımızı beyan ediyoruz. Ancak bir süredir ifade ettiğimiz psikolojik iktidarın el değiştiği, siyasi iktidarın ilk sandıkta el değiştireceğine yönelik ifadelerin iktidar partisi ve iktidar partisine yakın bürokratlar tarafından da kabul gördüğü anlaşılmaktadır. Meclis bürokratlarının, Millet İttifakının iktidarında bugüne kadar olmayan bir yöntemle bankamatik memur kadrolarına kendilerini atayacak bu düzenlemeye Meclis Başkanlığı’nı da ikna ederek, TBMM’yi alet ediyor olmalarını doğru bulmadığımızın altını bir kez daha çiziyoruz. Milyonlar iş bulamazken TBMM bürokratları için kıyak kadro teklifi vicdanları yaralıyor. Yoksulluğun tavan yaptığı, enflasyonun resmi olarak yüzde 70’i geçtiği bir dönemde TBMM’nin böyle bir düzenlemeye mesai harcanıyor olması abestir.”

     

  • İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN ÖĞRENCİLERE 350 TL YOL YARDIMI VE ASKIDA BİLET KAMPANYASI

    İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN ÖĞRENCİLERE 350 TL YOL YARDIMI VE ASKIDA BİLET KAMPANYASI

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yol masrafları nedeniyle ailelerinin yaşadığı şehre gitmekte zorlanan 3 bin 403 öğrenciye Kurban Bayramı öncesinde 350 liralık ulaşım yardımı yapılacağını duyurdu. Başkan Soyer, daha fazla öğrenciye ulaşabilmek için ‘Askıda Bilet’ kampanyası başlattıklarını belirterek, “Bize katılın, dayanışmayı büyütelim” dedi.

    Eğitim yardımından yemeğe, ücretsiz nakliyeden çamaşırhane hizmetine kadar gençler için birçok proje yürüten İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu kez de şehirlerarası otobüs bileti almakta zorlanan öğrenciler için harekete geçti. Başkan Tunç Soyer, Kurban Bayramı öncesinde sosyal yardım alan ailelerin üniversitede okuyan çocuklarının eve dönüş biletlerini karşılayacaklarını belirterek, 3 bin 403 öğrenciye 350 liralık ulaşım yardımı yapılacağını duyurdu.

    Başkan Soyer, daha fazla öğrenciye ulaşabilmek için ‘Askıda Bilet’ kampanyası başlattıklarını da söyleyerek, “Sevgili İzmirliler, Askıda Bilet uygulamamızla imkanları sınırlı öğrencilerimizin biletini ödeyebilir ve onlara ulaşım desteği sağlayabilirsiniz. Gençlik kenti İzmir’imizin gençlerine hareket özgürlüğü sağlamak için harekete geçin. Daha fazla gencimize ulaşabilmemiz için tüm hemşerilerimizi bu dayanışmanın bir parçası olmaya davet ediyorum” dedi.

    ASKIDA BİLET KAMPANYASINA NASIL KATILIM SAĞLANIR

    ‘Askıda Bilet’ uygulamasına katılmak isteyen İzmirliler, bizizmir.com sitesi üzerinden “Askıda Bilet Al” sekmesine tıklayarak bilet bekleyen öğrencilerle buluşuyor ve kampanyaya destek olabiliyor. Öğrenciler ise “Askıya Bilet Bırak” sekmesiyle nereden nereye gideceğini, gideceği tarihi ve öğrenci belgesini sisteme yükleyerek bilet başvurusunu oluşturabiliyor.

  • BAKAN NEBATİ: FATURA KARŞILIĞI ALDIĞINIZ KREDİYİ FATURALARDAKİ AMACINA UYGUN BİR ŞEKİLDE KULLANIN

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Proforma faturaları kullanıp, krediyi alıp sonra da faturalarını iptal edenlere buradan bir çağrım var. Sakın ha! Her şeyi biliyoruz. Faturalar karşılığı olarak aldığınız krediyi faturalardaki amacına uygun bir şekilde kullanın. Proforma fatura, belli bir müddet sonra gerçek faturaya dönüşecek. Üretim diyoruz ya size ucuz kredi veriyoruz. ‘Ucuz krediyi yatırımda kullan, işletme sermayende kullan’ diyoruz. Bu konuda gerekli adımları atacağımızı tüm kamuoyunun bilmesinde fayda var” dedi.  

    Nureddin Nebati, Diyarbakır İş Dünyası Buluşması toplantısında yaptığı konuşmada, milyonların beklediği asgari ücret rakamını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağını belirtti. Nebati, iş dünyasına yönelik uyarılarda bulunarak şunları söyledi:

    “ELEKTRİK MALİYETLERİNİN ZAMANLA SIFIRLANMASI KONUSUNDA TARİHİ BİR ADIM ATMIŞ OLUYORUZ: Tarımsal sulamada güneş enerjisi santralleri projemizi başlattık. Bu projenin tanıtımını da biliyorsunuz mart ayında Urfa’da hep birlikte yaptık. GES’e yönelik desteklerimiz kapsamında çiftçilerimize, Ziraat Bankası’yla ilk bir yılı geri ödemesiz olan toplam 84 ay vadede kredi imkanı sunuyoruz. Tarım arazisinin en fazla yüzde 1,5’una kadar GES kurulumu ve aylık mahsuplaşmasına da imkan getirdik. Böylelikle bölge insanımızın tarımdaki en önemli sorunu elektrik maliyetlerinin zamanla sıfırlanması konusunda tarihi bir adım atmış oluyoruz.

    ÇİFTÇİLERİMİZ FAZLADAN ÜRETMİŞ OLDUĞU ELEKTRİĞİ DE SATMA İMKANINA KAVUŞMUŞ OLACAK: Ancak, anlaşılan bazıları, bizim icraatlarımızın hızına yetişip takip edememiş. Biz, vaat vermiyoruz, net olarak söylüyoruz. 84 milyar lira, 830 bin hektarlık alanın bitmiş baraj ve göletlerindeki suyun toprağa kavuşturulması ile ilgili bir çalışma artı 12 milyar liralık, Türk tarımını destekliyoruz. Böylelikle özellikle GES üretiminde bulunan çiftçilerimiz, sadece mahsuplaşma imkanına değil fazladan üretmiş olduğu elektriği de satma imkanına kavuşmuş olacak.

    BÜYÜK VE DENGELİ BİR BÜYÜMEYLE YAKALAMIŞ DURUMDAYIZ: Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyük ve dengeli bir büyümeyi yakaladık. Yani net dış ticaret talebimizle içerideki talep neredeyse at başı birlikte gidiyor. Tam dengeli bir büyümeyle yakalamış durumdayız. İmalat sanayisinde kilit konumunda olan birçok sektörü doğrudan etkileyen makine teçhizat yatırımlarımız da 2019 yılının son çeyreğinden bu yana kesintisiz büyüyor. Nisan ayı itibariyle toplam istihdamımızı 30,4 milyona çıkardık. Onun için bütçemiz güçlü. Onun için kamu maliyemiz güçlü. Ülkenin tamamı üretiyor, ihraç ediyor ve istihdamı da en üst seviyeye getirmiş durumda. 2020 yılının nisan ayına göre Türkiye, 5 milyon yeni istihdam sağladı. Bu bir rekordur.

    SAVAŞ NEDENİYLE ENFLASYONDA YÜKSEK BİR RAKAM OLUŞTU: Cumhuriyet’imizin 100. yılında, 2023’te 100 milyar dolarlık bir ihracatı biz inşallah geçmiş olacağız. Diğer yandan Covid-19 salgını sonrasında ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı, tam toparlanma eğiliminde olan arz ve tedavi zincirlerini olumsuz yönde etkilerken küresel emtia fiyatlarının önemli ölçüde artmasına neden oldu. Enflasyonun tüm dünyada son 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmasına da yol açmıştır. Bu durumun bize de yansıması sonrasında ülkemizde de enflasyonda yüksek bir rakam oluştu. Alım gücünü ve refahı korumak amacıyla pek çok tedbiri hayata geçirdik. Pek çok alanda vergi oranını düşürdük.

    TEMMUZ AYINDAN İTİBAREN GEÇERLİ OLACAK ŞEKİLDE ASGARİ ÜCRET BELİRLENİYOR: Tüm bu adımlar ek olarak, 2022 yılında 241 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz. Son olarak, asgari ücreti iyileştirilmesine yönelik Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yapılan çalışmalar da nihayetleniyor. Dar gelirli ve sabit ücretli vatandaşlarımızı hayat pahalılığından korumak amacıyla temmuz ayından itibaren geçerli olacak şekilde asgari ücret belirleniyor. Belirlendiği anda da Sayın Cumhurbaşkanımız bunu milletimizle paylaşacaktır. Makro ekonomik ve finansal istikrarlı kuvvetlendirmeye yönelik ilave tedbirlerle de enflasyonla mücadele sürecimizi destekliyoruz. Döviz kurlarındaki fiyat dalgalanmalarını en aza indirmek için 2021 yılı aralık ayında uygulamaya başladığımız kur korumalı mevduat enstrümanına ilaveten, biliyorsunuz gelire endeksli senetlerin, yani GES’lerin de ihracını gerçekleştirdik.

    MAKRO İHTİYATİ POLİTİKALARDA SIKILAŞMAYA GİDİYORUZ: Kredilerin üretken alanlara yönlendirilmesini sağlamak amacıyla tüketici ve konut kredilerine yönelik makro ihtiyati politikalarda sıkılaşmaya gidiyoruz. Ancak dar gelirli vatandaşlarımızın krediye erişim imkanını gözeterek 50 bin liraya kadar olan tüketici kredilerinde bir vade sınırlamasına gitmedik.

    BDDK’NIN DÜZENLEMESİNDEKİ AMACI SON DERECE AÇIK: Finansal istikrarı güçlendirme politikamız kapsamında yakın dönemde BDDK, ticari kredi kullanımına dair bir düzenleme yaptı. Bu düzenlemenin de amacı son derece açık. ‘Krediyi alıyorsanız üretim, ihracat yapın, istihdam oluşturun, ter dökerek para kazanın. Gidip de dövize, atına yatırım yapmayın’ diyor. Açık bir şekilde.

    TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ’NE SAYGI DUYMUYORSANIZ BİLE UYUM SAĞLAYIN: Bu ülke, en doğru şekilde 20 yıldır nasıl yönetildiyse bundan sonra da yönetilmeye devam edecek. Türkiye Ekonomi Modeli’ne de saygı duymuyorsanız bile uyum sağlayın. Türkiye Ekonomi Modeli, üretim ve ihracat odaklı ve istihdamı artırmaya odaklı. Bunun için de selektif kredi anlayışıyla çalışıyor. Kredilerimizi uygun alanlara veriyoruz. ‘Ver parayı ucuza’, ne yapacaksın parayı, dövize gideceksin. Kusura bakma, buna izin vermeyiz. Yatırımcının başımızın üstünde yeri var. Yeter ki aldığın krediyi düzgün bir yerde kullan. Dijital teknolojinin geliştiği bir ortamdayız. Hangi miktarı nerede kullandığını şeffaf bir şekilde zaten ortaya koyuyor. Verdiğimiz paralar, krediler boşa gitmesin. Siz de kazanın, ülke de kazansın. Verdiğimiz kredilerin amacına uygun şekilde harcanmasını sağlamaya yönelik bazı düzenlemeler yapmamızdan daha doğal ne olabilir ki ya? İsteyen, kendi kaynaklarını yine gidip istediği şekilde kullanabilir. Bizi hiç ilgilendirmiyor ama bankaya ‘Ben bu parayı şu iş için alıyorum’ diyorsan aldığın o parayı o iş için kullanmak mecburiyetindesin.

    BİZ, MİLLETİMİZİN ÇIKARLARI NEYİ GEREKTİRİYORSA ONU YAPIYORUZ: BDDK, çok açık bir şekilde diyor ki ‘Ticari kredi alıyorsanız bunu size üretken işlerde kullanmanız için veriyoruz’ diyor. Bu kadar açık. Diğer yandan bizim, Türk lirasını güçlendirme, güvenme, yani liralaşma yönünde bir politikamız var. Bu çok net. Burada asıl sorun nedir biliyor musunuz? Burada asıl sorun, 2002 yılında toplanan her 100 liranın 86 lirası faize gidiyorken bugün toplanan her 100 liranın 15 lirası faize gidiyor. Karamsarlıklarının asıl sebebi, rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçiyor olmamız. Karamsarlar, bu yüzden daha da karamsar oluyor. Yok böyle bir Türkiye artık. Kimse kusura bakmasın. Biz, milletimizin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz.

    İSTİHDAMA YÖNELİK FİNANSMAN İMKANLARIMIZI 2 KATINA ÇIKARIYORUZ: Attığımız bu adımlar, inanıyoruz ki finansal istikrarı sağlamlaştıracak ve selektif kredi politikamızla uyumlu şekilde kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılmasını sağlayacaktır. Son dönemde Meclis’e verilen kanun teklifiyle Hazine destekli kefalet sisteminin yasal kaynağını 50 milyar liradan 100 milyar liraya yükselterek üretime, yatırıma, ihracata, dolayısıyla da istihdama yönelik finansman imkanlarımızı iki katına çıkarıyoruz. Bu kanun teklifi, biliyorsunuz dün Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçerek Genel Kurul aşamasına geldi.

    PROFORMA FATURALARI KULLANIP FATURALARINI İPTAL EDENLERE BURADAN BİR ÇAĞRIM VAR: KGF’de ve diğer kredilerde fatura karşılığı destek veriyoruz biliyorsunuz. Buradan sesleniyorum. Proforma faturaları kullanıp, krediyi alıp sonra da faturalarını iptal edenlere buradan bir çağrım var. Sakın ha! Her şeyi biliyoruz. Sakın ha! Faturalar karşılığı olarak aldığınız krediyi faturalardaki amacına uygun bir şekilde kullanın. Proforma fatura, belli bir müddet sonra gerçek faturaya dönüşecek. Üretim diyoruz ya size ucuz kredi veriyoruz. ‘Ucuz krediyi git, yatırımda kullan, işletme sermayende kullan’ diyoruz. Bu konuda gerekli adımları atacağımızı tüm kamuoyunun bilmesinde fayda var. Meclis’teki kanun teklifi sayesinde esnafımız, çiftçimiz, küçük ve ortak orta ölçekli işletmelerimiz başta olmak üzere tüm firmalarımıza piyasa şartlarını gözeterek tedricen ve selektif bir yaklaşımla kullandırmak üzere 890 milyar lira civarında ilave bir finansman imkanı oluşturmuş olacağız.”

    PROFORMA FATURA NEDİR

    Proforma fatura, teklif faturasıdır, ön fatura da denilmektedir. Proforma fatura, özellikle dış ticarette kullanılır, uluslararası satış sözleşmesi olarak da nitelendirilir. Proforma fatura karşılığı hizmet veya ürün verilmediği için ödeme de yapılmaz. Proforma faturanın maliye açısından ve kanunen hiçbir sorumluluğu yoktur. Ticaret ve vergi hukukunda proforma fatura ile alakalı bir düzenleme bulunmamaktadır. Dileyen her işletme proforma faturayı kullanabilir. Yalnız proforma fatura düzenlemek için ticari fatura kullanılmaz. Ayrıca fatura üzerinde “proforma fatura” ibaresi olmak zorundadır. İşletme, kağıt proforma fatura düzenleyeceği gibi antetli kağıdıyla da proforma faturayı hazırlayabilir.

  • Gaziantep’te uyuşturucu satan 2 kişi tutuklandı

    Gaziantep’te uyuşturucu satan 2 kişi tutuklandı

    Şahinbey İlçe Emniyet Müdürlüğü, narkotik suçların engellenmesi ve sokak satıcılarının yakalanmasına yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında, operasyonların düzenlendiği ifade edildi.

    Yapılan çalışmada, Bahçelievler Mahallesi İnönü Caddesi üzerinde durumundan şüphelenilerek durdurulan M.Ç. ve M.B. isimli 2 şüphelinin üzerinden 50,75 gram metamfetamin (ateş-buz) ele geçirildiği bilgisi verildi.

    Şüpheli şahısların yanında bulunan ve sahiplenilmesi yasak olan köpek de Büyükşehir Belediyesine ait barınağa teslim edilirken gözaltına alınan şüphelilerin çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konulduğu belirtildi. (İLKHA)

  • Hurdaya dönen otomobilden yaralı kurtuldular

    Hurdaya dönen otomobilden yaralı kurtuldular

    Kaza, Batman-Kozluk karayolu üzerinde saat 16.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Batman istikametine doğru seyreden 46 P 2770 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak kaza yaptı.

    Defalarca takla atıp karşı şeride geçen otomobilde bulunan isimleri öğrenilemeyen 2 kişi yaralandı.

    Yaralılar, çevredekilerin yardımıyla kaza yerine sevk edilen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

    Otomobilin hurdaya döndüğü kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi.(İLKHA)

  • Emeklilere bayram ikramiyesi yarın ödenmeye başlıyor

    Emeklilere bayram ikramiyesi yarın ödenmeye başlıyor

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıklamasına göre maaş günü 1 Temmuz olan 4/C’li memur emeklilerinin ikramiyeleri yarın hesaplarına yatırılacak.

    Maaş tarihi 2-5 Temmuz arası olan 4/C’li memur emeklileri, ikramiyelerini yine aynı tarihte alacak.

    İşçi emeklilerine ödemeler 5-6 Temmuz’da yapılacak

    4/B’li Bağ-Kur emeklileri için ise ikramiye ödemeleri 7 Temmuz’da yapılacak.

    Maaş tarihleri 17-21 Temmuz arasında olan 4/A’lı işçi emeklileri için ikramiye ödemeleri 5 Temmuz’da yapılacak.

    22-26 Temmuz’da maaş alanlara ise ikramiyeleri 6 Temmuz’da ödenecek. 

    Daha önce 1100 lira olarak ödenen ikramiyenin bu bayramda da aynı miktarda hesaplara yatırılması bekleniyor. (İLKHA)

  • Gaziantep’te kesinleşmiş hapis cezası bulunan FETÖ hükümlüsü tutuklandı

    Gaziantep’te kesinleşmiş hapis cezası bulunan FETÖ hükümlüsü tutuklandı

    Gaziantep’te polis tarafından FETÖ/PDY’ye yönelik düzenlenen operasyonda, hakkında 7 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan FETÖ/PDY üyesinin tutuklandığı belirtildi.

    İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde FETÖ/PDY’nin eylem ve faaliyetlerinin engellenmesi amacıyla operasyonların düzenlendiği belirtildi.

    Yapılan çalışmada, FETÖ/PDY’ye üye olmak suçundan hakkında 7 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan C.K. isimli örgüt üyesinin yakalanarak, sevk edildiği Adli Mercilerce tutuklandığı ifade edildi. (İLKHA)