Kategori: Asayiş

  • Bingöl Üniversitesinde yedi bölüme daha öğrenci alımı yapılacak

    Bingöl Üniversitesinde yedi bölüme daha öğrenci alımı yapılacak

    Bingöl Üniversitesinde bazı fakülte ve meslek yüksekokulları bünyesinde daha önce öğrenci alan ve kapanan bölümler ile ilk defa öğrenci alacak bölüm/programlara öğrenci alınması için YÖK’e yapılan teklif, Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından görüşülerek onaylandı. 

    Bingöl Üniversitesinin daha önce öğrenci alan ve özellikle salgın sürecinde tercih azlığı nedeniyle kapanan Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Programına,  İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Programına,  Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programına ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Elektronik ve Haberleşme Programlarına yeniden öğrenci alımının yapılması için YÖK’e yapılan teklif kabul gördü.

    Yine ilk defa öğrenci alımı için Teknik Bilimler MYO bünyesinde bulunan ‘Web Tasarımı ve Kodlama Programı’ ile Sağlık Hizmetleri MYO bünyesinde bulunan ‘Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Programı’ ve ‘Evde Hasta Bakımı Programı’na ilk kez öğrenci alımı teklifi de YÖK tarafından kabul edildi.   

    Böylelikle Bingöl Üniversitesi bünyesinde yeni açılan 3 program ile pasif olan ve yeniden aktif hale getirilen 4 programla birlikte toplam 7 program daha 2022-2023 akademik yılında öğrenci alacak.

    İlk kez ve yeniden öğrenci alacak programlar ve kontenjanları, 

    Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Programı: 20

    İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Programı: 20

    Bingöl Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Web Tasarımı ve Kodlama Programı: 20

    Bingöl Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Elektronik Haberleşme Teknolojisi Programı: 20

    Bingöl Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı: 20

    Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Programı: 30 

    Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Evde Hasta Bakımı Programı: 30 olarak belirlendi. (İLKHA)

  • Malatya’da başından vurulan Ekrem Kaya cinayeti ile ilgili yeni tutuklama

    Malatya’da başından vurulan Ekrem Kaya cinayeti ile ilgili yeni tutuklama

    Merkez Battalgazi ilçesi Şifa Mahallesi Tekel sokakta başından vurulmuş halde bulunan Ekrem Kaya (34) adlı şahıs olay yerinde hayatını kaybetmişti. Polisin yaptığı çalışmalarda, olayla ilgili toplam 8 kişi gözaltına alınmış, adli makamlara sevk edilen zanlılardan 7’si tutuklanmış bir şahıs ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

    Olayın aydınlatılmasına yönelik yapılan çalışmalarda, 780 saat kamera görüntüsünün incelemesi sonucu olaya karıştıkları tespit edilen 3 şüpheli daha yakalandı.

    İfade işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen şahıslar, tutuklanarak cezaevine konuldu. Son tutuklananlar ile birlikte olayla ilgili tutuklananların sayısı 10’a yükseldi. (İLKHA)

  • Mavi Marmara Gazisi Tunç: ABD’nin ve NATO’nun olduğu yerde güvenlik ve emniyet olmaz

    Mavi Marmara Gazisi Tunç: ABD’nin ve NATO’nun olduğu yerde güvenlik ve emniyet olmaz

    Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi, Malatya Yeni Camii meydanında “Katil ABD-NATO Türkiye’den defol!” temalı basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, yaklaşan ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle 251 şehide rahmetle andıklarını, FETÖ’yü ve planlayıcısı ABD, NATO’yu şiddetle lanetlediklerini söyledi.

    “FETÖ terör örgütü eliyle yapılan bu darbe hiç şüphesiz en çok aziz dinimiz İslam’a zarar vermeyi hedeflemiştir”

    Tunç, “Dini bir cemaat görünümünde devletin ve milletin içine sızmış sapık FETÖ terör örgütü eliyle yapılan bu darbe hiç şüphesiz en çok aziz dinimiz İslam’a zarar vermeyi hedeflemiştir. 40 yıldan fazla bir zamandır sapkın din anlayışını ılımlı yani Amerikancı İslam anlayışı üzerine kuran bu sapkın örgüt ve onun sözde hocası bu hain darbe girişimiyle Müslümanlara ve İslam’a çok büyük zarar vermiştir. Sözde hizmet adı altında milli ve manevi değerlerimizi istismar ederek gittikleri her ülkede Büyük Şeytan ABD tarafından desteklenen FETÖ; gençlere, emperyalizme yani NATO’ya ve siyonizm’e boyun eğme fikrini aşılamıştır. Bu örgüt içerisinde bulunan gençler, kendileri gibi düşünmeyen Müslümanlara ve İslam ülkelerine düşman olarak yetiştirilmiştir. Bu proje, Siyonist-Emperyalist odakların teslimiyetçi ve rantçı ‘Amerikan İslam’ı’ projesidir. Bu anlayış, ABD ve siyonist israil ile birlikte Müslüman ülkeler ve halklar üzerinde askeri operasyonlar düzenlemeyi meşru gören sapkın bir din anlayışıdır. Bu yüzden FETÖ gibi din kisvesine bürünmüş yapıları halkımızın yakından tanıması büyük önem arz etmektedir. Kendi meşum hedeflerine ulaşmak için soru çalan, torpil yapan, başkalarının hakkını gasp eden, iftira atan, şantaj yapan bu terör yapısının mensuplarının darbeye kalkışması ve darbeye direnen masum halkın üzerine ateş açması; işte o zehirli düşüncelerinin bir tezahürüdür.” dedi.

    “Milletimiz FETÖ’nün sapkın din anlayışından kaçarken yeni bir tuzağa çekilmiştir”

    Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç

    Hain darbe girişimini fırsat bilen bazı karanlık çevrelerin yeni bir toplum mühendisliği projesini tasarladığına dikkat çeken Tunç, “Bu sinsi projeye göre; hiçbir toplumsal ve siyasal talebi olmayan, emri bil maruf nehyi ani’l münker yapmayan, bu bozuk düzenin İslam dışı uygulamalarına itiraz etmeyen yeni bir Müslüman kimliği oluşturulmak istenmiştir. Yani milletimiz FETÖ’nün sapkın din anlayışından kaçarken yeni bir tuzağa çekilmiştir. Halbuki İslam; faize, Siyonizm’e, emperyalizme, her türlü fesada, sapkınlığa, haksızlıklara fert ve toplum olarak karşı çıkılmasını istemektedir. Milletimizin önündeki en gerçekçi tek seçenek Batı sömürgeciliğine, emperyalizme, Siyonizm’e, faiz düzenine başkaldıran sahih Kur’an-ı Kerim, Ehli Beyt ve Sünneti Seniyye anlayışından beslenen Öz Muhammed’i İslam yani İnkılapçı İslam anlayışıdır.” diye kaydetti.

    “Adana’daki İncirlik başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Malatya, Diyarbakır, Kayseri ve İzmir’deki NATO üsleri darbe girişimine tam destek vermiştir”

    FETÖ’nün bir kukla olduğunu ve bu kanlı darbe girişimin arkasında ABD, NATO, israil yani siyonizm ve onlara uşaklık eden Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerin olduğuna vurgu yapan Tunç, “Adana’daki İncirlik başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Malatya, Diyarbakır, Kayseri ve İzmir’deki NATO üsleri darbe girişimine tam destek vermiştir. TSK’ya sızmış ve ruhlarını ve bedenlerini ABD’ye satmış binlerce örgüt üyesi milletimizin üzerine ölüm yağdırmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminde adı geçen isimlerin ABD tarafından himaye ediliyor oluşu ve iade edilmeyişleri de kamuoyunun malumudur. Tüm bu gerçekler 15 Temmuz kalkışmasının da tıpkı 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri gibi NATO/ABD kaynaklı olduğunu göstermektedir.” dedi.

    “Türkiye’nin hiç vakit kaybetmeden ABD ve NATO ile hesaplaşması, ABD ile stratejik ortaklık ve Avrupa Birliğine tam üyelik sevdasından vazgeçmesi gerekmektedir”

    Tunç, şöyle devam etti:

    “İşte bu yüzden Türkiye’nin hiç vakit kaybetmeden ABD ve NATO ile hesaplaşması, ABD ile stratejik ortaklık ve Avrupa Birliğine tam üyelik sevdasından vazgeçmesi gerekmektedir. Türkiye’nin, 54. Hükümetin başbakanı rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın kurduğu D-8’i geliştirerek D-60’ı kurmasından başka yolu yoktur. Şimdi biz şu soruyu soruyoruz: İncirlik NATO üssünde bulunan ve Hiroşima’ya atılan atom bombalarından 4 kat daha güçlü olan 50 adet Termonükleer bombayı ABD hangi İslam ülkesine karşı kullanmak için bizim topraklarımızda tutmaktadır? Yine Çekiç Güç’ün terör örgütüne yaptığı yardımlar hafızalarımızda tazeliğini korurken Diyarbakır’da bulunan NATO hava üssündeki ABD askerleri kime hizmet etmektedir? Şunu unutmayalım: ABD’nin ve NATO’nun olduğu yerde güvenlik ve emniyet olmaz. ABD ve NATO’nun olduğu yerde terör, kargaşa, faili meçhul kalan siyasi cinayetler, kardeş kavgası, katliam, savaş ve sömürü olur. Ülkemizdeki NATO/ABD üsleri milli güvenliğimizi tehdit etmektedir. Çünkü ülkemizi açık hedef haline getirmektedir. Bundan dolayı Siyonist İsrail’e koruma sağlayan Kürecik NATO Radar Üssü ve ABD’nin bölgemizdeki operasyonlarının yönetildiği İncirlik başta olmak üzere ülkemizdeki 28 NATO üssü bir an önce kapatılmalı, NATO’dan çıkma süreci başlatılmalı ve ABD ile stratejik ortaklığa son verilmelidir. Türkiye 15 Temmuz gecesi ABD’nin ve Batı’nın ipiyle kuyuya inilemeyeceğini görmüştür.”

    “NATO, Acil Müdahale Gücündeki asker sayısını 40 binden 300 bine çıkaracak. Bu gelişme, ırkçı siyonizmin ve emperyalizmin yeni kaos planının habercisidir”

    Tunç, “Son NATO zirvesinde alınan kararla, büyük şeytan ABD’nin güdümündeki bu eli kanlı örgütün genişlemesinin başta Türkiye olmak üzere İslam Dünyası için çok tehlikeli bir gelişme olduğuna dikkat çeken Tunç, “Bu karar, ileride ülkemizi Rusya ile daha çok karşı karşıya getirecek sinsi bir tuzaktır. Batılı ülkelerin Türkiye’ye verdikleri sözü hiçbir zaman tutmadıkları da tarihi bir gerçektir. Ayrıca NATO, bu zirvede alınan kararlar ile yeni bir dünya savaşı çıkarma hazırlığı içerisinde olduğunu da göstermiş oldu. NATO, Acil Müdahale Gücündeki asker sayısını 40 binden 300 bine çıkaracak. Bu gelişme, ırkçı siyonizmin ve emperyalizmin yeni kaos planının habercisidir.” diye kaydetti. (İLKHA)

  • Bakan Nebati: Silvan Barajı 305 bin kişiye iş imkânı sağlanacak dev bir projedir

    Bakan Nebati: Silvan Barajı 305 bin kişiye iş imkânı sağlanacak dev bir projedir

     

    Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, özel bir otelin toplantı salonunda iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.

    Diyarbakırlı çiftçilere destek olmaya devam ettiklerini söyleyen Nebati, “Kıymetli katılımcılar, tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra 130 asırdan bu yana akan Dicle nehrinin bereketlendirdiği Diyarbakır, bugün ülkemizin en geniş tarım arazisine sahip sekizinci ili. Ülkemizin toplam kırmızı mercimek üretiminin yüzde 21’ini gerçekleştiren Diyarbakır, ipek böceğinde de yaklaşık 43 ton koza üretimiyle birinci sıradadır. Bizler de bu bereketli topraklardaki üretimin daha da artması için Diyarbakırlı çiftçilerimize destek olmaya devam ediyoruz. Tarımsal üreticilerimize Ziraat Bankamızla uygun koşullu kredi imkânı sunuyoruz. 2021 yılında toplam 6 bin 438 üreticimize yaklaşık 1,4 milyar liralık kredi kullandırdık.” dedi.

    “Modern sulama projelerine büyük önem veriyoruz” diyen Nebati, “Bu yılın ilk 5 ayındaysa 3 bin 371 tarımsal üreticimiz toplam 978 milyon lira tutarında kredi kullanmış bulunuyor. Tarımda modern sulamanın her bakımdan son derece önemli olduğunu biliyoruz. Bu sebeple DSİ vasıtasıyla yürüttüğümüz modern sulama projelerine büyük önem veriyoruz. Bölgemizde Atatürk Barajı’ndan sonra en büyük ikinci sulama projesi olan ve 2 milyon 350 bin dekar arazinin sulanmasını sağlayacak Silvan Barajı inşaatının bu yılın sonuna tamamlanabilmesi için tüm çalışmalar devam ediyor. Silvan Barajı, ara depolamaları ve sulama tesislerinin de bitirilerek hayata geçirilmesiyle yaklaşık 305 bin kişiye iş imkânı sağlayarak ekonomimize yılda 5,4 milyar lira katkıda bulunacak dev bir projedir.” ifadelerini kullandı.

    “Diyarbakır ve çevre illerimizde tarımsal alandaki elektrik maliyetlerini çok cüzi rakamlara düşüreceğiz.”

    Tarımsal alandaki maliyetlerde değişikliklere gidileceğini aktaran Bakan Nebati, “GES’e yönelik desteklerimiz kapsamında çiftçilerimize Ziraat Bankası’yla ilk 1 yılı geri ödemesiz toplam 84 ay vadeli kredi imkânı sunuyoruz. Tarım arazisinin en fazla yüzde 1,5’ine kadar GES kurulumuna ve aylık mahsuplaşmaya imkan getirdik. Böylelikle bölge insanımızın tarımdaki en önemli sorunlardan biri olan elektrik maliyetlerinin zamanla sıfırlanması konusunda tarihi bir adım atmış durumdayız. İnşallah en kısa zamanda Diyarbakır, Şanlıurfa ve çevre illerimizde tarımsal alandaki elektrik maliyetlerini çok cüzi rakamlara düşüreceğiz. Hatta ve hatta güneş enerjisinden ürettiğiniz elektriği satma imkanına da sahip olacaksınız. Diyarbakır’ımızda sanayinin ve üretim kapasitesinin daha da gelişmesini arzu ediyor, bu doğrultuda yatırımcılarımızın her daim yanında olmaya devam ediyoruz. Son 19 yılda Diyarbakır’a yatırım yapmak isteyen firmalar için düzenlediğimiz bin 800 teşvik belgesinde öngörülen yatırımların 850’den fazlası tamamlanmış bulunuyor. Hayata geçen bu yatırımlar sayesinde Diyarbakır’ımızda 40 bin kişinin istihdam edilmesini sağladık.” şeklinde konuştu.

    “Diyarbakır 20 yıl önce yıllık bazda yaptığı ihracatın çok daha fazlasını artık aylık olarak yapıyor”

    Diyarbakır’ın dış ticaretine de değinen Nebati, “Şehrimizin ihracatı 2002’de yıllık bazda 6,8 milyon dolar düzeyinden 2022 yılı Nisan ayında yaklaşık 58 kat artışla yine yıllık olarak 394 milyon dolar seviyesine yükseldi. Diyarbakır 20 yıl önce yıllık bazda yaptığı ihracatın çok daha fazlasını artık aylık olarak yapıyor.  Bu olumlu gelişmeler neticesinde 2002 yılında dış ticaret açığı veren ilimiz 2022 yılı Nisan ayı itibarıyla yıllık olarak 278 milyon dolar dış ticaret fazlası veren bir duruma gelmiştir.” dedi.

    “Diyarbakır hava, kara ve demiryolu ulaşımıyla Ortadoğu ülkelerine yakın olması büyük avantajdır”

    Diyarbakır’ın lojistik yönden hızla ilerlediğini aktaran Nebati, “Asya ile Avrupa arasındaki tarihsel İpek Yolu ticaret ağının kesişim noktasında bulunan ilimiz bugün de lojistik bir merkez olma yolunda hızla ilerliyor. Hava, kara ve demiryolu ulaşımıyla Ortadoğu ülkelerine yakın olması Diyarbakır’ımızın büyük bir avantajıdır. Güneydoğu’da bir ilk olan ve demiryolu bağlantısıyla bölgesinde ön plana çıkan Diyarbakır Lojistik Merkezi küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği günümüzde hem şehrimize hem de ülkemize çok ciddi bir rekabet avantajı sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

    “Salgından alnımızın akıyla daha da güçlenerek çıktık”

    Salgın döneminde Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değinen Nebati, “Gelişmiş ülkelerin ekonomide tökezlediği, sağlık hizmetleri açısından sınıfta kaldığı salgın döneminden alnımızın akıyla, daha da güçlenerek çıktık. 2020 yılında G-20 ülkeleri arasında Çin’le birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olan ekonomimiz 2021 yılında da yüzde 11 oranında büyümeyi başardı.Bu başarılı performansın 2022 yılının ilk çeyreğinde de sürdüğünü görüyoruz. Bu dönemde ülkemiz yıllık yüzde 7,3 oranında, dengeli bir büyüme görünümü sergiledi. Geride kalan 2 yılda güçlü büyüme ve yatırımların istihdamda da karşılık bulmasını sağladık ve  Nisan ayı itibarıyla toplam istihdamımızı 30,4 milyona çıkardık. Böylece pandeminin derinden hissedildiği 2020 yılı Nisan ayına göre 5 milyon yeni istihdam oluşturarak önemli bir başarıya daha imza attık. 2023’te hedefimiz inşallah 300 milyar dolarlık ihracat yapmaktır. ” dedi.

    “Hükümet olarak pek çok alanda vergi oranlarını düşürdük”

    Nebati, “Covid-19 salgını sonrasında ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı, toparlanma eğiliminde olan arz ve tedarik zincirlerini olumsuz yönde etkilerken, küresel emtia fiyatların önemli ölçüde artmasına neden olmuş, enflasyonun tüm dünyada son 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmasına yol açmıştır. Bu durumun bize de yansıması sonrasında ülkemizde de enflasyonda yükseliş meydana geldi. Hükümet olarak halkımızın alım gücünü ve refahını korumak amacıyla pek çok tedbiri hayata geçirdik. Vatandaşlarımızın tüketiminde önemli yer tutan gıda ve temizlik ürünleri, elektrik gibi pek çok alanda vergi oranlarını düşürdük.

    Son olarak asgari ücretin iyileştirilmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yapılan çalışmaları nihayetlendirdik. Dar gelirli ve sabit ücretli vatandaşlarımızı hayat pahalılığından korumak amacıyla temmuz ayından itibaren geçerli olacak şekilde asgari ücret yeniden belirlendi. Bu müjdeyi Sayın Cumhurbaşkanımız milletimizle paylaşacaktır.  Önümüzdeki dönemde de Fiyat İstikrarı Komitesi ve Gıda Komitesinde aldığımız kararlarla arz güvenliğini ve istikrarını güçlendirmeye, tarımsal üretimi geliştirmeye ve enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)

  • DÜZCE’DE BAŞKAN ÖZLÜ, SEL BASKINI YAŞANAN ÜÇYOL MERASINA “3. GÜN, ZORLA MÜDAHALE ETTİ” İDDİASI

    DÜZCE’DE BAŞKAN ÖZLÜ, SEL BASKINI YAŞANAN ÜÇYOL MERASINA “3. GÜN, ZORLA MÜDAHALE ETTİ” İDDİASI

    MERVE GÜVEN

    Düzce’deki Üçyol köyü merasını, hafta başında etkisini gösteren şiddetli yağış nedeniyle su bastı. Üçyol köyü sakini Fikret Arı, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün olayın üçüncü günü bölgede çalışma başlattığını ileri sürerek kendi çabası ile yetkililere ulaştığını, çözüm için CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile iletişime geçtiğini anlattı. Özkoç’un girişimi ile Özlü’nün çalışma başlattığını savunan Arı, “Bunun partisi yok. Orada kalan canlar var, kurtarılmayı bekleyen ama hiçbir şey yapmadınız. Devletimiz zor günlerimizde bizim yanımızda olmak için değil mi? Böyle gördük, yetiştirildik, ama şu an bakıyoruz zorlama ile yanımızda oluyor” dedi.

    Hafta başından bu yana etkili olan şiddetli yağış ve su taşkınları Düzce’yi de vurdu. Pek çok köy ve mera su altında kaldı, bazı köylerde 2 günü aşan su kesintileri yaşandı. Düzce’nin Üçyol köyü de şiddetli yağıştan etkilendi, bölgedeki mera sular altında kaldı ve yüzlerce hayvan öldü. Üçyol köyünde yaşayan Fikret Arı isimli kadın yurttaş, bölgede 21 bin dönüm arazinin sular altında kaldığını belirterek 3 gün boyunca ne Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün ne de başka bir yetkilinin kendilerini ziyaret ederek bir müdahalede bulunmadıklarını öne sürdü. Fikret Arı, kendi çabası ile CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’a ulaştığını ve onun girişimleri sonucu Özlü’nün bölgeye gelerek sel felaketinin üçüncü gününde inceleme ve çalışmalara başladığını savundu.

    Fikret Arı, yaşadıklarını ANKA Haber Ajansı’na yazılı olarak şu şekilde aktardı:

    “AFAD’I ARADIM, ‘BİZ ONLARI ALMAYA GİTTİK HAYVANLARI KURTARACAĞIZ DEDİLER GELMEDİLER, İKİNCİYE BİR DAHA GİDEMEYİZ’ DEDİLER”

    “Salı sabahı haber geldi; hayvanlarınızı Üçyol köyü merasından alın, sel gelecek diye. Oğlum ve köyden 20 kişi hayvanları almak için gitti. Sabah 8’de dizlere kadar olan su sabah 10.30’da boylarına kadar gelmiş. Su bir andan yükseldi, bir saat içinde yarım metre olan su 2,5 metreyi bulduğu için hayvanları kurtarmayı bırakıp kendilerini kurtarmaya çalıştılar. AFAD gidiyor ama onlar hayvanları kurtaracağız diye gelmiyor, suyun az olduğu saatte oluyor bu tabii ki. Öğle saatinde oğlum beni aradı ve ‘Anne biz Fevziye köyü merasında mahsur kaldık, bizi buradan aldır’ dedi. AFAD’ı aradım, ‘Biz onları almaya gittik hayvanları kurtaracağız dediler gelmediler, ikinciye bir daha gidemeyiz’ dediler bana. Ben de bir anne olduğum için ve orada 6 kişi mahsur kaldığı için panik yaptım ve jandarmayı aradım. Jandarma sağ olsun benimle çok ilgilendi. AFAD gelmedi ama, Jandarma Komutanlığı bizim ve o 6 kişi için Milli Parklar botunu ayarladı, oraya gönderdi, akşam saat 6’da oğlum geldi. Fakat oradaki su 3 metreyi bulduğu için hayvanlarımız mahsur kaldı. Bildiğim kadarıyla 40 baş sığır, 200 baş manda ve 300 tavuk telef oldu.

    “ENGİN ÖZKOÇ’A ULAŞTIM, ONUN SAYESİNDE DE FARUK ÖZLÜ OLAYI DUYDU VE İKİNCİ DEĞİL ÜÇÜNCÜ GÜNÜ ANCAK MÜDAHALE ETTİ”

    Ertesi gün tekrar gittiler, AFAD geldi ama tek bir lastik botla geldi bu yüzden de hiçbir şey yapamadan geri döndü. Yani hayvanlar orada ölüme terk ediliyor. Daha sonraki süreçte ben Sakarya Ticaret Odası Başkanı Adem Sarı ile irtibata geçtim ve bana sayın vekilim Engin Özkoç’un numarasını verdi. Ben de sayın vekilime ulaştım; Engin Özkoç ilgilendi. Onun sayesinde Üçyol köyü merasındaki mahsur kalan hayvanlardan haberi olmayan sayın Faruk Özlü olayı duydu ve ikinci değil üçüncü günü ancak müdahale etti. Burada benden başka kimse çabalamadı, ne köy muhtarı ne köy heyeti ne de köydeki insanlar.

    “SAYIN SOYLU GELDİ DOLAŞTI GİTTİ. ERTESİ GÜN YİNE HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”

    Çarşamba akşamı sayın vekilim (Özkoç) Bakan (Süleyman Soylu) ile görüşüyor, kimlerle nasıl bir iletişime geçti bilmiyorum. Ertesi sabah 6’da, bize hiç uğramayan Belediye Başkanı Faruk Özlü, Sakarya’dan büyük kepçe desteği, helikopter, balık adamlar istiyor, hepsi getiriliyor. Bunların hepsi benim çabamla oluyor. CHP İl Teşkilatının da hakkını yiyemem, onlarla bu işi çözdük. En azından 35 hayvanı kurtardık, orada canlı kalan mandalar, suyun içinde çok az bir kuru yer var oraya çekildi ve kepçenin yardımıyla onlara yem götürüldü. Zararın ne kadar olduğunu bilmiyorum fakat yetkililere ulaşmak için illaki başka başka yollar mı denememiz gerekiyor. Sayın Soylu geldi dolaştı gitti. Ertesi gün yine hiçbir şey yapılmadı. Sadece ve sadece yapılan çabalar Fikret Arı diye bir annenin sayesinde oldu, oğlumu kurtarmayı kendi çabamla başardım. Üçyol merasındaki hayvanları kurtarmayı da kendi çabamla ve sayın vekilimin yardımıyla başardım. Bu konu basında çok az yer aldı, istiyorum ki bunu Türkiye duysun. Şu an 21 bin dönüm arazi su altında ve bu yerleri ekenlerin hepsi, tohum borcu var gübre borcu var, bunları yaparak buraları ektiler. Çok mağduruz. Benim hiçbir zararım yok, iki hayvanım vardı geri geldi. Şu an çabaladığım sadece çevremdeki zarar gören insanlar için, zararlarının bir şekilde telafi edilmesi için.

    “DEVLETİMİZ ZOR GÜNLERİMİZDE BİZİM YANIMIZDA OLMAK İÇİN DEĞİL Mİ? BÖYLE GÖRDÜK, YETİŞTİRİLDİK, AMA ŞU AN BAKIYORUZ ZORLAMA İLE YANIMIZDA OLUYOR”

    İki gün boyunca Üçyol merası için hiçbir çaba göstermeyen Faruk Özlü, benim Engin Özkoç ile diyaloğa geçmem üzerine, çarşamba akşamı gece saat 12’de kendisinin haberi oluyor. ‘Benim o bölgeden hiçbir şekilde haberim yok, o şekilde sel geldiğini bilmiyorum’ diyerek işin içinden çıkıyor. ‘Ben yarın sabah hemen oraya gidiyorum, gerekirse komşu illerden yardım alacağım’ diyor. Biz harekete geçmesek Özlü hiçbir şey yapmayacaktı ve kalan hayvanlar da orada ölüme terk edilecekti. Dün akşam bakıyorum Faruk Özlü, bütün işi kendi yapmış, haber almış, çabalamış gibi Facebook’ta bir sürü yayınlar yapıyor. Bir belediye başkanı olarak kendisine soruyorum; neden dürüst olmuyorsunuz? Bunun partisi yok, a’sı, b’si, c’s, yok. Orada kalan canlar var, kurtarılmayı bekleyen ama hiçbir şey yapmadınız. Bizim çabamızla yaptınız, bunu neden dile getirmiyorsunuz? Bunu yapan muhalefet olduğu için mi kaldıramıyorsunuz? Ben bunu muhalefet olarak yapmadım. Sadece orada kalan canların kurtarılması için yaptım. Sayın vekilime, Düzce İlçe Başkanı Özcan Dağıstanlı, yardımcısı Sinan Doğan ve Ulaş beye teşekkür ediyorum, onlar da ilgilendiler geçmiş olsuna geldiler fakat bu işteki pay benim. Kimse kendini yapmadığı bir şey ile anlatmaya kalkmasın, yaptıklarını anlatsın sadece. Devletimiz zor günlerimizde bizim yanımızda olmak için değil mi? Böyle gördük, yetiştirildik, ama şu an bakıyoruz zorlama ile yanımızda oluyor.”

     

  • Vatandaşlar mucur bırakılan yolun asfaltlanmasını istiyor

    Vatandaşlar mucur bırakılan yolun asfaltlanmasını istiyor

    Batman merkez Şirinevler Mahallesi Toptancılar Caddesinde yaklaşık 6 gün önce yapılan kazı çalışmasından sonra yola bırakılan mucurlu taşlar araçların geçmesiyle tehlike oluşturuyor.

    Yapılan kazı çalışmasından sonra mucur dökülen yola bir türlü asfalt yapılmadığını belirten mahalle sakinleri, durumu Batman Belediyesi yetkililerine ilettiklerini fakat muhatap bulamadıklarını söyledi.

    Yola bırakılan mucurlu taşların her an tehlike oluşturduğuna dikkat çeken mahalle sakinleri, yetkililere çağrıda bulunarak yolun asfaltlanması talep etti.

    Kazı çalışması yapılan yere boşaltılan mucurlu taşların her bir araç geçişinde tehlike oluşturduğuna dikkat çeken mahalle sakinlerinden Abdürrahim Tosun, “Burası Batman merkez Şirinevler Mahallesi Toptancılar Caddesidir. Özellikle Turgut Özal Bulvarına 20 metre mesafedeyiz ve Batman trafiğinin en yoğun olduğu güzergâhlardan bir yerdir. Belediye 6 gün önce burada bir çalışma başlattı ve kazdı, ardından üzerini çakıl taşlarıyla doldurdu. Buradaki çakıl taşları vatandaşlara çok ciddi tehlike oluşturuyor. Her gün takriben bir yumurtanın iki katı kadar taşlar toplayıp kenara bırakıyoruz. Allah korusun bir aracın lastiğinden bir taş fırlarsa ölümle neticelenebilecek bir sonuç çıkabilir.” dedi.

    “Batman Belediyesi yolumuzu ihmal ediyor”

    Abdürrahim Tosun

    Batman belediyesine durumu iletmelerine rağmen ihmal edildiklerini ifade eden Tosun, “Belediyeye defalarca çağrıda bulunup şikâyetlerde de bulunmamıza rağmen bize geleceğiz dediler ama halen gelen kimse olmadı. Sayın Valimizin duyarlılığını biliyoruz ve basın yoluyla duyurmak istedik. Bu durumu 5 gün önce belediye birimlerine iletmiştik ve bugün de aramamıza rağmen buraya gelen olmadı. Yani burası ihmal ediliyor. Vatandaş olarak Batman Belediyesinden isteğimiz çakıl taşlarının olduğu kısma ivedilikle asfalt yapmalarıdır.” ifadelerinde bulundu.

    “Arabalar geçerken sağa sola taşlar fırlıyor”

    Nihat Kaya

    Arabalar geçerken sağa sola çakıl taşları fırladığını belirten bir diğer vatandaş Nihat Kaya, “Yolumuzun bir an evvel yapılmasını istiyoruz çünkü arabalar geçerken sağa sola çakıl taşları fırlıyor. Esnaf arkadaşlar durumu belediyeye iletmesine rağmen yol halen yapılmış değil. Bu durumdan rahatsız oluyoruz. Yetkililerden talebimiz bir an evvel kazılan ve mucur taşı bırakılan yerin asfalt yapmalarıdır.” diye konuştu. (İLKHA)

  • Bitlis’te ekmeğe yüzde 25 zam yapıldı

    Bitlis’te ekmeğe yüzde 25 zam yapıldı

    Un fiyatı ve girdi maliyetlerinin yükselmesi ekmeğe yansımaya devam ediyor.

    Ekmek zammına ilişkin açıklamada bulunan Tatvan Fırıncılar Derneği Başkanı Maşuk Aksoy, un fiyatı ve maliyetinin artması nedeniyle zam yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.

    Fırıncı esnafının iş yerlerini kapatma noktasına geldiğini belirten Aksoy, ekmek fiyatına zam yapmak zorunda kaldıklarını, vatandaşın da bunu sağduyu ile karşılaması gerektiğini ifade etti.

    Aksoy, cumartesi gününden itibaren 3 TL olan ekmeğin, 4 TL ile satışa sunulacağını söyledi. (İLKHA)

  • SİVAS’TA KATLEDİLEN 33 AYDIN, GAZİ CEMEVİ ÖNÜNDE ANILDI: “YAKILAN CANLARIMIZLA BİRLİKTE İNSANLIK ONURU YAKILMAK İSTENMİŞTİR”

    FAHRETTİN ÖZTÜRK

    Sivas’taki Madımak Otel’de 29 yıl önce yakılarak katledilen 33 aydın, yazar ve şair, İstanbul’daki Gazi Cemevi’nin önünde, 12 Mart Platformu tarafından anıldı. Burada yapılan açıklamada, “Hunharca yakılarak katledilen sadece 33 aydın, yazar, şair ve halkın gencecik çocukları değildi. Yakılan canlarımızla birlikte, insanlık ve insanlık onuru yakılmak istenmiştir” denildi.

    Sivas’taki Madımak Otel’de, camiden çıkan bir grup tarafından yakılarak katledilen 33 aydın, yazar ve şair, bugün İstanbul Sultangazi’de bulunan Gazi Cemevi’nin önünde 12 Mart Platformu tarafından anıldı. Anma programında türküler söylendi, şiirler okundu. Anma programına katılanlar, “Sivas’ı unutma, unutturma” ve “Sivas’ta düşene, dövüşene bin selam” sloganları attı.

    12 Mart Platformu adına Onur Narin’in okuduğu basın açıklamasında şunlar kaydedildi:

    “ONLAR ÖZGÜR DÜŞÜNCEDEN KORKMAKTADIRLAR: İktidarları bu katliamlara sevk eden şey, onların korkularından, emek sömürüsü iştahlarından başka bir şey değildir. Onlar, özgür düşünceden, halkların ve farklı inançların kardeşliğinden korkmaktadırlar. 1993’ün 2 Temmuz’u, ırkçı, tekçi Türk-İslam sentezci faşist derin devletin de teşviki ve desteğiyle esas olarak Alevi inancına mensup aydınların konakladığı Madımak Otel’in benzin döküp yakıldığı gündür.

    HALKIMIZIN DİRENİŞİ KARŞISINDA FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN HEVESİ KURSAĞINDA KALMIŞTIR: Pir Sultan şenlikleri başlamadan günler önce, MİT’in katliam hazırlıklarını başlattığı artık kamuoyunca bilinen bir gerçektir. O gün Madımak’ta 33 aydın ve 2 otel çalışanı yanarak veya dumandan boğularak can verdi. Hunharca yakılarak katledilen sadece 33 aydın, yazar, şair ve halkın gencecik çocukları değildi. Yakılan canlarımızla birlikte, insanlık ve insanlık onuru yakılmak istenmiştir. Faşizmin yoz kültür ve ideolojisine karşı halkın yükselen ilerici, devrimci kültürü, sanatı ve edebiyatı yakılmak istenmiştir. Ama aydınlarımızın ve halkımızın direnişi karşısında faşist diktatörlüğün hevesi kursağında kalmıştır.

    DEVLET, SUÇ ORTAKLARINI ÇEŞİTLİ KADEMELERİNDE GÖREVLENDİREREK ÖDÜLLENDİRDİ: Halkımızın yiğit evlatlarını diri diri yakan yobaz güruh hakkında dava açıldı. Mahkemenin sonucunda 33’ü idam, diğerleri değişik süreli cezalar aldılar. Ancak çok geçmeden, kısa süre içinde büyük bir kısmı salıverildi. Firar edenler oldu ve kalanlar için de zaman aşımı uygulanarak hepsi salıverilmiş oldu. Devlet, suç ortakları olan bu beslemelerini devletin çeşitli kademelerinde görevlendirerek ödüllendirmekten geri durmadı.

    FARKLI KESİMLER BİRBİRLERİNE DÜŞMANLAŞTIRILIYOR: Bütün tarihi katliamlar ve tekçilik üzerine kurulu faşist diktatörlüğün dünden bugüne süregelen baskı, sömürü, talan politikaları hız kesmeden devam ediyor. Özellikle Neo-Osmanlıcı diğer adıyla Müslüman Kardeşler patentli AKP ve ırkçı faşist MHP ortaklı iktidar, bir yandan kendilerinden olmayan her kesimi ötekileştirirken öte yandan böl parçala yoluyla halkın farklı kesimleri birbirlerine düşmanlaştırılıyor. En ufak demokratik hak talebi bastırılıyor. Geçmişte can ve kan pahasına kazanılmış olan tüm demokratik, akademik ve sosyal haklar yok sayılmaktadır.

    BU DÜZENE BAŞ KALDIRMAK MEŞRUDUR: Açlığın, yoksulluğun, baskının ve artan zamların hüküm sürdüğü bu faşist düzene başkaldırmak ve isyan etmek meşrudur. Halkımızın isyan bayrağını çekmesi kaçınılmazdır ve o kadar uzakta değildir. Sivas-Madımak katliamının 29’uncu yıl dönümünde ne katledilen aydın, yazar ve kadınlı erkekli halkın yiğit evlatlarını ne de o cehennem ateşini yaktırtan ve yakanları unutmayacağız. Yananları yüreğimizin başköşesine oturturken yakanları tarihin çöplüğüne gömeceğiz.”

  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Bilgin’den asgari ücret açıklaması

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Bilgin’den asgari ücret açıklaması

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Bugün itibariyle ek yüzde 30’luk artış yaparak asgari ücreti 5 bin 500 TL’ye çıkardık. Böylelikle 2022 yılında asgari ücretteki kümülatif artış oranı yüzde 94.60 oldu” dedi.

    Bakan Bilgin açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:

    “Çalışanlarımızı, emekçilerimizi enflasyona ezdirmeme irademizin arkasındayız. Bugün itibariyle ek yüzde 30’luk artış yaparak asgari ücreti 5 bin 500 TL’ye çıkardık. Böylelikle 2022 yılında asgari ücretteki kümülatif artış oranı yüzde 94.60 oldu.” (İLKHA)

  • Adıyaman’da Hint keneviri ele geçirildi

    Adıyaman’da Hint keneviri ele geçirildi

    Konu hakkında valilikten yapılan açıklamada, “Kâhta Narkotik Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ve Adıyaman Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerimizce yapılan çalışmalarda Kâhta-Siverek yolunda bulunan bir yerleşim yerinde M.Y isimli şahsın Hint keneviri bitkisi yetiştirdiği tespit edilmiştir. Yapılan operasyonda 167 adet Hint keneviri bitkisi ele geçirilmiş ve şüpheli şahıs hakkında yasal işlem başlatılmıştır.” ifadeleri kullanıldı. (İLKHA)